Bu Blogda Ara

23 Nisan 2013 Salı

MÜCEVHER TAŞLARINDA SAHTEKARLIKLAR VE ANLAMA YÖNTEMLERİ

22:58




MÜCEVHER TAŞLARINDA SAHTEKARLIKLAR VE ANLAMA YÖNTEMLERİ
SAHTE TAŞ SATIŞI YADA DÜŞÜK AYAR ALTIN SATIŞI… FARK NEDİR ?
27 nci defa düzenlenen İstanbul fuarı gerek Türkiye’den gerekse yurt dışından alıcıları ve satıcıları bir araya getirmekte. Pek çok ürünü aynı mekanda ve kısa bir süre içinde görüp inceleme şansı bulan sektör mensupları da bu şanslarını kullanmaktalar. Bu arada geçmiş yıllarda da duyduğumuz yada bizzat şahit olduğumuz, fakat anlaşılması ve ispatı zor olduğu için her zaman ortaya çıkmayan özellikle mücevher taşları konusunda yaşanan bazı sahtekarlıklara dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Son yıllarda rekabetin de artması sebebiyle bazı taşlarda neyin ne olduğunun bilinmeden, bilgisiz veya dürüst olmayan kişilerce alınıp satılması aslında sadece fuarda değil aynı zamanda piyasada da ciddi kafa karışıklıkları meydana getirmekte. Sadece İstanbul’da değil sahil bölgeleri de başta olmak üzere çantasını sentetik ve taklit taşlarla dolduranın “taşçıyım” diye kapı kapı gezmesi artık çok yaygınlaştı. Konunun hiçbir eğitimini almamış, ciddi bir tecrübesi olmayan, kulaktan dolma bilgilerle ve farklı kaynaklardan temin ettiği birkaç bin dolarlık taşla onbinlerce dolarlık satış yapmak maalesef hiç zor değil. Hiçbir kontrol mekanizmasının olmadığı ve sahte mal satanın yanına kar kaldığı bu ortamda Türkiye’de taş ticareti aslında oldukça zor.
Dünyanın bir çok ülkesinde de olabildiği gibi ülkemizde de maalesef bazı taklit veya sentetik taşlar “hakiki ve doğal” diye fuarlarda ve daha sonrasında piyasada pazarlanmakta.
Bizzat kendim başta olmak üzere bir çok kişi ile beraber geçtiğimiz Mart fuarında da bu istismarın tamamen açık ve korkusuzca bir şekilde yapılmakta olduğuna şahit oldum.
Vitrinin üzerine, bir kutunun içine dahi konmadan açıkta sıralanmış ve üzerine “zümrüt”, “safir”, “yakut” yazılmış sentetik taşlar “hakiki” diye satılmaktaydı. Şüphelenerek hayretle “bunlar gerçekmi” diye sorulduğunda ise “evet bunlar doğal taşlar, fakat işlem görmüş” şeklinde doğru olmayan ifadelerle satılmaya çalışılmaktaydı.
O boy, renk ve berraklıktaki gerçek bir zümrütün fiyatı binlerce, hatta onbinlerce doları bulurken bu kişiler aslında gramını bir kaç dolara almış oldukları bu taklit veya sentetik taşları sadece bir kaç yüz dolara satıyorlar. Bire on, bire elli, hatta bire yüz oranında kar edebilme şansı pek çok kişinin aklını başından almakta.
