Bu Blogda Ara

11 Mayıs 2013 Cumartesi

En Pahali Anneler Günü Hediyesi




Hediyeteyze.com- Küçükken özellikle maddiyat açısından annelerimize almak isteyipte alamadığımız sonucunda ellerimizle çiçeklerle annemizin anneler gününü kutladığımız epey günler olmuştur. Çocukluk döneminden kalan ukteler kişilerin gelecek zamandan daha çok şey beklemesine sebep oluyor. Hayallerin büyümesiyle birlikte geleceğe dair eylemlerimiz de o derece artış gösteriyor. Çocukken annemiz için topladığımız rengarenk çiçekler bile annemizi sanki ona dünyaları vermişçesine mutlu ederdi. Eee dönemsel olarak insan her an istediği şeyleri alamayabiliyor dolayısıyla ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız icap eden durumlarda oluyor. Annenizin hakkınızdaki fikirleri kadar güzel ve renkli çiçekleri uzatan ellerinizin bir gün annenize hediyelerin en değerlisini de vereceğini düşünmeniz bile sizi o günlere ulaştırmak için yeterli.. Belki de o günlere ulaştınız ve dolayısıyla şu an sayfamızı bu sebepten inceliyorsunuz o zaman size çok hoşunuza gideceğini düşündüğümüz annelerin beğenisini kazanacak en pahalı anneler günü hediyelerini sunuyoruz..

En Şık ve Pahalı Anneler Günü Hediyeleri


en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-1
Bayanların yüreğini hoplatan hediye seçeneklerinden birisi de pırlantalardır. Yükte hafif pahada ağır bir hediye almak istiyorsanız ilk tercihiniz pırlantalardan yana olsun. Örgü desenli bu pırlanta modeli annenizin çok hoşuna gidecek.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-2
Annelik duygusu gördüğümüz kadarıyla insanın sahip olabileceği en huzur dolu duygulardan birisi. Anne olduktan sonra tüm öfkesinden kurtulan insanlar tanıyoruz. Nasıl bir sihirli dokunuştur bu öyle değil mi? Nasıl bir hissiyat ve nasıl bir sahipleniş? Annelik içgüdüsünü görsel olarak ifade edebilecek en özel kolyeyi sizin için seçtik. Anneler evlatlarını yaşama sebebi olarak görürler. Çünkü dünyaya gelen çocukla annenin hayatında mutlu bir sayfa açılmıştır ve bu sayfa da anneler için unutulmaz bir dönemdir. Anne karnındaki bebeği pırlanta taş ile sembolize eden bu şık kolye anneler gününde annelere alınabilecek en pahalı ve ideal hediyelerden..
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-3
Araba tutkusunun sadece beylerde mi olduğunu zannediyorsunuz? Hıhh hiçte bile. Bayanların araba tutkusu daha başkadır hatta ve hatta annelik içgüdüsüyle yaklaşırlar araçlarına.. Bağlılıklarını tahmin bile etmeniz imkânsız dolayısıyla. Annenize yükte de pahada da ağır bir hediye almak istiyorsanız arabadan daha güzel bir öneri mi olur? İmkânınız varsa düşünmenize bile gerek yok. Annenizin içinden geçenlere nokta atışı yaparak şaşırmasına sebep olmak sizin elinizde.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-4
Evinize bir misafir teşrif edecek olsa annenizin eli ayağı birbirine karışıyor öyle değil mi? Çünkü misafir demek tüm bayanlar için saygıyı çağrıştırıyor. Hemen misafirlere sunulacak ikramlar hazırlanmaya başlanıyor.. Günlük kullandığınız yemek setiniz kalkıyor ve onun yerine misafirlere özel olarak alınmış yemek takımı geliyor. Ve son noktada böylece konmuş oluyor. Annenizin misafirler geldiği zaman imdadına yetişen yemek takımını yenilemeniz annenizi eminiz çok mutlu edecek.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-5
Bayanların morali bozuk olduğunda ya görsel açıdan kendilerinde bir değişiklik yaparlar ya da kendilerini tamamen ev işlerine verirler. Bu arada bayanların ev düzenini değiştirmeleri bile onları mutlu ediyormuş. Bilimsel açıdan kanıtlanmış bu gerçeği anneniz üzerinde denemeye ne dersiniz? Nasıl mı? Anneler gününde annenize koltuk takımı alarak tabii.. Mor düşkünü bir anneniz varsa bu sürpriziniz karşısında gözyaşlarını tutamayabilir söylemiş olalım.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-6
Kendi gözlemlerimize göre annelerin de artık bilgisayarda epey vakit geçirdiğini bilgisayarlara bayağı aşina olduklarını gördük. “Annelerin hoşuna gidecek pahalı nasıl bir hediye alınır? ” diye düşünürken aklımıza  laptop geldi. Eee madem bilgisayarda fazla oyalanmamıza kızan annemizde bilgisayar kurdu o zaman ona hediye edebileceğimiz laptop makbul bir sürpriz olur. Siz ne dersiniz? Bilgisayarınızı annenizle ortaklaşa kullanmak istemiyorsunuz bu hediye fikri sizin de işinize yarayacak demektir.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-7
Samsung Galaxy S4 son teknoloji harikaları arasında en çok ses getirenlerden.. Teknolojiye meraklı olan annenize değerli bir armağan sunmak istiyorsanız size kesinlikle bu telefon modelini öneririz. Eğer anneniz dokunmatik telefon teknolojisine alışkın değilse ilk dönemler siz de annenize telefonu öğretme bahanesiyle bu telefonun tadını çıkarabilirsiniz. :) Bu ürün kuşkusuz, annenizin unutamayacağı hediyelerden biri olacak.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-8
Bayanların takıntıları arasında yer alan parfüm kokularının beğeni kazanması kişiden kişiye değişen bir durumdur. Ancak yakından tanıdığınız annenizin hangi kokulardan hoşlanacağını bilirsiniz. Etkileyici kokular kategorisinde yer alan bu pahalı parfüm annenize sizi hatırlatıcak ve parfümü her kullanışında sizi yanında hissedecek.

en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-9
Bir bayana ne kadar şık olduğunu, güzel göründüğünü söylediğinizde bilin ki sizden iyisi olmayacaktır. Görünüşe önem veren hanımlar kusursuz olmaya özen gösterirler. Bunu da aksesuarları, kıyafetleri, ayakkabıları aracılığıyla gerçekleştirirler. Annenize kendisini daima iyi hissettirecek bir hediye almak istiyorsanız tercihinizi görünüş açısından oldukça ilgi çeken bu topuklu ayakkabıdan yana kullanabilirsiniz. Annenizin özgüvenini daha da sağlamlaştıracak bu savarovski taşlarla süslü ayakkabı görenlerin içine işleyecek.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-10
Zamanının çoğunu mutfakta geçiren annenize yapabileceğiniz en büyük iyilik ortamına renk katmanızdır. :) ” Bu nasıl olacak peki?” diye meraklananlar için hemen açıklayalım.. Mutfakta en çok yer kaplayan gereçler arasında bulunan tencere setlerini yenilemenin vakti geldi de geçiyor bizce.. Annenizin göz zevkine hitap edeceğini düşündüğümüz bu tencere takımı anneler gününde hediye edilebilecek en kullanışlı hediyeler arasında yer alacak.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-11
Kol saati alışkanlığı olan kişinin derdini bir tek aynı sorunu yaşayan bilir. Saatiniz olmadığı zaman kendinizi ayrı bir boşlukta hissedersiniz. Hani bazen kafanızda sorular döner ” Ya ben bir şey yapacaktım ama neydi? ” şeklindeki unutkanlığın hissettirdiklerine benzer saatsiz dolaşmak. Annenize duyduğunuz sevgiyi temsil edecek bu kalpli altın saat göz alıcı şıklığıyla annenizin vazgeçilmezi olacak.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-12
Hem spor hem klasik kısacası ortamına göre giyinen annenize kolundan çıkarmasına gerek kalmayacak bir bileklik hediye etmek nasıl fikir sizce? ” Basit kaçmaz mı? ” diye düşünmeyin. Çünkü savarowski taşlarla döşeli minik topçukları olan bu bileklik direkt göze hitap ediyor. Annenizin narin bileklerinde eminiz daha da güzel duracaktır.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-13
Ayakkabıdan, aksesuarlardan bahsettik şık bir el çantasından bahsetmezsek olmaz. Özel günlerde güzel olmaya özen gösteren bayanların gözü gibi korudukları eşyaları arasında yer alan şık çantalar oldukça rağbet görüyor. Annenize kendisini daha iyi hissettirecek özel mi özel, güzel mi güzel bu çanta annenizin kombinine ayrı bir hava katacak..

en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-14
Yeryüzünün görünen melekleri olan annelere alınabilecek en uygun hediyelerden birisi özel taşlardan yapılmış kanatlara sahip olan bu melek bibloyu hediye etmek.. Koruyucu meleğimiz olan annemize bundan daha yakışır hediye bulabilir miyiz ki!  Anlam derinliğine önem veren anneniz bu hediyenizde şimdiye kadar karşılaşmadığı derinliği yakalayacak.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-15
Anneniz şatafatta abartıya kaçmayı sevmiyorsa bu topuklu ayakkabı tam içine sinecek bir modele sahip o zaman. Tamamen sade bir ayakkabıya bayan gözüyle bakıldığında sıradanlaşmasına sebep olur. Ancak taşlı görüntüsüyle dikkat çeken ( en azından göze hoş gözüken ) bir ayakkabı bayanların daha çok içine sinecektir. Annenizi bu şık ayakkabıyla mutlu etmenin keyfini çıkarın..
Kaynak: HEDİYE TEYZE


10 Mayıs 2013 Cuma

Taşın Kanala Yerleştirilmesi ve Penslenmesi



Taşın Kanala Yerleştirilmesi ve Penslenmesi 

Taşların  kanala  yerleştirilmesinden  sonra  yanlardan  küçük  düz  puncheslerle  taşın
üzerine doğru yatırılarak pens yapılır.Bu son şekillendirmedir.

MEGEP

Amerikan Mihlama






Taşın    montür  zemininde  herhangi  bir    tutucu  elaman  (tırnak  ve  güverse)  olmadan
direkt zemine tutturulmasıdır.Taş metale gömülür.Taşın etrafındaki metal kalın bir band gibi
görülür.Hiç bir tırnak gözükmez.Üstten bakıldığında özellikle küçük taşlarda çok düzgün ve
temiz  bir  görünüm  mevcuttur.Sıvama  mıhlama  yöntemini  andırır.İkisinde  de  tırnak
yoktur.Bu  durum  insanların  aktif  yaşamında  rahatlık  sağlar.En  fazla  yüzüklerde  kullanılır,
kubbe şeklinde taş ortaya konmuş gibidir.

Tutturma işlemi mazgala kalemi ile taşın çevresindeki metali çepeçevre kuşatılmış bir
şekilde sıvanmasıyla mümkün olur. Uzmanlık isteyen bir yöntemdir. Taşı takıda tutan bir şey
yokmuş gibi his verir.
 

Daha  çok  modern  tasarımlarda  tercih  edilen  bir  yöntemdir.  Ağırlıklı  olarak  round
(yuvarlak) kesimli taşlar için uygulanır. Tasarım olarak zeminde görünmesi istenen  taş için
uygulanır.Alyans,kravat iğnesi,kolye uçları vs.

Örnek olarak yüzük seçilmiştir,diğer takıların üzerine de uygulanabilir.

MEGEP

Degerli Tasların Kesim Bicimleri


 Değerli Taşların Kesim Biçimleri 

               


  •     Yuvarlak
  •     Damla  
  •     Oval 
  •     Kalp
  •     Zümrüt kesim 
  •     Markiz 
  •     Üçgen 

Şekil : Değerli taş kesimleri

MEGEP- ANKARA

Sentetik Taşlar



Sentetik Taşlar 

Her  türlü  renk  ,kesim  veölçülerde  üretimi  yapılmaktadır.  Her  türlü  sert  ve  yarı
yumuşak maddelerden kimyevi yollarla üretilip silisyumla renklendirilen kıymetsiz taşlardır.
Ayrıca renksiz kristalden de ( CZR ) sentetik taşlar günümüzde üretilmektedir.

MEGEP -ANKARA

Tek tas yuzuk alacak erkege kilavuz




  • İşte tek taş pırlanta yüzük alırken dikkat etmeniz gereken noktalar: 


  • Banu TUNA  btuna@hurriyet.com.tr 

    Tek taş yüzük alacak erkeğe kılavuz

    Evlenme teklifi, söz, nişan ve düğün sezonu açıldı sevgili okurlar. Bu aralar en çok kız isteme, söz ve nişan faaliyetleri görülmekte. Artık nikah ve düğünler yaza...

    Sezon Hürriyet'in 5. katında da açıldı. Yıllardır daha ziyade boşanmalara alıştık, bu sene herkes evleniyor. 2007 yazı sona erdiğinde, 20'lerin sonu 30'larında başında ve bekar kimse kalmamış olacak. Haliyle ortada bir tek taş muhabbetidir almış yürüyor. Kızlar birbirine parmağındaki yüzüğü gösteriyor, erkekler nasıl bir yüzük alması gerektiğini tespit etmeye çalışıyor. 

    Düşündüm, bu tek taş yüzük seçme sıkıntısı yalnız bizim 5. katta yaşanmıyor olsa gerek. Türk erkeklerine bir hizmette bulunayım, işin inceliklerini öğreneyim dedim ve Diamond Mücevherat'ın sahibi Naci Şenocaklı'ya akıl danıştım. 

    Naci Bey, sevgiliye pırlanta armağan etme geleneğinin 1477'de Avusturya arşüdükü Maximillian ile başladığını anlattı. Maximillian, sevgilisi Mary'ye pırlanta vererek evlilik teklif etmiş. İşte tek taş pırlanta yüzük alırken dikkat etmeniz gereken noktalar: 

    Mutlaka güven duyduğunuz adresleri tercih edin. Mücevherciniz, seçimlerinizde sizi bilgilendirip fikir vermeli. 

    Taşın kesimi önemli. Kesimi düzgün yapılmamış bir taş, vermesi gereken parlaklığı ve yansımayı vermez. Kesimde, ışığın kırılma noktaları çok önemli. Işık, taşın içinde dans etmeli. Ancak doğru kesime sahip olan pırlantalar, ışığı içine alarak ideal parlaklığı ve yansımayı gerçekleştirir. 

    Taşın rengi de büyük önem taşıyor. Pırlantanın pek çok renk kategorisi var. Bunlar, sarıdan beyaza doğru olan tonlar. 
    Pırlantayı, ışığı en iyi alacak şekilde tuttuğunuzda, kesim kalitesini, rengini ve lekesini en rahat şekilde görebilirsiniz. 

    Çiftin yaşı, nasıl bir model seçileceğinde etkili. Gençler daha abartısız, daha ufak taşlı modelleri tercih etmeli. Yaşça daha olgun çiftler kendini daha çok gösteren tek taşları seçebilir. Tek taşın karatı kadar, montürünün tasarımı da çok önemli. Genç çiftler ince, sade ve kibar montürleri tercih etmeli. 

    Seçilen taş boyutunun yüzükle uyumu da çok önemli. Taş, montürün üzerinde tıpkı bir çiçeğin üzerine konmuş kelebek gibi durmalı. 

    Kaliteli bir taş seçerken göz önünde bulundurmanız gereken 4 ana ölçü var. Bunlar 4C olarak adlandırılıyor. Karat ağırlığı, berraklık, renk ve kesim. Bir taşın ağırlığı ile büyüklüğünü karıştırmamak gerekiyor. 

    Aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı değişik olabilir. Bunun nedeni berraklık, renk ve kesimlerinin farklı olması. En değerli pırlanta renksiz olan. Pırlantada, doğanın parmak izleri olarak adlandırılan lekeler bulunuyor. Bu lekelerin sebebi karbon kristalleri. Lekeler azaldıkça taşın fiyatı da artıyor. 

    Fazla iri taşlı tek taşlardan ve kaba montürlerden uzak durun. Kibar bir elde, büyük bir tek taş, pek çok insan tarafından görgüsüzlük olarak yorumlanabilir. Daha büyük boyuttaki tek taşları, kolye olarak tercih edin. Pırlantayı seçerken, en büyük pırlantanın en iyisi olacağı düşüncesinden kurtulun. 

    Sevgilinizin parmak ölçüsünü bilmiyorsanız ve sürpriz yapmak istiyorsanız, biraz maceraya atılmanız gerekecek. Çünkü doğru ölçüyü bulmanın tek yolu, gizlice başka bir yüzüğünü aşırmak. Tek başınıza yapamayacaksanız yakın bir arkadaşından yardım isteyebilirsiniz. 

    Son bir bilgi: Şampanya bardağına atılan pırlanta yüzüğe bir şey olmaz. Ama elması atarsanız foyası bozulur. Aksiyonlu bir teklif planlayanların aklında bulunsun. Bir de teklifi yaparken, orkide gibi değerli bir çiçek veya çok şık bir mücevher kutusu kullanın.
    HÜRRİYET

9 Mayıs 2013 Perşembe

Mihlama Hakkında Genel Bilgi



Kıymetli  metal  alaşımlarından  yapılmış  takıların(yüzük,küpe,kolye  vs.)  metal
gövdeleri(montür) üzerine taş takma işlemine mıhlama sanatı denir.Mıhlama takı imalatının
önemli bir aşamasıdır.

Takılara  kıymetli  metalden  daha  pahalı  olan  taşlar  da((elmas,zümrüt,yakut,safir)
mıhlanır.Böyle takıların ismi mücevher olur.

Mücevherin  albenisini  arttıran,  değerini  ikiye  katlayan  ustaların  çalıştığı  bir  alandır
mıhlama sanatı.

Kıymetli  taşları  montürlere  mıhlayanlar,  yani  takıya  giysilerini  giydirenler,nazlı
olur,az konuşur, susarlar. Gerçekten reklamı ve konuşmayı pek sevmezler.

Haklılar.  Usta'yı  altın  bir  montüre  pırlanta  yerleştirirken  yani  mıhlarken  izlemek
onlara hak vermek için yeter. Luplar, iğne deliğinden küçük boşluklardır ve toplu iğne başı
kadar küçük pırlantalar ile çalışırlar.Usta, hiç konuşmaz haklı olarak. Yaptığı işi anlatmanın
en iyi yolu bu. "Arif olan anlasın "dır.
Kıymetli  bir  mücevher  parçası  bulup  taşlarını  inceleyin,  işte  o  taşları,  o  sizin
seçmekte, saymakta güçlük çektiğiniz taşları altın montüre mıhlama ustaları yerleştiriyor. Bu
zor iş ne kadar ustalıkla yapılırsa takının değeri o kadar artar.

Kapalıçarşı’da  mücevher  işiyle  uğraşan  esnaf  söyle  diyor:  "Bir  mıhlama  ustası
küçücük bir taşı bile görkemli bir hale getirebilir”.

Bu takı işinin en gizemli yeri mıhlayıcıların tezgahıdır. Onları, taş mıhlarken izlemek
büyüleyicidir.

Elinize kıymetli bir takı geçerse onu takmadan önce uzun uzun inceleyin, onun için
dökülen  emeği  düşünün  ve  onu  güzel  taşıyın,  bu  uğurda  dökülen  emek  bunu  fazlasıyla
hakkediyor.

Mıhlama  basit  bir  taş  takma  işi  gibi  görünebilir  ancak  son  derece  önemli  görevleri
üstlenmiş olan mıhlayıcı ustaları, hem işletmeye hem de ülke turizmi ve ekonomisine büyük
katkı yapmaktadırlar.

MEGEP 
(MESLEKÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN 
GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) 

KUYUMCULUK TEKNOLOJİSİ 
 MIHLAMA 

 ANKARA 2006

Kuyumculukta kullanılan tasların seçimindeki parametreler







 Kuyumculukta Kullanılan Değerli Taşlara Giriş 

Yeryüzünde 2000 mineral vardır. Günümüzde kuyumculukta kullanılanların sayısı çok
daha  sınırlıdır..Taş  bilimine  gemoloji  denir.Taşları  değerlendiren  taş
eksperleridir.Kuyumculukta  kullanılan  taşların  seçiminde  aşağıdaki  parametreler  dikkate
alınır:

  •  Renk 
  •  Kesim 
  •  Sertlik 
  •  Parlaklık 
  •  Saflık 



  • Renk 

Aynı  mineralin  farklı  renklerde  olanı  vardır.Bu  durum  taş  yatağının  özelliğinden
kaynaklanmaktadır.Örneğin;Kuvars  genellikle  renksizdir.Fakat  mor,sarı,kahverengi,kırmızı
olabilir.

  • Kesim  

Taşı gösteren kesimidir.Taş diğer özelliklerini doğadan almasına karşın kesimi insan
eliyle  yaratılan  tek  özelliktir.  Kesim  şekilleri,  yuvarlak,  damla,  oval,  kalp,zümrüt,  markiz,
üçgen,  olmakla  birlikte,taşın  yüzeyine  faseta  (tıraş),  cabochon  (kapşon)  bombeli  yüz
kesimleri olan da vardır.

  • Sertlik 

Atomları  bir  arada  tutan  bağlar  bir  mineralin  sertliğini  belirler.1812  yılında
Avusturyalı mineralog Friedrich Mohs bugün hala kullanılan bir sertlik ölçeği oluşturdu.On
mineral  seçerek  sıraladı.Her  mineral  sadece  ölçekte  kendinden  bir  altta  kalan  minerali

çizebiliyordu.Bir  mineralin  ölçeğin  neresinde  olduğunu  bulmak  için  tırnağınızı(sertliği2,5)
ve  bir  çakı(sertliği5,5)kullanabilirsiniz.En  az  6  sertlik  derecesine  sahip  mineraller  camı
çizerken  camın  kendisi  apatiti  ve  altındaki  diğer  mineralleri  çizecektir.Mohs  ölçeğinde
mineraller  arasında  aralıklar  eşit  değildir.Elmas  ,talktan  yaklaşık  40  kat  daha
sertken,korindon sadece 9 kat serttir.Sertlik numaraları aşağıdaki gibi sıralanır.

1         2       3            4       5           6           7           8             9       10
Talk  Jips  Kalsit  Flüorit  Apatit  Ortoklaz Kuvars  Topaz  Korindon  Elmas

Tablo 1.1: Mohs sertlik numaraları dizisi

Sertlik kavramının taş seçiminde anlamı,taş ne kadar sertse o kadar değerlidir.En sert
taş elmastır. Sertliği 10’ dur.En değerli taş elmastır.

Yarı  değerli  taşlar  4-8  arası  sertliğe  sahiptir.4’  ün  altı  sertliğe  sahip  taşlar
kuyumculukta fazla rağbet görmez.



  • Parlaklik 

 Takının albenisini artıran özelliklerinden birisidir.

•  Metal parlaklığına örnek:  pirit
•  Cam gibi parlak örnek:  kuvars, zümrüt
•  Elmas gibi parlak örnek: elmas, seruzit
•  Sedef gibi parlak örnek: mika, jips, talk
•  Reçine gibi parlak: örnek: sfalerit
•  İpek gibi parlak örnek: asbest, jips
•  Yağlı gibi parlak örnek:flüorit,kükürt,zirkon


  •  Saflık 

 Taşın saf olması istenilen bir özelliktir.Yani empürite (istenilmeyen maddeler) taşın
homojen  yapısını  bozar  değerini  düşürür.Pırlantada  lüple  görülebilen  karbon  noktaları
baltalar,çizgiler vs. ne kadar az ise o kadar değerlidir ve az bulunur.Empürite aynı zamanda
pırlantanın parlaklığını,ışık yansıtma yeteneğini etkilerler.


ARAŞTIRMA

Araştırma işlemleri için internet ortamı ve kuyumculuk taşlarının satıldığı mağazaları
gezmeniz  gerekmektedir.  Kuyumculuk  taşlarının  kullanım  şekil  ve  amaçları  için  ise  bu
taşları kullanan kişilerden ön bilgi edininiz.


MEGEP 
(MESLEKÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN 
GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) 

KUYUMCULUK TEKNOLOJİSİ 
 MIHLAMA 

 ANKARA 2006





Kuyumculuk sektorunde geleneksel deger zinciri






Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri açısından bir değerlendirme yapıldığında
ise  zincirin  kıymetli  metallerden  bir  montür  tasarlayıp  uygulamaya  geçiren  sadekarların
etrafında  oluştuğunu  gözlüyoruz  (Şekil  3).  Sadekarlar,  taşlı  ya  da  taşsız  mücevherlerin
değerli  madenlerden  yapılmış  olan  kısımlarını  üreten,  dolayısıyla  ileri  düzeyde  form  ve
malzeme  bilgisi  olan,  küçük  el  aletleriyle  tamamen  sanat  ve  yaratıcılığa  dayalı  olarak
(yüzük, küpe ve bilezik gibi) geniş bir yelpazede ürünler imal edebilecek kapasiteye sahip
kişiler  olarak  tanımlanmaktadır.  Bu  niteliğe  sahip  ustalar,  henüz  taşları  takılmamış  ve
cilalanmamış ürünlerin “sade”sini hazırlayıp, gerekli durumlarda çok sayıda farklı alanda
uzmanlaşmış  atölye  ile  birlikte  çalışabilen,  dolayısıyla  geleneksel  kuyumculuk  değer
zincirini  büyük  oranda  yönetme  becerisine  sahip  sanatkarlar  olarak  sektörde
farklılaşmaktadırlar.

Değer  zincirinin  ilk  halkalarından  birini  oluşturan  ocakçılar,  başta  altın  olmak  üzere
kıymetli  madenleri  kuyum  ve  mücevher  üretiminde  kullanılmak  üzere  hazırlarlar.  Bu
ustalar  eritme  ocaklarında  ısıl  işlem  uygulayarak  altını  eritip,  çubuk  ve  levha  formunda
döktükten sonra, haddelerden geçirerek tel formuna getirirler. Ayar evleri altının ayarını
ölçmek amacıyla işlem yapan atölyelerdir 6 . Bu aşamalardan sonra sadekarlar, yapacakları
montürün  gerektirdiği  ölçüde  çeşitli  atölyelerle  ısmarlama  işler  yaptırmak  üzere  ilişki
kurmaktadır.  Bu  aşamadaki  ustalar  arasında  yer  alan  mıhlayıcılar,  kıymetli  veya  yarı
                                               
6   Geleneksel  değer  zincirinde  ocakçılar  gerekli  durumlarda  sadekarlar  için  astar  üretme  görevini  de
üstlenmekteydi. Ancak 1970’li yıllar ile birlikte döküm tekniğindeki gelişmelere paralel olarak, dökümcü adı
altında  ve  parafinden  yapılmış  ürünlerin  alçı  kalıplarının  çıkartılması  ve  değerli  madenin  bu  kalıplara
dökülerek şekil verilmesi işi ile uğraşan yeni bir uzmanlaşma alanı ortaya çıkmış, dolayısıyla ocakçıların bu
rolü azalmıştır. kıymetli  taşları,  ürünün  metal  kısmı  üzerine  tırnak  veya  güverse  teknikleri  kullanarak
yerleştiren  ustalardır.  Kakmacılar  ise  altın  veya  gümüş  levhaları  ısıtarak  kaplama  veya
kabartma  yapıp  şekil  veren  kimselerdir.  Kalemkarlar  çelik  kalemler  kullanarak  değerli
madenler  üzerinde  desen  ve  şekiller  oyan  veya  yazı  yazan  ustalardır.  Mineciler  maden
oksidi ve toz cam karışımı ile meydana gelen mineyi önceden hazırlanan takının üzerine,
yuvalar  ve  oyuklar  açarak  veya  tel  hücreler  yaparak  içerisine  dolduran  ustalardır  (Akın,
2008: 4-7).


Şekil 3. Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri 

Kaynak: yazar tarafından oluşturulmuştur.


Değer zincirinin son halkalarında yer alan cilacılar ise ürünlerin üzerindeki zımpara izlerini
kaldırıp madene parlaklığını verek ustalardır. Sözü edilen bu geleneksel meslek dallarının
yanında, bitmiş ürünü tamamlayan (küpe arkası, klips gibi) yarı mamüllerin veya üretim
aşamasında  kullanılan  kimyasalların  tedariğini  yapan  çok  sayıda  işletme  de  geleneksel
değer zinciri içerisinde yer almaktadır. Zincire en son eklenen ramatçılar altın ve gümüş
işleyen  atölyelerden  çıkan  çöp  ve  artıkların  yakma  ya  da  elektroliz  yoluyla  geri
kazanılması  işi  ile  uğraşan  kişilere  denmektedir.  İfrazcı  ramatçılardan,  kuyum
atölyelerinden veya piyasadan elde ettikleri külçe ve hurda altını 24 ayar saf altın haline
getirenlere denmekte, gerek ramatçı, gerekse de ifrazcı bu özellikleri ile bir bakıma “çöpü”
bile  kıymetli  olan  kuyumculuk  sektöründe  geri  kazanım  anlamında  önemli  roller
üstlenmektedir.

Ne var ki, İstanbul’da kuyumculuk sektörünün tarihsel gelişim süreci içerisinde yerleşik
hale gelen ve karşılıklı güven ilişkilerine dayalı oluşmuş olan geleneksel üretim zinciri son
yıllarda önemli ölçüde değişmiş ve geleneksel el sanatları olarak değerlendirilen pekçok
meslek  alanı  kaybolmaya  yüz  tutmuştur

Kaynak Yazar:
İstanbul’da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri:  
MÜCEVHER TASARIMI VE 
KUYUMCULUK 
 Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri 
  Sektörel Araştırma Raporu 
  
Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN 
Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi 
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi 

Türkiye’de kuyumculuk piyasası- Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN



Türkiye’de  kuyumculuk  piyasasını  konu  alan  araştırmalar,  sektörün  tarihsel  gelişim
sürecinde  ortaya  çıkan  ikili  iç  piyasa  yapısının   günümüzde  de  varlığını
sürdürdüğüne  işaret  etmektedir.  Bilgin’e  göre  geleneksel  müşteri,  altın  takının  yatırım
değerine  daha  fazla  önem  veren,  düğün  ve  nişan  gibi  sosyal  gerekleri  yerine  getirmek
amacıyla  takı  satın  alan  kesimi  temsil  etmektedir.  Bu  grupta  yer  alan  bireyler  kuyum
ürünleri  alırken  ileride  nakit  paraya  dönüştürülme  olasılığını  göz  önünde  tutarak  en  az
değer kaybedecek, işçilik değeri en az olan ürünleri tercih etmektedir. Diğer taraftan, takıyı
süslenme  amacıyla  alan  ve  bir  itibar  aracı  olarak  gören  tüketiciler  ise  markalı  ürünlere
yönelmektedir (Bilgin, 2006).

Güngör  ve  Özdemir’in  (2009)  bulguları  da  bu  durumu  doğrular  niteliktedir.  Buna  göre
çalışan  bayanların  kuyum  ve  mücevher  eşyası  tüketim  tercihlerini  beş  temel  faktör
belirlemekte ve üretici firma adı %30’luk bir oranla bayanların takı tercihlerinde aradıkları
nitelikler  arasında  ilk  sırayı  almaktadır.  Takıda  kullanılan  taş,  takının  modeli  ve  ayarı
sırasıyla ikincil öneme sahip özellikler arasında değerlendirilirken, fiyat %8’lik bir önem
derecesi ile bu beş faktör arasında sonuncu sırada gelmektedir.  

Kuyumculuk  sektöründe  takı  ve  aksesuar  markalarına  ilişkin  2008  yılında  yapılan  bir
başka  araştırma  ise  Türkiye’de  kuyumculuk  sektörünün  tüketim  ucuna  ilişkin  önemli
ipuçlarını  ortaya  koymaktadır  (Sibermetrik,  2008).  Buna  göre,  altın  mücevher  alanında
marka adı belirtilmeksizin ilk akla gelen firmaların başında %19.8 ile Altınbaş, %16.9 ile
Atasay, %6.2 ve %3.5 ile Goldaş ve Gold gelmektedir. Araştırma sonuçlarına göre, altın
mücevher tüketiminde en sık kullanılan ürün %22.2 ile yüzük, %12.3 ile küpe, %11.7 ile
22 ayar bilezik gelmekte iken, araştırmaya katılanların yaklaşık %45’i yılda en az bir kez
altın ürünü satın aldıklarını belirtmişlerdir. Araştırmada ödeme biçimi olarak tüketicilerin
önemli bir bölümünün (%90.2) alışverişlerinde nakit para kullandıkları ortaya konmuştur.
Bununla  birlikte,  araştırmaya  katılanlar  arasında  kentte  oturan  20  yaş  ve  üzeri  kadın
nüfusun yaklaşık %60’ı satın aldığı markayı 5 yıl ve daha uzun bir süredir tercih ettiğini
belirtmişlerdir.

KAYNAK:MÜCEVHER TASARIMI VE
KUYUMCULUK

Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri

 Sektörel Araştırma Raporu


 Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN
Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi

Trabzon hasiri hakkinda bilgi



İsim:  %7B0B569025-06A5-46CA-AE18-590E159354A3%7D_urun_kucuk_resim.jpg
Görüntüleme: 12784
Büyüklük:  27,2 KB (Kilobyte)Trabzon Hasırı Nedir?
Trabzon Hasırı’nın takı olarak üretimi Osmanlı döneminde Trabzon da başlamıştır.Örgü şeklinin teknik kökeni çok eski çağlarda ki şövalyelerin zırhının örgü şekline dayanır. İlk olarak Trabzon Hasır, beylerin kılıçlarına kemer olarak üretilir ve sonradan takı eşyasına dönüşür.Trabzon’un bir ticaret şehri oluşu ve ipek yolu üzerinde bulunuşu sebebiyle bu takı sanatı günümüze kadar yaşama şansı bulur.
Trabzon Hasarı 900 ayar Gümüş ve 22 (916)ayar Altın olarak üretilmektedir.Çok özenli işlemler sonuncunda 0.3 mm ve 0.35 mm kalınlığında oluşturulan Hasır teli il olarak Trabzon’un örücü bayanlarına örmeleri için verilmektedir.Yüzyıllardır bu Sanatı yaşatan örücü bayanların, hünerli ellerinde uzun sureli uğraşlarla şekillenen Hasır örgüler sonra atölyelerimizde değerli ustalarımız tarafından takı olarak hazırlanır.Hasır atölyelerde bir çok önemli ince işlemden geçer.Sonra yine atölyelerde çeşitli toka tasarımlarıyla farklılık ve çeşitlilik kazanır.

Trabzon Hasırı bayanlara daha çok kemer, bilezik ,gerdanlık, küpe, yüzük, broş olarak sunulur.Erkeklere daha çok kravat iğnesi ve kol düğmesi olarak sunulur.
Trabzon Hasırı Trabzon El Sanatı ürünlerinin en önde gelen ürünüdür ve tüm Dünya'ya Trabzon'dan pazarlanır. Türkiye de ise ağır El Sanatı takı olarak 1. Sırada tercih edilir. Hasır’ın bir önemli özelliği de geri dönüşümünde diğer takılar gibi para kaybı olmamasıdır.Trabzon Hasırı çok kullanışlı olmakla beraber sağlamlığı torunlara bırakabilmesinin en büyük sebebidir.El emeği göz nuru oluşu da onu çok tercih edilen bir takı olarak hala Dünya'nın ve Türkiye’nin gündeminde olmasını sağlar.





Trabzon Hasırı Nedir?

Dünyada zırh örücülüğü olarak örnekleri görülen gümüş örücülüğü, ülkemizde “Trabzon işi” olarak bilinmektedir. Hasır Örgü tekniği Kafkaslar Bölgesinden 1900 yılı başlarında Trabzon’a getirilerek yaygınlaştırılan muhteşem bir sanattır. Rus İhtilali sırasında Kafkaslardan göç edenler sanatlarını Trabzon’da devam ettirmişlerdir. .Yaklaşık 30-35 mikron (0,3 mm.) kalınlığındaki altın ya da gümüş tellerin ilmek ilmek örülmesiyle icra edilen bu sanatın ürünleri, Trabzon’un Mersin köyünden yurdun hemen her yerine yayılmıştır. Elde edilen teli Trabzon yöresindeki Örücü Kadınlar, ucu üçgen biçiminde sivriltilmiş bir tür özel cımbız ile dokumaya başlarlar. 18-20 cm’ lik bir bileziğin örülme süresi yaklaşık 15 gün sürmektedir. Örülen metal örgüde kırılmalardan dolayı çıkan teller tek tek eğelenip kaynak ile birleştirilirler. İstenilen kalınlıkta, uzunlukta ve motiflerle yapılan bilezikler, kolyeler ve kemerler toka-kilit sistemleri yapılmak üzere atölyelere alınırlar. Standart model toka motifleri, çelik uçlu kalemlerle yapılır İlave model olan telkari motifli tokalar kemerlerde standarttır.
İsim:  %7B0B569025-06A5-46CA-AE18-590E159354A3%7D_urun_kucuk_resim.jpg
Görüntüleme: 12784
Büyüklük:  27,2 KB (Kilobyte)
Kumaş gibi örülen ve istenilen uzunluklarda kesilerek çeşitli objelerin yapılabildiği bu sanatta düzgünlük en önemli detaydır. Bu nedenle çok örülerek elin alıştırılması gerekmektedir. Acemiliğin gümüş telde atıldığı, ustalığın altın telde hayat bulduğu bu sanatı, tasarımcılar geçmişin ışığında geleceğe aktarmaktadırlar. Birkaç sezondur altın modacıların baş tacı. Elbiselerden ayakkabılara, çantalardan aksesuarlara kadar her yerde altın rengi (dore) kullanılıyor. Üstelik bu yaz kalın bilezikler de çok gözde. Yani kalın bir bileziğiniz varsa, üstelik altın ya da doreyse bu, modaya son derece uygun bir aksesuara sahipsiniz anlamına geliyor. Hal böyle olunca genellikle düğünlerde gelinlere takılan Trabzon hasırı da altın çağını yaşıyor. 
Trabzon hasırı geçen yıldan beri tescilli bir ürün. Yani Trabzon’dan başka bir yerde üretilmesi mümkün değil. Tamamen el işçiliğine dayanan hasır örücülüğünün sadece kadınlar tarafından yapıldı biliniyor. Trabzon’da ortalama 2 bin 500 örücü olduğu tahmin edilmekte. Yılda üç ton civarında hasır üretimi yapıldığı tespit edilmiş. Trabzon hasırının özellikleri; 22 ayar altından yapılan hasır bilezik yumuşak dokuludur. Üstüne su dökülse bile sızdırmaz. Kalitesine göre 300-500 yıl dayanır. Şu anda bilinen 100-150 yıllık hasır bilezikler olduğu biliniyor.

sahte tektas pirlantalar elmaslar silikonlu pirlanta


sahte tektaş pırlantalar elmaslar silikonlu pırlanta


Dikkat elmasınız silikonlu çıkabilir

Değerli ve yarı değerli taş bilimiyle amatör ve profesyonel olarak ilgilenenlerin kurduğu Gemoloji Derneği, değerli taş piyasasında ahlaki yükümlülüğünün önemine dikkat çekti.

Türkiye `de giderek gelişen değerli ve yarı değerli taş sektöründe sertifikalı taş kullanımının esnafa `zul geldiği`, pırlanta yerine `zımpara`, kehribar yerine plastik, akuamarin yerine `sentetik spinel` satın alınması gibi sürprizlerle karşılaşılabileceği bildirildi. Elmaslarda `silikon`un da pürüz gidermede kullanıldığı anımsatıldı. Değerli ve yarı değerli taş bilimiyle amatör ve profesyonel olarak ilgilenenler tarafından kurulan Gemoloji Derneği , İstanbul Kadıköy `ün antik çağdaki adı olan ve aynı adlı değerli taşın çıktığı yer olan Kalsedon adlı dergi yayımlamaya başladı. Dergide yer alan `Süstaşı Alım Satımında Sizleri Bekleyen Tehlikeler` başlıklı makalede, bugün hemen her cevherin sentetiğinin üretildiği ve mücevher imalatında yoğun olarak kullanıldığı belirtildi. GERÇEĞİYLE SENTETİĞİ AYIRDETMEK ZOR Sentetik taşların doğadakilerle aynı optik, fizik ve kimyasal özelliklere sahip olduğu belirtilen makalede, bu taşların birbirlerinden zor ayırt edilebildikleri ancak özel laboratuarlarda deneyimli gemologlar (süs taşı uzmanları) tarafından tanınabilecekleri kaydedildi. Sektörde yanlış bilgilerle tahmin yapmaya çalışmanın `hüsranla` sonuçlanabildiğine dikkat çekilen makalede, `İnci diye satılan boncuklar, kehribar diye satılan plastikler, taş diye satılan camlar hepsi birer taklit örneğidir. Bir süs taşı her ne ise o isim altında özellikleri belirtilerek satılmak zorundadır. Mavi topazı veya sentetik spineli `akuamarin` adı altında satmak etik kurallara aykırı olup müşteriyi kandırmaktan başka bir şey değildir` denildi. Gemoloji Derneği , Türkiye `de sertifikalı satış yapan firmaların bulunduğunu, birçok firmanın da sisteme geçiş hazırlığı yaptığını da kaydetti. DİKKAT ELMASINIZ `ZIMPARA TAŞI` OLABİLİR Makalede şu örneğe yer verildi: `1998 yılında Charles & Coulvard diğer adıyla C3 Inc ., pırlantayı aratmayacak güzellikte olduğunu iddia ettikleri bir taklidi `Moissanite` adı altında ilk kez piyasaya sürdüler. New York `ta on ünlü kuyumcuya sunulan bu taş tam sekiz kuyumcu tarafından `pırlanta` diye kabul gördü. Moissanite aynı bir Truva Atı gibi kaleyi içeriden fethetmişti. Elmas test cihazlarını kandıran, neredeyse pırlanta kadar sert olan bu maden aslında bizlere hiç de yabancı değildi. Sanayide, iş yerlerinde, hatta evlerimizde kullandığımız zımpara taşı şekil değiştirip pırlanta kesimli kıyafetiyle takılarda boy göstermeye başladı… Nitekim piyasanın deneyimsizliğinden yararlanan bazı fırsatçılar bu taşları pırlanta diye pazarladılar. Moissanite satmak suç değildir ama onu pırlantaymış gibi satmak hem ahlaka aykırıdır hem de ticaret hukukunda suç teşkil eder.` SİLİKON SONUNDA ELMASA GİRDİ Değerli taş sektöründe `boyama, ısıtma, yağlama, silikonla çatlak doldurma, lazer tedavisi, kaplama, radyasyon ve difüzyon` gibi kimi iyileştirme yöntemleri bulunduğunu belirten Gemoloji Derneği , Türkiye `de `silikonlu taş` konusunun sık sık gündeme geldiğini kaydetti. Elmasların içinde bulunan çatlak ve dilimlenmelerin önceleri silikonla sonraları formülü gizli özel reçinelerle doldurulduğuna değinilen makalede, `Eski bir alışkanlık olarak halen bu tür işlem görmüş taşlara yanlış olarak `silikonlu taş` denilmektedir. Mıhlanırken asit ve ateşe duyarlı olduklarının bilinmesi gereken bu işlem görmüş pırlantaları daha ekonomik bir alternatif olarak güvenli kullanmak müşteri tercihine kalmış bir seçimdir` denildi. Kahverengiye çalan elmasların beyazlaştırma işlemine tabi tutulduklarına değinilen makalede Gemoloji Derneği , `İşlem öncesi ve sonrası birim fiyatlarda önemli farklar oluştuğu için tüketicinin korunması açısından her tür işlem gören taşların alım ve satımında bu hususun açıkça belirtilmesi hem ticari hem de ahlaki bir yükümlülüktür` uyarısında bulunuldu. Makalede, `Dış ülkelerde yaygın olan sertifika kullanımı hala ülkemizde esnafa zul gelmekte ve sanki satışı olumsuz etkileyecek ya da kendisine duyulan güveni zedeleyerek müşteri kaybına neden olacakmış gibi üvey evlat muamelesi görmektedir. Tam tersine bağımsız bir müessesenin vereceği sertifika esnafın omuzlarından büyük bir yükü kaldıracak ve artık `bana güvenin` yerine `buyurun işte sertifikası` demenin rahatlığını getirecektir` denildi. Makaleye göre değerli ve yarı değerli taş piyasası ve hobisinin en fazla geliştiği ülkelerden ABD `de, yasal olarak satıcı sattığı taşların ne tür işlemlerden geçtiğini belirten kodları etiketlerinde kullanmakla yükümlü bulunuyor. Ayrıca tüm satışlarda satıcının beyanı doğru kabul ediliyor, aksi kanıtlandığında çok büyük cezalar veriliyor. Müşteri, aldatıldığını düşündüğü durumlarda kredi kartı ödemesini durdurabiliyor ya da ödenen miktar kendisine iade ediliyor. Kredi kartı kuruluşları da sürekli yanlış yapan mağazaların kart tahsil etme yetkisini iptal ediyor

tektaş blog

Pırlanta'daki karat nedir ? pirlanta ve mucevher



Pırlanta'daki karat nedir ?


Karat Ağırlığı

Karat pırlantanın ağırlığını ifade eden ölçü birimidir. Elmas’ın ilk bulunduğu yer olan Hindistan’da keçiboynuzunun çekirdeği esas olarak alınır ve 1 karat 200 miligram ağırlığındadır (yani 1 gramın beşte biri kadar hafif).





Mücevher sektöründe genellikle 1 karattan daha düşük ağırlıkta taşlar satılmaktadır. 1 karat 100 puan olarak belirlenir. Yarım karat 50 puandır ve 0.50 ct şeklinde yazılır. Yandaki resimde pırlantaların birebir büyüklükleri ve karat numaraları gösterilmiştir.

Bir taşın ağırlığı ile büyüklüğünü karıştırmamak gerekir. Aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı diğer 3C özelliğine göre (berraklık, renk ve kesim) aynı olmayacaktır.



Ağır ve büyük pırlantalar zor bulunduğu için pırlantanın değeri de karat ağırlığıyla orantılı olarak artmaktadır. Ancak pırlanta alırken en büyük pırlantanın en iyisi olacağı düşüncesinden kesinlikle kurtulmanız gerekir. Bir pırlantanın değeri büyüklüğüne göre değil rehberimizde detaylarıyla anlattığımız 4C özelliğine göre belirlenir.

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Pirlanta Sarrafi Hakkinda


Pırlanta  Sarrafı… Türkiyenin Online Pırlanta danışmanı ..
Türk tüketicilerine ve pırlanta hayranlarına, pırlantayı tanıtmak, sevdirmek ve pırlanta alırken dikkat edilmesi gereken hususları öğreten kar amacı gütmeyen bir web sitesidir.Eğer pırlanta ürünleri hakkında sizlerde oldukça ilgi gösteren ve hayran alakalı kişilerden iseniz sizleri Pırlanta Sarrafı’nı takip edebilirsiniz. Pırlanta ürünler bildiğiniz gibi herkesin hayran olduğu dünya üzerindeki en pahalı ve en değerli taşlardan biri olarak kullanılmaktadır. .*Pırlanta kampanya ürünleri hakkında bilgi almak veya pırlanta markaları hakkında akıllarınıza takılan sorulara cevap bulmak isterseniz ;

 Türkiyenin Online Pırlanta danışmanı “Pırlanta Sarrafı sizlere yardımcı olacaktır.

11 Mayıs 2013 Cumartesi

En Pahali Anneler Günü Hediyesi




Hediyeteyze.com- Küçükken özellikle maddiyat açısından annelerimize almak isteyipte alamadığımız sonucunda ellerimizle çiçeklerle annemizin anneler gününü kutladığımız epey günler olmuştur. Çocukluk döneminden kalan ukteler kişilerin gelecek zamandan daha çok şey beklemesine sebep oluyor. Hayallerin büyümesiyle birlikte geleceğe dair eylemlerimiz de o derece artış gösteriyor. Çocukken annemiz için topladığımız rengarenk çiçekler bile annemizi sanki ona dünyaları vermişçesine mutlu ederdi. Eee dönemsel olarak insan her an istediği şeyleri alamayabiliyor dolayısıyla ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız icap eden durumlarda oluyor. Annenizin hakkınızdaki fikirleri kadar güzel ve renkli çiçekleri uzatan ellerinizin bir gün annenize hediyelerin en değerlisini de vereceğini düşünmeniz bile sizi o günlere ulaştırmak için yeterli.. Belki de o günlere ulaştınız ve dolayısıyla şu an sayfamızı bu sebepten inceliyorsunuz o zaman size çok hoşunuza gideceğini düşündüğümüz annelerin beğenisini kazanacak en pahalı anneler günü hediyelerini sunuyoruz..

En Şık ve Pahalı Anneler Günü Hediyeleri


en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-1
Bayanların yüreğini hoplatan hediye seçeneklerinden birisi de pırlantalardır. Yükte hafif pahada ağır bir hediye almak istiyorsanız ilk tercihiniz pırlantalardan yana olsun. Örgü desenli bu pırlanta modeli annenizin çok hoşuna gidecek.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-2
Annelik duygusu gördüğümüz kadarıyla insanın sahip olabileceği en huzur dolu duygulardan birisi. Anne olduktan sonra tüm öfkesinden kurtulan insanlar tanıyoruz. Nasıl bir sihirli dokunuştur bu öyle değil mi? Nasıl bir hissiyat ve nasıl bir sahipleniş? Annelik içgüdüsünü görsel olarak ifade edebilecek en özel kolyeyi sizin için seçtik. Anneler evlatlarını yaşama sebebi olarak görürler. Çünkü dünyaya gelen çocukla annenin hayatında mutlu bir sayfa açılmıştır ve bu sayfa da anneler için unutulmaz bir dönemdir. Anne karnındaki bebeği pırlanta taş ile sembolize eden bu şık kolye anneler gününde annelere alınabilecek en pahalı ve ideal hediyelerden..
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-3
Araba tutkusunun sadece beylerde mi olduğunu zannediyorsunuz? Hıhh hiçte bile. Bayanların araba tutkusu daha başkadır hatta ve hatta annelik içgüdüsüyle yaklaşırlar araçlarına.. Bağlılıklarını tahmin bile etmeniz imkânsız dolayısıyla. Annenize yükte de pahada da ağır bir hediye almak istiyorsanız arabadan daha güzel bir öneri mi olur? İmkânınız varsa düşünmenize bile gerek yok. Annenizin içinden geçenlere nokta atışı yaparak şaşırmasına sebep olmak sizin elinizde.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-4
Evinize bir misafir teşrif edecek olsa annenizin eli ayağı birbirine karışıyor öyle değil mi? Çünkü misafir demek tüm bayanlar için saygıyı çağrıştırıyor. Hemen misafirlere sunulacak ikramlar hazırlanmaya başlanıyor.. Günlük kullandığınız yemek setiniz kalkıyor ve onun yerine misafirlere özel olarak alınmış yemek takımı geliyor. Ve son noktada böylece konmuş oluyor. Annenizin misafirler geldiği zaman imdadına yetişen yemek takımını yenilemeniz annenizi eminiz çok mutlu edecek.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-5
Bayanların morali bozuk olduğunda ya görsel açıdan kendilerinde bir değişiklik yaparlar ya da kendilerini tamamen ev işlerine verirler. Bu arada bayanların ev düzenini değiştirmeleri bile onları mutlu ediyormuş. Bilimsel açıdan kanıtlanmış bu gerçeği anneniz üzerinde denemeye ne dersiniz? Nasıl mı? Anneler gününde annenize koltuk takımı alarak tabii.. Mor düşkünü bir anneniz varsa bu sürpriziniz karşısında gözyaşlarını tutamayabilir söylemiş olalım.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-6
Kendi gözlemlerimize göre annelerin de artık bilgisayarda epey vakit geçirdiğini bilgisayarlara bayağı aşina olduklarını gördük. “Annelerin hoşuna gidecek pahalı nasıl bir hediye alınır? ” diye düşünürken aklımıza  laptop geldi. Eee madem bilgisayarda fazla oyalanmamıza kızan annemizde bilgisayar kurdu o zaman ona hediye edebileceğimiz laptop makbul bir sürpriz olur. Siz ne dersiniz? Bilgisayarınızı annenizle ortaklaşa kullanmak istemiyorsunuz bu hediye fikri sizin de işinize yarayacak demektir.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-7
Samsung Galaxy S4 son teknoloji harikaları arasında en çok ses getirenlerden.. Teknolojiye meraklı olan annenize değerli bir armağan sunmak istiyorsanız size kesinlikle bu telefon modelini öneririz. Eğer anneniz dokunmatik telefon teknolojisine alışkın değilse ilk dönemler siz de annenize telefonu öğretme bahanesiyle bu telefonun tadını çıkarabilirsiniz. :) Bu ürün kuşkusuz, annenizin unutamayacağı hediyelerden biri olacak.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-8
Bayanların takıntıları arasında yer alan parfüm kokularının beğeni kazanması kişiden kişiye değişen bir durumdur. Ancak yakından tanıdığınız annenizin hangi kokulardan hoşlanacağını bilirsiniz. Etkileyici kokular kategorisinde yer alan bu pahalı parfüm annenize sizi hatırlatıcak ve parfümü her kullanışında sizi yanında hissedecek.

en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-9
Bir bayana ne kadar şık olduğunu, güzel göründüğünü söylediğinizde bilin ki sizden iyisi olmayacaktır. Görünüşe önem veren hanımlar kusursuz olmaya özen gösterirler. Bunu da aksesuarları, kıyafetleri, ayakkabıları aracılığıyla gerçekleştirirler. Annenize kendisini daima iyi hissettirecek bir hediye almak istiyorsanız tercihinizi görünüş açısından oldukça ilgi çeken bu topuklu ayakkabıdan yana kullanabilirsiniz. Annenizin özgüvenini daha da sağlamlaştıracak bu savarovski taşlarla süslü ayakkabı görenlerin içine işleyecek.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-10
Zamanının çoğunu mutfakta geçiren annenize yapabileceğiniz en büyük iyilik ortamına renk katmanızdır. :) ” Bu nasıl olacak peki?” diye meraklananlar için hemen açıklayalım.. Mutfakta en çok yer kaplayan gereçler arasında bulunan tencere setlerini yenilemenin vakti geldi de geçiyor bizce.. Annenizin göz zevkine hitap edeceğini düşündüğümüz bu tencere takımı anneler gününde hediye edilebilecek en kullanışlı hediyeler arasında yer alacak.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-11
Kol saati alışkanlığı olan kişinin derdini bir tek aynı sorunu yaşayan bilir. Saatiniz olmadığı zaman kendinizi ayrı bir boşlukta hissedersiniz. Hani bazen kafanızda sorular döner ” Ya ben bir şey yapacaktım ama neydi? ” şeklindeki unutkanlığın hissettirdiklerine benzer saatsiz dolaşmak. Annenize duyduğunuz sevgiyi temsil edecek bu kalpli altın saat göz alıcı şıklığıyla annenizin vazgeçilmezi olacak.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-12
Hem spor hem klasik kısacası ortamına göre giyinen annenize kolundan çıkarmasına gerek kalmayacak bir bileklik hediye etmek nasıl fikir sizce? ” Basit kaçmaz mı? ” diye düşünmeyin. Çünkü savarowski taşlarla döşeli minik topçukları olan bu bileklik direkt göze hitap ediyor. Annenizin narin bileklerinde eminiz daha da güzel duracaktır.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-13
Ayakkabıdan, aksesuarlardan bahsettik şık bir el çantasından bahsetmezsek olmaz. Özel günlerde güzel olmaya özen gösteren bayanların gözü gibi korudukları eşyaları arasında yer alan şık çantalar oldukça rağbet görüyor. Annenize kendisini daha iyi hissettirecek özel mi özel, güzel mi güzel bu çanta annenizin kombinine ayrı bir hava katacak..

en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-14
Yeryüzünün görünen melekleri olan annelere alınabilecek en uygun hediyelerden birisi özel taşlardan yapılmış kanatlara sahip olan bu melek bibloyu hediye etmek.. Koruyucu meleğimiz olan annemize bundan daha yakışır hediye bulabilir miyiz ki!  Anlam derinliğine önem veren anneniz bu hediyenizde şimdiye kadar karşılaşmadığı derinliği yakalayacak.
en-pahali-anneler-gunu-hediyesi-15
Anneniz şatafatta abartıya kaçmayı sevmiyorsa bu topuklu ayakkabı tam içine sinecek bir modele sahip o zaman. Tamamen sade bir ayakkabıya bayan gözüyle bakıldığında sıradanlaşmasına sebep olur. Ancak taşlı görüntüsüyle dikkat çeken ( en azından göze hoş gözüken ) bir ayakkabı bayanların daha çok içine sinecektir. Annenizi bu şık ayakkabıyla mutlu etmenin keyfini çıkarın..
Kaynak: HEDİYE TEYZE


10 Mayıs 2013 Cuma

Taşın Kanala Yerleştirilmesi ve Penslenmesi



Taşın Kanala Yerleştirilmesi ve Penslenmesi 

Taşların  kanala  yerleştirilmesinden  sonra  yanlardan  küçük  düz  puncheslerle  taşın
üzerine doğru yatırılarak pens yapılır.Bu son şekillendirmedir.

MEGEP

Amerikan Mihlama






Taşın    montür  zemininde  herhangi  bir    tutucu  elaman  (tırnak  ve  güverse)  olmadan
direkt zemine tutturulmasıdır.Taş metale gömülür.Taşın etrafındaki metal kalın bir band gibi
görülür.Hiç bir tırnak gözükmez.Üstten bakıldığında özellikle küçük taşlarda çok düzgün ve
temiz  bir  görünüm  mevcuttur.Sıvama  mıhlama  yöntemini  andırır.İkisinde  de  tırnak
yoktur.Bu  durum  insanların  aktif  yaşamında  rahatlık  sağlar.En  fazla  yüzüklerde  kullanılır,
kubbe şeklinde taş ortaya konmuş gibidir.

Tutturma işlemi mazgala kalemi ile taşın çevresindeki metali çepeçevre kuşatılmış bir
şekilde sıvanmasıyla mümkün olur. Uzmanlık isteyen bir yöntemdir. Taşı takıda tutan bir şey
yokmuş gibi his verir.
 

Daha  çok  modern  tasarımlarda  tercih  edilen  bir  yöntemdir.  Ağırlıklı  olarak  round
(yuvarlak) kesimli taşlar için uygulanır. Tasarım olarak zeminde görünmesi istenen  taş için
uygulanır.Alyans,kravat iğnesi,kolye uçları vs.

Örnek olarak yüzük seçilmiştir,diğer takıların üzerine de uygulanabilir.

MEGEP

Degerli Tasların Kesim Bicimleri


 Değerli Taşların Kesim Biçimleri 

               


  •     Yuvarlak
  •     Damla  
  •     Oval 
  •     Kalp
  •     Zümrüt kesim 
  •     Markiz 
  •     Üçgen 

Şekil : Değerli taş kesimleri

MEGEP- ANKARA

Sentetik Taşlar



Sentetik Taşlar 

Her  türlü  renk  ,kesim  veölçülerde  üretimi  yapılmaktadır.  Her  türlü  sert  ve  yarı
yumuşak maddelerden kimyevi yollarla üretilip silisyumla renklendirilen kıymetsiz taşlardır.
Ayrıca renksiz kristalden de ( CZR ) sentetik taşlar günümüzde üretilmektedir.

MEGEP -ANKARA

Tek tas yuzuk alacak erkege kilavuz




  • İşte tek taş pırlanta yüzük alırken dikkat etmeniz gereken noktalar: 


  • Banu TUNA  btuna@hurriyet.com.tr 

    Tek taş yüzük alacak erkeğe kılavuz

    Evlenme teklifi, söz, nişan ve düğün sezonu açıldı sevgili okurlar. Bu aralar en çok kız isteme, söz ve nişan faaliyetleri görülmekte. Artık nikah ve düğünler yaza...

    Sezon Hürriyet'in 5. katında da açıldı. Yıllardır daha ziyade boşanmalara alıştık, bu sene herkes evleniyor. 2007 yazı sona erdiğinde, 20'lerin sonu 30'larında başında ve bekar kimse kalmamış olacak. Haliyle ortada bir tek taş muhabbetidir almış yürüyor. Kızlar birbirine parmağındaki yüzüğü gösteriyor, erkekler nasıl bir yüzük alması gerektiğini tespit etmeye çalışıyor. 

    Düşündüm, bu tek taş yüzük seçme sıkıntısı yalnız bizim 5. katta yaşanmıyor olsa gerek. Türk erkeklerine bir hizmette bulunayım, işin inceliklerini öğreneyim dedim ve Diamond Mücevherat'ın sahibi Naci Şenocaklı'ya akıl danıştım. 

    Naci Bey, sevgiliye pırlanta armağan etme geleneğinin 1477'de Avusturya arşüdükü Maximillian ile başladığını anlattı. Maximillian, sevgilisi Mary'ye pırlanta vererek evlilik teklif etmiş. İşte tek taş pırlanta yüzük alırken dikkat etmeniz gereken noktalar: 

    Mutlaka güven duyduğunuz adresleri tercih edin. Mücevherciniz, seçimlerinizde sizi bilgilendirip fikir vermeli. 

    Taşın kesimi önemli. Kesimi düzgün yapılmamış bir taş, vermesi gereken parlaklığı ve yansımayı vermez. Kesimde, ışığın kırılma noktaları çok önemli. Işık, taşın içinde dans etmeli. Ancak doğru kesime sahip olan pırlantalar, ışığı içine alarak ideal parlaklığı ve yansımayı gerçekleştirir. 

    Taşın rengi de büyük önem taşıyor. Pırlantanın pek çok renk kategorisi var. Bunlar, sarıdan beyaza doğru olan tonlar. 
    Pırlantayı, ışığı en iyi alacak şekilde tuttuğunuzda, kesim kalitesini, rengini ve lekesini en rahat şekilde görebilirsiniz. 

    Çiftin yaşı, nasıl bir model seçileceğinde etkili. Gençler daha abartısız, daha ufak taşlı modelleri tercih etmeli. Yaşça daha olgun çiftler kendini daha çok gösteren tek taşları seçebilir. Tek taşın karatı kadar, montürünün tasarımı da çok önemli. Genç çiftler ince, sade ve kibar montürleri tercih etmeli. 

    Seçilen taş boyutunun yüzükle uyumu da çok önemli. Taş, montürün üzerinde tıpkı bir çiçeğin üzerine konmuş kelebek gibi durmalı. 

    Kaliteli bir taş seçerken göz önünde bulundurmanız gereken 4 ana ölçü var. Bunlar 4C olarak adlandırılıyor. Karat ağırlığı, berraklık, renk ve kesim. Bir taşın ağırlığı ile büyüklüğünü karıştırmamak gerekiyor. 

    Aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı değişik olabilir. Bunun nedeni berraklık, renk ve kesimlerinin farklı olması. En değerli pırlanta renksiz olan. Pırlantada, doğanın parmak izleri olarak adlandırılan lekeler bulunuyor. Bu lekelerin sebebi karbon kristalleri. Lekeler azaldıkça taşın fiyatı da artıyor. 

    Fazla iri taşlı tek taşlardan ve kaba montürlerden uzak durun. Kibar bir elde, büyük bir tek taş, pek çok insan tarafından görgüsüzlük olarak yorumlanabilir. Daha büyük boyuttaki tek taşları, kolye olarak tercih edin. Pırlantayı seçerken, en büyük pırlantanın en iyisi olacağı düşüncesinden kurtulun. 

    Sevgilinizin parmak ölçüsünü bilmiyorsanız ve sürpriz yapmak istiyorsanız, biraz maceraya atılmanız gerekecek. Çünkü doğru ölçüyü bulmanın tek yolu, gizlice başka bir yüzüğünü aşırmak. Tek başınıza yapamayacaksanız yakın bir arkadaşından yardım isteyebilirsiniz. 

    Son bir bilgi: Şampanya bardağına atılan pırlanta yüzüğe bir şey olmaz. Ama elması atarsanız foyası bozulur. Aksiyonlu bir teklif planlayanların aklında bulunsun. Bir de teklifi yaparken, orkide gibi değerli bir çiçek veya çok şık bir mücevher kutusu kullanın.
    HÜRRİYET

9 Mayıs 2013 Perşembe

Mihlama Hakkında Genel Bilgi



Kıymetli  metal  alaşımlarından  yapılmış  takıların(yüzük,küpe,kolye  vs.)  metal
gövdeleri(montür) üzerine taş takma işlemine mıhlama sanatı denir.Mıhlama takı imalatının
önemli bir aşamasıdır.

Takılara  kıymetli  metalden  daha  pahalı  olan  taşlar  da((elmas,zümrüt,yakut,safir)
mıhlanır.Böyle takıların ismi mücevher olur.

Mücevherin  albenisini  arttıran,  değerini  ikiye  katlayan  ustaların  çalıştığı  bir  alandır
mıhlama sanatı.

Kıymetli  taşları  montürlere  mıhlayanlar,  yani  takıya  giysilerini  giydirenler,nazlı
olur,az konuşur, susarlar. Gerçekten reklamı ve konuşmayı pek sevmezler.

Haklılar.  Usta'yı  altın  bir  montüre  pırlanta  yerleştirirken  yani  mıhlarken  izlemek
onlara hak vermek için yeter. Luplar, iğne deliğinden küçük boşluklardır ve toplu iğne başı
kadar küçük pırlantalar ile çalışırlar.Usta, hiç konuşmaz haklı olarak. Yaptığı işi anlatmanın
en iyi yolu bu. "Arif olan anlasın "dır.
Kıymetli  bir  mücevher  parçası  bulup  taşlarını  inceleyin,  işte  o  taşları,  o  sizin
seçmekte, saymakta güçlük çektiğiniz taşları altın montüre mıhlama ustaları yerleştiriyor. Bu
zor iş ne kadar ustalıkla yapılırsa takının değeri o kadar artar.

Kapalıçarşı’da  mücevher  işiyle  uğraşan  esnaf  söyle  diyor:  "Bir  mıhlama  ustası
küçücük bir taşı bile görkemli bir hale getirebilir”.

Bu takı işinin en gizemli yeri mıhlayıcıların tezgahıdır. Onları, taş mıhlarken izlemek
büyüleyicidir.

Elinize kıymetli bir takı geçerse onu takmadan önce uzun uzun inceleyin, onun için
dökülen  emeği  düşünün  ve  onu  güzel  taşıyın,  bu  uğurda  dökülen  emek  bunu  fazlasıyla
hakkediyor.

Mıhlama  basit  bir  taş  takma  işi  gibi  görünebilir  ancak  son  derece  önemli  görevleri
üstlenmiş olan mıhlayıcı ustaları, hem işletmeye hem de ülke turizmi ve ekonomisine büyük
katkı yapmaktadırlar.

MEGEP 
(MESLEKÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN 
GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) 

KUYUMCULUK TEKNOLOJİSİ 
 MIHLAMA 

 ANKARA 2006

Kuyumculukta kullanılan tasların seçimindeki parametreler







 Kuyumculukta Kullanılan Değerli Taşlara Giriş 

Yeryüzünde 2000 mineral vardır. Günümüzde kuyumculukta kullanılanların sayısı çok
daha  sınırlıdır..Taş  bilimine  gemoloji  denir.Taşları  değerlendiren  taş
eksperleridir.Kuyumculukta  kullanılan  taşların  seçiminde  aşağıdaki  parametreler  dikkate
alınır:

  •  Renk 
  •  Kesim 
  •  Sertlik 
  •  Parlaklık 
  •  Saflık 



  • Renk 

Aynı  mineralin  farklı  renklerde  olanı  vardır.Bu  durum  taş  yatağının  özelliğinden
kaynaklanmaktadır.Örneğin;Kuvars  genellikle  renksizdir.Fakat  mor,sarı,kahverengi,kırmızı
olabilir.

  • Kesim  

Taşı gösteren kesimidir.Taş diğer özelliklerini doğadan almasına karşın kesimi insan
eliyle  yaratılan  tek  özelliktir.  Kesim  şekilleri,  yuvarlak,  damla,  oval,  kalp,zümrüt,  markiz,
üçgen,  olmakla  birlikte,taşın  yüzeyine  faseta  (tıraş),  cabochon  (kapşon)  bombeli  yüz
kesimleri olan da vardır.

  • Sertlik 

Atomları  bir  arada  tutan  bağlar  bir  mineralin  sertliğini  belirler.1812  yılında
Avusturyalı mineralog Friedrich Mohs bugün hala kullanılan bir sertlik ölçeği oluşturdu.On
mineral  seçerek  sıraladı.Her  mineral  sadece  ölçekte  kendinden  bir  altta  kalan  minerali

çizebiliyordu.Bir  mineralin  ölçeğin  neresinde  olduğunu  bulmak  için  tırnağınızı(sertliği2,5)
ve  bir  çakı(sertliği5,5)kullanabilirsiniz.En  az  6  sertlik  derecesine  sahip  mineraller  camı
çizerken  camın  kendisi  apatiti  ve  altındaki  diğer  mineralleri  çizecektir.Mohs  ölçeğinde
mineraller  arasında  aralıklar  eşit  değildir.Elmas  ,talktan  yaklaşık  40  kat  daha
sertken,korindon sadece 9 kat serttir.Sertlik numaraları aşağıdaki gibi sıralanır.

1         2       3            4       5           6           7           8             9       10
Talk  Jips  Kalsit  Flüorit  Apatit  Ortoklaz Kuvars  Topaz  Korindon  Elmas

Tablo 1.1: Mohs sertlik numaraları dizisi

Sertlik kavramının taş seçiminde anlamı,taş ne kadar sertse o kadar değerlidir.En sert
taş elmastır. Sertliği 10’ dur.En değerli taş elmastır.

Yarı  değerli  taşlar  4-8  arası  sertliğe  sahiptir.4’  ün  altı  sertliğe  sahip  taşlar
kuyumculukta fazla rağbet görmez.



  • Parlaklik 

 Takının albenisini artıran özelliklerinden birisidir.

•  Metal parlaklığına örnek:  pirit
•  Cam gibi parlak örnek:  kuvars, zümrüt
•  Elmas gibi parlak örnek: elmas, seruzit
•  Sedef gibi parlak örnek: mika, jips, talk
•  Reçine gibi parlak: örnek: sfalerit
•  İpek gibi parlak örnek: asbest, jips
•  Yağlı gibi parlak örnek:flüorit,kükürt,zirkon


  •  Saflık 

 Taşın saf olması istenilen bir özelliktir.Yani empürite (istenilmeyen maddeler) taşın
homojen  yapısını  bozar  değerini  düşürür.Pırlantada  lüple  görülebilen  karbon  noktaları
baltalar,çizgiler vs. ne kadar az ise o kadar değerlidir ve az bulunur.Empürite aynı zamanda
pırlantanın parlaklığını,ışık yansıtma yeteneğini etkilerler.


ARAŞTIRMA

Araştırma işlemleri için internet ortamı ve kuyumculuk taşlarının satıldığı mağazaları
gezmeniz  gerekmektedir.  Kuyumculuk  taşlarının  kullanım  şekil  ve  amaçları  için  ise  bu
taşları kullanan kişilerden ön bilgi edininiz.


MEGEP 
(MESLEKÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN 
GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) 

KUYUMCULUK TEKNOLOJİSİ 
 MIHLAMA 

 ANKARA 2006





Kuyumculuk sektorunde geleneksel deger zinciri






Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri açısından bir değerlendirme yapıldığında
ise  zincirin  kıymetli  metallerden  bir  montür  tasarlayıp  uygulamaya  geçiren  sadekarların
etrafında  oluştuğunu  gözlüyoruz  (Şekil  3).  Sadekarlar,  taşlı  ya  da  taşsız  mücevherlerin
değerli  madenlerden  yapılmış  olan  kısımlarını  üreten,  dolayısıyla  ileri  düzeyde  form  ve
malzeme  bilgisi  olan,  küçük  el  aletleriyle  tamamen  sanat  ve  yaratıcılığa  dayalı  olarak
(yüzük, küpe ve bilezik gibi) geniş bir yelpazede ürünler imal edebilecek kapasiteye sahip
kişiler  olarak  tanımlanmaktadır.  Bu  niteliğe  sahip  ustalar,  henüz  taşları  takılmamış  ve
cilalanmamış ürünlerin “sade”sini hazırlayıp, gerekli durumlarda çok sayıda farklı alanda
uzmanlaşmış  atölye  ile  birlikte  çalışabilen,  dolayısıyla  geleneksel  kuyumculuk  değer
zincirini  büyük  oranda  yönetme  becerisine  sahip  sanatkarlar  olarak  sektörde
farklılaşmaktadırlar.

Değer  zincirinin  ilk  halkalarından  birini  oluşturan  ocakçılar,  başta  altın  olmak  üzere
kıymetli  madenleri  kuyum  ve  mücevher  üretiminde  kullanılmak  üzere  hazırlarlar.  Bu
ustalar  eritme  ocaklarında  ısıl  işlem  uygulayarak  altını  eritip,  çubuk  ve  levha  formunda
döktükten sonra, haddelerden geçirerek tel formuna getirirler. Ayar evleri altının ayarını
ölçmek amacıyla işlem yapan atölyelerdir 6 . Bu aşamalardan sonra sadekarlar, yapacakları
montürün  gerektirdiği  ölçüde  çeşitli  atölyelerle  ısmarlama  işler  yaptırmak  üzere  ilişki
kurmaktadır.  Bu  aşamadaki  ustalar  arasında  yer  alan  mıhlayıcılar,  kıymetli  veya  yarı
                                               
6   Geleneksel  değer  zincirinde  ocakçılar  gerekli  durumlarda  sadekarlar  için  astar  üretme  görevini  de
üstlenmekteydi. Ancak 1970’li yıllar ile birlikte döküm tekniğindeki gelişmelere paralel olarak, dökümcü adı
altında  ve  parafinden  yapılmış  ürünlerin  alçı  kalıplarının  çıkartılması  ve  değerli  madenin  bu  kalıplara
dökülerek şekil verilmesi işi ile uğraşan yeni bir uzmanlaşma alanı ortaya çıkmış, dolayısıyla ocakçıların bu
rolü azalmıştır. kıymetli  taşları,  ürünün  metal  kısmı  üzerine  tırnak  veya  güverse  teknikleri  kullanarak
yerleştiren  ustalardır.  Kakmacılar  ise  altın  veya  gümüş  levhaları  ısıtarak  kaplama  veya
kabartma  yapıp  şekil  veren  kimselerdir.  Kalemkarlar  çelik  kalemler  kullanarak  değerli
madenler  üzerinde  desen  ve  şekiller  oyan  veya  yazı  yazan  ustalardır.  Mineciler  maden
oksidi ve toz cam karışımı ile meydana gelen mineyi önceden hazırlanan takının üzerine,
yuvalar  ve  oyuklar  açarak  veya  tel  hücreler  yaparak  içerisine  dolduran  ustalardır  (Akın,
2008: 4-7).


Şekil 3. Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri 

Kaynak: yazar tarafından oluşturulmuştur.


Değer zincirinin son halkalarında yer alan cilacılar ise ürünlerin üzerindeki zımpara izlerini
kaldırıp madene parlaklığını verek ustalardır. Sözü edilen bu geleneksel meslek dallarının
yanında, bitmiş ürünü tamamlayan (küpe arkası, klips gibi) yarı mamüllerin veya üretim
aşamasında  kullanılan  kimyasalların  tedariğini  yapan  çok  sayıda  işletme  de  geleneksel
değer zinciri içerisinde yer almaktadır. Zincire en son eklenen ramatçılar altın ve gümüş
işleyen  atölyelerden  çıkan  çöp  ve  artıkların  yakma  ya  da  elektroliz  yoluyla  geri
kazanılması  işi  ile  uğraşan  kişilere  denmektedir.  İfrazcı  ramatçılardan,  kuyum
atölyelerinden veya piyasadan elde ettikleri külçe ve hurda altını 24 ayar saf altın haline
getirenlere denmekte, gerek ramatçı, gerekse de ifrazcı bu özellikleri ile bir bakıma “çöpü”
bile  kıymetli  olan  kuyumculuk  sektöründe  geri  kazanım  anlamında  önemli  roller
üstlenmektedir.

Ne var ki, İstanbul’da kuyumculuk sektörünün tarihsel gelişim süreci içerisinde yerleşik
hale gelen ve karşılıklı güven ilişkilerine dayalı oluşmuş olan geleneksel üretim zinciri son
yıllarda önemli ölçüde değişmiş ve geleneksel el sanatları olarak değerlendirilen pekçok
meslek  alanı  kaybolmaya  yüz  tutmuştur

Kaynak Yazar:
İstanbul’da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri:  
MÜCEVHER TASARIMI VE 
KUYUMCULUK 
 Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri 
  Sektörel Araştırma Raporu 
  
Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN 
Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi 
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi 

Türkiye’de kuyumculuk piyasası- Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN



Türkiye’de  kuyumculuk  piyasasını  konu  alan  araştırmalar,  sektörün  tarihsel  gelişim
sürecinde  ortaya  çıkan  ikili  iç  piyasa  yapısının   günümüzde  de  varlığını
sürdürdüğüne  işaret  etmektedir.  Bilgin’e  göre  geleneksel  müşteri,  altın  takının  yatırım
değerine  daha  fazla  önem  veren,  düğün  ve  nişan  gibi  sosyal  gerekleri  yerine  getirmek
amacıyla  takı  satın  alan  kesimi  temsil  etmektedir.  Bu  grupta  yer  alan  bireyler  kuyum
ürünleri  alırken  ileride  nakit  paraya  dönüştürülme  olasılığını  göz  önünde  tutarak  en  az
değer kaybedecek, işçilik değeri en az olan ürünleri tercih etmektedir. Diğer taraftan, takıyı
süslenme  amacıyla  alan  ve  bir  itibar  aracı  olarak  gören  tüketiciler  ise  markalı  ürünlere
yönelmektedir (Bilgin, 2006).

Güngör  ve  Özdemir’in  (2009)  bulguları  da  bu  durumu  doğrular  niteliktedir.  Buna  göre
çalışan  bayanların  kuyum  ve  mücevher  eşyası  tüketim  tercihlerini  beş  temel  faktör
belirlemekte ve üretici firma adı %30’luk bir oranla bayanların takı tercihlerinde aradıkları
nitelikler  arasında  ilk  sırayı  almaktadır.  Takıda  kullanılan  taş,  takının  modeli  ve  ayarı
sırasıyla ikincil öneme sahip özellikler arasında değerlendirilirken, fiyat %8’lik bir önem
derecesi ile bu beş faktör arasında sonuncu sırada gelmektedir.  

Kuyumculuk  sektöründe  takı  ve  aksesuar  markalarına  ilişkin  2008  yılında  yapılan  bir
başka  araştırma  ise  Türkiye’de  kuyumculuk  sektörünün  tüketim  ucuna  ilişkin  önemli
ipuçlarını  ortaya  koymaktadır  (Sibermetrik,  2008).  Buna  göre,  altın  mücevher  alanında
marka adı belirtilmeksizin ilk akla gelen firmaların başında %19.8 ile Altınbaş, %16.9 ile
Atasay, %6.2 ve %3.5 ile Goldaş ve Gold gelmektedir. Araştırma sonuçlarına göre, altın
mücevher tüketiminde en sık kullanılan ürün %22.2 ile yüzük, %12.3 ile küpe, %11.7 ile
22 ayar bilezik gelmekte iken, araştırmaya katılanların yaklaşık %45’i yılda en az bir kez
altın ürünü satın aldıklarını belirtmişlerdir. Araştırmada ödeme biçimi olarak tüketicilerin
önemli bir bölümünün (%90.2) alışverişlerinde nakit para kullandıkları ortaya konmuştur.
Bununla  birlikte,  araştırmaya  katılanlar  arasında  kentte  oturan  20  yaş  ve  üzeri  kadın
nüfusun yaklaşık %60’ı satın aldığı markayı 5 yıl ve daha uzun bir süredir tercih ettiğini
belirtmişlerdir.

KAYNAK:MÜCEVHER TASARIMI VE
KUYUMCULUK

Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri

 Sektörel Araştırma Raporu


 Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN
Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi

Trabzon hasiri hakkinda bilgi



İsim:  %7B0B569025-06A5-46CA-AE18-590E159354A3%7D_urun_kucuk_resim.jpg
Görüntüleme: 12784
Büyüklük:  27,2 KB (Kilobyte)Trabzon Hasırı Nedir?
Trabzon Hasırı’nın takı olarak üretimi Osmanlı döneminde Trabzon da başlamıştır.Örgü şeklinin teknik kökeni çok eski çağlarda ki şövalyelerin zırhının örgü şekline dayanır. İlk olarak Trabzon Hasır, beylerin kılıçlarına kemer olarak üretilir ve sonradan takı eşyasına dönüşür.Trabzon’un bir ticaret şehri oluşu ve ipek yolu üzerinde bulunuşu sebebiyle bu takı sanatı günümüze kadar yaşama şansı bulur.
Trabzon Hasarı 900 ayar Gümüş ve 22 (916)ayar Altın olarak üretilmektedir.Çok özenli işlemler sonuncunda 0.3 mm ve 0.35 mm kalınlığında oluşturulan Hasır teli il olarak Trabzon’un örücü bayanlarına örmeleri için verilmektedir.Yüzyıllardır bu Sanatı yaşatan örücü bayanların, hünerli ellerinde uzun sureli uğraşlarla şekillenen Hasır örgüler sonra atölyelerimizde değerli ustalarımız tarafından takı olarak hazırlanır.Hasır atölyelerde bir çok önemli ince işlemden geçer.Sonra yine atölyelerde çeşitli toka tasarımlarıyla farklılık ve çeşitlilik kazanır.

Trabzon Hasırı bayanlara daha çok kemer, bilezik ,gerdanlık, küpe, yüzük, broş olarak sunulur.Erkeklere daha çok kravat iğnesi ve kol düğmesi olarak sunulur.
Trabzon Hasırı Trabzon El Sanatı ürünlerinin en önde gelen ürünüdür ve tüm Dünya'ya Trabzon'dan pazarlanır. Türkiye de ise ağır El Sanatı takı olarak 1. Sırada tercih edilir. Hasır’ın bir önemli özelliği de geri dönüşümünde diğer takılar gibi para kaybı olmamasıdır.Trabzon Hasırı çok kullanışlı olmakla beraber sağlamlığı torunlara bırakabilmesinin en büyük sebebidir.El emeği göz nuru oluşu da onu çok tercih edilen bir takı olarak hala Dünya'nın ve Türkiye’nin gündeminde olmasını sağlar.





Trabzon Hasırı Nedir?

Dünyada zırh örücülüğü olarak örnekleri görülen gümüş örücülüğü, ülkemizde “Trabzon işi” olarak bilinmektedir. Hasır Örgü tekniği Kafkaslar Bölgesinden 1900 yılı başlarında Trabzon’a getirilerek yaygınlaştırılan muhteşem bir sanattır. Rus İhtilali sırasında Kafkaslardan göç edenler sanatlarını Trabzon’da devam ettirmişlerdir. .Yaklaşık 30-35 mikron (0,3 mm.) kalınlığındaki altın ya da gümüş tellerin ilmek ilmek örülmesiyle icra edilen bu sanatın ürünleri, Trabzon’un Mersin köyünden yurdun hemen her yerine yayılmıştır. Elde edilen teli Trabzon yöresindeki Örücü Kadınlar, ucu üçgen biçiminde sivriltilmiş bir tür özel cımbız ile dokumaya başlarlar. 18-20 cm’ lik bir bileziğin örülme süresi yaklaşık 15 gün sürmektedir. Örülen metal örgüde kırılmalardan dolayı çıkan teller tek tek eğelenip kaynak ile birleştirilirler. İstenilen kalınlıkta, uzunlukta ve motiflerle yapılan bilezikler, kolyeler ve kemerler toka-kilit sistemleri yapılmak üzere atölyelere alınırlar. Standart model toka motifleri, çelik uçlu kalemlerle yapılır İlave model olan telkari motifli tokalar kemerlerde standarttır.
İsim:  %7B0B569025-06A5-46CA-AE18-590E159354A3%7D_urun_kucuk_resim.jpg
Görüntüleme: 12784
Büyüklük:  27,2 KB (Kilobyte)
Kumaş gibi örülen ve istenilen uzunluklarda kesilerek çeşitli objelerin yapılabildiği bu sanatta düzgünlük en önemli detaydır. Bu nedenle çok örülerek elin alıştırılması gerekmektedir. Acemiliğin gümüş telde atıldığı, ustalığın altın telde hayat bulduğu bu sanatı, tasarımcılar geçmişin ışığında geleceğe aktarmaktadırlar. Birkaç sezondur altın modacıların baş tacı. Elbiselerden ayakkabılara, çantalardan aksesuarlara kadar her yerde altın rengi (dore) kullanılıyor. Üstelik bu yaz kalın bilezikler de çok gözde. Yani kalın bir bileziğiniz varsa, üstelik altın ya da doreyse bu, modaya son derece uygun bir aksesuara sahipsiniz anlamına geliyor. Hal böyle olunca genellikle düğünlerde gelinlere takılan Trabzon hasırı da altın çağını yaşıyor. 
Trabzon hasırı geçen yıldan beri tescilli bir ürün. Yani Trabzon’dan başka bir yerde üretilmesi mümkün değil. Tamamen el işçiliğine dayanan hasır örücülüğünün sadece kadınlar tarafından yapıldı biliniyor. Trabzon’da ortalama 2 bin 500 örücü olduğu tahmin edilmekte. Yılda üç ton civarında hasır üretimi yapıldığı tespit edilmiş. Trabzon hasırının özellikleri; 22 ayar altından yapılan hasır bilezik yumuşak dokuludur. Üstüne su dökülse bile sızdırmaz. Kalitesine göre 300-500 yıl dayanır. Şu anda bilinen 100-150 yıllık hasır bilezikler olduğu biliniyor.

sahte tektas pirlantalar elmaslar silikonlu pirlanta


sahte tektaş pırlantalar elmaslar silikonlu pırlanta


Dikkat elmasınız silikonlu çıkabilir

Değerli ve yarı değerli taş bilimiyle amatör ve profesyonel olarak ilgilenenlerin kurduğu Gemoloji Derneği, değerli taş piyasasında ahlaki yükümlülüğünün önemine dikkat çekti.

Türkiye `de giderek gelişen değerli ve yarı değerli taş sektöründe sertifikalı taş kullanımının esnafa `zul geldiği`, pırlanta yerine `zımpara`, kehribar yerine plastik, akuamarin yerine `sentetik spinel` satın alınması gibi sürprizlerle karşılaşılabileceği bildirildi. Elmaslarda `silikon`un da pürüz gidermede kullanıldığı anımsatıldı. Değerli ve yarı değerli taş bilimiyle amatör ve profesyonel olarak ilgilenenler tarafından kurulan Gemoloji Derneği , İstanbul Kadıköy `ün antik çağdaki adı olan ve aynı adlı değerli taşın çıktığı yer olan Kalsedon adlı dergi yayımlamaya başladı. Dergide yer alan `Süstaşı Alım Satımında Sizleri Bekleyen Tehlikeler` başlıklı makalede, bugün hemen her cevherin sentetiğinin üretildiği ve mücevher imalatında yoğun olarak kullanıldığı belirtildi. GERÇEĞİYLE SENTETİĞİ AYIRDETMEK ZOR Sentetik taşların doğadakilerle aynı optik, fizik ve kimyasal özelliklere sahip olduğu belirtilen makalede, bu taşların birbirlerinden zor ayırt edilebildikleri ancak özel laboratuarlarda deneyimli gemologlar (süs taşı uzmanları) tarafından tanınabilecekleri kaydedildi. Sektörde yanlış bilgilerle tahmin yapmaya çalışmanın `hüsranla` sonuçlanabildiğine dikkat çekilen makalede, `İnci diye satılan boncuklar, kehribar diye satılan plastikler, taş diye satılan camlar hepsi birer taklit örneğidir. Bir süs taşı her ne ise o isim altında özellikleri belirtilerek satılmak zorundadır. Mavi topazı veya sentetik spineli `akuamarin` adı altında satmak etik kurallara aykırı olup müşteriyi kandırmaktan başka bir şey değildir` denildi. Gemoloji Derneği , Türkiye `de sertifikalı satış yapan firmaların bulunduğunu, birçok firmanın da sisteme geçiş hazırlığı yaptığını da kaydetti. DİKKAT ELMASINIZ `ZIMPARA TAŞI` OLABİLİR Makalede şu örneğe yer verildi: `1998 yılında Charles & Coulvard diğer adıyla C3 Inc ., pırlantayı aratmayacak güzellikte olduğunu iddia ettikleri bir taklidi `Moissanite` adı altında ilk kez piyasaya sürdüler. New York `ta on ünlü kuyumcuya sunulan bu taş tam sekiz kuyumcu tarafından `pırlanta` diye kabul gördü. Moissanite aynı bir Truva Atı gibi kaleyi içeriden fethetmişti. Elmas test cihazlarını kandıran, neredeyse pırlanta kadar sert olan bu maden aslında bizlere hiç de yabancı değildi. Sanayide, iş yerlerinde, hatta evlerimizde kullandığımız zımpara taşı şekil değiştirip pırlanta kesimli kıyafetiyle takılarda boy göstermeye başladı… Nitekim piyasanın deneyimsizliğinden yararlanan bazı fırsatçılar bu taşları pırlanta diye pazarladılar. Moissanite satmak suç değildir ama onu pırlantaymış gibi satmak hem ahlaka aykırıdır hem de ticaret hukukunda suç teşkil eder.` SİLİKON SONUNDA ELMASA GİRDİ Değerli taş sektöründe `boyama, ısıtma, yağlama, silikonla çatlak doldurma, lazer tedavisi, kaplama, radyasyon ve difüzyon` gibi kimi iyileştirme yöntemleri bulunduğunu belirten Gemoloji Derneği , Türkiye `de `silikonlu taş` konusunun sık sık gündeme geldiğini kaydetti. Elmasların içinde bulunan çatlak ve dilimlenmelerin önceleri silikonla sonraları formülü gizli özel reçinelerle doldurulduğuna değinilen makalede, `Eski bir alışkanlık olarak halen bu tür işlem görmüş taşlara yanlış olarak `silikonlu taş` denilmektedir. Mıhlanırken asit ve ateşe duyarlı olduklarının bilinmesi gereken bu işlem görmüş pırlantaları daha ekonomik bir alternatif olarak güvenli kullanmak müşteri tercihine kalmış bir seçimdir` denildi. Kahverengiye çalan elmasların beyazlaştırma işlemine tabi tutulduklarına değinilen makalede Gemoloji Derneği , `İşlem öncesi ve sonrası birim fiyatlarda önemli farklar oluştuğu için tüketicinin korunması açısından her tür işlem gören taşların alım ve satımında bu hususun açıkça belirtilmesi hem ticari hem de ahlaki bir yükümlülüktür` uyarısında bulunuldu. Makalede, `Dış ülkelerde yaygın olan sertifika kullanımı hala ülkemizde esnafa zul gelmekte ve sanki satışı olumsuz etkileyecek ya da kendisine duyulan güveni zedeleyerek müşteri kaybına neden olacakmış gibi üvey evlat muamelesi görmektedir. Tam tersine bağımsız bir müessesenin vereceği sertifika esnafın omuzlarından büyük bir yükü kaldıracak ve artık `bana güvenin` yerine `buyurun işte sertifikası` demenin rahatlığını getirecektir` denildi. Makaleye göre değerli ve yarı değerli taş piyasası ve hobisinin en fazla geliştiği ülkelerden ABD `de, yasal olarak satıcı sattığı taşların ne tür işlemlerden geçtiğini belirten kodları etiketlerinde kullanmakla yükümlü bulunuyor. Ayrıca tüm satışlarda satıcının beyanı doğru kabul ediliyor, aksi kanıtlandığında çok büyük cezalar veriliyor. Müşteri, aldatıldığını düşündüğü durumlarda kredi kartı ödemesini durdurabiliyor ya da ödenen miktar kendisine iade ediliyor. Kredi kartı kuruluşları da sürekli yanlış yapan mağazaların kart tahsil etme yetkisini iptal ediyor

tektaş blog

Pırlanta'daki karat nedir ? pirlanta ve mucevher



Pırlanta'daki karat nedir ?


Karat Ağırlığı

Karat pırlantanın ağırlığını ifade eden ölçü birimidir. Elmas’ın ilk bulunduğu yer olan Hindistan’da keçiboynuzunun çekirdeği esas olarak alınır ve 1 karat 200 miligram ağırlığındadır (yani 1 gramın beşte biri kadar hafif).





Mücevher sektöründe genellikle 1 karattan daha düşük ağırlıkta taşlar satılmaktadır. 1 karat 100 puan olarak belirlenir. Yarım karat 50 puandır ve 0.50 ct şeklinde yazılır. Yandaki resimde pırlantaların birebir büyüklükleri ve karat numaraları gösterilmiştir.

Bir taşın ağırlığı ile büyüklüğünü karıştırmamak gerekir. Aynı karat ağırlığındaki iki pırlantanın fiyatı diğer 3C özelliğine göre (berraklık, renk ve kesim) aynı olmayacaktır.



Ağır ve büyük pırlantalar zor bulunduğu için pırlantanın değeri de karat ağırlığıyla orantılı olarak artmaktadır. Ancak pırlanta alırken en büyük pırlantanın en iyisi olacağı düşüncesinden kesinlikle kurtulmanız gerekir. Bir pırlantanın değeri büyüklüğüne göre değil rehberimizde detaylarıyla anlattığımız 4C özelliğine göre belirlenir.

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Pirlanta Sarrafi Hakkinda


Pırlanta  Sarrafı… Türkiyenin Online Pırlanta danışmanı ..
Türk tüketicilerine ve pırlanta hayranlarına, pırlantayı tanıtmak, sevdirmek ve pırlanta alırken dikkat edilmesi gereken hususları öğreten kar amacı gütmeyen bir web sitesidir.Eğer pırlanta ürünleri hakkında sizlerde oldukça ilgi gösteren ve hayran alakalı kişilerden iseniz sizleri Pırlanta Sarrafı’nı takip edebilirsiniz. Pırlanta ürünler bildiğiniz gibi herkesin hayran olduğu dünya üzerindeki en pahalı ve en değerli taşlardan biri olarak kullanılmaktadır. .*Pırlanta kampanya ürünleri hakkında bilgi almak veya pırlanta markaları hakkında akıllarınıza takılan sorulara cevap bulmak isterseniz ;

 Türkiyenin Online Pırlanta danışmanı “Pırlanta Sarrafı sizlere yardımcı olacaktır.

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler