Bu Blogda Ara

26 Temmuz 2013 Cuma

Elmas (Pirlanta) Uretimi ve Islenmesi Hangi Amaca Hizmet Etmektedir ?

01:38



Elmas (Pırlanta) Üretimi ve İşlenmesi Hangi Amaca Hizmet Etmektedir ?

Elmas: Para Aklayıcının En iyi Dostu 

Elmaslar nakit karşılığı satılır, bu nakit para silaha yatırılır. Silahlar da daha fazla elmasa sahip olmak için ele geçirilmesi gereken yeni topraklar için verilen savaşta kullanılır. Böylece para dönme dolabı sürekli döner Afrika’da.
Kara para aklayıcının en önemli hedefi, yasadışı yollardan elde edilen servetin kaynağını saklamaktır. Bu amaca ulaşırken pek çok zorlukla karşılaşılır. Nakit paranın izini sürerek sahibine ulaşılabilir; çalıntı mallar da suçun izini sürekli üzerinde taşır. Ancak kimse değerli taşların, özellikle de elmasların sahibine, çıkarıldığı ülkeye veya madene ulaşmanın yolunu bulamamıştır. Onlar kısaca para aklayıcının şeytani altınıdır. Elmaslar değerlidir, taşınabilir ve çok da arzu edilir. Ayrıca da onları satmak isteyen pek çok madenci, tüccar ve aracı bulmak mümkündür.
Elmas ticareti fantezi ve blöf üzerine kuruludur. Elmasların dünyada kısıtlı miktarda olduğu fantezisini yaratan De Beers, arzı da güçlü bir şekilde kontrol altında tutmaktadır. Her alım-satımda aracılar birbirlerine blöf yaparlar ve her yeni elmas alımında kesici işlenen elmasın güzel bir renk ve iyi bir kaliteye sahip olacağı ümidiyle önemli bir risk alır. İyi bir marka yaratabilmiş elmas satıcısı da malının fiyatını bir anda milyonlarca pound yükseltebilir. Bu minik taşı dünyanın uzak köşelerindeki nehir yataklarından alıp Batıda pek çok yeni evlenen kadının parmağına ulaştırma rüyası adına pek çok hayat da feda edilmektedir.
Elmaslar yasadışı örgütlerin en iyi dostu haline geldikçe, çıkarıldıkları ülkenin yolsuz politikacıları ile teröristlerinin daha fazla işine yaramaktadır. Elmaslar kısaca Afrika’nın bitmek bilmeyen savaşlarında kullanılan silahları satın almak için popüler para birimi haline gelmiştir. Hatta elmas madenlerinin kontrolünü ele geçirmek için savaşlar yapılmaktadır. Bu bölümde yer alan bilgilerin çoğu, Afrika’daki yasadışı elmas ticaretiyle ilgili olarak Birleşmiş Milletler’ in Angola’yla uyguladığı ambargoların düzenlenmesi ve takibi ile ilgili hazırladığı resmi raporlarından alınmıştır.
Yakın geçmişte, elmaslar bedeli ödeyen her tüccara hiçbir inceleme yapılmadan serbest olarak satılabiliyordu. Elmas üretimi zaten çoğunlukla yolsuzluğa batmış ve kötü yönetilen devletlerde gerçekleştiğinden, doğası gereği gizlilik özelliği taşımaktadır ve yetkililer de kayıtları takip etmekte zorluk çekmektedir. Böylece elmaslar Afrika’dan Antwerp’e yasal yollardan ihraç edilmiş olsa da, elmas şirketleri kara para aklamada çok elverişli birer vasıta olarak kullanılabilmektedir. Bu şekilde yasadışı yollardan elde edilmiş elmaslar da yasal ticaret yollarına katılarak aklanmaktadır. Dünyanın en zengin elmas bölgeleri Afrika’nın en istikrarsız ve Soğuk Savaş döneminden kalan isyancıların kontrolü altındaki ülkelerindedir.
Soğuk Savaş döneminde Amerika ve Rusya birbirinin boğazını sıkarken, aynı zamanda ikisi de üçüncü Dünya’daki taraftar ülkeleri silah, malzeme ve uzun vadeli kredilerle beslemek zorundaydı. Ancak Soğuk Savaş için Ulusal Birlik (UNITA) gibi isyancı örgütlerin mali açıdan kendilerine yeter duruma gelmeleri gerekti. Onlar da kontrolleri altındaki bölgelerdeki doğal kaynaklan istismar ederek bunu sağlamaya çalıştılar.
Elmas satışları, hem isyancıların savaşlarını hem de bu bölgelerin halkı üzerinde kurdukları teröre dayalı kontrolü besledi. Elmastan kazandıkları paralarla silah aldılar veya elmasları doğrudan silahla takas ettiler. Bu yasadışı elmaslar “çatışma elmasları” veya “kan elmasları” adını aldılar.
Kalitesi ve rengi ile ünlü Angola elmasları dünyanın en değerli elmaslarındandır. Madencilik aşamasında olduğu gibi elmasların satışında da zamanın şartlarına göre değişik yöntemler izleniyordu. Fred Rindel adlı bir Güney Afrikalı asker ile elmas tüccarı olan De Decker kardeşler satış sistemini kurmuştu. Komşu ülkelerde yapılan açık artırmalarla en iyi satış fiyatları elde ediliyordu.
UNITA’nın güçlü olduğu ve faaliyetlerinin pek sıkı kontrol edilmediği dönemlerde satışlar bu şekilde devam etti. Ancak UNITA’nın faaliyetleri Birleşmiş Milletler tarafından ortaya çıkarıldıktan sonra komşu ülkeler militanları ele geçirmek için yetkililerle işbirliği yapmaya ikna edildi. Pek çok elmas kaynağının kaybedilmesi ve elmas üretimindeki düşüş de artık büyük ihaleler düzenlemeyi gereksiz hale getirdi. En son bilinen ihale Ekim 2000’de yapıldı. İhaleye çıkmayan elmaslar doğrudan tüccarlara satılıyor veya silahlarla takas ediliyordu.
De Decker kardeşler, De Beers’in Antwerp ve Tel Aviv’deki alım bürolarına elmas veriyorlardı. Global Şahit, doğal kaynakların harap edilmesi ile insan haklarına aykırı davranışları takip ederek bunların birbiri ırasındaki ilişkiyi ortaya çıkaran İngiltere’de kurulu bir sivil toplum örgütüdür. Bu örgüt, 1998 yılında “çatışma elmaslan” konusuna eğilerek medya kuruluşları, siyasiler ve kamunun dikkatini çeken etkin bir kampanya başlatmıştır.
Elmas ticareti ile ilgili gerçekler, sektör oyuncuları ile az sayıda uluslar arası gözlemci tarafından bilinmekteydi. Şimdi gazeteler, radyo programları ve kabinelerde tartışılmaya başlanmıştır. De Beers’in kanlı elmas kaçakçılığında oynadığı rol, Global Şahit tarafından yayınlanan A Rough Trade (Zorlu Bir Ticaret) adlı makalede ortaya konmuştu. O sıralarda Kanada’da De Beers’in dünya işlenmemiş elmas piyasasında yüzyılı aşkın süredir devam eden monopolünü tehdit edebilecek bir elmas sanayi doğmaktaydı. De Beers elmas işinin tamamen toplumun algılama şekline bağlı olduğunu biliyordu. Kanada’nın ürettiği “temiz” elmasların kendi elmaslarına tercih edilmesi veya tüm elmas sanayinin boykot edilmesi gibi bir olasılık karşısında dehşete kapılmışlardı.
Şirket kararlılıkla hareket etti. Angola’daki açık pazardan elmas almayı kesti ve kaçak elmas barındırdığı düşünülen resmi Angola elmas pazarından da çekildi. De Beers’in insan haklarına verdiği önemi belirten basın bildirileri yayınlandı. Kısa bir süre içinde açık pazarlardaki bütün ofislerini kapattı ve elmaslan sadece şirketin sahip olduğu veya ortak olduğu madenlerden almaya başladı. Bu, dünya fiyatlarım kontrol altında tutan De Beers için çok radikal bir hareketti, zira fiyatlan yüksek seviyede tutmak için sürekli stok yapardı. De Beers tüm gücünü dünya elmas sanayini kontrolü altında tutmak içir kullanan bir şirketti. Hem arz hem de talebi kontrol eder; müşterinin nasıl bir elmas alacağına da o karar verirdi. De Beers’in rakiplerinin faaliyetleri hakkmda bilgi getiren tüccar1ar, yılbaşı hediyesi olarak yüzbinlerce dolar değerinde elmas alırlardı. De Beers ile bozuşan tüccarlarsa De Beers’s artık elmas satamaz ve sonunda bu işten de çıkmak zorunda kalırdı.
Sektörün tecrübeli gözlemcisi Matthew Hart’m dediği gibi; “Ancak De Beers sektörü harekete geçirebilirdi.” Sektörü çatışma elmaslarına karşı harekete geçiren süreç sonunda Temmuz 2000’de elmas ticaretini düzenlemek ve çatışma elmaslarının pazara girmesini engellemek amacıyla Dünya Elmas Konseyi adlı bir sektör kuruluşunun faaliyete geçmesiyle başladı. Dünya Elmas Konseyi’nin misyonu, elmasların savaş ve insanlığa zarar verecek amaçlarla kullanılmasını engellemek üzere; işlenmemiş elmaslann ithalat ve ihracatının takip ve kontrol edecek bir sistemin kurulup uygulanmasıdır.
Mart 2000’de De Beers tüm elmas kutularının üzerin Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı hiçbir elmasın bulunmadığı garantisini içeren bir not koydu. De Beers’in daha önceden isyancılardan aldığı stokların henüz tükenmemiş olacağını düşünen sektör yetkilileri bunun doğruluğun şüpheyle karşıladılar. Hart şöyle diyordu: “Şüphelerin devam etmesi, işi bilen gözlemcilerin malların çoğunun temiz olduğunu inanmaması, elmas ticaretinde kaçak malların ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir.”
Aynı yılın haziran ayında De Beers’in başkanı Nicky Oppenheimer, tüm borsalara yazı yazarak kaçak elmas ticareti yaptığı tespit edilen tüccarların hemen borsadan ihraç edilmesini istedi. De Beers’in 2000 yılı başlarında sektörü çatışma elmaslarından uzaklaştırmaya yönelik gayretleri başka bir gerçeği gün sığına çıkardı. Global Şahit tarafından yürütülen kampanyalar ve 1998 yılının ambargoları elmas sanayinin yapısını değiştirmişti, ama hükümetleri aynı şekilde harekete geçirememişti. Daha önce olduğu gibi, hükümetler bu hareketleri destekle görünmekle birlikte gerçek anlamda pek fazla bir şey yapmamaktaydılar. 1990’lı yıllarda Angola veya başka bir Afrika ülkesinde ambargoları delen hiç kimse cezalandırılmamıştı. Hem silah hem de elmas kaçakçılığı gelişmişti…

Kaynak : Çamaşır Makinesi, Para Aklamanın ve Terörizmi Finanse Etmenin Kirli Yüzü, Nick Kochan, Goa Yayınları, Sayfa 159-185.

0 yorum

26 Temmuz 2013 Cuma

Elmas (Pirlanta) Uretimi ve Islenmesi Hangi Amaca Hizmet Etmektedir ?



Elmas (Pırlanta) Üretimi ve İşlenmesi Hangi Amaca Hizmet Etmektedir ?

Elmas: Para Aklayıcının En iyi Dostu 

Elmaslar nakit karşılığı satılır, bu nakit para silaha yatırılır. Silahlar da daha fazla elmasa sahip olmak için ele geçirilmesi gereken yeni topraklar için verilen savaşta kullanılır. Böylece para dönme dolabı sürekli döner Afrika’da.
Kara para aklayıcının en önemli hedefi, yasadışı yollardan elde edilen servetin kaynağını saklamaktır. Bu amaca ulaşırken pek çok zorlukla karşılaşılır. Nakit paranın izini sürerek sahibine ulaşılabilir; çalıntı mallar da suçun izini sürekli üzerinde taşır. Ancak kimse değerli taşların, özellikle de elmasların sahibine, çıkarıldığı ülkeye veya madene ulaşmanın yolunu bulamamıştır. Onlar kısaca para aklayıcının şeytani altınıdır. Elmaslar değerlidir, taşınabilir ve çok da arzu edilir. Ayrıca da onları satmak isteyen pek çok madenci, tüccar ve aracı bulmak mümkündür.
Elmas ticareti fantezi ve blöf üzerine kuruludur. Elmasların dünyada kısıtlı miktarda olduğu fantezisini yaratan De Beers, arzı da güçlü bir şekilde kontrol altında tutmaktadır. Her alım-satımda aracılar birbirlerine blöf yaparlar ve her yeni elmas alımında kesici işlenen elmasın güzel bir renk ve iyi bir kaliteye sahip olacağı ümidiyle önemli bir risk alır. İyi bir marka yaratabilmiş elmas satıcısı da malının fiyatını bir anda milyonlarca pound yükseltebilir. Bu minik taşı dünyanın uzak köşelerindeki nehir yataklarından alıp Batıda pek çok yeni evlenen kadının parmağına ulaştırma rüyası adına pek çok hayat da feda edilmektedir.
Elmaslar yasadışı örgütlerin en iyi dostu haline geldikçe, çıkarıldıkları ülkenin yolsuz politikacıları ile teröristlerinin daha fazla işine yaramaktadır. Elmaslar kısaca Afrika’nın bitmek bilmeyen savaşlarında kullanılan silahları satın almak için popüler para birimi haline gelmiştir. Hatta elmas madenlerinin kontrolünü ele geçirmek için savaşlar yapılmaktadır. Bu bölümde yer alan bilgilerin çoğu, Afrika’daki yasadışı elmas ticaretiyle ilgili olarak Birleşmiş Milletler’ in Angola’yla uyguladığı ambargoların düzenlenmesi ve takibi ile ilgili hazırladığı resmi raporlarından alınmıştır.
Yakın geçmişte, elmaslar bedeli ödeyen her tüccara hiçbir inceleme yapılmadan serbest olarak satılabiliyordu. Elmas üretimi zaten çoğunlukla yolsuzluğa batmış ve kötü yönetilen devletlerde gerçekleştiğinden, doğası gereği gizlilik özelliği taşımaktadır ve yetkililer de kayıtları takip etmekte zorluk çekmektedir. Böylece elmaslar Afrika’dan Antwerp’e yasal yollardan ihraç edilmiş olsa da, elmas şirketleri kara para aklamada çok elverişli birer vasıta olarak kullanılabilmektedir. Bu şekilde yasadışı yollardan elde edilmiş elmaslar da yasal ticaret yollarına katılarak aklanmaktadır. Dünyanın en zengin elmas bölgeleri Afrika’nın en istikrarsız ve Soğuk Savaş döneminden kalan isyancıların kontrolü altındaki ülkelerindedir.