Bugüne kadar Türkiye’de hiç kimsenin sahte taş satmaktan hiç bir ceza almamış olması maalesef bu kişileri bu kadar açıkça sahtekarlık yapmaya cesaretlendirmekte. Bu yolla çok kolay bir yılda yüzbinlerce hatta milyon dolara varan haksız kazanç elde etmek mümkün.
Geçmişte düşük milyemde yapılan altın takılar bugün artık sıkı kontroller ve caydırıcı cezalar sonucunda çok fazla karşımıza çıkmıyor. Aslında tamamen nitelikli dolandırıcılığa giren bu sahte taş satışları konusunda tüm oda ve dernekleri ciddi kararlar almaya davet ediyoruz.
Maalesef hiç bir kontrolün olmadığı ve bugüne kadar da hiç bir sahtekara ceza verilmediği ülkemizde bunu yıllardır adet haline getirmiş yerli veya yurt dışından gelen pek çok firma veya kişi var. Bu kişilerin böylesine pervasızca, hatta malların üzerine doğal diye etiket dahi koyarak satmaya çalışmaları ülkemizin bu konuda ne derece istismar edildiğini göstermekte. İşin kötü tarafı bu oldukça güzel yeşil renkte yaklaşık 10-15 karat ağırlığındaki sentetik zümrütler zümrüt filtresi ile bakıldığında da zümrüt gibi görüntü vermekte. Yani sadece zümrüt filtresi ile baktığımızda o doğal yeşil taşın zümrüt değil de yeşil turmalin veya jadeit olduğunu anlasak bile sentetik zümrütü ayırt etmemiz mümkün olmaz.
Bu arada satın almış olduğumuz taşlar gerçekten doğal olmakla beraber boyama, difüzyon tekniğiyle renk kaplama veya benzeri pek çok yolla iyileştirilmiş olabilir. Bu yöntemlerin çeşidine göre mücevher taşlarının fiyatlarında çok çok büyük farklılıklar olabileceğini de unutmamalıyız.
Son olarak sektörde konuyu bilmeyen veya bilip de dürüst olmayan bazı satıcıların kullandığı dikkat etmemiz gereken bazı terimler de aşağıdaki gibidir;
Kök yakut, kök zümrüt, kök safir, tozundan yapılmış, yarı hakiki taş, sıkma taş, difüzyon gibi pek çok isimler…
Bugüne kadar Türkiye’nin 60’tan fazla şehir ve bölgesinden 3000’e varan kişinin mezun olduğuHarmony Akademi eğitimleriyle pırlanta veya renkli taşları taklitlerinden ayırd etme yöntemlerini sadece bir hafta gibi kısa bir dönemde öğrenmek mümkün.
Fazıl Özen
Harmony Değerli Taşlar Yönetim Kurulu Başkanı
I.C.A. International Colored Gemstone Association /
Uluslararası Mücevher Taşları Derneği Türkiye Başkanı

