Bu Blogda Ara

9 Mayıs 2013 Perşembe

Kuyumculuk sektorunde geleneksel deger zinciri

17:37






Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri açısından bir değerlendirme yapıldığında
ise  zincirin  kıymetli  metallerden  bir  montür  tasarlayıp  uygulamaya  geçiren  sadekarların
etrafında  oluştuğunu  gözlüyoruz  (Şekil  3).  Sadekarlar,  taşlı  ya  da  taşsız  mücevherlerin
değerli  madenlerden  yapılmış  olan  kısımlarını  üreten,  dolayısıyla  ileri  düzeyde  form  ve
malzeme  bilgisi  olan,  küçük  el  aletleriyle  tamamen  sanat  ve  yaratıcılığa  dayalı  olarak
(yüzük, küpe ve bilezik gibi) geniş bir yelpazede ürünler imal edebilecek kapasiteye sahip
kişiler  olarak  tanımlanmaktadır.  Bu  niteliğe  sahip  ustalar,  henüz  taşları  takılmamış  ve
cilalanmamış ürünlerin “sade”sini hazırlayıp, gerekli durumlarda çok sayıda farklı alanda
uzmanlaşmış  atölye  ile  birlikte  çalışabilen,  dolayısıyla  geleneksel  kuyumculuk  değer
zincirini  büyük  oranda  yönetme  becerisine  sahip  sanatkarlar  olarak  sektörde
farklılaşmaktadırlar.

Değer  zincirinin  ilk  halkalarından  birini  oluşturan  ocakçılar,  başta  altın  olmak  üzere
kıymetli  madenleri  kuyum  ve  mücevher  üretiminde  kullanılmak  üzere  hazırlarlar.  Bu
ustalar  eritme  ocaklarında  ısıl  işlem  uygulayarak  altını  eritip,  çubuk  ve  levha  formunda
döktükten sonra, haddelerden geçirerek tel formuna getirirler. Ayar evleri altının ayarını
ölçmek amacıyla işlem yapan atölyelerdir 6 . Bu aşamalardan sonra sadekarlar, yapacakları
montürün  gerektirdiği  ölçüde  çeşitli  atölyelerle  ısmarlama  işler  yaptırmak  üzere  ilişki
kurmaktadır.  Bu  aşamadaki  ustalar  arasında  yer  alan  mıhlayıcılar,  kıymetli  veya  yarı
                                               
6   Geleneksel  değer  zincirinde  ocakçılar  gerekli  durumlarda  sadekarlar  için  astar  üretme  görevini  de
üstlenmekteydi. Ancak 1970’li yıllar ile birlikte döküm tekniğindeki gelişmelere paralel olarak, dökümcü adı
altında  ve  parafinden  yapılmış  ürünlerin  alçı  kalıplarının  çıkartılması  ve  değerli  madenin  bu  kalıplara
dökülerek şekil verilmesi işi ile uğraşan yeni bir uzmanlaşma alanı ortaya çıkmış, dolayısıyla ocakçıların bu
rolü azalmıştır. kıymetli  taşları,  ürünün  metal  kısmı  üzerine  tırnak  veya  güverse  teknikleri  kullanarak
yerleştiren  ustalardır.  Kakmacılar  ise  altın  veya  gümüş  levhaları  ısıtarak  kaplama  veya
kabartma  yapıp  şekil  veren  kimselerdir.  Kalemkarlar  çelik  kalemler  kullanarak  değerli
madenler  üzerinde  desen  ve  şekiller  oyan  veya  yazı  yazan  ustalardır.  Mineciler  maden
oksidi ve toz cam karışımı ile meydana gelen mineyi önceden hazırlanan takının üzerine,
yuvalar  ve  oyuklar  açarak  veya  tel  hücreler  yaparak  içerisine  dolduran  ustalardır  (Akın,
2008: 4-7).


Şekil 3. Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri 

Kaynak: yazar tarafından oluşturulmuştur.


Değer zincirinin son halkalarında yer alan cilacılar ise ürünlerin üzerindeki zımpara izlerini
kaldırıp madene parlaklığını verek ustalardır. Sözü edilen bu geleneksel meslek dallarının
yanında, bitmiş ürünü tamamlayan (küpe arkası, klips gibi) yarı mamüllerin veya üretim
aşamasında  kullanılan  kimyasalların  tedariğini  yapan  çok  sayıda  işletme  de  geleneksel
değer zinciri içerisinde yer almaktadır. Zincire en son eklenen ramatçılar altın ve gümüş
işleyen  atölyelerden  çıkan  çöp  ve  artıkların  yakma  ya  da  elektroliz  yoluyla  geri
kazanılması  işi  ile  uğraşan  kişilere  denmektedir.  İfrazcı  ramatçılardan,  kuyum
atölyelerinden veya piyasadan elde ettikleri külçe ve hurda altını 24 ayar saf altın haline
getirenlere denmekte, gerek ramatçı, gerekse de ifrazcı bu özellikleri ile bir bakıma “çöpü”
bile  kıymetli  olan  kuyumculuk  sektöründe  geri  kazanım  anlamında  önemli  roller
üstlenmektedir.

Ne var ki, İstanbul’da kuyumculuk sektörünün tarihsel gelişim süreci içerisinde yerleşik
hale gelen ve karşılıklı güven ilişkilerine dayalı oluşmuş olan geleneksel üretim zinciri son
yıllarda önemli ölçüde değişmiş ve geleneksel el sanatları olarak değerlendirilen pekçok
meslek  alanı  kaybolmaya  yüz  tutmuştur

Kaynak Yazar:
İstanbul’da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri:  
MÜCEVHER TASARIMI VE 
KUYUMCULUK 
 Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri 
  Sektörel Araştırma Raporu 
  
Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN 
Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi 
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi 

0 yorum

9 Mayıs 2013 Perşembe

Kuyumculuk sektorunde geleneksel deger zinciri






Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri açısından bir değerlendirme yapıldığında
ise  zincirin  kıymetli  metallerden  bir  montür  tasarlayıp  uygulamaya  geçiren  sadekarların
etrafında  oluştuğunu  gözlüyoruz  (Şekil  3).  Sadekarlar,  taşlı  ya  da  taşsız  mücevherlerin
değerli  madenlerden  yapılmış  olan  kısımlarını  üreten,  dolayısıyla  ileri  düzeyde  form  ve
malzeme  bilgisi  olan,  küçük  el  aletleriyle  tamamen  sanat  ve  yaratıcılığa  dayalı  olarak
(yüzük, küpe ve bilezik gibi) geniş bir yelpazede ürünler imal edebilecek kapasiteye sahip
kişiler  olarak  tanımlanmaktadır.  Bu  niteliğe  sahip  ustalar,  henüz  taşları  takılmamış  ve
cilalanmamış ürünlerin “sade”sini hazırlayıp, gerekli durumlarda çok sayıda farklı alanda
uzmanlaşmış  atölye  ile  birlikte  çalışabilen,  dolayısıyla  geleneksel  kuyumculuk  değer
zincirini  büyük  oranda  yönetme  becerisine  sahip  sanatkarlar  olarak  sektörde
farklılaşmaktadırlar.

Değer  zincirinin  ilk  halkalarından  birini  oluşturan  ocakçılar,  başta  altın  olmak  üzere
kıymetli  madenleri  kuyum  ve  mücevher  üretiminde  kullanılmak  üzere  hazırlarlar.  Bu
ustalar  eritme  ocaklarında  ısıl  işlem  uygulayarak  altını  eritip,  çubuk  ve  levha  formunda
döktükten sonra, haddelerden geçirerek tel formuna getirirler. Ayar evleri altının ayarını
ölçmek amacıyla işlem yapan atölyelerdir 6 . Bu aşamalardan sonra sadekarlar, yapacakları
montürün  gerektirdiği  ölçüde  çeşitli  atölyelerle  ısmarlama  işler  yaptırmak  üzere  ilişki
kurmaktadır.  Bu  aşamadaki  ustalar  arasında  yer  alan  mıhlayıcılar,  kıymetli  veya  yarı
                                               
6   Geleneksel  değer  zincirinde  ocakçılar  gerekli  durumlarda  sadekarlar  için  astar  üretme  görevini  de
üstlenmekteydi. Ancak 1970’li yıllar ile birlikte döküm tekniğindeki gelişmelere paralel olarak, dökümcü adı
altında  ve  parafinden  yapılmış  ürünlerin  alçı  kalıplarının  çıkartılması  ve  değerli  madenin  bu  kalıplara
dökülerek şekil verilmesi işi ile uğraşan yeni bir uzmanlaşma alanı ortaya çıkmış, dolayısıyla ocakçıların bu
rolü azalmıştır. kıymetli  taşları,  ürünün  metal  kısmı  üzerine  tırnak  veya  güverse  teknikleri  kullanarak
yerleştiren  ustalardır.  Kakmacılar  ise  altın  veya  gümüş  levhaları  ısıtarak  kaplama  veya
kabartma  yapıp  şekil  veren  kimselerdir.  Kalemkarlar  çelik  kalemler  kullanarak  değerli
madenler  üzerinde  desen  ve  şekiller  oyan  veya  yazı  yazan  ustalardır.  Mineciler  maden
oksidi ve toz cam karışımı ile meydana gelen mineyi önceden hazırlanan takının üzerine,
yuvalar  ve  oyuklar  açarak  veya  tel  hücreler  yaparak  içerisine  dolduran  ustalardır  (Akın,
2008: 4-7).


Şekil 3. Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri 

Kaynak: yazar tarafından oluşturulmuştur.


Değer zincirinin son halkalarında yer alan cilacılar ise ürünlerin üzerindeki zımpara izlerini
kaldırıp madene parlaklığını verek ustalardır. Sözü edilen bu geleneksel meslek dallarının
yanında, bitmiş ürünü tamamlayan (küpe arkası, klips gibi) yarı mamüllerin veya üretim
aşamasında  kullanılan  kimyasalların  tedariğini  yapan  çok  sayıda  işletme  de  geleneksel
değer zinciri içerisinde yer almaktadır. Zincire en son eklenen ramatçılar altın ve gümüş
işleyen  atölyelerden  çıkan  çöp  ve  artıkların  yakma  ya  da  elektroliz  yoluyla  geri
kazanılması  işi  ile  uğraşan  kişilere  denmektedir.  İfrazcı  ramatçılardan,  kuyum
atölyelerinden veya piyasadan elde ettikleri külçe ve hurda altını 24 ayar saf altın haline
getirenlere denmekte, gerek ramatçı, gerekse de ifrazcı bu özellikleri ile bir bakıma “çöpü”
bile  kıymetli  olan  kuyumculuk  sektöründe  geri  kazanım  anlamında  önemli  roller
üstlenmektedir.

Ne var ki, İstanbul’da kuyumculuk sektörünün tarihsel gelişim süreci içerisinde yerleşik
hale gelen ve karşılıklı güven ilişkilerine dayalı oluşmuş olan geleneksel üretim zinciri son
yıllarda önemli ölçüde değişmiş ve geleneksel el sanatları olarak değerlendirilen pekçok
meslek  alanı  kaybolmaya  yüz  tutmuştur

Kaynak Yazar:
İstanbul’da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri:  
MÜCEVHER TASARIMI VE 
KUYUMCULUK 
 Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri 
  Sektörel Araştırma Raporu 
  
Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN 
Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi 
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Archive

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler