23 Eylül 2013 Pazartesi
Altin mi , Pirlanta mi ?
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-
Pırlanta Sarrafı - Pırlanta Hakkında Herşey-
Roma Doneminden Kalma Mucevher Kapli 10 Insan Iskeleti
1. Kitabın Adı Cennetten Gelen Vücutlar
2. 1578 Yılında Roma Sokaklarının Altında Bulunan Mezarlardan Çıkmış Cesetler
3. Erken Hristiyanlık Dönemine ait Olduğu Belirtiliyor
4. İskeletler Catacomb Azizleri Adlı Bir topluluğa Ait
5. Azizlerin Özellikleri Gösterişli Giyimleri ve Takıları
6. Mücevherler, Silahlar, Peruklar... Seyahat ederken Bunları Kullanıyorlarmış
7. Silahları da Altın ve Mücevherlerle Kaplı
8. Aziz Oldukları İçin Kendilerini soymaya Çalışan Olmuyormuş
9. İskeletler Segilenmek Üzere Üzerlerinde Çalışma Başlatılmış
10. Bu Çalışma Tam 5 Yıl Sürmüş
HABERSELF
Insanların adı Catacomb Azizleri. Paul Koudounaris adlı yazar kitabında bu insanlar hakkında incelemelerini paylaşmış. 1. Kitabın Adı...
Simdiye kadarki en buyuk pirlanta acik artirmada
Taşın 35 milyon dolara kadar alıcı bulabileceği belirtiliyor.
Yumurta büyükl...
19 Eylül 2013 Perşembe
Mucevher ihracatcilarinin yeni hedefi
Mücevher sektörü olarak dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Güner, 2013 yılının sekiz aylık döneminde 1.43 milyar dolarlık ihracata ulaştıklarını kaydetti. Güner, "Mücevher üretiminde altyapımız ve işgücümüz oldukça yüksek. Geçmişten gelen köklü bir deneyime ve zengin bir kültüre sahibiz. Bu birikimi modern üretim teknolojisi ve tasarım ile birleştiriyoruz. Türk mücevherleri tüm dünyada beğeniliyor, tercih ediliyor. Ülkemizi, eskiden olduğu gibi yeniden dünya mücevher sektörünün kalbi haline getirmek en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor" dedi.
Asya'nın kendileri için en önemli pazarlardan biri olduğunu vurgulayan Güner, sözlerine şöyle devam etti: "Yakın, Ortadoğu ve Doğu Asya ülkeleri ihracatta en önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Avrupa ve ABD’deki durgunluğu özellikle Uzak Doğu ve Asya ile aşmayı hedefliyoruz. Türk mücevher ihracatçısının mutlaka bu pazarlara eğilmesi ve fırsatları değerlendirmesi gerekiyor. Hong Kong Mücevher ve Değerli Taş Fuarı bu açıdan bizim için oldukça iyi bir fırsat. Mücevher İhracatçıları Birliği olarak 2009 yılından itibaren bu fuara Türk firmalarının milli katılım organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Türk mücevher sektörünün farklı alanlarında faaliyet gösteren 43 firma milli katılımdaki yerlerini aldı. Ülkemizin ve Türk mücevher sektörünün uluslararası alanda tanıtımını sağlarken, firmalarımıza da yeni işbirliği ve pazar imkanı yaratıyoruz. Türkiye mücevher ihracatı için önemine inandığımız bu tarz organizasyonlara önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz."
İhracattaki çıkışlarını sürdürmek istediklerini anlatan Güner, bu yılın Ocak-Ağustos döneminde en çok Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Litvanya ve Almanya'ya ihracat yaptıklarını aktardı.
'Pırlantadaki ÖTV büyük sıkıntı'
Mücevher sektörünün büyümesinde en önemli sorunun ham pırlantaya uygulanan yüzde 20 oranındaki ÖTV vergisi olduğunu belirten Güner, bu sorunun çözülmesi halinde sektörün önünün açılacağını söyledi. Güner, "Yıllık 2-2.5 milyar dolarlık ihracat ortalamasına sahip olan sektörümüzün ÖTV derdinden kurtulması, 20 milyar dolarlık ihracatın kapısını açacak" diye konuştu.
'Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok'
Dünyada pırlantaya doğru bir yönelme başladığını söyleyen Mücevher İhracaçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Emil Güzeliş, pırlanta tüketiminin arttığını, altın tüketiminin ise ya sabit kaldığını ya da düştüğünü belirtti. Pırlanta denilince de akla dünyada ilk Hong Kong'un geldiğini ifade eden Güzeliş, pırlanta üretimini dünyada en iyi bu bölgelerin yaptığını, bu nedenle Hong Kong'daki bu fuar çok önemli olduğunu vurguladı. Pırlanta üzerindeki ÖTV'nin sektörün en önemli sıkıntısı olduğunu açıklayan Güzeliş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu ÖTV'den dolayı büyük pırlanta tüccarları Türkiye'ye gelmiyor. Hong Kong, Dubai ve Belçika gibi verginin olmadığı ülkelere gidiyorlar. Bu ülkelerde ne yapıyorlar? Oradaki üreticilere destek oluyorlar. Hep beraber büyülebilecek bir yol bu. Çok kolay bir yol. Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok. Hammadde verginiz olsun, işlensin. Ne kadar vergiye tabiyse diğer ürünlerimiz aynı vergiyi ödeyelim. Hiç ödemeyelim demedik. Diğer sektörlerde de olan hammadde ÖTV'siz olsun diyoruz. Üretildikten sonra gerekli vergiler konsun üzerine."
Mücevher ihracatçılarının yeni hedefi Dünya-M ücevher sektörü, Avrupa ve Amerika pazarlarında yaşanan durgunluğu aşmak için yönünü...
15 Eylül 2013 Pazar
Tek tas cok banal, baska bir şey yok mu?
Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay iş değil. Ama sevdiceğiniz er ya da geç sizden bir parça mücevher beklentisine girecek, kaçış yok. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde kuyumcudan kuyumcu kıvama geleceksiniz.
İlişki uzadıkça adam elini cebine atmamakta ısrar ederse, kadın yavaştan soğumaya başlar. Kadının gözünde erkeği en berbat şekilde "reset"leyen özellik, kellik değil, fodulluk değil, cimriliktir. Ona değer verdiğinizi ve hayatta bir takım şeyleri görüp geçirdiğinizi göstermenin en etkili yolu da minik de olsa bir parça mücevherle ilişkinizi taçlandırmanızdır. Ama nasıl? Öyle "ha" deyince mücevher alınmaz. "Ha" deyince alınan mücevher bilahare alanı pişman eder.
Alacağım taşı neye göre seçeceğim?
Alacağınız mücevher ancak söz yüzüğü veya birlikteliğinizin ilk iki yılı içinde doğum günü armağanı ise; safir, yakut, zümrüt, aquamarine veya diğer taşları tercih etmelisiniz. Çünkü bu taşlar sadece çok yüksek karatlarda değerli olurlar. Küçük ve renkli bir taşla süslü bir takı aldıysanız, verirken büyük merasimler yapmayın ki, pırlanta yüzük hayaliyle kutuyu açınca hayal kırıklığına uğramasın... Eğer ilişkiniz ciddiyse pırlanta tek çıkar yol. Ne zamandır kuyumcu vitrinlerinde pırlantalara bakacağım diye yapışıp kaldığını tahmin bile edemezsiniz.
Pırlanta çok pahalı bir taştır. Sonradan pişmanlık yaşanmaması için almadan onunla ilgili önemli hususları iyice öğrenmekte yarar vardır. Öncelikle pırlantayı alacağınız yeri iyi belirlemelisiniz. Özellikle yüksek karatlı pırlanta takıları sokakta gördüğünüz herhangi bir kuyumcudan alamazsınız. Tanınmış bir müvecheratçı bulmanızda yarar var.
Kırıntı denilen, mücevherin bir bölgesi veya her yeri minicik pırlantalarla kaplı takılar tek taş pırlantaya göre çok daha ucuzdur. Bunlara fantezi takılar denir. Satın alırken parayı pırlantadan çok tasarıma vermiş olursunuz. Bunun sebebi, taşların adı üstünde, pırlantanın kırıntısı olmasıdır. Bunları iade ederken, değiştirirken veya satarken muazzam değer kaybına uğrar, eğer pırlantaya bir yatırım gözüyle bakıyorsanız, aklınızda değiştirmek, ileride onu verip daha iyisini almak varsa bu türü tercih etmeyin.
Tek taş pırlanta en akıllı tercih. Örneğin Kapalıçarşı`nın en tanınmış, özellikle sosyete mensupları tarafından tercih edilen kuyumcusu Sait Koç her taşına kefil. Banka gibi. Aldığınızdan yıllar sonra bile ihtiyaç durumunda pırlantayı iade ederken işçilik ücreti ve KDV oranını düştükten sonra paranızı iade ediyor. "Şimdiye kadar istediği anda parasını iade etmediğim müşteri hiç olmamıştır" diyor. "Gerekirse, param yoksa eşten dosttan alır yine de veririm karşılığını. İhtiyacı olmasa insan mücevherini satar mı? Ben de müşterimi hiçbir şartta zor durumda bırakmam. Bak bu yüzüğü bir kadın getirdi. (bir zarfın içinde yüzük üzerinde 750 milyon lira yazıyor). Kredi kartlarının borcu varmış, kızının söz yüzüğü. Ben onu aldım parasını iade ettim ama altı ay tutacağım geri almak ister diye..."
Pırlanta anlayana banal manal değil ama daha enteresan bir hediye ona daha uygundur derseniz; o zaman Sevan Bıçakçı`yla tanışmanızda yarar var. Bıçakçı`dan alacağınız yüzük kocaman pırlantalarla parlamayacak ama kesinlikle "wow" faktörü olan yüzük olacak. Satın alırken yine parayı daha çok tasarıma veriyorsunuz ama karşılığında aldığınız şey dikkat çekici, el emeği göz nuru minik bir sanat eseri. Güler Sabancı`nın meşhur ettiği padişahlı yüzükleri ve Osmanlı esintilerinin hakim olduğu birçok koleksiyonu dünyanın birçok noktasına gidiyor ve kapanın elinde kalıyor. Fiyat için onları aramanız gerekecek ama imkansız bir rakam duymayacaksınız, çekinmeyin 0212 520 45 16`dan arayın.
Eğer bir nişan yüzüğü alacaksanız, iki aylık maaşınıza eşit olan parayı pırlantaya harcamalısınız. Bu parayı uzun süre kenara koyarak biriktireceksiniz artık. Alacağınız nişan yüzüğü değil de sıradan bir hediyeyse pırlantaya yaklaşmasanız da olur. Ama aldığınız pahada hafif takıya ağır bir manevi anlam yüklemelisiniz ki paranız olmadığı için değil, daha anlamlı olduğu için o hediyeyi seçtiniz sansın artı o takıya baktıkça içi sevgiyle dolsun. Örneğin, üç tane iç içe geçmiş halkadan oluşan altın bir yüzük veya bilezik alıp: "Sevgilim, bunlar sonsuz aşkımızı, sonsuz arkadaşlığımızı ve sonsuz sadakatimizi simgeliyor." deyin ki, düşünüp de aldığınızı sansın, cebinizin delik olduğunu değil. (Cartier Trinity koleksiyonu)
Bir de küçük mavi kutu var. Bu özellikle mücevhere düşkün kadınlarda bir buçuk karat pırlanta etkisi yaratan sihirli bir kutu... İçinden ne çıkarsa çıksın çığlık çığlığa kabul edilen kutu... Tiffany & Co.`nun küçük mavi kutusu ve küçük mavi torbası... Tiffany`nin ürünlerini Türkiye`de Collection yapıyor. Fiyatlar Amerika Tiffany`yle aynı. Nişantaşı`nda, Ritz Carlton`da ve Çırağan Kempinski`de yerleri var. Fiyatlar 50 dolardan başlıyor, üst limit gökyüzü...
Pırlanta dört değişken sayesinde değer kazanır, bunlar İngilizce isimlerinden dolayı 4c olarak bilinir: karat (carat), kesim (cut), berraklık (clarity) ve renk (color). Bu dört özelliğin kalitesi birlikte veya tek tek yükseldikçe pırlantanın değeri de yükselir. Diğer bütün değerleri aynıysa; iki tane küçük taştan ziyade, aynı karata denk gelen tek bir pırlanta daha pahalıdır. Çünkü karatı yükseldikçe pırlanta daha nadir bulunur hale gelir. Aldığınız pırlantanın 4c`si ile ilgili olarak kuyumcuya güvenmek yerine, taşınızın uluslararası geçerliliği olan bir sertifikası olmasına dikkat edin ve bu sertifikayı taş sizde olduğu sürece saklayın.
Carat: Taşın ağırlığı karat ile ölçülür. Karat pırlantanın değerini ortaya koyan ölçütlerden yalnızca biridir. Pırlanta sadece büyük olmasıyla değerli olmaz.
Cut: Pırlantanın çakıl taşımsı ham halinden, ışık saçan parlak taş haline gelene kadar geçtiği en önemli işlem lazerlerle kesilmesidir. Kesim pırlantanın parlaklığını doğrudan etkilediği için doğru yapılması çok önemlidir ve 4c arasında amatör bir göz tarafından kontrolü en zor olanıdır.
Berraklık: Taşın kendisinden veya kesiminden dolayı üzerinde oluşabilen bazı kusurlar olabilir. Bu kusurlar ne kadar az olursa pırlanta o kadar değer kazanır. Gözle görünen kusurlara sahip bir pırlantanın değeriyse oldukça düşer.
Renk: Doğal olarak renkli pırlantalar vardır ve bunlara "Fancy" denir. Pastel pembe, canlı sarı, fıstık yeşili, mavi ve çeşitli renklerde olabilir bu taşlar ancak pırlanta oldukları için değerleri diğer renkli taşlara göre daha yüksektir. Beyaz pırlantaların renkleri de D`dan Z`ye kadar ayrılır. En beyaz olan D`dir. Ancak piyasada çoğunlukla G ve aşağısı renklerde pırlanta bulunur. K`dan itibaren pırlantanın rengi sararmaya başlar ki bu iyiye işaret değildir.
Boxer Dergisi
Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay i...
13 Eylül 2013 Cuma
KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEGI
gibi üstün özellikleriyle elektronik, iletişim, havacılık ve ilaç sanayilerinde çokça
kullanılmaktadır. Ayrıca, alerji yapmadığı için tıp alanında da altından yoğun bir biçimde
yararlanılmaktadır.
üretimi son 25 yılda yaklaşık olarak ikiye katlanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, bilinen
altın cevherlerinin işletilmesi devam ederken, yeni altın yataklarının bulunması için de
dünyada yoğun bir arama ve yatırım dönemi başlamıştır.
Dünyada toplam işletilebilir altın rezervi 42 500 tondur ve bunun %65’i dünya altın
üretiminde ilk sıraları paylaşan ABD, Kanada, Avustralya ve Güney Afrika’da
bulunmaktadır. Dünya altın üretiminin %53’ü bu dört ülkede yapılmaktadır. 1980 yılına göre
üretim artışı, ABD’de 13 kat, Avustralya’da 18 kat ve Kanada’da 3,5 kat olarak
gerçekleşmiştir.
Dünya altın talebinde Hindistan, ABD, Suudi Arabistan ve Çin ile birlikte Türkiye
ilk sıraları paylaşmaktadır. Dünyanın tüm kıtalarında 24 ülkede, 2002 yılında 2530 ton altın
üretilmiştir. Dünyanın en büyük altın takı üreticisi ve ihracatçısı İtalya’nın kullandığı saf
altın miktarı 450 tondur.
Türlü nedenlerden dolayı, tarihin ilk çağlarından günümüze kadar insanlar takıya
büyük önem vermişlerdir. Bu anlamda ülkemizde de kuyumculuğun köklü bir yeri vardır.
Türkiye’de altın, çok uzun bir süre para yerine kullanılmıştır. Halkımız altını
geleceğinin garantisi, güvenilir bir tasarruf ve yatırım aracı olarak görmüştür. Ayrıca
eklenmesiyle canlı bir altın piyasası oluşmuştur.
Ülkemizin muhtelif yörelerinde geleneksel el işçiliğine dayalı kuyumculuk bugün de
varlığını sürdürmektedir. Kars-Erzurum-Trabzon-Sivas-Van-Mardin-Diyarbakır-Mersin-
İstanbul gibi illerimiz kuyumculukta önde gelen merkezlerdir. Bu merkezlerin ürettiği
burma-hasır-telkari bilezikleri, inci-kehribar gerdanlıkları, örme ve parçalı oyma kemerleri,
murassa akarsu gerdanlıkları, tektaş-kazayağı, divanhane çivisi yüzükleri hâlâ revaçtadır.
İstanbul-Kapalıçarşı kuyumculuk alanının merkezi olarak yüzyıllardan beri ününü
sürdürmektedir.
kunduracılık-marangozluk-taş ve tahta oymacılığı-dokumacılık-halıcılık-demircilik-
bakırcılık gibi kaybolmuş veya kaybolmaya yüz tutmuş Türk el sanatları arasında
kuyumculuk alanı, endüstrileşerek sanayideki yerini almış, ilkel çalışma metotları
terkedilmiş, modern teknolojiden yararlanılarak üretimini arttırmış, tüm dünya ülkelerine
ihraç ettiği kaliteli takı ve mücevherleri dünya pazarlarında aranılan ürünler arasına sokarak
Türk ekonomisine hatırı sayılır boyutta döviz girdisi sağlanmıştır.
da oldukça aktif bir konuma gelmiştir. Türkiye bugün 6500 ton altın ve 100.000 ton
üzerindeki gümüş potansiyeli ile dünyanın sayılı altın ve gümüş üreticileri arasında yer
alabilecek bir kapasiteye sahip bulunmaktadır.
Türkiye’nin yıllık ihracatı 110-120 ton has altın civarındadır. Bunu takıya
çevirdiğimizde yılda 190 ton civarında takı ihracatı yapılmaktadır. Bu ihracat rakamları
Türkiye’yi İtalya’nın arkasından dünyada ikinci sıraya yerleştirmektedir. Dünya kuyumculuk
sektöründe ikinci sırada olan ülkemiz bu alandaki hızlı gelişimiyle dünya lideri olmaya
adaydır.
içerisinde sektör istihdamını dörde katlamıştır. Türkiye genelinde kuyumculuk, imalat ve
satış yapan yaklaşık 5000 iş yerinde 70 bin kişi çalışırken şimdi bu sayı 250 binlere
ulaşmıştır.
Genel bir ortalama yapıldığında kuyumculuk alanının son 10 yıl içerisinde %50
teknoloji kullanarak kaliye personelden istifade edip istihdam kapasitesini %300 arttırdığını
söyleyebiliriz. Günümüzde çağdaş teknikler ve elektronik aletler vasıtasıyla gayet karmaşık,
ince ve hassas çözümlere ulaşan kuyumculuk mesleği, gelişmişliğine rağmen geleneksel
yöntemlere bağlı kalarak bir el işlemeciliği ile yüksek bir işçilik yeteneğine de ihtiyaç
göstermektedir. Örneğin; bir sadekarın yaratıcı ve yapıcı becerisi henüz hiçbir makine veya
elektronik bilgisayarla yapılamamaktadır. Bu nedenle de modern fabrikalarda üretimin
arttırılabilmesi yine kaliteli, nitelikli ve kabiliyetli insan gücüne dayanmaktadır.
KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ Günümüzde altın; kolay işlenebilirliliği, aşınmaması, elektriği ve ısıyı kolay iletmesi gibi ...
11 Eylül 2013 Çarşamba
Pirlanta yuzuk veya pirlanta almadan once bu yaziyi okuyunuz!..
Pırlantalar hakkındaki bu yazı sizlere tam bir bakış açısı kazandıracaktır. Pırlanta yüzük veya pırlanta almadan önce, bu değerli madenleri iyi tanımak gerekir. İşte bilmeniz gerekenler…
Pırlantanın kesimi onun gerek estetiği gerek kıvılcım olarak tabir ettiğimiz ışıltısını artırmak açısından oldukça önemlidir. Pırlanta almak isteyenlerin yaptığı hatalardan biri şekil ve kesimi aynı zannetmeleridir. Kesim; simetri, açı ve oranın dikkatli olarak hesaplanarak, pırlantaya kıvılcımını veren bir özellikken, şekil kişisel tercihlere bağlıdır. Pırlantanın kesimi, ışıltısını ve fiyatını belirleyen en önemli unsurlardan biridir.
2 ) Kesim çok derinse, ışığın bir kısmı pırlantanın “külah” olarak adlandırılan alt kısmından kaçar.
3 ) Kesimin yeterince derin olmaması da ışığın külahtan kaçmasına yol açar ve pırlantanın yeterince parlamamasına neden olur.
Pırlantanın 4C’lerinden biri olan Renk de (Colour) belirleyici bir özelliğe sahip. Renk, pırlantanın kalitesini de belirlendiğinden oldukça önemlidir. Pırlanta almadan önce, temel renk bilgilerini öğrenmek, doğru seçimi yapmak açısından faydalı olacaktır. Yapısıyla oynanmamış ve kesimi iyi yapılmış pırlanta, arada renk geçişleri olmadan tamamen renksiz olacaktır.
G-J: Renksize yakın pırlantalardır. Bunlar beyaz ve sarı platin üzerine monte edildiklerinde tamamen renksiz görünürler.
K-M: Belirgin olarak sarı veya kahverengimsi renkte olan pırlantalardır. Bunlar, özellikle nişan yüzüğü olarak tercih edilmemelidir.
İnklüzyon ve leke olarak bilinen ve pırlanta’ya görüntüsünü kazandıran karakteristik özellikleri, pırlantanın berraklığını oluşturur. Berraklık, 4C’nin yapı taşlarından biridir. Pırlantadaki inklüzyonlar ya dış etmenler tarafından oluşur, ya da ufak çatlaklar gibi doğal yapısından gelen kusurlardır. Doğada çok az kusursuz pırlanta bulunur ve diğerlerine göre oldukça pahalıdır.
Karat, pırlantanın ağırlığını gösteren ölçüdür. Alacağınız pırlantanın kesim, renk ve berraklığına karar verdikten sonra karat ağırlığına karar vermeniz gerekir. Elbette buna karar verirken bütçenizi göz önünde bulundurmalısınız. Pırlantalar, doğanın hediyesi olarak kabul edilirler ve büyüklük arttıkça fiyat da artmaktadır. Pırlantanın değeri karat ağırlına bağlı olarak artar. Buna göre, bir karat ağırlığındaki büyük parça pırlanta yüzük, daha küçük parça pırlantalardan yapılmış aynı karat ağırlığındaki bir pırlanta yüzükten daha pahalı olacaktır. Aşağıdaki tablo karat ağırlığının bir yüzük setinde nasıl farklılık gösterdiğini açıklamaktadır.
D – H Renk Aralığı IF – VS dereceleri SI1 – I3 dereceleri
Çok güçlü floresan -8% to -12% -3% to 0%
Güçlü floresan -5% to – 7% -1% to 0%
Orta floresan -2% to – 4% 0%
Çok güçlü floresan 0% to +4% 0% to +4%
Güçlü floresan 0% to +4% 0% to +4%
Orta floresan 0% to +3% 0% to +3%
Belli Belirsiz floresan 0% to +1% 0%
Web adresi: http://www.gemfacts.com/
Web adresi: http://www.gia.edu/
Web adresi: http://www.igiworldwide.com/
Web adresi: http://www.americangemsociety.org/
Web adresi: http://www.eglusa.com/
Web adresi: http://www.hrd.be/
Pırlanta yüzük veya pırlanta almadan önce bu yazıyı okuyunuz!.. Pırlantalar hakkındaki bu yazı sizlere tam bir bakış açısı kazandıracakt...
10 Eylül 2013 Salı
Gercek Pirlanta Oldugunu Nasil Anlarim ?
Eğer aldığınız pırlantadan şüpheye düştüyseniz profesyonel bir organizasyonun üyesi olan pırlanta eksperine danışın. Ama bu kişi asla pırla...
9 Eylül 2013 Pazartesi
Olta'dan Balik yerine Pirlanta Yuzuk Cikiverdi...
Olta'dan Balık yerine Pırlanta Yüzük Çıktı
Oltayı çekti ucundan balık değil pırlanta çıktı süleyman kahraman kız arkadaşını ankaradaki ilk buluştukları yere göksu parkına götürdü bir arkadaşı balık tutuyordu ben tutabilirmiyim diye yaklaştı oltayı çekti o an müstakbel gelin adayı şaştı kaldı.
HABER TÜRK
Olta'dan Balık yerine Pırlanta Yüzük Çıktı Oltayı çekti ucundan balık değil pırlanta çıktı süleyman kahraman kız arkadaşını ankarada...
En İlginc evlilik teklifleri, Buyuk Husranlar...yuzuk tektas dusurme maceraları...
İlginç Evlilik Teklifi ve Çoğunluğu Büyük Hüsran
Reed Harris nişanlısı Kaitlin Whipple'a evlenme teklifini fast-food zinciri bir restoranda gerçekleştirdi. Sıcak bir yaz gününde soğuk çilekli bir milkshake içine pırlanta yüzüğü atan Reed, arkadaşlarını da restorana davet etti. Ancak bu esprili evlenme teklifinin sonu pek de eğlenceli bitmedi. İçeceğin içindeki yüzüğü yutan talihsiz Kaitlin'i zar zor hastaneye yetiştirebildiler. İki gün hastanede kalan genç kadın iyileştikten sonra Reed Harris'ten yeni bir evlenme teklifi aldı ve en sonunda evlendiler.
Londra'da Lefkos Hajji isimli adam, nişanlısı Leanne'ye evlenme teklifini helyum gazıyla şişirilmiş bir balonun içine konmuş 12 bin dolarlık pırlanta taşlı yüzükle yaptı. Evlenme teklifini sözlü bir şekilde yaptıktan sonra içinde yüzük bulunan balonu sevigilisine verirken ani bir rüzgar çıktı ve balon bir anda havalanmaya başladı. Balonun arkasından bir süre koşan genç adam balona yetişemeyeceğini anlayınca, arabasıyla bir süre daha balonun peşinden devam etti. Havalanan balon gittikçe gözden kaybolunca, Lefkos yüzükten umudu kesti. Olayın ardından yeni bir yüzük alıncaya kadar Lefkos'la tüm ilişkisini kesen Leanne'ı tekrar ikna etmek genç adamın zamanını aldı.
Almanya'nın Plattling kentindeki genç bir adamın evlenme teklifi bölgede UFO paniği yarattı. İçinde ışık yanan balonları havada uçuran genç adam, tüm kasabanın balonlarla renklenmesine neden oldu. Kasaba halkının 'Kenti UFO'lar bastı' diye yorumladığı bu gösteri, şüphesiz 'evet' cevabını da beraberinde getirdi.
ABD'de Don Walling büyük çabayla biriktirdiği parayla kız arkadaşı Gina Pellicani'ye pırlanta bir yüzük aldı. Evlenme teklifini Brooklyn köprüsü üzerinde bulunan yürüme alanında ailesi önünde yapmayı planlayan genç adam, elindeki yüzüğü heyecandan yere düşürdü. Büyük bir hızla köprü üzerindeki yoğun trafiğin içine yuvarlanan yüzük gözden bir anda kayboldu. Ardından evlenme teklifini yapan Don Walling, teklifi yaptıktan sonra trafiğin içine atladı ve uzun çabalardan sonra yüzüğü buldu. Üzerinden araba geçtiği için yamulan yüzük ufak bir tamirden sonra normale döndü.
2005 yılında internet ortamında tanışan Scott Napper ve Leafil Alforque birlikteliklerini evlilikle sonuçlandırmak istediler. İlginç bir evlilik teklifi hazırlayan Scott Napper, teklifini Oregon sahilindeki Neskowin plajında gerçekleştirdi. Denizin kenarındaki kayalığın üzerinde cebindeki yüzüğü seviglisine verirken çiftin üzerine gelen dev dalgalar genç kızı denizin içine sürükledi. Leafil Alforque bir daha hiç geri gelmedi.
Çin'de yaşayan Wen isimli kadın güzel hazırlanmış bir pasta içindeki yüzükle evlenme teklifi aldı. Sevgilisi Chen tarafından hazırlanan sürpriz, romantik bir sinema filminden esinlenerek gerçekleştirildi. İçinde yüzük bulunan pasta dilimini kız arkadaşına ikram eden genç adam, Wen'in önünde diz çökerek teklifini yaptı. O anda pastanın içindeki yüzüğü yutan kız heyecandan bayıldı. Arkadaşları kızı hastaneye zor yetiştirdi.
İlginç Evlilik Teklifi ve Çoğunluğu Büyük Hüsran En İlginc evlilik teklifleri, Buyuk Husranlar...yuzuk tektas dusurme m...
23 Eylül 2013 Pazartesi
Roma Doneminden Kalma Mucevher Kapli 10 Insan Iskeleti
1. Kitabın Adı Cennetten Gelen Vücutlar
2. 1578 Yılında Roma Sokaklarının Altında Bulunan Mezarlardan Çıkmış Cesetler
3. Erken Hristiyanlık Dönemine ait Olduğu Belirtiliyor
4. İskeletler Catacomb Azizleri Adlı Bir topluluğa Ait
5. Azizlerin Özellikleri Gösterişli Giyimleri ve Takıları
6. Mücevherler, Silahlar, Peruklar... Seyahat ederken Bunları Kullanıyorlarmış
7. Silahları da Altın ve Mücevherlerle Kaplı
8. Aziz Oldukları İçin Kendilerini soymaya Çalışan Olmuyormuş
9. İskeletler Segilenmek Üzere Üzerlerinde Çalışma Başlatılmış
10. Bu Çalışma Tam 5 Yıl Sürmüş
HABERSELF
Simdiye kadarki en buyuk pirlanta acik artirmada
Taşın 35 milyon dolara kadar alıcı bulabileceği belirtiliyor.
19 Eylül 2013 Perşembe
Mucevher ihracatcilarinin yeni hedefi
Mücevher sektörü olarak dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Güner, 2013 yılının sekiz aylık döneminde 1.43 milyar dolarlık ihracata ulaştıklarını kaydetti. Güner, "Mücevher üretiminde altyapımız ve işgücümüz oldukça yüksek. Geçmişten gelen köklü bir deneyime ve zengin bir kültüre sahibiz. Bu birikimi modern üretim teknolojisi ve tasarım ile birleştiriyoruz. Türk mücevherleri tüm dünyada beğeniliyor, tercih ediliyor. Ülkemizi, eskiden olduğu gibi yeniden dünya mücevher sektörünün kalbi haline getirmek en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor" dedi.
Asya'nın kendileri için en önemli pazarlardan biri olduğunu vurgulayan Güner, sözlerine şöyle devam etti: "Yakın, Ortadoğu ve Doğu Asya ülkeleri ihracatta en önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Avrupa ve ABD’deki durgunluğu özellikle Uzak Doğu ve Asya ile aşmayı hedefliyoruz. Türk mücevher ihracatçısının mutlaka bu pazarlara eğilmesi ve fırsatları değerlendirmesi gerekiyor. Hong Kong Mücevher ve Değerli Taş Fuarı bu açıdan bizim için oldukça iyi bir fırsat. Mücevher İhracatçıları Birliği olarak 2009 yılından itibaren bu fuara Türk firmalarının milli katılım organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Türk mücevher sektörünün farklı alanlarında faaliyet gösteren 43 firma milli katılımdaki yerlerini aldı. Ülkemizin ve Türk mücevher sektörünün uluslararası alanda tanıtımını sağlarken, firmalarımıza da yeni işbirliği ve pazar imkanı yaratıyoruz. Türkiye mücevher ihracatı için önemine inandığımız bu tarz organizasyonlara önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz."
İhracattaki çıkışlarını sürdürmek istediklerini anlatan Güner, bu yılın Ocak-Ağustos döneminde en çok Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Litvanya ve Almanya'ya ihracat yaptıklarını aktardı.
'Pırlantadaki ÖTV büyük sıkıntı'
Mücevher sektörünün büyümesinde en önemli sorunun ham pırlantaya uygulanan yüzde 20 oranındaki ÖTV vergisi olduğunu belirten Güner, bu sorunun çözülmesi halinde sektörün önünün açılacağını söyledi. Güner, "Yıllık 2-2.5 milyar dolarlık ihracat ortalamasına sahip olan sektörümüzün ÖTV derdinden kurtulması, 20 milyar dolarlık ihracatın kapısını açacak" diye konuştu.
'Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok'
Dünyada pırlantaya doğru bir yönelme başladığını söyleyen Mücevher İhracaçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Emil Güzeliş, pırlanta tüketiminin arttığını, altın tüketiminin ise ya sabit kaldığını ya da düştüğünü belirtti. Pırlanta denilince de akla dünyada ilk Hong Kong'un geldiğini ifade eden Güzeliş, pırlanta üretimini dünyada en iyi bu bölgelerin yaptığını, bu nedenle Hong Kong'daki bu fuar çok önemli olduğunu vurguladı. Pırlanta üzerindeki ÖTV'nin sektörün en önemli sıkıntısı olduğunu açıklayan Güzeliş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu ÖTV'den dolayı büyük pırlanta tüccarları Türkiye'ye gelmiyor. Hong Kong, Dubai ve Belçika gibi verginin olmadığı ülkelere gidiyorlar. Bu ülkelerde ne yapıyorlar? Oradaki üreticilere destek oluyorlar. Hep beraber büyülebilecek bir yol bu. Çok kolay bir yol. Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok. Hammadde verginiz olsun, işlensin. Ne kadar vergiye tabiyse diğer ürünlerimiz aynı vergiyi ödeyelim. Hiç ödemeyelim demedik. Diğer sektörlerde de olan hammadde ÖTV'siz olsun diyoruz. Üretildikten sonra gerekli vergiler konsun üzerine."
15 Eylül 2013 Pazar
Tek tas cok banal, baska bir şey yok mu?
Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay iş değil. Ama sevdiceğiniz er ya da geç sizden bir parça mücevher beklentisine girecek, kaçış yok. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde kuyumcudan kuyumcu kıvama geleceksiniz.
İlişki uzadıkça adam elini cebine atmamakta ısrar ederse, kadın yavaştan soğumaya başlar. Kadının gözünde erkeği en berbat şekilde "reset"leyen özellik, kellik değil, fodulluk değil, cimriliktir. Ona değer verdiğinizi ve hayatta bir takım şeyleri görüp geçirdiğinizi göstermenin en etkili yolu da minik de olsa bir parça mücevherle ilişkinizi taçlandırmanızdır. Ama nasıl? Öyle "ha" deyince mücevher alınmaz. "Ha" deyince alınan mücevher bilahare alanı pişman eder.
Alacağım taşı neye göre seçeceğim?
Alacağınız mücevher ancak söz yüzüğü veya birlikteliğinizin ilk iki yılı içinde doğum günü armağanı ise; safir, yakut, zümrüt, aquamarine veya diğer taşları tercih etmelisiniz. Çünkü bu taşlar sadece çok yüksek karatlarda değerli olurlar. Küçük ve renkli bir taşla süslü bir takı aldıysanız, verirken büyük merasimler yapmayın ki, pırlanta yüzük hayaliyle kutuyu açınca hayal kırıklığına uğramasın... Eğer ilişkiniz ciddiyse pırlanta tek çıkar yol. Ne zamandır kuyumcu vitrinlerinde pırlantalara bakacağım diye yapışıp kaldığını tahmin bile edemezsiniz.
Pırlanta çok pahalı bir taştır. Sonradan pişmanlık yaşanmaması için almadan onunla ilgili önemli hususları iyice öğrenmekte yarar vardır. Öncelikle pırlantayı alacağınız yeri iyi belirlemelisiniz. Özellikle yüksek karatlı pırlanta takıları sokakta gördüğünüz herhangi bir kuyumcudan alamazsınız. Tanınmış bir müvecheratçı bulmanızda yarar var.
Kırıntı denilen, mücevherin bir bölgesi veya her yeri minicik pırlantalarla kaplı takılar tek taş pırlantaya göre çok daha ucuzdur. Bunlara fantezi takılar denir. Satın alırken parayı pırlantadan çok tasarıma vermiş olursunuz. Bunun sebebi, taşların adı üstünde, pırlantanın kırıntısı olmasıdır. Bunları iade ederken, değiştirirken veya satarken muazzam değer kaybına uğrar, eğer pırlantaya bir yatırım gözüyle bakıyorsanız, aklınızda değiştirmek, ileride onu verip daha iyisini almak varsa bu türü tercih etmeyin.
Tek taş pırlanta en akıllı tercih. Örneğin Kapalıçarşı`nın en tanınmış, özellikle sosyete mensupları tarafından tercih edilen kuyumcusu Sait Koç her taşına kefil. Banka gibi. Aldığınızdan yıllar sonra bile ihtiyaç durumunda pırlantayı iade ederken işçilik ücreti ve KDV oranını düştükten sonra paranızı iade ediyor. "Şimdiye kadar istediği anda parasını iade etmediğim müşteri hiç olmamıştır" diyor. "Gerekirse, param yoksa eşten dosttan alır yine de veririm karşılığını. İhtiyacı olmasa insan mücevherini satar mı? Ben de müşterimi hiçbir şartta zor durumda bırakmam. Bak bu yüzüğü bir kadın getirdi. (bir zarfın içinde yüzük üzerinde 750 milyon lira yazıyor). Kredi kartlarının borcu varmış, kızının söz yüzüğü. Ben onu aldım parasını iade ettim ama altı ay tutacağım geri almak ister diye..."
Pırlanta anlayana banal manal değil ama daha enteresan bir hediye ona daha uygundur derseniz; o zaman Sevan Bıçakçı`yla tanışmanızda yarar var. Bıçakçı`dan alacağınız yüzük kocaman pırlantalarla parlamayacak ama kesinlikle "wow" faktörü olan yüzük olacak. Satın alırken yine parayı daha çok tasarıma veriyorsunuz ama karşılığında aldığınız şey dikkat çekici, el emeği göz nuru minik bir sanat eseri. Güler Sabancı`nın meşhur ettiği padişahlı yüzükleri ve Osmanlı esintilerinin hakim olduğu birçok koleksiyonu dünyanın birçok noktasına gidiyor ve kapanın elinde kalıyor. Fiyat için onları aramanız gerekecek ama imkansız bir rakam duymayacaksınız, çekinmeyin 0212 520 45 16`dan arayın.
Eğer bir nişan yüzüğü alacaksanız, iki aylık maaşınıza eşit olan parayı pırlantaya harcamalısınız. Bu parayı uzun süre kenara koyarak biriktireceksiniz artık. Alacağınız nişan yüzüğü değil de sıradan bir hediyeyse pırlantaya yaklaşmasanız da olur. Ama aldığınız pahada hafif takıya ağır bir manevi anlam yüklemelisiniz ki paranız olmadığı için değil, daha anlamlı olduğu için o hediyeyi seçtiniz sansın artı o takıya baktıkça içi sevgiyle dolsun. Örneğin, üç tane iç içe geçmiş halkadan oluşan altın bir yüzük veya bilezik alıp: "Sevgilim, bunlar sonsuz aşkımızı, sonsuz arkadaşlığımızı ve sonsuz sadakatimizi simgeliyor." deyin ki, düşünüp de aldığınızı sansın, cebinizin delik olduğunu değil. (Cartier Trinity koleksiyonu)
Bir de küçük mavi kutu var. Bu özellikle mücevhere düşkün kadınlarda bir buçuk karat pırlanta etkisi yaratan sihirli bir kutu... İçinden ne çıkarsa çıksın çığlık çığlığa kabul edilen kutu... Tiffany & Co.`nun küçük mavi kutusu ve küçük mavi torbası... Tiffany`nin ürünlerini Türkiye`de Collection yapıyor. Fiyatlar Amerika Tiffany`yle aynı. Nişantaşı`nda, Ritz Carlton`da ve Çırağan Kempinski`de yerleri var. Fiyatlar 50 dolardan başlıyor, üst limit gökyüzü...
Pırlanta dört değişken sayesinde değer kazanır, bunlar İngilizce isimlerinden dolayı 4c olarak bilinir: karat (carat), kesim (cut), berraklık (clarity) ve renk (color). Bu dört özelliğin kalitesi birlikte veya tek tek yükseldikçe pırlantanın değeri de yükselir. Diğer bütün değerleri aynıysa; iki tane küçük taştan ziyade, aynı karata denk gelen tek bir pırlanta daha pahalıdır. Çünkü karatı yükseldikçe pırlanta daha nadir bulunur hale gelir. Aldığınız pırlantanın 4c`si ile ilgili olarak kuyumcuya güvenmek yerine, taşınızın uluslararası geçerliliği olan bir sertifikası olmasına dikkat edin ve bu sertifikayı taş sizde olduğu sürece saklayın.
Carat: Taşın ağırlığı karat ile ölçülür. Karat pırlantanın değerini ortaya koyan ölçütlerden yalnızca biridir. Pırlanta sadece büyük olmasıyla değerli olmaz.
Cut: Pırlantanın çakıl taşımsı ham halinden, ışık saçan parlak taş haline gelene kadar geçtiği en önemli işlem lazerlerle kesilmesidir. Kesim pırlantanın parlaklığını doğrudan etkilediği için doğru yapılması çok önemlidir ve 4c arasında amatör bir göz tarafından kontrolü en zor olanıdır.
Berraklık: Taşın kendisinden veya kesiminden dolayı üzerinde oluşabilen bazı kusurlar olabilir. Bu kusurlar ne kadar az olursa pırlanta o kadar değer kazanır. Gözle görünen kusurlara sahip bir pırlantanın değeriyse oldukça düşer.
Renk: Doğal olarak renkli pırlantalar vardır ve bunlara "Fancy" denir. Pastel pembe, canlı sarı, fıstık yeşili, mavi ve çeşitli renklerde olabilir bu taşlar ancak pırlanta oldukları için değerleri diğer renkli taşlara göre daha yüksektir. Beyaz pırlantaların renkleri de D`dan Z`ye kadar ayrılır. En beyaz olan D`dir. Ancak piyasada çoğunlukla G ve aşağısı renklerde pırlanta bulunur. K`dan itibaren pırlantanın rengi sararmaya başlar ki bu iyiye işaret değildir.
Boxer Dergisi
13 Eylül 2013 Cuma
KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEGI
gibi üstün özellikleriyle elektronik, iletişim, havacılık ve ilaç sanayilerinde çokça
kullanılmaktadır. Ayrıca, alerji yapmadığı için tıp alanında da altından yoğun bir biçimde
yararlanılmaktadır.
üretimi son 25 yılda yaklaşık olarak ikiye katlanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, bilinen
altın cevherlerinin işletilmesi devam ederken, yeni altın yataklarının bulunması için de
dünyada yoğun bir arama ve yatırım dönemi başlamıştır.
Dünyada toplam işletilebilir altın rezervi 42 500 tondur ve bunun %65’i dünya altın
üretiminde ilk sıraları paylaşan ABD, Kanada, Avustralya ve Güney Afrika’da
bulunmaktadır. Dünya altın üretiminin %53’ü bu dört ülkede yapılmaktadır. 1980 yılına göre
üretim artışı, ABD’de 13 kat, Avustralya’da 18 kat ve Kanada’da 3,5 kat olarak
gerçekleşmiştir.
Dünya altın talebinde Hindistan, ABD, Suudi Arabistan ve Çin ile birlikte Türkiye
ilk sıraları paylaşmaktadır. Dünyanın tüm kıtalarında 24 ülkede, 2002 yılında 2530 ton altın
üretilmiştir. Dünyanın en büyük altın takı üreticisi ve ihracatçısı İtalya’nın kullandığı saf
altın miktarı 450 tondur.
Türlü nedenlerden dolayı, tarihin ilk çağlarından günümüze kadar insanlar takıya
büyük önem vermişlerdir. Bu anlamda ülkemizde de kuyumculuğun köklü bir yeri vardır.
Türkiye’de altın, çok uzun bir süre para yerine kullanılmıştır. Halkımız altını
geleceğinin garantisi, güvenilir bir tasarruf ve yatırım aracı olarak görmüştür. Ayrıca
eklenmesiyle canlı bir altın piyasası oluşmuştur.
Ülkemizin muhtelif yörelerinde geleneksel el işçiliğine dayalı kuyumculuk bugün de
varlığını sürdürmektedir. Kars-Erzurum-Trabzon-Sivas-Van-Mardin-Diyarbakır-Mersin-
İstanbul gibi illerimiz kuyumculukta önde gelen merkezlerdir. Bu merkezlerin ürettiği
burma-hasır-telkari bilezikleri, inci-kehribar gerdanlıkları, örme ve parçalı oyma kemerleri,
murassa akarsu gerdanlıkları, tektaş-kazayağı, divanhane çivisi yüzükleri hâlâ revaçtadır.
İstanbul-Kapalıçarşı kuyumculuk alanının merkezi olarak yüzyıllardan beri ününü
sürdürmektedir.
kunduracılık-marangozluk-taş ve tahta oymacılığı-dokumacılık-halıcılık-demircilik-
bakırcılık gibi kaybolmuş veya kaybolmaya yüz tutmuş Türk el sanatları arasında
kuyumculuk alanı, endüstrileşerek sanayideki yerini almış, ilkel çalışma metotları
terkedilmiş, modern teknolojiden yararlanılarak üretimini arttırmış, tüm dünya ülkelerine
ihraç ettiği kaliteli takı ve mücevherleri dünya pazarlarında aranılan ürünler arasına sokarak
Türk ekonomisine hatırı sayılır boyutta döviz girdisi sağlanmıştır.
da oldukça aktif bir konuma gelmiştir. Türkiye bugün 6500 ton altın ve 100.000 ton
üzerindeki gümüş potansiyeli ile dünyanın sayılı altın ve gümüş üreticileri arasında yer
alabilecek bir kapasiteye sahip bulunmaktadır.
Türkiye’nin yıllık ihracatı 110-120 ton has altın civarındadır. Bunu takıya
çevirdiğimizde yılda 190 ton civarında takı ihracatı yapılmaktadır. Bu ihracat rakamları
Türkiye’yi İtalya’nın arkasından dünyada ikinci sıraya yerleştirmektedir. Dünya kuyumculuk
sektöründe ikinci sırada olan ülkemiz bu alandaki hızlı gelişimiyle dünya lideri olmaya
adaydır.
içerisinde sektör istihdamını dörde katlamıştır. Türkiye genelinde kuyumculuk, imalat ve
satış yapan yaklaşık 5000 iş yerinde 70 bin kişi çalışırken şimdi bu sayı 250 binlere
ulaşmıştır.
Genel bir ortalama yapıldığında kuyumculuk alanının son 10 yıl içerisinde %50
teknoloji kullanarak kaliye personelden istifade edip istihdam kapasitesini %300 arttırdığını
söyleyebiliriz. Günümüzde çağdaş teknikler ve elektronik aletler vasıtasıyla gayet karmaşık,
ince ve hassas çözümlere ulaşan kuyumculuk mesleği, gelişmişliğine rağmen geleneksel
yöntemlere bağlı kalarak bir el işlemeciliği ile yüksek bir işçilik yeteneğine de ihtiyaç
göstermektedir. Örneğin; bir sadekarın yaratıcı ve yapıcı becerisi henüz hiçbir makine veya
elektronik bilgisayarla yapılamamaktadır. Bu nedenle de modern fabrikalarda üretimin
arttırılabilmesi yine kaliteli, nitelikli ve kabiliyetli insan gücüne dayanmaktadır.
11 Eylül 2013 Çarşamba
Pirlanta yuzuk veya pirlanta almadan once bu yaziyi okuyunuz!..
Pırlantalar hakkındaki bu yazı sizlere tam bir bakış açısı kazandıracaktır. Pırlanta yüzük veya pırlanta almadan önce, bu değerli madenleri iyi tanımak gerekir. İşte bilmeniz gerekenler…
Pırlantanın kesimi onun gerek estetiği gerek kıvılcım olarak tabir ettiğimiz ışıltısını artırmak açısından oldukça önemlidir. Pırlanta almak isteyenlerin yaptığı hatalardan biri şekil ve kesimi aynı zannetmeleridir. Kesim; simetri, açı ve oranın dikkatli olarak hesaplanarak, pırlantaya kıvılcımını veren bir özellikken, şekil kişisel tercihlere bağlıdır. Pırlantanın kesimi, ışıltısını ve fiyatını belirleyen en önemli unsurlardan biridir.
2 ) Kesim çok derinse, ışığın bir kısmı pırlantanın “külah” olarak adlandırılan alt kısmından kaçar.
3 ) Kesimin yeterince derin olmaması da ışığın külahtan kaçmasına yol açar ve pırlantanın yeterince parlamamasına neden olur.
Pırlantanın 4C’lerinden biri olan Renk de (Colour) belirleyici bir özelliğe sahip. Renk, pırlantanın kalitesini de belirlendiğinden oldukça önemlidir. Pırlanta almadan önce, temel renk bilgilerini öğrenmek, doğru seçimi yapmak açısından faydalı olacaktır. Yapısıyla oynanmamış ve kesimi iyi yapılmış pırlanta, arada renk geçişleri olmadan tamamen renksiz olacaktır.
G-J: Renksize yakın pırlantalardır. Bunlar beyaz ve sarı platin üzerine monte edildiklerinde tamamen renksiz görünürler.
K-M: Belirgin olarak sarı veya kahverengimsi renkte olan pırlantalardır. Bunlar, özellikle nişan yüzüğü olarak tercih edilmemelidir.
İnklüzyon ve leke olarak bilinen ve pırlanta’ya görüntüsünü kazandıran karakteristik özellikleri, pırlantanın berraklığını oluşturur. Berraklık, 4C’nin yapı taşlarından biridir. Pırlantadaki inklüzyonlar ya dış etmenler tarafından oluşur, ya da ufak çatlaklar gibi doğal yapısından gelen kusurlardır. Doğada çok az kusursuz pırlanta bulunur ve diğerlerine göre oldukça pahalıdır.
Karat, pırlantanın ağırlığını gösteren ölçüdür. Alacağınız pırlantanın kesim, renk ve berraklığına karar verdikten sonra karat ağırlığına karar vermeniz gerekir. Elbette buna karar verirken bütçenizi göz önünde bulundurmalısınız. Pırlantalar, doğanın hediyesi olarak kabul edilirler ve büyüklük arttıkça fiyat da artmaktadır. Pırlantanın değeri karat ağırlına bağlı olarak artar. Buna göre, bir karat ağırlığındaki büyük parça pırlanta yüzük, daha küçük parça pırlantalardan yapılmış aynı karat ağırlığındaki bir pırlanta yüzükten daha pahalı olacaktır. Aşağıdaki tablo karat ağırlığının bir yüzük setinde nasıl farklılık gösterdiğini açıklamaktadır.
D – H Renk Aralığı IF – VS dereceleri SI1 – I3 dereceleri
Çok güçlü floresan -8% to -12% -3% to 0%
Güçlü floresan -5% to – 7% -1% to 0%
Orta floresan -2% to – 4% 0%
Çok güçlü floresan 0% to +4% 0% to +4%
Güçlü floresan 0% to +4% 0% to +4%
Orta floresan 0% to +3% 0% to +3%
Belli Belirsiz floresan 0% to +1% 0%
Web adresi: http://www.gemfacts.com/
Web adresi: http://www.gia.edu/
Web adresi: http://www.igiworldwide.com/
Web adresi: http://www.americangemsociety.org/
Web adresi: http://www.eglusa.com/
Web adresi: http://www.hrd.be/
10 Eylül 2013 Salı
Gercek Pirlanta Oldugunu Nasil Anlarim ?
9 Eylül 2013 Pazartesi
Olta'dan Balik yerine Pirlanta Yuzuk Cikiverdi...
Olta'dan Balık yerine Pırlanta Yüzük Çıktı
Oltayı çekti ucundan balık değil pırlanta çıktı süleyman kahraman kız arkadaşını ankaradaki ilk buluştukları yere göksu parkına götürdü bir arkadaşı balık tutuyordu ben tutabilirmiyim diye yaklaştı oltayı çekti o an müstakbel gelin adayı şaştı kaldı.
HABER TÜRK
En İlginc evlilik teklifleri, Buyuk Husranlar...yuzuk tektas dusurme maceraları...
İlginç Evlilik Teklifi ve Çoğunluğu Büyük Hüsran
Reed Harris nişanlısı Kaitlin Whipple'a evlenme teklifini fast-food zinciri bir restoranda gerçekleştirdi. Sıcak bir yaz gününde soğuk çilekli bir milkshake içine pırlanta yüzüğü atan Reed, arkadaşlarını da restorana davet etti. Ancak bu esprili evlenme teklifinin sonu pek de eğlenceli bitmedi. İçeceğin içindeki yüzüğü yutan talihsiz Kaitlin'i zar zor hastaneye yetiştirebildiler. İki gün hastanede kalan genç kadın iyileştikten sonra Reed Harris'ten yeni bir evlenme teklifi aldı ve en sonunda evlendiler.
Londra'da Lefkos Hajji isimli adam, nişanlısı Leanne'ye evlenme teklifini helyum gazıyla şişirilmiş bir balonun içine konmuş 12 bin dolarlık pırlanta taşlı yüzükle yaptı. Evlenme teklifini sözlü bir şekilde yaptıktan sonra içinde yüzük bulunan balonu sevigilisine verirken ani bir rüzgar çıktı ve balon bir anda havalanmaya başladı. Balonun arkasından bir süre koşan genç adam balona yetişemeyeceğini anlayınca, arabasıyla bir süre daha balonun peşinden devam etti. Havalanan balon gittikçe gözden kaybolunca, Lefkos yüzükten umudu kesti. Olayın ardından yeni bir yüzük alıncaya kadar Lefkos'la tüm ilişkisini kesen Leanne'ı tekrar ikna etmek genç adamın zamanını aldı.
Almanya'nın Plattling kentindeki genç bir adamın evlenme teklifi bölgede UFO paniği yarattı. İçinde ışık yanan balonları havada uçuran genç adam, tüm kasabanın balonlarla renklenmesine neden oldu. Kasaba halkının 'Kenti UFO'lar bastı' diye yorumladığı bu gösteri, şüphesiz 'evet' cevabını da beraberinde getirdi.
ABD'de Don Walling büyük çabayla biriktirdiği parayla kız arkadaşı Gina Pellicani'ye pırlanta bir yüzük aldı. Evlenme teklifini Brooklyn köprüsü üzerinde bulunan yürüme alanında ailesi önünde yapmayı planlayan genç adam, elindeki yüzüğü heyecandan yere düşürdü. Büyük bir hızla köprü üzerindeki yoğun trafiğin içine yuvarlanan yüzük gözden bir anda kayboldu. Ardından evlenme teklifini yapan Don Walling, teklifi yaptıktan sonra trafiğin içine atladı ve uzun çabalardan sonra yüzüğü buldu. Üzerinden araba geçtiği için yamulan yüzük ufak bir tamirden sonra normale döndü.
2005 yılında internet ortamında tanışan Scott Napper ve Leafil Alforque birlikteliklerini evlilikle sonuçlandırmak istediler. İlginç bir evlilik teklifi hazırlayan Scott Napper, teklifini Oregon sahilindeki Neskowin plajında gerçekleştirdi. Denizin kenarındaki kayalığın üzerinde cebindeki yüzüğü seviglisine verirken çiftin üzerine gelen dev dalgalar genç kızı denizin içine sürükledi. Leafil Alforque bir daha hiç geri gelmedi.
Çin'de yaşayan Wen isimli kadın güzel hazırlanmış bir pasta içindeki yüzükle evlenme teklifi aldı. Sevgilisi Chen tarafından hazırlanan sürpriz, romantik bir sinema filminden esinlenerek gerçekleştirildi. İçinde yüzük bulunan pasta dilimini kız arkadaşına ikram eden genç adam, Wen'in önünde diz çökerek teklifini yaptı. O anda pastanın içindeki yüzüğü yutan kız heyecandan bayıldı. Arkadaşları kızı hastaneye zor yetiştirdi.
Top Ad 728x90
Video
Visitors
Bu Blogda Ara
Vertical2
Pırlanta Hakkında Herşey
Pages - Menu
Popüler Yayınlar
-
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Titanik Filminde adı geçen “Okyanus’un Kalbi: Mavi Elmas” II Abdülhamit hana aitti. Yıllarca sa...
-
Türk mücevherciler taş için ne diyor? SABAH- METE BOYBEYİ (Boybeyi Mücevherleri Yön. Kur. Bşk.) KALİTELİSİ NADİRDİR Siyah pırlant...
-
Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantaya eşdeğermidir? 1. Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantayı temsil mi eder? Ce...
-
En Saf Altin Nedir ? Ayar ve Milyem Hesabi AYAR VE MİLYEM Ayar ve Milyem Hesapları Kuyumculukta kıymetli metaller saf hâlde ...