Pırlantalar daha sonra 2. Abdülhamit tarafından Mısır prensesi Emine Hanım’a oğlunun doğması vesilesiyle hediye ediliyor.
15 Ekim 2013 Salı
Kis Mucevher Trendleri
Renk takılarda önemli rol oynamaya devam etmektedir. Yazın getirdiği parlak ve neon renklerine karşın son baharda uçuk sarı, yeşil ve pembe renkler hakim. Yeni sezonda ön planda kalmaya devam eden tek istisna renk elektrik mavisidir. Nötr renklerin arasında siyah, gri renginin tüm tonları, krem ve kahve renkleri klasik görünümü oluşturmaya yardımcı oluyor. Renkli taşlar sonbaharın tüm zengin tonlarını ifade etmek için her zaman mükemmel bir yoldur. Bu sezon koyu kahve ve menekşe, anahtar renkleridir, dolayısıyla garnet, ametist ve pembe turmalin takı tasarımlarında en çok tercih edilen taşlardır. Biraz daha sıra dışı görünümü oluşturmak isteyenler yeşil peridot ve turuncu ateş opali gibi canlı renkli taşları deneyebilirler. Ve tabii ki beyaz pırlantalı mücevherler her mevsiminde olduğu gibi birinciliği koruyacaklar.
Dantel, jakar ve metalik dokuma kumaşlar sonbaharın giyim trendlerine lüks ve zarafet katıyorlar. Bu görünüme cesur, büyük ve gösterişli pırlantalı altın, gümüş ve platin takılar uygun olacaktır. Kokteyl yüzükler bu durumda mükemmel bir seçim olur. Opak elmaslar veya ince ham elmas dilimleri koyu renkli metaller üzerinde gri veya şampanya pırlanta ile bu mevsimde gizemli bir duruş sergiliyorlar.
Uzak diyarları yansıtan desenler takılarda 1970’li yılların modelleri hatırlatıyorlar. Leopar, zebra ve yılan desenleri bazen mavi veya mor gibi hiç beklenmedik renk paleti ile karşımıza çıkıyorlar. Sallantılı küpeler, uzun kolyeler ve geniş bilezikler yeni sezonda tekrar vazgeçilmez takı türleri olacaklar. Görünüşe göre yeni sezonda büyük, gösterişli ve cesur takılar hakim olmaya devam edecekler.
Mücevherlerin Gizemi
5 Ekim 2013 Cumartesi
"Dunyanin begendigi en pahali mucevherler " Takilar
Mavi elmas yüzük Doğal renkli değerli taşların en nadidesi mavi elmasın beyaz altınla birleştiği bu yüzük 18 karat ve 1626 milyon dolar değerinde…
Garrard
Yakut gerdanlık 14 milyon dolar 155 karatlık pırlanta gerdanlık üzerine yerleştirilen bu 4063 karat kalp şeklinde yakut İngiliz mücevher firmasının koleksiyonun en pahalı parçası Gerdanlık istenildiğinde taca da dönüştürülebiliyor
Neil Lane
Pırlanta gerdanlık 4 milyon dolar Los Angeles kökenli bir marka olan Neil Lane, mücevherlerini genellikle Oscar töreninde boy gösteren yıldızlarının üstünde sergiliyor Bu gerdanlık ise üstünde taşıdığı 140 karatlık pırlanta ile koleksiyonun en pahalı parçalarından…
DeBeers
Marie Antoinette gerdanlık 37 milyon dolar Fransız kraliçesinin adıyla anılan bu gerdanlık 805 karat beyaz pırlanta, iki adet sarı renkte 706 ve 524 karat oval elmas ve 184 karatlık pembe elmasın birleşimiyle göz kamaştırıyor Gerdanlığın üstünde toplam 1811 karatlık pırlanta bulunuyor
H Stern
Venus gerdanlık 317 milyon dolar Bu sade fakat asil görünümlü altın gerdanlık ise üzerinde taşıdığı 110 kıratlık elmas taşlarla göz dolduruyor
Chopard
Zümrüt yüzük 214 milyon dolar Lüks saat ve mücevher üreten Chopard’ın koleksiyonunda bir çok pahalı parça bulunmakta fakat elmas, zümrüt ve platini birleştiren bu yüzük, koleksiyonun en öne çıkan parçaları arasında
Tiffany
Novo sarı elmas yüzük 135 milyon dolar Tiffany’nin platin ve sarı altın üstünde bulunan 2527 karatlık elmas taştan oluşan bu yüzük tüm kadınların kalbini kolayca çalabilir
Van Cleef and Arpels
Fermuar gerdanlık 12 milyon dolar Beyaz altın ve 50 karatlık pırlantanın birlikte kullanıldığı tasarım sonucunda fermuarı andıran bir gerdanlık ortaya çıkmış Gerdanlığı dilerseniz bilezik olarak da kullanabiliyorsunuz
Oscar Heyman
Safir yüzük 1 milyon dolar Yaratıcı tasarımlarıyla bilinen New York’un ünlü mücevher markası Oscar Heyman’ın 50 karatlık safir ve elması birleştirdiği yüzük sıra dışı görünümüyle dikkat çekiyor
Bulgari
Elisia safir ve pırlanta gerdanlık 325 bin dolar Elisia’nın yeni koleksiyonunun parçası olan gerdanlığın oval zincirinin üzeri 24 karatlık pırlanta ve mavi safir taşlarla süslü Gerdanlığın son parçası ise yine bu değerli taşlarla süslü bir gözyaşı şeklinde…
Orgum ORG
Chopard Mavi elmas yüzük Doğal renkli değerli taşların en nadidesi mavi elmasın beyaz altınla birleştiği bu yüzük 18 karat ve 1626 milyon...
3 Ekim 2013 Perşembe
İste Ebru Gundes’in pirlantali kulakligi!
Geçtiğimiz gün Kıbrıs’ta konser veren başarılı sanatçı Ebru Gündeş, yine hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Kıbrıs’a e...
Altina karsi pirlanta cazibesi
Altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle pırlantalı takılara yönelen tüketiciler, gümüş gibi pırlantaya da bir yatırım aracı olarak bakmaya başladı. Çıplak taş ve sertifikalı olarak alınıp satılabilen pırlanta, fiyatındaki artışa ve alım satım farkına karşın takının yanı sıra yatırım amaçlı da tüketicilerden büyük ilgi görüyor.
En güvenli yatırım aracı olarak yüzyıllardır yastık altına konulan altına karşın, takı amaçlı alınan pırlanta da yatırım aracına dönüştü.
Merkezi New York'ta bulunan Uluslararası Mücevher Taşçıları Derneği Türkiye Başkanı Fazıl Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, altında oldukça kısa bir dönemde 2 misline varan artış olmasının dünyada piyasaları ve altın satışlarını ciddi ölçüde etkilediğini ifade ederek, altının bu yüksek fiyatı karşısında eskiye göre daha yakın fiyatlarda olan pırlantaların satışlarının da önemli miktarda arttığını söyledi.
Özen, fiyatı yüzde 50 civarında yükselmesine karşın pırlanta satışlarında geçtiğimiz aylara ve yıllara oranla ciddi artış olduğunu belirterek, düğün, evlilik yıl dönümleri ve Sevgililer Günü'nde pırlanta almanın geçmişe göre artık çok daha yaygın olduğunu, bunda reklam, tanıtım ve kampanyaların etkisinin bulunduğunu kaydetti.
Özellikle son bir yılda pırlanta satın alan kişilerin dünya pırlanta fiyatlarının yükselmesi sonucu ciddi kar etmesinin artık pırlantanın sadece takı olarak değil, aynı zamanda bir yatırım aracı olarak da görülmesine yol açtığına işaret eden Özen, altın veya diğer değerli metallerin aksine fiyatlarında hiçbir zaman düşüş olmamasının, hep artış yaşanmasının pırlantayı daha cazip hale getirdiğini söyledi.
Pırlantada her zaman için sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada en çok satılan çeşidin tek taşlar, 3 ve 5 sıra taşlı yüzüklerin de popüler ürünler olduğunu belirten Özen, daha ağır takılar, setler ve gerdanlıkların ise fiyatlarının daha yüksek olması ve her gün takılamamasından dolayı daha az oranda tercih edildiğini söyledi.
Pırlanta satışlarında İstanbul'un ilk sırada yer aldığını, bu ili Ankara, İzmir, Bursa ve turizmin gelişmiş olduğu sahil kentlerinin izlediğini bildiren Özen, pırlantada 25-35 yaş arası kişilerin ekonomik ürünleri, 35 yaş üzerinin ise orta ve yüksek fiyatlı ürünleri tercih ettiğini, erkeklerde pırlantalı mücevher kullanımının çok düşük olduğunu, erkeklerin pırlantayı yüzük, kol düğmesi ve kravat iğnesinde kullandığını anlattı.
-''PIRLANTALI ÜRÜNLER ALTIN KARŞILIĞI HESAP YAPILDIĞINDA UCUZ VE ALINABİLİR KALMIŞTIR''-
İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği (İDMMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner de altın fiyatlarının son 5-6 yıl içinde ''fahiş'' bir artış göstererek 6-7 kat arttığını, vatandaşın bu artış karşısında pırlantalı ya da elmas taşlı ürünlere yöneldiğini ifade ederken, pırlantalı ürün imalatında altının fiyata yüzde 10 etki eden bir faktörken yüzde 25 etkilemeye başladığını, pırlantalı ürünlerin altın karşılığı hesap yapıldığında ucuz ve alınabilir kaldığını söyledi.
Güner, ''Örneğin bir beşibirlik ya da 2 adet burgu bileziğin fiyatına gayet güzel üçlü pırlanta takım alınabilmektedir. Geçmiş yıllarda bu oran kat be kat daha pahalıydı. Bir pırlanta kolye için 5-10 burgulu bilezik bozdurmak zorunda kalınıyordu'' şeklinde konuştu.
Pırlanta ya da değerli taşlardan mamul mücevher satılabilirliğinin o ülkenin gelişmişliğinin göstergelerinden biri olduğunu ifade eden Güner, ''Ülke ne kadar gelişmiş, dünyaya entegre olmuşsa onların zevk ve seçimleriyle o kadar entegre olmuş olur. Bundan 20-30 yıl önce bir bayan koluna taktığı 10-15 altın bileziği takı olarak algılıyor ve ondan zevk alıyordu. Ama günümüzde bayanlar zarif, ancak pırlanta, değerli taş ya da elmas tercih ediyorlar. Yani son yıllarda Türkiye'nin gelişmesine paralel pırlantalı ürünlere talep de artıyor'' dedi.
-EN ÇOK TEK TAŞLAR TERCİH EDİLİYOR-
Pırlanta taşlı ürünlerin satın alınmasındaki en önemli faktörün zarafet ve değerin bir arada bulunması olduğunu vurgulayan Güner, ihtiyaç halinde pırlanta ürünlerinin de belirli bir kayıpla geri satılabildiğini ya da değiştirilebildiği, pırlantalı ürünlerde en çok tek taşların, bunların yanında taşın ön plana çıkıp kendini gösterdiği ürünlerin de tercih edildiğini anlattı.
A HABER- Altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle pırlantalı takılara yönelen tüketiciler, gümüş gibi pırlantaya da bir yatırı...
Katerina’dan Sultan’a hediye pirlantasi
Pırlantalar daha sonra 2. Abdülhamit tarafından Mısır prensesi Emine Hanım’a oğlunun doğması vesilesiyle hediye ediliyor.
İngilterenin ünlü müzayede evi Sothebys, 1711 yılında dönemin Rus Çarı Deli Petro’nun eşi ve geleceğin Çariçesi 1. Katerina’nın barış ...
1 Ekim 2013 Salı
Sahlanan At Ferrari Amblemi hangi luks telefonun arkasinda yerini buldu?
Şahlanan At Ferrari Amblemi hangi luks telefonun arkasında yerini buldu?
Uçuk fiyatları sayesinde adını sıkça duyduğumuz lüks telefon üreticisi Vertu, son model telefonu için Ferrari ile bir ortaklığa imza attı. Ferrari’nin F12 berlinetta modelinden esinlenerek tasarlanan Vertu marka telefon, sınırlı sayıda üretimle satılacak.
Özel kulaklık da Ferrari'nin koltuklarda bulunan benzer kabuk etrafında kırmızı dikiş vardır.
Dünya üzerinde sadece 2.013 adet satılacak olan Vertu telefon, Android 4.0 (Ice Cream Sandwich) işletim sistemiyle gelecek. 8 megapiksellik kamerası bulunan Vertu’nun en ilginç özelliklerinden birisi de telefonun arka yüzeyinde, Ferrari otomobillerinde kullanılan aynı el yapımı derinin kullanılması.
Vertu Ti Ferrari‘nin fiyatı henüz açıklanmamış olsa da, Limited Edition ve Ferrari markasını da üstünde taşıdığından hiç de ucuz bir model olacağını düşünmüyoruz. Kendi markasını teknolojik cihazlarda kullandırmayı seven Ferrari, daha önce de efsanevi fotoğraf makinesi üreticisi Hasseblad ile özel bir Ferrari serisi çıkartmıştı ve orta format fotoğraf makinelerini yaklaşık 30 bin dolardan satışa sunmuştu.
Vertu Ti Ferrari’nin özelliklerine biraz daha yakından bakacak olursak, 3.7 inç boyutlarındaki ekranı bulunuyor. Neredeyse tüm Vertu telefonlarında olduğu gibi, üst düzey ve oldukça pahalı bir hammadden üretilen kasaya sahip. Diamond Like Carbon (DLC) adlı madde, çelikten 10 kat daha hafif ve paslanmaz yapısıyla Vertu Ti Ferrari’nin kasasında kullanıyor.
Bu arada telefonda, F12berlinetta’nın orijinal takometre görüntüsü de kilitli ekran tasarımı olarak geliyor ve Ferrari’nin kullandığı V12 motorunun çıkardığı seslerden zil sesleri de mevcut.
(Webrazzi)
Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur,sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
Şahlanan At Ferrari Amblemi hangi luks telefonun arkasında yerini buldu? Uçuk fiyatları sayesinde adını sıkça duyduğumuz lüks telefon ...
Pirlanta Alyans Hangi Parmaga Neden Takilir?
Pırlanta Alyans Hangi Parmağa Neden Takılır?
Pırlanta Alyans Hangi Parmağa Neden Takılır? Evliğin simgesi olan alyans yüzüklerin sol elin 4. parmağını takıldığını hepimiz biliriz ...
26 Eylül 2013 Perşembe
Turkiye'de elmasli setler ile dusuk karatli pirlantali takilar populerlik kazaniyor.
LONDRA - Dünya Altın Konseyi'nin rakamlarına göre yılın ikinci çeyreğinde tüm dünyada altın talebi düşerken, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bir grup ülkede artış var.
T ürkiye'nin de bulunduğu bir grup ülkenin altın talebi, tüm dünyanın aksine yükseliyor. Rusya, Türkiye'den mücevher alımını artırı...
23 Eylül 2013 Pazartesi
Holywood Yildizlarinin pirlantalarindan secmeler.. Hangisi Daha Guzel
Pırlanta Sarrafı - Pırlanta Hakkında Herşey-
Altin mi , Pirlanta mi ?
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-
Pırlanta Sarrafı - Pırlanta Hakkında Herşey-
Roma Doneminden Kalma Mucevher Kapli 10 Insan Iskeleti
1. Kitabın Adı Cennetten Gelen Vücutlar
2. 1578 Yılında Roma Sokaklarının Altında Bulunan Mezarlardan Çıkmış Cesetler
3. Erken Hristiyanlık Dönemine ait Olduğu Belirtiliyor
4. İskeletler Catacomb Azizleri Adlı Bir topluluğa Ait
5. Azizlerin Özellikleri Gösterişli Giyimleri ve Takıları
6. Mücevherler, Silahlar, Peruklar... Seyahat ederken Bunları Kullanıyorlarmış
7. Silahları da Altın ve Mücevherlerle Kaplı
8. Aziz Oldukları İçin Kendilerini soymaya Çalışan Olmuyormuş
9. İskeletler Segilenmek Üzere Üzerlerinde Çalışma Başlatılmış
10. Bu Çalışma Tam 5 Yıl Sürmüş
HABERSELF
Insanların adı Catacomb Azizleri. Paul Koudounaris adlı yazar kitabında bu insanlar hakkında incelemelerini paylaşmış. 1. Kitabın Adı...
Simdiye kadarki en buyuk pirlanta acik artirmada
Taşın 35 milyon dolara kadar alıcı bulabileceği belirtiliyor.
Yumurta büyükl...
19 Eylül 2013 Perşembe
Mucevher ihracatcilarinin yeni hedefi
Mücevher sektörü olarak dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Güner, 2013 yılının sekiz aylık döneminde 1.43 milyar dolarlık ihracata ulaştıklarını kaydetti. Güner, "Mücevher üretiminde altyapımız ve işgücümüz oldukça yüksek. Geçmişten gelen köklü bir deneyime ve zengin bir kültüre sahibiz. Bu birikimi modern üretim teknolojisi ve tasarım ile birleştiriyoruz. Türk mücevherleri tüm dünyada beğeniliyor, tercih ediliyor. Ülkemizi, eskiden olduğu gibi yeniden dünya mücevher sektörünün kalbi haline getirmek en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor" dedi.
Asya'nın kendileri için en önemli pazarlardan biri olduğunu vurgulayan Güner, sözlerine şöyle devam etti: "Yakın, Ortadoğu ve Doğu Asya ülkeleri ihracatta en önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Avrupa ve ABD’deki durgunluğu özellikle Uzak Doğu ve Asya ile aşmayı hedefliyoruz. Türk mücevher ihracatçısının mutlaka bu pazarlara eğilmesi ve fırsatları değerlendirmesi gerekiyor. Hong Kong Mücevher ve Değerli Taş Fuarı bu açıdan bizim için oldukça iyi bir fırsat. Mücevher İhracatçıları Birliği olarak 2009 yılından itibaren bu fuara Türk firmalarının milli katılım organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Türk mücevher sektörünün farklı alanlarında faaliyet gösteren 43 firma milli katılımdaki yerlerini aldı. Ülkemizin ve Türk mücevher sektörünün uluslararası alanda tanıtımını sağlarken, firmalarımıza da yeni işbirliği ve pazar imkanı yaratıyoruz. Türkiye mücevher ihracatı için önemine inandığımız bu tarz organizasyonlara önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz."
İhracattaki çıkışlarını sürdürmek istediklerini anlatan Güner, bu yılın Ocak-Ağustos döneminde en çok Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Litvanya ve Almanya'ya ihracat yaptıklarını aktardı.
'Pırlantadaki ÖTV büyük sıkıntı'
Mücevher sektörünün büyümesinde en önemli sorunun ham pırlantaya uygulanan yüzde 20 oranındaki ÖTV vergisi olduğunu belirten Güner, bu sorunun çözülmesi halinde sektörün önünün açılacağını söyledi. Güner, "Yıllık 2-2.5 milyar dolarlık ihracat ortalamasına sahip olan sektörümüzün ÖTV derdinden kurtulması, 20 milyar dolarlık ihracatın kapısını açacak" diye konuştu.
'Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok'
Dünyada pırlantaya doğru bir yönelme başladığını söyleyen Mücevher İhracaçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Emil Güzeliş, pırlanta tüketiminin arttığını, altın tüketiminin ise ya sabit kaldığını ya da düştüğünü belirtti. Pırlanta denilince de akla dünyada ilk Hong Kong'un geldiğini ifade eden Güzeliş, pırlanta üretimini dünyada en iyi bu bölgelerin yaptığını, bu nedenle Hong Kong'daki bu fuar çok önemli olduğunu vurguladı. Pırlanta üzerindeki ÖTV'nin sektörün en önemli sıkıntısı olduğunu açıklayan Güzeliş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu ÖTV'den dolayı büyük pırlanta tüccarları Türkiye'ye gelmiyor. Hong Kong, Dubai ve Belçika gibi verginin olmadığı ülkelere gidiyorlar. Bu ülkelerde ne yapıyorlar? Oradaki üreticilere destek oluyorlar. Hep beraber büyülebilecek bir yol bu. Çok kolay bir yol. Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok. Hammadde verginiz olsun, işlensin. Ne kadar vergiye tabiyse diğer ürünlerimiz aynı vergiyi ödeyelim. Hiç ödemeyelim demedik. Diğer sektörlerde de olan hammadde ÖTV'siz olsun diyoruz. Üretildikten sonra gerekli vergiler konsun üzerine."
Mücevher ihracatçılarının yeni hedefi Dünya-M ücevher sektörü, Avrupa ve Amerika pazarlarında yaşanan durgunluğu aşmak için yönünü...
15 Eylül 2013 Pazar
Tek tas cok banal, baska bir şey yok mu?
Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay iş değil. Ama sevdiceğiniz er ya da geç sizden bir parça mücevher beklentisine girecek, kaçış yok. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde kuyumcudan kuyumcu kıvama geleceksiniz.
İlişki uzadıkça adam elini cebine atmamakta ısrar ederse, kadın yavaştan soğumaya başlar. Kadının gözünde erkeği en berbat şekilde "reset"leyen özellik, kellik değil, fodulluk değil, cimriliktir. Ona değer verdiğinizi ve hayatta bir takım şeyleri görüp geçirdiğinizi göstermenin en etkili yolu da minik de olsa bir parça mücevherle ilişkinizi taçlandırmanızdır. Ama nasıl? Öyle "ha" deyince mücevher alınmaz. "Ha" deyince alınan mücevher bilahare alanı pişman eder.
Alacağım taşı neye göre seçeceğim?
Alacağınız mücevher ancak söz yüzüğü veya birlikteliğinizin ilk iki yılı içinde doğum günü armağanı ise; safir, yakut, zümrüt, aquamarine veya diğer taşları tercih etmelisiniz. Çünkü bu taşlar sadece çok yüksek karatlarda değerli olurlar. Küçük ve renkli bir taşla süslü bir takı aldıysanız, verirken büyük merasimler yapmayın ki, pırlanta yüzük hayaliyle kutuyu açınca hayal kırıklığına uğramasın... Eğer ilişkiniz ciddiyse pırlanta tek çıkar yol. Ne zamandır kuyumcu vitrinlerinde pırlantalara bakacağım diye yapışıp kaldığını tahmin bile edemezsiniz.
Pırlanta çok pahalı bir taştır. Sonradan pişmanlık yaşanmaması için almadan onunla ilgili önemli hususları iyice öğrenmekte yarar vardır. Öncelikle pırlantayı alacağınız yeri iyi belirlemelisiniz. Özellikle yüksek karatlı pırlanta takıları sokakta gördüğünüz herhangi bir kuyumcudan alamazsınız. Tanınmış bir müvecheratçı bulmanızda yarar var.
Kırıntı denilen, mücevherin bir bölgesi veya her yeri minicik pırlantalarla kaplı takılar tek taş pırlantaya göre çok daha ucuzdur. Bunlara fantezi takılar denir. Satın alırken parayı pırlantadan çok tasarıma vermiş olursunuz. Bunun sebebi, taşların adı üstünde, pırlantanın kırıntısı olmasıdır. Bunları iade ederken, değiştirirken veya satarken muazzam değer kaybına uğrar, eğer pırlantaya bir yatırım gözüyle bakıyorsanız, aklınızda değiştirmek, ileride onu verip daha iyisini almak varsa bu türü tercih etmeyin.
Tek taş pırlanta en akıllı tercih. Örneğin Kapalıçarşı`nın en tanınmış, özellikle sosyete mensupları tarafından tercih edilen kuyumcusu Sait Koç her taşına kefil. Banka gibi. Aldığınızdan yıllar sonra bile ihtiyaç durumunda pırlantayı iade ederken işçilik ücreti ve KDV oranını düştükten sonra paranızı iade ediyor. "Şimdiye kadar istediği anda parasını iade etmediğim müşteri hiç olmamıştır" diyor. "Gerekirse, param yoksa eşten dosttan alır yine de veririm karşılığını. İhtiyacı olmasa insan mücevherini satar mı? Ben de müşterimi hiçbir şartta zor durumda bırakmam. Bak bu yüzüğü bir kadın getirdi. (bir zarfın içinde yüzük üzerinde 750 milyon lira yazıyor). Kredi kartlarının borcu varmış, kızının söz yüzüğü. Ben onu aldım parasını iade ettim ama altı ay tutacağım geri almak ister diye..."
Pırlanta anlayana banal manal değil ama daha enteresan bir hediye ona daha uygundur derseniz; o zaman Sevan Bıçakçı`yla tanışmanızda yarar var. Bıçakçı`dan alacağınız yüzük kocaman pırlantalarla parlamayacak ama kesinlikle "wow" faktörü olan yüzük olacak. Satın alırken yine parayı daha çok tasarıma veriyorsunuz ama karşılığında aldığınız şey dikkat çekici, el emeği göz nuru minik bir sanat eseri. Güler Sabancı`nın meşhur ettiği padişahlı yüzükleri ve Osmanlı esintilerinin hakim olduğu birçok koleksiyonu dünyanın birçok noktasına gidiyor ve kapanın elinde kalıyor. Fiyat için onları aramanız gerekecek ama imkansız bir rakam duymayacaksınız, çekinmeyin 0212 520 45 16`dan arayın.
Eğer bir nişan yüzüğü alacaksanız, iki aylık maaşınıza eşit olan parayı pırlantaya harcamalısınız. Bu parayı uzun süre kenara koyarak biriktireceksiniz artık. Alacağınız nişan yüzüğü değil de sıradan bir hediyeyse pırlantaya yaklaşmasanız da olur. Ama aldığınız pahada hafif takıya ağır bir manevi anlam yüklemelisiniz ki paranız olmadığı için değil, daha anlamlı olduğu için o hediyeyi seçtiniz sansın artı o takıya baktıkça içi sevgiyle dolsun. Örneğin, üç tane iç içe geçmiş halkadan oluşan altın bir yüzük veya bilezik alıp: "Sevgilim, bunlar sonsuz aşkımızı, sonsuz arkadaşlığımızı ve sonsuz sadakatimizi simgeliyor." deyin ki, düşünüp de aldığınızı sansın, cebinizin delik olduğunu değil. (Cartier Trinity koleksiyonu)
Bir de küçük mavi kutu var. Bu özellikle mücevhere düşkün kadınlarda bir buçuk karat pırlanta etkisi yaratan sihirli bir kutu... İçinden ne çıkarsa çıksın çığlık çığlığa kabul edilen kutu... Tiffany & Co.`nun küçük mavi kutusu ve küçük mavi torbası... Tiffany`nin ürünlerini Türkiye`de Collection yapıyor. Fiyatlar Amerika Tiffany`yle aynı. Nişantaşı`nda, Ritz Carlton`da ve Çırağan Kempinski`de yerleri var. Fiyatlar 50 dolardan başlıyor, üst limit gökyüzü...
Pırlanta dört değişken sayesinde değer kazanır, bunlar İngilizce isimlerinden dolayı 4c olarak bilinir: karat (carat), kesim (cut), berraklık (clarity) ve renk (color). Bu dört özelliğin kalitesi birlikte veya tek tek yükseldikçe pırlantanın değeri de yükselir. Diğer bütün değerleri aynıysa; iki tane küçük taştan ziyade, aynı karata denk gelen tek bir pırlanta daha pahalıdır. Çünkü karatı yükseldikçe pırlanta daha nadir bulunur hale gelir. Aldığınız pırlantanın 4c`si ile ilgili olarak kuyumcuya güvenmek yerine, taşınızın uluslararası geçerliliği olan bir sertifikası olmasına dikkat edin ve bu sertifikayı taş sizde olduğu sürece saklayın.
Carat: Taşın ağırlığı karat ile ölçülür. Karat pırlantanın değerini ortaya koyan ölçütlerden yalnızca biridir. Pırlanta sadece büyük olmasıyla değerli olmaz.
Cut: Pırlantanın çakıl taşımsı ham halinden, ışık saçan parlak taş haline gelene kadar geçtiği en önemli işlem lazerlerle kesilmesidir. Kesim pırlantanın parlaklığını doğrudan etkilediği için doğru yapılması çok önemlidir ve 4c arasında amatör bir göz tarafından kontrolü en zor olanıdır.
Berraklık: Taşın kendisinden veya kesiminden dolayı üzerinde oluşabilen bazı kusurlar olabilir. Bu kusurlar ne kadar az olursa pırlanta o kadar değer kazanır. Gözle görünen kusurlara sahip bir pırlantanın değeriyse oldukça düşer.
Renk: Doğal olarak renkli pırlantalar vardır ve bunlara "Fancy" denir. Pastel pembe, canlı sarı, fıstık yeşili, mavi ve çeşitli renklerde olabilir bu taşlar ancak pırlanta oldukları için değerleri diğer renkli taşlara göre daha yüksektir. Beyaz pırlantaların renkleri de D`dan Z`ye kadar ayrılır. En beyaz olan D`dir. Ancak piyasada çoğunlukla G ve aşağısı renklerde pırlanta bulunur. K`dan itibaren pırlantanın rengi sararmaya başlar ki bu iyiye işaret değildir.
Boxer Dergisi
Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay i...
13 Eylül 2013 Cuma
KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEGI
gibi üstün özellikleriyle elektronik, iletişim, havacılık ve ilaç sanayilerinde çokça
kullanılmaktadır. Ayrıca, alerji yapmadığı için tıp alanında da altından yoğun bir biçimde
yararlanılmaktadır.
üretimi son 25 yılda yaklaşık olarak ikiye katlanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, bilinen
altın cevherlerinin işletilmesi devam ederken, yeni altın yataklarının bulunması için de
dünyada yoğun bir arama ve yatırım dönemi başlamıştır.
Dünyada toplam işletilebilir altın rezervi 42 500 tondur ve bunun %65’i dünya altın
üretiminde ilk sıraları paylaşan ABD, Kanada, Avustralya ve Güney Afrika’da
bulunmaktadır. Dünya altın üretiminin %53’ü bu dört ülkede yapılmaktadır. 1980 yılına göre
üretim artışı, ABD’de 13 kat, Avustralya’da 18 kat ve Kanada’da 3,5 kat olarak
gerçekleşmiştir.
Dünya altın talebinde Hindistan, ABD, Suudi Arabistan ve Çin ile birlikte Türkiye
ilk sıraları paylaşmaktadır. Dünyanın tüm kıtalarında 24 ülkede, 2002 yılında 2530 ton altın
üretilmiştir. Dünyanın en büyük altın takı üreticisi ve ihracatçısı İtalya’nın kullandığı saf
altın miktarı 450 tondur.
Türlü nedenlerden dolayı, tarihin ilk çağlarından günümüze kadar insanlar takıya
büyük önem vermişlerdir. Bu anlamda ülkemizde de kuyumculuğun köklü bir yeri vardır.
Türkiye’de altın, çok uzun bir süre para yerine kullanılmıştır. Halkımız altını
geleceğinin garantisi, güvenilir bir tasarruf ve yatırım aracı olarak görmüştür. Ayrıca
eklenmesiyle canlı bir altın piyasası oluşmuştur.
Ülkemizin muhtelif yörelerinde geleneksel el işçiliğine dayalı kuyumculuk bugün de
varlığını sürdürmektedir. Kars-Erzurum-Trabzon-Sivas-Van-Mardin-Diyarbakır-Mersin-
İstanbul gibi illerimiz kuyumculukta önde gelen merkezlerdir. Bu merkezlerin ürettiği
burma-hasır-telkari bilezikleri, inci-kehribar gerdanlıkları, örme ve parçalı oyma kemerleri,
murassa akarsu gerdanlıkları, tektaş-kazayağı, divanhane çivisi yüzükleri hâlâ revaçtadır.
İstanbul-Kapalıçarşı kuyumculuk alanının merkezi olarak yüzyıllardan beri ününü
sürdürmektedir.
kunduracılık-marangozluk-taş ve tahta oymacılığı-dokumacılık-halıcılık-demircilik-
bakırcılık gibi kaybolmuş veya kaybolmaya yüz tutmuş Türk el sanatları arasında
kuyumculuk alanı, endüstrileşerek sanayideki yerini almış, ilkel çalışma metotları
terkedilmiş, modern teknolojiden yararlanılarak üretimini arttırmış, tüm dünya ülkelerine
ihraç ettiği kaliteli takı ve mücevherleri dünya pazarlarında aranılan ürünler arasına sokarak
Türk ekonomisine hatırı sayılır boyutta döviz girdisi sağlanmıştır.
da oldukça aktif bir konuma gelmiştir. Türkiye bugün 6500 ton altın ve 100.000 ton
üzerindeki gümüş potansiyeli ile dünyanın sayılı altın ve gümüş üreticileri arasında yer
alabilecek bir kapasiteye sahip bulunmaktadır.
Türkiye’nin yıllık ihracatı 110-120 ton has altın civarındadır. Bunu takıya
çevirdiğimizde yılda 190 ton civarında takı ihracatı yapılmaktadır. Bu ihracat rakamları
Türkiye’yi İtalya’nın arkasından dünyada ikinci sıraya yerleştirmektedir. Dünya kuyumculuk
sektöründe ikinci sırada olan ülkemiz bu alandaki hızlı gelişimiyle dünya lideri olmaya
adaydır.
içerisinde sektör istihdamını dörde katlamıştır. Türkiye genelinde kuyumculuk, imalat ve
satış yapan yaklaşık 5000 iş yerinde 70 bin kişi çalışırken şimdi bu sayı 250 binlere
ulaşmıştır.
Genel bir ortalama yapıldığında kuyumculuk alanının son 10 yıl içerisinde %50
teknoloji kullanarak kaliye personelden istifade edip istihdam kapasitesini %300 arttırdığını
söyleyebiliriz. Günümüzde çağdaş teknikler ve elektronik aletler vasıtasıyla gayet karmaşık,
ince ve hassas çözümlere ulaşan kuyumculuk mesleği, gelişmişliğine rağmen geleneksel
yöntemlere bağlı kalarak bir el işlemeciliği ile yüksek bir işçilik yeteneğine de ihtiyaç
göstermektedir. Örneğin; bir sadekarın yaratıcı ve yapıcı becerisi henüz hiçbir makine veya
elektronik bilgisayarla yapılamamaktadır. Bu nedenle de modern fabrikalarda üretimin
arttırılabilmesi yine kaliteli, nitelikli ve kabiliyetli insan gücüne dayanmaktadır.
KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ Günümüzde altın; kolay işlenebilirliliği, aşınmaması, elektriği ve ısıyı kolay iletmesi gibi ...
15 Ekim 2013 Salı
Kis Mucevher Trendleri
Renk takılarda önemli rol oynamaya devam etmektedir. Yazın getirdiği parlak ve neon renklerine karşın son baharda uçuk sarı, yeşil ve pembe renkler hakim. Yeni sezonda ön planda kalmaya devam eden tek istisna renk elektrik mavisidir. Nötr renklerin arasında siyah, gri renginin tüm tonları, krem ve kahve renkleri klasik görünümü oluşturmaya yardımcı oluyor. Renkli taşlar sonbaharın tüm zengin tonlarını ifade etmek için her zaman mükemmel bir yoldur. Bu sezon koyu kahve ve menekşe, anahtar renkleridir, dolayısıyla garnet, ametist ve pembe turmalin takı tasarımlarında en çok tercih edilen taşlardır. Biraz daha sıra dışı görünümü oluşturmak isteyenler yeşil peridot ve turuncu ateş opali gibi canlı renkli taşları deneyebilirler. Ve tabii ki beyaz pırlantalı mücevherler her mevsiminde olduğu gibi birinciliği koruyacaklar.
Dantel, jakar ve metalik dokuma kumaşlar sonbaharın giyim trendlerine lüks ve zarafet katıyorlar. Bu görünüme cesur, büyük ve gösterişli pırlantalı altın, gümüş ve platin takılar uygun olacaktır. Kokteyl yüzükler bu durumda mükemmel bir seçim olur. Opak elmaslar veya ince ham elmas dilimleri koyu renkli metaller üzerinde gri veya şampanya pırlanta ile bu mevsimde gizemli bir duruş sergiliyorlar.
Uzak diyarları yansıtan desenler takılarda 1970’li yılların modelleri hatırlatıyorlar. Leopar, zebra ve yılan desenleri bazen mavi veya mor gibi hiç beklenmedik renk paleti ile karşımıza çıkıyorlar. Sallantılı küpeler, uzun kolyeler ve geniş bilezikler yeni sezonda tekrar vazgeçilmez takı türleri olacaklar. Görünüşe göre yeni sezonda büyük, gösterişli ve cesur takılar hakim olmaya devam edecekler.
Mücevherlerin Gizemi
5 Ekim 2013 Cumartesi
"Dunyanin begendigi en pahali mucevherler " Takilar
Mavi elmas yüzük Doğal renkli değerli taşların en nadidesi mavi elmasın beyaz altınla birleştiği bu yüzük 18 karat ve 1626 milyon dolar değerinde…
Garrard
Yakut gerdanlık 14 milyon dolar 155 karatlık pırlanta gerdanlık üzerine yerleştirilen bu 4063 karat kalp şeklinde yakut İngiliz mücevher firmasının koleksiyonun en pahalı parçası Gerdanlık istenildiğinde taca da dönüştürülebiliyor
Neil Lane
Pırlanta gerdanlık 4 milyon dolar Los Angeles kökenli bir marka olan Neil Lane, mücevherlerini genellikle Oscar töreninde boy gösteren yıldızlarının üstünde sergiliyor Bu gerdanlık ise üstünde taşıdığı 140 karatlık pırlanta ile koleksiyonun en pahalı parçalarından…
DeBeers
Marie Antoinette gerdanlık 37 milyon dolar Fransız kraliçesinin adıyla anılan bu gerdanlık 805 karat beyaz pırlanta, iki adet sarı renkte 706 ve 524 karat oval elmas ve 184 karatlık pembe elmasın birleşimiyle göz kamaştırıyor Gerdanlığın üstünde toplam 1811 karatlık pırlanta bulunuyor
H Stern
Venus gerdanlık 317 milyon dolar Bu sade fakat asil görünümlü altın gerdanlık ise üzerinde taşıdığı 110 kıratlık elmas taşlarla göz dolduruyor
Chopard
Zümrüt yüzük 214 milyon dolar Lüks saat ve mücevher üreten Chopard’ın koleksiyonunda bir çok pahalı parça bulunmakta fakat elmas, zümrüt ve platini birleştiren bu yüzük, koleksiyonun en öne çıkan parçaları arasında
Tiffany
Novo sarı elmas yüzük 135 milyon dolar Tiffany’nin platin ve sarı altın üstünde bulunan 2527 karatlık elmas taştan oluşan bu yüzük tüm kadınların kalbini kolayca çalabilir
Van Cleef and Arpels
Fermuar gerdanlık 12 milyon dolar Beyaz altın ve 50 karatlık pırlantanın birlikte kullanıldığı tasarım sonucunda fermuarı andıran bir gerdanlık ortaya çıkmış Gerdanlığı dilerseniz bilezik olarak da kullanabiliyorsunuz
Oscar Heyman
Safir yüzük 1 milyon dolar Yaratıcı tasarımlarıyla bilinen New York’un ünlü mücevher markası Oscar Heyman’ın 50 karatlık safir ve elması birleştirdiği yüzük sıra dışı görünümüyle dikkat çekiyor
Bulgari
Elisia safir ve pırlanta gerdanlık 325 bin dolar Elisia’nın yeni koleksiyonunun parçası olan gerdanlığın oval zincirinin üzeri 24 karatlık pırlanta ve mavi safir taşlarla süslü Gerdanlığın son parçası ise yine bu değerli taşlarla süslü bir gözyaşı şeklinde…
Orgum ORG
3 Ekim 2013 Perşembe
İste Ebru Gundes’in pirlantali kulakligi!
Altina karsi pirlanta cazibesi
Altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle pırlantalı takılara yönelen tüketiciler, gümüş gibi pırlantaya da bir yatırım aracı olarak bakmaya başladı. Çıplak taş ve sertifikalı olarak alınıp satılabilen pırlanta, fiyatındaki artışa ve alım satım farkına karşın takının yanı sıra yatırım amaçlı da tüketicilerden büyük ilgi görüyor.
En güvenli yatırım aracı olarak yüzyıllardır yastık altına konulan altına karşın, takı amaçlı alınan pırlanta da yatırım aracına dönüştü.
Merkezi New York'ta bulunan Uluslararası Mücevher Taşçıları Derneği Türkiye Başkanı Fazıl Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, altında oldukça kısa bir dönemde 2 misline varan artış olmasının dünyada piyasaları ve altın satışlarını ciddi ölçüde etkilediğini ifade ederek, altının bu yüksek fiyatı karşısında eskiye göre daha yakın fiyatlarda olan pırlantaların satışlarının da önemli miktarda arttığını söyledi.
Özen, fiyatı yüzde 50 civarında yükselmesine karşın pırlanta satışlarında geçtiğimiz aylara ve yıllara oranla ciddi artış olduğunu belirterek, düğün, evlilik yıl dönümleri ve Sevgililer Günü'nde pırlanta almanın geçmişe göre artık çok daha yaygın olduğunu, bunda reklam, tanıtım ve kampanyaların etkisinin bulunduğunu kaydetti.
Özellikle son bir yılda pırlanta satın alan kişilerin dünya pırlanta fiyatlarının yükselmesi sonucu ciddi kar etmesinin artık pırlantanın sadece takı olarak değil, aynı zamanda bir yatırım aracı olarak da görülmesine yol açtığına işaret eden Özen, altın veya diğer değerli metallerin aksine fiyatlarında hiçbir zaman düşüş olmamasının, hep artış yaşanmasının pırlantayı daha cazip hale getirdiğini söyledi.
Pırlantada her zaman için sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada en çok satılan çeşidin tek taşlar, 3 ve 5 sıra taşlı yüzüklerin de popüler ürünler olduğunu belirten Özen, daha ağır takılar, setler ve gerdanlıkların ise fiyatlarının daha yüksek olması ve her gün takılamamasından dolayı daha az oranda tercih edildiğini söyledi.
Pırlanta satışlarında İstanbul'un ilk sırada yer aldığını, bu ili Ankara, İzmir, Bursa ve turizmin gelişmiş olduğu sahil kentlerinin izlediğini bildiren Özen, pırlantada 25-35 yaş arası kişilerin ekonomik ürünleri, 35 yaş üzerinin ise orta ve yüksek fiyatlı ürünleri tercih ettiğini, erkeklerde pırlantalı mücevher kullanımının çok düşük olduğunu, erkeklerin pırlantayı yüzük, kol düğmesi ve kravat iğnesinde kullandığını anlattı.
-''PIRLANTALI ÜRÜNLER ALTIN KARŞILIĞI HESAP YAPILDIĞINDA UCUZ VE ALINABİLİR KALMIŞTIR''-
İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği (İDMMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner de altın fiyatlarının son 5-6 yıl içinde ''fahiş'' bir artış göstererek 6-7 kat arttığını, vatandaşın bu artış karşısında pırlantalı ya da elmas taşlı ürünlere yöneldiğini ifade ederken, pırlantalı ürün imalatında altının fiyata yüzde 10 etki eden bir faktörken yüzde 25 etkilemeye başladığını, pırlantalı ürünlerin altın karşılığı hesap yapıldığında ucuz ve alınabilir kaldığını söyledi.
Güner, ''Örneğin bir beşibirlik ya da 2 adet burgu bileziğin fiyatına gayet güzel üçlü pırlanta takım alınabilmektedir. Geçmiş yıllarda bu oran kat be kat daha pahalıydı. Bir pırlanta kolye için 5-10 burgulu bilezik bozdurmak zorunda kalınıyordu'' şeklinde konuştu.
Pırlanta ya da değerli taşlardan mamul mücevher satılabilirliğinin o ülkenin gelişmişliğinin göstergelerinden biri olduğunu ifade eden Güner, ''Ülke ne kadar gelişmiş, dünyaya entegre olmuşsa onların zevk ve seçimleriyle o kadar entegre olmuş olur. Bundan 20-30 yıl önce bir bayan koluna taktığı 10-15 altın bileziği takı olarak algılıyor ve ondan zevk alıyordu. Ama günümüzde bayanlar zarif, ancak pırlanta, değerli taş ya da elmas tercih ediyorlar. Yani son yıllarda Türkiye'nin gelişmesine paralel pırlantalı ürünlere talep de artıyor'' dedi.
-EN ÇOK TEK TAŞLAR TERCİH EDİLİYOR-
Pırlanta taşlı ürünlerin satın alınmasındaki en önemli faktörün zarafet ve değerin bir arada bulunması olduğunu vurgulayan Güner, ihtiyaç halinde pırlanta ürünlerinin de belirli bir kayıpla geri satılabildiğini ya da değiştirilebildiği, pırlantalı ürünlerde en çok tek taşların, bunların yanında taşın ön plana çıkıp kendini gösterdiği ürünlerin de tercih edildiğini anlattı.
Katerina’dan Sultan’a hediye pirlantasi
Pırlantalar daha sonra 2. Abdülhamit tarafından Mısır prensesi Emine Hanım’a oğlunun doğması vesilesiyle hediye ediliyor.
1 Ekim 2013 Salı
Sahlanan At Ferrari Amblemi hangi luks telefonun arkasinda yerini buldu?
Şahlanan At Ferrari Amblemi hangi luks telefonun arkasında yerini buldu?
Uçuk fiyatları sayesinde adını sıkça duyduğumuz lüks telefon üreticisi Vertu, son model telefonu için Ferrari ile bir ortaklığa imza attı. Ferrari’nin F12 berlinetta modelinden esinlenerek tasarlanan Vertu marka telefon, sınırlı sayıda üretimle satılacak.
Özel kulaklık da Ferrari'nin koltuklarda bulunan benzer kabuk etrafında kırmızı dikiş vardır.
Dünya üzerinde sadece 2.013 adet satılacak olan Vertu telefon, Android 4.0 (Ice Cream Sandwich) işletim sistemiyle gelecek. 8 megapiksellik kamerası bulunan Vertu’nun en ilginç özelliklerinden birisi de telefonun arka yüzeyinde, Ferrari otomobillerinde kullanılan aynı el yapımı derinin kullanılması.
Vertu Ti Ferrari‘nin fiyatı henüz açıklanmamış olsa da, Limited Edition ve Ferrari markasını da üstünde taşıdığından hiç de ucuz bir model olacağını düşünmüyoruz. Kendi markasını teknolojik cihazlarda kullandırmayı seven Ferrari, daha önce de efsanevi fotoğraf makinesi üreticisi Hasseblad ile özel bir Ferrari serisi çıkartmıştı ve orta format fotoğraf makinelerini yaklaşık 30 bin dolardan satışa sunmuştu.
Vertu Ti Ferrari’nin özelliklerine biraz daha yakından bakacak olursak, 3.7 inç boyutlarındaki ekranı bulunuyor. Neredeyse tüm Vertu telefonlarında olduğu gibi, üst düzey ve oldukça pahalı bir hammadden üretilen kasaya sahip. Diamond Like Carbon (DLC) adlı madde, çelikten 10 kat daha hafif ve paslanmaz yapısıyla Vertu Ti Ferrari’nin kasasında kullanıyor.
Bu arada telefonda, F12berlinetta’nın orijinal takometre görüntüsü de kilitli ekran tasarımı olarak geliyor ve Ferrari’nin kullandığı V12 motorunun çıkardığı seslerden zil sesleri de mevcut.
(Webrazzi)
Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur,sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
Pirlanta Alyans Hangi Parmaga Neden Takilir?
Pırlanta Alyans Hangi Parmağa Neden Takılır?
26 Eylül 2013 Perşembe
Turkiye'de elmasli setler ile dusuk karatli pirlantali takilar populerlik kazaniyor.
LONDRA - Dünya Altın Konseyi'nin rakamlarına göre yılın ikinci çeyreğinde tüm dünyada altın talebi düşerken, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bir grup ülkede artış var.
23 Eylül 2013 Pazartesi
Roma Doneminden Kalma Mucevher Kapli 10 Insan Iskeleti
1. Kitabın Adı Cennetten Gelen Vücutlar
2. 1578 Yılında Roma Sokaklarının Altında Bulunan Mezarlardan Çıkmış Cesetler
3. Erken Hristiyanlık Dönemine ait Olduğu Belirtiliyor
4. İskeletler Catacomb Azizleri Adlı Bir topluluğa Ait
5. Azizlerin Özellikleri Gösterişli Giyimleri ve Takıları
6. Mücevherler, Silahlar, Peruklar... Seyahat ederken Bunları Kullanıyorlarmış
7. Silahları da Altın ve Mücevherlerle Kaplı
8. Aziz Oldukları İçin Kendilerini soymaya Çalışan Olmuyormuş
9. İskeletler Segilenmek Üzere Üzerlerinde Çalışma Başlatılmış
10. Bu Çalışma Tam 5 Yıl Sürmüş
HABERSELF
Simdiye kadarki en buyuk pirlanta acik artirmada
Taşın 35 milyon dolara kadar alıcı bulabileceği belirtiliyor.
19 Eylül 2013 Perşembe
Mucevher ihracatcilarinin yeni hedefi
Mücevher sektörü olarak dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Güner, 2013 yılının sekiz aylık döneminde 1.43 milyar dolarlık ihracata ulaştıklarını kaydetti. Güner, "Mücevher üretiminde altyapımız ve işgücümüz oldukça yüksek. Geçmişten gelen köklü bir deneyime ve zengin bir kültüre sahibiz. Bu birikimi modern üretim teknolojisi ve tasarım ile birleştiriyoruz. Türk mücevherleri tüm dünyada beğeniliyor, tercih ediliyor. Ülkemizi, eskiden olduğu gibi yeniden dünya mücevher sektörünün kalbi haline getirmek en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor" dedi.
Asya'nın kendileri için en önemli pazarlardan biri olduğunu vurgulayan Güner, sözlerine şöyle devam etti: "Yakın, Ortadoğu ve Doğu Asya ülkeleri ihracatta en önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Avrupa ve ABD’deki durgunluğu özellikle Uzak Doğu ve Asya ile aşmayı hedefliyoruz. Türk mücevher ihracatçısının mutlaka bu pazarlara eğilmesi ve fırsatları değerlendirmesi gerekiyor. Hong Kong Mücevher ve Değerli Taş Fuarı bu açıdan bizim için oldukça iyi bir fırsat. Mücevher İhracatçıları Birliği olarak 2009 yılından itibaren bu fuara Türk firmalarının milli katılım organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Türk mücevher sektörünün farklı alanlarında faaliyet gösteren 43 firma milli katılımdaki yerlerini aldı. Ülkemizin ve Türk mücevher sektörünün uluslararası alanda tanıtımını sağlarken, firmalarımıza da yeni işbirliği ve pazar imkanı yaratıyoruz. Türkiye mücevher ihracatı için önemine inandığımız bu tarz organizasyonlara önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz."
İhracattaki çıkışlarını sürdürmek istediklerini anlatan Güner, bu yılın Ocak-Ağustos döneminde en çok Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Litvanya ve Almanya'ya ihracat yaptıklarını aktardı.
'Pırlantadaki ÖTV büyük sıkıntı'
Mücevher sektörünün büyümesinde en önemli sorunun ham pırlantaya uygulanan yüzde 20 oranındaki ÖTV vergisi olduğunu belirten Güner, bu sorunun çözülmesi halinde sektörün önünün açılacağını söyledi. Güner, "Yıllık 2-2.5 milyar dolarlık ihracat ortalamasına sahip olan sektörümüzün ÖTV derdinden kurtulması, 20 milyar dolarlık ihracatın kapısını açacak" diye konuştu.
'Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok'
Dünyada pırlantaya doğru bir yönelme başladığını söyleyen Mücevher İhracaçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Emil Güzeliş, pırlanta tüketiminin arttığını, altın tüketiminin ise ya sabit kaldığını ya da düştüğünü belirtti. Pırlanta denilince de akla dünyada ilk Hong Kong'un geldiğini ifade eden Güzeliş, pırlanta üretimini dünyada en iyi bu bölgelerin yaptığını, bu nedenle Hong Kong'daki bu fuar çok önemli olduğunu vurguladı. Pırlanta üzerindeki ÖTV'nin sektörün en önemli sıkıntısı olduğunu açıklayan Güzeliş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu ÖTV'den dolayı büyük pırlanta tüccarları Türkiye'ye gelmiyor. Hong Kong, Dubai ve Belçika gibi verginin olmadığı ülkelere gidiyorlar. Bu ülkelerde ne yapıyorlar? Oradaki üreticilere destek oluyorlar. Hep beraber büyülebilecek bir yol bu. Çok kolay bir yol. Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok. Hammadde verginiz olsun, işlensin. Ne kadar vergiye tabiyse diğer ürünlerimiz aynı vergiyi ödeyelim. Hiç ödemeyelim demedik. Diğer sektörlerde de olan hammadde ÖTV'siz olsun diyoruz. Üretildikten sonra gerekli vergiler konsun üzerine."
15 Eylül 2013 Pazar
Tek tas cok banal, baska bir şey yok mu?
Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay iş değil. Ama sevdiceğiniz er ya da geç sizden bir parça mücevher beklentisine girecek, kaçış yok. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde kuyumcudan kuyumcu kıvama geleceksiniz.
İlişki uzadıkça adam elini cebine atmamakta ısrar ederse, kadın yavaştan soğumaya başlar. Kadının gözünde erkeği en berbat şekilde "reset"leyen özellik, kellik değil, fodulluk değil, cimriliktir. Ona değer verdiğinizi ve hayatta bir takım şeyleri görüp geçirdiğinizi göstermenin en etkili yolu da minik de olsa bir parça mücevherle ilişkinizi taçlandırmanızdır. Ama nasıl? Öyle "ha" deyince mücevher alınmaz. "Ha" deyince alınan mücevher bilahare alanı pişman eder.
Alacağım taşı neye göre seçeceğim?
Alacağınız mücevher ancak söz yüzüğü veya birlikteliğinizin ilk iki yılı içinde doğum günü armağanı ise; safir, yakut, zümrüt, aquamarine veya diğer taşları tercih etmelisiniz. Çünkü bu taşlar sadece çok yüksek karatlarda değerli olurlar. Küçük ve renkli bir taşla süslü bir takı aldıysanız, verirken büyük merasimler yapmayın ki, pırlanta yüzük hayaliyle kutuyu açınca hayal kırıklığına uğramasın... Eğer ilişkiniz ciddiyse pırlanta tek çıkar yol. Ne zamandır kuyumcu vitrinlerinde pırlantalara bakacağım diye yapışıp kaldığını tahmin bile edemezsiniz.
Pırlanta çok pahalı bir taştır. Sonradan pişmanlık yaşanmaması için almadan onunla ilgili önemli hususları iyice öğrenmekte yarar vardır. Öncelikle pırlantayı alacağınız yeri iyi belirlemelisiniz. Özellikle yüksek karatlı pırlanta takıları sokakta gördüğünüz herhangi bir kuyumcudan alamazsınız. Tanınmış bir müvecheratçı bulmanızda yarar var.
Kırıntı denilen, mücevherin bir bölgesi veya her yeri minicik pırlantalarla kaplı takılar tek taş pırlantaya göre çok daha ucuzdur. Bunlara fantezi takılar denir. Satın alırken parayı pırlantadan çok tasarıma vermiş olursunuz. Bunun sebebi, taşların adı üstünde, pırlantanın kırıntısı olmasıdır. Bunları iade ederken, değiştirirken veya satarken muazzam değer kaybına uğrar, eğer pırlantaya bir yatırım gözüyle bakıyorsanız, aklınızda değiştirmek, ileride onu verip daha iyisini almak varsa bu türü tercih etmeyin.
Tek taş pırlanta en akıllı tercih. Örneğin Kapalıçarşı`nın en tanınmış, özellikle sosyete mensupları tarafından tercih edilen kuyumcusu Sait Koç her taşına kefil. Banka gibi. Aldığınızdan yıllar sonra bile ihtiyaç durumunda pırlantayı iade ederken işçilik ücreti ve KDV oranını düştükten sonra paranızı iade ediyor. "Şimdiye kadar istediği anda parasını iade etmediğim müşteri hiç olmamıştır" diyor. "Gerekirse, param yoksa eşten dosttan alır yine de veririm karşılığını. İhtiyacı olmasa insan mücevherini satar mı? Ben de müşterimi hiçbir şartta zor durumda bırakmam. Bak bu yüzüğü bir kadın getirdi. (bir zarfın içinde yüzük üzerinde 750 milyon lira yazıyor). Kredi kartlarının borcu varmış, kızının söz yüzüğü. Ben onu aldım parasını iade ettim ama altı ay tutacağım geri almak ister diye..."
Pırlanta anlayana banal manal değil ama daha enteresan bir hediye ona daha uygundur derseniz; o zaman Sevan Bıçakçı`yla tanışmanızda yarar var. Bıçakçı`dan alacağınız yüzük kocaman pırlantalarla parlamayacak ama kesinlikle "wow" faktörü olan yüzük olacak. Satın alırken yine parayı daha çok tasarıma veriyorsunuz ama karşılığında aldığınız şey dikkat çekici, el emeği göz nuru minik bir sanat eseri. Güler Sabancı`nın meşhur ettiği padişahlı yüzükleri ve Osmanlı esintilerinin hakim olduğu birçok koleksiyonu dünyanın birçok noktasına gidiyor ve kapanın elinde kalıyor. Fiyat için onları aramanız gerekecek ama imkansız bir rakam duymayacaksınız, çekinmeyin 0212 520 45 16`dan arayın.
Eğer bir nişan yüzüğü alacaksanız, iki aylık maaşınıza eşit olan parayı pırlantaya harcamalısınız. Bu parayı uzun süre kenara koyarak biriktireceksiniz artık. Alacağınız nişan yüzüğü değil de sıradan bir hediyeyse pırlantaya yaklaşmasanız da olur. Ama aldığınız pahada hafif takıya ağır bir manevi anlam yüklemelisiniz ki paranız olmadığı için değil, daha anlamlı olduğu için o hediyeyi seçtiniz sansın artı o takıya baktıkça içi sevgiyle dolsun. Örneğin, üç tane iç içe geçmiş halkadan oluşan altın bir yüzük veya bilezik alıp: "Sevgilim, bunlar sonsuz aşkımızı, sonsuz arkadaşlığımızı ve sonsuz sadakatimizi simgeliyor." deyin ki, düşünüp de aldığınızı sansın, cebinizin delik olduğunu değil. (Cartier Trinity koleksiyonu)
Bir de küçük mavi kutu var. Bu özellikle mücevhere düşkün kadınlarda bir buçuk karat pırlanta etkisi yaratan sihirli bir kutu... İçinden ne çıkarsa çıksın çığlık çığlığa kabul edilen kutu... Tiffany & Co.`nun küçük mavi kutusu ve küçük mavi torbası... Tiffany`nin ürünlerini Türkiye`de Collection yapıyor. Fiyatlar Amerika Tiffany`yle aynı. Nişantaşı`nda, Ritz Carlton`da ve Çırağan Kempinski`de yerleri var. Fiyatlar 50 dolardan başlıyor, üst limit gökyüzü...
Pırlanta dört değişken sayesinde değer kazanır, bunlar İngilizce isimlerinden dolayı 4c olarak bilinir: karat (carat), kesim (cut), berraklık (clarity) ve renk (color). Bu dört özelliğin kalitesi birlikte veya tek tek yükseldikçe pırlantanın değeri de yükselir. Diğer bütün değerleri aynıysa; iki tane küçük taştan ziyade, aynı karata denk gelen tek bir pırlanta daha pahalıdır. Çünkü karatı yükseldikçe pırlanta daha nadir bulunur hale gelir. Aldığınız pırlantanın 4c`si ile ilgili olarak kuyumcuya güvenmek yerine, taşınızın uluslararası geçerliliği olan bir sertifikası olmasına dikkat edin ve bu sertifikayı taş sizde olduğu sürece saklayın.
Carat: Taşın ağırlığı karat ile ölçülür. Karat pırlantanın değerini ortaya koyan ölçütlerden yalnızca biridir. Pırlanta sadece büyük olmasıyla değerli olmaz.
Cut: Pırlantanın çakıl taşımsı ham halinden, ışık saçan parlak taş haline gelene kadar geçtiği en önemli işlem lazerlerle kesilmesidir. Kesim pırlantanın parlaklığını doğrudan etkilediği için doğru yapılması çok önemlidir ve 4c arasında amatör bir göz tarafından kontrolü en zor olanıdır.
Berraklık: Taşın kendisinden veya kesiminden dolayı üzerinde oluşabilen bazı kusurlar olabilir. Bu kusurlar ne kadar az olursa pırlanta o kadar değer kazanır. Gözle görünen kusurlara sahip bir pırlantanın değeriyse oldukça düşer.
Renk: Doğal olarak renkli pırlantalar vardır ve bunlara "Fancy" denir. Pastel pembe, canlı sarı, fıstık yeşili, mavi ve çeşitli renklerde olabilir bu taşlar ancak pırlanta oldukları için değerleri diğer renkli taşlara göre daha yüksektir. Beyaz pırlantaların renkleri de D`dan Z`ye kadar ayrılır. En beyaz olan D`dir. Ancak piyasada çoğunlukla G ve aşağısı renklerde pırlanta bulunur. K`dan itibaren pırlantanın rengi sararmaya başlar ki bu iyiye işaret değildir.
Boxer Dergisi
13 Eylül 2013 Cuma
KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEGI
gibi üstün özellikleriyle elektronik, iletişim, havacılık ve ilaç sanayilerinde çokça
kullanılmaktadır. Ayrıca, alerji yapmadığı için tıp alanında da altından yoğun bir biçimde
yararlanılmaktadır.
üretimi son 25 yılda yaklaşık olarak ikiye katlanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, bilinen
altın cevherlerinin işletilmesi devam ederken, yeni altın yataklarının bulunması için de
dünyada yoğun bir arama ve yatırım dönemi başlamıştır.
Dünyada toplam işletilebilir altın rezervi 42 500 tondur ve bunun %65’i dünya altın
üretiminde ilk sıraları paylaşan ABD, Kanada, Avustralya ve Güney Afrika’da
bulunmaktadır. Dünya altın üretiminin %53’ü bu dört ülkede yapılmaktadır. 1980 yılına göre
üretim artışı, ABD’de 13 kat, Avustralya’da 18 kat ve Kanada’da 3,5 kat olarak
gerçekleşmiştir.
Dünya altın talebinde Hindistan, ABD, Suudi Arabistan ve Çin ile birlikte Türkiye
ilk sıraları paylaşmaktadır. Dünyanın tüm kıtalarında 24 ülkede, 2002 yılında 2530 ton altın
üretilmiştir. Dünyanın en büyük altın takı üreticisi ve ihracatçısı İtalya’nın kullandığı saf
altın miktarı 450 tondur.
Türlü nedenlerden dolayı, tarihin ilk çağlarından günümüze kadar insanlar takıya
büyük önem vermişlerdir. Bu anlamda ülkemizde de kuyumculuğun köklü bir yeri vardır.
Türkiye’de altın, çok uzun bir süre para yerine kullanılmıştır. Halkımız altını
geleceğinin garantisi, güvenilir bir tasarruf ve yatırım aracı olarak görmüştür. Ayrıca
eklenmesiyle canlı bir altın piyasası oluşmuştur.
Ülkemizin muhtelif yörelerinde geleneksel el işçiliğine dayalı kuyumculuk bugün de
varlığını sürdürmektedir. Kars-Erzurum-Trabzon-Sivas-Van-Mardin-Diyarbakır-Mersin-
İstanbul gibi illerimiz kuyumculukta önde gelen merkezlerdir. Bu merkezlerin ürettiği
burma-hasır-telkari bilezikleri, inci-kehribar gerdanlıkları, örme ve parçalı oyma kemerleri,
murassa akarsu gerdanlıkları, tektaş-kazayağı, divanhane çivisi yüzükleri hâlâ revaçtadır.
İstanbul-Kapalıçarşı kuyumculuk alanının merkezi olarak yüzyıllardan beri ününü
sürdürmektedir.
kunduracılık-marangozluk-taş ve tahta oymacılığı-dokumacılık-halıcılık-demircilik-
bakırcılık gibi kaybolmuş veya kaybolmaya yüz tutmuş Türk el sanatları arasında
kuyumculuk alanı, endüstrileşerek sanayideki yerini almış, ilkel çalışma metotları
terkedilmiş, modern teknolojiden yararlanılarak üretimini arttırmış, tüm dünya ülkelerine
ihraç ettiği kaliteli takı ve mücevherleri dünya pazarlarında aranılan ürünler arasına sokarak
Türk ekonomisine hatırı sayılır boyutta döviz girdisi sağlanmıştır.
da oldukça aktif bir konuma gelmiştir. Türkiye bugün 6500 ton altın ve 100.000 ton
üzerindeki gümüş potansiyeli ile dünyanın sayılı altın ve gümüş üreticileri arasında yer
alabilecek bir kapasiteye sahip bulunmaktadır.
Türkiye’nin yıllık ihracatı 110-120 ton has altın civarındadır. Bunu takıya
çevirdiğimizde yılda 190 ton civarında takı ihracatı yapılmaktadır. Bu ihracat rakamları
Türkiye’yi İtalya’nın arkasından dünyada ikinci sıraya yerleştirmektedir. Dünya kuyumculuk
sektöründe ikinci sırada olan ülkemiz bu alandaki hızlı gelişimiyle dünya lideri olmaya
adaydır.
içerisinde sektör istihdamını dörde katlamıştır. Türkiye genelinde kuyumculuk, imalat ve
satış yapan yaklaşık 5000 iş yerinde 70 bin kişi çalışırken şimdi bu sayı 250 binlere
ulaşmıştır.
Genel bir ortalama yapıldığında kuyumculuk alanının son 10 yıl içerisinde %50
teknoloji kullanarak kaliye personelden istifade edip istihdam kapasitesini %300 arttırdığını
söyleyebiliriz. Günümüzde çağdaş teknikler ve elektronik aletler vasıtasıyla gayet karmaşık,
ince ve hassas çözümlere ulaşan kuyumculuk mesleği, gelişmişliğine rağmen geleneksel
yöntemlere bağlı kalarak bir el işlemeciliği ile yüksek bir işçilik yeteneğine de ihtiyaç
göstermektedir. Örneğin; bir sadekarın yaratıcı ve yapıcı becerisi henüz hiçbir makine veya
elektronik bilgisayarla yapılamamaktadır. Bu nedenle de modern fabrikalarda üretimin
arttırılabilmesi yine kaliteli, nitelikli ve kabiliyetli insan gücüne dayanmaktadır.
Top Ad 728x90
Video
Visitors
Bu Blogda Ara
Vertical2
Pırlanta Hakkında Herşey
Pages - Menu
Popüler Yayınlar
-
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Titanik Filminde adı geçen “Okyanus’un Kalbi: Mavi Elmas” II Abdülhamit hana aitti. Yıllarca sa...
-
Türk mücevherciler taş için ne diyor? SABAH- METE BOYBEYİ (Boybeyi Mücevherleri Yön. Kur. Bşk.) KALİTELİSİ NADİRDİR Siyah pırlant...
-
Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantaya eşdeğermidir? 1. Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantayı temsil mi eder? Ce...
-
En Saf Altin Nedir ? Ayar ve Milyem Hesabi AYAR VE MİLYEM Ayar ve Milyem Hesapları Kuyumculukta kıymetli metaller saf hâlde ...