Bu Blogda Ara

12 Temmuz 2013 Cuma

Pırlantayla kadin tavlanir mi?

14:30



    GAZETE VATAN

* Pırlantayla kadın tavlanır mı?

“Pırlantayla kadın tavlamak kabiliyete bağlı”

Kimine montür üzerinde cam kırığı hediye edersiniz farkı anlamaz tavlanır. Ama bazı saygın hanımefendilerin önüne milyarlarca dolarlık taş koysanız da aklını çelemezsiniz. 

* Tek taşla evlenme teklif etme alışkanlığı bizde yaygınlaştı mı?

Amerika’da tek taşı erkekler alır. Biz de hanımefendiler bastırır, erkekler de mecburen ellerini ceplerine atar. Türkiye’de hiçbir erkek “Tek taş alayım da, evlenme teklif edeyim” demez.

* Marilyn Monroe meşhur şarkısında “Pırlantalar bir kızın en yakın arkadaşlarıdır” der.

İyi bir taş bir kadının her zaman sigortasıdır. İyi bir tek taş her zaman ranttır, para kazandırır. 100 bin dolarlık yüzükle dünyayı gezersin ama yüz bin doları cebinde taşıyamazsın. Jennifer Lopez’e pırlantalı bir blue jean hediye edildi. Değeri 2 milyon dolardı. 

* Kevin Costner da sizden almış... 

Evet. O, geldiğinde, benden rica ettiler. “Kim olursa olsun, ayağına servis yapmam” dedim ama ısrarcı oldular. Gittik, tanıştık. Konserine bile gittik. Ama ne aldığını söyleyemem, yakışık almaz. 

Mücevher alırken bunlara dikkat edin!

* RENK SKALASI D’DEN BAŞLAR: Pırlanta benim için itimat demektir. Ufak bir cam parçasına 500 bin dolar verenler var. Bir bakıyorum, sertifikayla taş bağdaşmıyor. Renk tutmuyor. Renk skalası beyaz olan D’den başlar, sarıya kaçan Z’ye kadar gider. Renk koyulaştıkça fiyat düşer. Bir hanımın aradaki farkı anlaması maalesef mümkün değildir.


* MAKBUL OLAN BEYAZ, İÇİ TEMİZ PIRLANTADIR: Sertifikanın uluslararası olmasına dikkat edin. Biz kendimizinkiyle birlikte çok saygın, Belçika HRD firmasının sertifikasını da veririz. 


* 2 AL, 1 ÖDE KAMPANYALARINA KANMAYIN: Bir Cumhuriyet Altını alana, ikincisini bedava veriyorlar mı? Bedava veriliyorsa, o taşın kalitesinden şüphe etmek gerek. Böyle bir durumda Kuyumcular Odası’na başvurup, taşla ilgili inceleme yaptırabilirsiniz.


* YATIRIM İÇİN YUVARLAK KESİM TERCİH EDİN: Baget, kalp, damla taş almayın. Fazla işçilikten uzak durun. 


* YAKUT, ZÜMRÜT GİBİ RENKLİ TAŞLARI ALIRKEN ÇOK DİKKAT EDİN: Gerçeğini sahtesinden ayırmakta bazen biz bile zorlanıyoruz. 


* TAŞ FABRİKADA ÜRETİLEBİLİR ama bir mücevher ustanın el emeği göz nuru ile yapılır. 


* SICAK PIRLANTAYI SOĞUKLA TEMAS ETTİRMEYİN: Pırlanta hava almadıkça 2000 derece sıcaktan bile etkilenmez. Yangında taşın üzerine su döküp, ateşi söndürmeye çalışırsanız, pırlanta beyaz kömür haline dönüşür. 

Türkiye’nin en büyük safir taşı

30 karatlık safir yüzüğü parmağıma takıyorum. Atilla Karat, Türkiye’de bu büyüklükte başka safir taş olmadığını söylüyor.

Kanlı Elmas filmini izlerken ağladım

“Kanlı Elmas” filmini izlerken ağladım. Pırlanta düne kadar kanlı değildi de, niye kanlı oldu? Bunun cevabı için “Savaş Tanrısı” filmini izlemek lazım. O insanların hakkı yendi, Zimbabwe, Angola 30 sene sömürüldü. Afrika’nın her yerini gezdim, Afrikalılar kadar iyi, uysal bir ırk görmedim. Çıkarcılar 62 milyar dolarlık silahı, Afrika’ya dağıttı. Kanlı olan onlar... Kanlı elmas lafını kabul etmiyorum. 









Türkiye´de hiçbir erkek tek taş almak için elini cebine atmaz 

Onun ki iş değil, aşk... 7 yaşında Mardin’den, İstanbul’a geliyor. Ayakkabı boyacılığı yapıyor, çakmak tamir ediyor. 8 yaşındayken Ermeni bir ustanın yanında kuyumcu çıraklığına başlıyor. 16’sında kendi dükkanını açıyor. 30’unda Özal’ın izniyle ilk resmi pırlanta ithalatını yapıyor. Değerli taş ticaretiyle uğraşırken, çıraklık günlerini unutmuyor ve bu taşlardan şahane mücevherler tasarlamaya başlıyor. Nuruosmaniye’nin Atilla Abi’sinden, Atilla Anlı’dan bahsediyorum. Ya da sektörün onu tanıdığı isimle Atilla Karat’tan... Türkiye’nin en önemli elmas tüccarlarından biri olmasına rağmen, amatör ruhunu kaybetmemiş, hâlâ tezgah başına geçip ustalarıyla taş diziyor. Karat markasının sahibi Atila Karat’ı atölyesinde yakaladım... 

* Karat soyadını kullanıyorsunuz. Resmi olarak aldınız mı bu soyadı?

Şirketimin adı Karat. İsmim bu adla özdeşleşti. Gel zaman, git zaman herkes beni ‘Atilla Karat’ diye çağırmaya başladı. Varsın, öyle çağırsınlar” dedim ve bu soyadı almaya karar verdim. Çok yakında nüfus kağıdım değişecek ve Karat soyadını resmen alacağım.

* Ya eşiniz, çocuklarınız...

Onlar da alacak.

* İnsan soyadını değiştirecek kadar sever mi işini?

Mesleğim her şeyden hatta ailemden de önce gelir. Mardin telkarisiyle meşhurdur. Küçük yaşlarda telkariyi kendi kendime öğrendim. Sonra İstanbul’da Kapalıçarşı’da çıraklık yapmaya başladım. El becerim yüksekti. 16 yaşında işveren oldum. 19’umda arkadaşlarımla Kuyumcular Odası’nı kurdum. 30 yaşında Allah bana ilk pırlanta ithalatını yapmayı nasip etti. Hayatım bu iş...





* O zamanlar pırlanta nasıl alınıp satılıyordu?

Cepten cebe, elden ele... Fatura yok, kayıt yok. Çok sıkıntılı günlerdi. Bir Suudi Arabistan gezisi sırasında Sayın Turgut Özal’a sorunları anlattım. Bize destek oldu ve ithalat yolunu açtı. Memlekette kaliteli mücevher üretimi ondan sonra başladı. 

* Pırlanta için kaç ülke gezdiniz? 

Sayısız. 1973’te 19 yaşındayken Hindistan’a gittim. O zaman Hindistan’a uçak bile yoktu. Zimbabwe, Kongo, Rusya, Amerika, Tayland, Kolombiya, İsrail, Şili, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Belçika, Kanada, Avusturalya... Tüm dünyada mücevher sektöründeki dev firmaların patronları beni tanır. Bu ilişkileri de mesleğim için değil, ülkemin tanıtımı için kullanırım. Ben Türkiye aşığıyım.

* Turizm elçiliği de yapıyorsunuz...

Tabii. Birçok ünlü firmanın patronunu Türkiye’de misafir ettim, bizzat ağırladım. Buradan hayranlıkla ayrıldılar. Çırağan’da yapılan Hint düğünlerinin de sebebiyim. Yanlış anlaşılmasın, geldiklerinde dükkana getirip mücevher filan satmam. Bu benim için zevk... 

“237 karat taşı görünce heyecanlandım, nefesim kesildi”





* Ustalık farklı, işadamlığı farklı... Hangisini daha çok seviyorsunuz? 

Tüccarlıkla ustalık arasında büyük fark vardır. Allah bana ikisini de nasip etti. Halen kalfayım. Öğrenme sürecim devam ediyor. 

* Öğretiyor musunuz peki?

Gazi Üniversitesi’nde 50 öğrenciye burs veriyoruz. Artık istiyorum ki, kuyumculuk mesleği ustadan kalfaya, kalfadan çırağa geçerek öğrenilmesin. Üniversitesi okunsun. 

* Gördüğünüz en büyük taş kaç karattı? 

İsrail’de gördüm. 237 karattı. Çok heyecanlandım, nefesim kesildi. Ama kıskanmadım. Benim parayla pulla işim olmaz. Maddi gücü yetmeyen kişilere sermayesinin altına ürün verdiğim oldu. Yeni evlenecek kişilere de yardımcı oluyorum. Alçak gönüllü, orta halli insanlar pırlanta almaya çekiniyor. Kapım kendilerine açık. O insanlar sayesinde ben bugün Atilla Karat’ım.

* Bu iş olmasaydı, ne olmak isterdiniz?

Cerrah. Bunun için okulu lisede bıraktığıma çok üzülüyorum. El becerim çok var. Hatta sonraki yıllarda arkadaş olduğum cerrahların izniyle ameliyatlara girdim. On kere göz ameliyatına girmişliğim var. 

“Arka sokak kuyumcuları, Chopard’a taş çıkartır”

* Bizim ülkemizden niye Chopard, Tiffany gibi dünya markaları çıkmıyor?

Marka tescilli, tespitli olması lazım. Öyle diziye sponsor olmakla, reklâm vermekle marka olunmaz. Sevan Bıçakçıyan o yolda... Dört dünya birinciliği var. Çılgın bir adam. Kendisini ayakta alkışlıyorum. Ayrıca arka sokaklarda çok iyi ustalarımız var. İnanın Tiffany’ye, Chopard’a taş çıkartırlar. Ama haftalıklarını zor çıkartıyorlar. 

* Peki ya siz?

2 yıldır, dünyaca tanınan bir markayız. Türkiye’de demiyorum, bakın. Türkiye’de bizi bilen biliyor. Reklâm, tanıtım, rekabet önemli ama ülkemizde o kadar yanlış reklâm yapılıyor ki... Üzerinde fiyat yazılı bir katalog basacağıma, ‘bir alana bir tane bedava’ kampanyası yapacağıma hiç tanınmam, hatta şirketi kapatırım daha iyi... Mücevheratın fiyatı bir gazeteye yazılıyorsa, o mücevherat değildir.

* Medyada çok bilinmiyorsunuz... Niye?

40 yıl basına konuşmadım ama artık kendimi haksız kazançla mücadeleye adadım. Buraya Ayşe Teyze geliyor. “Oğlum bu inciyi zamanında şu kadar paraya aldım. Ne kadara geri alırsın?” diye soruyor. O zaman tarla alınır o fiyata... Bir bakıyorum, 10 TL etmez. Ben bedava ekspertiz yapmaya razıyım. Yeter ki insanlar kandırılmasın. Sektörümüzdeki çok üstün firmaları ayrı tutuyorum tabii ki.


"PAZAR (gazete) VATAN YAZISI"

0 yorum

12 Temmuz 2013 Cuma

Pırlantayla kadin tavlanir mi?



    GAZETE VATAN

* Pırlantayla kadın tavlanır mı?

“Pırlantayla kadın tavlamak kabiliyete bağlı”

Kimine montür üzerinde cam kırığı hediye edersiniz farkı anlamaz tavlanır. Ama bazı saygın hanımefendilerin önüne milyarlarca dolarlık taş koysanız da aklını çelemezsiniz. 

* Tek taşla evlenme teklif etme alışkanlığı bizde yaygınlaştı mı?

Amerika’da tek taşı erkekler alır. Biz de hanımefendiler bastırır, erkekler de mecburen ellerini ceplerine atar. Türkiye’de hiçbir erkek “Tek taş alayım da, evlenme teklif edeyim” demez.

* Marilyn Monroe meşhur şarkısında “Pırlantalar bir kızın en yakın arkadaşlarıdır” der.

İyi bir taş bir kadının her zaman sigortasıdır. İyi bir tek taş her zaman ranttır, para kazandırır. 100 bin dolarlık yüzükle dünyayı gezersin ama yüz bin doları cebinde taşıyamazsın. Jennifer Lopez’e pırlantalı bir blue jean hediye edildi. Değeri 2 milyon dolardı. 

* Kevin Costner da sizden almış... 

Evet. O, geldiğinde, benden rica ettiler. “Kim olursa olsun, ayağına servis yapmam” dedim ama ısrarcı oldular. Gittik, tanıştık. Konserine bile gittik. Ama ne aldığını söyleyemem, yakışık almaz. 

Mücevher alırken bunlara dikkat edin!

* RENK SKALASI D’DEN BAŞLAR: Pırlanta benim için itimat demektir. Ufak bir cam parçasına 500 bin dolar verenler var. Bir bakıyorum, sertifikayla taş bağdaşmıyor. Renk tutmuyor. Renk skalası beyaz olan D’den başlar, sarıya kaçan Z’ye kadar gider. Renk koyulaştıkça fiyat düşer. Bir hanımın aradaki farkı anlaması maalesef mümkün değildir.


* MAKBUL OLAN BEYAZ, İÇİ TEMİZ PIRLANTADIR: Sertifikanın uluslararası olmasına dikkat edin. Biz kendimizinkiyle birlikte çok saygın, Belçika HRD firmasının sertifikasını da veririz. 


* 2 AL, 1 ÖDE KAMPANYALARINA KANMAYIN: Bir Cumhuriyet Altını alana, ikincisini bedava veriyorlar mı? Bedava veriliyorsa, o taşın kalitesinden şüphe etmek gerek. Böyle bir durumda Kuyumcular Odası’na başvurup, taşla ilgili inceleme yaptırabilirsiniz.


* YATIRIM İÇİN YUVARLAK KESİM TERCİH EDİN: Baget, kalp, damla taş almayın. Fazla işçilikten uzak durun. 


* YAKUT, ZÜMRÜT GİBİ RENKLİ TAŞLARI ALIRKEN ÇOK DİKKAT EDİN: Gerçeğini sahtesinden ayırmakta bazen biz bile zorlanıyoruz. 


* TAŞ FABRİKADA ÜRETİLEBİLİR ama bir mücevher ustanın el emeği göz nuru ile yapılır. 


* SICAK PIRLANTAYI SOĞUKLA TEMAS ETTİRMEYİN: Pırlanta hava almadıkça 2000 derece sıcaktan bile etkilenmez. Yangında taşın üzerine su döküp, ateşi söndürmeye çalışırsanız, pırlanta beyaz kömür haline dönüşür. 

Türkiye’nin en büyük safir taşı

30 karatlık safir yüzüğü parmağıma takıyorum. Atilla Karat, Türkiye’de bu büyüklükte başka safir taş olmadığını söylüyor.

Kanlı Elmas filmini izlerken ağladım

“Kanlı Elmas” filmini izlerken ağladım. Pırlanta düne kadar kanlı değildi de, niye kanlı oldu? Bunun cevabı için “Savaş Tanrısı” filmini izlemek lazım. O insanların hakkı yendi, Zimbabwe, Angola 30 sene sömürüldü. Afrika’nın her yerini gezdim, Afrikalılar kadar iyi, uysal bir ırk görmedim. Çıkarcılar 62 milyar dolarlık silahı, Afrika’ya dağıttı. Kanlı olan onlar... Kanlı elmas lafını kabul etmiyorum. 









Türkiye´de hiçbir erkek tek taş almak için elini cebine atmaz 

Onun ki iş değil, aşk... 7 yaşında Mardin’den, İstanbul’a geliyor. Ayakkabı boyacılığı yapıyor, çakmak tamir ediyor. 8 yaşındayken Ermeni bir ustanın yanında kuyumcu çıraklığına başlıyor. 16’sında kendi dükkanını açıyor. 30’unda Özal’ın izniyle ilk resmi pırlanta ithalatını yapıyor. Değerli taş ticaretiyle uğraşırken, çıraklık günlerini unutmuyor ve bu taşlardan şahane mücevherler tasarlamaya başlıyor. Nuruosmaniye’nin Atilla Abi’sinden, Atilla Anlı’dan bahsediyorum. Ya da sektörün onu tanıdığı isimle Atilla Karat’tan... Türkiye’nin en önemli elmas tüccarlarından biri olmasına rağmen, amatör ruhunu kaybetmemiş, hâlâ tezgah başına geçip ustalarıyla taş diziyor. Karat markasının sahibi Atila Karat’ı atölyesinde yakaladım... 

* Karat soyadını kullanıyorsunuz. Resmi olarak aldınız mı bu soyadı?

Şirketimin adı Karat. İsmim bu adla özdeşleşti. Gel zaman, git zaman herkes beni ‘Atilla Karat’ diye çağırmaya başladı. Varsın, öyle çağırsınlar” dedim ve bu soyadı almaya karar verdim. Çok yakında nüfus kağıdım değişecek ve Karat soyadını resmen alacağım.

* Ya eşiniz, çocuklarınız...

Onlar da alacak.

* İnsan soyadını değiştirecek kadar sever mi işini?

Mesleğim her şeyden hatta ailemden de önce gelir. Mardin telkarisiyle meşhurdur. Küçük yaşlarda telkariyi kendi kendime öğrendim. Sonra İstanbul’da Kapalıçarşı’da çıraklık yapmaya başladım. El becerim yüksekti. 16 yaşında işveren oldum. 19’umda arkadaşlarımla Kuyumcular Odası’nı kurdum. 30 yaşında Allah bana ilk pırlanta ithalatını yapmayı nasip etti. Hayatım bu iş...





* O zamanlar pırlanta nasıl alınıp satılıyordu?

Cepten cebe, elden ele... Fatura yok, kayıt yok. Çok sıkıntılı günlerdi. Bir Suudi Arabistan gezisi sırasında Sayın Turgut Özal’a sorunları anlattım. Bize destek oldu ve ithalat yolunu açtı. Memlekette kaliteli mücevher üretimi ondan sonra başladı. 

* Pırlanta için kaç ülke gezdiniz? 

Sayısız. 1973’te 19 yaşındayken Hindistan’a gittim. O zaman Hindistan’a uçak bile yoktu. Zimbabwe, Kongo, Rusya, Amerika, Tayland, Kolombiya, İsrail, Şili, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Belçika, Kanada, Avusturalya... Tüm dünyada mücevher sektöründeki dev firmaların patronları beni tanır. Bu ilişkileri de mesleğim için değil, ülkemin tanıtımı için kullanırım. Ben Türkiye aşığıyım.

* Turizm elçiliği de yapıyorsunuz...

Tabii. Birçok ünlü firmanın patronunu Türkiye’de misafir ettim, bizzat ağırladım. Buradan hayranlıkla ayrıldılar. Çırağan’da yapılan Hint düğünlerinin de sebebiyim. Yanlış anlaşılmasın, geldiklerinde dükkana getirip mücevher filan satmam. Bu benim için zevk... 

“237 karat taşı görünce heyecanlandım, nefesim kesildi”





* Ustalık farklı, işadamlığı farklı... Hangisini daha çok seviyorsunuz? 

Tüccarlıkla ustalık arasında büyük fark vardır. Allah bana ikisini de nasip etti. Halen kalfayım. Öğrenme sürecim devam ediyor. 

* Öğretiyor musunuz peki?

Gazi Üniversitesi’nde 50 öğrenciye burs veriyoruz. Artık istiyorum ki, kuyumculuk mesleği ustadan kalfaya, kalfadan çırağa geçerek öğrenilmesin. Üniversitesi okunsun. 

* Gördüğünüz en büyük taş kaç karattı? 

İsrail’de gördüm. 237 karattı. Çok heyecanlandım, nefesim kesildi. Ama kıskanmadım. Benim parayla pulla işim olmaz. Maddi gücü yetmeyen kişilere sermayesinin altına ürün verdiğim oldu. Yeni evlenecek kişilere de yardımcı oluyorum. Alçak gönüllü, orta halli insanlar pırlanta almaya çekiniyor. Kapım kendilerine açık. O insanlar sayesinde ben bugün Atilla Karat’ım.

* Bu iş olmasaydı, ne olmak isterdiniz?

Cerrah. Bunun için okulu lisede bıraktığıma çok üzülüyorum. El becerim çok var. Hatta sonraki yıllarda arkadaş olduğum cerrahların izniyle ameliyatlara girdim. On kere göz ameliyatına girmişliğim var. 

“Arka sokak kuyumcuları, Chopard’a taş çıkartır”

* Bizim ülkemizden niye Chopard, Tiffany gibi dünya markaları çıkmıyor?

Marka tescilli, tespitli olması lazım. Öyle diziye sponsor olmakla, reklâm vermekle marka olunmaz. Sevan Bıçakçıyan o yolda... Dört dünya birinciliği var. Çılgın bir adam. Kendisini ayakta alkışlıyorum. Ayrıca arka sokaklarda çok iyi ustalarımız var. İnanın Tiffany’ye, Chopard’a taş çıkartırlar. Ama haftalıklarını zor çıkartıyorlar. 

* Peki ya siz?

2 yıldır, dünyaca tanınan bir markayız. Türkiye’de demiyorum, bakın. Türkiye’de bizi bilen biliyor. Reklâm, tanıtım, rekabet önemli ama ülkemizde o kadar yanlış reklâm yapılıyor ki... Üzerinde fiyat yazılı bir katalog basacağıma, ‘bir alana bir tane bedava’ kampanyası yapacağıma hiç tanınmam, hatta şirketi kapatırım daha iyi... Mücevheratın fiyatı bir gazeteye yazılıyorsa, o mücevherat değildir.

* Medyada çok bilinmiyorsunuz... Niye?

40 yıl basına konuşmadım ama artık kendimi haksız kazançla mücadeleye adadım. Buraya Ayşe Teyze geliyor. “Oğlum bu inciyi zamanında şu kadar paraya aldım. Ne kadara geri alırsın?” diye soruyor. O zaman tarla alınır o fiyata... Bir bakıyorum, 10 TL etmez. Ben bedava ekspertiz yapmaya razıyım. Yeter ki insanlar kandırılmasın. Sektörümüzdeki çok üstün firmaları ayrı tutuyorum tabii ki.


"PAZAR (gazete) VATAN YAZISI"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Archive

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler