Bu Blogda Ara

30 Haziran 2013 Pazar

Alisveris Websitelerinden Pirlanta Alinir mi?

İnternet siteleri üzerinden pırlanta satın almak, çevrenizdeki herhangi bir kuyumcudan alışveriş yapmaktan çok daha güvenlidir.


 Çünkü bu sitelerden yapacağınız alışverişler baştan sona resmi kayıt altına alınmaktadır. Fakat bu kayıt sırasından kesinlikle kredi kartı bilgileri kayıt edilmez. 







Buna karşın yüz yüze yapacağınız alışverişler çoğu sektörde olduğu gibi mücevher sektöründe de her zaman kayıt altına alınmamaktadır. 

Dolayısıyla internetteki pırlanta satışı mağazalarından yaptığınız alışverişlerde ödeme, ürün teslimat adresi ve fatura bilgileriniz tamamıyla resmi evraklar üzerinden işlem görmektedir.
İnternet pırlanta satış sitelerinin sunduğu bir başka avantaj da ürün iade sistemidir. Online pırlanta satış sitelerinden aldığınız herhangi bir ürünü iade etmek yüz yüze alışverişe göre çok daha pratik ve kolay bir işlemdir.
Online pırlanta satışı yapmakta olan çoğu firma satmış olduğu ürün için 7 gün boyunca koşulsuz iade garantisi vermektedir. Dolayısıyla alışverişlerinizi yaparken iade süresinin kaç gün geçerli olduğunu göz önünde bulundurmak sizin yararınıza olacaktır. 

Şayet herhangi bir siteden müşterileri şikayetleri artarsa; anlaşmalı olduğu banka, kredi kartı üyeliğini iptal edecektir. Bu nedenle internet üzerinden pırlanta satışı yapan mağazaların müşteri memnuniyeti açısından çok dikkatli olması ve bu işi ciddiyetle yapması gerekmektedir.



Çünkü internet üzerinden yapılan satışlar “uzaktan satış” olarak nitelendirilmekte ve herhangi bir uyuşmazlıkta, kredi kartları merkezi ve tüketici mahkemeleri müşteriyi haklı görmektedir. Bu bakımdan sanal mağazalardan alışveriş yapan her müşterinin koruma kalkanı altında olduğunu unutmamakta fayda var. 

Tüm bunların yanı sıra, internet sitesi üzerinden online pırlanta satışı yapan mağazaların sanal pos alabilmesi de her biri oldukça zor olan işlemler gerektirmektedir. Bankalar sanal pos dağıtma konusunda son derece seçici ve dikkatli davranmakla birlikte pırlanta ve mücevher satışı yapacak olan sanal mağazalar söz konusu olduğunda bu durum daha da zorlaşmaktadır.

Pırlantacı

29 Haziran 2013 Cumartesi

“Istanbul’un 100 Mucevheri" Mucevher ve degerli tas uzmani Aylin Gozen





 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından yayımlanan ve İstanbul ile ilgili yüz mekân, kişi, tarihi-kültürel eser ve fenomenlere ilişkin yüz ayrı kitap çalışmasını içeren İstanbul’un Yüzleri Projesi’nin bir yeni kitabı daha okuyucuyla buluşuyor.
Mücevher ve değerli taş uzmanı Aylin Gözen tarafından hazırlanan “İstanbul’un 100 Mücevheri ve Sanatçısı” isimli eserde , uzun süreden beri İstanbul’da sergilenen, şehirle özdeşleşmiş mücevherlere ve mücevher sanatçılarına yer verilmiş. Kaşıkçı Elması’ndan Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman’la yaşadığı aşktan esinlenerek tasarlanan Hürrem’in Gözyaşları’na kadar İstanbul’un en gözde mücevherlerine yer verilen eserin yayın danışmanlığını Prof. Dr. İskender Pala, Metin Celal, Adnan Özer, Ahmet Kot ve Ömer Faruk Şerifoğlu yapmış.

Yaklaşık iki yıl süren titiz bir araştırma ve çalışmanın ürünü olan kitapta, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerine ait değerli ziynet eşyaları, savaşlarda kullanılan zırhlar ve muhtelif eşyalardan oluşan İstanbul’un antika mücevherleri, şehirden esinlenerek hazırlanmış takı koleksiyonları (özel ve seri üretim), İstanbullu sadekârların (mücevher ustası) ürettikleri mücevherler ve  mücevher tasarımcıları yer alıyor. Kitabın sonunda mücevher yapımında kullanılan değerli taşların anlatıldığı bir sözlük de bulunuyor.
İşte Kitapta Yer Alan Efsane Mücevherler !!!

Kaşıkçı Elması
Damla şeklinde kesilmiş, 59 fasetten oluşan 86 karat ağırlığıyla, dünyanın kesilmiş en büyük pırlantalarından. Etrafında iki sıra halinde ve farklı büyüklüklerde toplam 49 pırlanta yer alan elmas, IV. Mehmed zamanında Osmanlı hazinesine girdi.
Eğrikapı çöplüğünden Topkapı Sarayı’na Kaşıkçı Elması’nın ilginç hikayesi…
Sultan IV. Mehmed döneminin defterdarı Sarı Mehmed Paşa’nın kaleme aldığı Zübde-i Vekaiyat (Olayların Özü) adlı eserinde bulunan bilgiye göre 1699 yılında, İstanbul’da, Eğrikapı çöplüğünde bu taşı bulan kişi, cam zannederek üç kaşık karşılığında taşı bir kaşıkçıyla değiştirir. Taşı kaşıkçıda gören bir kuyumcu ise, kaşıkçıdan bu taşı on akçeye alır ve bir arkadaşına gösterir. Taşın gerçekten elmas olduğu anlaşılınca, arkadaşı kendine de pay ister. Arada çıkan anlaşmazlık nedeniyle olay kuyumcubaşıya taşınır. Kuyumcubaşı, her iki tarafa da birer kese akçe vererek taşı kendi alır. Dönemin sadrazamı olayı duyup taşı kendi almak isterken, bilgi IV. Mehmed’e ulaşır ve taş saraya getirilerek işlenir. İşlenmiş haliyle 84 karat bir pırlanta olur. Kuyumcubaşıya da kapıcıbaşılık rütbesiyle birkaç kese altın verilir.
Kanuni Sultan Süleyman’ın Kılıcı

Tepesi altınla süslenmiş kılıcın üzerine yakut ve turkuvaz taşı mıhlanmış. Kabzası mor kadife kumaşla kaplı olan kılıcın iki tarafında da altın birer balık figürü yer alıyor. Kabzası altından, en tepesinde ise turkuvaz taşı bulunuyor.
Altın kakma tekniğiyle kılıcın bir tarafında “Sultan Osman Hanı Gazi İbn Ertuğrul bin Süleyman Şah”, diğer tarafında ise “Sultan Süleyman Han İbn Sultan Selim Han” yazılmış. Siyah meşin kaplı kının üzerinde altından yapılmış üç bölüm yer alır. Bu halkalar yine kabartma çiçeklerle süslenmiş, turkuvaz taşıyla çevrelenmiş büyük bir kabaşon kesim yakuttan oluşur.


Şah İsmail’in Maşrapası
Yavuz Sultan Selim’in gerçekleştirdiği Çaldıran Zaferi’nden sonra getirilen ganimetlerden biridir.

Herat taşı adı verilen siyah bir taştan oyma tekniğiyle yapılmıştır. Üzerindeki desenler altınla kakma olarak verilmiştir. Boyun etrafında yine altın kakma olarak, hatla “es-Sultan el-Âdil el-Kâmil el-Hâdi el-Veli Ebu el-Muzaffer Şah İsmail Bahadur Han el-Safevî halledallahû tealâ ve mülkehu Sultanehu” yazılıdır. Ejder şeklindeki gümüş kulpunda, mine tekniğiyle yapılmış süslemeler yer alır.
Sultan I. Ahmed Taht Askısı
Gümüş bir zincirle tahtın kubbesine asılan askının alt ucunda altın mile geçirilmiş doğal ve iri bir zümrüt, küçük incilerden yapılmış dilimli bir top ve uçları zümrütle sonlanan inci püskül yer almaktadır.