0 yorum

23 Nisan 2013 Salı

MÜCEVHER TAŞLARINDA SAHTEKARLIKLAR VE ANLAMA YÖNTEMLERİ




MÜCEVHER TAŞLARINDA SAHTEKARLIKLAR VE ANLAMA YÖNTEMLERİ
SAHTE TAŞ SATIŞI YADA DÜŞÜK AYAR ALTIN SATIŞI… FARK NEDİR ?
27 nci defa düzenlenen İstanbul fuarı gerek Türkiye’den gerekse yurt dışından alıcıları ve satıcıları bir araya getirmekte. Pek çok ürünü aynı mekanda ve kısa bir süre içinde görüp inceleme şansı bulan sektör mensupları da bu şanslarını kullanmaktalar. Bu arada geçmiş yıllarda da duyduğumuz yada bizzat şahit olduğumuz, fakat anlaşılması ve ispatı zor olduğu için her zaman ortaya çıkmayan özellikle mücevher taşları konusunda yaşanan bazı sahtekarlıklara dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Son yıllarda rekabetin de artması sebebiyle bazı taşlarda neyin ne olduğunun bilinmeden, bilgisiz veya dürüst olmayan kişilerce alınıp satılması aslında sadece fuarda değil aynı zamanda piyasada da ciddi kafa karışıklıkları meydana getirmekte. Sadece İstanbul’da değil sahil bölgeleri de başta olmak üzere çantasını sentetik ve taklit taşlarla dolduranın “taşçıyım” diye kapı kapı gezmesi artık çok yaygınlaştı. Konunun hiçbir eğitimini almamış, ciddi bir tecrübesi olmayan, kulaktan dolma bilgilerle ve farklı kaynaklardan temin ettiği birkaç bin dolarlık taşla onbinlerce dolarlık satış yapmak maalesef hiç zor değil. Hiçbir kontrol mekanizmasının olmadığı ve sahte mal satanın yanına kar kaldığı bu ortamda Türkiye’de taş ticareti aslında oldukça zor.
Dünyanın bir çok ülkesinde de olabildiği gibi ülkemizde de maalesef bazı taklit veya sentetik taşlar “hakiki ve doğal” diye fuarlarda ve daha sonrasında piyasada pazarlanmakta.
Bizzat kendim başta olmak üzere bir çok kişi ile beraber geçtiğimiz Mart fuarında da bu istismarın tamamen açık ve korkusuzca bir şekilde yapılmakta olduğuna şahit oldum.
Vitrinin üzerine, bir kutunun içine dahi konmadan açıkta sıralanmış ve üzerine “zümrüt”, “safir”, “yakut” yazılmış sentetik taşlar “hakiki” diye satılmaktaydı. Şüphelenerek hayretle “bunlar gerçekmi” diye sorulduğunda ise “evet bunlar doğal taşlar, fakat işlem görmüş” şeklinde doğru olmayan ifadelerle satılmaya çalışılmaktaydı.
O boy, renk ve berraklıktaki gerçek bir zümrütün fiyatı binlerce, hatta onbinlerce doları bulurken bu kişiler aslında gramını bir kaç dolara almış oldukları bu taklit veya sentetik taşları sadece bir kaç yüz dolara satıyorlar. Bire on, bire elli, hatta bire yüz oranında kar edebilme şansı pek çok kişinin aklını başından almakta.
Bugüne kadar Türkiye’de hiç kimsenin sahte taş satmaktan hiç bir ceza almamış olması maalesef bu kişileri bu kadar açıkça sahtekarlık yapmaya cesaretlendirmekte. Bu yolla çok kolay bir yılda yüzbinlerce hatta milyon dolara varan haksız kazanç elde etmek mümkün.
Geçmişte düşük milyemde yapılan altın takılar bugün artık sıkı kontroller ve caydırıcı cezalar sonucunda çok fazla karşımıza çıkmıyor. Aslında tamamen nitelikli dolandırıcılığa giren bu sahte taş satışları konusunda tüm oda ve dernekleri ciddi kararlar almaya davet ediyoruz.
Maalesef hiç bir kontrolün olmadığı ve bugüne kadar da hiç bir sahtekara ceza verilmediği ülkemizde bunu yıllardır adet haline getirmiş yerli veya yurt dışından gelen pek çok firma veya kişi var. Bu kişilerin böylesine pervasızca, hatta malların üzerine doğal diye etiket dahi koyarak satmaya çalışmaları ülkemizin bu konuda ne derece istismar edildiğini göstermekte. İşin kötü tarafı bu oldukça güzel yeşil renkte yaklaşık 10-15 karat ağırlığındaki sentetik zümrütler zümrüt filtresi ile bakıldığında da zümrüt gibi görüntü vermekte. Yani sadece zümrüt filtresi ile baktığımızda o doğal yeşil taşın zümrüt değil de yeşil turmalin veya jadeit olduğunu anlasak bile sentetik zümrütü ayırt etmemiz mümkün olmaz.
Bu arada satın almış olduğumuz taşlar gerçekten doğal olmakla beraber boyama, difüzyon tekniğiyle renk kaplama veya benzeri pek çok yolla iyileştirilmiş olabilir. Bu yöntemlerin çeşidine göre mücevher taşlarının fiyatlarında çok çok büyük farklılıklar olabileceğini de unutmamalıyız.
Son olarak sektörde konuyu bilmeyen veya bilip de dürüst olmayan bazı satıcıların kullandığı dikkat etmemiz gereken bazı terimler de aşağıdaki gibidir;
Kök yakut, kök zümrüt, kök safir, tozundan yapılmış, yarı hakiki taş, sıkma taş, difüzyon gibi pek çok isimler…
Bugüne kadar Türkiye’nin 60’tan fazla şehir ve bölgesinden 3000’e varan kişinin mezun olduğuHarmony Akademi eğitimleriyle pırlanta veya renkli taşları taklitlerinden ayırd etme yöntemlerini sadece bir hafta gibi kısa bir dönemde öğrenmek mümkün.
Fazıl Özen
Harmony Değerli Taşlar Yönetim Kurulu Başkanı
I.C.A. International Colored Gemstone Association /
Uluslararası Mücevher Taşları Derneği Türkiye Başkanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Archive

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler