Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Titanik Filminde adı geçen “Okyanus’un Kalbi: Mavi Elmas” II Abdülhamit hana aitti. Yıllarca saklanan bu sır Nadin Sultanın yazdığı kitapta ifşa oldu.
Okyanusun Kalbi “Mavi Elmasın sırrı” neydi?
II. Abdülhamit Hanın eşi Seniha Zılli Sultan pek çok Kâçâr Prensesi gibi at sporunu seviyor, üstelikte ata Amazon kadınları gibi yan oturarak biniyordu.
1912 yılında talihsiz bir kaza sonucu attan düşünce saray ve aile doktoru olan Besim Ömer Paşa acilen saraya çağırıldı.
O sırada Besim Ömer Paşa New York da Uluslararası bir Tıp Kongresine katılmak için yola çıkmak üzereydi. Kaza haberini paytonda yola çıktığı sırada almış, oldukça da keyfi kaçmıştı. Çünkü az sonra Cherbourga’a giden Doğu ekspresine binecek sonrada New York’a giden Titanik gemisine yetişecekti. Gemide oldukça lüks bir kamara ayırtmış üstelikte bavulları çoktan trene yüklenmişti.
Bu Dr. Besim Ömer Paşanın dört gözle beklediği bir seyahatti. Acele bir şekilde Sultanın yaralarını sardı, gerekli tedaviyi yapıp yapılacakları yanındaki görevlilere anlatarak hızla saraydan ayrılıp paytonuna bindi. Ama nedense kader bir anlamda onun trene binmesini engelliyordu. Gara girmesine az bir yol kalmıştı ki köprüye ulaştığında köprü bir geminin geçmesi için yavaş yavaş açılmaya başladı. Artık trene yetişmesi imkânsızdı. Günlerdir hayalini kurduğu bu seyahat saniyeler farkı ile elinden uçup gitmişti. Ama asıl sorun bavullarının kendi olmadan yolculuğa çıkmasıydı.
Bavullarından birinde Sultan II. Abdülhamit Hana ait olan değerine paha biçilemeyen mavi bir elmas vardı ki bu elmasın lanetli olduğu söyleniyordu. II. Abdülhamit Han bir bakıma hem bu elmastan kurtulmak istiyor hem de bu kadar değerli bir elmasın Amerika’da daha güvende olacağını düşünüyordu. Bu elmas hakkında pek çok rivayetler vardı. Özetle bu güne kadar kim bu elmasa sahip olmuşsa mutlaka ona uğursuzluk getirmişti. Onun için Sultan bu elması kendisinden uzakta tutmak istiyordu.
Doktor Besim Ömer Paşa çok kızgındı. Elinden çok büyük bir fırsat kaçıp gitmişti. Bu seyahat onun hayatının dönüm noktası olacaktı. Titanik gemisinin ilk yolcusu olma şerefine nail olacaktı. Ta ki Titanik Gemisinin battığı haberi İstanbul’a ulaşıncaya kadar kızgınlığı geçmedi. Ondan sonraki günlerde bu aileye olan sadakati sonsuz bir şekilde devam etti ve her an Sultanın yanında oldu.
Bu elmas ailemize nasıl intikal etti bunu hiç kimse bilmiyor. Onun bir adı da “Kara Elmas” dır. Çok kıymetli ve de değerine paha biçilemeyen bir elmas. Dünyada bir eşi emsali yok. Onun nasıl ve kimler tarafından verildiği çok büyük bir sır, bunu kimse bilmiyor, tek bilinen onun lanetli bir elmas olduğu. Zaten II. Abdülhamit Hana da uğurlu gelmediği kesin. Ayrıca bu lanet Titaniğin de batmasına sebep olarak gösterildi. Pek çok kişi geminin batmasını bu Kara Elmasın lanetline bağladı.
Belki de bu Allah’ın ilahi bir takdiridir. Onun kimsenin elinde olmaması gerekiyordur. Onun için Allah onu okyanusun sularına gömdü.
Uğursuz Hope Elması -PIRLANTASARRAFI
Birçok elmas, uğursuzluklarıyla anılmıştır. Bunlar kimin eline geçene, onu felâkete sürüklediklerine inanılır. Bunlardan biri Mavi Elmas'tır. Sahiplerinden birinin adından ötürü, Hope Elması diye tanınır. 119,5 kıratlık bu eşi az bulunur elması, 1642'de Jean Tavernier adında bir Fransız gezgini Avrupa'ya getirmiştir. Elması Hindistan'da bir Buda heykelinin gözünden koparmıştı.
Bir Hintli rahip, bu davranışının kendisine uğursuzluk getireceğini söyledi. Gerçekten de uğursuzluklar birbirini kovaladı; Tavernier, elması Fransa Kralı XIV. Louis'e satmıştı. Aradan bir yıl geçmeden, Tavernier'i İspanya'da köpekler parçaladı. Fransa Kralı XVI. Louis ise elması karısı Marie Antoinette'e armağan etmişti. Onun da başına gelmeyen kalmadı.
1830'da Daniel Elias adında bir İngiliz, elması 200.000 liraya Banker Hope'a sattı. Hope. elması aldıktan kısa bir süre sonra, iflas etti. Daha sonra, çıldırarak öldü. Kanitovsky adında bir Rus prensi, bu söylentilere inanmayıp elması satın aldı, gözdelerinden soylu bir kadına armağan etti. Çok geçmeden, kadını bir başka dostu bıçakla öldürdü. Elmasın yeni sahibi Yunanlı Simon Monkaricies'ti. Açıkgöz adam, elması çok yüksek bir fiyatla, Sultan Abdülhamit'e sattıysa da, az sonra karısı, oğlu ile birlikte bir kazaya kurban gitti. Abdülhamit'in sonunu da bilirsiniz.
Bir Hintli rahip, bu davranışının kendisine uğursuzluk getireceğini söyledi. Gerçekten de uğursuzluklar birbirini kovaladı; Tavernier, elması Fransa Kralı XIV. Louis'e satmıştı. Aradan bir yıl geçmeden, Tavernier'i İspanya'da köpekler parçaladı. Fransa Kralı XVI. Louis ise elması karısı Marie Antoinette'e armağan etmişti. Onun da başına gelmeyen kalmadı.
1830'da Daniel Elias adında bir İngiliz, elması 200.000 liraya Banker Hope'a sattı. Hope. elması aldıktan kısa bir süre sonra, iflas etti. Daha sonra, çıldırarak öldü. Kanitovsky adında bir Rus prensi, bu söylentilere inanmayıp elması satın aldı, gözdelerinden soylu bir kadına armağan etti. Çok geçmeden, kadını bir başka dostu bıçakla öldürdü. Elmasın yeni sahibi Yunanlı Simon Monkaricies'ti. Açıkgöz adam, elması çok yüksek bir fiyatla, Sultan Abdülhamit'e sattıysa da, az sonra karısı, oğlu ile birlikte bir kazaya kurban gitti. Abdülhamit'in sonunu da bilirsiniz.
Böylece uğursuzluklar zinciri sürüp gitti. Devrin tanınmış kadınları bu elması takmak için birbirleriyle yarış ettiler, birçoğunun başına hiç umulmadık felâketler geldi. Son olarak Mavi Elmas'ı Yunanlı armatör Onasis'in karısı Tina almıştı. Ancak, o da hiç umulmadık bir zamanda, çok sevdiği kocasından ayrılmak
Birçok elmas, uğursuzluklarıyla anılmıştır. Bunlar kimin eline geçene, onu felâkete sürüklediklerine inanılır. Bunlardan biri Mavi Elmas'tır. Sahiplerinden birinin adından ötürü, Hope Elması diye tanınır. 119,5 kıratlık bu eşi az bulunur elması, 1642'de Jean Tavernier adında bir Fransız gezgini Avrupa'ya getirmiştir. Elması Hindistan'da bir Buda heykelinin gözünden koparmıştı.
Bir Hintli rahip, bu davranışının kendisine uğursuzluk getireceğini söyledi. Gerçekten de uğursuzluklar birbirini kovaladı; Tavernier, elması Fransa Kralı XIV. Louis'e satmıştı. Aradan bir yıl geçmeden, Tavernier'i İspanya'da köpekler parçaladı. Fransa Kralı XVI. Louis ise elması karısı Marie Antoinette'e armağan etmişti. Onun da başına gelmeyen kalmadı.
1830'da Daniel Elias adında bir İngiliz, elması 200.000 liraya Banker Hope'a sattı. Hope. elması aldıktan kısa bir süre sonra, iflas etti. Daha sonra, çıldırarak öldü. Kanitovsky adında bir Rus prensi, bu söylentilere inanmayıp elması satın aldı, gözdelerinden soylu bir kadına armağan etti. Çok geçmeden, kadını bir başka dostu bıçakla öldürdü. Elmasın yeni sahibi Yunanlı Simon Monkaricies'ti. Açıkgöz adam, elması çok yüksek bir fiyatla, Sultan Abdülhamit'e sattıysa da, az sonra karısı, oğlu ile birlikte bir kazaya kurban gitti. Abdülhamit'in sonunu da bilirsiniz.
Böylece uğursuzluklar zinciri sürüp gitti. Devrin tanınmış kadınları bu elması takmak için birbirleriyle yarış ettiler, birçoğunun başına hiç umulmadık felâketler geldi. Son olarak Mavi Elmas'ı Yunanlı armatör Onasis'in karısı Tina almıştı. Ancak, o da hiç umulmadık bir zamanda, çok sevdiği kocasından ayrılmak zorunda kaldı. Uğursuz elmas şimdi Amerika'da bir müzededir.