Soğuk Savaş döneminde Amerika ve Rusya birbirinin boğazını sıkarken, aynı zamanda ikisi de üçüncü Dünya’daki taraftar ülkeleri silah, malzeme ve uzun vadeli kredilerle beslemek zorundaydı. Ancak Soğuk Savaş için Ulusal Birlik (UNITA) gibi isyancı örgütlerin mali açıdan kendilerine yeter duruma gelmeleri gerekti. Onlar da kontrolleri altındaki bölgelerdeki doğal kaynaklan istismar ederek bunu sağlamaya çalıştılar.
Elmas satışları, hem isyancıların savaşlarını hem de bu bölgelerin halkı üzerinde kurdukları teröre dayalı kontrolü besledi. Elmastan kazandıkları paralarla silah aldılar veya elmasları doğrudan silahla takas ettiler. Bu yasadışı elmaslar “çatışma elmasları” veya “kan elmasları” adını aldılar.
Kalitesi ve rengi ile ünlü Angola elmasları dünyanın en değerli elmaslarındandır. Madencilik aşamasında olduğu gibi elmasların satışında da zamanın şartlarına göre değişik yöntemler izleniyordu. Fred Rindel adlı bir Güney Afrikalı asker ile elmas tüccarı olan De Decker kardeşler satış sistemini kurmuştu. Komşu ülkelerde yapılan açık artırmalarla en iyi satış fiyatları elde ediliyordu.
UNITA’nın güçlü olduğu ve faaliyetlerinin pek sıkı kontrol edilmediği dönemlerde satışlar bu şekilde devam etti. Ancak UNITA’nın faaliyetleri Birleşmiş Milletler tarafından ortaya çıkarıldıktan sonra komşu ülkeler militanları ele geçirmek için yetkililerle işbirliği yapmaya ikna edildi. Pek çok elmas kaynağının kaybedilmesi ve elmas üretimindeki düşüş de artık büyük ihaleler düzenlemeyi gereksiz hale getirdi. En son bilinen ihale Ekim 2000’de yapıldı. İhaleye çıkmayan elmaslar doğrudan tüccarlara satılıyor veya silahlarla takas ediliyordu.
De Decker kardeşler, De Beers’in Antwerp ve Tel Aviv’deki alım bürolarına elmas veriyorlardı. Global Şahit, doğal kaynakların harap edilmesi ile insan haklarına aykırı davranışları takip ederek bunların birbiri ırasındaki ilişkiyi ortaya çıkaran İngiltere’de kurulu bir sivil toplum örgütüdür. Bu örgüt, 1998 yılında “çatışma elmaslan” konusuna eğilerek medya kuruluşları, siyasiler ve kamunun dikkatini çeken etkin bir kampanya başlatmıştır.
Elmas ticareti ile ilgili gerçekler, sektör oyuncuları ile az sayıda uluslar arası gözlemci tarafından bilinmekteydi. Şimdi gazeteler, radyo programları ve kabinelerde tartışılmaya başlanmıştır. De Beers’in kanlı elmas kaçakçılığında oynadığı rol, Global Şahit tarafından yayınlanan A Rough Trade (Zorlu Bir Ticaret) adlı makalede ortaya konmuştu. O sıralarda Kanada’da De Beers’in dünya işlenmemiş elmas piyasasında yüzyılı aşkın süredir devam eden monopolünü tehdit edebilecek bir elmas sanayi doğmaktaydı. De Beers elmas işinin tamamen toplumun algılama şekline bağlı olduğunu biliyordu. Kanada’nın ürettiği “temiz” elmasların kendi elmaslarına tercih edilmesi veya tüm elmas sanayinin boykot edilmesi gibi bir olasılık karşısında dehşete kapılmışlardı.
Şirket kararlılıkla hareket etti. Angola’daki açık pazardan elmas almayı kesti ve kaçak elmas barındırdığı düşünülen resmi Angola elmas pazarından da çekildi. De Beers’in insan haklarına verdiği önemi belirten basın bildirileri yayınlandı. Kısa bir süre içinde açık pazarlardaki bütün ofislerini kapattı ve elmaslan sadece şirketin sahip olduğu veya ortak olduğu madenlerden almaya başladı. Bu, dünya fiyatlarım kontrol altında tutan De Beers için çok radikal bir hareketti, zira fiyatlan yüksek seviyede tutmak için sürekli stok yapardı. De Beers tüm gücünü dünya elmas sanayini kontrolü altında tutmak içir kullanan bir şirketti. Hem arz hem de talebi kontrol eder; müşterinin nasıl bir elmas alacağına da o karar verirdi. De Beers’in rakiplerinin faaliyetleri hakkmda bilgi getiren tüccar1ar, yılbaşı hediyesi olarak yüzbinlerce dolar değerinde elmas alırlardı. De Beers ile bozuşan tüccarlarsa De Beers’s artık elmas satamaz ve sonunda bu işten de çıkmak zorunda kalırdı.
Sektörün tecrübeli gözlemcisi Matthew Hart’m dediği gibi; “Ancak De Beers sektörü harekete geçirebilirdi.” Sektörü çatışma elmaslarına karşı harekete geçiren süreç sonunda Temmuz 2000’de elmas ticaretini düzenlemek ve çatışma elmaslarının pazara girmesini engellemek amacıyla Dünya Elmas Konseyi adlı bir sektör kuruluşunun faaliyete geçmesiyle başladı. Dünya Elmas Konseyi’nin misyonu, elmasların savaş ve insanlığa zarar verecek amaçlarla kullanılmasını engellemek üzere; işlenmemiş elmaslann ithalat ve ihracatının takip ve kontrol edecek bir sistemin kurulup uygulanmasıdır.
Mart 2000’de De Beers tüm elmas kutularının üzerin Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı hiçbir elmasın bulunmadığı garantisini içeren bir not koydu. De Beers’in daha önceden isyancılardan aldığı stokların henüz tükenmemiş olacağını düşünen sektör yetkilileri bunun doğruluğun şüpheyle karşıladılar. Hart şöyle diyordu: “Şüphelerin devam etmesi, işi bilen gözlemcilerin malların çoğunun temiz olduğunu inanmaması, elmas ticaretinde kaçak malların ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir.”
Aynı yılın haziran ayında De Beers’in başkanı Nicky Oppenheimer, tüm borsalara yazı yazarak kaçak elmas ticareti yaptığı tespit edilen tüccarların hemen borsadan ihraç edilmesini istedi. De Beers’in 2000 yılı başlarında sektörü çatışma elmaslarından uzaklaştırmaya yönelik gayretleri başka bir gerçeği gün sığına çıkardı. Global Şahit tarafından yürütülen kampanyalar ve 1998 yılının ambargoları elmas sanayinin yapısını değiştirmişti, ama hükümetleri aynı şekilde harekete geçirememişti. Daha önce olduğu gibi, hükümetler bu hareketleri destekle görünmekle birlikte gerçek anlamda pek fazla bir şey yapmamaktaydılar. 1990’lı yıllarda Angola veya başka bir Afrika ülkesinde ambargoları delen hiç kimse cezalandırılmamıştı. Hem silah hem de elmas kaçakçılığı gelişmişti…

Kaynak : Çamaşır Makinesi, Para Aklamanın ve Terörizmi Finanse Etmenin Kirli Yüzü, Nick Kochan, Goa Yayınları, Sayfa 159-185.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Archive

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler