Bu Blogda Ara

15 Ekim 2013 Salı

Kis Mucevher Trendleri

Pırlanta, altın, elmas, zümrüt gibi mücevher dünyasını bu adresten takip edin. ... Bu yazımda sizlere 2012-2013 kış mücevher trendlerinden bahsetmek istiyorum. Sonbahar ve kış mevsimleri yaklaşırken herkes  sezonun yeni trendleri hakkında araştırma yapmaya başlar. 2012-2013 sonbahar/kış mevsimlerinde bazı devam eden trendlerin yanı sıra birkaç yeni stil var.





Renk takılarda önemli rol oynamaya devam etmektedir. Yazın getirdiği parlak ve neon renklerine karşın son baharda uçuk sarı, yeşil ve pembe renkler hakim. Yeni sezonda ön planda kalmaya devam eden tek istisna renk elektrik mavisidir. Nötr renklerin arasında siyah, gri renginin tüm tonları, krem ve kahve renkleri klasik görünümü oluşturmaya yardımcı oluyor. Renkli taşlar sonbaharın tüm zengin tonlarını ifade etmek için her zaman mükemmel bir yoldur. Bu sezon koyu kahve ve menekşe, anahtar renkleridir, dolayısıyla garnet, ametist ve pembe turmalin takı tasarımlarında en çok tercih edilen taşlardır. Biraz daha sıra dışı görünümü oluşturmak isteyenler yeşil peridot ve turuncu ateş opali gibi canlı renkli taşları deneyebilirler.  Ve tabii ki beyaz pırlantalı mücevherler her mevsiminde olduğu gibi birinciliği koruyacaklar.





Dantel, jakar ve metalik dokuma kumaşlar sonbaharın giyim trendlerine lüks ve zarafet katıyorlar. Bu görünüme cesur, büyük ve gösterişli pırlantalı altın, gümüş ve platin takılar uygun olacaktır. Kokteyl yüzükler bu durumda mükemmel bir seçim olur. Opak elmaslar veya ince ham elmas dilimleri koyu renkli metaller üzerinde gri veya şampanya pırlanta ile bu mevsimde gizemli bir duruş sergiliyorlar.








Uzak diyarları yansıtan desenler takılarda 1970’li yılların modelleri hatırlatıyorlar.  Leopar, zebra ve yılan desenleri bazen mavi veya mor gibi hiç beklenmedik renk paleti ile karşımıza çıkıyorlar. Sallantılı küpeler, uzun kolyeler ve geniş bilezikler yeni sezonda tekrar vazgeçilmez takı türleri olacaklar. Görünüşe göre yeni sezonda büyük, gösterişli ve cesur takılar hakim olmaya devam edecekler. 

Mücevherlerin Gizemi
 

5 Ekim 2013 Cumartesi

"Dunyanin begendigi en pahali mucevherler " Takilar

Chopard
Mavi elmas yüzük Doğal renkli değerli taşların en nadidesi mavi elmasın beyaz altınla birleştiği bu yüzük 18 karat ve 1626 milyon dolar değerinde…
2 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Garrard
Yakut gerdanlık 14 milyon dolar 155 karatlık pırlanta gerdanlık üzerine yerleştirilen bu 4063 karat kalp şeklinde yakut İngiliz mücevher firmasının koleksiyonun en pahalı parçası Gerdanlık istenildiğinde taca da dönüştürülebiliyor
3 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Neil Lane
Pırlanta gerdanlık 4 milyon dolar Los Angeles kökenli bir marka olan Neil Lane, mücevherlerini genellikle Oscar töreninde boy gösteren yıldızlarının üstünde sergiliyor Bu gerdanlık ise üstünde taşıdığı 140 karatlık pırlanta ile koleksiyonun en pahalı parçalarından…
4 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri DeBeers
Marie Antoinette gerdanlık 37 milyon dolar Fransız kraliçesinin adıyla anılan bu gerdanlık 805 karat beyaz pırlanta, iki adet sarı renkte 706 ve 524 karat oval elmas ve 184 karatlık pembe elmasın birleşimiyle göz kamaştırıyor Gerdanlığın üstünde toplam 1811 karatlık pırlanta bulunuyor
5 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri H Stern
Venus gerdanlık 317 milyon dolar Bu sade fakat asil görünümlü altın gerdanlık ise üzerinde taşıdığı 110 kıratlık elmas taşlarla göz dolduruyor
6 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Chopard
Zümrüt yüzük 214 milyon dolar Lüks saat ve mücevher üreten Chopard’ın koleksiyonunda bir çok pahalı parça bulunmakta fakat elmas, zümrüt ve platini birleştiren bu yüzük, koleksiyonun en öne çıkan parçaları arasında
7 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Tiffany
Novo sarı elmas yüzük 135 milyon dolar Tiffany’nin platin ve sarı altın üstünde bulunan 2527 karatlık elmas taştan oluşan bu yüzük tüm kadınların kalbini kolayca çalabilir
8 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Van Cleef and Arpels
Fermuar gerdanlık 12 milyon dolar Beyaz altın ve 50 karatlık pırlantanın birlikte kullanıldığı tasarım sonucunda fermuarı andıran bir gerdanlık ortaya çıkmış Gerdanlığı dilerseniz bilezik olarak da kullanabiliyorsunuz
9 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Oscar Heyman
Safir yüzük 1 milyon dolar Yaratıcı tasarımlarıyla bilinen New York’un ünlü mücevher markası Oscar Heyman’ın 50 karatlık safir ve elması birleştirdiği yüzük sıra dışı görünümüyle dikkat çekiyor
10 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Bulgari
Elisia safir ve pırlanta gerdanlık 325 bin dolar Elisia’nın yeni koleksiyonunun parçası olan gerdanlığın oval zincirinin üzeri 24 karatlık pırlanta ve mavi safir taşlarla süslü Gerdanlığın son parçası ise yine bu değerli taşlarla süslü bir gözyaşı şeklinde…

Orgum ORG 

3 Ekim 2013 Perşembe

İste Ebru Gundes’in pirlantali kulakligi!

İşte Ebru Gündeş’in pırlantalı kulaklığı!
    Geçtiğimiz gün Kıbrıs’ta konser veren başarılı sanatçı Ebru Gündeş, yine hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı.
    Kıbrıs’a eşi Reza Zarrab’ın aldığı jetle giden şarkıcı, sahneye de Dubai’de 50 bin dolara yaptırdığı, pırlanta taşlı özel kulaklığıyla çıktı.
    Geçtiğimiz gün Kıbrıs’ta konser veren başarılı sanatçı Ebru Gündeş, yine hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı.
    Kıbrıs’a eşi Reza Zarrab’ın aldığı jetle giden şarkıcı, sahneye de Dubai’de 50 bin dolara yaptırdığı, pırlanta taşlı özel kulaklığıyla çıktı.
    Habertut

    Altina karsi pirlanta cazibesi



    Diamond
    diamond
    A HABER-
    Altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle pırlantalı takılara yönelen tüketiciler, gümüş gibi pırlantaya da bir yatırım aracı olarak bakmaya başladı. Çıplak taş ve sertifikalı olarak alınıp satılabilen pırlanta, fiyatındaki artışa ve alım satım farkına karşın takının yanı sıra yatırım amaçlı da tüketicilerden büyük ilgi görüyor. 

    En güvenli yatırım aracı olarak yüzyıllardır yastık altına konulan altına karşın, takı amaçlı alınan pırlanta da yatırım aracına dönüştü.

    Merkezi New York'ta bulunan Uluslararası Mücevher Taşçıları Derneği Türkiye Başkanı Fazıl Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, altında oldukça kısa bir dönemde 2 misline varan artış olmasının dünyada piyasaları ve altın satışlarını ciddi ölçüde etkilediğini ifade ederek, altının bu yüksek fiyatı karşısında eskiye göre daha yakın fiyatlarda olan pırlantaların satışlarının da önemli miktarda arttığını söyledi.

    Özen, fiyatı yüzde 50 civarında yükselmesine karşın pırlanta satışlarında geçtiğimiz aylara ve yıllara oranla ciddi artış olduğunu belirterek, düğün, evlilik yıl dönümleri ve Sevgililer Günü'nde pırlanta almanın geçmişe göre artık çok daha yaygın olduğunu, bunda reklam, tanıtım ve kampanyaların etkisinin bulunduğunu kaydetti.

    Özellikle son bir yılda pırlanta satın alan kişilerin dünya pırlanta fiyatlarının yükselmesi sonucu ciddi kar etmesinin artık pırlantanın sadece takı olarak değil, aynı zamanda bir yatırım aracı olarak da görülmesine yol açtığına işaret eden Özen, altın veya diğer değerli metallerin aksine fiyatlarında hiçbir zaman düşüş olmamasının, hep artış yaşanmasının pırlantayı daha cazip hale getirdiğini söyledi.

    Pırlantada her zaman için sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada en çok satılan çeşidin tek taşlar, 3 ve 5 sıra taşlı yüzüklerin de popüler ürünler olduğunu belirten Özen, daha ağır takılar, setler ve gerdanlıkların ise fiyatlarının daha yüksek olması ve her gün takılamamasından dolayı daha az oranda tercih edildiğini söyledi. 

    Pırlanta satışlarında İstanbul'un ilk sırada yer aldığını, bu ili Ankara, İzmir, Bursa ve turizmin gelişmiş olduğu sahil kentlerinin izlediğini bildiren Özen, pırlantada 25-35 yaş arası kişilerin ekonomik ürünleri, 35 yaş üzerinin ise orta ve yüksek fiyatlı ürünleri tercih ettiğini, erkeklerde pırlantalı mücevher kullanımının çok düşük olduğunu, erkeklerin pırlantayı yüzük, kol düğmesi ve kravat iğnesinde kullandığını anlattı.

    -''PIRLANTALI ÜRÜNLER ALTIN KARŞILIĞI HESAP YAPILDIĞINDA UCUZ VE ALINABİLİR KALMIŞTIR''-

    İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği (İDMMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner de altın fiyatlarının son 5-6 yıl içinde ''fahiş'' bir artış göstererek 6-7 kat arttığını, vatandaşın bu artış karşısında pırlantalı ya da elmas taşlı ürünlere yöneldiğini ifade ederken, pırlantalı ürün imalatında altının fiyata yüzde 10 etki eden bir faktörken yüzde 25 etkilemeye başladığını, pırlantalı ürünlerin altın karşılığı hesap yapıldığında ucuz ve alınabilir kaldığını söyledi.

    Güner, ''Örneğin bir beşibirlik ya da 2 adet burgu bileziğin fiyatına gayet güzel üçlü pırlanta takım alınabilmektedir. Geçmiş yıllarda bu oran kat be kat daha pahalıydı. Bir pırlanta kolye için 5-10 burgulu bilezik bozdurmak zorunda kalınıyordu'' şeklinde konuştu.

    Pırlanta ya da değerli taşlardan mamul mücevher satılabilirliğinin o ülkenin gelişmişliğinin göstergelerinden biri olduğunu ifade eden Güner, ''Ülke ne kadar gelişmiş, dünyaya entegre olmuşsa onların zevk ve seçimleriyle o kadar entegre olmuş olur. Bundan 20-30 yıl önce bir bayan koluna taktığı 10-15 altın bileziği takı olarak algılıyor ve ondan zevk alıyordu. Ama günümüzde bayanlar zarif, ancak pırlanta, değerli taş ya da elmas tercih ediyorlar. Yani son yıllarda Türkiye'nin gelişmesine paralel pırlantalı ürünlere talep de artıyor'' dedi.

    -EN ÇOK TEK TAŞLAR TERCİH EDİLİYOR-

    Pırlanta taşlı ürünlerin satın alınmasındaki en önemli faktörün zarafet ve değerin bir arada bulunması olduğunu vurgulayan Güner, ihtiyaç halinde pırlanta ürünlerinin de belirli bir kayıpla geri satılabildiğini ya da değiştirilebildiği, pırlantalı ürünlerde en çok tek taşların, bunların yanında taşın ön plana çıkıp kendini gösterdiği ürünlerin de tercih edildiğini anlattı.

    Ayhan Güner, Türkiye'ye giren pırlantayı ölçemediklerini ifade ederek, Türkiye'nin Avrupa, Rusya, Dubai ve ABD'ye pırlantalı ürün ihracatı yaptığını, en önemli pazarlarının Rusya ve Almanya olduğunu söyledi. Güner, ''Bizim tek engelimiz, rekabet gücümüzün artması için ham maddeye verginin kaldırılmasıdır. Eğer bu gerçekleşirse Türkiye yakın çevresinde üretim ve dağıtım üssü olur'' dedi.
    AA

    Katerina’dan Sultan’a hediye pirlantasi


    Katerina’dan Sultan’a hediye pırlanta set açık artırma ile satılacak
    İngilterenin ünlü müzayede evi Sothebys, 1711 yılında dönemin Rus Çarı Deli Petro’nun eşi ve geleceğin Çariçesi 1. Katerina’nın barış anlaşması sağlamak için Türk Sultanı 3. Ahmet’e hediye ettiği pırlanta kolye, broş ve küpeler açık artırma ile satılacak.
    15 Kasım’da satışa çıkarılacak hediyenin çok değerli mücevherler arasında olduğu belirtiliyor. Pırlantalarla süslü olan tarihi mücevherin ilginç bir hikayesi de var. Rus tarihçilerine göre, 1711 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasında yaşanan Prut savaşı sırasında Rus ordusu Baltacı Mehmed Paşa komutasındaki Türk birliklerinin kuşatması altına düşüyor. Kommersant Vlast dergisine göre, Deli Petro o sırada savaş alanında Katerina ile bulunuyordu. Petro savaşı kazandığı zaman Katerina ile evleneceği vaadinde bulunmuştu. Prut ırmağı kıyısında sarılan Rus ordusunu yok olmaktan kurtarmak için Petro Katerina’yı Türklerle anlaşma yapmak için elçi olarak gönderiyor. Katerina Türk tarafına Osmanlı sultanı için tahsis edilen hazineye kendi pırlantalarını da armağan ediyor. 1712 yılında Petro ile Katerina evleniyor. Petro’nun ölümünden sonra da 1725’de tahta çıkarak Çariçe oluyor.

    Pırlantalar daha sonra 2. Abdülhamit tarafından Mısır prensesi Emine Hanım’a oğlunun doğması vesilesiyle hediye ediliyor.
    Fuad Seferov, Moskova, Cihan
    - See more at: haberrus

    1 Ekim 2013 Salı

    Sahlanan At Ferrari Amblemi hangi luks telefonun arkasinda yerini buldu?

    Şahlanan At Ferrari Amblemi hangi luks telefonun arkasında yerini buldu?

    Uçuk fiyatları sayesinde adını sıkça duyduğumuz lüks telefon üreticisi Vertu, son model telefonu için Ferrari ile bir ortaklığa imza attı. Ferrari’nin F12 berlinetta modelinden esinlenerek tasarlanan Vertu marka telefon, sınırlı sayıda üretimle satılacak.
    Vertu Ti inspired by the Fastest Ferrari Car Vertu Ferrari Collaboration Results in Vertu Ti Inspired by F12 Berlinetta
    Özel kulaklık da Ferrari'nin koltuklarda bulunan benzer kabuk etrafında kırmızı dikiş vardır.
    Dünya üzerinde sadece 2.013 adet satılacak olan Vertu telefon, Android 4.0 (Ice Cream Sandwich) işletim sistemiyle gelecek. 8 megapiksellik kamerası bulunan Vertu’nun en ilginç özelliklerinden birisi de telefonun arka yüzeyinde, Ferrari otomobillerinde kullanılan aynı el yapımı derinin kullanılması.

    Vertu Ti Ferrari‘nin fiyatı henüz açıklanmamış olsa da, Limited Edition ve Ferrari markasını da üstünde taşıdığından hiç de ucuz bir model olacağını düşünmüyoruz. Kendi markasını teknolojik cihazlarda kullandırmayı seven Ferrari, daha önce de efsanevi fotoğraf makinesi üreticisi Hasseblad ile özel bir Ferrari serisi çıkartmıştı ve orta format fotoğraf makinelerini yaklaşık 30 bin dolardan satışa sunmuştu.
    Vertu Ti Ferrari’nin özelliklerine biraz daha yakından bakacak olursak, 3.7 inç boyutlarındaki ekranı bulunuyor. Neredeyse tüm Vertu telefonlarında olduğu gibi, üst düzey ve oldukça pahalı bir hammadden üretilen kasaya sahip. Diamond Like Carbon (DLC) adlı madde, çelikten 10 kat daha hafif ve paslanmaz yapısıyla Vertu Ti Ferrari’nin kasasında kullanıyor.
    Bu arada telefonda, F12berlinetta’nın orijinal takometre görüntüsü de kilitli ekran tasarımı olarak geliyor ve Ferrari’nin kullandığı V12 motorunun çıkardığı seslerden zil sesleri de mevcut.


    (Webrazzi)



    Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur,sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.

    Bu ilginç bilgileri daha önce duymuş muydunuz?

    Pirlanta Alyans Hangi Parmaga Neden Takilir?

    Pırlanta Alyans Hangi Parmağa Neden Takılır?


    Evliğin simgesi olan alyans yüzüklerin sol elin 4. parmağını takıldığını hepimiz biliriz fakat neden sol el ve neden 4. parmak olduğu konusunda pek çok kişinin hiç bir fikri yoktur. Şimdi bu kültüre bir açıklama getireceğiz.

    Evlilik ile birlikte yüzük takma geleneği eski Mısırlılar’ın inançlarına kadar dayanmaktadır. Millattan önce 2800 yıllarında kullanılmaya başlandığı tahmin edilen alyans yüzükler, dairenin başlangıç ve bitişi yönü olmadığından sonsuzluğu simgelediğine inanılmıştır. Mısırlılar’ın ardından Romalılar’da alyans yüzük adetini devam ettirerek bu kültürün iyice yaygın hale gelmesini sağlamışlardır.

    26 Eylül 2013 Perşembe

    Turkiye'de elmasli setler ile dusuk karatli pirlantali takilar populerlik kazaniyor.

    Türkiye'nin de bulunduğu bir grup ülkenin altın talebi, tüm dünyanın aksine yükseliyor. Rusya, Türkiye'den mücevher alımını artırıyor.
    Türkiye'de ise elmaslı setler ile düşük karatlı pırlantalı takılar popülerlik kazanıyor.



    LONDRA - Dünya Altın Konseyi'nin rakamlarına göre yılın ikinci çeyreğinde tüm dünyada altın talebi düşerken, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bir grup ülkede artış var. 
     
    Konsey'in bugün yayınladığı 2'nci çeyrek raporunda dünya altın talebinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7'lik bir düşüşle 990 ton seviyesine indiği bildirildi. İlk yarı itibariyle ise talep geçen yıla göre yüzde 5 azalarak 2 bin 90.8 ton oldu. Rakam, son 5 yılın ilk yarı oratalaması olan 1,828.7 tonun ise yüzde 14 üzerinde. 
     
    Mücevher, yatırım ve teknoloji sektörlerinden gelen zayıf talebin merkez bankası gibi resmi alımlarla kısmen de olsa dengelendiği ifade edilen raporda, yılın bu döneminde ortalama ons fiyatının 1,609,49 dolar olduğu belirtildi. 
     
    Merkez Bankaları ve diğer resmi kurumların altın talebi 2'nci çeyrekte belirgin artış gösterdi. İkinci çeyrekte kurumların altın rezervleri 157.5 ton artarken, 6 aylık rakamlarda bu artış 254.2 ton olarak hesaplandı.
    Türkiye'de artış var
     
    Talebin yoğunlaştığı Hindistan ve Çin dışında altın açısından durgun bir dönem geçirilirken, aralarında özellikle Türkiye, Mısır ve Rusya'nın bulunduğu bir grup ülkede talebin arttığı görülüyor. Türkiye'de altın mücevher talebi, yüzde 4 artışla 23.1 tona yükseldi. TL bazında mücevher için harcanan para yüzde 28 artışla 1.7 milyar TL'den 2.2 milyar TL'ye çıkarken, 5 yıllık ortalama olan 26.8 tonun yüzde 14 altında kaldı. 
     
    Elmas setler ve tek taşlar
     
    Türkiye'deki talebin, ilk yarıda hissedilen bazı korkular nedeniyle ertelenmiş satın almalardan kaynaklandığı belirtiliyor. Tüm bunlara rağmen Türkiye'de elmas setlere olan talebin artışta olduğu, düşük karatlı ürünlerin de popülerlik kazanmaya devam ettiği kaydedildi. 
     
    Yatırım amaçlı alımlar
     
    Türkiye'de yatırım amaçlı talep ise 17.5 ton seviyesinde hesaplandı. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19, 5 yıllık ortalamaların ise yüzde 33 üzerinde bulunuyor. Bu rakamın artmasındaki en önemli etken, ticari bankaların da rezervlerinde altın bulundurmalarına imkan verilmesi olarak görülüyor. 

    Rusya'nın mücevheri Türkiye'den gidiyor
     
    Rusya'da ise petrol gelirleri ve gelişen orta sınıfın desteğiyle ekonomik büyüme, uzun vadede mücevher talebini artırıyor. Ülke dünyanın en büyük 4'üncü mücevher pazarı olurken, aynı şekilde altın üretiminde de 4'üncü durumda bulunuyor. Son 5 yılda rezervlerini ikiye katlayan Rus Merkez Bankası da dünyanın en büyük 8'inci rezervine sahip. 
     
    Rusya'ya en çok mücevher ihraç eden ülkeler olarak ise Türkiye ve İtalya öne çıkıyor. Türkiye'nin ihracatı, 2011 yılında bir önceki yıla göre neredeyse ikiye katlanarak 124.2 milyon dolara çıktı.  

    DÜNYA

    23 Eylül 2013 Pazartesi

    Roma Doneminden Kalma Mucevher Kapli 10 Insan Iskeleti

    Insanların adı Catacomb Azizleri. Paul Koudounaris adlı yazar kitabında bu insanlar hakkında incelemelerini paylaşmış.
    1. 1. Kitabın Adı Cennetten Gelen Vücutlar

    2. 2. 1578 Yılında Roma Sokaklarının Altında Bulunan Mezarlardan Çıkmış Cesetler

    3. 3. Erken Hristiyanlık Dönemine ait Olduğu Belirtiliyor

    4. 4. İskeletler Catacomb Azizleri Adlı Bir topluluğa Ait

    5. 5. Azizlerin Özellikleri Gösterişli Giyimleri ve Takıları

    6. 6. Mücevherler, Silahlar, Peruklar... Seyahat ederken Bunları Kullanıyorlarmış

    7. 7. Silahları da Altın ve Mücevherlerle Kaplı

    8. 8. Aziz Oldukları İçin Kendilerini soymaya Çalışan Olmuyormuş

    9. 9. İskeletler Segilenmek Üzere Üzerlerinde Çalışma Başlatılmış

    10. 10. Bu Çalışma Tam 5 Yıl Sürmüş

      HABERSELF

    Simdiye kadarki en buyuk pirlanta acik artirmada



    Yumurta büyüklüğünde bir pırlanta gelecek ay Hong Kong'da açık artırmaya çıkarılıyor.
    Müzayede şirketi Sotheby's Asya'dan yapılan açıklamaya göre 118 karatlık taş, bugüne kadar açık artırmada satılan en büyük beyaz pırlanta olacak.

    Taşın 35 milyon dolara kadar alıcı bulabileceği belirtiliyor.

    BBC Türkçe

    19 Eylül 2013 Perşembe

    Mucevher ihracatcilarinin yeni hedefi


    Mücevher ihracatçılarının yeni hedefi 

    Dünya-Mücevher sektörü, Avrupa ve Amerika pazarlarında yaşanan durgunluğu aşmak için yönünü Uzak Doğu'ya çevirdi.
    Taylan BÜYÜKŞAHİN
    HONG KONG - Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından bu yıl 5'inci kez katılım gösterilen Hong Kong Mücevher ve Değerli Taş Fuarı, dünyanın dört bir tarafındaki sektör temsilcilerini ve alıcıları bir araya getirdi. Fuarın, 1983 yılından günümüze ziyaretçi ve katılımcı sayısını her yıl artırarak hızla büyümesini sürdürdüğünü söyleyen Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner, sektör için bu fuarın en büyük ve köklü mücevher fuarı olarak kabul edildiğini belirtti.
    Mücevher sektörü olarak dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Güner, 2013 yılının sekiz aylık döneminde 1.43 milyar dolarlık ihracata ulaştıklarını kaydetti. Güner, "Mücevher üretiminde altyapımız ve işgücümüz oldukça yüksek. Geçmişten gelen köklü bir deneyime ve zengin bir kültüre sahibiz. Bu birikimi modern üretim teknolojisi ve tasarım ile birleştiriyoruz. Türk mücevherleri tüm dünyada beğeniliyor, tercih ediliyor. Ülkemizi, eskiden olduğu gibi yeniden dünya mücevher sektörünün kalbi haline getirmek en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor" dedi. 
    Türkiye'den 43 firma furda yerini aldı
    Asya'nın kendileri için en önemli pazarlardan biri olduğunu vurgulayan Güner, sözlerine şöyle devam etti: "Yakın, Ortadoğu ve Doğu Asya ülkeleri ihracatta en önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Avrupa ve ABD’deki durgunluğu özellikle Uzak Doğu ve Asya ile aşmayı hedefliyoruz. Türk mücevher ihracatçısının mutlaka bu pazarlara eğilmesi ve fırsatları değerlendirmesi gerekiyor. Hong Kong Mücevher ve Değerli Taş Fuarı bu açıdan bizim için oldukça iyi bir fırsat. Mücevher İhracatçıları Birliği olarak 2009 yılından itibaren bu fuara Türk firmalarının milli katılım organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Türk mücevher sektörünün farklı alanlarında faaliyet gösteren 43 firma milli katılımdaki yerlerini aldı. Ülkemizin ve Türk mücevher sektörünün uluslararası alanda tanıtımını sağlarken, firmalarımıza da yeni işbirliği ve pazar imkanı yaratıyoruz. Türkiye mücevher ihracatı için önemine inandığımız bu tarz organizasyonlara önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz."
    İhracattaki çıkışlarını sürdürmek istediklerini anlatan Güner, bu yılın Ocak-Ağustos döneminde en çok Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Litvanya ve Almanya'ya ihracat yaptıklarını aktardı.

    'Pırlantadaki ÖTV büyük sıkıntı'
    Mücevher sektörünün büyümesinde en önemli sorunun ham pırlantaya uygulanan yüzde 20 oranındaki ÖTV vergisi olduğunu belirten Güner, bu sorunun çözülmesi halinde sektörün önünün açılacağını söyledi. Güner, "Yıllık 2-2.5 milyar dolarlık ihracat ortalamasına sahip olan sektörümüzün ÖTV derdinden kurtulması, 20 milyar dolarlık ihracatın kapısını açacak" diye konuştu. 




    'Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok'
    Dünyada pırlantaya doğru bir yönelme başladığını söyleyen Mücevher İhracaçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Emil Güzeliş, pırlanta tüketiminin arttığını, altın tüketiminin ise ya sabit kaldığını ya da düştüğünü belirtti. Pırlanta denilince de akla dünyada ilk Hong Kong'un geldiğini ifade eden Güzeliş, pırlanta üretimini dünyada en iyi bu bölgelerin yaptığını, bu nedenle Hong Kong'daki bu fuar çok önemli olduğunu vurguladı. Pırlanta üzerindeki ÖTV'nin sektörün en önemli sıkıntısı olduğunu açıklayan Güzeliş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu ÖTV'den dolayı büyük pırlanta tüccarları Türkiye'ye gelmiyor. Hong Kong, Dubai ve Belçika gibi verginin olmadığı ülkelere gidiyorlar. Bu ülkelerde ne yapıyorlar? Oradaki üreticilere destek oluyorlar. Hep beraber büyülebilecek bir yol bu. Çok kolay bir yol. Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok. Hammadde verginiz olsun, işlensin. Ne kadar vergiye tabiyse diğer ürünlerimiz aynı vergiyi ödeyelim. Hiç ödemeyelim demedik. Diğer sektörlerde de olan hammadde ÖTV'siz olsun diyoruz. Üretildikten sonra gerekli vergiler konsun üzerine."

    DÜNYA

    15 Eylül 2013 Pazar

    Tek tas cok banal, baska bir şey yok mu?

    Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay iş değil. Ama sevdiceğiniz er ya da geç sizden bir parça mücevher beklentisine girecek, kaçış yok. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde kuyumcudan kuyumcu kıvama geleceksiniz.


    İlla pırlanta mı alınacak?






    Pırlanta mevzusu kıllı olmakla birlikte, bir kere adamın dikkatini çekti mi, hobiye dönüşebiliyor. Yani sevgilinize, nişanlınıza, karınıza, bacınıza özellikle pırlantalı mücevher alma aşamasında sıkılmayacaksınız. Finansal anlamda canınıza bile okunacak o ayrı.. Uzun süredir birlikte olduğunuz kadına eninde sonunda mücevher almanız gerekecek. Ya evlenme teklif edeceksiniz, ya yediğiniz bir haltı affettirmek için mücevherden medet umacaksınız. Eninde sonunda...
     İlişki uzadıkça adam elini cebine atmamakta ısrar ederse, kadın yavaştan soğumaya başlar. Kadının gözünde erkeği en berbat şekilde "reset"leyen özellik, kellik değil, fodulluk değil, cimriliktir. Ona değer verdiğinizi ve hayatta bir takım şeyleri görüp geçirdiğinizi göstermenin en etkili yolu da minik de olsa bir parça mücevherle ilişkinizi taçlandırmanızdır. Ama nasıl? Öyle "ha" deyince mücevher alınmaz. "Ha" deyince alınan mücevher bilahare alanı pişman eder.

    Alacağım taşı neye göre seçeceğim?
     Alacağınız mücevher ancak söz yüzüğü veya birlikteliğinizin ilk iki yılı içinde doğum günü armağanı ise; safir, yakut, zümrüt, aquamarine veya diğer taşları tercih etmelisiniz. Çünkü bu taşlar sadece çok yüksek karatlarda değerli olurlar. Küçük ve renkli bir taşla süslü bir takı aldıysanız, verirken büyük merasimler yapmayın ki, pırlanta yüzük hayaliyle kutuyu açınca hayal kırıklığına uğramasın... Eğer ilişkiniz ciddiyse pırlanta tek çıkar yol. Ne zamandır kuyumcu vitrinlerinde pırlantalara bakacağım diye yapışıp kaldığını tahmin bile edemezsiniz.
    Pırlantanın olayı nedir? 
     Pırlanta çok pahalı bir taştır. Sonradan pişmanlık yaşanmaması için almadan onunla ilgili önemli hususları iyice öğrenmekte yarar vardır. Öncelikle pırlantayı alacağınız yeri iyi belirlemelisiniz. Özellikle yüksek karatlı pırlanta takıları sokakta gördüğünüz herhangi bir kuyumcudan alamazsınız. Tanınmış bir müvecheratçı bulmanızda yarar var.
     Kırıntı denilen, mücevherin bir bölgesi veya her yeri minicik pırlantalarla kaplı takılar tek taş pırlantaya göre çok daha ucuzdur. Bunlara fantezi takılar denir. Satın alırken parayı pırlantadan çok tasarıma vermiş olursunuz. Bunun sebebi, taşların adı üstünde, pırlantanın kırıntısı olmasıdır. Bunları iade ederken, değiştirirken veya satarken muazzam değer kaybına uğrar, eğer pırlantaya bir yatırım gözüyle bakıyorsanız, aklınızda değiştirmek, ileride onu verip daha iyisini almak varsa bu türü tercih etmeyin.
    İlla pırlanta mı alınacak?
    Tek taş pırlanta en akıllı tercih. Örneğin Kapalıçarşı`nın en tanınmış, özellikle sosyete mensupları tarafından tercih edilen kuyumcusu Sait Koç her taşına kefil. Banka gibi. Aldığınızdan yıllar sonra bile ihtiyaç durumunda pırlantayı iade ederken işçilik ücreti ve KDV oranını düştükten sonra paranızı iade ediyor. "Şimdiye kadar istediği anda parasını iade etmediğim müşteri hiç olmamıştır" diyor. "Gerekirse, param yoksa eşten dosttan alır yine de veririm karşılığını. İhtiyacı olmasa insan mücevherini satar mı? Ben de müşterimi hiçbir şartta zor durumda bırakmam. Bak bu yüzüğü bir kadın getirdi. (bir zarfın içinde yüzük üzerinde 750 milyon lira yazıyor). Kredi kartlarının borcu varmış, kızının söz yüzüğü. Ben onu aldım parasını iade ettim ama altı ay tutacağım geri almak ister diye..."
    Tek taş çok banal, başka bir şey yok mu?
    Pırlanta anlayana banal manal değil ama daha enteresan bir hediye ona daha uygundur derseniz; o zaman Sevan Bıçakçı`yla tanışmanızda yarar var. Bıçakçı`dan alacağınız yüzük kocaman pırlantalarla parlamayacak ama kesinlikle "wow" faktörü olan yüzük olacak.  Satın alırken yine parayı daha çok tasarıma veriyorsunuz ama karşılığında aldığınız şey dikkat çekici, el emeği göz nuru minik bir sanat eseri. Güler Sabancı`nın meşhur ettiği padişahlı yüzükleri ve Osmanlı esintilerinin hakim olduğu birçok koleksiyonu dünyanın birçok noktasına gidiyor ve kapanın elinde kalıyor. Fiyat için onları aramanız gerekecek ama imkansız bir rakam duymayacaksınız, çekinmeyin 0212 520 45 16`dan arayın.


    Bütçem kısıtlı anlatamıyorum galiba...
    Eğer bir nişan yüzüğü alacaksanız, iki aylık maaşınıza eşit olan parayı pırlantaya harcamalısınız. Bu parayı uzun süre kenara koyarak biriktireceksiniz artık. Alacağınız nişan yüzüğü değil de sıradan bir hediyeyse pırlantaya yaklaşmasanız da olur. Ama aldığınız pahada hafif takıya ağır bir manevi anlam yüklemelisiniz ki paranız olmadığı için değil, daha anlamlı olduğu için o hediyeyi seçtiniz sansın artı o takıya baktıkça içi sevgiyle dolsun. Örneğin, üç tane iç içe geçmiş halkadan oluşan altın bir yüzük veya bilezik alıp: "Sevgilim, bunlar sonsuz aşkımızı, sonsuz arkadaşlığımızı ve sonsuz sadakatimizi simgeliyor." deyin ki, düşünüp de aldığınızı sansın, cebinizin delik olduğunu değil. (Cartier Trinity koleksiyonu)
    Bir de küçük mavi kutu var. Bu özellikle mücevhere düşkün kadınlarda bir buçuk karat pırlanta etkisi yaratan sihirli bir kutu... İçinden ne çıkarsa çıksın çığlık çığlığa kabul edilen kutu... Tiffany & Co.`nun küçük mavi kutusu ve küçük mavi torbası... Tiffany`nin ürünlerini Türkiye`de Collection yapıyor. Fiyatlar Amerika Tiffany`yle aynı. Nişantaşı`nda, Ritz Carlton`da ve Çırağan Kempinski`de yerleri var. Fiyatlar 50 dolardan başlıyor, üst limit gökyüzü...
    4c nedir?
    Pırlanta dört değişken sayesinde değer kazanır, bunlar İngilizce isimlerinden dolayı 4c olarak bilinir: karat (carat), kesim (cut), berraklık (clarity) ve renk (color). Bu dört özelliğin kalitesi birlikte veya tek tek yükseldikçe pırlantanın değeri de yükselir. Diğer bütün değerleri aynıysa; iki tane küçük taştan ziyade, aynı karata denk gelen tek bir pırlanta daha pahalıdır. Çünkü karatı yükseldikçe pırlanta daha nadir bulunur hale gelir. Aldığınız pırlantanın 4c`si ile ilgili olarak kuyumcuya güvenmek yerine, taşınızın uluslararası geçerliliği olan bir sertifikası olmasına dikkat edin ve bu sertifikayı taş sizde olduğu sürece saklayın.
    Carat: Taşın ağırlığı karat ile ölçülür. Karat pırlantanın değerini ortaya koyan ölçütlerden yalnızca biridir. Pırlanta sadece büyük olmasıyla değerli olmaz.
    Cut: Pırlantanın çakıl taşımsı ham halinden, ışık saçan parlak taş haline gelene kadar geçtiği en önemli işlem lazerlerle kesilmesidir. Kesim pırlantanın parlaklığını doğrudan etkilediği için doğru yapılması çok önemlidir ve 4c arasında amatör bir göz tarafından kontrolü en zor olanıdır.
    Berraklık: Taşın kendisinden veya kesiminden dolayı üzerinde oluşabilen bazı kusurlar olabilir. Bu kusurlar ne kadar az olursa pırlanta o kadar değer kazanır. Gözle görünen kusurlara sahip bir pırlantanın değeriyse oldukça düşer.
    Renk: Doğal olarak renkli pırlantalar vardır ve bunlara "Fancy" denir. Pastel pembe, canlı sarı, fıstık yeşili, mavi ve çeşitli renklerde olabilir bu taşlar ancak pırlanta oldukları için değerleri diğer renkli taşlara göre daha yüksektir. Beyaz pırlantaların renkleri de D`dan Z`ye kadar ayrılır. En beyaz olan D`dir. Ancak piyasada çoğunlukla G ve aşağısı renklerde pırlanta bulunur. K`dan itibaren pırlantanın rengi sararmaya başlar ki bu iyiye işaret değildir.


    Boxer Dergisi


    13 Eylül 2013 Cuma

    KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEGI

    KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ

    Günümüzde altın; kolay işlenebilirliliği, aşınmaması, elektriği ve ısıyı kolay iletmesi
    gibi  üstün  özellikleriyle  elektronik,  iletişim,  havacılık  ve  ilaç  sanayilerinde  çokça
    kullanılmaktadır.  Ayrıca,  alerji  yapmadığı  için  tıp  alanında  da  altından  yoğun  bir  biçimde
    yararlanılmaktadır.


    1970’li  yıllardan  itibaren  dünya  altın  madenciliği  hızla  büyümüş  ve  dünya  altın
    üretimi  son  25  yılda  yaklaşık  olarak  ikiye  katlanmıştır.  Bu  gelişmeler  sonucunda,  bilinen
    altın  cevherlerinin  işletilmesi  devam  ederken,  yeni  altın  yataklarının  bulunması  için  de
    dünyada yoğun bir arama ve yatırım dönemi başlamıştır.
    Dünyada toplam işletilebilir altın rezervi 42 500 tondur ve bunun %65’i dünya altın
    üretiminde  ilk  sıraları  paylaşan  ABD,  Kanada,  Avustralya  ve  Güney  Afrika’da
    bulunmaktadır. Dünya altın üretiminin %53’ü bu dört ülkede yapılmaktadır. 1980 yılına göre
    üretim  artışı,  ABD’de  13  kat,  Avustralya’da  18  kat  ve  Kanada’da  3,5  kat  olarak
    gerçekleşmiştir. 
    Dünya altın talebinde Hindistan, ABD, Suudi Arabistan ve Çin ile birlikte Türkiye
    ilk sıraları paylaşmaktadır. Dünyanın tüm kıtalarında 24 ülkede, 2002 yılında 2530 ton altın
    üretilmiştir.  Dünyanın  en  büyük  altın  takı  üreticisi  ve  ihracatçısı  İtalya’nın  kullandığı  saf
    altın miktarı 450 tondur.
    Türlü  nedenlerden  dolayı,  tarihin  ilk  çağlarından  günümüze  kadar  insanlar  takıya
    büyük önem vermişlerdir. Bu anlamda ülkemizde de kuyumculuğun köklü bir yeri vardır.
    Türkiye’de  altın,  çok  uzun  bir  süre  para  yerine  kullanılmıştır.  Halkımız  altını
    geleceğinin  garantisi,  güvenilir  bir  tasarruf  ve  yatırım  aracı  olarak  görmüştür.  Ayrıca

    ülkemizde  halkımızın  altına  takı  ve  ziynet  eşyası  olarak  gösterdiği  geleneksel  ilginin  de
    eklenmesiyle canlı bir altın piyasası oluşmuştur.
    Ülkemizin muhtelif yörelerinde geleneksel el işçiliğine dayalı kuyumculuk bugün de
    varlığını  sürdürmektedir.  Kars-Erzurum-Trabzon-Sivas-Van-Mardin-Diyarbakır-Mersin-
    İstanbul  gibi  illerimiz  kuyumculukta  önde  gelen  merkezlerdir.  Bu  merkezlerin  ürettiği
    burma-hasır-telkari bilezikleri, inci-kehribar gerdanlıkları, örme ve parçalı oyma kemerleri,
    murassa akarsu gerdanlıkları, tektaş-kazayağı, divanhane çivisi yüzükleri hâlâ revaçtadır. 
    İstanbul-Kapalıçarşı  kuyumculuk  alanının  merkezi  olarak  yüzyıllardan  beri  ününü
    sürdürmektedir.

    Boncukçuluk-  tespihçilik-  mühürcülük-  hattatçılık-  saatçilik-  kalaycılık-  sayacılık-
    kunduracılık-marangozluk-taş  ve  tahta  oymacılığı-dokumacılık-halıcılık-demircilik-
    bakırcılık  gibi  kaybolmuş  veya  kaybolmaya  yüz  tutmuş  Türk  el  sanatları  arasında
    kuyumculuk  alanı,  endüstrileşerek  sanayideki  yerini  almış,  ilkel  çalışma  metotları
    terkedilmiş,  modern  teknolojiden  yararlanılarak  üretimini  arttırmış,  tüm  dünya  ülkelerine
    ihraç ettiği kaliteli takı ve mücevherleri dünya pazarlarında aranılan ürünler arasına sokarak
    Türk ekonomisine hatırı sayılır boyutta döviz girdisi sağlanmıştır.

    Son 10 yılda Türkiye, kuyumculuk alanında sadece iç piyasada değil dış piyasalarda
    da  oldukça  aktif  bir  konuma  gelmiştir.  Türkiye  bugün  6500  ton  altın  ve  100.000  ton
    üzerindeki  gümüş  potansiyeli  ile  dünyanın  sayılı  altın  ve  gümüş  üreticileri  arasında  yer
    alabilecek bir kapasiteye sahip bulunmaktadır.
    Türkiye’nin  yıllık  ihracatı  110-120  ton  has  altın  civarındadır.  Bunu  takıya
    çevirdiğimizde  yılda  190  ton  civarında  takı  ihracatı  yapılmaktadır.  Bu  ihracat  rakamları
    Türkiye’yi İtalya’nın arkasından dünyada ikinci sıraya yerleştirmektedir. Dünya kuyumculuk
    sektöründe  ikinci  sırada  olan  ülkemiz  bu  alandaki  hızlı  gelişimiyle  dünya  lideri  olmaya
    adaydır.

    Türkiye’de son 10 yıl içerisinde en hızlı gelişen sektör kuyumculuk alanıdır. Bu süre
    içerisinde  sektör  istihdamını  dörde  katlamıştır.  Türkiye  genelinde  kuyumculuk,  imalat  ve
    satış  yapan  yaklaşık  5000  iş  yerinde  70  bin  kişi  çalışırken  şimdi  bu  sayı  250  binlere
    ulaşmıştır.
    Genel  bir  ortalama  yapıldığında  kuyumculuk  alanının  son  10  yıl  içerisinde  %50
    teknoloji kullanarak kaliye personelden istifade edip istihdam kapasitesini %300 arttırdığını
    söyleyebiliriz. Günümüzde çağdaş teknikler ve elektronik aletler vasıtasıyla gayet karmaşık,
    ince  ve  hassas  çözümlere  ulaşan  kuyumculuk  mesleği,  gelişmişliğine  rağmen  geleneksel
    yöntemlere  bağlı  kalarak  bir  el  işlemeciliği  ile  yüksek  bir  işçilik  yeteneğine  de  ihtiyaç
    göstermektedir. Örneğin; bir sadekarın yaratıcı ve yapıcı becerisi henüz hiçbir makine veya
    elektronik  bilgisayarla  yapılamamaktadır.  Bu  nedenle  de  modern  fabrikalarda  üretimin
    arttırılabilmesi yine kaliteli, nitelikli ve kabiliyetli insan gücüne dayanmaktadır. 

    MEGEP

    15 Ekim 2013 Salı

    Kis Mucevher Trendleri

    Pırlanta, altın, elmas, zümrüt gibi mücevher dünyasını bu adresten takip edin. ... Bu yazımda sizlere 2012-2013 kış mücevher trendlerinden bahsetmek istiyorum. Sonbahar ve kış mevsimleri yaklaşırken herkes  sezonun yeni trendleri hakkında araştırma yapmaya başlar. 2012-2013 sonbahar/kış mevsimlerinde bazı devam eden trendlerin yanı sıra birkaç yeni stil var.





    Renk takılarda önemli rol oynamaya devam etmektedir. Yazın getirdiği parlak ve neon renklerine karşın son baharda uçuk sarı, yeşil ve pembe renkler hakim. Yeni sezonda ön planda kalmaya devam eden tek istisna renk elektrik mavisidir. Nötr renklerin arasında siyah, gri renginin tüm tonları, krem ve kahve renkleri klasik görünümü oluşturmaya yardımcı oluyor. Renkli taşlar sonbaharın tüm zengin tonlarını ifade etmek için her zaman mükemmel bir yoldur. Bu sezon koyu kahve ve menekşe, anahtar renkleridir, dolayısıyla garnet, ametist ve pembe turmalin takı tasarımlarında en çok tercih edilen taşlardır. Biraz daha sıra dışı görünümü oluşturmak isteyenler yeşil peridot ve turuncu ateş opali gibi canlı renkli taşları deneyebilirler.  Ve tabii ki beyaz pırlantalı mücevherler her mevsiminde olduğu gibi birinciliği koruyacaklar.





    Dantel, jakar ve metalik dokuma kumaşlar sonbaharın giyim trendlerine lüks ve zarafet katıyorlar. Bu görünüme cesur, büyük ve gösterişli pırlantalı altın, gümüş ve platin takılar uygun olacaktır. Kokteyl yüzükler bu durumda mükemmel bir seçim olur. Opak elmaslar veya ince ham elmas dilimleri koyu renkli metaller üzerinde gri veya şampanya pırlanta ile bu mevsimde gizemli bir duruş sergiliyorlar.








    Uzak diyarları yansıtan desenler takılarda 1970’li yılların modelleri hatırlatıyorlar.  Leopar, zebra ve yılan desenleri bazen mavi veya mor gibi hiç beklenmedik renk paleti ile karşımıza çıkıyorlar. Sallantılı küpeler, uzun kolyeler ve geniş bilezikler yeni sezonda tekrar vazgeçilmez takı türleri olacaklar. Görünüşe göre yeni sezonda büyük, gösterişli ve cesur takılar hakim olmaya devam edecekler. 

    Mücevherlerin Gizemi
     

    5 Ekim 2013 Cumartesi

    "Dunyanin begendigi en pahali mucevherler " Takilar

    Chopard
    Mavi elmas yüzük Doğal renkli değerli taşların en nadidesi mavi elmasın beyaz altınla birleştiği bu yüzük 18 karat ve 1626 milyon dolar değerinde…
    2 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Garrard
    Yakut gerdanlık 14 milyon dolar 155 karatlık pırlanta gerdanlık üzerine yerleştirilen bu 4063 karat kalp şeklinde yakut İngiliz mücevher firmasının koleksiyonun en pahalı parçası Gerdanlık istenildiğinde taca da dönüştürülebiliyor
    3 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Neil Lane
    Pırlanta gerdanlık 4 milyon dolar Los Angeles kökenli bir marka olan Neil Lane, mücevherlerini genellikle Oscar töreninde boy gösteren yıldızlarının üstünde sergiliyor Bu gerdanlık ise üstünde taşıdığı 140 karatlık pırlanta ile koleksiyonun en pahalı parçalarından…
    4 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri DeBeers
    Marie Antoinette gerdanlık 37 milyon dolar Fransız kraliçesinin adıyla anılan bu gerdanlık 805 karat beyaz pırlanta, iki adet sarı renkte 706 ve 524 karat oval elmas ve 184 karatlık pembe elmasın birleşimiyle göz kamaştırıyor Gerdanlığın üstünde toplam 1811 karatlık pırlanta bulunuyor
    5 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri H Stern
    Venus gerdanlık 317 milyon dolar Bu sade fakat asil görünümlü altın gerdanlık ise üzerinde taşıdığı 110 kıratlık elmas taşlarla göz dolduruyor
    6 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Chopard
    Zümrüt yüzük 214 milyon dolar Lüks saat ve mücevher üreten Chopard’ın koleksiyonunda bir çok pahalı parça bulunmakta fakat elmas, zümrüt ve platini birleştiren bu yüzük, koleksiyonun en öne çıkan parçaları arasında
    7 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Tiffany
    Novo sarı elmas yüzük 135 milyon dolar Tiffany’nin platin ve sarı altın üstünde bulunan 2527 karatlık elmas taştan oluşan bu yüzük tüm kadınların kalbini kolayca çalabilir
    8 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Van Cleef and Arpels
    Fermuar gerdanlık 12 milyon dolar Beyaz altın ve 50 karatlık pırlantanın birlikte kullanıldığı tasarım sonucunda fermuarı andıran bir gerdanlık ortaya çıkmış Gerdanlığı dilerseniz bilezik olarak da kullanabiliyorsunuz
    9 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Oscar Heyman
    Safir yüzük 1 milyon dolar Yaratıcı tasarımlarıyla bilinen New York’un ünlü mücevher markası Oscar Heyman’ın 50 karatlık safir ve elması birleştirdiği yüzük sıra dışı görünümüyle dikkat çekiyor
    10 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Bulgari
    Elisia safir ve pırlanta gerdanlık 325 bin dolar Elisia’nın yeni koleksiyonunun parçası olan gerdanlığın oval zincirinin üzeri 24 karatlık pırlanta ve mavi safir taşlarla süslü Gerdanlığın son parçası ise yine bu değerli taşlarla süslü bir gözyaşı şeklinde…

    Orgum ORG 

    3 Ekim 2013 Perşembe

    İste Ebru Gundes’in pirlantali kulakligi!

    İşte Ebru Gündeş’in pırlantalı kulaklığı!
      Geçtiğimiz gün Kıbrıs’ta konser veren başarılı sanatçı Ebru Gündeş, yine hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı.
      Kıbrıs’a eşi Reza Zarrab’ın aldığı jetle giden şarkıcı, sahneye de Dubai’de 50 bin dolara yaptırdığı, pırlanta taşlı özel kulaklığıyla çıktı.
      Geçtiğimiz gün Kıbrıs’ta konser veren başarılı sanatçı Ebru Gündeş, yine hayranlarına unutulmaz bir gece yaşattı.
      Kıbrıs’a eşi Reza Zarrab’ın aldığı jetle giden şarkıcı, sahneye de Dubai’de 50 bin dolara yaptırdığı, pırlanta taşlı özel kulaklığıyla çıktı.
      Habertut

      Altina karsi pirlanta cazibesi



      Diamond
      diamond
      A HABER-
      Altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle pırlantalı takılara yönelen tüketiciler, gümüş gibi pırlantaya da bir yatırım aracı olarak bakmaya başladı. Çıplak taş ve sertifikalı olarak alınıp satılabilen pırlanta, fiyatındaki artışa ve alım satım farkına karşın takının yanı sıra yatırım amaçlı da tüketicilerden büyük ilgi görüyor. 

      En güvenli yatırım aracı olarak yüzyıllardır yastık altına konulan altına karşın, takı amaçlı alınan pırlanta da yatırım aracına dönüştü.

      Merkezi New York'ta bulunan Uluslararası Mücevher Taşçıları Derneği Türkiye Başkanı Fazıl Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, altında oldukça kısa bir dönemde 2 misline varan artış olmasının dünyada piyasaları ve altın satışlarını ciddi ölçüde etkilediğini ifade ederek, altının bu yüksek fiyatı karşısında eskiye göre daha yakın fiyatlarda olan pırlantaların satışlarının da önemli miktarda arttığını söyledi.

      Özen, fiyatı yüzde 50 civarında yükselmesine karşın pırlanta satışlarında geçtiğimiz aylara ve yıllara oranla ciddi artış olduğunu belirterek, düğün, evlilik yıl dönümleri ve Sevgililer Günü'nde pırlanta almanın geçmişe göre artık çok daha yaygın olduğunu, bunda reklam, tanıtım ve kampanyaların etkisinin bulunduğunu kaydetti.

      Özellikle son bir yılda pırlanta satın alan kişilerin dünya pırlanta fiyatlarının yükselmesi sonucu ciddi kar etmesinin artık pırlantanın sadece takı olarak değil, aynı zamanda bir yatırım aracı olarak da görülmesine yol açtığına işaret eden Özen, altın veya diğer değerli metallerin aksine fiyatlarında hiçbir zaman düşüş olmamasının, hep artış yaşanmasının pırlantayı daha cazip hale getirdiğini söyledi.

      Pırlantada her zaman için sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada en çok satılan çeşidin tek taşlar, 3 ve 5 sıra taşlı yüzüklerin de popüler ürünler olduğunu belirten Özen, daha ağır takılar, setler ve gerdanlıkların ise fiyatlarının daha yüksek olması ve her gün takılamamasından dolayı daha az oranda tercih edildiğini söyledi. 

      Pırlanta satışlarında İstanbul'un ilk sırada yer aldığını, bu ili Ankara, İzmir, Bursa ve turizmin gelişmiş olduğu sahil kentlerinin izlediğini bildiren Özen, pırlantada 25-35 yaş arası kişilerin ekonomik ürünleri, 35 yaş üzerinin ise orta ve yüksek fiyatlı ürünleri tercih ettiğini, erkeklerde pırlantalı mücevher kullanımının çok düşük olduğunu, erkeklerin pırlantayı yüzük, kol düğmesi ve kravat iğnesinde kullandığını anlattı.

      -''PIRLANTALI ÜRÜNLER ALTIN KARŞILIĞI HESAP YAPILDIĞINDA UCUZ VE ALINABİLİR KALMIŞTIR''-

      İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği (İDMMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner de altın fiyatlarının son 5-6 yıl içinde ''fahiş'' bir artış göstererek 6-7 kat arttığını, vatandaşın bu artış karşısında pırlantalı ya da elmas taşlı ürünlere yöneldiğini ifade ederken, pırlantalı ürün imalatında altının fiyata yüzde 10 etki eden bir faktörken yüzde 25 etkilemeye başladığını, pırlantalı ürünlerin altın karşılığı hesap yapıldığında ucuz ve alınabilir kaldığını söyledi.

      Güner, ''Örneğin bir beşibirlik ya da 2 adet burgu bileziğin fiyatına gayet güzel üçlü pırlanta takım alınabilmektedir. Geçmiş yıllarda bu oran kat be kat daha pahalıydı. Bir pırlanta kolye için 5-10 burgulu bilezik bozdurmak zorunda kalınıyordu'' şeklinde konuştu.

      Pırlanta ya da değerli taşlardan mamul mücevher satılabilirliğinin o ülkenin gelişmişliğinin göstergelerinden biri olduğunu ifade eden Güner, ''Ülke ne kadar gelişmiş, dünyaya entegre olmuşsa onların zevk ve seçimleriyle o kadar entegre olmuş olur. Bundan 20-30 yıl önce bir bayan koluna taktığı 10-15 altın bileziği takı olarak algılıyor ve ondan zevk alıyordu. Ama günümüzde bayanlar zarif, ancak pırlanta, değerli taş ya da elmas tercih ediyorlar. Yani son yıllarda Türkiye'nin gelişmesine paralel pırlantalı ürünlere talep de artıyor'' dedi.

      -EN ÇOK TEK TAŞLAR TERCİH EDİLİYOR-

      Pırlanta taşlı ürünlerin satın alınmasındaki en önemli faktörün zarafet ve değerin bir arada bulunması olduğunu vurgulayan Güner, ihtiyaç halinde pırlanta ürünlerinin de belirli bir kayıpla geri satılabildiğini ya da değiştirilebildiği, pırlantalı ürünlerde en çok tek taşların, bunların yanında taşın ön plana çıkıp kendini gösterdiği ürünlerin de tercih edildiğini anlattı.

      Ayhan Güner, Türkiye'ye giren pırlantayı ölçemediklerini ifade ederek, Türkiye'nin Avrupa, Rusya, Dubai ve ABD'ye pırlantalı ürün ihracatı yaptığını, en önemli pazarlarının Rusya ve Almanya olduğunu söyledi. Güner, ''Bizim tek engelimiz, rekabet gücümüzün artması için ham maddeye verginin kaldırılmasıdır. Eğer bu gerçekleşirse Türkiye yakın çevresinde üretim ve dağıtım üssü olur'' dedi.
      AA

      Katerina’dan Sultan’a hediye pirlantasi


      Katerina’dan Sultan’a hediye pırlanta set açık artırma ile satılacak
      İngilterenin ünlü müzayede evi Sothebys, 1711 yılında dönemin Rus Çarı Deli Petro’nun eşi ve geleceğin Çariçesi 1. Katerina’nın barış anlaşması sağlamak için Türk Sultanı 3. Ahmet’e hediye ettiği pırlanta kolye, broş ve küpeler açık artırma ile satılacak.
      15 Kasım’da satışa çıkarılacak hediyenin çok değerli mücevherler arasında olduğu belirtiliyor. Pırlantalarla süslü olan tarihi mücevherin ilginç bir hikayesi de var. Rus tarihçilerine göre, 1711 yılında Osmanlı İmparatorluğu ve Rusya arasında yaşanan Prut savaşı sırasında Rus ordusu Baltacı Mehmed Paşa komutasındaki Türk birliklerinin kuşatması altına düşüyor. Kommersant Vlast dergisine göre, Deli Petro o sırada savaş alanında Katerina ile bulunuyordu. Petro savaşı kazandığı zaman Katerina ile evleneceği vaadinde bulunmuştu. Prut ırmağı kıyısında sarılan Rus ordusunu yok olmaktan kurtarmak için Petro Katerina’yı Türklerle anlaşma yapmak için elçi olarak gönderiyor. Katerina Türk tarafına Osmanlı sultanı için tahsis edilen hazineye kendi pırlantalarını da armağan ediyor. 1712 yılında Petro ile Katerina evleniyor. Petro’nun ölümünden sonra da 1725’de tahta çıkarak Çariçe oluyor.

      Pırlantalar daha sonra 2. Abdülhamit tarafından Mısır prensesi Emine Hanım’a oğlunun doğması vesilesiyle hediye ediliyor.
      Fuad Seferov, Moskova, Cihan
      - See more at: haberrus

      1 Ekim 2013 Salı

      Sahlanan At Ferrari Amblemi hangi luks telefonun arkasinda yerini buldu?

      Şahlanan At Ferrari Amblemi hangi luks telefonun arkasında yerini buldu?

      Uçuk fiyatları sayesinde adını sıkça duyduğumuz lüks telefon üreticisi Vertu, son model telefonu için Ferrari ile bir ortaklığa imza attı. Ferrari’nin F12 berlinetta modelinden esinlenerek tasarlanan Vertu marka telefon, sınırlı sayıda üretimle satılacak.
      Vertu Ti inspired by the Fastest Ferrari Car Vertu Ferrari Collaboration Results in Vertu Ti Inspired by F12 Berlinetta
      Özel kulaklık da Ferrari'nin koltuklarda bulunan benzer kabuk etrafında kırmızı dikiş vardır.
      Dünya üzerinde sadece 2.013 adet satılacak olan Vertu telefon, Android 4.0 (Ice Cream Sandwich) işletim sistemiyle gelecek. 8 megapiksellik kamerası bulunan Vertu’nun en ilginç özelliklerinden birisi de telefonun arka yüzeyinde, Ferrari otomobillerinde kullanılan aynı el yapımı derinin kullanılması.

      Vertu Ti Ferrari‘nin fiyatı henüz açıklanmamış olsa da, Limited Edition ve Ferrari markasını da üstünde taşıdığından hiç de ucuz bir model olacağını düşünmüyoruz. Kendi markasını teknolojik cihazlarda kullandırmayı seven Ferrari, daha önce de efsanevi fotoğraf makinesi üreticisi Hasseblad ile özel bir Ferrari serisi çıkartmıştı ve orta format fotoğraf makinelerini yaklaşık 30 bin dolardan satışa sunmuştu.
      Vertu Ti Ferrari’nin özelliklerine biraz daha yakından bakacak olursak, 3.7 inç boyutlarındaki ekranı bulunuyor. Neredeyse tüm Vertu telefonlarında olduğu gibi, üst düzey ve oldukça pahalı bir hammadden üretilen kasaya sahip. Diamond Like Carbon (DLC) adlı madde, çelikten 10 kat daha hafif ve paslanmaz yapısıyla Vertu Ti Ferrari’nin kasasında kullanıyor.
      Bu arada telefonda, F12berlinetta’nın orijinal takometre görüntüsü de kilitli ekran tasarımı olarak geliyor ve Ferrari’nin kullandığı V12 motorunun çıkardığı seslerden zil sesleri de mevcut.


      (Webrazzi)



      Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur,sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.

      Bu ilginç bilgileri daha önce duymuş muydunuz?

      Pirlanta Alyans Hangi Parmaga Neden Takilir?

      Pırlanta Alyans Hangi Parmağa Neden Takılır?


      Evliğin simgesi olan alyans yüzüklerin sol elin 4. parmağını takıldığını hepimiz biliriz fakat neden sol el ve neden 4. parmak olduğu konusunda pek çok kişinin hiç bir fikri yoktur. Şimdi bu kültüre bir açıklama getireceğiz.

      Evlilik ile birlikte yüzük takma geleneği eski Mısırlılar’ın inançlarına kadar dayanmaktadır. Millattan önce 2800 yıllarında kullanılmaya başlandığı tahmin edilen alyans yüzükler, dairenin başlangıç ve bitişi yönü olmadığından sonsuzluğu simgelediğine inanılmıştır. Mısırlılar’ın ardından Romalılar’da alyans yüzük adetini devam ettirerek bu kültürün iyice yaygın hale gelmesini sağlamışlardır.

      26 Eylül 2013 Perşembe

      Turkiye'de elmasli setler ile dusuk karatli pirlantali takilar populerlik kazaniyor.

      Türkiye'nin de bulunduğu bir grup ülkenin altın talebi, tüm dünyanın aksine yükseliyor. Rusya, Türkiye'den mücevher alımını artırıyor.
      Türkiye'de ise elmaslı setler ile düşük karatlı pırlantalı takılar popülerlik kazanıyor.



      LONDRA - Dünya Altın Konseyi'nin rakamlarına göre yılın ikinci çeyreğinde tüm dünyada altın talebi düşerken, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bir grup ülkede artış var. 
       
      Konsey'in bugün yayınladığı 2'nci çeyrek raporunda dünya altın talebinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7'lik bir düşüşle 990 ton seviyesine indiği bildirildi. İlk yarı itibariyle ise talep geçen yıla göre yüzde 5 azalarak 2 bin 90.8 ton oldu. Rakam, son 5 yılın ilk yarı oratalaması olan 1,828.7 tonun ise yüzde 14 üzerinde. 
       
      Mücevher, yatırım ve teknoloji sektörlerinden gelen zayıf talebin merkez bankası gibi resmi alımlarla kısmen de olsa dengelendiği ifade edilen raporda, yılın bu döneminde ortalama ons fiyatının 1,609,49 dolar olduğu belirtildi. 
       
      Merkez Bankaları ve diğer resmi kurumların altın talebi 2'nci çeyrekte belirgin artış gösterdi. İkinci çeyrekte kurumların altın rezervleri 157.5 ton artarken, 6 aylık rakamlarda bu artış 254.2 ton olarak hesaplandı.
      Türkiye'de artış var
       
      Talebin yoğunlaştığı Hindistan ve Çin dışında altın açısından durgun bir dönem geçirilirken, aralarında özellikle Türkiye, Mısır ve Rusya'nın bulunduğu bir grup ülkede talebin arttığı görülüyor. Türkiye'de altın mücevher talebi, yüzde 4 artışla 23.1 tona yükseldi. TL bazında mücevher için harcanan para yüzde 28 artışla 1.7 milyar TL'den 2.2 milyar TL'ye çıkarken, 5 yıllık ortalama olan 26.8 tonun yüzde 14 altında kaldı. 
       
      Elmas setler ve tek taşlar
       
      Türkiye'deki talebin, ilk yarıda hissedilen bazı korkular nedeniyle ertelenmiş satın almalardan kaynaklandığı belirtiliyor. Tüm bunlara rağmen Türkiye'de elmas setlere olan talebin artışta olduğu, düşük karatlı ürünlerin de popülerlik kazanmaya devam ettiği kaydedildi. 
       
      Yatırım amaçlı alımlar
       
      Türkiye'de yatırım amaçlı talep ise 17.5 ton seviyesinde hesaplandı. Bu rakam, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19, 5 yıllık ortalamaların ise yüzde 33 üzerinde bulunuyor. Bu rakamın artmasındaki en önemli etken, ticari bankaların da rezervlerinde altın bulundurmalarına imkan verilmesi olarak görülüyor. 

      Rusya'nın mücevheri Türkiye'den gidiyor
       
      Rusya'da ise petrol gelirleri ve gelişen orta sınıfın desteğiyle ekonomik büyüme, uzun vadede mücevher talebini artırıyor. Ülke dünyanın en büyük 4'üncü mücevher pazarı olurken, aynı şekilde altın üretiminde de 4'üncü durumda bulunuyor. Son 5 yılda rezervlerini ikiye katlayan Rus Merkez Bankası da dünyanın en büyük 8'inci rezervine sahip. 
       
      Rusya'ya en çok mücevher ihraç eden ülkeler olarak ise Türkiye ve İtalya öne çıkıyor. Türkiye'nin ihracatı, 2011 yılında bir önceki yıla göre neredeyse ikiye katlanarak 124.2 milyon dolara çıktı.  

      DÜNYA

      23 Eylül 2013 Pazartesi

      Holywood Yildizlarinin pirlantalarindan secmeler.. Hangisi Daha Guzel











      Altin mi , Pirlanta mi ?


      Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-

      Roma Doneminden Kalma Mucevher Kapli 10 Insan Iskeleti

      Insanların adı Catacomb Azizleri. Paul Koudounaris adlı yazar kitabında bu insanlar hakkında incelemelerini paylaşmış.
      1. 1. Kitabın Adı Cennetten Gelen Vücutlar

      2. 2. 1578 Yılında Roma Sokaklarının Altında Bulunan Mezarlardan Çıkmış Cesetler

      3. 3. Erken Hristiyanlık Dönemine ait Olduğu Belirtiliyor

      4. 4. İskeletler Catacomb Azizleri Adlı Bir topluluğa Ait

      5. 5. Azizlerin Özellikleri Gösterişli Giyimleri ve Takıları

      6. 6. Mücevherler, Silahlar, Peruklar... Seyahat ederken Bunları Kullanıyorlarmış

      7. 7. Silahları da Altın ve Mücevherlerle Kaplı

      8. 8. Aziz Oldukları İçin Kendilerini soymaya Çalışan Olmuyormuş

      9. 9. İskeletler Segilenmek Üzere Üzerlerinde Çalışma Başlatılmış

      10. 10. Bu Çalışma Tam 5 Yıl Sürmüş

        HABERSELF

      Simdiye kadarki en buyuk pirlanta acik artirmada



      Yumurta büyüklüğünde bir pırlanta gelecek ay Hong Kong'da açık artırmaya çıkarılıyor.
      Müzayede şirketi Sotheby's Asya'dan yapılan açıklamaya göre 118 karatlık taş, bugüne kadar açık artırmada satılan en büyük beyaz pırlanta olacak.

      Taşın 35 milyon dolara kadar alıcı bulabileceği belirtiliyor.

      BBC Türkçe

      19 Eylül 2013 Perşembe

      Mucevher ihracatcilarinin yeni hedefi


      Mücevher ihracatçılarının yeni hedefi 

      Dünya-Mücevher sektörü, Avrupa ve Amerika pazarlarında yaşanan durgunluğu aşmak için yönünü Uzak Doğu'ya çevirdi.
      Taylan BÜYÜKŞAHİN
      HONG KONG - Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından bu yıl 5'inci kez katılım gösterilen Hong Kong Mücevher ve Değerli Taş Fuarı, dünyanın dört bir tarafındaki sektör temsilcilerini ve alıcıları bir araya getirdi. Fuarın, 1983 yılından günümüze ziyaretçi ve katılımcı sayısını her yıl artırarak hızla büyümesini sürdürdüğünü söyleyen Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner, sektör için bu fuarın en büyük ve köklü mücevher fuarı olarak kabul edildiğini belirtti.
      Mücevher sektörü olarak dünyanın dört bir yanına ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Güner, 2013 yılının sekiz aylık döneminde 1.43 milyar dolarlık ihracata ulaştıklarını kaydetti. Güner, "Mücevher üretiminde altyapımız ve işgücümüz oldukça yüksek. Geçmişten gelen köklü bir deneyime ve zengin bir kültüre sahibiz. Bu birikimi modern üretim teknolojisi ve tasarım ile birleştiriyoruz. Türk mücevherleri tüm dünyada beğeniliyor, tercih ediliyor. Ülkemizi, eskiden olduğu gibi yeniden dünya mücevher sektörünün kalbi haline getirmek en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor" dedi. 
      Türkiye'den 43 firma furda yerini aldı
      Asya'nın kendileri için en önemli pazarlardan biri olduğunu vurgulayan Güner, sözlerine şöyle devam etti: "Yakın, Ortadoğu ve Doğu Asya ülkeleri ihracatta en önemli pazarlarımız arasında yer alıyor. Avrupa ve ABD’deki durgunluğu özellikle Uzak Doğu ve Asya ile aşmayı hedefliyoruz. Türk mücevher ihracatçısının mutlaka bu pazarlara eğilmesi ve fırsatları değerlendirmesi gerekiyor. Hong Kong Mücevher ve Değerli Taş Fuarı bu açıdan bizim için oldukça iyi bir fırsat. Mücevher İhracatçıları Birliği olarak 2009 yılından itibaren bu fuara Türk firmalarının milli katılım organizasyonunu gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Türk mücevher sektörünün farklı alanlarında faaliyet gösteren 43 firma milli katılımdaki yerlerini aldı. Ülkemizin ve Türk mücevher sektörünün uluslararası alanda tanıtımını sağlarken, firmalarımıza da yeni işbirliği ve pazar imkanı yaratıyoruz. Türkiye mücevher ihracatı için önemine inandığımız bu tarz organizasyonlara önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz."
      İhracattaki çıkışlarını sürdürmek istediklerini anlatan Güner, bu yılın Ocak-Ağustos döneminde en çok Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Litvanya ve Almanya'ya ihracat yaptıklarını aktardı.

      'Pırlantadaki ÖTV büyük sıkıntı'
      Mücevher sektörünün büyümesinde en önemli sorunun ham pırlantaya uygulanan yüzde 20 oranındaki ÖTV vergisi olduğunu belirten Güner, bu sorunun çözülmesi halinde sektörün önünün açılacağını söyledi. Güner, "Yıllık 2-2.5 milyar dolarlık ihracat ortalamasına sahip olan sektörümüzün ÖTV derdinden kurtulması, 20 milyar dolarlık ihracatın kapısını açacak" diye konuştu. 




      'Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok'
      Dünyada pırlantaya doğru bir yönelme başladığını söyleyen Mücevher İhracaçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Emil Güzeliş, pırlanta tüketiminin arttığını, altın tüketiminin ise ya sabit kaldığını ya da düştüğünü belirtti. Pırlanta denilince de akla dünyada ilk Hong Kong'un geldiğini ifade eden Güzeliş, pırlanta üretimini dünyada en iyi bu bölgelerin yaptığını, bu nedenle Hong Kong'daki bu fuar çok önemli olduğunu vurguladı. Pırlanta üzerindeki ÖTV'nin sektörün en önemli sıkıntısı olduğunu açıklayan Güzeliş, sözlerine şöyle devam etti: "Bu ÖTV'den dolayı büyük pırlanta tüccarları Türkiye'ye gelmiyor. Hong Kong, Dubai ve Belçika gibi verginin olmadığı ülkelere gidiyorlar. Bu ülkelerde ne yapıyorlar? Oradaki üreticilere destek oluyorlar. Hep beraber büyülebilecek bir yol bu. Çok kolay bir yol. Hiç vergi olmasın diye de bir talebimiz yok. Hammadde verginiz olsun, işlensin. Ne kadar vergiye tabiyse diğer ürünlerimiz aynı vergiyi ödeyelim. Hiç ödemeyelim demedik. Diğer sektörlerde de olan hammadde ÖTV'siz olsun diyoruz. Üretildikten sonra gerekli vergiler konsun üzerine."

      DÜNYA

      15 Eylül 2013 Pazar

      Tek tas cok banal, baska bir şey yok mu?

      Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay iş değil. Ama sevdiceğiniz er ya da geç sizden bir parça mücevher beklentisine girecek, kaçış yok. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde kuyumcudan kuyumcu kıvama geleceksiniz.


      İlla pırlanta mı alınacak?






      Pırlanta mevzusu kıllı olmakla birlikte, bir kere adamın dikkatini çekti mi, hobiye dönüşebiliyor. Yani sevgilinize, nişanlınıza, karınıza, bacınıza özellikle pırlantalı mücevher alma aşamasında sıkılmayacaksınız. Finansal anlamda canınıza bile okunacak o ayrı.. Uzun süredir birlikte olduğunuz kadına eninde sonunda mücevher almanız gerekecek. Ya evlenme teklif edeceksiniz, ya yediğiniz bir haltı affettirmek için mücevherden medet umacaksınız. Eninde sonunda...
       İlişki uzadıkça adam elini cebine atmamakta ısrar ederse, kadın yavaştan soğumaya başlar. Kadının gözünde erkeği en berbat şekilde "reset"leyen özellik, kellik değil, fodulluk değil, cimriliktir. Ona değer verdiğinizi ve hayatta bir takım şeyleri görüp geçirdiğinizi göstermenin en etkili yolu da minik de olsa bir parça mücevherle ilişkinizi taçlandırmanızdır. Ama nasıl? Öyle "ha" deyince mücevher alınmaz. "Ha" deyince alınan mücevher bilahare alanı pişman eder.

      Alacağım taşı neye göre seçeceğim?
       Alacağınız mücevher ancak söz yüzüğü veya birlikteliğinizin ilk iki yılı içinde doğum günü armağanı ise; safir, yakut, zümrüt, aquamarine veya diğer taşları tercih etmelisiniz. Çünkü bu taşlar sadece çok yüksek karatlarda değerli olurlar. Küçük ve renkli bir taşla süslü bir takı aldıysanız, verirken büyük merasimler yapmayın ki, pırlanta yüzük hayaliyle kutuyu açınca hayal kırıklığına uğramasın... Eğer ilişkiniz ciddiyse pırlanta tek çıkar yol. Ne zamandır kuyumcu vitrinlerinde pırlantalara bakacağım diye yapışıp kaldığını tahmin bile edemezsiniz.
      Pırlantanın olayı nedir? 
       Pırlanta çok pahalı bir taştır. Sonradan pişmanlık yaşanmaması için almadan onunla ilgili önemli hususları iyice öğrenmekte yarar vardır. Öncelikle pırlantayı alacağınız yeri iyi belirlemelisiniz. Özellikle yüksek karatlı pırlanta takıları sokakta gördüğünüz herhangi bir kuyumcudan alamazsınız. Tanınmış bir müvecheratçı bulmanızda yarar var.
       Kırıntı denilen, mücevherin bir bölgesi veya her yeri minicik pırlantalarla kaplı takılar tek taş pırlantaya göre çok daha ucuzdur. Bunlara fantezi takılar denir. Satın alırken parayı pırlantadan çok tasarıma vermiş olursunuz. Bunun sebebi, taşların adı üstünde, pırlantanın kırıntısı olmasıdır. Bunları iade ederken, değiştirirken veya satarken muazzam değer kaybına uğrar, eğer pırlantaya bir yatırım gözüyle bakıyorsanız, aklınızda değiştirmek, ileride onu verip daha iyisini almak varsa bu türü tercih etmeyin.
      İlla pırlanta mı alınacak?
      Tek taş pırlanta en akıllı tercih. Örneğin Kapalıçarşı`nın en tanınmış, özellikle sosyete mensupları tarafından tercih edilen kuyumcusu Sait Koç her taşına kefil. Banka gibi. Aldığınızdan yıllar sonra bile ihtiyaç durumunda pırlantayı iade ederken işçilik ücreti ve KDV oranını düştükten sonra paranızı iade ediyor. "Şimdiye kadar istediği anda parasını iade etmediğim müşteri hiç olmamıştır" diyor. "Gerekirse, param yoksa eşten dosttan alır yine de veririm karşılığını. İhtiyacı olmasa insan mücevherini satar mı? Ben de müşterimi hiçbir şartta zor durumda bırakmam. Bak bu yüzüğü bir kadın getirdi. (bir zarfın içinde yüzük üzerinde 750 milyon lira yazıyor). Kredi kartlarının borcu varmış, kızının söz yüzüğü. Ben onu aldım parasını iade ettim ama altı ay tutacağım geri almak ister diye..."
      Tek taş çok banal, başka bir şey yok mu?
      Pırlanta anlayana banal manal değil ama daha enteresan bir hediye ona daha uygundur derseniz; o zaman Sevan Bıçakçı`yla tanışmanızda yarar var. Bıçakçı`dan alacağınız yüzük kocaman pırlantalarla parlamayacak ama kesinlikle "wow" faktörü olan yüzük olacak.  Satın alırken yine parayı daha çok tasarıma veriyorsunuz ama karşılığında aldığınız şey dikkat çekici, el emeği göz nuru minik bir sanat eseri. Güler Sabancı`nın meşhur ettiği padişahlı yüzükleri ve Osmanlı esintilerinin hakim olduğu birçok koleksiyonu dünyanın birçok noktasına gidiyor ve kapanın elinde kalıyor. Fiyat için onları aramanız gerekecek ama imkansız bir rakam duymayacaksınız, çekinmeyin 0212 520 45 16`dan arayın.


      Bütçem kısıtlı anlatamıyorum galiba...
      Eğer bir nişan yüzüğü alacaksanız, iki aylık maaşınıza eşit olan parayı pırlantaya harcamalısınız. Bu parayı uzun süre kenara koyarak biriktireceksiniz artık. Alacağınız nişan yüzüğü değil de sıradan bir hediyeyse pırlantaya yaklaşmasanız da olur. Ama aldığınız pahada hafif takıya ağır bir manevi anlam yüklemelisiniz ki paranız olmadığı için değil, daha anlamlı olduğu için o hediyeyi seçtiniz sansın artı o takıya baktıkça içi sevgiyle dolsun. Örneğin, üç tane iç içe geçmiş halkadan oluşan altın bir yüzük veya bilezik alıp: "Sevgilim, bunlar sonsuz aşkımızı, sonsuz arkadaşlığımızı ve sonsuz sadakatimizi simgeliyor." deyin ki, düşünüp de aldığınızı sansın, cebinizin delik olduğunu değil. (Cartier Trinity koleksiyonu)
      Bir de küçük mavi kutu var. Bu özellikle mücevhere düşkün kadınlarda bir buçuk karat pırlanta etkisi yaratan sihirli bir kutu... İçinden ne çıkarsa çıksın çığlık çığlığa kabul edilen kutu... Tiffany & Co.`nun küçük mavi kutusu ve küçük mavi torbası... Tiffany`nin ürünlerini Türkiye`de Collection yapıyor. Fiyatlar Amerika Tiffany`yle aynı. Nişantaşı`nda, Ritz Carlton`da ve Çırağan Kempinski`de yerleri var. Fiyatlar 50 dolardan başlıyor, üst limit gökyüzü...
      4c nedir?
      Pırlanta dört değişken sayesinde değer kazanır, bunlar İngilizce isimlerinden dolayı 4c olarak bilinir: karat (carat), kesim (cut), berraklık (clarity) ve renk (color). Bu dört özelliğin kalitesi birlikte veya tek tek yükseldikçe pırlantanın değeri de yükselir. Diğer bütün değerleri aynıysa; iki tane küçük taştan ziyade, aynı karata denk gelen tek bir pırlanta daha pahalıdır. Çünkü karatı yükseldikçe pırlanta daha nadir bulunur hale gelir. Aldığınız pırlantanın 4c`si ile ilgili olarak kuyumcuya güvenmek yerine, taşınızın uluslararası geçerliliği olan bir sertifikası olmasına dikkat edin ve bu sertifikayı taş sizde olduğu sürece saklayın.
      Carat: Taşın ağırlığı karat ile ölçülür. Karat pırlantanın değerini ortaya koyan ölçütlerden yalnızca biridir. Pırlanta sadece büyük olmasıyla değerli olmaz.
      Cut: Pırlantanın çakıl taşımsı ham halinden, ışık saçan parlak taş haline gelene kadar geçtiği en önemli işlem lazerlerle kesilmesidir. Kesim pırlantanın parlaklığını doğrudan etkilediği için doğru yapılması çok önemlidir ve 4c arasında amatör bir göz tarafından kontrolü en zor olanıdır.
      Berraklık: Taşın kendisinden veya kesiminden dolayı üzerinde oluşabilen bazı kusurlar olabilir. Bu kusurlar ne kadar az olursa pırlanta o kadar değer kazanır. Gözle görünen kusurlara sahip bir pırlantanın değeriyse oldukça düşer.
      Renk: Doğal olarak renkli pırlantalar vardır ve bunlara "Fancy" denir. Pastel pembe, canlı sarı, fıstık yeşili, mavi ve çeşitli renklerde olabilir bu taşlar ancak pırlanta oldukları için değerleri diğer renkli taşlara göre daha yüksektir. Beyaz pırlantaların renkleri de D`dan Z`ye kadar ayrılır. En beyaz olan D`dir. Ancak piyasada çoğunlukla G ve aşağısı renklerde pırlanta bulunur. K`dan itibaren pırlantanın rengi sararmaya başlar ki bu iyiye işaret değildir.


      Boxer Dergisi


      13 Eylül 2013 Cuma

      KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEGI

      KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ

      Günümüzde altın; kolay işlenebilirliliği, aşınmaması, elektriği ve ısıyı kolay iletmesi
      gibi  üstün  özellikleriyle  elektronik,  iletişim,  havacılık  ve  ilaç  sanayilerinde  çokça
      kullanılmaktadır.  Ayrıca,  alerji  yapmadığı  için  tıp  alanında  da  altından  yoğun  bir  biçimde
      yararlanılmaktadır.


      1970’li  yıllardan  itibaren  dünya  altın  madenciliği  hızla  büyümüş  ve  dünya  altın
      üretimi  son  25  yılda  yaklaşık  olarak  ikiye  katlanmıştır.  Bu  gelişmeler  sonucunda,  bilinen
      altın  cevherlerinin  işletilmesi  devam  ederken,  yeni  altın  yataklarının  bulunması  için  de
      dünyada yoğun bir arama ve yatırım dönemi başlamıştır.
      Dünyada toplam işletilebilir altın rezervi 42 500 tondur ve bunun %65’i dünya altın
      üretiminde  ilk  sıraları  paylaşan  ABD,  Kanada,  Avustralya  ve  Güney  Afrika’da
      bulunmaktadır. Dünya altın üretiminin %53’ü bu dört ülkede yapılmaktadır. 1980 yılına göre
      üretim  artışı,  ABD’de  13  kat,  Avustralya’da  18  kat  ve  Kanada’da  3,5  kat  olarak
      gerçekleşmiştir. 
      Dünya altın talebinde Hindistan, ABD, Suudi Arabistan ve Çin ile birlikte Türkiye
      ilk sıraları paylaşmaktadır. Dünyanın tüm kıtalarında 24 ülkede, 2002 yılında 2530 ton altın
      üretilmiştir.  Dünyanın  en  büyük  altın  takı  üreticisi  ve  ihracatçısı  İtalya’nın  kullandığı  saf
      altın miktarı 450 tondur.
      Türlü  nedenlerden  dolayı,  tarihin  ilk  çağlarından  günümüze  kadar  insanlar  takıya
      büyük önem vermişlerdir. Bu anlamda ülkemizde de kuyumculuğun köklü bir yeri vardır.
      Türkiye’de  altın,  çok  uzun  bir  süre  para  yerine  kullanılmıştır.  Halkımız  altını
      geleceğinin  garantisi,  güvenilir  bir  tasarruf  ve  yatırım  aracı  olarak  görmüştür.  Ayrıca

      ülkemizde  halkımızın  altına  takı  ve  ziynet  eşyası  olarak  gösterdiği  geleneksel  ilginin  de
      eklenmesiyle canlı bir altın piyasası oluşmuştur.
      Ülkemizin muhtelif yörelerinde geleneksel el işçiliğine dayalı kuyumculuk bugün de
      varlığını  sürdürmektedir.  Kars-Erzurum-Trabzon-Sivas-Van-Mardin-Diyarbakır-Mersin-
      İstanbul  gibi  illerimiz  kuyumculukta  önde  gelen  merkezlerdir.  Bu  merkezlerin  ürettiği
      burma-hasır-telkari bilezikleri, inci-kehribar gerdanlıkları, örme ve parçalı oyma kemerleri,
      murassa akarsu gerdanlıkları, tektaş-kazayağı, divanhane çivisi yüzükleri hâlâ revaçtadır. 
      İstanbul-Kapalıçarşı  kuyumculuk  alanının  merkezi  olarak  yüzyıllardan  beri  ününü
      sürdürmektedir.

      Boncukçuluk-  tespihçilik-  mühürcülük-  hattatçılık-  saatçilik-  kalaycılık-  sayacılık-
      kunduracılık-marangozluk-taş  ve  tahta  oymacılığı-dokumacılık-halıcılık-demircilik-
      bakırcılık  gibi  kaybolmuş  veya  kaybolmaya  yüz  tutmuş  Türk  el  sanatları  arasında
      kuyumculuk  alanı,  endüstrileşerek  sanayideki  yerini  almış,  ilkel  çalışma  metotları
      terkedilmiş,  modern  teknolojiden  yararlanılarak  üretimini  arttırmış,  tüm  dünya  ülkelerine
      ihraç ettiği kaliteli takı ve mücevherleri dünya pazarlarında aranılan ürünler arasına sokarak
      Türk ekonomisine hatırı sayılır boyutta döviz girdisi sağlanmıştır.

      Son 10 yılda Türkiye, kuyumculuk alanında sadece iç piyasada değil dış piyasalarda
      da  oldukça  aktif  bir  konuma  gelmiştir.  Türkiye  bugün  6500  ton  altın  ve  100.000  ton
      üzerindeki  gümüş  potansiyeli  ile  dünyanın  sayılı  altın  ve  gümüş  üreticileri  arasında  yer
      alabilecek bir kapasiteye sahip bulunmaktadır.
      Türkiye’nin  yıllık  ihracatı  110-120  ton  has  altın  civarındadır.  Bunu  takıya
      çevirdiğimizde  yılda  190  ton  civarında  takı  ihracatı  yapılmaktadır.  Bu  ihracat  rakamları
      Türkiye’yi İtalya’nın arkasından dünyada ikinci sıraya yerleştirmektedir. Dünya kuyumculuk
      sektöründe  ikinci  sırada  olan  ülkemiz  bu  alandaki  hızlı  gelişimiyle  dünya  lideri  olmaya
      adaydır.

      Türkiye’de son 10 yıl içerisinde en hızlı gelişen sektör kuyumculuk alanıdır. Bu süre
      içerisinde  sektör  istihdamını  dörde  katlamıştır.  Türkiye  genelinde  kuyumculuk,  imalat  ve
      satış  yapan  yaklaşık  5000  iş  yerinde  70  bin  kişi  çalışırken  şimdi  bu  sayı  250  binlere
      ulaşmıştır.
      Genel  bir  ortalama  yapıldığında  kuyumculuk  alanının  son  10  yıl  içerisinde  %50
      teknoloji kullanarak kaliye personelden istifade edip istihdam kapasitesini %300 arttırdığını
      söyleyebiliriz. Günümüzde çağdaş teknikler ve elektronik aletler vasıtasıyla gayet karmaşık,
      ince  ve  hassas  çözümlere  ulaşan  kuyumculuk  mesleği,  gelişmişliğine  rağmen  geleneksel
      yöntemlere  bağlı  kalarak  bir  el  işlemeciliği  ile  yüksek  bir  işçilik  yeteneğine  de  ihtiyaç
      göstermektedir. Örneğin; bir sadekarın yaratıcı ve yapıcı becerisi henüz hiçbir makine veya
      elektronik  bilgisayarla  yapılamamaktadır.  Bu  nedenle  de  modern  fabrikalarda  üretimin
      arttırılabilmesi yine kaliteli, nitelikli ve kabiliyetli insan gücüne dayanmaktadır. 

      MEGEP

      News

      Latest News
      Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

      Top Ad 728x90

      Video

      Visitors

      Bu Blogda Ara

      Vertical2

      Pırlanta Hakkında Herşey

      script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

      Slider

      Recent Post

      Games

      Popüler Yayınlar

      Tweetler