Bu Blogda Ara

TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Temmuz 2013 Salı

TÜRKİYE KUYUMCULUK SEKTÖRÜNÜN SANAYİLEŞMESİ

TÜRKİYE KUYUMCULUK SEKTÖRÜNÜN SANAYİLEŞMESİ

KAMİL PORSUK
2009





Türkiyede kuyumculuk sektörü yıllık;

       400 ton altın,
  300 ton gümüş
      1.2 Milyar Dolar pırlanta
    işleme kapasitesine sahiptir

         yaklaşık 300.000 kişi istihdam etmektedir.



Dünyada kuyumculuk teknolojisinin gelişmesi ve talebin artması sektörde sanayileşmeyi gerekli kılmıştır.
Türkiyede ise 1985den sonra külçe altın ithalatının serbest bırakılması seri üretimi ve dolayısıyla da sanayileşmeyi teşvik etmiştir.

Sektörde işletmeler çoğunlukla atölye düzeyinde ve 2500 civarındadır.  
Atölyelerde yaklaşık 100.000 çalışan bulunmaktadır.
Satış mağazaları başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde yoğundur.
Ege ve Akdeniz Bölgesinde ise turistik satışlar ağırlıktadır.
           
Türkiyede yaklaşık 30.000 perakende satış yapan mağaza ve 15 civarında modern teknoloji kullanan büyük üretim tesisi bulunmaktadır.





Her yıl ortalama 200 ton mücevher üretimi yapılmakta ve bunun ortalama 100 tonu ihraç edilmektedir.
Türkiye külçe altın ithalatında dünyada ilk beş ülke arasında yer almaktadır.

Sektördeki işletmelerin sahip olduğu kişisel girişimcilik ruhu, sürekli büyüme isteğini de beraberinde getirmektedir.
İşletmelerin küçük ve orta ölçekli olmaları üretimde uzmanlaşmaya yol açmaktadır.
Dolayısıyla kaynak verimliliğinde de önemli artışlar sağlamaktadır.
Bu da sektörün büyümesinde önemli etki yaratmaktadır.

Sektör faaliyet alanı düşük sabit sermaye gerektiren bir alana sahip olduğundan yeni firmalar pazara kolaylıkla girebilmektedir.
Firmaların faaliyetlerinin sınırlı ve çoğunluğunun küçük işletmeler oluşu genel olarak profesyonel yönetici ve uzman çalıştırma imkanları kısıtlamaktadır,
Bu nedenle, ideal makine parkı ve üretim metodu, finansman ve pazarlama teknikleri ve mali mevzuattan yararlanma imkanları sınırlıdır.

Ayrıca;
Türkiye kuyumculuk sektörünün daha çok aile şirketi hüviyetinde olma, değişimlere daha hızlı adapte olabilme imkanı sağlamaktadır.
Girişimcilik ruhunun canlı olması nedeniyle sıkıntılı dönemlerde ekonomik ve sosyal tahribat daha az olmaktadır.

TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜNÜN GÜÇLÜ YANLARI

Kültürel miras
Ürün çeşitliliği
Üretimde Esneklik
Kaliteli ürün
Rekabet edebilir esnek fiyatlar



            

21 Mayıs 2013 Salı

Turkiye'de taki uretimi


TÜRKIYE’DE TAKI ÜRETIMI
 Kuyumculuk ürünleri 1990 yilina kadar enflasyona karsi paranin
degerini korumak amaciyla bir araç olarak kullanilmistir.


 Ancak sonralari
“telkari” gibi büyük ragbet gören geleneksel ürünlerle yetinmek yerine,
dünya çapinda söz sahibi olabilme yolunda, artik klasik üretim
metotlarinin degistirilmesi gerektigi kanaatine varilmistir. Bu yöndeki ilk
hareketlenme 1990 yili baslarinda görülmüstür. Önce makine parki
yenilenmis, ileri teknoloji ile çalisan makineler ithal edilmistir.
Günümüzün büyük taki isleme fabrikalarinin ilk örneklerine bu tarihlerde
görülmeye baslanmistir. 1991 yilinda döviz karsiligi altin piyasasi, 1995’de
Altin Borsasi kurulmustur. 1995 yilinda ise ilk altin ve mücevher tasarimi
yarismasi yapilmistir.


Takilarin, bir süs esyasi olmasinin yani sira, çok siklikla rastlandigi
üzere, özellikle bilezik gibi türlerinin bir ekonomik sikinti aninda kolayca
paraya çevrilebilmesi gibi özelliklerinden dolayi kisinin gelecek garantisi
olarak da tercih edilmesinin etkisiyle, ülkemizde taki imalati, büyük bir
sanayiye dönüsme yolundadir.
Taki sektörü ülkemizin zengin tarihi ve kültürel iklimi içerisinde
büyüyüp gelismektedir. Anadolu’da 5000 yillik geçmise sahip mücevher
sanatinin bugünkü temsilcileri olan üreticiler, bu muhtesem mirasi
modern üretim teknolojisi, kaliteli isçilik, rekabetçi fiyatlar ve özgün
tasarim anlayisi ile birlestirme çabasini göstermektedirler.


 Büyük üreticiler son 10 yilda dünyanin en büyük makine ithalatini
gerçeklestirerek teknolojiye yatirim yapmislardir. Bu yolla kusursuz
üretim, agirlik standardizasyonu ve üretim kayiplarinin sinirlandirilmasi
gibi global üretim standartlarina erisilmesi amaçlanmistir.
Sektörün büyük üretim kapasitesi, uluslararasi nitelikteki tasarim
ekiplerinin mükemmel isçiligi ve ileri teknoloji ile zenginlestirilmektedir.
Sektör, yüksek kalitede tasarim ve model yaratma gücü, ayrica
üretimdeki büyük potansiyel sayesinde müsterilerin taleplerine cevap
verebilecek esneklikte bir üretim anlayisi ile çalismaktadir. Üreticiler,
üretimin tüm asamalarinda kalite konusunda dünya standartlarini rehber
edinmislerdir. Hammaddeden nihai ürünün piyasaya sunulmasina dek her
asamada üstün kalite kontrol sistemleriyle hatalarin asgariye
indirilmesine çalisilmaktadir.

Hem altin taki hem de yatirim amaçli altin talebi Türkiye’de ve
dünyanin önemli piyasalarinda 2001 yilindan beri devamli olarak
artmaktadir. Türkiye’de 2005 yili tahmini altin taki üretimi bir önceki yila
göre % 5 artisla 270 ton’dur. Dünyadaki en eski medeniyetlerin besigi olan Türkiye’nin dil, din ve
kültür mozaigi ile tarihsel zenginligini daha büyük bir güce çevirip dünya
üzerinde farkli bir konuma gelmesi sektör çalisanlarinin baslica hedefidir.
Bu amaçla firmalar, taklit üretim yapmak yerine, takiyi kullanacak kisiye
özel olduklarini hissettirecek tasarimlar ortaya koymaya, bir “dünya
markasi“ yaratmaya özel önem vermektedirler.
Dünyada tasarim zenginligi açisindan Türkiye, sansli ülke
konumundadir. Rakip ülke tasarimcilari müzelerden ve tarih kitaplarindan
yararlanirken Türk tasarimcilari ayni cografyada dogduklari Hitit, Truva,
Urartu ve Roma medeniyetlerinden daha hizli bir sekilde
esinlenmektedirler. Sahip olunan bu kültürel zenginligi, aldiklari evrensel
nitelikteki egitimle birlestiren tasarimcilar, ürünlerini uluslararasi
piyasalardaki çok sayida müsterilerinin begenisine sunmaktadirlar.

 Günümüzde bilgisayar programlarinin da katkisiyla yilda binlerce
farkli model üretilmektedir. Dis pazarlardaki rekabete karsi taki üreticileri
yaygin olarak kullandiklari Osmanli desenleri, Helenistik çag dönemi
takilarinda kullanilan motiflerin günümüze uygun olarak modernize
edilmesi, ayrica Roma ve Selçuk desenleri üzerinde yapilan sentezler
sayesinde büyük basarilari yakalamislardir.
 Mücevher taki tasariminin merkezi Italya’da düzenlenen, 50 yillik
geçmise sahip Vicenzaoro Fuari, son 10 yildir uluslararasi pazarlarda
büyük bir basari gösteren Türk altin taki üreticilerinin, küresel rekabette
zorlu bir sinavdan cesaretle geçerek hakli bir üne sahip olduklarini
sergileme firsati vermistir. Türk altin üreticileri, Hititlerden Frigyalilar ve
Lidyalilara uzanan binlerce yillik tarihi mirasin, tasarimda kendilerine
sagladigi birikim ve enerji, ayrica etkin bir pazarlama ile rekabet
güçlerinin giderek daha da artmakta oldugunu göstermislerdir.
Türkiye’nin bu basarisinda, sektörün içindeki büyük potansiyel ve
dinamizm etkili olmustur.
Sektörde faaliyet gösteren firmalarin rafineri, madencilik, magaza
zincirleri ve pazarlama sirketleri olusturarak dünyada lider konumundaki
sirketler arasinda yer alma çabalari sürekli devam etmektedir.
Taki dalinda düzenlenen uluslararasi fuarlara istirak eden Türk
firmalari, bu yolla dünyada gelisen trendleri ve ülkelerin kültürleriyle
zenginlesen tasarimlari, ayrica sektörde kullanilan makine, teçhizat ve
malzemeleri çok yakindan görme firsati bulmaktadirlar.
Son yillarda takiya olan ilginin çok artmasi ile birlikte bu sektörde is
görenlerin sayisinda da bir artis izlenmistir. Üretime ve tasarima
mühendis ve mimarlarin da katkisiyla, atölyelerde üretim yaninda evlerde
kisisel zevk ve begeninin, hayal gücünün de etkisiyle çok degisik renk, malzeme, ebat ve tasarimlarda takilar piyasaya çikmaktadir. Günümüzde
taki tasarimi konusunda egitim veren yüksek okullar da devreye
sokulmustur. Bunlar arasinda Marmara Üniversitesi’nin iki yillik egitim
veren bölümü ile, Ege Üniversitesi’nin dört yillik taki tasarimi bölümü
sayilabilir.


ISTANBUL TICARET ODASI 
Dis Ticaret Subesi
Uygulama Servisi
TAKI
SEKTÖR PROFILI
 Hazirlayan
 MUALLA BILGIN- Aralık 2006

3 Mayıs 2013 Cuma

TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜ-pirlanta




TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜ
Türkiye'de değerli metallerden yapılmış ziynet eşyalarının ihracatı son 10 yılda önemli ölçüde artmıştır. Bu artışla Türkiye'nin endüstrideki sıralaması yükselmiş ve Türkiye bu konuda lider ülkelerden biri haline gelmiştir. Türkiye’de kuyumculuk sektörünün elinde her sene yaklaşık 400 ton altını ve 200 ton gümüşü işleyerek mücevherata dönüştürme kapasitesi vardır ancak bu kapasitenin tamamı kullanılmamaktadır. Türkiye dünya altın mücevherat üretiminde ilk 5 ülke arasında yer almakta, dünya mücevherat otoriteleri de Türkiye'yi İtalya'ya bir rakip olarak göstermektedirler. Uluslararası mesleki yayınlarda yer alan üretim ve kayıt rakamları da bu durumu doğrulamaktadır.
Halihazırda, 200 – 1500 arası kalifiye eleman çalıştıran 50'den fazla büyük şirket bulunmaktadır. Türk imalat sanayileri arasında en büyüklerinden biri olan değerli maden ve mücevherat sektörü, yaklaşık 250.000 kişiye istihdam olanağı sağlamaktadır.
Altın mücevherat üretim merkezi İstanbul'dur. Ancak Ankara ve İzmir'de de sektör üretimi yoğun bir şekilde devam etmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bulunan bazı şehirlerde de altın mücevherat üretimi yapılmaktadır. 1995 yılında İstanbul'da bir Altın Borsası kurulmuş olup 2002 Şubat ayında da bir altın rafinerisi üretime başlamıştır.
Türkiye'nin Yarı Değerli Taşları
Kesin bir tanımlaması olmamakla birlikte elmas, yakut, afir ve zümrüt dışında kalan, kuyumculuk ve süsleme sektöründe kullanılan mineral ve taşlar yarı kıymetli taşlar sınıfında yer alırlar. Yarı kıymetli taşlar kuyumculuk ve süsleme eşyası yapımında ağırlıklı olarak kullanılırlar. Kuyumculukta genellikle gümüş ile birlikte kullanılan mineral ve taşlar, yarı kıymetli taşlar olarak tanımlana gelmişlerdir. Altın ile kullanılan, ancak dünya çapında gelişmiş kullanılma alışkanlığı yaratılamadığı için pazarda önemli yer tutmayan özel taşlar (oltu taşı, irize opal) da yarı kıymetli taşlar grubunda yer alırlar.
Kuyumculuk sektöründe özellikle son yıllarda büyük ilgi görmeye başlayan yarı kıymetli taşların bir bölümü Türkiye'de var; jeolojik oluşum koşulları düşünüldüğünde başka türde taşların bulunma olasılığı da çok yüksek. Ancak Türkiye'de üretim potansiyeli bulunan yarı kıymetli taşların daha sağlıklı değerlendirilebilmesi için öncelikle konuyla ilgili eğitimin yaygınlaştırılması ve yatakların bulunduğu yörelerde yaşayanların bilinçlendirilmeleri gerekiyor.
Ankara, İstanbul ve İzmir'deki atölyeler taş üzerinde basit kesme, şekillendirme ve yontma işlemleri yaparken değerli ve yarı-değerli taşlar ve metaller pazarındaki küçük ölçekli bazı firmalar da üretim faaliyetlerinde bulunmaktadır. Ülkemizde son on yılda yapılan yatırımların amacı yarı-değerli taşlar için kazı yapacak tesisleri kurmak olmuştur. KOSGEB'in Kars'ta Obsidyen (doğal cam) taşından bijuteri üretimi gerçekleştirilmesi projesi söz konusu tesislerin bir örneğini teşkil etmektedir.
TÜRK DEĞERLİ MADEN VE MÜCEVHERAT SEKTÖRÜ İHRACATI
Türk altın mücevherat sektörü son yıllarda ihracata yönelmiştir. Altın mücevherat, Türkiye ihracatı içinde yeni bir kalem olsa da göstermiş olduğu performansla ihracat değeri oldukça yüksek bir sektör haline gelmiştir. 1992 yılında 2.8 milyon $ olan Türk altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası ihracatı, 2006 yılında toplam 1.17 milyar $ 'a ulaşmıştır. Resmi kayıtlara göre altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası ihracatı 2006 yılında 85.8 ton olarak gerçekleşmiştir. Fakat yolcu beraberinde yapılan ihracat ve turistlerin Türkiye’ye geldikleri zaman kendileri için aldıkları ürünlerin satışlarını da dikkate aldığımızda toplam ihracatın 150 tonun üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Modern dizayn anlayışı ve üst düzey bilgi ve teknoloji birikiminin harmanlanmasıyla yaratılan Türk altın ve mücevherat ürünleri, toplam 141 ülkeye ihraç edilmektedir. 2006 yılı ihracat rakamlarımıza bakıldığında, 270.6 milyon $ ihracat gerçekleştirdiğimiz ABD mücevherat sektöründeki en önemli pazarımız durumundadır. ABD'yi takiben ihracatımızda ilk üç sırayı 162.9 milyon $'la Birleşik Arap Emirlikleri, 121.2 milyon $'la İsviçre, 57.2 milyon $'la İtalya oluşturmaktadır. Almanya, İspanya, Rusya Federasyonu, İsrail, Polonya ve Letonya da mücevherat ihracatımızda önemli yer tutan diğer ülkelerdir.

 JEWEX FAIR
TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Temmuz 2013 Salı

TÜRKİYE KUYUMCULUK SEKTÖRÜNÜN SANAYİLEŞMESİ

TÜRKİYE KUYUMCULUK SEKTÖRÜNÜN SANAYİLEŞMESİ

KAMİL PORSUK
2009





Türkiyede kuyumculuk sektörü yıllık;

       400 ton altın,
  300 ton gümüş
      1.2 Milyar Dolar pırlanta
    işleme kapasitesine sahiptir

         yaklaşık 300.000 kişi istihdam etmektedir.



Dünyada kuyumculuk teknolojisinin gelişmesi ve talebin artması sektörde sanayileşmeyi gerekli kılmıştır.
Türkiyede ise 1985den sonra külçe altın ithalatının serbest bırakılması seri üretimi ve dolayısıyla da sanayileşmeyi teşvik etmiştir.

Sektörde işletmeler çoğunlukla atölye düzeyinde ve 2500 civarındadır.  
Atölyelerde yaklaşık 100.000 çalışan bulunmaktadır.
Satış mağazaları başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerde yoğundur.
Ege ve Akdeniz Bölgesinde ise turistik satışlar ağırlıktadır.
           
Türkiyede yaklaşık 30.000 perakende satış yapan mağaza ve 15 civarında modern teknoloji kullanan büyük üretim tesisi bulunmaktadır.





Her yıl ortalama 200 ton mücevher üretimi yapılmakta ve bunun ortalama 100 tonu ihraç edilmektedir.
Türkiye külçe altın ithalatında dünyada ilk beş ülke arasında yer almaktadır.

Sektördeki işletmelerin sahip olduğu kişisel girişimcilik ruhu, sürekli büyüme isteğini de beraberinde getirmektedir.
İşletmelerin küçük ve orta ölçekli olmaları üretimde uzmanlaşmaya yol açmaktadır.
Dolayısıyla kaynak verimliliğinde de önemli artışlar sağlamaktadır.
Bu da sektörün büyümesinde önemli etki yaratmaktadır.

Sektör faaliyet alanı düşük sabit sermaye gerektiren bir alana sahip olduğundan yeni firmalar pazara kolaylıkla girebilmektedir.
Firmaların faaliyetlerinin sınırlı ve çoğunluğunun küçük işletmeler oluşu genel olarak profesyonel yönetici ve uzman çalıştırma imkanları kısıtlamaktadır,
Bu nedenle, ideal makine parkı ve üretim metodu, finansman ve pazarlama teknikleri ve mali mevzuattan yararlanma imkanları sınırlıdır.

Ayrıca;
Türkiye kuyumculuk sektörünün daha çok aile şirketi hüviyetinde olma, değişimlere daha hızlı adapte olabilme imkanı sağlamaktadır.
Girişimcilik ruhunun canlı olması nedeniyle sıkıntılı dönemlerde ekonomik ve sosyal tahribat daha az olmaktadır.

TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜNÜN GÜÇLÜ YANLARI

Kültürel miras
Ürün çeşitliliği
Üretimde Esneklik
Kaliteli ürün
Rekabet edebilir esnek fiyatlar



            

21 Mayıs 2013 Salı

Turkiye'de taki uretimi


TÜRKIYE’DE TAKI ÜRETIMI
 Kuyumculuk ürünleri 1990 yilina kadar enflasyona karsi paranin
degerini korumak amaciyla bir araç olarak kullanilmistir.


 Ancak sonralari
“telkari” gibi büyük ragbet gören geleneksel ürünlerle yetinmek yerine,
dünya çapinda söz sahibi olabilme yolunda, artik klasik üretim
metotlarinin degistirilmesi gerektigi kanaatine varilmistir. Bu yöndeki ilk
hareketlenme 1990 yili baslarinda görülmüstür. Önce makine parki
yenilenmis, ileri teknoloji ile çalisan makineler ithal edilmistir.
Günümüzün büyük taki isleme fabrikalarinin ilk örneklerine bu tarihlerde
görülmeye baslanmistir. 1991 yilinda döviz karsiligi altin piyasasi, 1995’de
Altin Borsasi kurulmustur. 1995 yilinda ise ilk altin ve mücevher tasarimi
yarismasi yapilmistir.


Takilarin, bir süs esyasi olmasinin yani sira, çok siklikla rastlandigi
üzere, özellikle bilezik gibi türlerinin bir ekonomik sikinti aninda kolayca
paraya çevrilebilmesi gibi özelliklerinden dolayi kisinin gelecek garantisi
olarak da tercih edilmesinin etkisiyle, ülkemizde taki imalati, büyük bir
sanayiye dönüsme yolundadir.
Taki sektörü ülkemizin zengin tarihi ve kültürel iklimi içerisinde
büyüyüp gelismektedir. Anadolu’da 5000 yillik geçmise sahip mücevher
sanatinin bugünkü temsilcileri olan üreticiler, bu muhtesem mirasi
modern üretim teknolojisi, kaliteli isçilik, rekabetçi fiyatlar ve özgün
tasarim anlayisi ile birlestirme çabasini göstermektedirler.


 Büyük üreticiler son 10 yilda dünyanin en büyük makine ithalatini
gerçeklestirerek teknolojiye yatirim yapmislardir. Bu yolla kusursuz
üretim, agirlik standardizasyonu ve üretim kayiplarinin sinirlandirilmasi
gibi global üretim standartlarina erisilmesi amaçlanmistir.
Sektörün büyük üretim kapasitesi, uluslararasi nitelikteki tasarim
ekiplerinin mükemmel isçiligi ve ileri teknoloji ile zenginlestirilmektedir.
Sektör, yüksek kalitede tasarim ve model yaratma gücü, ayrica
üretimdeki büyük potansiyel sayesinde müsterilerin taleplerine cevap
verebilecek esneklikte bir üretim anlayisi ile çalismaktadir. Üreticiler,
üretimin tüm asamalarinda kalite konusunda dünya standartlarini rehber
edinmislerdir. Hammaddeden nihai ürünün piyasaya sunulmasina dek her
asamada üstün kalite kontrol sistemleriyle hatalarin asgariye
indirilmesine çalisilmaktadir.

Hem altin taki hem de yatirim amaçli altin talebi Türkiye’de ve
dünyanin önemli piyasalarinda 2001 yilindan beri devamli olarak
artmaktadir. Türkiye’de 2005 yili tahmini altin taki üretimi bir önceki yila
göre % 5 artisla 270 ton’dur. Dünyadaki en eski medeniyetlerin besigi olan Türkiye’nin dil, din ve
kültür mozaigi ile tarihsel zenginligini daha büyük bir güce çevirip dünya
üzerinde farkli bir konuma gelmesi sektör çalisanlarinin baslica hedefidir.
Bu amaçla firmalar, taklit üretim yapmak yerine, takiyi kullanacak kisiye
özel olduklarini hissettirecek tasarimlar ortaya koymaya, bir “dünya
markasi“ yaratmaya özel önem vermektedirler.
Dünyada tasarim zenginligi açisindan Türkiye, sansli ülke
konumundadir. Rakip ülke tasarimcilari müzelerden ve tarih kitaplarindan
yararlanirken Türk tasarimcilari ayni cografyada dogduklari Hitit, Truva,
Urartu ve Roma medeniyetlerinden daha hizli bir sekilde
esinlenmektedirler. Sahip olunan bu kültürel zenginligi, aldiklari evrensel
nitelikteki egitimle birlestiren tasarimcilar, ürünlerini uluslararasi
piyasalardaki çok sayida müsterilerinin begenisine sunmaktadirlar.

 Günümüzde bilgisayar programlarinin da katkisiyla yilda binlerce
farkli model üretilmektedir. Dis pazarlardaki rekabete karsi taki üreticileri
yaygin olarak kullandiklari Osmanli desenleri, Helenistik çag dönemi
takilarinda kullanilan motiflerin günümüze uygun olarak modernize
edilmesi, ayrica Roma ve Selçuk desenleri üzerinde yapilan sentezler
sayesinde büyük basarilari yakalamislardir.
 Mücevher taki tasariminin merkezi Italya’da düzenlenen, 50 yillik
geçmise sahip Vicenzaoro Fuari, son 10 yildir uluslararasi pazarlarda
büyük bir basari gösteren Türk altin taki üreticilerinin, küresel rekabette
zorlu bir sinavdan cesaretle geçerek hakli bir üne sahip olduklarini
sergileme firsati vermistir. Türk altin üreticileri, Hititlerden Frigyalilar ve
Lidyalilara uzanan binlerce yillik tarihi mirasin, tasarimda kendilerine
sagladigi birikim ve enerji, ayrica etkin bir pazarlama ile rekabet
güçlerinin giderek daha da artmakta oldugunu göstermislerdir.
Türkiye’nin bu basarisinda, sektörün içindeki büyük potansiyel ve
dinamizm etkili olmustur.
Sektörde faaliyet gösteren firmalarin rafineri, madencilik, magaza
zincirleri ve pazarlama sirketleri olusturarak dünyada lider konumundaki
sirketler arasinda yer alma çabalari sürekli devam etmektedir.
Taki dalinda düzenlenen uluslararasi fuarlara istirak eden Türk
firmalari, bu yolla dünyada gelisen trendleri ve ülkelerin kültürleriyle
zenginlesen tasarimlari, ayrica sektörde kullanilan makine, teçhizat ve
malzemeleri çok yakindan görme firsati bulmaktadirlar.
Son yillarda takiya olan ilginin çok artmasi ile birlikte bu sektörde is
görenlerin sayisinda da bir artis izlenmistir. Üretime ve tasarima
mühendis ve mimarlarin da katkisiyla, atölyelerde üretim yaninda evlerde
kisisel zevk ve begeninin, hayal gücünün de etkisiyle çok degisik renk, malzeme, ebat ve tasarimlarda takilar piyasaya çikmaktadir. Günümüzde
taki tasarimi konusunda egitim veren yüksek okullar da devreye
sokulmustur. Bunlar arasinda Marmara Üniversitesi’nin iki yillik egitim
veren bölümü ile, Ege Üniversitesi’nin dört yillik taki tasarimi bölümü
sayilabilir.


ISTANBUL TICARET ODASI 
Dis Ticaret Subesi
Uygulama Servisi
TAKI
SEKTÖR PROFILI
 Hazirlayan
 MUALLA BILGIN- Aralık 2006

3 Mayıs 2013 Cuma

TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜ-pirlanta




TÜRKİYE MÜCEVHER SEKTÖRÜ
Türkiye'de değerli metallerden yapılmış ziynet eşyalarının ihracatı son 10 yılda önemli ölçüde artmıştır. Bu artışla Türkiye'nin endüstrideki sıralaması yükselmiş ve Türkiye bu konuda lider ülkelerden biri haline gelmiştir. Türkiye’de kuyumculuk sektörünün elinde her sene yaklaşık 400 ton altını ve 200 ton gümüşü işleyerek mücevherata dönüştürme kapasitesi vardır ancak bu kapasitenin tamamı kullanılmamaktadır. Türkiye dünya altın mücevherat üretiminde ilk 5 ülke arasında yer almakta, dünya mücevherat otoriteleri de Türkiye'yi İtalya'ya bir rakip olarak göstermektedirler. Uluslararası mesleki yayınlarda yer alan üretim ve kayıt rakamları da bu durumu doğrulamaktadır.
Halihazırda, 200 – 1500 arası kalifiye eleman çalıştıran 50'den fazla büyük şirket bulunmaktadır. Türk imalat sanayileri arasında en büyüklerinden biri olan değerli maden ve mücevherat sektörü, yaklaşık 250.000 kişiye istihdam olanağı sağlamaktadır.
Altın mücevherat üretim merkezi İstanbul'dur. Ancak Ankara ve İzmir'de de sektör üretimi yoğun bir şekilde devam etmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da bulunan bazı şehirlerde de altın mücevherat üretimi yapılmaktadır. 1995 yılında İstanbul'da bir Altın Borsası kurulmuş olup 2002 Şubat ayında da bir altın rafinerisi üretime başlamıştır.
Türkiye'nin Yarı Değerli Taşları
Kesin bir tanımlaması olmamakla birlikte elmas, yakut, afir ve zümrüt dışında kalan, kuyumculuk ve süsleme sektöründe kullanılan mineral ve taşlar yarı kıymetli taşlar sınıfında yer alırlar. Yarı kıymetli taşlar kuyumculuk ve süsleme eşyası yapımında ağırlıklı olarak kullanılırlar. Kuyumculukta genellikle gümüş ile birlikte kullanılan mineral ve taşlar, yarı kıymetli taşlar olarak tanımlana gelmişlerdir. Altın ile kullanılan, ancak dünya çapında gelişmiş kullanılma alışkanlığı yaratılamadığı için pazarda önemli yer tutmayan özel taşlar (oltu taşı, irize opal) da yarı kıymetli taşlar grubunda yer alırlar.
Kuyumculuk sektöründe özellikle son yıllarda büyük ilgi görmeye başlayan yarı kıymetli taşların bir bölümü Türkiye'de var; jeolojik oluşum koşulları düşünüldüğünde başka türde taşların bulunma olasılığı da çok yüksek. Ancak Türkiye'de üretim potansiyeli bulunan yarı kıymetli taşların daha sağlıklı değerlendirilebilmesi için öncelikle konuyla ilgili eğitimin yaygınlaştırılması ve yatakların bulunduğu yörelerde yaşayanların bilinçlendirilmeleri gerekiyor.
Ankara, İstanbul ve İzmir'deki atölyeler taş üzerinde basit kesme, şekillendirme ve yontma işlemleri yaparken değerli ve yarı-değerli taşlar ve metaller pazarındaki küçük ölçekli bazı firmalar da üretim faaliyetlerinde bulunmaktadır. Ülkemizde son on yılda yapılan yatırımların amacı yarı-değerli taşlar için kazı yapacak tesisleri kurmak olmuştur. KOSGEB'in Kars'ta Obsidyen (doğal cam) taşından bijuteri üretimi gerçekleştirilmesi projesi söz konusu tesislerin bir örneğini teşkil etmektedir.
TÜRK DEĞERLİ MADEN VE MÜCEVHERAT SEKTÖRÜ İHRACATI
Türk altın mücevherat sektörü son yıllarda ihracata yönelmiştir. Altın mücevherat, Türkiye ihracatı içinde yeni bir kalem olsa da göstermiş olduğu performansla ihracat değeri oldukça yüksek bir sektör haline gelmiştir. 1992 yılında 2.8 milyon $ olan Türk altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası ihracatı, 2006 yılında toplam 1.17 milyar $ 'a ulaşmıştır. Resmi kayıtlara göre altından mamul mücevherci ve kuyumcu eşyası ihracatı 2006 yılında 85.8 ton olarak gerçekleşmiştir. Fakat yolcu beraberinde yapılan ihracat ve turistlerin Türkiye’ye geldikleri zaman kendileri için aldıkları ürünlerin satışlarını da dikkate aldığımızda toplam ihracatın 150 tonun üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Modern dizayn anlayışı ve üst düzey bilgi ve teknoloji birikiminin harmanlanmasıyla yaratılan Türk altın ve mücevherat ürünleri, toplam 141 ülkeye ihraç edilmektedir. 2006 yılı ihracat rakamlarımıza bakıldığında, 270.6 milyon $ ihracat gerçekleştirdiğimiz ABD mücevherat sektöründeki en önemli pazarımız durumundadır. ABD'yi takiben ihracatımızda ilk üç sırayı 162.9 milyon $'la Birleşik Arap Emirlikleri, 121.2 milyon $'la İsviçre, 57.2 milyon $'la İtalya oluşturmaktadır. Almanya, İspanya, Rusya Federasyonu, İsrail, Polonya ve Letonya da mücevherat ihracatımızda önemli yer tutan diğer ülkelerdir.

 JEWEX FAIR

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler