TAKIDA TASARIMIN ETKİSİ Yrd.Doc.Dr.Leyla Ulusman |
Yrd.Doc.Dr.Leyla Ulusman
Marmara Üniversitesi Takı Tasarımı ve Teknolojisi Yüksekokulu
İnsanoğlu, tarihin ilk dönemlerinden bugüne kadar doğal taşları takı olarak kullandı. İlk çağlarda, kemik, boynuz diş ve yumuşakça kabuklarının yanı sıra bazı renkli doğal taşlarda takı yapımında yer aldı.
İnsanoğlu, tarihin ilk dönemlerinden bugüne kadar doğal taşları takı olarak kullandı. İlk çağlarda, kemik, boynuz diş ve yumuşakça kabuklarının yanı sıra bazı renkli doğal taşlarda takı yapımında yer aldı. Madenlerin bulunması ve şekillendirilmesinin öğrenmesiyle beraber çeşitli madenlerden yapılan takılar, doğal taşlarla süslendi ve güzelleştirilmeye başlandı. Önceleri doğal taşlara tıraşlanarak çeşitli şekiller verildi, daha sonra ise cilalanarak parlak ve gösterişli bir görünüm alması sağlandı, böylece madenin parlaklığının yanında doğal taşlar da renk ve parlaklıkları ile yer aldı, takıların gösterişini ve albenilerini arttırdılar.
Çeşitli doğal olayların yanı sıra depremler, yanardağ patlamaları sonrası akan lavlar ve depremler doğal taşları yataklarından kopararak deniz kenarı, dere yatağı ya da civarındaki düz arazileri taşıyarak ortaya çıkmasını sağlar. İnsanlar, ilk kez buralarda gördükleri bu renkli ve güzel taşları içgüdüsel olarak toplamak ve çeşitli amaçlarla kullanmak, çevrelerindeki diğer insanlara göstermek ihtiyacı hissetiler. Bugün bile deniz kenarında gördüğümüz bazı renkli taşları toplamak istemez miyiz? Doğal taşlara biraz ilgi duyan bir parça araştıran, onlara dokunan ve hisseden insanlar bir daha onlardan kendilerini alamazlar. Hep yanlarında taşımak, görmek ve göstermek isterler. İşte doğal taşların takıya geçişi bu sebepten ötürü tamamen içgüdüsel olarak, büyük bir istek ve tutkunun tezahürü olarak kendiliğinden gerçekleşti. Doğayı seven, doğa ile iç içe yaşayan insanlar için taş, toprak ve ahşap vazgeçilmez birer malzemedir. Bu malzemeler ile uğraşmak, onlara çeşitli şekiller vererek kullanmak ve çekicilik kazandırmak, hele ki doğal taşların parlaklığını, ışığın üstlerinde yansımasını çeşitli kesim yöntemleri ile kontrol ederek biçimlendirmek bu taşların takılarda kullanılmasını, beğeni kazanmasını ve yayılmasını sağlayan en önemli etkenlerdir. Paleolitik Çağ’daki ilk takılar, Anadolu’da Antalya’nın Karin Mağarası ve Beldibi Kayasığınağı gibi yerleşim alanlarında yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkarıldı. İlk çıkan takılar, taştan yapılmış kolye taneleriydi.
Kuyumculuk sektörümüz, bugün için doğal taş kullanımında çeşit ve miktar açısından yeterli kapasiteye ulaşamadı. Her ne kadar Osmanlı döneminde doğal taşlar bol miktarda kullanılıyor ise de, daha sonraları ekonomik nedenlerin ön plana çıkması ile altın, gümüş gibi değerli madenlerin bir yatırım ve tasarruf aracı olarak görülmesi, üzerinde bir taş ya da başka bir malzeme bulunmayan, işçiliği az, madenlerin değeri yüksek takıların tercih edilmesi ve hatta bu tür takıların gelenek ve kültürümüzün bir parçası haline gelmesi sonucu estetik değerler yitirildi, motif uygulamaları ve taş kullanım yok denecek kadar azaldı.
Son yıllarda ise yatırım ve tasarruf araçlarının çoğalması sonucu altın, tasarruf aracı olma değerini kaybetti. Moda olgusunun ön plana çıkması ve çeşitli iletişim araçlarının katkısı sonucu takılardaki tasarım özellikleri, estetik ve güzellik görüldü ve yayıldı. Bu sebepten ötürü insanlar altın değeri yüksek, estetik yönü zayıf ve pahalı takılar yerine altın değeri düşük, günün her saatinde kullanabileceği, rahat, şık, estetik yönü güçlü olan özgün tasarımlı ve taşlı takılara yöneldiler. Türk kuyumcuları kendilerine İtalya’yı örnek aldılar. Onların tasarlayıp, uyguladıkları ve tüm dünyaya pazarladıkları modelleri kopyalayıp satmaya çalıştılar. Kendimize özgü çalışmalar yapmadığımız gibi, yapılan çalışmaları kopya etmek, bizleri belirli bir yere kadar götürdüğünü, daha fazla ilerletmediğini anladığımızda, okullarımıza daha fazla değer vermemiz gerektiğini, okullarla iç içe olmanın daha farklı kılacağını anladık.
Eğitime verilen önem daha ön plana çıktığında insanlar farklı olmaya başladılar. Daha önceleri birkaç firma bizlerle işbirliği içindeydi; tasarım üniteleri vardı. Ama bugün tüm firmalar kendi tasarım ünitelerini kurmaya, kendi tasarımlarını yapmaya, markalaşmaya başladılar.1992 yılında ilk defa Marmara Üniversitesi’nde uygulamalı olarak takı tasarımı bölümünü kurduk. Yetiştirdiğimiz elemanlarımızın başarılı çalışmalarını görmek ve şu anda öğrencilerimizi almak için sırada bekleyen firmaların olduğunu bilmek bizleri mutlu kılmakta. Vermiş olduğumuz eğitimde sanat ve teknolojinin iç içe olması, uygulamanın bilinmesi, malzemenin tanınması sanat dersleriyle hem teorik hem uygulamalı eğitim almaları, yapmış oldukları tasarımlarda da onları ön plana çıkarıyor.
Türk kuyumculuğu hak etiği yere gelmektedir. Tasarım konusunda Türkiye’de büyük bir patlama yaşanıyor. Dünyada tanınan ve yaptıkları işlerin müzelerde bile sergilendiği, özellikle Türkiye’ye gelindiğinde firma adı verilerek aranan kuruluşların olması, kendi kültürünü unutmayan ve onu ön plana çıkararak özgün tasarımlar yapan anlayış ile mümkündür ve vardır. İnanıyorum ki Türk kuyumculuğu eğitimine önem verdiği sürece yükselmeye devam edecek ve dünya liderliğine aday olacaktır. Kuyumculukla ilgili uluslar arası fuarlarda son yıllarda görülmeye başlanan yabancı müşteriler, özellikle de sektörün dünya lideri olan İtalyan müşteriler bu yönelmenin ne kadar doğru olduğunu ortaya koymaktadır. Daha önceleri sarı rengin ağırlığını taşıyan ve hep birbirine benzeyen kuyumcu vitrinleri, artık farklılaşmaya başladı; her vitrinde farklı tasarımlar ve taşlı takılar boy gösterdi. Müşteriler de iletişim araçları sayesinde gördüğü, tanıdığı, hatta ilgi ile incelediği taşlar ile ilgili bilinçlendi, çoğu zaman bir mağazaya girdiğinde taşı adıyla söyleyerek(Turmalin, Ametist, Akuamarin, Opal)o taştan yapılmış yüzük, kolye, küpe ya da bilezik istemeye başladı. Sonuç olarak bu eğilim insanların doğayla birleştikçe doğal olana karşı duyduğu hayranlığın artması ve bu taşların temas yolu ile insanları psikolojik olarak rahatlatması biçiminde de yorumlanabilir
|
24 Nisan 2013 Çarşamba
TAKIDA TASARIMIN ETKİSİ Yrd.Doc.Dr.Leyla Ulusman
14:17
What's Related?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
24 Nisan 2013 Çarşamba
TAKIDA TASARIMIN ETKİSİ Yrd.Doc.Dr.Leyla Ulusman
TAKIDA TASARIMIN ETKİSİ Yrd.Doc.Dr.Leyla Ulusman |
Yrd.Doc.Dr.Leyla Ulusman
Marmara Üniversitesi Takı Tasarımı ve Teknolojisi Yüksekokulu
İnsanoğlu, tarihin ilk dönemlerinden bugüne kadar doğal taşları takı olarak kullandı. İlk çağlarda, kemik, boynuz diş ve yumuşakça kabuklarının yanı sıra bazı renkli doğal taşlarda takı yapımında yer aldı.
İnsanoğlu, tarihin ilk dönemlerinden bugüne kadar doğal taşları takı olarak kullandı. İlk çağlarda, kemik, boynuz diş ve yumuşakça kabuklarının yanı sıra bazı renkli doğal taşlarda takı yapımında yer aldı. Madenlerin bulunması ve şekillendirilmesinin öğrenmesiyle beraber çeşitli madenlerden yapılan takılar, doğal taşlarla süslendi ve güzelleştirilmeye başlandı. Önceleri doğal taşlara tıraşlanarak çeşitli şekiller verildi, daha sonra ise cilalanarak parlak ve gösterişli bir görünüm alması sağlandı, böylece madenin parlaklığının yanında doğal taşlar da renk ve parlaklıkları ile yer aldı, takıların gösterişini ve albenilerini arttırdılar.
Çeşitli doğal olayların yanı sıra depremler, yanardağ patlamaları sonrası akan lavlar ve depremler doğal taşları yataklarından kopararak deniz kenarı, dere yatağı ya da civarındaki düz arazileri taşıyarak ortaya çıkmasını sağlar. İnsanlar, ilk kez buralarda gördükleri bu renkli ve güzel taşları içgüdüsel olarak toplamak ve çeşitli amaçlarla kullanmak, çevrelerindeki diğer insanlara göstermek ihtiyacı hissetiler. Bugün bile deniz kenarında gördüğümüz bazı renkli taşları toplamak istemez miyiz? Doğal taşlara biraz ilgi duyan bir parça araştıran, onlara dokunan ve hisseden insanlar bir daha onlardan kendilerini alamazlar. Hep yanlarında taşımak, görmek ve göstermek isterler. İşte doğal taşların takıya geçişi bu sebepten ötürü tamamen içgüdüsel olarak, büyük bir istek ve tutkunun tezahürü olarak kendiliğinden gerçekleşti. Doğayı seven, doğa ile iç içe yaşayan insanlar için taş, toprak ve ahşap vazgeçilmez birer malzemedir. Bu malzemeler ile uğraşmak, onlara çeşitli şekiller vererek kullanmak ve çekicilik kazandırmak, hele ki doğal taşların parlaklığını, ışığın üstlerinde yansımasını çeşitli kesim yöntemleri ile kontrol ederek biçimlendirmek bu taşların takılarda kullanılmasını, beğeni kazanmasını ve yayılmasını sağlayan en önemli etkenlerdir. Paleolitik Çağ’daki ilk takılar, Anadolu’da Antalya’nın Karin Mağarası ve Beldibi Kayasığınağı gibi yerleşim alanlarında yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkarıldı. İlk çıkan takılar, taştan yapılmış kolye taneleriydi.
Kuyumculuk sektörümüz, bugün için doğal taş kullanımında çeşit ve miktar açısından yeterli kapasiteye ulaşamadı. Her ne kadar Osmanlı döneminde doğal taşlar bol miktarda kullanılıyor ise de, daha sonraları ekonomik nedenlerin ön plana çıkması ile altın, gümüş gibi değerli madenlerin bir yatırım ve tasarruf aracı olarak görülmesi, üzerinde bir taş ya da başka bir malzeme bulunmayan, işçiliği az, madenlerin değeri yüksek takıların tercih edilmesi ve hatta bu tür takıların gelenek ve kültürümüzün bir parçası haline gelmesi sonucu estetik değerler yitirildi, motif uygulamaları ve taş kullanım yok denecek kadar azaldı.
Son yıllarda ise yatırım ve tasarruf araçlarının çoğalması sonucu altın, tasarruf aracı olma değerini kaybetti. Moda olgusunun ön plana çıkması ve çeşitli iletişim araçlarının katkısı sonucu takılardaki tasarım özellikleri, estetik ve güzellik görüldü ve yayıldı. Bu sebepten ötürü insanlar altın değeri yüksek, estetik yönü zayıf ve pahalı takılar yerine altın değeri düşük, günün her saatinde kullanabileceği, rahat, şık, estetik yönü güçlü olan özgün tasarımlı ve taşlı takılara yöneldiler. Türk kuyumcuları kendilerine İtalya’yı örnek aldılar. Onların tasarlayıp, uyguladıkları ve tüm dünyaya pazarladıkları modelleri kopyalayıp satmaya çalıştılar. Kendimize özgü çalışmalar yapmadığımız gibi, yapılan çalışmaları kopya etmek, bizleri belirli bir yere kadar götürdüğünü, daha fazla ilerletmediğini anladığımızda, okullarımıza daha fazla değer vermemiz gerektiğini, okullarla iç içe olmanın daha farklı kılacağını anladık.
Eğitime verilen önem daha ön plana çıktığında insanlar farklı olmaya başladılar. Daha önceleri birkaç firma bizlerle işbirliği içindeydi; tasarım üniteleri vardı. Ama bugün tüm firmalar kendi tasarım ünitelerini kurmaya, kendi tasarımlarını yapmaya, markalaşmaya başladılar.1992 yılında ilk defa Marmara Üniversitesi’nde uygulamalı olarak takı tasarımı bölümünü kurduk. Yetiştirdiğimiz elemanlarımızın başarılı çalışmalarını görmek ve şu anda öğrencilerimizi almak için sırada bekleyen firmaların olduğunu bilmek bizleri mutlu kılmakta. Vermiş olduğumuz eğitimde sanat ve teknolojinin iç içe olması, uygulamanın bilinmesi, malzemenin tanınması sanat dersleriyle hem teorik hem uygulamalı eğitim almaları, yapmış oldukları tasarımlarda da onları ön plana çıkarıyor.
Türk kuyumculuğu hak etiği yere gelmektedir. Tasarım konusunda Türkiye’de büyük bir patlama yaşanıyor. Dünyada tanınan ve yaptıkları işlerin müzelerde bile sergilendiği, özellikle Türkiye’ye gelindiğinde firma adı verilerek aranan kuruluşların olması, kendi kültürünü unutmayan ve onu ön plana çıkararak özgün tasarımlar yapan anlayış ile mümkündür ve vardır. İnanıyorum ki Türk kuyumculuğu eğitimine önem verdiği sürece yükselmeye devam edecek ve dünya liderliğine aday olacaktır. Kuyumculukla ilgili uluslar arası fuarlarda son yıllarda görülmeye başlanan yabancı müşteriler, özellikle de sektörün dünya lideri olan İtalyan müşteriler bu yönelmenin ne kadar doğru olduğunu ortaya koymaktadır. Daha önceleri sarı rengin ağırlığını taşıyan ve hep birbirine benzeyen kuyumcu vitrinleri, artık farklılaşmaya başladı; her vitrinde farklı tasarımlar ve taşlı takılar boy gösterdi. Müşteriler de iletişim araçları sayesinde gördüğü, tanıdığı, hatta ilgi ile incelediği taşlar ile ilgili bilinçlendi, çoğu zaman bir mağazaya girdiğinde taşı adıyla söyleyerek(Turmalin, Ametist, Akuamarin, Opal)o taştan yapılmış yüzük, kolye, küpe ya da bilezik istemeye başladı. Sonuç olarak bu eğilim insanların doğayla birleştikçe doğal olana karşı duyduğu hayranlığın artması ve bu taşların temas yolu ile insanları psikolojik olarak rahatlatması biçiminde de yorumlanabilir
|
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.
Top Ad 728x90
Video
Visitors
Bu Blogda Ara
Archive
-
▼
2013
(586)
-
▼
Nisan
(60)
- Elizabeth Taylor'ın meşhur mücevher ve kıyafetleri...
- 110 karatın üstünde, parlak sarı bir elmas- pirlanta
- Üç kiloyu aşkın altından yapılan gömlek- Hintli Da...
- Elmas Nasıl Elde Edilir? pirlanta
- 1 milyon dolar değerinde elmas bulundu. pirlanta
- Elmas nedir? pirlanta
- Yatırım sürprizi :Süs Taşları Madenciliği- pirlanta
- Türkiye'deki Yarı Kıymetli Taşların Durumu- pirlanta
- Pırlanta Hakkında İlginç Bilgiler- pirlanta
- Elmas Üretiminde Hpht Üretim Tekniği Nedir? pirlanta
- Elmas ve kullanım alanları
- Pırlanta Üretimi Nasıl Oluyor? Pirlanta Uretimi
- Prada 2012 mücevher koleksiyonununda çiçek..
- Vogue Türkiye'den Mücevher suretinde en iyi takılar
- MÜCEVHER TASARIMI ÜZERİNE WORKSHOP DÜZENLİYOR.
- Mücevherde de 60’lara dönüş
- Chanel’in mücevherleri- VOGUE BLOG
- PAMELA LOVE Mücevher Tasarımları- Envoguewithhand...
- Çağları birleştiren mücevherler- VOGUE BLOG
- Dünya'nın gözü bu elmasta!! İdol Gözü – The Idol’s...
- Mücevher bakımı nasıl yapılır
- Dünyayı Hükmeden Elmas :Işık Dağı – The Koh-ı-Noor...
- Mücevherinizi Kullanırken Dikkat Etmeniz Gerekenler
- En Değerli Mücevher
- Yeni Sezonun Trendi Geometrik Mücevherler
- Amerika First Leydilerin Mücevherleri
- Şifalı Taşların Temizliği
- Reiki ile yarı Değerli Taş ( Ametist - pembe kuvar...
- Bilgisayar Destekli Mücevher Tasarımı- İstanbul Ar...
- TAKIDA TASARIMIN ETKİSİ Yrd.Doc.Dr.Leyla Ulusman
- MALZEMENİN TAKILAŞTIRILMASI
- Türkçe Kuyumculuk Terimleri Sözlüğü
- MÜCEVHER TAŞLARINDA SAHTEKARLIKLAR VE ANLAMA YÖNTE...
- Taş Uzmanı
- Pırlanta Akademisi- İstanbul- Dubai- New York- Am...
- Elmas ve Pırlanta
- Hangi Yüzük Ne Zaman Takılır? Ceyda Başak Makalesi
- PIRLANTA REİKİ
- Pırlanta Kesimi (cut), Pırlanta Kesim Teknikleri v...
- Gerçek Pırlanta Nasıl Anlaşılır
- Pırlanta Sertikaları nedir?
- Pırlanta'da Simetri ve Cila
- Pırlanta hakkında 3 temel bilgi
- Rusya pırlantaları dünyada büyük rağbet görüyor
- Pırlantanın İçindeki İz Mi? Leke Mi?
- Ham Elmas Ticaretine İlişkin Kimberley Süreci ve T...
- Çeyrek altın yerine pırlanta
- İnternetten pırlanta alırken dikkat edin
- Pırlanta alırken nelere dikkat edilmeli?
- PIRLANTA ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR
- Değerli Taşlar Serisi
- Değerli Taşlar,Lal, Yakut, Korindon, Safir, Grenat...
- Kaşıkçı Elması
- Rüyada Pırlanta Görmek
- Pırlanta İşletmeciliği
- Büyük Sarı Pırlanta! Paris’te Ermeni Kuyumcular Fu...
- Pırlanta Sektörü Kariyer ve İş Fırsatları-Yenibiris
- Pırlanta İş Fırsatları- SecretCV
- İnternet üzerinden satış yapan tavsiye ettiğimiz m...
- İnternetten Pırlanta almanın avantajları kolaylıkları
-
▼
Nisan
(60)
Vertical2
Pırlanta Hakkında Herşey
script type="text/javascript">
//form tags to omit in NS6+:
var omitformtags=["input", "textarea", "select"]
omitformtags=omitformtags.join("|")
function disableselect(e){
if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1)
return false
}
function reEnable(){
return true
}
if (typeof document.onselectstart!="undefined")
document.onselectstart=new Function ("return false")
else{
document.onmousedown=disableselect
document.onmouseup=reEnable
}
Pages - Menu
Popüler Yayınlar
-
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Titanik Filminde adı geçen “Okyanus’un Kalbi: Mavi Elmas” II Abdülhamit hana aitti. Yıllarca sa...
-
Türk mücevherciler taş için ne diyor? SABAH- METE BOYBEYİ (Boybeyi Mücevherleri Yön. Kur. Bşk.) KALİTELİSİ NADİRDİR Siyah pırlant...
-
Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantaya eşdeğermidir? 1. Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantayı temsil mi eder? Ce...
-
En Saf Altin Nedir ? Ayar ve Milyem Hesabi AYAR VE MİLYEM Ayar ve Milyem Hesapları Kuyumculukta kıymetli metaller saf hâlde ...
0 yorum