Prof. Dr. Hilmi KIRLIOĞLU
Sakarya Üniversitesi, İİBF Öğretim Üyesi
Meral Erol FİDAN
SAÜ Kütüphane ve Dökümantasyon Dairesi
Kuyumculuk Sektörü Sorunları ve
Çözüm Önerileri
Kuyumculuk sektörünün önemli problemleri arasında mali mevzuatın yetersizliği, finansal yetersizlikler, kalifiye eleman yetersizliği, ayar problemleri, teknoloji yetersizliği, pazarlama ve tanıtım problemleri gelmektedir. Sektör hala küçük
atölyeler şeklinde varlığını devam ettirmeye çalışmakla birlikte, son yıllarda ihracata yönelmelerdeki artış neticesinde şirketleşme çalışmaları hız kazanmış olup,
sektörde kurumsallaşma eğilimleri de
yoğunlaşmıştır.
Sektörün kısa ve uzun vadeli finansman
ihtiyacının en uygun maliyetle karşılanabilmesi, girdi maliyetlerinden kaynaklanan
sorunların giderilmesi amacıyla İAB tarafından 1999 yılında başlanan çalışmalar
sonunda 23.03.2000 tarihinde Kıymetli Madenler Ödünç Piyasası faaliyete geçirilmiştir. Böylece kıymetli madenlere dayalı
ödünç işlemlerinin kurumsal bir yapı
altında yapılması sağlanmıştır. Bu piyasasında 2004 yılı sonu itibariyle toplam 100
kg işlem miktarıyla 5 işlem
gerçekleşmiştir.
1961 yılında yürürlüğe girmiş olan 213
Sayılı VUK’nun “İktisadi İşletmelere Dahil
Kıymetleri Değerleme” bölümünde özel bir
hüküm olmadığı için altın, herhangi bir
emtia gibi değerlendirilmektedir. Bu nedenle emtianın değerlemesine ilişkin 274.
maddenin “satın alınan veya imal edilen
emtia, maliyet bedeli ile değerlenir…”
hükmü gereği kuyumcuların stoğunda yıl
sonunda bulunan altın maliyet bedeli ile,
yani ilk alındığı günde geçerli olan fatura
fiyatı ile değerlenmek zorundaydı. Bu da
ülkemizdeki yüksek fiyat artışlarından
dolayı altının maliyet ve borsa fiyatı
arasında yüksek farklar oluşmasına neden
olmakta ve işletmelerin stoklarında birkaç
ay kalmış olan altının, satışı sırasında ma-
Yabancı sermayenin özellikle Avrupa Birliği tam üyeliğinin netleşeceği Aralık ayındaki AB zirvesinden sonra yatırım yapı-
lacak ülkeler listesine Türkiye’yi de eklemesi beklenmektedir (Akın, 2004b).
Kuyumculuk sektörünün bankalarla
olan ilişkileri çok kısıtlı, altın kredisi kullanımı çok düşük hatta yok denecek dü-
zeydeyken İAB’nın açtığı piyasalarla sektörde yarattığı rahatlama önemli oranda
sektörde canlanma sağlamıştır. Ayrıca sektörde yurtdışı altın kredi oranlarının düşük
olduğu bilinmesine karşın, ülkemizdeki
bankaların talep ettikleri altın kredisi faiz
oranlarının yüksek bulunması, İAB’nın
ödünç piyasasını faaliyete geçirmesi ile
makul seviyelere inmesini sağlayarak
sektörde önemli bir rahatlama sağlamıştır
(İAB, 2004 : 6).
Sektörün en önemli sorunlarından biri
de ucuz finansman kaynakları temin edilememesidir. Dünyada uygulanmakta olan
altın kiralama sisteminin ülkemizde yerleşmesi gerekmektedir. Altın kiralama,
yurtdışındaki altın kaynaklarının çok
ucuza sektöre kazandırılması ve altınların
doğrudan ithal edilmesi halinde yüksek
döviz faturalarından kurtulmak anlamını
taşımaktadır (Kaplan, 2003 : 37).
Uzmanlar Türkiye’de altın bankacı-
lığının tam anlamıyla uygulanabilmesi için
bir altın ihtisas bankasının kurulması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Türkiye’de
kurulması düşünülen altın ihtisas bankasının altın işini iyi bilen bir kadro tarafından kurulması gerekmektedir. Aynı zamanda altın konusunda ihtisas yapacak
olan bu bankanın yurtiçindeki finans kurumlarının yanı sıra, Londra ve İsviçre’de
altın bankacılığı yapan bankaların da en az
% 25’ine ortak olması gerektiği düşünülmektedir. Böylece, yerli ve yabancı güçlü
ortaklarla yola çıkacak bir bankanın,
uluslararası arenada kredi sorunu da
aşılmış olacaktır (Akın, 2005).
Kuyumculuk sektörü tüm dünyada gelenekçi yapısından uzaklaşmaktadır. Günü-
müzde, yatırım amacıyla altın takı alınması
yerine döviz, hisse senetleri, banka
hesapları ve benzeri yatırım araçları ile
değerlendirme yöntemleri kabul görmek
tedir. Ancak mücevherat, güzel görünümü
ve onu taşıyan insana kattığı değer için
satın alınmaktadır. Bu ise diğer yatırım
malları ile arasında yoğun bir rekabetin
doğmasına neden olmakta, çağdaş Pazarlama tekniklerinin kuyumculuk sektö-
ründe uygulanmasını kaçınılmaz kılmaktadır (Kaplan, 2003:37).
Altın mücevher perakendeciliğinde yeni
deneyimlerle alışveriş düzeni oluşturulacaktır. Hayat tarzını esas alan, geçici
modaya ve lüks tüketime öncülük eden
perakendeciler daha davetkar ortamlar,
daha eğitimli satış elemanları ve daha etkileyici satış teknikleri ve müşteri hizmetleri sunabilmektedir. Bu konudaki ba-
şarının ise, daha şeffaf fiyatlandırma ile
mümkün olabileceği düşünülmektedir. Altın modasının tanıtılması için kataloglar
hazırlanması, bunların tüketiciye kolayca
ulaştırılacak ortamlara; örneğin kuaför
salonlarında sunulması hatta altın modasının, para atarak makineden ürün alınan
türde yeni nesile tanıtılmasının faydalı
olacağı düşünülmektedir (“Altın Sektörü
İçin Tahminler”, 2003).
Dünya altın üretiminin yüzde 80'inden
fazlası mücevher yapımında kullanılmaktadır. Bu açıdan, altın ticaretini canlandırmak için mücevher ve diğer alanlarda
talebi arttırmak gerekmektedir. Kuyumculuk ve mücevherat satışındaki klasik yöntemler revize edilerek, yeni stratejiler ve
tekniklerle mücevherat talebinin arttırılması gerekmektedir.
Kuyumculuk sektörü için de İşlenmiş
Altın ve Gümüş Ürünlerinin Geliştirilmesi
İçin Odalararası Koordinasyon Merkezi
(ASSICOR) markaların, tasarımların yasal
işlemler yolu ile, taklidinin engellenebilmesi için çalışmalara başlamıştır. Sektörün
daha ileriye gidebilmesi için üniversitelerle
sanayinin işbirliğine gitmesi, takı tasarımı
konusunda uzmanlar yetiştirmesi, yeni
üretim teknikleri geliştirerek daha önce
görülmemiş tasarımlar ortaya çıkarması
gerekmektedir (Karayiğit, 2004b: 19).
Ülkemiz kuyumculuk sektörü ihracatta
hızlı bir yükseliş trendine girmiştir. Bu
yükselişi devam ettirebilmesi için ise ihracatına önem vermesi gerekmektedir. İhracatta ise önemli noktalardan biri markalaş-
maktır. Çünkü ancak markalaşmış ürünlerle uluslararası pazarlarda rekabet edebilmek mümkündür. Marka yaratabilmek
için ise özgün tasarımlar yapabilmek gerekmektedir. Kuyumculuk sektörümüz
uzun yıllar tasarım konusunda yetersiz
kaldıklarından ve taklit ürünlerle uluslararası pazarlara girdiklerinden dolayı
olması gereken yere gelememiştir.
İstanbul Kuyumcular Odası (İKO), sektör mensubu kişi ve firmaların ürettikleri
modelleri korumak için Türk Patent Enstitüsü Bünyesinde gerçekleştirdikleri endüstriyel tasarım tescil başvurularını, İKO
Patent adı altında internet üzerinden sektörün kullanımına sunmuştur. İKO Patent
kuyumculuk ürünleri, değerli taşlar, saat
kuyumcu malzeme ve makineleri vitrin
dekorasyonu v.b sektörü ilgilendiren tüm
alanları kapsamaktadır.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) de
uluslararası pazarlara daha rekabetçi
ürünlerle girebilmek amacıyla Türkiye Tasarım Konseyi’ni oluşturmuştur. Konsey’in
amacı, tasarım konusunda devlet politikası
oluşturabilmek, tasarım alanındaki faaliyetleri teşvik edebilmek, her kesimden
sanayici ve ihracatçının tasarımdan yararlanmasını sağlamak, tasarım faaliyetlerini
ve tasarımcı kalitesini arttırmak için
girişimlerde bulunmaktır (“Markalaşmada
Yol Gösterecek Tim Tasarım Konseyi
Oluşturuldu”: 2005).
Kuyumculuk sektörümüzün son yıllarda
yakaladığı başarının devam edebilmesini
sağlamak için sektörün güncel gelişmeleri
takip etmesi, dış pazarlarda Türk kuyumculuğunun daha iyi tanıtılması ve markalaşması gerekmektedir. Fuarlar bu üç
amacın tek çatı altında gerçekleşmesini
sağlayan en önemli araçtır (Karayiğit,
2004a :2).
18-22 Eylül 2004 tarihinde TÜYAP tarafından düzenlenen ikinci fuar da başarıyla gerçekleştirilmiş olmakla birlikte,
İtalya Vicenza fuarının henüz bitmiş olması ve Honkong fuarının da Gold
İstanbul fuarı ile çalışması yüzünden bu
fuara beklenenden az ziyaretçi katılmıştır.
Sek-törün gelişimi ve tanıtımı için, bu gibi önemli fuarlarımızın zamanlarının iyi tespit
edilmesi gerekmektedir (a.g.e.:4).
Ülkemizde kuyumculuk sektörü yapısı
itibariyle küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşmaktadır ve çoğunlukla iç
piyasaya hitap etmektedirler. Bu işletmelerin yapıları itibariyle dış pazarda tek
başlarına varlık göstermeleri çok zordur.
Genelde düşük kapasiteyle çalışmakta olan
bu işletmelerin talebin düştüğü kış aylarında, özellikle turistik yörede faaliyet gösterenler kapanmak zorunda kalabilmektedirler. Dış pazara açılmak isteyen firmaların, ihracata yönelik olarak birleşip organize edileceği bir kuruluşa ihtiyaç vardır.
Kuyumculuk sektörü için, uzunca bir
süredir kurulması gerekli olan İstanbul
Değerli Maden ve Mücevherat İhracat-çıları
Birliği (İMMİB), 2003 yılı Temmuz ayında,
Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı kuruluşu
olarak faaliyete geçmiştir. 600 üyesi
bulunan birlik, üyelerinin menfaat-lerini
korumak ve değerli maden ve mücevherat
ihracatımızı arttırarak sektö-rün yeni
pazarlara ulaşmasını sağlamak amacıyla
ihracatçılarımıza yardımcı olmayı
hedeflemişlerdir.
Son yıllarda takılarda moda olgusunun
ön plana çıkması sonucunda, sektörde
tasarım daha önemli bir unsur olmaya
başlamıştır. İnsanlar daha önce altın değeri
yüksek, pahalı takılara yönelirlerken,
günümüzde altın değeri düşük, günün her
saatinde rahat olarak kullanılabilecek,
estetik, modaya uyumlu, özgün tasarımlı
takılara yönelmeye başlamışlardır.
Kuyumculuk sektöründe tasarımı sadece sanatsal anlamda madenin üzerine
estetik birtakım kompozisyonlar yaratmak
düşünülmemelidir. Ülkemizde kendi kültü-
rümüzü yansıtan tasarımlar ortaya çıkarabilmek için yeterli bir eğitimden geçmiş
elemanlara ihtiyaç vardır. Sektörde Türkiye’ye özgü geleneksel tekniklere yönelik
çalışmalar yeni yeni gündeme gelmektedir.
Örneğin; Atasay Kuyumculuk, Nisan
2004’te “Atasay Yaşayan Anadolu Takıları
Koleksiyonu’’ kapsamında, 2 yıl süren çalışmanın sonucunda Erzurum’dan Eski-şehir’e, Gaziantep’ten Trabzon’a, Beypazarı’ndan Mardin’e kadar 12 farklı bölgedeki eski ustaya ulaşarak, unutulmak
üzere olan geleneksel takı üretim tekniklerini araştırdı. Atasay’ın profesyonel tasarım ekibi, bu eski teknikleri yeniden
yorumlayarak günümüz modern kadınının
beğenisine hitap eden özel bir koleksiyon
ortaya çıkarmıştır.
Kendi ülkelerine dönerken yanlarında
gezdikleri ülkeyi hatırlatacak birtakım objeler almak isteyen turistlere yönelik hediyelik eşyalar önemli bir gelir kaynağı olmaktadır. Ülkemizde ise altın sektörü-
müzde bu gibi hediyelik altın eşyalara
yönelik çalışmalar çok azdır. Pakistan,
Hindistan gibi ülkelerde kendi ülkelerinin
kültürünü yansıtan altın hediyelik eşya
pazarı önemli bir yer tutmaktadır. Sektö-
rümüzde bu alanda çalışmalar yapabilecek
eğitimli çalışanlara ihtiyaç vardır.
Satabilmek için maliyetlerin düşük
olması gereklidir. Kuyumculuk sektöründe
en önemli maliyet unsurları işçilik ücretleri
ve devlete ödenen vergi, sigorta primi gibi
unsurlardır. İşçilik ücretleri konusunda
devletin vergi vb. yüklerini sektör üzerinde
azaltması gerekmektedir. Bu sektörde
yatırım yapacakların teşvik edilmesi
gerekmektedir.
0 yorum