Tahtın armudi formdaki askısının zemini, kalemkâr tekniğinde çiçek ve yaprak motifleriyle desenlendirilmiştir. İki yüzde görülen yarım küre biçimindeki kabarık paftaların zemini ajur tekniğindedir. Değişik boyutlarda zümrüt ve yakutların dönüşümlü olarak çevrelediği paftaların üst kısmına oval formda iri birer firuze yerleştirilmiştir.
Safir Taşlı Altın Yüzük/Bizans
7. yüzyıl Bizans dönemine ait olan bu yüzükte, dörtgen şeklinde kesilmiş safir taşının altı olan külah bölümü, piramit şeklindeki tırnaklı altın montüre mıhlanmış.
Murassa Miğferi
Murassa miğferi, Osmanlı dönemindeki ince kuyumculuk işçiliğini, karakteristik Osmanlı tarzını ve zevkini ortaya koyan hayranlık uyandırıcı çalışmalardan biridir.

Miğferin yüzeyi tam ve yarım şemse formunda altın tabakalarla süslenmiştir. Üzerindeki altın tabakalara, yine altından çiçek tabanlı, yüksek yuvalara turkuvaz taşı ve yakutlar mıhlanmıştır.
Arka tarafında yer alan ense kısmındaki siperlikte, merkezden yayılan lale motifleri bulunmaktadır. Sürgülü burun siperliğinin üstünde altın kakma rumi motifleri ve tepesinde bir firuze vardır. Miğferin içi ise, ince ipekten sık dokunan kırmızı atlas kumaşla kaplıdır.
Sultan Selim’in Mührü
Osmanlı İmparatorluğu’nda, yeni bir padişah başa geçtiğinde, kalabalık bir heyet eşliğinde Hazine ziyaret edilirdi. Bu ziyaret töreninde hazine kethüdası, Hazine’nin anahtarını getirerek Yavuz Sultan Selim’in mührünü kontrol eder, bu mühürle kilitlenmiş kapı özel bir törenle açılırdı.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’nden İstanbul’a dönüşünden sonra yapılan bu mühür, “Benim altınla doldurduğum hazineyi bundan sonra gelenlerden her kim mangır ile doldurursa hazine anın mührüyle mühürlensin ve illa benim mührümle mühürlenmekte devam olunsun” şeklindeki vasiyetine uygun olarak, Cumhuriyet dönemine kadar kullanılmıştır.
Yüzük şeklinde olan ve halen Topkapı Sarayı’nda bulunan bu mührün ortasında “Sultan Selim Şah” ve etrafında karşılıklı olarak “Tevekkele âlâ hâlikî” yazmaktadır.
Kevkeb-i Dürri Elması

Son derece sade ve etkileyici bir tasarıma sahip olan altın plakanın Sultan I. Ahmed tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Altın bir diskin ortasında dört sıra halinde, düz kesimli elmaslarla çevrili, bombeli bir yuvanın ortasında yer alan 52 karatlık Kevkeb-i Dürri (incilerin yıldızı) adı verilen bir elmas bulunmaktadır. Yuvarlak diskin üst tarafına, mihrap biçiminde altın bir plaka, dört altın çiviyle oturtulmuştur. Plakanın üzerindeki kenarları döndürülmüş yüksek yuvanın içinde de sade kesimli 48 karatlık bir başka elmas yer alır. Kenarları pahlı olan her iki elmas da düz kesimlidir.
Mihrap biçimindeki altın plakanın üst kısmında sülüs hatla, “Şefaat ya Resulallah şefaat, Sultan Ahmed bin Mehmed Han” yazısı yer alır. Diskin alt kenarındaki yarım şemsenin içinde de “Sultan Ahmed Han İbn Sultan Mehmed Han sene 1022 (1613)” yazılıdır. Son derece dindar olan Sultan I. Ahmed, pek çok Osmanlı padişahı gibi Mekke ve Medine’de önemli onarımlar yaptırmış, Hz. Muhammed’in kabrine ve Kâbe’ye paha biçilmez hediyeler göndermiştir. Onlardan biri olan bu elmas da, I. Dünya Savaşı sırasında Medine’den İstanbul’a geri getirilen eserler arasında yer alır.
Hürrem’in Gözyaşları
Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman ile yaşadığı aşktan etkilenip tasarlanan “Hürrem’in Gözyaşları” gerdanlığı zümrüt ve elmaslardan oluşuyor. Bu eşsiz mücevheri tasarlayan Arda İşler daha sonra yeteneğini sadekârlık alanına da taşımış.

GALATA GAZETE- Aylin Gözen Blog- SABAH- İBB Kültür A.Ş-Womenist-Kültür Sanat Org.

Dunya Turk isini tercih ediyor! HT





Dünya Türk işini tercih ediyor!

Türkiye'nin mücevher ihracatı, bu yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 47 artarak 1 milyar doların üzerine çıktı

HABERTÜRK-Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, mücevher ihracatı geçen yıl bir önceki yıl sonuna göre yüzde 23 civarında artarak 1,2 milyar dolardan yaklaşık 1,5 milyar dolara ulaştı.
İhracat bu yılın ilk 6 ayı sonunda ise geçen yılın aynı dönemine göre de yüzde 47 arttı ve 1 milyar 22 milyon dolara ulaştı.



PAZAR ÇEŞİTLİLİĞİ
Bu yılın ilk 6 aylık döneminde gerçekleşen 1 milyar 22 milyon dolarlık mücevher ihracatının 2012'de 2011 yıl sonu ihracat rakamını geçmesi bekleniyor. İhracattaki artışın yanında mücevher sektöründe pazar çeşitliliğinde önemli gelişme kaydedildi. Son yıllarda dünyanın dört bir yanına ürünlerini satan mücevher ihracatçısı için Birleşik Arap Emirlikleri, İsviçre ve Irak bu yılın ilk 6 ayı itibarıyla ihracatta en fazla ön plana çıkan ülkeler oldu.

Haziran sonu itibarıyla Birleşik Arap Emirlikleri'ne 188,3, İsviçre'ye 117, Irak'a da 90 milyon dolar civarında ihracat yapıldı. Almanya, ABD, İngiltere, Rusya, Fransa gibi ülkeler ihracatta dikkati çeken diğer ülkeler arasında yer aldı.


BU YIL 2 MİLYAR DOLARIN ÜSTÜNE ÇIKARIZ
Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner, küresel kriz nedeniyle ABD ve AB ülkelerinden gelen talebin düşmesi nedeniyle ihracatçıların Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi yeni pazarlara yöneldiğini belirterek, ''Buralarda yüksek ayarlarda mücevher kullanıldığından ve altın fiyatları yükseldiğinden ihracatımız arttı'' dedi. 

Ham madde çıplak taş pırlantanın ithalatında uygulanan ''çarpık'' vergilendirme sistemi düzeltildiğinde, bitmiş pırlantalı ürün ithalatının sektörün ihtiyaçlarına uygun bir şekilde vergilendirileceğini belirten Güner, böylece yerli imalatçıların korunacağını dile getirdi.

Gereken düzenlemeler yapıldığı takdirde vergi ödenmeden ithal edilen pırlantalar ile pırlantalı ürünlerin iç pazarda nihai tüketicilere sektörün ihtiyaçlarına uygun seviyelerde vergilendirilerek satılacağını ve böylece vergi kaybının önleneceğini kaydeden Güner, ''Yurt dışından gelen mala vergi yok. Yurt içinde üretilen ürüne imalatçı ham madde üzerinden yüzde 20 vergi ödemek zorunda. Yurt içindeki üreticinin korunması lazım ama mevcut vergilendirme sisteminde yurt dışındaki üretici korunuyor'' diye konuştu. 

Güner, geçen yıl sonu itibarıyla 1,5 milyar dolar civarında gerçekleşen toplam ihracatın da bu yıl sonu itibarıyla 2 milyar doların çok üzerine çıkacağını öngördüklerini ifade etti. 




"TÜRKİYE AVRUPA'NIN EN BÜYÜK MÜCEVHER ÜRETİM ÜSSÜDÜR"

Türk mücevherini yabancılar için cazip kılan özelliklerin neler olduğuna ilişkin de görüşlerini paylaşan Güner, Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük mücevher üretim üssü olduğunu söyledi.

Mücevher imalatının Anadolu topraklarında geçmişi milattan önce 6000 yılına kadar uzanan tarihi ve kültürel birikimi olan bir sektör olduğunu dile getiren Güner, ''Türkiye'nin takı tasarımına alt yapı oluşturan, hem batı ülkelerine, hem doğu ülkelerine, hem de komşu ülkelere hitap eden motifler içeren, muhteşem bir kültürel mirası vardır'' dedi.

İhracatçıların gece gündüz demeden, Dünya'nın en ücra köşelerine giderek Türk mücevherini satmaya çalıştığını kaydeden Güner, Türkiye'nin bu agresif pazarlama yönteminin yabancılara cazip geldiğini belirtti.

Türkiye'nin takı tasarımı konusunda çok büyük bir zenginlik, çeşitlilik ve model seçeneğine sahip olduğuna dikkate çeken Güner, altın takı ve mücevher sektörünün ihracattaki rekabetçi fiyatlandırma yapısını korumaya ve sürdürmeye büyük çaba gösterdiğini sözlerine ekledi.

AA

Elmas ve pirlanta tuketimi patlayacak..!



Bain& Company'nin Antwerp Dünya Pırlanta Merkezi (AWDC) işbirliği ile hazırladığı "Küresel Pırlanta Endüstri Raporu"na göre, 2011 yılında 15,6 milyar dolar olan elmas tüketimi 2020'de 26,1 milyar ABD doları seviyesine erişecek. Bu artışta büyüyen Çin ve Hindistan orta sınıfının pırlanta tüketiminin

 önemli rol oynayacağı ifade ediliyor.

















































Rapor, sekiz ayrı ülkeden 5 binden fazla tüketicinin yer aldığı geniş kapsamlı bir anketin sonuçlarını ve dünyanın en büyük pırlanta pazarları olan ABD, Çin ve Hindistan'la ilgili analizleri içeriyor.
Pırlantada en büyük pazar Amerika
ABD, halen dünyanın açık arayla en büyük pırlanta pazarı konumunda bulunuyor. 27 milyar dolar düzeyindeki elmas pazarı ile Çin ve Hindistan'ı neredeyse üçe katlıyor. Çin, 9 milyar dolara yaklaşan yıllık satışı ile dünyanın en büyük ikinci pırlanta pazarı haline gelmiş durumda. Dünyanın ilk elmas madenlerine sahip olan, pırlanta kesimi ve parlatmasında bir merkez haline gelen Hindistan'ın yıllık satışı ise 8,5 milyar dolara yaklaştı ve hızla büyümeye de devam ediyor.
Yüzde 60 artış bekleniyor
Küresel Pırlanta Endüstri Raporu’na göre, 2020 itibarı ile Çin ve Hindistan'ın büyüyen orta kesiminin taleplerinin artması sonucunda dünya pırlanta tüketiminin yüzde 60'ın üzerinde artış göstereceği tahmin ediliyor. Rapora göre Çin ve Hindistan'ın toplam tüketiminin 2020 yılına gelindiğinde dünyanın toplam tüketiminin yüzde 36'sını oluşturacağı öngörülüyor. Toplam ham elmas tüketiminin ise 2011 seviyesine göre yılda yüzde 5.9 artış göstererek 2020'de 26.1 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Çin ve Hindistan'ın 2011 ve 2020 arasında pırlanta talebindeki artışın yarısından sorumlu olacağı tahmin ediliyor.
Bain Istanbul Ortağı Serhan Nadir, Türk elmas müşteri dinamiklerinin Hindistan’la yakın benzerlik gösterdiğini belirterek şunları söyledi:
"Pırlanta, Avrupa’da genelde lüks markaların zincir mağazalarından satın alınırken, Türkiye’de hala Hindistan’da olduğu gibi “aile kuyumcusu”ndan alınıyor. Türk müşterisini Hintlilerden ayıran fark ise, pırlantaya hala altın gibi bir yatırım aracı olarak değil, keyif için takılan bir aksesuar gözüyle bakılması. Son on yılda eğitim seviyesinin artması ve global oyuncuların pazardaki agresif tanıtım aktivitelerinin de etkisiyle, Türk müşteriler de yüzde 20-30 fark vererek marka ürünleri tercih etmeye başlıyor. Yeni düzende artık pahalı ve tek taş pırlanta almak yerine günlük kullanıma daha uygun, pahadan çok tasarımıyla öne çıkan fiyat açısından ulaşılabilir ürünler tercih ediliyor.

Hürriyet

Antika osmanlı mucevher sanati 2013 – 2014


osmanlı mücevheri


süper mücevherler
osmanli-armasi-brosh1

Antika osmanlı mücevher sanatı

 2013 – 2014… 


Ecdadımızdan gelen bir kültürü öğrenmeye,onların miraslarını yaşatmaya ne dersiniz? 


Osmanlı döneminden kalan veya onların bire bir taklitlerini yaşatarak bu kültürümüzü yaşatmalıyız.. 





Özellikle televizyonlarda dönen dizi filmler sayesinde bu kültürümüze sahip çıkmaya,hatta o dönemlere ait mücevherleri büyük bir iştah ve merak ile izler olduk.



















Hemen hemen tüm modellerin yakut ve değerli taşlar ile süslendiği bu mücevherler oldukça dikkatimizi çekti,nedeni ise şimdilerde pek bi ufak taşlar ile süslenen mücevherlerimiz o dönemlerde büyük ve parlak taşlar ile süslenmiş olmasıdır…


Kaynak:Fıstık Forum

osmanli_mucevher_suslemeli_migfer

28 Haziran 2013 Cuma

2014 kisinin mucevher modası- TRENDUS

2014 kışının mücevher modası

2013-2014 sonbahar/kış koleksiyonlarının tanıtıldığı moda haftaları geride kalırken, gelecek sezon bizi bekleyen mücevher modasını mercek altına aldık...

 

2014 kışının mücevher modası


TRENDUS-

013-14 kışının modası Londra, New York, Milano ve Paris’te çizildi. Bizi gelecek sezon nelerin beklediğini Chanel, Christian Dior, Dolce & Gabbana gibi moda dünyasına yön veren önemli markalarının podyumlarında şimdiden gördük. 
Peki stilinizi tamamlayan ve etrafınıza sizin kim olduğunu söyleyen aksesuarlarda moda rüzgarı ne taraftan esecek? Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki, önümüzdeki kış sokağa boynunuzda büyük bir kolye olmadan çıkmamaya alışmanız gerekiyor. Gömlek ve kazakların üstünde kullanacağınız taşlı, yazılı, zincirli ama herhalükarda gösterişli kolyeleriniz olmadan modayı taki eden bir görüntüye sahip olmanız oldukça zor. Karl Lagerfeld ise saçları bu büyük kolyelerin içinden geçirerek yeni bir trendi başlattı bile, Lanvin defilesinde Alber Elbaz elinden çıkan yazılı kolyeler ise 2014 kışında modanın eğlenceli yönünü en güzel haliyle gözler önüne serdi.
Eğer siz de şimdiden moda haftalarından en çok akılda kalan ve gelecek sezona damga vuracak aksesuarları yakından incelemek istiyorsanız fotogaleriye tıklayabilir ve moda dünyasına yön veren markaların podyumlarından gelecek sezonun mücevher modasına yakından bakabilirsiniz. 

Paris Hilton`un Swarovski seçimi




Swarovski

Tropical Paradis Koleksiyonu

Tangara Bib Shape Necklace

850 dolar



Paris Hilton`un Swarovski seçimi





 Swarovski 

Paris Hilton`un Swarovski seçimi
P'S Sarraf - Pırlanta Sarrafı
eğerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html
Değerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html
Değerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html
Değerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html
eğerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html

27 Haziran 2013 Perşembe

Bir kupe bile yeter

Bir küpe bile yeter

VOGUE BLOG- Cartier'nin asmalı küpeleri yılbaşı gecesi zarif ama gösterişli olmak isteyenler için. 16,29 karatlık dört platin spinele sahip küpenin incileri ve mücevher kesim pırlantaları göz kamaştırıcı. Sadece bu küpeler bile o gece şık olmanız için yeterli olabilir.
Küpenin fiyatını isteğe göre Cartier butiklerinden öğrenebilirsiniz.

Unlu isimlerin mucevher tutkusu




Ünlü isimlerin mücevher tutkusu- CAFERUJ

Bazaar
Pınar Tezcan Özçapkın
Mücevherdeki tercihiniz nedir?
“Özellikle bir tercihim olmuyor ama sade ve şık şeyler seviyorum.”
Bu çekim için taktığınız mücevherlerin anısını bize anlatır mısınız?
“Bu çekimde düğünümde kayınvalidemin kendi tasarladığı ve benim için çok özel bir parça olan zümrüt kolyemi ve eşimin kızımın doğumunda bana sürpriz olarak yaptırdığı küpelerimi taktım. Ve onları her taktığımda hayatımın en önemli anları aklıma geliyor; evliliğim ve kızım.”
Mücevherleriniz size neyi çağrıştırıyor?
“Benim için tasarımları çok önemli bu yüzden takmadığım hiçbir parçayı dolabımda tutmam; severek taktığım parçalar ileride kızlarıma bırakacağım en büyük hatıralar.”
Mücevher seçiminizde hangi taşları tercih edersiniz?
“Pırlanta ve zümrüt seviyorum.”
Uğurlu olduğuna inandığınız bir takınız var mı?
“Kelebek şeklindeki her şeyin bana uğur getirdiğine inanıyorum.”
Gece kullandığınız bir parçayı gündüz de takar mısınız?
“Gündüz sadece alyansımı ve Kısmet by Milka’dan tasarım takılarımı takıyorum.”
En çok sevdiğiniz mücevher markaları hangileri?
“Gilan ve Cartier.”
Aile yadigarı bir mücevheriniz var mı?
“Annemin hediye ettiği, ona da anneannesinin taktığı broş ve annemin nişan yüzüğü benim için çok kıymetli. Ben de kızlarıma vereceğim.”


Ayşe Kucuroğlu
Mücevherlere karşı ilginiz nasıl başladı?
“Elizabeth Taylor, Audrey Hepburn fi lmleri, Marilyn Monroe hayranlığı diye anlatmaya başlayabilirim. Hatta küçükken TRT 1’de akşam çıkan musiki sanatçıları, frapan ve tuvalet giymiş solistler de bu ilginin nedenleri arasında. Samime Sanay ya da Mediha Şen Sancakoğlu gibi solistler mücevhere ilgimi artırmıştır.”
Bu çekim için taktığınız mücevherlerin anısını bize anlatır mısınız?
“Çok manidar. Kolyemi, kızım Suna doğduğunda Bebek Mücevher’den almıştım. Cihat Yıldızlı’nın işi. Üç adet üretilmiş, biri yurtdışına satılmış biri bana kısmet oldu. 3 karat 42 cm foyasız elmas, 3 karat 20 cm pırlantalı. Tamamen el işçiliği. Aşık olduğum bir diğer detay ise tüm pırlantaların ve montürlerinin birbirinden farklı olması. Kolyenin ismi Hercai, ki bu da beni anlatıyor. Seçerken aklımda kızım vardı. Dolayısıyla bu kolye onun. Ben onun mücevherinin emanetçisiyim. İleride onun boynunda görmeyi hayal edebiliyorum.”
Mücevherleriniz size neyi çağrıştırıyor?
“Hepsinin bir anlamı ve hatırası var. Ne kadar yeni parçalar alınsa da kocamın Bebek Kahve’de evlenme teklif ettiği yüzük bana hep o güzel anı çağrıştırır.” Mücevher seçiminizde hangi taşları tercih edersiniz? “Pırlanta ve elmas dışında yakut çok gizemli gelir ve zümrütün bana yakıştığını ve tenime uyduğunu düşünürüm. Bir vitrinde gözüme takılanlar hep zümrütler oluyor.”
Uğurlu olduğuna inandığınız bir takınız var mı?
“Sürekli bileğimde olan Midnight Express’ten aldığım bir apriati incecik bileziğim var. Tam 33 yaşına girdiğimde almıştık ve üzerinde 33 adet taşı vardı tesadüf. Çok ince ve zarif.”
En sevdiğiniz mücevher markaları neler?
“Cartier, Kısmet by Milka, Midnight Express Tayfun Mumcu tasarımları şahane.”
Aile yadigarı bir mücevheriniz var mı?
“Ne kadar yeni parçalar alınsa da arada taktığım bir çift elmas küpe var annemin, ismini de aldığım, Ayşe babaannesinden bana ulaşan. Üç kız kardeş olmamıza rağmen bende olmasının nedeni adımın Ayşe olması.”

Gül Gölge Saygı
Bu çekim için taktığınız mücevherlerin anısını bize anlatır mısınız?
“Bu taktığım elmas takım, annemin. Babam hediye etmiş, ona da rahmetli annesinden kalmış. Küçükken gizlice takıp kendimi prenses gibi hissederdim. Şimdi taktığımda, hala çok güzel duygular hatırlatıyor bana. Eskiliği de ayrıca hoşuma gidiyor tabii.”
Mücevherlere karşı ilginiz nasıl başladı?
“Mücevhere ilgim parçasına göre değişiyor. Çok düşkün değilimdir aslında ama bazen bir yüzük ya da bir küpe görürüm, ‘İşte bu benim’ derim. Takarım ve uzun süre çıkarmam.” Mücevher seçiminizde hangi taşları tercih edersiniz? “Elmas ve siyah pırlantayı çok seviyorum.”
Uğurlu olduğuna inandığınız bir takınız var mı?
“Bence takı tamamlayıcı olmalı, varlıklı olmanın kanıtı değil. Hikayesi olan her şey bana çok anlamlı geliyor. Aile yadigarı, arkadaş hediyesi, sevdiğin insanın sende görmek istediği takı bence her zaman çok özeldir.”
Sınırsız bir bütçeniz olsa nasıl bir parçaya sahip olmak isterdiniz?
“Ben zarif, ince ve söylemek istediği şeyleri olan takıları seviyorum.”
Bir mücevhere yatırım yaparken nelere dikkat edersiniz?
“Mücevher alırken daha çok tasarımına dikkat ediyorum. Taşının büyüklüğü ya da ağırlığı çok önemli olmuyor benim için.”
En sevdiğiniz mücevher markaları neler?
“Bee Goddess, Kısmet, Tiff any&Co, Cartier, B Point, Van Cleef&Arpels, David Yurman sevdiğim takı markaları.”
Sürekli taktığınız bir mücevher var mı?
“Sanem Kardıçalı’nın rose ince bir yüzüğünü almıştım. O kadar severek takıyorum ki. Zincirle birbirine bağlanıyor yüzük ve bağlandığı yerde bir kilit var, o da küçük pırlantalarla işlenmiş. Bence muhteşem bir evlilik yüzüğü.

Demet Kutluay
Bu çekim için taktığınız mücevherlerin anısını bize anlatır mısınız?
“Küpeyi düğünümüzde takmıştım, kayınvalidemin hediyesiydi bana ve çok hoşuma gitmişti severek takmıştım. Yüzük ise, babamın anneme aldığı bir mücevherdir. Ben 20 yaşındayken annem de bana hediye etti. Neredeyse 45 senelik bir yüzük bu.”
Mücevherleriniz sizin için neyi çağrıştırıyor?
“Bu yüzük, aşkı temsil ediyor, çünkü babamı üç sene önce kaybettim o ana kadar bile annemle babamın arasındaki sevgiyi hep hissettim. Küpeler de düğünümde taktığım için bana hep o mutlu, özel günü hatırlatıyor.”
Mücevher seçimizde hangi taşları tercih edersiniz?
“Pırlanta.”
Sınırsız bir bütçeniz olsa nasıl bir parçaya sahip olmak isterdiniz?
“Her biri 3 karattan oluşan gerdanlık ya da pırlantalarla süslü, suyolu bir kolyeye sahip olmak isterdim.”
Gece kullandığınız gösterişli bir parçayı gündüz de takar mısınız?
“Evet, takarım. Tektaşımı büyük olmasına rağmen her şeyle takıyorum.”
En sevdiğiniz mücevher markaları neler?
“Ben çoğu şeyimi Ariş’ten alıyorum, o yüzden bu markayı söyleyebilirim. Bana istediğim en temiz taşı bulabiliyorlar.”
Aile yadigarı bir mücevheriniz var mı?
“Annemin şu anda kullandığı bir iki şey var. Ama henüz bana geçmiş değiller. Sadece bu yüzüğüm var şu anda.”

Cafe Ruj

30 Haziran 2013 Pazar

Alisveris Websitelerinden Pirlanta Alinir mi?

İnternet siteleri üzerinden pırlanta satın almak, çevrenizdeki herhangi bir kuyumcudan alışveriş yapmaktan çok daha güvenlidir.


 Çünkü bu sitelerden yapacağınız alışverişler baştan sona resmi kayıt altına alınmaktadır. Fakat bu kayıt sırasından kesinlikle kredi kartı bilgileri kayıt edilmez. 







Buna karşın yüz yüze yapacağınız alışverişler çoğu sektörde olduğu gibi mücevher sektöründe de her zaman kayıt altına alınmamaktadır. 

Dolayısıyla internetteki pırlanta satışı mağazalarından yaptığınız alışverişlerde ödeme, ürün teslimat adresi ve fatura bilgileriniz tamamıyla resmi evraklar üzerinden işlem görmektedir.
İnternet pırlanta satış sitelerinin sunduğu bir başka avantaj da ürün iade sistemidir. Online pırlanta satış sitelerinden aldığınız herhangi bir ürünü iade etmek yüz yüze alışverişe göre çok daha pratik ve kolay bir işlemdir.
Online pırlanta satışı yapmakta olan çoğu firma satmış olduğu ürün için 7 gün boyunca koşulsuz iade garantisi vermektedir. Dolayısıyla alışverişlerinizi yaparken iade süresinin kaç gün geçerli olduğunu göz önünde bulundurmak sizin yararınıza olacaktır. 

Şayet herhangi bir siteden müşterileri şikayetleri artarsa; anlaşmalı olduğu banka, kredi kartı üyeliğini iptal edecektir. Bu nedenle internet üzerinden pırlanta satışı yapan mağazaların müşteri memnuniyeti açısından çok dikkatli olması ve bu işi ciddiyetle yapması gerekmektedir.



Çünkü internet üzerinden yapılan satışlar “uzaktan satış” olarak nitelendirilmekte ve herhangi bir uyuşmazlıkta, kredi kartları merkezi ve tüketici mahkemeleri müşteriyi haklı görmektedir. Bu bakımdan sanal mağazalardan alışveriş yapan her müşterinin koruma kalkanı altında olduğunu unutmamakta fayda var. 

Tüm bunların yanı sıra, internet sitesi üzerinden online pırlanta satışı yapan mağazaların sanal pos alabilmesi de her biri oldukça zor olan işlemler gerektirmektedir. Bankalar sanal pos dağıtma konusunda son derece seçici ve dikkatli davranmakla birlikte pırlanta ve mücevher satışı yapacak olan sanal mağazalar söz konusu olduğunda bu durum daha da zorlaşmaktadır.

Pırlantacı

29 Haziran 2013 Cumartesi

“Istanbul’un 100 Mucevheri" Mucevher ve degerli tas uzmani Aylin Gozen





 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından yayımlanan ve İstanbul ile ilgili yüz mekân, kişi, tarihi-kültürel eser ve fenomenlere ilişkin yüz ayrı kitap çalışmasını içeren İstanbul’un Yüzleri Projesi’nin bir yeni kitabı daha okuyucuyla buluşuyor.
Mücevher ve değerli taş uzmanı Aylin Gözen tarafından hazırlanan “İstanbul’un 100 Mücevheri ve Sanatçısı” isimli eserde , uzun süreden beri İstanbul’da sergilenen, şehirle özdeşleşmiş mücevherlere ve mücevher sanatçılarına yer verilmiş. Kaşıkçı Elması’ndan Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman’la yaşadığı aşktan esinlenerek tasarlanan Hürrem’in Gözyaşları’na kadar İstanbul’un en gözde mücevherlerine yer verilen eserin yayın danışmanlığını Prof. Dr. İskender Pala, Metin Celal, Adnan Özer, Ahmet Kot ve Ömer Faruk Şerifoğlu yapmış.

Yaklaşık iki yıl süren titiz bir araştırma ve çalışmanın ürünü olan kitapta, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerine ait değerli ziynet eşyaları, savaşlarda kullanılan zırhlar ve muhtelif eşyalardan oluşan İstanbul’un antika mücevherleri, şehirden esinlenerek hazırlanmış takı koleksiyonları (özel ve seri üretim), İstanbullu sadekârların (mücevher ustası) ürettikleri mücevherler ve  mücevher tasarımcıları yer alıyor. Kitabın sonunda mücevher yapımında kullanılan değerli taşların anlatıldığı bir sözlük de bulunuyor.
İşte Kitapta Yer Alan Efsane Mücevherler !!!

Kaşıkçı Elması
Damla şeklinde kesilmiş, 59 fasetten oluşan 86 karat ağırlığıyla, dünyanın kesilmiş en büyük pırlantalarından. Etrafında iki sıra halinde ve farklı büyüklüklerde toplam 49 pırlanta yer alan elmas, IV. Mehmed zamanında Osmanlı hazinesine girdi.
Eğrikapı çöplüğünden Topkapı Sarayı’na Kaşıkçı Elması’nın ilginç hikayesi…
Sultan IV. Mehmed döneminin defterdarı Sarı Mehmed Paşa’nın kaleme aldığı Zübde-i Vekaiyat (Olayların Özü) adlı eserinde bulunan bilgiye göre 1699 yılında, İstanbul’da, Eğrikapı çöplüğünde bu taşı bulan kişi, cam zannederek üç kaşık karşılığında taşı bir kaşıkçıyla değiştirir. Taşı kaşıkçıda gören bir kuyumcu ise, kaşıkçıdan bu taşı on akçeye alır ve bir arkadaşına gösterir. Taşın gerçekten elmas olduğu anlaşılınca, arkadaşı kendine de pay ister. Arada çıkan anlaşmazlık nedeniyle olay kuyumcubaşıya taşınır. Kuyumcubaşı, her iki tarafa da birer kese akçe vererek taşı kendi alır. Dönemin sadrazamı olayı duyup taşı kendi almak isterken, bilgi IV. Mehmed’e ulaşır ve taş saraya getirilerek işlenir. İşlenmiş haliyle 84 karat bir pırlanta olur. Kuyumcubaşıya da kapıcıbaşılık rütbesiyle birkaç kese altın verilir.
Kanuni Sultan Süleyman’ın Kılıcı

Tepesi altınla süslenmiş kılıcın üzerine yakut ve turkuvaz taşı mıhlanmış. Kabzası mor kadife kumaşla kaplı olan kılıcın iki tarafında da altın birer balık figürü yer alıyor. Kabzası altından, en tepesinde ise turkuvaz taşı bulunuyor.
Altın kakma tekniğiyle kılıcın bir tarafında “Sultan Osman Hanı Gazi İbn Ertuğrul bin Süleyman Şah”, diğer tarafında ise “Sultan Süleyman Han İbn Sultan Selim Han” yazılmış. Siyah meşin kaplı kının üzerinde altından yapılmış üç bölüm yer alır. Bu halkalar yine kabartma çiçeklerle süslenmiş, turkuvaz taşıyla çevrelenmiş büyük bir kabaşon kesim yakuttan oluşur.


Şah İsmail’in Maşrapası
Yavuz Sultan Selim’in gerçekleştirdiği Çaldıran Zaferi’nden sonra getirilen ganimetlerden biridir.

Herat taşı adı verilen siyah bir taştan oyma tekniğiyle yapılmıştır. Üzerindeki desenler altınla kakma olarak verilmiştir. Boyun etrafında yine altın kakma olarak, hatla “es-Sultan el-Âdil el-Kâmil el-Hâdi el-Veli Ebu el-Muzaffer Şah İsmail Bahadur Han el-Safevî halledallahû tealâ ve mülkehu Sultanehu” yazılıdır. Ejder şeklindeki gümüş kulpunda, mine tekniğiyle yapılmış süslemeler yer alır.
Sultan I. Ahmed Taht Askısı
Gümüş bir zincirle tahtın kubbesine asılan askının alt ucunda altın mile geçirilmiş doğal ve iri bir zümrüt, küçük incilerden yapılmış dilimli bir top ve uçları zümrütle sonlanan inci püskül yer almaktadır.

Tahtın armudi formdaki askısının zemini, kalemkâr tekniğinde çiçek ve yaprak motifleriyle desenlendirilmiştir. İki yüzde görülen yarım küre biçimindeki kabarık paftaların zemini ajur tekniğindedir. Değişik boyutlarda zümrüt ve yakutların dönüşümlü olarak çevrelediği paftaların üst kısmına oval formda iri birer firuze yerleştirilmiştir.
Safir Taşlı Altın Yüzük/Bizans
7. yüzyıl Bizans dönemine ait olan bu yüzükte, dörtgen şeklinde kesilmiş safir taşının altı olan külah bölümü, piramit şeklindeki tırnaklı altın montüre mıhlanmış.
Murassa Miğferi
Murassa miğferi, Osmanlı dönemindeki ince kuyumculuk işçiliğini, karakteristik Osmanlı tarzını ve zevkini ortaya koyan hayranlık uyandırıcı çalışmalardan biridir.

Miğferin yüzeyi tam ve yarım şemse formunda altın tabakalarla süslenmiştir. Üzerindeki altın tabakalara, yine altından çiçek tabanlı, yüksek yuvalara turkuvaz taşı ve yakutlar mıhlanmıştır.
Arka tarafında yer alan ense kısmındaki siperlikte, merkezden yayılan lale motifleri bulunmaktadır. Sürgülü burun siperliğinin üstünde altın kakma rumi motifleri ve tepesinde bir firuze vardır. Miğferin içi ise, ince ipekten sık dokunan kırmızı atlas kumaşla kaplıdır.
Sultan Selim’in Mührü
Osmanlı İmparatorluğu’nda, yeni bir padişah başa geçtiğinde, kalabalık bir heyet eşliğinde Hazine ziyaret edilirdi. Bu ziyaret töreninde hazine kethüdası, Hazine’nin anahtarını getirerek Yavuz Sultan Selim’in mührünü kontrol eder, bu mühürle kilitlenmiş kapı özel bir törenle açılırdı.
Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’nden İstanbul’a dönüşünden sonra yapılan bu mühür, “Benim altınla doldurduğum hazineyi bundan sonra gelenlerden her kim mangır ile doldurursa hazine anın mührüyle mühürlensin ve illa benim mührümle mühürlenmekte devam olunsun” şeklindeki vasiyetine uygun olarak, Cumhuriyet dönemine kadar kullanılmıştır.
Yüzük şeklinde olan ve halen Topkapı Sarayı’nda bulunan bu mührün ortasında “Sultan Selim Şah” ve etrafında karşılıklı olarak “Tevekkele âlâ hâlikî” yazmaktadır.
Kevkeb-i Dürri Elması

Son derece sade ve etkileyici bir tasarıma sahip olan altın plakanın Sultan I. Ahmed tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Altın bir diskin ortasında dört sıra halinde, düz kesimli elmaslarla çevrili, bombeli bir yuvanın ortasında yer alan 52 karatlık Kevkeb-i Dürri (incilerin yıldızı) adı verilen bir elmas bulunmaktadır. Yuvarlak diskin üst tarafına, mihrap biçiminde altın bir plaka, dört altın çiviyle oturtulmuştur. Plakanın üzerindeki kenarları döndürülmüş yüksek yuvanın içinde de sade kesimli 48 karatlık bir başka elmas yer alır. Kenarları pahlı olan her iki elmas da düz kesimlidir.
Mihrap biçimindeki altın plakanın üst kısmında sülüs hatla, “Şefaat ya Resulallah şefaat, Sultan Ahmed bin Mehmed Han” yazısı yer alır. Diskin alt kenarındaki yarım şemsenin içinde de “Sultan Ahmed Han İbn Sultan Mehmed Han sene 1022 (1613)” yazılıdır. Son derece dindar olan Sultan I. Ahmed, pek çok Osmanlı padişahı gibi Mekke ve Medine’de önemli onarımlar yaptırmış, Hz. Muhammed’in kabrine ve Kâbe’ye paha biçilmez hediyeler göndermiştir. Onlardan biri olan bu elmas da, I. Dünya Savaşı sırasında Medine’den İstanbul’a geri getirilen eserler arasında yer alır.
Hürrem’in Gözyaşları
Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman ile yaşadığı aşktan etkilenip tasarlanan “Hürrem’in Gözyaşları” gerdanlığı zümrüt ve elmaslardan oluşuyor. Bu eşsiz mücevheri tasarlayan Arda İşler daha sonra yeteneğini sadekârlık alanına da taşımış.

GALATA GAZETE- Aylin Gözen Blog- SABAH- İBB Kültür A.Ş-Womenist-Kültür Sanat Org.

Dunya Turk isini tercih ediyor! HT





Dünya Türk işini tercih ediyor!

Türkiye'nin mücevher ihracatı, bu yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 47 artarak 1 milyar doların üzerine çıktı

HABERTÜRK-Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, mücevher ihracatı geçen yıl bir önceki yıl sonuna göre yüzde 23 civarında artarak 1,2 milyar dolardan yaklaşık 1,5 milyar dolara ulaştı.
İhracat bu yılın ilk 6 ayı sonunda ise geçen yılın aynı dönemine göre de yüzde 47 arttı ve 1 milyar 22 milyon dolara ulaştı.



PAZAR ÇEŞİTLİLİĞİ
Bu yılın ilk 6 aylık döneminde gerçekleşen 1 milyar 22 milyon dolarlık mücevher ihracatının 2012'de 2011 yıl sonu ihracat rakamını geçmesi bekleniyor. İhracattaki artışın yanında mücevher sektöründe pazar çeşitliliğinde önemli gelişme kaydedildi. Son yıllarda dünyanın dört bir yanına ürünlerini satan mücevher ihracatçısı için Birleşik Arap Emirlikleri, İsviçre ve Irak bu yılın ilk 6 ayı itibarıyla ihracatta en fazla ön plana çıkan ülkeler oldu.

Haziran sonu itibarıyla Birleşik Arap Emirlikleri'ne 188,3, İsviçre'ye 117, Irak'a da 90 milyon dolar civarında ihracat yapıldı. Almanya, ABD, İngiltere, Rusya, Fransa gibi ülkeler ihracatta dikkati çeken diğer ülkeler arasında yer aldı.


BU YIL 2 MİLYAR DOLARIN ÜSTÜNE ÇIKARIZ
Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner, küresel kriz nedeniyle ABD ve AB ülkelerinden gelen talebin düşmesi nedeniyle ihracatçıların Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi yeni pazarlara yöneldiğini belirterek, ''Buralarda yüksek ayarlarda mücevher kullanıldığından ve altın fiyatları yükseldiğinden ihracatımız arttı'' dedi. 

Ham madde çıplak taş pırlantanın ithalatında uygulanan ''çarpık'' vergilendirme sistemi düzeltildiğinde, bitmiş pırlantalı ürün ithalatının sektörün ihtiyaçlarına uygun bir şekilde vergilendirileceğini belirten Güner, böylece yerli imalatçıların korunacağını dile getirdi.

Gereken düzenlemeler yapıldığı takdirde vergi ödenmeden ithal edilen pırlantalar ile pırlantalı ürünlerin iç pazarda nihai tüketicilere sektörün ihtiyaçlarına uygun seviyelerde vergilendirilerek satılacağını ve böylece vergi kaybının önleneceğini kaydeden Güner, ''Yurt dışından gelen mala vergi yok. Yurt içinde üretilen ürüne imalatçı ham madde üzerinden yüzde 20 vergi ödemek zorunda. Yurt içindeki üreticinin korunması lazım ama mevcut vergilendirme sisteminde yurt dışındaki üretici korunuyor'' diye konuştu. 

Güner, geçen yıl sonu itibarıyla 1,5 milyar dolar civarında gerçekleşen toplam ihracatın da bu yıl sonu itibarıyla 2 milyar doların çok üzerine çıkacağını öngördüklerini ifade etti. 




"TÜRKİYE AVRUPA'NIN EN BÜYÜK MÜCEVHER ÜRETİM ÜSSÜDÜR"

Türk mücevherini yabancılar için cazip kılan özelliklerin neler olduğuna ilişkin de görüşlerini paylaşan Güner, Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük mücevher üretim üssü olduğunu söyledi.

Mücevher imalatının Anadolu topraklarında geçmişi milattan önce 6000 yılına kadar uzanan tarihi ve kültürel birikimi olan bir sektör olduğunu dile getiren Güner, ''Türkiye'nin takı tasarımına alt yapı oluşturan, hem batı ülkelerine, hem doğu ülkelerine, hem de komşu ülkelere hitap eden motifler içeren, muhteşem bir kültürel mirası vardır'' dedi.

İhracatçıların gece gündüz demeden, Dünya'nın en ücra köşelerine giderek Türk mücevherini satmaya çalıştığını kaydeden Güner, Türkiye'nin bu agresif pazarlama yönteminin yabancılara cazip geldiğini belirtti.

Türkiye'nin takı tasarımı konusunda çok büyük bir zenginlik, çeşitlilik ve model seçeneğine sahip olduğuna dikkate çeken Güner, altın takı ve mücevher sektörünün ihracattaki rekabetçi fiyatlandırma yapısını korumaya ve sürdürmeye büyük çaba gösterdiğini sözlerine ekledi.

AA

Elmas ve pirlanta tuketimi patlayacak..!



Bain& Company'nin Antwerp Dünya Pırlanta Merkezi (AWDC) işbirliği ile hazırladığı "Küresel Pırlanta Endüstri Raporu"na göre, 2011 yılında 15,6 milyar dolar olan elmas tüketimi 2020'de 26,1 milyar ABD doları seviyesine erişecek. Bu artışta büyüyen Çin ve Hindistan orta sınıfının pırlanta tüketiminin

 önemli rol oynayacağı ifade ediliyor.

















































Rapor, sekiz ayrı ülkeden 5 binden fazla tüketicinin yer aldığı geniş kapsamlı bir anketin sonuçlarını ve dünyanın en büyük pırlanta pazarları olan ABD, Çin ve Hindistan'la ilgili analizleri içeriyor.
Pırlantada en büyük pazar Amerika
ABD, halen dünyanın açık arayla en büyük pırlanta pazarı konumunda bulunuyor. 27 milyar dolar düzeyindeki elmas pazarı ile Çin ve Hindistan'ı neredeyse üçe katlıyor. Çin, 9 milyar dolara yaklaşan yıllık satışı ile dünyanın en büyük ikinci pırlanta pazarı haline gelmiş durumda. Dünyanın ilk elmas madenlerine sahip olan, pırlanta kesimi ve parlatmasında bir merkez haline gelen Hindistan'ın yıllık satışı ise 8,5 milyar dolara yaklaştı ve hızla büyümeye de devam ediyor.
Yüzde 60 artış bekleniyor
Küresel Pırlanta Endüstri Raporu’na göre, 2020 itibarı ile Çin ve Hindistan'ın büyüyen orta kesiminin taleplerinin artması sonucunda dünya pırlanta tüketiminin yüzde 60'ın üzerinde artış göstereceği tahmin ediliyor. Rapora göre Çin ve Hindistan'ın toplam tüketiminin 2020 yılına gelindiğinde dünyanın toplam tüketiminin yüzde 36'sını oluşturacağı öngörülüyor. Toplam ham elmas tüketiminin ise 2011 seviyesine göre yılda yüzde 5.9 artış göstererek 2020'de 26.1 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Çin ve Hindistan'ın 2011 ve 2020 arasında pırlanta talebindeki artışın yarısından sorumlu olacağı tahmin ediliyor.
Bain Istanbul Ortağı Serhan Nadir, Türk elmas müşteri dinamiklerinin Hindistan’la yakın benzerlik gösterdiğini belirterek şunları söyledi:
"Pırlanta, Avrupa’da genelde lüks markaların zincir mağazalarından satın alınırken, Türkiye’de hala Hindistan’da olduğu gibi “aile kuyumcusu”ndan alınıyor. Türk müşterisini Hintlilerden ayıran fark ise, pırlantaya hala altın gibi bir yatırım aracı olarak değil, keyif için takılan bir aksesuar gözüyle bakılması. Son on yılda eğitim seviyesinin artması ve global oyuncuların pazardaki agresif tanıtım aktivitelerinin de etkisiyle, Türk müşteriler de yüzde 20-30 fark vererek marka ürünleri tercih etmeye başlıyor. Yeni düzende artık pahalı ve tek taş pırlanta almak yerine günlük kullanıma daha uygun, pahadan çok tasarımıyla öne çıkan fiyat açısından ulaşılabilir ürünler tercih ediliyor.

Hürriyet

Antika osmanlı mucevher sanati 2013 – 2014


osmanlı mücevheri


süper mücevherler
osmanli-armasi-brosh1

Antika osmanlı mücevher sanatı

 2013 – 2014… 


Ecdadımızdan gelen bir kültürü öğrenmeye,onların miraslarını yaşatmaya ne dersiniz? 


Osmanlı döneminden kalan veya onların bire bir taklitlerini yaşatarak bu kültürümüzü yaşatmalıyız.. 





Özellikle televizyonlarda dönen dizi filmler sayesinde bu kültürümüze sahip çıkmaya,hatta o dönemlere ait mücevherleri büyük bir iştah ve merak ile izler olduk.



















Hemen hemen tüm modellerin yakut ve değerli taşlar ile süslendiği bu mücevherler oldukça dikkatimizi çekti,nedeni ise şimdilerde pek bi ufak taşlar ile süslenen mücevherlerimiz o dönemlerde büyük ve parlak taşlar ile süslenmiş olmasıdır…


Kaynak:Fıstık Forum

osmanli_mucevher_suslemeli_migfer

28 Haziran 2013 Cuma

2014 kisinin mucevher modası- TRENDUS

2014 kışının mücevher modası

2013-2014 sonbahar/kış koleksiyonlarının tanıtıldığı moda haftaları geride kalırken, gelecek sezon bizi bekleyen mücevher modasını mercek altına aldık...

 

2014 kışının mücevher modası


TRENDUS-

013-14 kışının modası Londra, New York, Milano ve Paris’te çizildi. Bizi gelecek sezon nelerin beklediğini Chanel, Christian Dior, Dolce & Gabbana gibi moda dünyasına yön veren önemli markalarının podyumlarında şimdiden gördük. 
Peki stilinizi tamamlayan ve etrafınıza sizin kim olduğunu söyleyen aksesuarlarda moda rüzgarı ne taraftan esecek? Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki, önümüzdeki kış sokağa boynunuzda büyük bir kolye olmadan çıkmamaya alışmanız gerekiyor. Gömlek ve kazakların üstünde kullanacağınız taşlı, yazılı, zincirli ama herhalükarda gösterişli kolyeleriniz olmadan modayı taki eden bir görüntüye sahip olmanız oldukça zor. Karl Lagerfeld ise saçları bu büyük kolyelerin içinden geçirerek yeni bir trendi başlattı bile, Lanvin defilesinde Alber Elbaz elinden çıkan yazılı kolyeler ise 2014 kışında modanın eğlenceli yönünü en güzel haliyle gözler önüne serdi.
Eğer siz de şimdiden moda haftalarından en çok akılda kalan ve gelecek sezona damga vuracak aksesuarları yakından incelemek istiyorsanız fotogaleriye tıklayabilir ve moda dünyasına yön veren markaların podyumlarından gelecek sezonun mücevher modasına yakından bakabilirsiniz. 

Paris Hilton`un Swarovski seçimi




Swarovski

Tropical Paradis Koleksiyonu

Tangara Bib Shape Necklace

850 dolar



Paris Hilton`un Swarovski seçimi





 Swarovski 

Paris Hilton`un Swarovski seçimi
P'S Sarraf - Pırlanta Sarrafı
eğerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html
Değerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html
Değerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html
Değerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html
eğerli Taşlı Takılar Mücevher Modelleri(2013-2014)...

Kaynak: http://www.estanbul.com/degerli-tasli-takilar-mucevher-modelleri-2013-2014-a-362807.html

27 Haziran 2013 Perşembe

Bir kupe bile yeter

Bir küpe bile yeter

VOGUE BLOG- Cartier'nin asmalı küpeleri yılbaşı gecesi zarif ama gösterişli olmak isteyenler için. 16,29 karatlık dört platin spinele sahip küpenin incileri ve mücevher kesim pırlantaları göz kamaştırıcı. Sadece bu küpeler bile o gece şık olmanız için yeterli olabilir.
Küpenin fiyatını isteğe göre Cartier butiklerinden öğrenebilirsiniz.

Unlu isimlerin mucevher tutkusu




Ünlü isimlerin mücevher tutkusu- CAFERUJ

Bazaar
Pınar Tezcan Özçapkın
Mücevherdeki tercihiniz nedir?
“Özellikle bir tercihim olmuyor ama sade ve şık şeyler seviyorum.”
Bu çekim için taktığınız mücevherlerin anısını bize anlatır mısınız?
“Bu çekimde düğünümde kayınvalidemin kendi tasarladığı ve benim için çok özel bir parça olan zümrüt kolyemi ve eşimin kızımın doğumunda bana sürpriz olarak yaptırdığı küpelerimi taktım. Ve onları her taktığımda hayatımın en önemli anları aklıma geliyor; evliliğim ve kızım.”
Mücevherleriniz size neyi çağrıştırıyor?
“Benim için tasarımları çok önemli bu yüzden takmadığım hiçbir parçayı dolabımda tutmam; severek taktığım parçalar ileride kızlarıma bırakacağım en büyük hatıralar.”
Mücevher seçiminizde hangi taşları tercih edersiniz?
“Pırlanta ve zümrüt seviyorum.”
Uğurlu olduğuna inandığınız bir takınız var mı?
“Kelebek şeklindeki her şeyin bana uğur getirdiğine inanıyorum.”
Gece kullandığınız bir parçayı gündüz de takar mısınız?
“Gündüz sadece alyansımı ve Kısmet by Milka’dan tasarım takılarımı takıyorum.”
En çok sevdiğiniz mücevher markaları hangileri?
“Gilan ve Cartier.”
Aile yadigarı bir mücevheriniz var mı?
“Annemin hediye ettiği, ona da anneannesinin taktığı broş ve annemin nişan yüzüğü benim için çok kıymetli. Ben de kızlarıma vereceğim.”


Ayşe Kucuroğlu
Mücevherlere karşı ilginiz nasıl başladı?
“Elizabeth Taylor, Audrey Hepburn fi lmleri, Marilyn Monroe hayranlığı diye anlatmaya başlayabilirim. Hatta küçükken TRT 1’de akşam çıkan musiki sanatçıları, frapan ve tuvalet giymiş solistler de bu ilginin nedenleri arasında. Samime Sanay ya da Mediha Şen Sancakoğlu gibi solistler mücevhere ilgimi artırmıştır.”
Bu çekim için taktığınız mücevherlerin anısını bize anlatır mısınız?
“Çok manidar. Kolyemi, kızım Suna doğduğunda Bebek Mücevher’den almıştım. Cihat Yıldızlı’nın işi. Üç adet üretilmiş, biri yurtdışına satılmış biri bana kısmet oldu. 3 karat 42 cm foyasız elmas, 3 karat 20 cm pırlantalı. Tamamen el işçiliği. Aşık olduğum bir diğer detay ise tüm pırlantaların ve montürlerinin birbirinden farklı olması. Kolyenin ismi Hercai, ki bu da beni anlatıyor. Seçerken aklımda kızım vardı. Dolayısıyla bu kolye onun. Ben onun mücevherinin emanetçisiyim. İleride onun boynunda görmeyi hayal edebiliyorum.”
Mücevherleriniz size neyi çağrıştırıyor?
“Hepsinin bir anlamı ve hatırası var. Ne kadar yeni parçalar alınsa da kocamın Bebek Kahve’de evlenme teklif ettiği yüzük bana hep o güzel anı çağrıştırır.” Mücevher seçiminizde hangi taşları tercih edersiniz? “Pırlanta ve elmas dışında yakut çok gizemli gelir ve zümrütün bana yakıştığını ve tenime uyduğunu düşünürüm. Bir vitrinde gözüme takılanlar hep zümrütler oluyor.”
Uğurlu olduğuna inandığınız bir takınız var mı?
“Sürekli bileğimde olan Midnight Express’ten aldığım bir apriati incecik bileziğim var. Tam 33 yaşına girdiğimde almıştık ve üzerinde 33 adet taşı vardı tesadüf. Çok ince ve zarif.”
En sevdiğiniz mücevher markaları neler?
“Cartier, Kısmet by Milka, Midnight Express Tayfun Mumcu tasarımları şahane.”
Aile yadigarı bir mücevheriniz var mı?
“Ne kadar yeni parçalar alınsa da arada taktığım bir çift elmas küpe var annemin, ismini de aldığım, Ayşe babaannesinden bana ulaşan. Üç kız kardeş olmamıza rağmen bende olmasının nedeni adımın Ayşe olması.”

Gül Gölge Saygı
Bu çekim için taktığınız mücevherlerin anısını bize anlatır mısınız?
“Bu taktığım elmas takım, annemin. Babam hediye etmiş, ona da rahmetli annesinden kalmış. Küçükken gizlice takıp kendimi prenses gibi hissederdim. Şimdi taktığımda, hala çok güzel duygular hatırlatıyor bana. Eskiliği de ayrıca hoşuma gidiyor tabii.”
Mücevherlere karşı ilginiz nasıl başladı?
“Mücevhere ilgim parçasına göre değişiyor. Çok düşkün değilimdir aslında ama bazen bir yüzük ya da bir küpe görürüm, ‘İşte bu benim’ derim. Takarım ve uzun süre çıkarmam.” Mücevher seçiminizde hangi taşları tercih edersiniz? “Elmas ve siyah pırlantayı çok seviyorum.”
Uğurlu olduğuna inandığınız bir takınız var mı?
“Bence takı tamamlayıcı olmalı, varlıklı olmanın kanıtı değil. Hikayesi olan her şey bana çok anlamlı geliyor. Aile yadigarı, arkadaş hediyesi, sevdiğin insanın sende görmek istediği takı bence her zaman çok özeldir.”
Sınırsız bir bütçeniz olsa nasıl bir parçaya sahip olmak isterdiniz?
“Ben zarif, ince ve söylemek istediği şeyleri olan takıları seviyorum.”
Bir mücevhere yatırım yaparken nelere dikkat edersiniz?
“Mücevher alırken daha çok tasarımına dikkat ediyorum. Taşının büyüklüğü ya da ağırlığı çok önemli olmuyor benim için.”
En sevdiğiniz mücevher markaları neler?
“Bee Goddess, Kısmet, Tiff any&Co, Cartier, B Point, Van Cleef&Arpels, David Yurman sevdiğim takı markaları.”
Sürekli taktığınız bir mücevher var mı?
“Sanem Kardıçalı’nın rose ince bir yüzüğünü almıştım. O kadar severek takıyorum ki. Zincirle birbirine bağlanıyor yüzük ve bağlandığı yerde bir kilit var, o da küçük pırlantalarla işlenmiş. Bence muhteşem bir evlilik yüzüğü.

Demet Kutluay
Bu çekim için taktığınız mücevherlerin anısını bize anlatır mısınız?
“Küpeyi düğünümüzde takmıştım, kayınvalidemin hediyesiydi bana ve çok hoşuma gitmişti severek takmıştım. Yüzük ise, babamın anneme aldığı bir mücevherdir. Ben 20 yaşındayken annem de bana hediye etti. Neredeyse 45 senelik bir yüzük bu.”
Mücevherleriniz sizin için neyi çağrıştırıyor?
“Bu yüzük, aşkı temsil ediyor, çünkü babamı üç sene önce kaybettim o ana kadar bile annemle babamın arasındaki sevgiyi hep hissettim. Küpeler de düğünümde taktığım için bana hep o mutlu, özel günü hatırlatıyor.”
Mücevher seçimizde hangi taşları tercih edersiniz?
“Pırlanta.”
Sınırsız bir bütçeniz olsa nasıl bir parçaya sahip olmak isterdiniz?
“Her biri 3 karattan oluşan gerdanlık ya da pırlantalarla süslü, suyolu bir kolyeye sahip olmak isterdim.”
Gece kullandığınız gösterişli bir parçayı gündüz de takar mısınız?
“Evet, takarım. Tektaşımı büyük olmasına rağmen her şeyle takıyorum.”
En sevdiğiniz mücevher markaları neler?
“Ben çoğu şeyimi Ariş’ten alıyorum, o yüzden bu markayı söyleyebilirim. Bana istediğim en temiz taşı bulabiliyorlar.”
Aile yadigarı bir mücevheriniz var mı?
“Annemin şu anda kullandığı bir iki şey var. Ama henüz bana geçmiş değiller. Sadece bu yüzüğüm var şu anda.”

Cafe Ruj

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Archive

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler