Bu Blogda Ara

12 Haziran 2013 Çarşamba

Marka ve Urun Mensei Etkisi: Kimin Mali Bu Sorusu?

Marka ve Ürün Mensei Etkisi:
 Kimin Malı Bu Sorusu?
Nereden Geliyor.Üreticisi kim ?


Turquality&ACNielsen- Ülke imajı, ürünlere bir kalite algısı verebilir. İtalyan altını ve mücevheri, İsviçre saatleri, Fransız tasarımları gibi.

 Üretim ülkesi, eğer biliniyorsa, aynı olumlu etkiyi yapabilir.

• Avrupa ülkelerinin (özellikle İtalya ve Fransa) yanı sıra Tayland,

Hindistan ve ABD en

tercih edilen menşe ülkeleri.

Türkiye’nin, ABD’de iyi satmasına yardım eden egzotik bir imajı var.
• Üçüncü dünya ülkeleri daha az tercih edilen menşe ülkeleri.
• Çin, bir menşe ülkesi olarak karışık geri bildirimler alıyor.

 Ancak tüketiciler önce kaliteye bakma eğiliminde. Kalite yeterince yüksekse tüketiciler, ülkesi ne olursa olsun satın alacaktır.
 Bazı üst sınıf markaların ürünleri başka ülkelerde üretilip bu markaların adı
altında satılıyor ve marka ülkesinin imajına sahip oluyor.
 Savaşla ilgili olmayan elmaslar veya çevre dostu altın arıtıcıları gibi başka sosyal
ve politik değerler desteklendiğinde üretim ülkesi daha az etkili oluyor.


TURQUALITY- Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

 Çoğu katılımcının görüşüne göre marka için yerel (Amerikan) bir isim 
kullanılmamalı çünkü Türkiye özgün bir şeye sahip ve bu şekilde tanıtılmalı.

• Ancak Türkçe bir isim de Amerikanlaştırılmalı ki ülke halkının telaffuz etmesi ve
hatırlaması kolay olsun.
• Marka konusunda bu görüşü savunan uzmanlar, ürünleri seçkin/farklı kılmak için
menşe ülkesinin de belirtilmesi gerektiğini dile getirdi.
 Diğer yandan birkaç uzman yerel bir ismin kullanılması ve Müslümanlar
hakkında ABD’de mevcut önyargılar nedeniyle menşe ülkesinin de
belirtilmemesi gerektiğini dile getirdi.



Türkiye’nin mevcut bir Amerikan firmasıyla ortaklık kurması önerildi.
 Hem yerel (Tiffany, David Yurman, Harry Winston) hem de küresel (Cartier, 
Bvlgari, Jar, Graff, LVMH, Gucci) markalar ABD pazarında çok güçlü.
• Çoğunluk, kürsel markaların ABD’de daha yüksek bir saygınlık ve bilinirliğe sahip
olduğu görüşünde.
• Diğer yandan bazı katılımcılar, yerel bir marka olan Tiffany’s kuyum pazarında çok
güçlü bir etkiye sahip olduğundan, yerel markaların daha çok sevildiği görüşünde.

Turquality- AC Nielsen

Pirlanta'da Marka Algisi

 Pırlanta'da Marka Algısı

Marka:
• İsimle özdeşleşen kalite standardıdır.
• Bir vaat, itibar, imaj, tanıdık bir şeydir.
• İtimat, güven, sadakattir.
• Bir hizmettir.
• Pazarlama, reklam ve halkla ilişkilerdir.
• Uzun yıllar içinde gelişir.

 Lüks markalar yüksek maliyet ile güçlü güvence ve kalite algıları ile
tanımlanıyor.

• Lüks markaların büyük bir kısmı perakende ortamında. Üst sınıf mağazalar başlı
başına bir alışveriş deneyimi yaratıyor.

• Lüks markalar, ağırlıklı olarak pazarlama nedeniyle prestij ve statü anlamına
geliyor.


 Seri üretim markaları ise aksine çok daha düşük maliyet ve kaliteye sahip.




• Seri üretim markaları el işçiliği değil; her yerde bulunabiliyorlar.

• Arz daha büyük ki bu da değeri düşürüyor.

Turquality- ACNielsen

Amerikan Tuketicisinin Ayirt Edici Ozellikleri

 Amerikan Tüketicisinin Ayırt Edici Özellikleri

 Endüstri uzmanları, ABD kuyum sektörü ve sektörün tipik tüketicileri hakkında ortak bir
fikir dile getiriyor. Derinlemesine görüşme katılımcıları tipik Amerikan tüketicisinin, diğer 
ülke ve kültürlere kıyasla anlık kararlar veren ve de nispeten eğitimsiz bir tüketici 
olduğunu düşünüyor.

 ABD pazarındaki mücevher tüketicileri statü odaklı nedenlerle hareket ediyor ve
“gösterişli”, büyük, pahalı parçaları hedefliyor. Oysa birçok diğer ülkede mücevher daha
geleneksel şekillerde algılanıyor. Günümüzde ABD’de mücevher modadan fazlasını
temsil ediyor; kişisel bir mesaj veriyor. Katılımcılar, mücevherin kişinin kim ve ne
olduğunu anlatan bir yol haline geldiği konusunda hem fikir.


 Bugünün tipik tüketicisi, ünlülerden ve medyadan çok etkileniyor. Bu iki kaynak, belli
mücevher parçalarını, belli tüketici grupları arasından stillerini, zenginlik ve başarı
temsil eden daha gözde ürünler yapıyor.


 Genel olarak Amerikan mücevher tüketicisinin başlıca ayırt edici özelliği, satın almada
önceliği gösterişli parçalara ve büyük taşlara veren daha cesur bir yapıya sahip olması.



Turquality-Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

11 Haziran 2013 Salı

Mucevher Potansiyel Tuketici Gruplari

 Mücevher Potansiyel Tüketici Grupları

ABD’de erkekler, mücevhere kadınlardan çok para harcıyor.


 Endüstri uzmanlarının büyük çoğunluğu, günümüzde mücevhere en çok 
para harcayan yaş grubunun 25-50 yaş ve bu grubun içinde 35-45 yaş alt 
grubu olduğunu düşünüyor. 35-45 yaş grubu içinde en çok gelir getiren en
yaygın ürün kategorileri küpeler, yüzükler, kolyeler ve bilezikler.


 Buna ek olarak mücevher satışlarında önemli bir etkisi olan bir diğer yaş
grubu da paralarının büyük ölçüde ilk evlilik ürünlerine ve pırlanta nişan
yüzüklerine harcayan 20’lernini sonlarındaki tüketiciler.



ABD’de erkekler, mücevhere kadınlardan çok para harcıyor. Bireylerin
kendileri için yaptığı alımlarda erkekler doğal olarak diğer mücevherlerden
çok saat satın alıyor. Erkeklerin mücevher satın alma oranı ABD’de
nispeten yüksek olmakla beraber, bu raporun “Ürün Segmentasyonu
bölümünde belirtildiği üzere kadınların gerçek mücevher satın alma oranı da
yükselmekte.


KAYNAK :Turquality- Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

Pirlanta Satın Almayı Tetikleyen Unsurlar- ABD Pazari- Turquality




Pırlanta Satın Almayı Tetikleyen Unsurlar- ABD


ABD’deki kuyum alımlarının çoğu özel günlere/olaylara bağlıdır. Mücevher
nişan ve düğünlerde (pırlanta), yıldönümlerinde (üç taş veya “Journey”  pırlantaları), doğum günlerinde, bebek doğumlarında, Noel’lerde, Sevgililer ve 
Anneler Günlerinde alınır. Bu özel günlerin ardındaki nihai teşvik unsuru
duygulardır: Sevgi veya suçluluk (“hataları telafi için mücevher”). Eşleri ve kız
arkadaşları için mücevher alan erkekler halen en sık alım yapan mücevher
tüketicileri. Ancak son yıllarda gittikçe artan sayıda kadın, “ben bunu hak
ettim” felsefesini takip ederek kendilerine mücevher hediye alıyor.

 Satın almayı tetikleyen ikinci en önemli unsur harcanabilir gelir. Bir mücevher
parçasının seçilmesindeki nihai belirleyici tüketicilerin maddi gelir seviyesi.
Diğer yandan ABD’de mücevherin boyutu ile statü, takdir ve gurur arasında
güçlü bir ilişki olduğundan bir çok tüketici seçim yapmak zorunda kaldığında
kaliteli ama küçük bir taştan ziyade daha düşük kaliteli ama daha büyük,
gösterişli bir pırlantayı tercih eder.

 Satın alma kararını etkileyen üçüncü unsur tasarımın özgünlüğüdür.
Mücevherin stilinin, sahibinin kişiliğini yansıttığına inanılıyor. Bu nedenle
birçok tüketici ilginç, sıra dışı tasarımlar arıyor. Tüketiciler bir yere kadar
modayı takip ediyor, ancak bu eğilim, yeni bir stil çıktığında yeni ürünler
alabilecek gelire sahip üst sınıf tüketiciler arasında daha yaygın.

 Son olarak, satın almayı tetikleyen önemli unsurlardan ikisi de reklam ve 
halkla ilişkiler. Birçok kuyumcu yılın belli dönemlerinde (Noel veya Sevgililer
Günü), belli mücevher türlerini tanıtan ilan ve reklamlar hazırlıyor. Reklam, bu
endüstride çok önemli çünkü işin aslı kimsenin mücevhere ihtiyacı yok.
Mücevher, arzulanmasını sağlayan bol promosyon gerektiren lüks bir ürün.


Turquality- Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

Amerika Birlesik Devletleri’nde kullanilan ozgun uretim teknikleri

Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılan özgün üretim teknikleri:



– ABD’ye özgün bir üretim tekniği bulunamadı. Ancak Amerikalı imalatçılar tarafından
kullanılan belli stiller var. Bu stiller rapor boyunca açıklanıyor (büyük taşlar, elmas
tercihleri, değerli taşlı mücevherat ile sadece metal mücevherat).
           
– Bijuteri sektöründe kalay ve kurşun gibi belli baz metaller kopça ve klips (bir
mücevherin temel parçaları) yapımında kullanılıyor.


 Sektör uzmanları ABD’de kullanılan ülkeye özgün üretim tekniği olmadığı
konusunda hemfikir ancak birkaç katılımcı bazı stillerin göze çarptığını belirtti.

 Örneğin çoğu nişan yüzüğünün yapımında kullanılan dört veya altı dişli tek taş
elmaslar en temel stil olarak görülüyor. ABD kuyum pazarında çok yaygın olan
bir başka akım da “küçük sıralı”. Bu stilde bir büyük pırlantanın iki yanına iki
küçük pırlanta veya başka taşlar yerleştirilerek “eski” bir tarz yakalanıyor.


KAYNAK : Turquality & Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

Turkiye'nin Dis Ticareti- IHRACAT


TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARETİ 
İHRACAT 
Türk ekonomisindeki değişim nedeniyle bireylerin kullandıkları yatırım araçları çeşitlenmiş, 
yatırım  için  altın  mücevherat  almanın  yanı  sıra  diğer  yatırım  araçlarına  da  yönelim 
olmuştur. Dolayısıyla iç talep daralmış, bu da sektördeki üreticileri dış pazarlara açılmaya 
teşvik  etmiştir.  Ayrıca,  sektörün  yurtdışına  açılmasında  1993  yılında  değerli  metallere 
uygulanan ithalat ve ihracat kısıtlamalarının kaldırılması da etkili olmuştur. 
Günümüzde,  Türk  Altın  Mücevherat  ürünleri  güzelliği,  tasarımları  ve  kalitesi  ile  Dünya 
çapında  bilinmektedir.  Bu  algılamanın  yaratılmasında  sayıları  300  civarında  olan  ihracat 
firmalarının  payı  önem  arz  etmektedir.  İhracatımızın  büyük  bir  kısmını  yaklaşık  50  firma 
gerçekleştirmektedir. 
Altın  mücevherat ihracatının geçmişi  son on  yıla  dayanmakla  beraber,  performansı  artış 
eğilimindedir. İhracat 2006 yılında 2005 yılına göre %8.5 azalsa da 1993 den 2006 ya artış 
trendine devam etmiştir. İhracat 1993 yılında 109.2 milyon dolar iken, 2006 yılında 1031.4 
milyon dolara ulaşmıştır. 2006 yılı itibariyle, ihracatımızda önde gelen ülkeler, ABD(%28), 
BAE (%17), İtalya(%6), Almanya(%5), Rusya Federasyonu (%4) ve İsrail’dir (%3). 
Türk altın mücevherat sanayii, yabancı turistlere de büyük miktarlarda satış yapmaktadır. 
İhraç  edilen  ve  yurtiçinde  turistlere  satılan  altın  mücevherat  miktarı,  sektörün  toplam 
üretiminin yaklaşık %70'ini oluşturmaktadır. 
Türkiye, 2005 yılı Dünya değerli mücevherat ihracatında dokuzuncu sırada yer almaktadır. 
Sektörün hedefi, 5 yıl içerisinde 5 milyar dolarlık bir ihracat tutarına ulaşmaktır.© İGEME ­ İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005  4 
Sektördeki  ihracatçılar  tarafından  “İstanbul  Değerli  Maden  ve  Mücevherat  İhracatçıları 
Birliği”  öncülüğünde,  Türk  Altın  Mücevherat  ürünlerinin  tanıtılmasını  yönelik  olarak 
“Mücevherat  Tanıtım  A.Ş”  adı  altında  bir  şirket  kurulmuştur.  Şirket,  diğer  bazı  fonların 
yanında, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın “Turquality” teşviğinden de yararlanmaktadır. 
Türkiye de senede üç adet mücevher fuarı düzenlenmektedir. Antalya Yerel Mücevher ve 
Saat Fuarı Mart ayında senede bir defa düzenlenir. İstanbul Uluslararası Saat, Mücevher 
ve Takı Fuarı ise Mart ve Eylül aylarında olmak üzere senede iki defa düzenlenir. Dünyada 
ise  yılın farklı  zamanlarında  çeşitli altın,  mücevher  ve  kıymetli  taş  sektörlerine  ait  fuarlar 
düzenlenmektedir.  Bunlardan  bazıları  Abu  Dabi  Uluslararası  Saat  ve  Mücevher  Fuarı, 
Hindistan  Kıymetli  Taş  ve  Mücevher  Fuarı,  İtalya  Uluslararası  Altın  Mücevherat  Fuarı, 
Londra Uluslararası Mücevher Fuarı, Singapur Uluslararası Mücevher Fuarı, Hong Kong 
Uluslararası Mücevher Üreticileri Fuarıdır. 
Altın Mücevherat sektörü ile ilgili yerel ve uluslararası yayınlar bulunmaktadır. Türkiye’de 
sektör ile ilgili yerel yayın İstanbul Kuyumcular odası tarafından çıkarılan Gold News adlı 
süreli yayındır. Sektör ile ilgili uluslararası yayınlar ise Gold Inspirations Magazine, Gold 
Bulletin, Gold Industry Profile isimli yayınlardır.

Türkiye Altın Mücevherat İhracatı (1993–2006) 
Birim: Milyon Dolar

1993  23.6 
1994  44.2 
1995  55.4 
1996  109.2 
1997  160.7 
1998  207 .2 
1999  285.2 
2000  384.2 
2001  430.7 
2002  567.5 
2003  707.8 
2004  931.9 
2005  1127.9 
2006  1031.4

Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı 
Türkiye Altın Mücevherat İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı (2006) 
Birim: Milyon Dolar

ABD  288.3 
BAE  177.9 
İtalya  60.7 
Almanya  53.2 
Rusya Federasyonu  43.5 
İspanya  41.5 
İsrail  36.5 
Polonya  29.2 
Letonya  25.0 
İngiltere  23.0Litvanya  22.9 
Libya  21.9 
Kırgızistan  21.7 
Kazakistan  13.5 
Hong­Kong  11.9 
Cezayir  11.8 
Kanada  10.6 
Romanya  10.5 
Çek Cumhuriyeti  9.1 
Fransa  9.1 
Avustralya  8.2 
Hırvatistan  8.0 
Estonya  7.0 
Hollanda  6.6 
Diğerleri  79.4 
TOTAL  1,031.4

Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı

Tasarimcilar ve ekonomiye katkılari

TASARIMCILAR VE EKONOMİYE
KATKILARI



Türk mücevher sektörü, üretim geleneği çok eskilere dayanan, köklü bir sektördür.
Orta Asya’dan Osmanlılara, oradan da günümüze ulaşan binlerce yıllık zaman yelpazesinde
hâkimiyet ve soyluluk sembolü olan mücevherat ile ilgili gelenek ve görenekler nesillere
aktarılmıştır.

Önemli boyutta bir bilgi birikimi mevcut olan sektör, günümüzde ürün geliştirme,
ürün tasarımı ve teknolojik açıdan oldukça iyi bir durumdadır. Ayrıca kendine has üretim
teknikleri ve ürün çeşitliliği gibi avantajlarını da dünya pazarlarında önemli bir yere gelmek
kullanmaktadır.

Yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda gerçekleştirilen tanıtım çalışmaları, ihracata yönelik seri
üretim, fuarlara katılımlar yoluyla önemli markalar yaratan Türkiye Değerli Maden ve
Mücevherat Sektörü ihracatında, yaşanan gelişmeler aşağıda incelenmektedir.Her geçen yıl
bir önceki yıla göre artış görülen değerli maden ve mücevherat ihracatımız, Türkiye toplam
ihracatında önemli bir payı vardır.

İhracat değerlendirmelerine bakıldığında görülebileceği gibi, sektörün toplam
ihracatının üçte birlik bir bölümü ABD’ye yapılmaktadır. Bununla birlikte, toplam
ihracatımızı artırırken farklı pazarlara da ulaşmamız gerektiğinin bilincindeyiz. İstanbul
Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği, kurulduğu 2003 yılından beri sektör
ihracatını artırmak için çalışmalar yürütmektedir. Amaçları arasında; mücevherde Türk
markası yaratmak, sektöre bir kalite belgesi, bir kurumsal kimlik kazandırmak, hedef ve
potansiyel pazarlarda Türkiye’nin payını arttırmak bulunmaktadır. Bu çerçevede, tanıtım
çalışmaları süratle ilerlemektedir.

Ayrıca, fiyatlarla rekabet etmek yerine, tasarım ve markalaşmaya yoğunlaşmak
gerektiği düşünülmekte ve bunun için Birlikçe üyelerimize bilgisayar destekli tasarım
eğitimleri verilmesi planlanmaktadır.

Sektörün günümüze kadar kaydettiği gelişmelere bakacak olursak, gelecekte bu
rakamların çok daha büyümesini ve Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıl içinde 5 milyar dolar
olarak belirlenen ihracat hedefini tutturmasını beklemekteyiz.

Sokak ve cadde kültüründen tutun tarihi yapılara kadar tasarımcının beslendiği birçok
konu ve obje var. Hayallerini betimleyen mücevher tasarımcısı, çizimde farklılığı ve
özgünlüğü yakalayabilmesi için özgür olması gerekiyor. Tasarımcı özgür bırakılırsa sektörde
birçok değişim görülür.


Türk kuyumculuk sektöründe tasarım olgusu, eğitim kurumlarıyla birlikte
başlamadı. Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda başladı, talebi bir taraftan da sektör
oluşturdu. Ancak sektör, AB süreci ve markalaşma olgusuyla birlikte özgün tasarımlara
yönelmeye başladı. Sektörün bu ihtiyacına yanıt verecek eğitim kurumları oluşmaya başladı.
Türk kuyumculuk sektörü, yeni politikalarla çok açık ve net bir şekilde dünyada adını
duyurdu. Şu anda sektör, ihracatta dünya ikincisidir. Bu doğrultuda biz ancak özgün
tasarımlarla diğer ülkelerin önene geçebiliriz. Taklit bir ürünle ancak bir-iki yıl iş yapabilir,
ikinci yılın sonunda sizden farklı tasarımlar beklenir. Eğer kendi markamızı ve ürünlerimizi
oluşturmazsa ve bu olguyu bir ülke politikası haline getirmezseniz hiçbir şekilde başarılı
olmamıza imkan yoktur.


Bir mücevher tasarımcısının başarılı olması için öncelikle iyi bir eğitim alması
gereklidir.Tasarım sadece çizmekle bitmiyor, üretim yöntemlerini, taşı, mıhlama vs. bilmesi
gereklidir. Bir mücevher tasarımcısı, mücevherle ilgili her şeyi bilmek zorundadır. Bu
konuyla ilgili teknik bir altyapıya ve bunun yanında kültürel bir altyapıya da sahip olması
gereklidir.

Moda ile birlikte, mücevher tasarımında da trendler sürekli değişmektedir. Klasik
mücevherler her zaman var ve var olmaya devam edecektir. Günün modasına uygun
tasarımlar yapmak için bu günden başlayarak 2 yıl sonraki trendleri tahmin ederek
tasarımlarınızı oluşturmanız gerekir. Bugünün trendleriyle bir şeyler tasarlarsanız geç kalınır.
Mücevher tasarımını da moda ve mobilya tasarımından ayrı oluşturulmaz. Tüm tasarım
alanlarında trend nereye gidiyorsa, mücevher tasarımında onu yakalamak gereklidir.





Tasarımlarınızda sizden istenenler doğrultusunda, kendi tarzınızı ortaya koyacak
şekilde tasarım oluşturun. Tasarımda daima hep ileriye bakmayı tercih edin. Sadece ürün
tasarlamak yetmez, söz konusu ürüne bir kimlik oluşturmanız da gerekir. Bu kimlik
doğrultusunda yapacağınız grafik çalışmalarından, ambalaj tasarımına kadar olayı tamamen
bir bütün olarak ele almanız ve düşünmeniz gerekir. Talepler doğrultusunda tasarım
yapmanın yanı sıra; talep oluşturmak için de tasarım yapabilmelisiniz. Koleksiyon hazırlayan
bir tasarımcının; sadece o ürünü tasarlaması yetmez, aynı zamanda da satılabilir-
pazarlanabilir bir ürün tasarlaması gerekir. Öncelikle firmalar kendi konseptlerini
oluştururken, hedef kitleyi de belirlemelidirler. Eğer üst düzey elit bir gruba yönelecekseniz,
mağazanızdan tutun, logonuza, ambleminize, antetli kağıdınıza kadar ürünün sunulacağı
kutulara kadar her şeyi o doğrultuda yapmalısınız.

MEGEP

10 Haziran 2013 Pazartesi

Pirlanta Hakkinda Bilmek Istediginiz Hersey

PIRLANTA HAKKINDA BİLMEK İSTEDİĞİNİZ 
HER ŞEY


Bir pırlantanın değeri ne denli nadir bulunduğuna, fiyatı da dört özelliğine bağlıdır. Çıplak gözle bakıldığında aynı görünse de hiçbir pırlanta diğerinin aynı değildir. Aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatının neden farklı olduğu 4 C özelliğine ve bunların bileşimine bağlıdır. 4C özellikleri nelerdir?

Kesim (Cut): Kesim belki de 4C özelliklerinin en önemlisidir; Çünkü pırlantanın göz alıcı ışıltısı kesimin kalitesi sayesinde ortaya çıkar. Diğer bazı özellikleri doğadan kaynaklanırken; kesim özelliği, pırlanta üzerinde insan eliyle yaratılan tek özelliktir. Faset (ışığı yansıtan açılı yüzey) orantılarının doğru olduğu iyi bir kesim pırlantanın ateşini ve parlaklığını ortaya çıkarır. Çok teknik bir konu olan pırlanta kesimiyle, pırlanta şeklini karıştırmamak gerekir. Şekil kişinin zevkine bağlıdır. Yuvarlak kesim, bilinen kesimler arasında en populer olanıdır. Diğer kesimler arasında; zümrüt (dikdörtgen pırlanta kesimi), damla, markiz (iki ucu sivri kesim), prenses (üzeri kare yuvarlak kesim), oval ve kalp kesim sayılabilir.
Renk (Color):İnsanlar değişik renk tonlarından hoşlanabilir; bu nedenle renk özelliği 4C'ler arasında en öznel olanıdır. Pırlanta renkleri beyazın çeşitli tonlarından oluşur. Pirlantalar, renksize ne kadar yakin olduklarına bakılarak sınıflandırlır. En nadir bulunan ye en beyaz alanlar D, E, F ye G'dir, ancak pırlantaların büyük çoğunluğu beyaz ve çok hafif renkli beyaz alarak adlandırılan H-L renkleri arasındadır. M rengi ve altındakilerde gözle görülebilir sarımtırak bir renk tonu vardir. Öte yandan çok nadir bulunan belirgin renklerde pırlantalar da vardir. Bunlara fantazi adı verilir. Bunlar pembe, mavi, sari ye pek çok başka renkte görülebilir.
Berraklık (Clarity):
Bir pırlantanın berraklığı "doğanın parmak izleri" olarak adlandirilan lekelerine bakilarak belirlenir. Hemen hemen bütün pırlantalarda, pırlantayı oluşturan karbon kristalinin küçük izlerine rastlanır. Ancak bu lekelerin çoğu mikroskopik olduklarından gıplak gözle görülemez. Lekeler ancak çok kuvvetli mercek altında seçilebilir. Bir pırlantanin Iekeleri ne denli az ise, taş da o kadar nadir bulunur.
Karat Ağırlığı (Carat Weight): Karat bir pırlantanın ağırlık ölçüsüdür. Bir karat 100 eşit puana bölünür. Yarım karat 50 puandır ve 0.50 ct şekIinde yazılır. Ayni karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı, kesim, renk ve berraklık özelliklerinin farkli biIeşimi nedeniyle aynı olmayabilir.

Engelliye mihlama firsati


Engelliye mıhlama fırsatı 

Değerli taşların mıhlanması ve kesilmesinde engellilerin istihdamının artırılması için harekete geçen altın ve mücevher sektörü temsilcileri Ankaraya giderek, Mıhlama sandalyesiyle, tekerlekli sandalye aynı yükseklikte. Bize 6ıncı bölge teşviği verilirse 100 bin engelliye iş fırsatı doğar” mesajı verecek.\"Engelliye
ALTIN ve mücevher sektörü temsilcileri, değerli taş ve madenlerin işlenmesinde engelli istihdamını artırmak için harekete geçti. ‘Mıhlama olarak adlandırılan pırlanta ve diğer değerli taşların mücevher üzerine yerleştirilmesi işleminin oturularak yapılan bir iş olmasından hareketle, tekerlekli sandalyede oturan,
engellilere iş ve meslek edinme fırsatı sunulacak. Önümüzdeki günlerde ilgili bakanlar ve Meclisteki siyasi partileri ziyaret etmeye hazırlanan sektör temsilcileri, yeni açıklanan teşvik paketinde 6ıncı bölgeye verilen teşviklerin, değerli taş işlemeciliğinde engelli istihdam eden işletmelere verilmesini talep edecek.
Sandalye yüksekliği
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Mücevher İhracatçıları Birliği ve İstanbul Kuyumcular Odası temsilcilerinin oluşturduğu heyet, bugünlerde Ankaradaki temaslar sırasında sektörün genel görünümü ve mıhlama işinde başarılı olan Çin ve Hindistan gibi ülkelerin başarı öykülerinin anlatıldığı bir sunum hazırlığı içinde. Sunumda, mıhlama ve pırlanta kesme faaliyeti için işçilerin oturduğu sandalye ile tekerlekli sandalyenin aynı yükseklikte olduğu, dolayısıyla sürekli bu sandalyelerde oturmak durumunda olan engelliler için bu alanda önemli bir avantaj bulunduğu vurgulanacak.
Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, Türkiyede 9.5-10 milyona yakın engelli bulunduğunu hatırlatarak, Bunların elleri ve gözleri iyi işleyenlerinin mıhlama yapması ve taş kesmesi için hiçbir engel yok. Bu konuda istenilen teşvikler verilse, kısa vadede en az 100 bin engelliye iş fırsatı doğacak. Böylece değerli taşlarımız çuvalla değil, mücevherlerin üzerinde tek tek dünyaya satılacak” dedi.
3 ayda yetişiyor
DEĞERLİ taş işlemeciliğinin 3-4 aylık bir eğitimle öğrenilebilecek bir iş olduğunu kaydeden Ayhan Güner, Değerli taş işletmesi kurmak da çok büyük maliyetler gerektirmiyor. Şahsa ait madenlere yakın, 8-10 makine alınarak bir işletme açılabilir. Taş kesme makinelerinin fiyatı 500-750 dolar arasında değişiyor. Dolayısıyla çok büyük olmayan bir yatırımla en az 8-10 kişiye iş fırsat sunmak mümkün” diye konuştu.


Borsa Keyfi 03 Ekim 2012

Altin fiyatinda ne beklemeli ?

Altın fiyatında ne beklemeli?


Tufan Cömert     
Tufan Cömert
Uzun bir süredir yükselen altın fiyatı geçen yıl gördüğü zirvenin ardından geriledi. Altın fiyatının bir süre daha $1,600-1,700 aralığında dalgalı bir seyir izlemesini bekliyoruz. Bununla birlikte fiyatlarda yükselişin devamı için gerekli şartların sürdüğünü düşünüyoruz.


Fiyatlarda 2011 yılı Eylül ayındaki zirveden Aralık ayındaki dibine dek görülen %26’lık kayba rağmen yatırımcılar altından soğumuş değiller. Bilakis, uzun süren yükselişin ardından beklenen kar satışlarının bile sınırlı kaldığı ve piyasaya yeni yatırımcıların geldiği bile söylenebilir. Altın fiyatının, düşüşün ardından hızla toparlanarak yatırımcısına %6.5 getiri sağlamış olması da altına olan talebin hala yüksek olduğunu gösteriyor.


Bu dönemdeki altın fiyatı hareketi, 1970’li yılların başında görülen yükseliş ve sonrasına oldukça benzer. Altın fiyatı 1970’lerin başında $35’ten $850’ye kadar yükselmiş, sonrasında ise %50 düşmüştü. Böylesine bir düşüşe rağmen fiyatlar hala başladıkları yerin çok üzerindeydi. Düzeltmenin bitmesinin ardından da altın fiyatı artmaya devam etmişti.


1970’lerin yüksek enflasyonlu, sıcak çatışmalı yılları ile şimdiki dönem arasında çok büyük farklar olduğu açık. Ancak son yıllarda altının yükselmesine neden olan tüm faktörler hala etkili: Ülke borçları artmaya devam ediyor, Avrupa’da bankacılık sisteminde riskler daha da artmış durumda, piyasalardaki likidite hala çok yüksek ve yakın zamanda parasal sıkılaştırma söz konusu olmayacak. Ayrıca kurumsal yatırımcı talebi sürüyor ve en önemlisi Asya kaynaklı talepte dalgalanmalar olsa bile talep hala çok yüksek.

 

Bu durumda altın fiyatında şu ana kadar gördüğümü zayıf seyrin nedenlerine bakıp, bunların fiyatları daha da aşağı çekip çekmeyeceğini anlamamız gerekiyor:


• Son 10 yıldır altın fiyatı sürekli yükseldi. Bu beklentiyle altında uzun süredir pozisyon taşıyan bazı ünlü oyuncular, altında satışa geçerek karlarını yazdılar. Öte yandan ETF ve altın fonları ile ölçülen yatırım talebi hala yüksek seyretmeye devam ediyor. Yani genele yayılan bir altın satışından bahsetmek mümkün değil.


• Geçtiğimiz dönemde yükselen altın fiyatının en olumsuz etkisi sanayi üretiminde kullanılan altın talebi ve kısmen de olsa mücevher sektörü üzerinde görüldü. Ancak altın fiyatındaki düşüşün bu talebi artırması ve fiyatların dengelenmesi mümkün.


• Avrupa, ABD ve Çin’de para otoritelerinin yüksek rakamlı likidite operasyonları sonrasında hisse ve tahvil piyasalarında görece istikrarlı bir seyir görülüyor. Bu likidite artışı faizleri aşağı iterken, yatırımcıları daha uzun vadede daha riskli yatırımlara da yönlendiriyor. Böyle bir durumda iflas riski korkuları da azaldığından altının güvenli liman özelliği yara alıyor. Ancak unutulmamalı ki bu likidite artışı aynı zamanda basılı paraya olan güvenin azalması anlamına da geliyor, ki bu da bir süre sonra altın lehine dönebilecek bir durum.


• Hindistan ve Vietnam kaynaklı fiziksel talepte son dönemde önemli kesintiler oldu. İthalat ve tüketime getirilen vergiler, yeni düzenlemeler fiziksel talebin azalmasına yol açtı. Özellikle Hindistan’daki gelişmeler dikkate değer.  Altın ithalatına uygulanan verginin ikiye katlanması sonrasında kuyumcuların greve gitmesi global altın talebini etkiledi. Ancak grevin geçen hafta bitmesi sonrasında yavaş da olsa Hindistan kaynaklı altın talebinin arttığı görülüyor.


• Yine aynı dönemde birçok hedge fonda çıkış görülmesi değerli madenlerde alınmış olan pozisyonlarda zorunlu bir likidasyona yol açtı. Ancak buna karşılık dünya merkez bankalarının talebinde artış görülüyor olması dikkat çekici. Altının gene olarak merkez bankaları rezervleri içindeki payı çok düşük, bu yüzden fiyatlardaki gerileme birçok merkez bankası tarafından rezerv çeşitlendirilmesi kapsamında fırsat olarak görülüyor.


Görüleceği üzere kısa vadede dalgalanmalar olsa bile altının yükselişi için gerekli şartlarda herhangi bir bozulma yok. Peki kısa vadede altın fiyatında ne beklemeli?


Kısa vadede altın fiyatını en çok etkileyen faktör USD’nin seyri. USD’de değer kazancı görülmesi durumunda altına da satış gelecektir. Avrupa’nın içinde bulunduğu durum nedeniyle piyasalarda genel eğilimin temkinli olma yönünde olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle de USD lehine bir durum görülmesi altın fiyatının herşeye rağmen yukarı gitmesi önünde en büyük engeli teşkil edecektir. Ancak FED ABD ekonomisindeki gidişattan tam anlamıyla tatmin olmadığını sürekli vurguluyor. FED’in bir kez daha parasal genişlemeye gideceğine dair ufak bir sinyal vermesi bile yine kısa vadede USD açısından olumsuz olacak ve bu da altına olumlu yansıyacaktır.  Bu iki karşıt etkene beraber baktığımızda $1,600-1,700 aralığında dalgalı bir seyir en yüksek olasılık olarak karşımıza çıkıyor.
 
TheLira

Bulgaristan Mucevher Sektoru-Fırsatlar ve Riskler


Bulgaristan Mucevher Sektoru-Fırsatlar ve Riskler

IZTO-2007 yılı itibariyle, Bulgaristan’daki perakende mücevherat pazarı 48 milyon Euro’luk
bir hacme ulaşmıştır. Bu da Bulgarların mücevher için kişi başına 6,3 Euro ödedikleri
anlamına gelmektedir. Bu miktarla Bulgaristan, ortalamanın 48,3 Euro olduğu AB
ülkeleri arasında, Romanya’nın ardından en düşük harcama oranına sahiptir.
Ancak son 2003-2007 yılları arasında, özellikle bijuteri satışlarındaki artışın da
etkisiyle, mücevherat pazarı yılda ortalama % 9 büyümüştür. Ancak yine de değerli
mücevherlerin toplam mücevher sektöründeki payı yüksek olup, 2007 yılı itibariyle %
82,4 düzeyinde gerçekleşmiştir.

AB’ye üyelik, özelleştirmeler ve artan yabancı yatırımlar, Bulgaristan’da mücevher
pazarının genişlemesinde önemli rol oynamıştır. 2007 yılında AB’ye üye olmadan
önce Bulgaristan’da mücevher ürünleri üzerindeki ithalat vergileri % 50’ye varan
oranlara çıkarken, üyelik sonrası büyük ölçüde azalan gümrük vergileri nedeniyle,
altın fiyatlarının artmasına rağmen, Bulgaristan’da mücevhere talebi arttırmıştır.
Bulgaristan’daki mücevher satışlarının artmasındaki diğer bir etken, kadınların
çalışma oranlarının artmasıdır. 2003’te toplam kadın nüfus içindeki çalışan kadın
oranı % 49’dan % 57,6’ya yükselmiştir. Bu oran AB ortalamasına (% 58,3) oldukça
yakındır.
Mücevher satışları daha çok Sofya’da gerçekleşmekte, ancak Filibe, Varna ve 
Burgaz gibi kentlerde de satışlar artmaktadır.

Ayrıca, evliliklerde görülen artış da mücevher satışlarını arttırmıştır. 2003 yılında
binde 3,92 evlilik görülürken 2006’da bu oran 4,26’ya çıkmış, ancak 2007’de azalarak
3,87 olarak gerçekleşmiştir.
Bulgaristan’daki kuyumcular artık daha sofistike altın ve gümüş ürünler piyasaya
sürmektedirler.

Ekonomik durgunluğa rağmen, 2007 yılından sonra da, özellikle düşük fiyatlı değerli
mücevherler, bijuteri ürünleri ve saç aksesuarları gibi ürünlerin satışlarında artış
beklenmektedir. Bu beklentinin temelinde, kadınların iş gücüne daha çok katılımı,
evlilik sayısındaki artış ve daha çok turistin gelmesiyle birlikte Bulgaristan
ekonomisinin büyümesi ve yabancı ülkelerdeki mücevherat firmalarının
Bulgaristan’da yatırımların arttırması bulunmaktadır.

Fırsatlar ve Riskler

 Ürünlerin doğrudan Bulgaristan pazarına arz edilmesi, tüketicilerin, özellikle de
kadınların, yabancı ülkelerden gelen mücevherlere daha açık olmasıyla,
fırsatlar sağlamaktadır.
 Ülkede, yüksek kalitede ve modern mücevherlerin (özellikle gümüş) ve renkli
taşlarla bezenmiş parçaların pazarı büyümektedir. Dolayısıyla, son moda
giyimle uyum içinde ve egzotik koleksiyonların bu pazara ihraç edilmesinde
fırsatlar bulunmaktadır.
 Özellikle Karadeniz kıyısındaki gezilecek yerler göz önüne alındığında,
Bulgaristan bir turist merkezi olma yolunda gelişmektedir. Bu nedenle, turistler
için bijuteri ürünleri, ayrıca Rusya’dan gelen zengin turistler için özel taşlarla
süslenmiş değerli mücevherler yatırımcılara iyi fırsatlar sunabilir.
 Bulgar üreticileri, kendilerine yeni stiller ve tasarımlar, hatta üretim kapasitesini
geliştirme gibi konularda yardımcı olabilecek yabancı firmalarla ortaklık
kurmaya isteklidirler.


IZTO-BULGARİSTAN
MÜCEVHER SEKTÖRÜ
ve YATIRIM OLANAKLARI


Taklit Sustaslari

Taklit Süstaşları

Kıymetli taşları taklit etme gayreti uzun zamandan
beri mevcuttur. Taklit süstaşları için yüksek kırılma
indisine sahip kurşun yada silis camından
yararlanılmıştır. Bütün bu taklitlerin renkleri
süstaşlarınınkine benzemesine karşın, diğer
fiziksel özellikleri özellikle sertlik ve parlaklığı
yeterli derecede taklit edilememiştir.



Dünya süstaşları piyasasında elmas, zümrüt,
yakut ve safir türü taşlar kıymetli, bunların
dışında kalanlar ise yarı kıymetli olarak kabul
edilmektedir. Ayrıca kıymetli ve yarıkıymetli taşlar
bilimsel anlamda;

Ø Mineral türü süstaşları
Ø Taş türü süstaşları
Ø Taş ve mineral dışı süstaşları olmak üzere üç 
sınıfta incelenirler.

Mineral türü süstaşları, kıymetli ve yarıkıymetli
taşların büyük çoğunluğunu oluşturur ve değer
açısından en önemlilerini içerir. Bunlar bağlı
bulundukları minerolojik-kimyasal gruplara
dayandırılarak kendi aralarında sınıflandırılırlar.
Mineral türü süstaşları; elmas,zümrüt,yakut, safir
gibi kıymetli taşların yanı sıra granat, spodümen,
feldispat, silika, beril, krizoberil, turmalin, spinel,
piroksen-amfibol gruplarına dahil olan tüm
mineral esaslı taşları da kapsamaktadır. Ayrıca
herhangi bir gruba dahil olmayan peridot,
tanzanit, topaz ve zirkon gibi kristallerde mineral
türü süstaşı sayılmaktadır.
Taş türü süstaşları ise kayaç tanımına giren veya
birden fazla mineral içerenlerin grubudur. Lapis 
lazuli, sodalit ve aventürin bu grubun en önemli
örnekleridir.
Taş ve mineral dışı süstaşları ise organik kökenli
olup inci, kehribar, ve mercan çeşitlerini içerir.
Kıymetli ve yarıkıymetli taşların yukarıda
belirttiğimiz esaslara dayalı detaylı bir
sınıflandırılması, Türk Standartları Enstitüsünce
1988 yılı Aralık ayında “TS 6173” olarak
yayınlanmıştır. Ancak burada bu sınıflama
yerine, kıymetli ve yarıkıymetli taşların ad/grup,
bileşim, renk, doğada bulunuş boyutu, dünya
piyasalarındaki yaklaşık değeri (maliyeti), sertliği
ve özgül ağırlığı gibi önemli özelliklerini de içeren
kolay anlaşılır ve uluslar arası kabul görmüş bir
sınıflama tablo halinde verilmiştir (Çizelge 1)
(Türeli ve diğ.,2000).


SDUGEO
e-dergi
SEMİNER

Dunya'nin en degerli mucevher koleksiyonu

DÜNYANIN EN DEĞERLİ MÜCEVHER KOLEKSİYONU

ModaveSosyate-Elizabeth Taylor 'ın mücevher koleksiyonu en az kendisi kadar ünlüdür. Menekşe gözlü aramızdan ayrıldı ama mücevherleri konuşulmaya devam ediyor. Hala bir kişinin sahip olduğu en değerli mücevher koleksiyonu olarak anılmakta. Ve bu değerli koleksiyon geçtiğimiz günlerde Christie's 'de açıkartırmaya sunuldu. Böylelikle benim gibi mücevher aşıkları da bütün koleksiyonu görebilmiş oldu.Tüm koleksiyonun toplam değeri yaklaşık 100 milyon pound.

Koleksiyonda neler yok ki ?



33 karatlık tek taş elmas yüzük (değeri 3.3 milyon dolar), Cartier marka dünyanın en nadide incilerinden La Peregrina ile bezeli gerdanlık (3 milyon dolar), Van Cleef & Arpels marka yakut yüzük, Bulgari marka zümrüt yüzük, Cartier marka yakut gerdanlık,Bulgari marka 800 bin dolar değerindeki safir kolye ve yine Bulgari marka 200 bin dolar değerindeki safir yüzük,



Cartier 'in kalp formlu Taj Mahal elmas kolyesi, Prince of Wales broş ve çok renkli safir top küpeler,



Richard Burton 'un hediyesi Bulgari marka yakut gerdanlık.




Ve Elizabeth Taylor 'ı bu nadide mücevherlerini giyerken görüyoruz. Hepsini ne kadar da güzel ve ihtişamlı bir şekilde taşımış. O gerçek bir stardı. Dönemini en gözalıcı ve gösterişli şekilde yaşadı ve yansıttı. Ne yazık ki artık bu tarz starlar yok. Yerine sponsorlu mücevherler var. Satın almak yerine artık özel geceler için mücevherler kiralanıyor ve reklamı yapılıyor o kadar. Nadide mücevherlerin yerini kimin hangi marka giydiği aldı. Artık kıyafetler bile satın alınmıyor. Bunda bile marka müşterisini giydiriyor ve giydirdiğini hediye ediyor.
modavesosyete Blog

Giyim ve Aksesuarlarda Kullanilan Yardimci Malzemeler

Giyim ve Aksesuarlarda Kullanılan Yardımcı Malzemeler 


Düğme: Giyim ve çeşitli eşyaların iki ucunu tutturmada kullanılan kapatıcıya 
düğme  denir.  Giyim  özelliklerine  göre  mantoluk,  bluzluk,  elbiselik  olarak 

adlandırılan düğmeler çeşitli renk, biçim ve desende satılır. 

Fermuar: Giysiyi rahatlıkla giymek çıkarmak için takılan, şeridin iki tarafını 
birbirine geçebilen dişler yardımı ile birleştirilen malzemedir. Çok çeşidi vardır. 

Kostümlerde çeşitli uzunluklarda gizli ve normal fermuar kullanılır. 

Fermejüp:  Halk  arasında  çıtçıt  diye  bilinir.  Çıtçıt,  üzerinde  dikili  bulunduğu 
eşyanın iki kenarını birbirine geçerek bağlamaya yarayan iki parçalı metal veya 
plastik  tutturmalıktır.  Her  iki  parçanın  üzerinde  kumaşa  ayrı  ayrı  dikilmesini 
sağlayan  delikleri  vardır.  Fermejüplerin  iyi  cinsleri  paslanmayan  çelikten 
yapılır. Rengi siyah ve beyazdır. Kullanacağı yere göre bu renklerden biri tercih 

edilir. 

Tokalar:  Kemer  ve  benzeri  eşyaların  iki  ucunu  birbirine  bağlamaya  yarayan 
çeşitli şekillerdeki gereçlerdir. Tokalar tutturmalık olarak kullanıldığı gibi aynı 
zamanda süs olarak da kullanılır. Kumaşa veya modele göre spor veya fantezi 
olanlar tercih edilir.    

  Agraflar:  Giyim  eşyalarının  gerekli  yerlerini  birleştirmeye  yarar.  Çengelli  ve 
halkalı kısım olmak üzere iki parçadan meydana gelir. Çengelli kısmı halkanın 
içine girip kapatma işlemini yapar. 

  Lastik:  Giysilerin  düşmesini  önlemek  için  üst  kısmına  gelecek  biçimde 
geçirilen esnek, ince, kauçuktan yapılmış şerit ya da ipe denir. 

  İplik:  Çekime  tabi  tutulmuş,  istenilen  ölçülere  getirilmiş,  istenilen  büküm  ve 

kat verilmiş, genel anlamda kullanıma hazır lif topluluğuna iplik denir. 

 Cırt bant: Ayakkabı, çanta ve çeşitli giysilerde rahat giymek, bir tarafı diğer 
tarafa birleştirmek için kullanılan şerit. Piyasada farklı isimlerle tanınabilir. 

  Etiket:  İçeriğini,  fiyatını,  varacağı  yeri  vb.  belirtmek  üzere  bir  mal  (  nesne, 
eşya) üzerine konulan fiş, tutturulan marka, bakım işaretlerinin yer aldığı parça. 

  Tela: Manto, pardösü, tayyör, ceket, gömlek  gibi  giysilerin  göğüs,  yaka,  sırt, 
kol ağzı, etek ucu ve manşetlerine yerleştirilen apreli kumaşlardır. Giysilerin net 
ve  güzel  bir  görünüm  sağlaması,  formunu  koruması  için  tela  kullanılır.  Tela 
giysilere  iki  kumaş  veya  kumaşla  astar  arasına  dikme  işlemi  yapılırken 

yerleştirir. Tela İtalyancadan dilimize geçmiştir.

MEB


Kesim (Cut)

Kesim (Cut) 


Elmasın ışık ile göstermiş olduğu oyunlarda, yapısına katılan katkı maddeleri kadar kesim
biçiminin de önemi vardır. Kesim ölçü oranları ve simetri başlıkları altında incelenebilir.
Ölçü oranları tablanın, tacın ve diğer bölümlerin hangi açıyla ve büyüklüklerle kesildiği ile
ilgilenir ve taşa verilmek istenen özelliklere (ışıltı, dispersiyon) göre değişimler gösterir. Bu
yüzden  ölçü  oranlarında  göreli  olarak  birçok  standart  bulunmaktadır.  Ölçü  oranlarından
bahsederken yüzde oran hesaplamaları yapılır ve bu yüzdeler pırlantanın kemer ölçüsüne
göre yapılan hesaplamalardır. Örneğin çapı 3.90 mm olan bir taşın tablası 2.37 mm ise tabla
ölçüsü %61 olacaktır. Bu değerlendirmeler için kullanılan bölümler ise taç yüksekliği, tabla
genişliği,  külah  derinliği,  kemer  kalınlığı  ve  külah  ucu  boyudur.  Tüm  bu  bölümler  için
standartlara oturtulmuş ölçü miktarları mevcuttur.

Simetri,  ise  pırlantanın  faset  kesimlerinin  düzgünlüğü,  kemer  kesimi  ile  simetri
bozukluklarıyla  ilgilenir.  Simetri  taşa  parıltıdan  renk  oyunlarına  kadar  birçok  özellik
kazandırır.  Pırlanta  kesimde  asıl  amaç  taşın  üzerine  düşen  tüm  ışığı  tabladan  geri
yansıtmaktır. Kesimdeki simetriden dolayı çıplak gözle taşı hareket ettirerek çok rahat fark
edilecek optik bir olay ise dispersiyondur.

Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 
 Cem UĞUZ  Y.T.Ü

Renk(Color)

 Renk(Color) 

Pırlantanın renginin belirlenebilmesi için renk tonlarına göre referans bir taş ile mukayese
yapılır.  Kılavuz  taşların  kesim  ve  boyutlarının  aynı,  berraklıklarının  ise  Sl2'den  düşük
olmaması gerekmektedir. D65(Gün ışığı veren lambalar - 6500Kelvin) beyaz ışık altında,
külaha  dik  olarak  deneyimli  bir  gemolog  tarafından  incelenmeli  ve  son  karar  taşın  alt
sınırına göre verilmelidir.

Florasans tespiti:
Florasan kategorileri şöyledir.
Nil :  Hiç florasanı olmayan taşlar
Slight :  Çok hafif florasanlı taşlar
Medium :  Orta florasanlı taşlar
Strong : Güçlü florasanlı taşlar.  UV altında çok parlak mavi ışık verirler. Çıplak
gözle de seçilebilecek bir maviliğe sahiptirler.

Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 
 Cem UĞUZ  Y.T.Ü

Berraklık (Clarity)

Berraklık (Clarity) 

Berraklık bir taşın içinde ya da yüzeyinde bulunan izler, kusurlar ve hasarlarla ilgilidir. Bu
izlerin  görünebilirliğine  göre  birçok  gemolog  tarafından  bir  değerlendirme  yapılır  ve
sonuca ulaşılmış olur.

Berraklık için kullanılan terimler ve açılımları:
LC    Loupe Clean         Lup Temizi
VVS    Very Very Small İnclusions    Çok çok küçük izler
VS    Very Smail Inclusions              Çok küçük izler
SI     Small Inclusions      Küçük izler
Pique              Çıplak gözle görülebilen izler.

 
LC:  Lup ile görünmesi mümkün olmayan izler.
VVS:  Lup ile görülmesi çok zor olan izler. Bu izler ancak mikroskop yardımıyla
deneyimli bir gözlemci tarafından görülebilir.
VS:  Lup ile ilk bakışta fark edilmeyen, ancak uzun bir incelemeden sonra göze
çarpan küçük izler.
SI:  Lup ile ilk bakışta fark edilen ancak çıplak gözle görülmeyen izler.


Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 
 Cem UĞUZ  Y.T.Ü

Karat(Carat)

 Karat(Carat) 

Pırlantaların ağırlığını ifade etmek için karat kelimesi kullanılır. 1 Karat gramın 5’ de 1’ine
eşittir  (1  karat  = 0.2  gram).  1  karat  100  puandan oluşur ve  Türkçe’ de  bu puanların  her
birine  santim  denir.  O  halde  0.20  ct’lık  bir  taş  20  santim  olarak  ifade  edilir.  Karat
yükseldikçe  fiyat  artar,  fakat  karatın  artım  oranı  ile  fiyattaki  artım  oranı  doğru  orantılı
değildir. Örneğin; 0,50 ct elmasın fiyatı aynı kalitedeki 1,00 ct lik taşın yarısı değildir. 0,99
ct'den 1,00 ct'ye geçtiğimizde fiyat birim karat fiyatından yaklaşık %30 artar. Bu durumda
bir taşın fiyatı bilinerek, başka ağırlıktaki bir taşın fiyatı basit denklemle çözülemez.
Elmasa benzer diğer mücevher taşları ile elması ayırmak için basit bir matematiksel hesap
yapılabilir. Bu hesabın formülü:
Maksimum Çap x Minimum Çap x Yükseklik x 0,0062 = ct
(Bu formülde en fazla %10 oynama olabilir.) Bu formül sayesinde pırlanta benzerlerinden
ayrılabilir.


Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 
 Cem UĞUZ  Y.T.Ü

I.Sinif Elmaslar

I.Sınıf Elmaslar 


1. sınıf elmaslar birkaç orta grupta sınıflandırılabilir.
I b  – N azot atomunun birbirinden ayrı bulunduğu 1. Sınıf elmaslar.  
I a  – N azot yapısına göre tekrar sınıflandırılabilen diğer bütün elmaslar:
I a A Tipi Elmaslar
Bu elmaslar küçük yaprak formunda A merkezli(bir çift olarak iki azot atomu) azot içerir.
Ayrıca bu elmaslar herhangi bir renkten yoksundurlar ve görünür ışığı geçirirler.
I a B Tipi Elmaslar
Bu  elmaslar  B  merkezli  (dört  bitişik  atom,  bu  yüzden  bir  boşlukla  beraber  olduğu  var
sayılıyor ) azot içerirler.

I a A/B Tipi Elmaslar
En doğal olarak meydana gelen elmaslar A ve B merkezlerini beraber içerirler ve I a A / B
Tipi  Elmaslar  olarak  adlandırılırlar.  Bu  tip  elmaslar  genellikle  küp  düzleminde  küçük
plaketler  içerirler.  Bunlar  10  nm  den  birkaç  mikrona  değişen  boyutlardaki  yüzey
kusurlarıdır. Bu tür elmaslar (I a A/B Tipi) ayrıca azotlarının çok küçük değerlerini bir soluk
sarı renkli elmaslar olan N 3  merkezli olarak içerirler.
Elmasların içerisinde azot atomlarının bu tür merkezler oluşturması sonucu renklenmeler
meydana gelir.


YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 
FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ 
FİZİK LİSANS BÖLÜMÜ 

 Bitirme Tezi / Projesi 

Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 

O3022038 Cem UĞUZ 

Tez/Proje Danışmanı: Prof. Dr. Yasemin Yıldız Yarar  
                          Doç. Dr. Rıza Demirbilek 


İstanbul / 2009 

12 Haziran 2013 Çarşamba

Marka ve Urun Mensei Etkisi: Kimin Mali Bu Sorusu?

Marka ve Ürün Mensei Etkisi:
 Kimin Malı Bu Sorusu?
Nereden Geliyor.Üreticisi kim ?


Turquality&ACNielsen- Ülke imajı, ürünlere bir kalite algısı verebilir. İtalyan altını ve mücevheri, İsviçre saatleri, Fransız tasarımları gibi.

 Üretim ülkesi, eğer biliniyorsa, aynı olumlu etkiyi yapabilir.

• Avrupa ülkelerinin (özellikle İtalya ve Fransa) yanı sıra Tayland,

Hindistan ve ABD en

tercih edilen menşe ülkeleri.

Türkiye’nin, ABD’de iyi satmasına yardım eden egzotik bir imajı var.
• Üçüncü dünya ülkeleri daha az tercih edilen menşe ülkeleri.
• Çin, bir menşe ülkesi olarak karışık geri bildirimler alıyor.

 Ancak tüketiciler önce kaliteye bakma eğiliminde. Kalite yeterince yüksekse tüketiciler, ülkesi ne olursa olsun satın alacaktır.
 Bazı üst sınıf markaların ürünleri başka ülkelerde üretilip bu markaların adı
altında satılıyor ve marka ülkesinin imajına sahip oluyor.
 Savaşla ilgili olmayan elmaslar veya çevre dostu altın arıtıcıları gibi başka sosyal
ve politik değerler desteklendiğinde üretim ülkesi daha az etkili oluyor.


TURQUALITY- Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

 Çoğu katılımcının görüşüne göre marka için yerel (Amerikan) bir isim 
kullanılmamalı çünkü Türkiye özgün bir şeye sahip ve bu şekilde tanıtılmalı.

• Ancak Türkçe bir isim de Amerikanlaştırılmalı ki ülke halkının telaffuz etmesi ve
hatırlaması kolay olsun.
• Marka konusunda bu görüşü savunan uzmanlar, ürünleri seçkin/farklı kılmak için
menşe ülkesinin de belirtilmesi gerektiğini dile getirdi.
 Diğer yandan birkaç uzman yerel bir ismin kullanılması ve Müslümanlar
hakkında ABD’de mevcut önyargılar nedeniyle menşe ülkesinin de
belirtilmemesi gerektiğini dile getirdi.



Türkiye’nin mevcut bir Amerikan firmasıyla ortaklık kurması önerildi.
 Hem yerel (Tiffany, David Yurman, Harry Winston) hem de küresel (Cartier, 
Bvlgari, Jar, Graff, LVMH, Gucci) markalar ABD pazarında çok güçlü.
• Çoğunluk, kürsel markaların ABD’de daha yüksek bir saygınlık ve bilinirliğe sahip
olduğu görüşünde.
• Diğer yandan bazı katılımcılar, yerel bir marka olan Tiffany’s kuyum pazarında çok
güçlü bir etkiye sahip olduğundan, yerel markaların daha çok sevildiği görüşünde.

Turquality- AC Nielsen

Pirlanta'da Marka Algisi

 Pırlanta'da Marka Algısı

Marka:
• İsimle özdeşleşen kalite standardıdır.
• Bir vaat, itibar, imaj, tanıdık bir şeydir.
• İtimat, güven, sadakattir.
• Bir hizmettir.
• Pazarlama, reklam ve halkla ilişkilerdir.
• Uzun yıllar içinde gelişir.

 Lüks markalar yüksek maliyet ile güçlü güvence ve kalite algıları ile
tanımlanıyor.

• Lüks markaların büyük bir kısmı perakende ortamında. Üst sınıf mağazalar başlı
başına bir alışveriş deneyimi yaratıyor.

• Lüks markalar, ağırlıklı olarak pazarlama nedeniyle prestij ve statü anlamına
geliyor.


 Seri üretim markaları ise aksine çok daha düşük maliyet ve kaliteye sahip.




• Seri üretim markaları el işçiliği değil; her yerde bulunabiliyorlar.

• Arz daha büyük ki bu da değeri düşürüyor.

Turquality- ACNielsen

Amerikan Tuketicisinin Ayirt Edici Ozellikleri

 Amerikan Tüketicisinin Ayırt Edici Özellikleri

 Endüstri uzmanları, ABD kuyum sektörü ve sektörün tipik tüketicileri hakkında ortak bir
fikir dile getiriyor. Derinlemesine görüşme katılımcıları tipik Amerikan tüketicisinin, diğer 
ülke ve kültürlere kıyasla anlık kararlar veren ve de nispeten eğitimsiz bir tüketici 
olduğunu düşünüyor.

 ABD pazarındaki mücevher tüketicileri statü odaklı nedenlerle hareket ediyor ve
“gösterişli”, büyük, pahalı parçaları hedefliyor. Oysa birçok diğer ülkede mücevher daha
geleneksel şekillerde algılanıyor. Günümüzde ABD’de mücevher modadan fazlasını
temsil ediyor; kişisel bir mesaj veriyor. Katılımcılar, mücevherin kişinin kim ve ne
olduğunu anlatan bir yol haline geldiği konusunda hem fikir.


 Bugünün tipik tüketicisi, ünlülerden ve medyadan çok etkileniyor. Bu iki kaynak, belli
mücevher parçalarını, belli tüketici grupları arasından stillerini, zenginlik ve başarı
temsil eden daha gözde ürünler yapıyor.


 Genel olarak Amerikan mücevher tüketicisinin başlıca ayırt edici özelliği, satın almada
önceliği gösterişli parçalara ve büyük taşlara veren daha cesur bir yapıya sahip olması.



Turquality-Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

11 Haziran 2013 Salı

Mucevher Potansiyel Tuketici Gruplari

 Mücevher Potansiyel Tüketici Grupları

ABD’de erkekler, mücevhere kadınlardan çok para harcıyor.


 Endüstri uzmanlarının büyük çoğunluğu, günümüzde mücevhere en çok 
para harcayan yaş grubunun 25-50 yaş ve bu grubun içinde 35-45 yaş alt 
grubu olduğunu düşünüyor. 35-45 yaş grubu içinde en çok gelir getiren en
yaygın ürün kategorileri küpeler, yüzükler, kolyeler ve bilezikler.


 Buna ek olarak mücevher satışlarında önemli bir etkisi olan bir diğer yaş
grubu da paralarının büyük ölçüde ilk evlilik ürünlerine ve pırlanta nişan
yüzüklerine harcayan 20’lernini sonlarındaki tüketiciler.



ABD’de erkekler, mücevhere kadınlardan çok para harcıyor. Bireylerin
kendileri için yaptığı alımlarda erkekler doğal olarak diğer mücevherlerden
çok saat satın alıyor. Erkeklerin mücevher satın alma oranı ABD’de
nispeten yüksek olmakla beraber, bu raporun “Ürün Segmentasyonu
bölümünde belirtildiği üzere kadınların gerçek mücevher satın alma oranı da
yükselmekte.


KAYNAK :Turquality- Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

Pirlanta Satın Almayı Tetikleyen Unsurlar- ABD Pazari- Turquality




Pırlanta Satın Almayı Tetikleyen Unsurlar- ABD


ABD’deki kuyum alımlarının çoğu özel günlere/olaylara bağlıdır. Mücevher
nişan ve düğünlerde (pırlanta), yıldönümlerinde (üç taş veya “Journey”  pırlantaları), doğum günlerinde, bebek doğumlarında, Noel’lerde, Sevgililer ve 
Anneler Günlerinde alınır. Bu özel günlerin ardındaki nihai teşvik unsuru
duygulardır: Sevgi veya suçluluk (“hataları telafi için mücevher”). Eşleri ve kız
arkadaşları için mücevher alan erkekler halen en sık alım yapan mücevher
tüketicileri. Ancak son yıllarda gittikçe artan sayıda kadın, “ben bunu hak
ettim” felsefesini takip ederek kendilerine mücevher hediye alıyor.

 Satın almayı tetikleyen ikinci en önemli unsur harcanabilir gelir. Bir mücevher
parçasının seçilmesindeki nihai belirleyici tüketicilerin maddi gelir seviyesi.
Diğer yandan ABD’de mücevherin boyutu ile statü, takdir ve gurur arasında
güçlü bir ilişki olduğundan bir çok tüketici seçim yapmak zorunda kaldığında
kaliteli ama küçük bir taştan ziyade daha düşük kaliteli ama daha büyük,
gösterişli bir pırlantayı tercih eder.

 Satın alma kararını etkileyen üçüncü unsur tasarımın özgünlüğüdür.
Mücevherin stilinin, sahibinin kişiliğini yansıttığına inanılıyor. Bu nedenle
birçok tüketici ilginç, sıra dışı tasarımlar arıyor. Tüketiciler bir yere kadar
modayı takip ediyor, ancak bu eğilim, yeni bir stil çıktığında yeni ürünler
alabilecek gelire sahip üst sınıf tüketiciler arasında daha yaygın.

 Son olarak, satın almayı tetikleyen önemli unsurlardan ikisi de reklam ve 
halkla ilişkiler. Birçok kuyumcu yılın belli dönemlerinde (Noel veya Sevgililer
Günü), belli mücevher türlerini tanıtan ilan ve reklamlar hazırlıyor. Reklam, bu
endüstride çok önemli çünkü işin aslı kimsenin mücevhere ihtiyacı yok.
Mücevher, arzulanmasını sağlayan bol promosyon gerektiren lüks bir ürün.


Turquality- Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

Amerika Birlesik Devletleri’nde kullanilan ozgun uretim teknikleri

Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılan özgün üretim teknikleri:



– ABD’ye özgün bir üretim tekniği bulunamadı. Ancak Amerikalı imalatçılar tarafından
kullanılan belli stiller var. Bu stiller rapor boyunca açıklanıyor (büyük taşlar, elmas
tercihleri, değerli taşlı mücevherat ile sadece metal mücevherat).
           
– Bijuteri sektöründe kalay ve kurşun gibi belli baz metaller kopça ve klips (bir
mücevherin temel parçaları) yapımında kullanılıyor.


 Sektör uzmanları ABD’de kullanılan ülkeye özgün üretim tekniği olmadığı
konusunda hemfikir ancak birkaç katılımcı bazı stillerin göze çarptığını belirtti.

 Örneğin çoğu nişan yüzüğünün yapımında kullanılan dört veya altı dişli tek taş
elmaslar en temel stil olarak görülüyor. ABD kuyum pazarında çok yaygın olan
bir başka akım da “küçük sıralı”. Bu stilde bir büyük pırlantanın iki yanına iki
küçük pırlanta veya başka taşlar yerleştirilerek “eski” bir tarz yakalanıyor.


KAYNAK : Turquality & Confidential & Proprietary ● Copyright © 2006 ACNielsen ● a VNU business

Turkiye'nin Dis Ticareti- IHRACAT


TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARETİ 
İHRACAT 
Türk ekonomisindeki değişim nedeniyle bireylerin kullandıkları yatırım araçları çeşitlenmiş, 
yatırım  için  altın  mücevherat  almanın  yanı  sıra  diğer  yatırım  araçlarına  da  yönelim 
olmuştur. Dolayısıyla iç talep daralmış, bu da sektördeki üreticileri dış pazarlara açılmaya 
teşvik  etmiştir.  Ayrıca,  sektörün  yurtdışına  açılmasında  1993  yılında  değerli  metallere 
uygulanan ithalat ve ihracat kısıtlamalarının kaldırılması da etkili olmuştur. 
Günümüzde,  Türk  Altın  Mücevherat  ürünleri  güzelliği,  tasarımları  ve  kalitesi  ile  Dünya 
çapında  bilinmektedir.  Bu  algılamanın  yaratılmasında  sayıları  300  civarında  olan  ihracat 
firmalarının  payı  önem  arz  etmektedir.  İhracatımızın  büyük  bir  kısmını  yaklaşık  50  firma 
gerçekleştirmektedir. 
Altın  mücevherat ihracatının geçmişi  son on  yıla  dayanmakla  beraber,  performansı  artış 
eğilimindedir. İhracat 2006 yılında 2005 yılına göre %8.5 azalsa da 1993 den 2006 ya artış 
trendine devam etmiştir. İhracat 1993 yılında 109.2 milyon dolar iken, 2006 yılında 1031.4 
milyon dolara ulaşmıştır. 2006 yılı itibariyle, ihracatımızda önde gelen ülkeler, ABD(%28), 
BAE (%17), İtalya(%6), Almanya(%5), Rusya Federasyonu (%4) ve İsrail’dir (%3). 
Türk altın mücevherat sanayii, yabancı turistlere de büyük miktarlarda satış yapmaktadır. 
İhraç  edilen  ve  yurtiçinde  turistlere  satılan  altın  mücevherat  miktarı,  sektörün  toplam 
üretiminin yaklaşık %70'ini oluşturmaktadır. 
Türkiye, 2005 yılı Dünya değerli mücevherat ihracatında dokuzuncu sırada yer almaktadır. 
Sektörün hedefi, 5 yıl içerisinde 5 milyar dolarlık bir ihracat tutarına ulaşmaktır.© İGEME ­ İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 2005  4 
Sektördeki  ihracatçılar  tarafından  “İstanbul  Değerli  Maden  ve  Mücevherat  İhracatçıları 
Birliği”  öncülüğünde,  Türk  Altın  Mücevherat  ürünlerinin  tanıtılmasını  yönelik  olarak 
“Mücevherat  Tanıtım  A.Ş”  adı  altında  bir  şirket  kurulmuştur.  Şirket,  diğer  bazı  fonların 
yanında, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın “Turquality” teşviğinden de yararlanmaktadır. 
Türkiye de senede üç adet mücevher fuarı düzenlenmektedir. Antalya Yerel Mücevher ve 
Saat Fuarı Mart ayında senede bir defa düzenlenir. İstanbul Uluslararası Saat, Mücevher 
ve Takı Fuarı ise Mart ve Eylül aylarında olmak üzere senede iki defa düzenlenir. Dünyada 
ise  yılın farklı  zamanlarında  çeşitli altın,  mücevher  ve  kıymetli  taş  sektörlerine  ait  fuarlar 
düzenlenmektedir.  Bunlardan  bazıları  Abu  Dabi  Uluslararası  Saat  ve  Mücevher  Fuarı, 
Hindistan  Kıymetli  Taş  ve  Mücevher  Fuarı,  İtalya  Uluslararası  Altın  Mücevherat  Fuarı, 
Londra Uluslararası Mücevher Fuarı, Singapur Uluslararası Mücevher Fuarı, Hong Kong 
Uluslararası Mücevher Üreticileri Fuarıdır. 
Altın Mücevherat sektörü ile ilgili yerel ve uluslararası yayınlar bulunmaktadır. Türkiye’de 
sektör ile ilgili yerel yayın İstanbul Kuyumcular odası tarafından çıkarılan Gold News adlı 
süreli yayındır. Sektör ile ilgili uluslararası yayınlar ise Gold Inspirations Magazine, Gold 
Bulletin, Gold Industry Profile isimli yayınlardır.

Türkiye Altın Mücevherat İhracatı (1993–2006) 
Birim: Milyon Dolar

1993  23.6 
1994  44.2 
1995  55.4 
1996  109.2 
1997  160.7 
1998  207 .2 
1999  285.2 
2000  384.2 
2001  430.7 
2002  567.5 
2003  707.8 
2004  931.9 
2005  1127.9 
2006  1031.4

Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı 
Türkiye Altın Mücevherat İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı (2006) 
Birim: Milyon Dolar

ABD  288.3 
BAE  177.9 
İtalya  60.7 
Almanya  53.2 
Rusya Federasyonu  43.5 
İspanya  41.5 
İsrail  36.5 
Polonya  29.2 
Letonya  25.0 
İngiltere  23.0Litvanya  22.9 
Libya  21.9 
Kırgızistan  21.7 
Kazakistan  13.5 
Hong­Kong  11.9 
Cezayir  11.8 
Kanada  10.6 
Romanya  10.5 
Çek Cumhuriyeti  9.1 
Fransa  9.1 
Avustralya  8.2 
Hırvatistan  8.0 
Estonya  7.0 
Hollanda  6.6 
Diğerleri  79.4 
TOTAL  1,031.4

Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı

Tasarimcilar ve ekonomiye katkılari

TASARIMCILAR VE EKONOMİYE
KATKILARI



Türk mücevher sektörü, üretim geleneği çok eskilere dayanan, köklü bir sektördür.
Orta Asya’dan Osmanlılara, oradan da günümüze ulaşan binlerce yıllık zaman yelpazesinde
hâkimiyet ve soyluluk sembolü olan mücevherat ile ilgili gelenek ve görenekler nesillere
aktarılmıştır.

Önemli boyutta bir bilgi birikimi mevcut olan sektör, günümüzde ürün geliştirme,
ürün tasarımı ve teknolojik açıdan oldukça iyi bir durumdadır. Ayrıca kendine has üretim
teknikleri ve ürün çeşitliliği gibi avantajlarını da dünya pazarlarında önemli bir yere gelmek
kullanmaktadır.

Yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda gerçekleştirilen tanıtım çalışmaları, ihracata yönelik seri
üretim, fuarlara katılımlar yoluyla önemli markalar yaratan Türkiye Değerli Maden ve
Mücevherat Sektörü ihracatında, yaşanan gelişmeler aşağıda incelenmektedir.Her geçen yıl
bir önceki yıla göre artış görülen değerli maden ve mücevherat ihracatımız, Türkiye toplam
ihracatında önemli bir payı vardır.

İhracat değerlendirmelerine bakıldığında görülebileceği gibi, sektörün toplam
ihracatının üçte birlik bir bölümü ABD’ye yapılmaktadır. Bununla birlikte, toplam
ihracatımızı artırırken farklı pazarlara da ulaşmamız gerektiğinin bilincindeyiz. İstanbul
Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği, kurulduğu 2003 yılından beri sektör
ihracatını artırmak için çalışmalar yürütmektedir. Amaçları arasında; mücevherde Türk
markası yaratmak, sektöre bir kalite belgesi, bir kurumsal kimlik kazandırmak, hedef ve
potansiyel pazarlarda Türkiye’nin payını arttırmak bulunmaktadır. Bu çerçevede, tanıtım
çalışmaları süratle ilerlemektedir.

Ayrıca, fiyatlarla rekabet etmek yerine, tasarım ve markalaşmaya yoğunlaşmak
gerektiği düşünülmekte ve bunun için Birlikçe üyelerimize bilgisayar destekli tasarım
eğitimleri verilmesi planlanmaktadır.

Sektörün günümüze kadar kaydettiği gelişmelere bakacak olursak, gelecekte bu
rakamların çok daha büyümesini ve Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıl içinde 5 milyar dolar
olarak belirlenen ihracat hedefini tutturmasını beklemekteyiz.

Sokak ve cadde kültüründen tutun tarihi yapılara kadar tasarımcının beslendiği birçok
konu ve obje var. Hayallerini betimleyen mücevher tasarımcısı, çizimde farklılığı ve
özgünlüğü yakalayabilmesi için özgür olması gerekiyor. Tasarımcı özgür bırakılırsa sektörde
birçok değişim görülür.


Türk kuyumculuk sektöründe tasarım olgusu, eğitim kurumlarıyla birlikte
başlamadı. Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda başladı, talebi bir taraftan da sektör
oluşturdu. Ancak sektör, AB süreci ve markalaşma olgusuyla birlikte özgün tasarımlara
yönelmeye başladı. Sektörün bu ihtiyacına yanıt verecek eğitim kurumları oluşmaya başladı.
Türk kuyumculuk sektörü, yeni politikalarla çok açık ve net bir şekilde dünyada adını
duyurdu. Şu anda sektör, ihracatta dünya ikincisidir. Bu doğrultuda biz ancak özgün
tasarımlarla diğer ülkelerin önene geçebiliriz. Taklit bir ürünle ancak bir-iki yıl iş yapabilir,
ikinci yılın sonunda sizden farklı tasarımlar beklenir. Eğer kendi markamızı ve ürünlerimizi
oluşturmazsa ve bu olguyu bir ülke politikası haline getirmezseniz hiçbir şekilde başarılı
olmamıza imkan yoktur.


Bir mücevher tasarımcısının başarılı olması için öncelikle iyi bir eğitim alması
gereklidir.Tasarım sadece çizmekle bitmiyor, üretim yöntemlerini, taşı, mıhlama vs. bilmesi
gereklidir. Bir mücevher tasarımcısı, mücevherle ilgili her şeyi bilmek zorundadır. Bu
konuyla ilgili teknik bir altyapıya ve bunun yanında kültürel bir altyapıya da sahip olması
gereklidir.

Moda ile birlikte, mücevher tasarımında da trendler sürekli değişmektedir. Klasik
mücevherler her zaman var ve var olmaya devam edecektir. Günün modasına uygun
tasarımlar yapmak için bu günden başlayarak 2 yıl sonraki trendleri tahmin ederek
tasarımlarınızı oluşturmanız gerekir. Bugünün trendleriyle bir şeyler tasarlarsanız geç kalınır.
Mücevher tasarımını da moda ve mobilya tasarımından ayrı oluşturulmaz. Tüm tasarım
alanlarında trend nereye gidiyorsa, mücevher tasarımında onu yakalamak gereklidir.





Tasarımlarınızda sizden istenenler doğrultusunda, kendi tarzınızı ortaya koyacak
şekilde tasarım oluşturun. Tasarımda daima hep ileriye bakmayı tercih edin. Sadece ürün
tasarlamak yetmez, söz konusu ürüne bir kimlik oluşturmanız da gerekir. Bu kimlik
doğrultusunda yapacağınız grafik çalışmalarından, ambalaj tasarımına kadar olayı tamamen
bir bütün olarak ele almanız ve düşünmeniz gerekir. Talepler doğrultusunda tasarım
yapmanın yanı sıra; talep oluşturmak için de tasarım yapabilmelisiniz. Koleksiyon hazırlayan
bir tasarımcının; sadece o ürünü tasarlaması yetmez, aynı zamanda da satılabilir-
pazarlanabilir bir ürün tasarlaması gerekir. Öncelikle firmalar kendi konseptlerini
oluştururken, hedef kitleyi de belirlemelidirler. Eğer üst düzey elit bir gruba yönelecekseniz,
mağazanızdan tutun, logonuza, ambleminize, antetli kağıdınıza kadar ürünün sunulacağı
kutulara kadar her şeyi o doğrultuda yapmalısınız.

MEGEP

10 Haziran 2013 Pazartesi

Pirlanta Hakkinda Bilmek Istediginiz Hersey

PIRLANTA HAKKINDA BİLMEK İSTEDİĞİNİZ 
HER ŞEY


Bir pırlantanın değeri ne denli nadir bulunduğuna, fiyatı da dört özelliğine bağlıdır. Çıplak gözle bakıldığında aynı görünse de hiçbir pırlanta diğerinin aynı değildir. Aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatının neden farklı olduğu 4 C özelliğine ve bunların bileşimine bağlıdır. 4C özellikleri nelerdir?

Kesim (Cut): Kesim belki de 4C özelliklerinin en önemlisidir; Çünkü pırlantanın göz alıcı ışıltısı kesimin kalitesi sayesinde ortaya çıkar. Diğer bazı özellikleri doğadan kaynaklanırken; kesim özelliği, pırlanta üzerinde insan eliyle yaratılan tek özelliktir. Faset (ışığı yansıtan açılı yüzey) orantılarının doğru olduğu iyi bir kesim pırlantanın ateşini ve parlaklığını ortaya çıkarır. Çok teknik bir konu olan pırlanta kesimiyle, pırlanta şeklini karıştırmamak gerekir. Şekil kişinin zevkine bağlıdır. Yuvarlak kesim, bilinen kesimler arasında en populer olanıdır. Diğer kesimler arasında; zümrüt (dikdörtgen pırlanta kesimi), damla, markiz (iki ucu sivri kesim), prenses (üzeri kare yuvarlak kesim), oval ve kalp kesim sayılabilir.
Renk (Color):İnsanlar değişik renk tonlarından hoşlanabilir; bu nedenle renk özelliği 4C'ler arasında en öznel olanıdır. Pırlanta renkleri beyazın çeşitli tonlarından oluşur. Pirlantalar, renksize ne kadar yakin olduklarına bakılarak sınıflandırlır. En nadir bulunan ye en beyaz alanlar D, E, F ye G'dir, ancak pırlantaların büyük çoğunluğu beyaz ve çok hafif renkli beyaz alarak adlandırılan H-L renkleri arasındadır. M rengi ve altındakilerde gözle görülebilir sarımtırak bir renk tonu vardir. Öte yandan çok nadir bulunan belirgin renklerde pırlantalar da vardir. Bunlara fantazi adı verilir. Bunlar pembe, mavi, sari ye pek çok başka renkte görülebilir.
Berraklık (Clarity):
Bir pırlantanın berraklığı "doğanın parmak izleri" olarak adlandirilan lekelerine bakilarak belirlenir. Hemen hemen bütün pırlantalarda, pırlantayı oluşturan karbon kristalinin küçük izlerine rastlanır. Ancak bu lekelerin çoğu mikroskopik olduklarından gıplak gözle görülemez. Lekeler ancak çok kuvvetli mercek altında seçilebilir. Bir pırlantanin Iekeleri ne denli az ise, taş da o kadar nadir bulunur.
Karat Ağırlığı (Carat Weight): Karat bir pırlantanın ağırlık ölçüsüdür. Bir karat 100 eşit puana bölünür. Yarım karat 50 puandır ve 0.50 ct şekIinde yazılır. Ayni karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı, kesim, renk ve berraklık özelliklerinin farkli biIeşimi nedeniyle aynı olmayabilir.

Engelliye mihlama firsati


Engelliye mıhlama fırsatı 

Değerli taşların mıhlanması ve kesilmesinde engellilerin istihdamının artırılması için harekete geçen altın ve mücevher sektörü temsilcileri Ankaraya giderek, Mıhlama sandalyesiyle, tekerlekli sandalye aynı yükseklikte. Bize 6ıncı bölge teşviği verilirse 100 bin engelliye iş fırsatı doğar” mesajı verecek.\"Engelliye
ALTIN ve mücevher sektörü temsilcileri, değerli taş ve madenlerin işlenmesinde engelli istihdamını artırmak için harekete geçti. ‘Mıhlama olarak adlandırılan pırlanta ve diğer değerli taşların mücevher üzerine yerleştirilmesi işleminin oturularak yapılan bir iş olmasından hareketle, tekerlekli sandalyede oturan,
engellilere iş ve meslek edinme fırsatı sunulacak. Önümüzdeki günlerde ilgili bakanlar ve Meclisteki siyasi partileri ziyaret etmeye hazırlanan sektör temsilcileri, yeni açıklanan teşvik paketinde 6ıncı bölgeye verilen teşviklerin, değerli taş işlemeciliğinde engelli istihdam eden işletmelere verilmesini talep edecek.
Sandalye yüksekliği
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Mücevher İhracatçıları Birliği ve İstanbul Kuyumcular Odası temsilcilerinin oluşturduğu heyet, bugünlerde Ankaradaki temaslar sırasında sektörün genel görünümü ve mıhlama işinde başarılı olan Çin ve Hindistan gibi ülkelerin başarı öykülerinin anlatıldığı bir sunum hazırlığı içinde. Sunumda, mıhlama ve pırlanta kesme faaliyeti için işçilerin oturduğu sandalye ile tekerlekli sandalyenin aynı yükseklikte olduğu, dolayısıyla sürekli bu sandalyelerde oturmak durumunda olan engelliler için bu alanda önemli bir avantaj bulunduğu vurgulanacak.
Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, Türkiyede 9.5-10 milyona yakın engelli bulunduğunu hatırlatarak, Bunların elleri ve gözleri iyi işleyenlerinin mıhlama yapması ve taş kesmesi için hiçbir engel yok. Bu konuda istenilen teşvikler verilse, kısa vadede en az 100 bin engelliye iş fırsatı doğacak. Böylece değerli taşlarımız çuvalla değil, mücevherlerin üzerinde tek tek dünyaya satılacak” dedi.
3 ayda yetişiyor
DEĞERLİ taş işlemeciliğinin 3-4 aylık bir eğitimle öğrenilebilecek bir iş olduğunu kaydeden Ayhan Güner, Değerli taş işletmesi kurmak da çok büyük maliyetler gerektirmiyor. Şahsa ait madenlere yakın, 8-10 makine alınarak bir işletme açılabilir. Taş kesme makinelerinin fiyatı 500-750 dolar arasında değişiyor. Dolayısıyla çok büyük olmayan bir yatırımla en az 8-10 kişiye iş fırsat sunmak mümkün” diye konuştu.


Borsa Keyfi 03 Ekim 2012

Altin fiyatinda ne beklemeli ?

Altın fiyatında ne beklemeli?


Tufan Cömert     
Tufan Cömert
Uzun bir süredir yükselen altın fiyatı geçen yıl gördüğü zirvenin ardından geriledi. Altın fiyatının bir süre daha $1,600-1,700 aralığında dalgalı bir seyir izlemesini bekliyoruz. Bununla birlikte fiyatlarda yükselişin devamı için gerekli şartların sürdüğünü düşünüyoruz.


Fiyatlarda 2011 yılı Eylül ayındaki zirveden Aralık ayındaki dibine dek görülen %26’lık kayba rağmen yatırımcılar altından soğumuş değiller. Bilakis, uzun süren yükselişin ardından beklenen kar satışlarının bile sınırlı kaldığı ve piyasaya yeni yatırımcıların geldiği bile söylenebilir. Altın fiyatının, düşüşün ardından hızla toparlanarak yatırımcısına %6.5 getiri sağlamış olması da altına olan talebin hala yüksek olduğunu gösteriyor.


Bu dönemdeki altın fiyatı hareketi, 1970’li yılların başında görülen yükseliş ve sonrasına oldukça benzer. Altın fiyatı 1970’lerin başında $35’ten $850’ye kadar yükselmiş, sonrasında ise %50 düşmüştü. Böylesine bir düşüşe rağmen fiyatlar hala başladıkları yerin çok üzerindeydi. Düzeltmenin bitmesinin ardından da altın fiyatı artmaya devam etmişti.


1970’lerin yüksek enflasyonlu, sıcak çatışmalı yılları ile şimdiki dönem arasında çok büyük farklar olduğu açık. Ancak son yıllarda altının yükselmesine neden olan tüm faktörler hala etkili: Ülke borçları artmaya devam ediyor, Avrupa’da bankacılık sisteminde riskler daha da artmış durumda, piyasalardaki likidite hala çok yüksek ve yakın zamanda parasal sıkılaştırma söz konusu olmayacak. Ayrıca kurumsal yatırımcı talebi sürüyor ve en önemlisi Asya kaynaklı talepte dalgalanmalar olsa bile talep hala çok yüksek.

 

Bu durumda altın fiyatında şu ana kadar gördüğümü zayıf seyrin nedenlerine bakıp, bunların fiyatları daha da aşağı çekip çekmeyeceğini anlamamız gerekiyor:


• Son 10 yıldır altın fiyatı sürekli yükseldi. Bu beklentiyle altında uzun süredir pozisyon taşıyan bazı ünlü oyuncular, altında satışa geçerek karlarını yazdılar. Öte yandan ETF ve altın fonları ile ölçülen yatırım talebi hala yüksek seyretmeye devam ediyor. Yani genele yayılan bir altın satışından bahsetmek mümkün değil.


• Geçtiğimiz dönemde yükselen altın fiyatının en olumsuz etkisi sanayi üretiminde kullanılan altın talebi ve kısmen de olsa mücevher sektörü üzerinde görüldü. Ancak altın fiyatındaki düşüşün bu talebi artırması ve fiyatların dengelenmesi mümkün.


• Avrupa, ABD ve Çin’de para otoritelerinin yüksek rakamlı likidite operasyonları sonrasında hisse ve tahvil piyasalarında görece istikrarlı bir seyir görülüyor. Bu likidite artışı faizleri aşağı iterken, yatırımcıları daha uzun vadede daha riskli yatırımlara da yönlendiriyor. Böyle bir durumda iflas riski korkuları da azaldığından altının güvenli liman özelliği yara alıyor. Ancak unutulmamalı ki bu likidite artışı aynı zamanda basılı paraya olan güvenin azalması anlamına da geliyor, ki bu da bir süre sonra altın lehine dönebilecek bir durum.


• Hindistan ve Vietnam kaynaklı fiziksel talepte son dönemde önemli kesintiler oldu. İthalat ve tüketime getirilen vergiler, yeni düzenlemeler fiziksel talebin azalmasına yol açtı. Özellikle Hindistan’daki gelişmeler dikkate değer.  Altın ithalatına uygulanan verginin ikiye katlanması sonrasında kuyumcuların greve gitmesi global altın talebini etkiledi. Ancak grevin geçen hafta bitmesi sonrasında yavaş da olsa Hindistan kaynaklı altın talebinin arttığı görülüyor.


• Yine aynı dönemde birçok hedge fonda çıkış görülmesi değerli madenlerde alınmış olan pozisyonlarda zorunlu bir likidasyona yol açtı. Ancak buna karşılık dünya merkez bankalarının talebinde artış görülüyor olması dikkat çekici. Altının gene olarak merkez bankaları rezervleri içindeki payı çok düşük, bu yüzden fiyatlardaki gerileme birçok merkez bankası tarafından rezerv çeşitlendirilmesi kapsamında fırsat olarak görülüyor.


Görüleceği üzere kısa vadede dalgalanmalar olsa bile altının yükselişi için gerekli şartlarda herhangi bir bozulma yok. Peki kısa vadede altın fiyatında ne beklemeli?


Kısa vadede altın fiyatını en çok etkileyen faktör USD’nin seyri. USD’de değer kazancı görülmesi durumunda altına da satış gelecektir. Avrupa’nın içinde bulunduğu durum nedeniyle piyasalarda genel eğilimin temkinli olma yönünde olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle de USD lehine bir durum görülmesi altın fiyatının herşeye rağmen yukarı gitmesi önünde en büyük engeli teşkil edecektir. Ancak FED ABD ekonomisindeki gidişattan tam anlamıyla tatmin olmadığını sürekli vurguluyor. FED’in bir kez daha parasal genişlemeye gideceğine dair ufak bir sinyal vermesi bile yine kısa vadede USD açısından olumsuz olacak ve bu da altına olumlu yansıyacaktır.  Bu iki karşıt etkene beraber baktığımızda $1,600-1,700 aralığında dalgalı bir seyir en yüksek olasılık olarak karşımıza çıkıyor.
 
TheLira

Bulgaristan Mucevher Sektoru-Fırsatlar ve Riskler


Bulgaristan Mucevher Sektoru-Fırsatlar ve Riskler

IZTO-2007 yılı itibariyle, Bulgaristan’daki perakende mücevherat pazarı 48 milyon Euro’luk
bir hacme ulaşmıştır. Bu da Bulgarların mücevher için kişi başına 6,3 Euro ödedikleri
anlamına gelmektedir. Bu miktarla Bulgaristan, ortalamanın 48,3 Euro olduğu AB
ülkeleri arasında, Romanya’nın ardından en düşük harcama oranına sahiptir.
Ancak son 2003-2007 yılları arasında, özellikle bijuteri satışlarındaki artışın da
etkisiyle, mücevherat pazarı yılda ortalama % 9 büyümüştür. Ancak yine de değerli
mücevherlerin toplam mücevher sektöründeki payı yüksek olup, 2007 yılı itibariyle %
82,4 düzeyinde gerçekleşmiştir.

AB’ye üyelik, özelleştirmeler ve artan yabancı yatırımlar, Bulgaristan’da mücevher
pazarının genişlemesinde önemli rol oynamıştır. 2007 yılında AB’ye üye olmadan
önce Bulgaristan’da mücevher ürünleri üzerindeki ithalat vergileri % 50’ye varan
oranlara çıkarken, üyelik sonrası büyük ölçüde azalan gümrük vergileri nedeniyle,
altın fiyatlarının artmasına rağmen, Bulgaristan’da mücevhere talebi arttırmıştır.
Bulgaristan’daki mücevher satışlarının artmasındaki diğer bir etken, kadınların
çalışma oranlarının artmasıdır. 2003’te toplam kadın nüfus içindeki çalışan kadın
oranı % 49’dan % 57,6’ya yükselmiştir. Bu oran AB ortalamasına (% 58,3) oldukça
yakındır.
Mücevher satışları daha çok Sofya’da gerçekleşmekte, ancak Filibe, Varna ve 
Burgaz gibi kentlerde de satışlar artmaktadır.

Ayrıca, evliliklerde görülen artış da mücevher satışlarını arttırmıştır. 2003 yılında
binde 3,92 evlilik görülürken 2006’da bu oran 4,26’ya çıkmış, ancak 2007’de azalarak
3,87 olarak gerçekleşmiştir.
Bulgaristan’daki kuyumcular artık daha sofistike altın ve gümüş ürünler piyasaya
sürmektedirler.

Ekonomik durgunluğa rağmen, 2007 yılından sonra da, özellikle düşük fiyatlı değerli
mücevherler, bijuteri ürünleri ve saç aksesuarları gibi ürünlerin satışlarında artış
beklenmektedir. Bu beklentinin temelinde, kadınların iş gücüne daha çok katılımı,
evlilik sayısındaki artış ve daha çok turistin gelmesiyle birlikte Bulgaristan
ekonomisinin büyümesi ve yabancı ülkelerdeki mücevherat firmalarının
Bulgaristan’da yatırımların arttırması bulunmaktadır.

Fırsatlar ve Riskler

 Ürünlerin doğrudan Bulgaristan pazarına arz edilmesi, tüketicilerin, özellikle de
kadınların, yabancı ülkelerden gelen mücevherlere daha açık olmasıyla,
fırsatlar sağlamaktadır.
 Ülkede, yüksek kalitede ve modern mücevherlerin (özellikle gümüş) ve renkli
taşlarla bezenmiş parçaların pazarı büyümektedir. Dolayısıyla, son moda
giyimle uyum içinde ve egzotik koleksiyonların bu pazara ihraç edilmesinde
fırsatlar bulunmaktadır.
 Özellikle Karadeniz kıyısındaki gezilecek yerler göz önüne alındığında,
Bulgaristan bir turist merkezi olma yolunda gelişmektedir. Bu nedenle, turistler
için bijuteri ürünleri, ayrıca Rusya’dan gelen zengin turistler için özel taşlarla
süslenmiş değerli mücevherler yatırımcılara iyi fırsatlar sunabilir.
 Bulgar üreticileri, kendilerine yeni stiller ve tasarımlar, hatta üretim kapasitesini
geliştirme gibi konularda yardımcı olabilecek yabancı firmalarla ortaklık
kurmaya isteklidirler.


IZTO-BULGARİSTAN
MÜCEVHER SEKTÖRÜ
ve YATIRIM OLANAKLARI


Taklit Sustaslari

Taklit Süstaşları

Kıymetli taşları taklit etme gayreti uzun zamandan
beri mevcuttur. Taklit süstaşları için yüksek kırılma
indisine sahip kurşun yada silis camından
yararlanılmıştır. Bütün bu taklitlerin renkleri
süstaşlarınınkine benzemesine karşın, diğer
fiziksel özellikleri özellikle sertlik ve parlaklığı
yeterli derecede taklit edilememiştir.



Dünya süstaşları piyasasında elmas, zümrüt,
yakut ve safir türü taşlar kıymetli, bunların
dışında kalanlar ise yarı kıymetli olarak kabul
edilmektedir. Ayrıca kıymetli ve yarıkıymetli taşlar
bilimsel anlamda;

Ø Mineral türü süstaşları
Ø Taş türü süstaşları
Ø Taş ve mineral dışı süstaşları olmak üzere üç 
sınıfta incelenirler.

Mineral türü süstaşları, kıymetli ve yarıkıymetli
taşların büyük çoğunluğunu oluşturur ve değer
açısından en önemlilerini içerir. Bunlar bağlı
bulundukları minerolojik-kimyasal gruplara
dayandırılarak kendi aralarında sınıflandırılırlar.
Mineral türü süstaşları; elmas,zümrüt,yakut, safir
gibi kıymetli taşların yanı sıra granat, spodümen,
feldispat, silika, beril, krizoberil, turmalin, spinel,
piroksen-amfibol gruplarına dahil olan tüm
mineral esaslı taşları da kapsamaktadır. Ayrıca
herhangi bir gruba dahil olmayan peridot,
tanzanit, topaz ve zirkon gibi kristallerde mineral
türü süstaşı sayılmaktadır.
Taş türü süstaşları ise kayaç tanımına giren veya
birden fazla mineral içerenlerin grubudur. Lapis 
lazuli, sodalit ve aventürin bu grubun en önemli
örnekleridir.
Taş ve mineral dışı süstaşları ise organik kökenli
olup inci, kehribar, ve mercan çeşitlerini içerir.
Kıymetli ve yarıkıymetli taşların yukarıda
belirttiğimiz esaslara dayalı detaylı bir
sınıflandırılması, Türk Standartları Enstitüsünce
1988 yılı Aralık ayında “TS 6173” olarak
yayınlanmıştır. Ancak burada bu sınıflama
yerine, kıymetli ve yarıkıymetli taşların ad/grup,
bileşim, renk, doğada bulunuş boyutu, dünya
piyasalarındaki yaklaşık değeri (maliyeti), sertliği
ve özgül ağırlığı gibi önemli özelliklerini de içeren
kolay anlaşılır ve uluslar arası kabul görmüş bir
sınıflama tablo halinde verilmiştir (Çizelge 1)
(Türeli ve diğ.,2000).


SDUGEO
e-dergi
SEMİNER

Dunya'nin en degerli mucevher koleksiyonu

DÜNYANIN EN DEĞERLİ MÜCEVHER KOLEKSİYONU

ModaveSosyate-Elizabeth Taylor 'ın mücevher koleksiyonu en az kendisi kadar ünlüdür. Menekşe gözlü aramızdan ayrıldı ama mücevherleri konuşulmaya devam ediyor. Hala bir kişinin sahip olduğu en değerli mücevher koleksiyonu olarak anılmakta. Ve bu değerli koleksiyon geçtiğimiz günlerde Christie's 'de açıkartırmaya sunuldu. Böylelikle benim gibi mücevher aşıkları da bütün koleksiyonu görebilmiş oldu.Tüm koleksiyonun toplam değeri yaklaşık 100 milyon pound.

Koleksiyonda neler yok ki ?



33 karatlık tek taş elmas yüzük (değeri 3.3 milyon dolar), Cartier marka dünyanın en nadide incilerinden La Peregrina ile bezeli gerdanlık (3 milyon dolar), Van Cleef & Arpels marka yakut yüzük, Bulgari marka zümrüt yüzük, Cartier marka yakut gerdanlık,Bulgari marka 800 bin dolar değerindeki safir kolye ve yine Bulgari marka 200 bin dolar değerindeki safir yüzük,



Cartier 'in kalp formlu Taj Mahal elmas kolyesi, Prince of Wales broş ve çok renkli safir top küpeler,



Richard Burton 'un hediyesi Bulgari marka yakut gerdanlık.




Ve Elizabeth Taylor 'ı bu nadide mücevherlerini giyerken görüyoruz. Hepsini ne kadar da güzel ve ihtişamlı bir şekilde taşımış. O gerçek bir stardı. Dönemini en gözalıcı ve gösterişli şekilde yaşadı ve yansıttı. Ne yazık ki artık bu tarz starlar yok. Yerine sponsorlu mücevherler var. Satın almak yerine artık özel geceler için mücevherler kiralanıyor ve reklamı yapılıyor o kadar. Nadide mücevherlerin yerini kimin hangi marka giydiği aldı. Artık kıyafetler bile satın alınmıyor. Bunda bile marka müşterisini giydiriyor ve giydirdiğini hediye ediyor.
modavesosyete Blog

Giyim ve Aksesuarlarda Kullanilan Yardimci Malzemeler

Giyim ve Aksesuarlarda Kullanılan Yardımcı Malzemeler 


Düğme: Giyim ve çeşitli eşyaların iki ucunu tutturmada kullanılan kapatıcıya 
düğme  denir.  Giyim  özelliklerine  göre  mantoluk,  bluzluk,  elbiselik  olarak 

adlandırılan düğmeler çeşitli renk, biçim ve desende satılır. 

Fermuar: Giysiyi rahatlıkla giymek çıkarmak için takılan, şeridin iki tarafını 
birbirine geçebilen dişler yardımı ile birleştirilen malzemedir. Çok çeşidi vardır. 

Kostümlerde çeşitli uzunluklarda gizli ve normal fermuar kullanılır. 

Fermejüp:  Halk  arasında  çıtçıt  diye  bilinir.  Çıtçıt,  üzerinde  dikili  bulunduğu 
eşyanın iki kenarını birbirine geçerek bağlamaya yarayan iki parçalı metal veya 
plastik  tutturmalıktır.  Her  iki  parçanın  üzerinde  kumaşa  ayrı  ayrı  dikilmesini 
sağlayan  delikleri  vardır.  Fermejüplerin  iyi  cinsleri  paslanmayan  çelikten 
yapılır. Rengi siyah ve beyazdır. Kullanacağı yere göre bu renklerden biri tercih 

edilir. 

Tokalar:  Kemer  ve  benzeri  eşyaların  iki  ucunu  birbirine  bağlamaya  yarayan 
çeşitli şekillerdeki gereçlerdir. Tokalar tutturmalık olarak kullanıldığı gibi aynı 
zamanda süs olarak da kullanılır. Kumaşa veya modele göre spor veya fantezi 
olanlar tercih edilir.    

  Agraflar:  Giyim  eşyalarının  gerekli  yerlerini  birleştirmeye  yarar.  Çengelli  ve 
halkalı kısım olmak üzere iki parçadan meydana gelir. Çengelli kısmı halkanın 
içine girip kapatma işlemini yapar. 

  Lastik:  Giysilerin  düşmesini  önlemek  için  üst  kısmına  gelecek  biçimde 
geçirilen esnek, ince, kauçuktan yapılmış şerit ya da ipe denir. 

  İplik:  Çekime  tabi  tutulmuş,  istenilen  ölçülere  getirilmiş,  istenilen  büküm  ve 

kat verilmiş, genel anlamda kullanıma hazır lif topluluğuna iplik denir. 

 Cırt bant: Ayakkabı, çanta ve çeşitli giysilerde rahat giymek, bir tarafı diğer 
tarafa birleştirmek için kullanılan şerit. Piyasada farklı isimlerle tanınabilir. 

  Etiket:  İçeriğini,  fiyatını,  varacağı  yeri  vb.  belirtmek  üzere  bir  mal  (  nesne, 
eşya) üzerine konulan fiş, tutturulan marka, bakım işaretlerinin yer aldığı parça. 

  Tela: Manto, pardösü, tayyör, ceket, gömlek  gibi  giysilerin  göğüs,  yaka,  sırt, 
kol ağzı, etek ucu ve manşetlerine yerleştirilen apreli kumaşlardır. Giysilerin net 
ve  güzel  bir  görünüm  sağlaması,  formunu  koruması  için  tela  kullanılır.  Tela 
giysilere  iki  kumaş  veya  kumaşla  astar  arasına  dikme  işlemi  yapılırken 

yerleştirir. Tela İtalyancadan dilimize geçmiştir.

MEB


Kesim (Cut)

Kesim (Cut) 


Elmasın ışık ile göstermiş olduğu oyunlarda, yapısına katılan katkı maddeleri kadar kesim
biçiminin de önemi vardır. Kesim ölçü oranları ve simetri başlıkları altında incelenebilir.
Ölçü oranları tablanın, tacın ve diğer bölümlerin hangi açıyla ve büyüklüklerle kesildiği ile
ilgilenir ve taşa verilmek istenen özelliklere (ışıltı, dispersiyon) göre değişimler gösterir. Bu
yüzden  ölçü  oranlarında  göreli  olarak  birçok  standart  bulunmaktadır.  Ölçü  oranlarından
bahsederken yüzde oran hesaplamaları yapılır ve bu yüzdeler pırlantanın kemer ölçüsüne
göre yapılan hesaplamalardır. Örneğin çapı 3.90 mm olan bir taşın tablası 2.37 mm ise tabla
ölçüsü %61 olacaktır. Bu değerlendirmeler için kullanılan bölümler ise taç yüksekliği, tabla
genişliği,  külah  derinliği,  kemer  kalınlığı  ve  külah  ucu  boyudur.  Tüm  bu  bölümler  için
standartlara oturtulmuş ölçü miktarları mevcuttur.

Simetri,  ise  pırlantanın  faset  kesimlerinin  düzgünlüğü,  kemer  kesimi  ile  simetri
bozukluklarıyla  ilgilenir.  Simetri  taşa  parıltıdan  renk  oyunlarına  kadar  birçok  özellik
kazandırır.  Pırlanta  kesimde  asıl  amaç  taşın  üzerine  düşen  tüm  ışığı  tabladan  geri
yansıtmaktır. Kesimdeki simetriden dolayı çıplak gözle taşı hareket ettirerek çok rahat fark
edilecek optik bir olay ise dispersiyondur.

Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 
 Cem UĞUZ  Y.T.Ü

Renk(Color)

 Renk(Color) 

Pırlantanın renginin belirlenebilmesi için renk tonlarına göre referans bir taş ile mukayese
yapılır.  Kılavuz  taşların  kesim  ve  boyutlarının  aynı,  berraklıklarının  ise  Sl2'den  düşük
olmaması gerekmektedir. D65(Gün ışığı veren lambalar - 6500Kelvin) beyaz ışık altında,
külaha  dik  olarak  deneyimli  bir  gemolog  tarafından  incelenmeli  ve  son  karar  taşın  alt
sınırına göre verilmelidir.

Florasans tespiti:
Florasan kategorileri şöyledir.
Nil :  Hiç florasanı olmayan taşlar
Slight :  Çok hafif florasanlı taşlar
Medium :  Orta florasanlı taşlar
Strong : Güçlü florasanlı taşlar.  UV altında çok parlak mavi ışık verirler. Çıplak
gözle de seçilebilecek bir maviliğe sahiptirler.

Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 
 Cem UĞUZ  Y.T.Ü

Berraklık (Clarity)

Berraklık (Clarity) 

Berraklık bir taşın içinde ya da yüzeyinde bulunan izler, kusurlar ve hasarlarla ilgilidir. Bu
izlerin  görünebilirliğine  göre  birçok  gemolog  tarafından  bir  değerlendirme  yapılır  ve
sonuca ulaşılmış olur.

Berraklık için kullanılan terimler ve açılımları:
LC    Loupe Clean         Lup Temizi
VVS    Very Very Small İnclusions    Çok çok küçük izler
VS    Very Smail Inclusions              Çok küçük izler
SI     Small Inclusions      Küçük izler
Pique              Çıplak gözle görülebilen izler.

 
LC:  Lup ile görünmesi mümkün olmayan izler.
VVS:  Lup ile görülmesi çok zor olan izler. Bu izler ancak mikroskop yardımıyla
deneyimli bir gözlemci tarafından görülebilir.
VS:  Lup ile ilk bakışta fark edilmeyen, ancak uzun bir incelemeden sonra göze
çarpan küçük izler.
SI:  Lup ile ilk bakışta fark edilen ancak çıplak gözle görülmeyen izler.


Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 
 Cem UĞUZ  Y.T.Ü

Karat(Carat)

 Karat(Carat) 

Pırlantaların ağırlığını ifade etmek için karat kelimesi kullanılır. 1 Karat gramın 5’ de 1’ine
eşittir  (1  karat  = 0.2  gram).  1  karat  100  puandan oluşur ve  Türkçe’ de  bu puanların  her
birine  santim  denir.  O  halde  0.20  ct’lık  bir  taş  20  santim  olarak  ifade  edilir.  Karat
yükseldikçe  fiyat  artar,  fakat  karatın  artım  oranı  ile  fiyattaki  artım  oranı  doğru  orantılı
değildir. Örneğin; 0,50 ct elmasın fiyatı aynı kalitedeki 1,00 ct lik taşın yarısı değildir. 0,99
ct'den 1,00 ct'ye geçtiğimizde fiyat birim karat fiyatından yaklaşık %30 artar. Bu durumda
bir taşın fiyatı bilinerek, başka ağırlıktaki bir taşın fiyatı basit denklemle çözülemez.
Elmasa benzer diğer mücevher taşları ile elması ayırmak için basit bir matematiksel hesap
yapılabilir. Bu hesabın formülü:
Maksimum Çap x Minimum Çap x Yükseklik x 0,0062 = ct
(Bu formülde en fazla %10 oynama olabilir.) Bu formül sayesinde pırlanta benzerlerinden
ayrılabilir.


Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 
 Cem UĞUZ  Y.T.Ü

I.Sinif Elmaslar

I.Sınıf Elmaslar 


1. sınıf elmaslar birkaç orta grupta sınıflandırılabilir.
I b  – N azot atomunun birbirinden ayrı bulunduğu 1. Sınıf elmaslar.  
I a  – N azot yapısına göre tekrar sınıflandırılabilen diğer bütün elmaslar:
I a A Tipi Elmaslar
Bu elmaslar küçük yaprak formunda A merkezli(bir çift olarak iki azot atomu) azot içerir.
Ayrıca bu elmaslar herhangi bir renkten yoksundurlar ve görünür ışığı geçirirler.
I a B Tipi Elmaslar
Bu  elmaslar  B  merkezli  (dört  bitişik  atom,  bu  yüzden  bir  boşlukla  beraber  olduğu  var
sayılıyor ) azot içerirler.

I a A/B Tipi Elmaslar
En doğal olarak meydana gelen elmaslar A ve B merkezlerini beraber içerirler ve I a A / B
Tipi  Elmaslar  olarak  adlandırılırlar.  Bu  tip  elmaslar  genellikle  küp  düzleminde  küçük
plaketler  içerirler.  Bunlar  10  nm  den  birkaç  mikrona  değişen  boyutlardaki  yüzey
kusurlarıdır. Bu tür elmaslar (I a A/B Tipi) ayrıca azotlarının çok küçük değerlerini bir soluk
sarı renkli elmaslar olan N 3  merkezli olarak içerirler.
Elmasların içerisinde azot atomlarının bu tür merkezler oluşturması sonucu renklenmeler
meydana gelir.


YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ 
FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ 
FİZİK LİSANS BÖLÜMÜ 

 Bitirme Tezi / Projesi 

Elmasların Optik Özelliklerinin İncelenmesi 

O3022038 Cem UĞUZ 

Tez/Proje Danışmanı: Prof. Dr. Yasemin Yıldız Yarar  
                          Doç. Dr. Rıza Demirbilek 


İstanbul / 2009 

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler