Altında asıl kabus şimdi başlıyor! | |||
|
7 Temmuz 2013 Pazar
Altinda asil kabus simdi basliyor!
6 Temmuz 2013 Cumartesi
2013 Marco Bicego Koleksiyonu
çizgilerle son derece etkileyici parçalar yaratıyor. Genellikle İtalyan tasarımlarının çoğu bol
altınlı, taşlı ve çok gösterişli tasarımı kombine etmekte,Yeni nesil tasarımcılardan Bicego ise;
2013 Marco Bicego Koleksiyonu 18 ayar sarı altın küpeler, kolye,yüzük ve bileklikler yaz koleksiyonuyla yine zarif, yine şık, az ve öz ,
söylenen söz gibi etkileyici ve muhteşem duruyor.
*AHEE- *Ece Şetvan yorumları
*P'S Sarraf
Marco Bicego en beğenilen İtalyan mücevher tasarımcılarından birisi. Çok basit çizgilerle son derece etkileyici parçalar yaratıyor. Genelli...
Aldigim pirlantayi satmak istedigimde ne kadar kaybim olacak?
ALDIĞIM PIRLANTAYI SATMAK İSTEDİĞİMDE NE KADAR KAYBIM OLACAK? Eğer pırlantayı aldığınız firma verdiği sertifikada ürünü iadede yada d...
Pirlanta'nin kaliteli olup olmadigini nasil anlayabilirim..?
PIRLANTA’NIN KALİTELİ OLUP OLMADIĞINI NASIL ANLAYABİLİRİM.? '' IŞILTI ve ATEŞ ’’inden. Elmas doğada ilk bulunduğunda tabiat...
Mucevher alirken nelere dikkat etmeliyiz..!
MÜCEVHER ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ..!
|
Pırlanta’nın fiyatını büyük ölçüde ağırlığı belirler. Dolayısı ile ağırlıkla birlikle büyüklükte artar. Fakat iyi kesilmemiş taş ağırlığından çok daha ufak gözükebilir. Pırlanta da en çok dikkat etmeniz gereken IŞILTISI ve ATEŞİ... Bir taşın rengi çok açık, berraklığıda çok yüsek olabilir ama çok donuk olabilir. Ya da rengi koyu, berraklığı düşük olabilir ama çok ışıltılı ve ateşli de olabilir. Amaç zerafet ise nerede olursak olalım Pırlantamız ateşli veışıltılı olmalı. Yukardaki bütün özellikler kesimle elde edilebilir. Aldığınız Pırlantanın mutlaka firma sertifakasını isteyin.
İlerde geri satış yapmak yada değiştirmek istediğinizde ne şekilde satabileceğinizi veya değiştirebileceğinizi mutlaka sorun. Aldığınız firmanın güvenirliliğine dikkat edin. Ürünü size sattıktan sonra destek konusunda ne kadar yardımcı olacak. Daha önceden oradan ürün almış müşterileri ile konuşun, verdiği sözleri ne kadar yerine getirmiş.
Adil Mücevher
|
MÜCEVHER ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ..! Pırlanta’nın fiyatını büyük ölçüde ağırlığı belirler. Dolayısı ile ağırlıkla birl...
Hz.Fatma Ana'nın eli neden bu kadar populer?
Fatma Ana'nın eli neden bu kadar popüler?
Fatma Ana'nın elinin anlamı nedir?Fatma'nın Eli' olarak bilinse de Arapça'da 'Hamse Eli' diye anılır. Hamse, beş anlamına gelir ve bir elin parmak sayısını gösterir. Hindu'lar 'Humsa Eli', Museviler ise 'Hameş Eli' veya 'Miryam'ın Eli' adını vermişlerdir. Özellikle Kuzey Afrika'da özellikle çok değerlidir. Güç, bereket, dayanıklılık gibi insanlığın en manevi ihtiyaçlarına kucak açan bu sembolün keşfedilmesinin altında bir kıskançlık hikâyesi yatar.
Neden tasarımcıların gözbebeği?Dünya küresel bir krize 2008 yılında girdi. İngiltere ve Amerika'nın başı çektiği ülkelerde, birçok kişi işlerini kaybetti. Avrupa'daki birçok ülke halen işsizlikle mücadele ediyor. Bunların dışında da, yeryüzünde milyonlarca kimse son yıllarda artan kanser ve tedavisi güç hastalıklara daha sık yakalanır oldu. Terör, doğal afet gibi insanlığın bir anda hayatlarında kökten değişiklik yaratan olaylar kuşkusuz kişilerin maneviyata sığınmalarında büyük bir etken. Aktuel.com.tr olarak şans ve sembol kolye tasarımları ile ünlü Antik Takı tasarımının tasarımcılarından Sevim İsot'a fikrini sorduk.
Amerika'da Urban Outfitters mağazaları koleksiyonlarında Fatma Ana'nın elinin olduğu tişörtleriyle dikkatleri üzerlerine çektiler. Müslüman kesimlerden bu sembolün herkesin üzerinde yer almasının aşağılayıcı olduğuna dair tepkiler alırlarken, geniş bir kesim tarafında da çok büyük beğeni aldı. Lüks sevenlerin tasarımcısı Celine Leora'da yardım sevenler için düzenlenen bir gecede Fatma Ana'nın elini parfüm şişelerinin üzerine tasarlayarak herkesin ilgi odağı haline gelmişti. Ünlü takı tasarımcısı Ileana Makri'de 18 ayar pembe altın ve pırlanta işlemeli eli de New York Barneys mağazalarında satışa sunuldu. Türkiye'den de birçok isim son dönemlerde bu kutsal simgeyi tasarımlarına taşıdı: Paşabahçe'de dekorasyonda kullanırken, bir çok takı tasarımcısı pırlanta ve nazar boncukları kullanarak Fatma Ana'nın eline koleksiyonlarında yer verdi.
"Hz. Muhammed'in kızı Fatma, kocası Hz. Ali'yi genç ve güzel bir odalıkla görünce o sırada pişirmekte olduğu helvaya şaşkınlıkla elini daldırır ve karıştırmaya başlar. Kocası durumu fark edince Fatma'nın elini tencereden çıkartır. Fatma'nın eli yüzyıllardır sahiplerine şans getirdiğine ve onlara sabır ve sadakat erdemleri verdiğine inanılan bir tılsım haline gelir. Bu nesne genellikle 'Fatma'nın Eli' olarak bilinilirse de Araplar arasında 'Hamse Eli' diye anılır. Hamse, beş demektir ve bir elin parmak sayısını gösterir. Hindu'lar 'Humsa Eli', Museviler ise 'Hameş Eli' veya 'Miryam'ın Eli' adını vermişlerdir. Bazı kültürlerde yukarıya dönük, bazı kültürlerde aşağıya dönük el şeklinde bulunmaktadır."
Bu sözler, Fatma'nın Eli'nin seramikle yeniden yorumlayan sanatçı Sara Aji'ye ait. Hz. Muhammed'in soyunu, ataerkil bir toplumda bir kadından devam ettiren, Müslümanlığın en önemli kişiliklerinden biri olan Hz. Fatma'ya dair bir yazıya, bir sanatçıdan alıntıyla başlamamın sebebi ise aşikâr! Hz. Fatma, salt dinsel boyutuyla değil, mitolojik bir efsane olarak da Anadolu'dan Hindistan'a kadar uzanan bir coğrafyada etkili. Gaziantep Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ruhi Ersoy, "Kadın Kamlardan Ebelere" çalışmasında Mersin yöresi Tahtacı Türkmenleri arasında, doğum esnasında ebenin işe "Benim elim değil, Fatma Ana'nın eli" diyerek başladığını, doğum yapacak kadının karnını eliyle ovup doğumu gerçekleştirmeye çalıştığını belirtiyor. Ünlü tasavvuf uzmanı Annemarie Schimmel de, "Tanrı'nın Yeryüzündeki İşaretleri" adlı kitabında Fatma'nın Eli'nin önemine dikkat çekiyor: "Parlak gümüş veya altın mücevherler üzerine kazınan veya kırmızı boyayla çizilen, bazen de evi koruması için duvara çizilen 'Fatma'nın Eli', İslam dünyasında en sevilen muskalardan birine kaynak olmuştur. Bu el genellikle Sufilerin kullandıkları asa veya değneklerin baş tarafını oluşturur. Ayrıca Ali veya Oniki İmam'ın isimleri bazen metal bir 'Fatma'nın Eli'nin üzerine kazınır".
"Babasının annesi"Anadolu'nun pek çok yerinde Fatma'nın Eli ile ilgili inançlar mevcut. Konu hakkında görüşlerini aldığımız Prof. Dr. Beyza Bilgin, halk arasında genellikle kolye olarak kullanılan Fatma'nın Eli'ndeki 5 parmağın, sülalenin 5 üyesi, Hz. Muhammed, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i sembolize ettiğini belirtiyor. "Annem fırına yemek koyarken dahi 'Benim elim değil, Fatma'nın eli koyuyor' derdi. İlaçla geçmeyen ya da ilaca gerek olmayan hastalıkların, Fatma'nın Eli'yle dokunulduğunda, dua okunduğunda iyileşeceğine inanılır" sözleri ise bu inancın ne kadar hayatın içinde olduğunu kanıtlıyor. Prof. Bilgin, Hz. Fatma'nın Hz. Muhammed'in kızı olduğu ve bilgileri ilk elden öğrendiği için önemli olduğunun da altını çiziyor. Bu noktada kısaca Hz. Fatma'nın yaşamına göz atmak gerekiyor.
Hz. Muhammed ve Hz. Hatice'nin en küçük kızı olan Hz. Fatma, Mekke'de doğdu. Küçük yaşta annesini kaybetti. Üç ablası da o dönemde evli oldukları için annesinin yokluğunda ve Müslümanlığı yaymak için mücadelesinde babasının en büyük destekçisi olması, ona "babasının annesi" lakabını kazandırdı. Kaynakların büyük bölümüne göre 18 yaşındayken Hz. Ali ile evlendi. Camile Adams Helminski'nin "Sufi Kadınlar" kitabında yer verdiği bu evliliğe dair bir ayrıntı, aile ilişkilerini aydınlatıyor: "Fatma ve Ali'nin evlilikleri Cebrail tarafından vahyedilmiş bir evlilik olmasına rağmen birçok evlilik gibi iniş çıkışları olan bir evlilikti. Bir gün Ali ve Fatma birbirlerine dargın iken Hz. Muhammed onların ziyaretine gelir. Kendisinin ikisinin arasına uzandığı ve her ikisinin de ellerini alarak kendi karnı üzerine koyduğu söylenir. Peygamber onlara kendisiyle beraber nefes almalarını ve içleri huzur doluncaya kadar bu konumlarını muhafaza etmelerini söyler. Bir süre sonra onların kulübesinden yüzünde tebessüm ile ayrılır. Niçin gülümsediğini soran bir arkadaşını şöyle yanıtlar: 'En sevdiğim iki kişi artık huzura kavuştular'".
Hz. Fatma ve Ali'nin beş çocukları oldu, ancak üçü çocuk yaşta öldü ve Hz. Muhammed'in soyu Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile devam etti. İslam kaynakları o günün şartlarında son derece ataerkil bir toplum olan Arabistan'da, peygamber soyunun bir kadından devam etmesini çok önemsiyor. Parıldayan anlamında "Zehra", temiz anlamında "Betül" lakaplarına da sahip olan Hz. Fatma'nın kişiliğine dair Tevfik Ebu İlm'in İnsan Yayınları tarafından yayımlanan "Hz. Fatıma" kitabında şu satırlar dikkat çekiyor: "Kırmızıya çalar beyaz bir ten, siyah ve uzun saçlar. (Kemal ve güzelliğin en üstün örneği idi. Arap yarımadasındaki tüm kadınların sahip oldukları bilgi ve ilimlerden haberdardı ve hepsini kavramıştı. Kuran ayetlerine dayanarak Ebu Bekir ile girdiği tartışmalar, onun Kuran ayetlerine vâkıf olduğunu ortaya koymaktadır". Hz. Fatma'nın dış görünüşü, konuşması, hal ve tavırlarıyla Hz. Muhammed'e en çok benzeyen kişi olduğunu Hz. Ayşe de belirtmiş. Baba ile kızı arasındaki çok yakın ilişki, Hz. Muhammed'in bir sefere çıkarken en son, geldiğinde ise ilk önce kızını ziyaret etmesi, kızını gördüğünde ayağa kalkarak yerini ona vermesi gibi örneklerden anlaşılıyor. Ebu İlm'in kitabında yer alan yine Hz. Ayşe'ye ait şu satırlar da manidar: "Resulullah'a Fatıma'yı sanki bal şerbeti içer gibi öylesine öpmesinin sebebini sordum. Bana 'Beni miraca götürdükleri gece Cebrail beni cennetin içine götürdü ve bana bir elma verdi. Onu yedim. Ne zaman o elmayı özlesem Fatma'yı öpüp, cennetin kokusunu ondan alıyorum. (O benim kalbim, ruhum ve vicdanımdır. Her kim onu üzerse beni, her kim beni üzerse Allah'ı üzmüştür".
Hz. Fatma'nın savaşlara katıldığı, babasının ve eşinin ev dışındaki bazı işlerini üstlendiği, aynı zamanda şiir de yazdığı söyleniyor. Babasının kendisine miras olarak bıraktığı Fedek arazisini, halifeliğine karşı çıktığı Ebu Bekir'in, peygamberin kendisine "Benden miras kalmaz" dediğini iddia ederek el koyması üzerine peygamberin mescidinde yaptığı, Ebu İlm'in kitabında yer alan konuşma, hitabet yeteneğine de işaret ediyor: "Peygamberin kızı olduğum, sizin için gökteki güneş kadar açıktır. Siz Müslümanlar acaba babamın mirası konusunda yenilgiye uğramama ve haksızlığa uğratılmama vicdanınızla razı mısınız? (…) Uyanık olun; duraksamadan eğrilik ve yıkım yoluna yöneldiğinizi, toplumun idaresini eline alması gereken kişiyi yönetimden ve makamından uzaklaştırdığınızı görüyorum". Yine aynı kitapta, Ebu Bekir ve Ömer'e hitaben "Siz ikiniz beni öfkelendirdiniz, huzur ve rahatımı sağlamadınız. Peygambere kavuştuğum an sizi şikâyet edeceğim, adaletin yerine getirilmesini isteyeceğim" sözleri ise Müslümanlar arasındaki temel fikir ayrılıklarından birine işaret ediyor.
Türk Kadınları Derneği Başkanı Cemalnur Sargut:"Kuran'ı yorumlama kabiliyetine sahiptir""Hz. Fatıma İslam tasavvufunda hem kendi yapısı, hem Peygamberimizin ruhunu taşıması, hem de soyunu devam ettirmesi sebebiyle çok önemli. Kevser suresinin iniş sebebidir. Erkek evladı olmadığı için soyunun devam etmeyeceği söylentilerine karşı Kevser Suresi'nde soyunun Hz. Fatıma ile devam edeceği müjdelenmiştir. Peygamberimizin, içeri girdiğinde ayağa kalktığı tek kişidir. Peygamberimizin kadındaki tecelliyi bu şekilde kabul edişi çok büyük bir lütuftur İslam alemi için. Peygamberimiz kendi hakikatini görmüş Hz. Fatıma'da.
Hepimiz için örnek bir hayat sürmüş, çok mütevazı yaşamış. Tasavvuf insanı onun yaşantısını örnek alır. Evlatlarını kaybedeceğini bildiği halde, gözünde bir damla yaşla Hz. Peygamber'den Hz. Hüseyin ve Hz Hasan için gözyaşı döken insanlara şefaat etmesi için izin istemiş, bunun üzerine Cebrail onu bütün İslam kadınları için şefaatçi ilan etmiştir. Kuran'ı yorumlama kabiliyetine sahiptir. Devrimizin Meryem'idir. Betül'dür, adet görmediği halde çocuk doğurmuştur. Acılı bir ana ama nefsini susturmuş, ruhunu konuşturmuştur. Babasındaki Allah tecellisinden başka bir şeye önem vermemiş, Hz. Ali'yi de aynı tecelli için sevmiştir. Aralarındaki muhabbet her Müslüman aile için örnektir ama salt mecazi aşk olarak düşünmek bence hakarettir."
Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Kolları Başkanı Ayşe Sucu:"Yeniden okunması gereken bir şahsiyet""İslam tarihinde ve Kur'an'da rol-model kadın şahsiyetler arasında yer alan Hz. Fatma, sadece kadınlar için değil, bütün inananlar için oynadığı rol açısından yeniden okunması gereken bir şahsiyettir. Peygamberimizin kendinden sonra dinin öğrenileceği adres olarak bir kadını 'Hz. Ayşe' yi göstermesi ve yine altı kız çocuğundan biri olan Hz. Fatma ile soyunun ve aile bağının, kurumsal ve manevi anlamada sürdürülüyor olması, kadınlar üzerinden topluma ve tüm insanlığa verilen bir mesaj olarak algılanması gerekir. Yine peygamberimizin sünnetini bütün olarak okumamız gerekirse, sosyal şartların da getirdiği bir durum belki de bir zorunluluk olarak kendilerinin çok eşli olmasına rağmen Hz. Fatma'nın eşi Hz. Ali'nin ikinci eş almak istemesine şiddetle karşı çıkması, çok eşliliğe "sünnet" gözüyle bakanlar için de dikkate alınması gereken bir mesajdır. Dönemin toplumsal ve kültürel yapısına baktığımızda kadına ve kız çocuklarına verilen değer öncelikle peygamberimizle Hz. Fatma arasındaki baba kız ilişkisi, tüm babalar için örnek teşkil etmelidir. Bütünüyle sevgi, saygı, şefkat, merhamet ve muhabbet içerikli bu ilişki sağlıklı ve örnek bir aile kurumunun oluşmasına zemin teşkil etmiştir. "Ehl-i beyt" kavramını maddi ve manevi boyutuyla bu açıdan da okumamız gerektiğine inanıyorum."
Yazı:GÖKÇEN BEYİNLİ DİNÇ/AKTÜEL
Fatma Ana'nın eli neden bu kadar popüler? 2008 yılından beri ekonomik krizin ortaya çıkışı ile birlikte Fatma Ana'nın ...
ABD vitrininde Türk mücevheri
ABD vitrininde Türk mücevheri
SİNAN ÖZEDİNCİK
SABAH- 1979'da ünlü aktrist Grace Kelly, Türkiye'yi ziyaret ettiğinde mücevher bakmak için için Molu'ya gelip, yakut bir kolye aldı. O tarihten sonra Molu Mücevherat adeta prenseslerin markası oldu. Bugün Suudi Arabistan Prensesleri, Bahreyn Kraliyet Ailesi, Brunei Sultanı, Monako Kraliyet Ailesi markanın tasarımlarını kullanıyor. Molu Mücevherat şimdi de ABD'nin en lüks vitrinlerini süslüyor. Cartier'den Bvlgari'ye pekçok lüks markayla aynı standlarda satılıyor. Şirketin yeni açılımının mimarı üçüncü kuşaktan. Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Molu'nun yeğeni Enes Molu. Markayı 7-8 ay önce Amerika'ya taşıdılar. Ürünlerini lüks zincir Neiman Marcus'un Houston'daki mağazasında satışa sunan İlhan ve Enes Molu ile konuştuk.
DEVLERLE AYNI VİTRİNDE
Neiman Marcus'a nasıl girdiniz? Uzun zamandır uluslararası müşterilerimiz var. Ortadoğu, Orta Asya, Arabistan ve Azerbaycan'dan ciddi sayıda müşteriye sahibiz. Bunda Türkiye'nin yurtdışına açılma politikasının da etkili olduğunu düşünüyorum. Aldığım eğitim ve edindiğim tecrübe ile yurtdışına açılmamız gerektiğine karar verdim. Neiman Marcus'la çalışmamız, bu düşüncenin ürünüdür.
Neden bu marka? Öncelikle çok iyi bir zincir olduğu için. Amerika'da en lüks tabakaya hitap ediyor. Çok iyi bir müşteri portföyü ve kapasitesi var. Orada Van Cleef, Cartier, Bvlgari, Tiffany&Co, Chanel'in ürünleriyle birlikte satılıyoruz. Bu markalarla bir arada olmak zor ama bir o kadar da prestijli. Amerika'da 60'ın üzerinde mağazaları var.
Neden ABD'ye bu yöntemle girdiniz, kendi mağazanızı açmadınız? Amerika merkezli bazı markalar da bu yolu izliyor. 20-30 yıl sonra mağazalaşıyor. Bu konudaki en iyi örnek David Yurman. Bizden çok aşağıdalar ama Neiman Marcus'la başlamışlar. Bu yolla yayıldılar. 2 yıl önce ilk mağazalarını açtılar. Ciroları 500 milyon dolar. Dolayısıyla Amerika'da hemen mağazalaşmak doğru bir seçenek değil. Biz enerjimizi reklam, pazarlama ve temsilcilerimizle ilişkilerimizi güçlendirmeye veriyoruz.
Onların size bakış açısı nasıl? 125 bin kişiye ulaşan The Book adlı yayınları var. Bir sayfa reklamın maliyeti 35 bin dolar. Bunlar reklamımızı ücretsiz yapıyor. Başka hiçbir markaya bunu yapmıyorlar. Mücevherdeki en büyük davetlerini de bizim için verdiler. En seçkin 350 kişiyi davet ettiler. Davetlilerin tamamı Amerikalı'ydı. Houston'dan başladık. Los Angeles, Miami ile devam edeceğiz.
Arap kralları müşterimiz
Müşterileriniz arasında kimler var? Ortadoğu'daki kraliyet ailelerinin büyük çoğunluğu müşterimiz. Suudi ve Bahreyn Kraliyet Aileleri ile dostluk seviyesine ulaşan ilişkimiz var. Türkiye'ye sık sık geliyorlar ve bize uğramadan gitmiyorlar. Bizi de kendi ülkelerine davet ediyorlar. Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri'nde özel dostluk kurduk. Orta Asya'da müzelerde sergilenen ürünlerimiz var. Buralar için saat, kalemlik ve kemer tokalar tasarladık. Avrupa'da da çalıştığımız bazı önemli aileler var. Ama isim veremiyoruz.
İsmini verebileceğiniz birileri yok mu? O kadar çok ki ama isim vermek doğru olmaz. 70'li yıllarda en iyi müşterilerimizden biri Grace Kelly idi.
Neiman Marcus 2012 geliri: 4.35 milyar $
2011 geliri: 4 milyar $
Faaliyet kârı : 403.6 milyon $
Net kâr: 140.1 milyon $
Çalışan sayısı: 15 bin 800
Toplam mağaza sayısı: 41
Kuruluş yılı: 1907
Dünya mücevher pazarı
Pazar büyüklüğü: 200 milyar $
Amerikan pazarı: 80 milyar $ (Yüzde 40)
Türkiye pazarı: 2 milyar $ (Yüzde 1)
Sabah
ABD vitrininde Türk mücevheri SİNAN ÖZEDİNCİK SABAH - 1979'da ünlü aktrist Grace Kelly, Türkiye'yi ziyaret ettiğinde müc...
2013 İlkbahar - Yaz Sezonu Renk Trendleri- Tuba Edman
Tuba EDMAN-Turkishny:
New York, Londra ,Milano, Paris ve İstanbul Moda Haftaları derken zaten yaklaşık beş haftadır 2013 İlkbahar-Yaz rüzgarına kapıldık hep birlikte. Belki de, modanın en güzel taraflarından biride bu şekilde, “dinamik” oluşu. Henüz bir sezonu tamamlamadan diğer sezonun heyecanı kaplıyor içimizi, gelecek sezonun trendlerini öğrenmeye çalışırken birde bakmışız kışın yazı, yazın kışı yaşarken buluyoruz kendimizi ve başka başka mevsimleri ayni anda yaşıyoruz.
Aslında insanların günümüzde görünüşleri ile etkili olmak çabasından kaynaklanan bir durum, modaya olan bu büyük ilginin nedeni. Bu etkiyi sağlayabilmek için hepimiz az yada çok moda denen olgunun içinde yerimizi alma çabasındayız. Kimimiz sıkı sıkıya takip ederken, kimimiz kulak dolgunluğu yada göz aşinalığı ile yakalıyoruz moda trendlerini.
Aslında eminim ki, en sıkı takipçilerin bile biraz kafası karıştı bu beş haftalık uzun moda maratonunda, yüzlerce koleksiyon, binlerce model bir o kadar farklı tarza şahit olduk bu süreçte. Bunca model ve renk içinde önümüzdeki bahar hangileri öne çıkacak, vitrinleri neler süsleyecek ve en önemlisi bize yeni çizgisi ve renkleri ile nasıl bir hava ve aura kazandıracak?
Moda denince akla gelen ilk şey “ Renkler “. Bende bu gün sadece 2013 Bahar renklerinden bahsetmek istiyorum sizlere.
Renkler, olmasa her şey ne kadar ruhsuz ve tekdüze olurdu hayatta kim bilir. İnsanların yaşam tarzını ve kişiliğini ifade eden en önemli unsurlardan biri bence renk. Hüzün, mutluluk, sevgi, matem, sağlık, hastalık gibi daha burada yazamadığım yüzlerce duygunun ifadesidir renkler. Her şeyin var oluşu ve tarifi onlunla başlar. Mavisi, pembesi ile insanları, beyazı, siyahi ile ırkları, hatta iyiyi kötüyü, matıyla durgunluğu, parlağı ile enerjiyi ve sağlığı anlatır. Hayatın tüm olumsuzluklarına rağmen daima direncimizi ayakta tutma gücü verir bizlere. 2013 Bahar renkleri de bize bu konuda çok yardımcı olacağa benziyor. Diyebilirim ki, tam bir renk cümbüşü var önümüzde, cıvıl cıvıl, rengarenk capcanlı, göze çarpan, iddialı, harika, içimizi pozitif duygularla dolduracak, aralarındaki uyumu ile dengemizi sağlayacak bir bahar bizleri bekliyor.
Palette “Alacakaranlık Mavisi ”, “Yeşim Rengi ”, “Natürel Ten Renkleri ” gibi daha nötr renklere, “ Turuncu”, “Menekşe ”, “Sarı”, “Orman Yeşili ” “Zümrüt ” gibi varlığını güçlü bir şekilde ortaya koyan, egzotik, aydınlık, enerjik, huzurlu ama bir o kadar da eğlenceli ve ilgi çeken renklere. Ve en son olarak da “Kırmızı ” ve “Kobalt Mavi” gibi gücümüze güç katacak renklere yer verilmiş. Belirlenen 10 ana renk arasında 3 ton yeşil ve 2 ton mavinin bulunması önümüzdeki baharın, yeşil ve mavi gibi insana güven, huzur ve özgürlük duygusu veren iki güzel renk arasında paylaşılacağını, diğer renklerin ise onlara eşlik edeceğini gösteriyor.
SARI
Limon sarısı diyebilirim ki sezonun en favori rengi, hemen hemen her koleksiyonda tasarımcılar sarı renge yer vermişler. Uçuşan şifon, organze, tül, jarse gibi kumaşlarla eşleştiğinde ise çekiciliği çok daha artıyor sarı rengin.Aslında yazla beraber bronzlaşan tenlere en yakışan renk olsa da kullanımı her zaman ideali sarının. Ama bu sezon, capcanlı güneş sarısından, olgun limon sarısına, hatta hafif kremsi sarılara kadar her tonuna bol bol rastlayacağız yaz vitrinlerinde. Sizde yeniliklerden vazgeçmeyen moda tutkunlarındansanız sarının tonları arasından size en uygun renk aralığını seçerek, her yaşta sarı rengi üzerinizde taşıyabilirsiniz! Eğer cesaretiniz yoksa baştan aşağı sarı bir kıyafeti giyinmeye öyleyse minik bir fular, aksesuar yada sarı bir çanta ile beyaz bir kıyafetinizi kombinleyerek sizde bu canlı dinamik neşeli rengi bahar gardıroplarınıza sokabilirsiniz.
TURUNCU
Bu kış olduğu gibi, Bahar 2013 sezonununda en hit renklerinden biri turuncu. Şeftali rengi ağırlıkta olmak koşulu ile biraz portakal, biraz balkabağı yada krizantem darken turuncunun açıktan koyuya her tonunu her yerde göreceksiniz önümüzdeki bahar günlerinde. Elbiseler, ayakkabılar, kemerler, güneş gözlükleri her yerde turuncu çılgınlığı yaşanıyor sanki. Pozitif enerjinin rengi olan turuncu ile canlı, neşeli bir bahar bizi bekliyor. Açıkçası önümüzdeki baharda mutlaka almanız gerekenler arasında turuncu bir bikini, turuncu bir ayakkabı, oje ve aksesuar olmalı. Özellikle bronzlaştıktan sonra kime yakışmaz ki bu renk? Birde moda haftalarından hafızalarımızı tazeleyelim isterseniz; Burberry Prorsum’un turuncu renkli şeffaf pelerinini kim unutabilir ki, yada Gucci' nin muhteşem elbiselerini, beyaz gece elbiseleri ile kombinledigi o harika mercan kolyelerini, Carolina Herrera’nin turuncu dantel elbiselerini yada Erdem’in turuncu çiçeklilerini.
YEŞİL
Zümrüt yeşilinden, orman yeşiline, su yeşilinden lime yeşiline ve hatta geçtiğimiz sezon aksesuarlardan ojelere kadar her yerde karşımıza çıkan mintten, jade tonlarına kadar diyebilirim ki, her tonu ile 2013 baharında stilinize katacağı doğallıkla yemyeşil bir bahar bizi bekliyor. Doğanın ve doğallığın yansıması, huzurun ve güvenin rengi olan yeşil sezonun olmazsa olmazlarından. Çin kültürüne göre enerji kalkanı olarak kabul edilen yeşil, son derece hareketli, canlı ve dinamik, ayrıca her ten rengine kolaylıkla uyum sağlayan tamamlayıcı bir renk olma özelliği, kullanım alanını genişletiyor. Hangi tonda isterseniz, yeşil bir elbise ya da bir aksesuar edinin derim. Hemen hemen her markanın koleksiyonları arasında yer alan yeşili, 2013 Bahar koleksiyonlarında bulmakta zorlanmayacaksınız. Sarı-yeşil ile aktif, neşeli ve canlandırıcı bir etki yakalarken, ince bir gri tonu hissettiğimiz jade’de sesiz, dingin bir ruh halini,yeşilin en göz alıcı hali olan zümrüt yeşiliyle de çekiciliği keşfedebilirsiniz.
YEŞİM YEŞİLİ
Geçen sene başlayan mint yeşili fırtınası rotayı yeşim yeşiline çevirmiş gibi görünüyor ,jade diye isimlendirilen bu ton, baharda içimizi rahatlatan, ferahlatan etkisi ile yine tüm koleksiyonlarda yerini alacak. Zac Posen’in muhteşem gece elbiselerinden, Caroline Herrera’nin spor bluzlarına, Rebecca Minkoff’un ekoselerinden, en soft hali ile Donna Karan’in koleksiyonuna kadar her yerde. Sizde baharda modaya ayak uydurmak ve trendi yakalamak istiyorsanız gardırobunuzda bu tonda bir parçaya mutlaka yer açmalısınız.
ZÜMRÜT
Mücevher renkleri, 2013 baharında etkisini sürdürürken en popüler olan ve geçtiğimiz sezonda özellikle kırmızı halıda boy gösteren starların tercihi Emarald yani zümrüt yeşili. Baştan çıkartan bir taşın, en az kendisi kadar baştan çıkartıcı rengi olan zümrüt yeşili, yaşam ve baharın rengi olarak bilinir. Antik Roma döneminde aşk ve güzellik tanrıçası Venüs’ü temsil ettiğine inanılan zümrüt yeşili bence bahar renk paletinin starı, herkesi içine çeken derin yeşilinde ciltleri sakinleştirici, canlandırıcı ve büyüleyici bir etkisi var. Özellikle Vera Wang ,Burberry ve Zac Posen bu renkle harikalar yaratmışlar.
MAVİ
Önümüzdeki bahar, mavinin her tonu moda destekte, alacakaranlık mavisinin yani, dusk mavinin ayrı bir yeri var 2013 Baharında. Aslında hep içimizi bir hüznün kapladığı zamanlardan kopup gelen bir renk, yine de öylesine güzel yakalanmış ki ton, tıpkı akşamın dingin ama biraz yorgun ve gizemli hali gibi hepimizi cezbediyor. Ve en güzel tonunu Zac Posen’un koleksiyonunda gördüğüm dusk mavi, Giorgio Armani, Givenchy ve Donna Karen koleksiyonları ile Moda Haftalarından hafızalarımıza kazındı.
KOBALT MAVİ
Renklerin, bu kadar yoğun olduğu bahar sezonunda tıpkı yeşil gibi, mavi renginin yoğunluğu da dikkat çekici. Gökyüzünün tüm tonlarından, deniz dibine, bebe mavisinden kobalt mavisine, hatta laciverte kadar mavinin her tonuna rastlamak mümkün olacak bahar vitrinlerinde. Kobalt, Parlement, Safir yada Monaco mavisi diyelim, New York, Londra, Milano ve Paris'te Bahar 2013’un hemen hem her koleksiyonda karşılaştık bu muhteşem renkle. Özellikle Tadashi Shoji, Elie Saab ve Jason Wu’nun kobalt mavisi büyüleyici elbiseleri benim hala unutamadıklarımdan.
KIRMIZI
ihtişam, dişilik, seks, şehvet, ateş, iddia, kışkırtıcı ve çarpıca işte tüm bu duyguları aynı anda çağrıştıran tek renk; Kırmızı.
Kırmızı, 2013 Baharında da yine baskınlığını koruyacak ve her tonu, özellikle gelincik kırmızısı akılları baştan alacak. Bazen bir kadının en güçlü silahlarından biri bile olabilen bu renk, 2013 Baharında da geçmeyen modası ile sizlere bambaşka bir çekicilik katmak için vitrinlerde sizleri bekliyor olacak ve her sezon olduğu gibi kırmızı halıların ve gösterişli partilerin en çekici rengi olmaya devam edecek. Tamamı ile kımızı giymek cesaret ister, kendine güven gerektirir ve bu baştan çıkarıcı, kışkırtıcı renk sadece cesaretli kadınların tercihi olabilir diyorsanız ve o cesareti kendinizde bulamıyorsanız, o zaman size tavsiyem Dior’un kırmızı fularlarını kullanarak bu muhteşem renkle dişiliğinizin farkına varmanız, hadi biraz cesaret.
MOR
Mor, bütün eski öğretilerde ilham getiren, zenginliğin ve asaletin rengi olarak gösterilmiştir. Ayrıca insana büyük bir ruhsal enerji verdiği düşünülür. Eğer bu olumlu enerjileri almak istiyorsanız 2013 Bahar sezonunun ışıldayan renkleri arasında bulunan mor ve morun her tonuna dolaplarınızda yer açın derim. Açık tenliyseniz; koyu tonlarda mor, esmer tenliyseniz; açık tonlarda mor tercih edebilirsiniz. Özellikle baharın en moda tonları olan Afrika menekşesi ve leylak renginin yeşil, sari, gri ve kahvelerle kullanımından doğan denge sayesinde muhtemelen baharın gelişi ile hissedeceğiniz yorgunluğu da, içinize dolan mutluluk hissiyle kolayca yenebilirsiniz.
NATUREL RENKLER
Bunca parlak, gösterişli rengin yanında nüde ve keten gibi natürel tonlara da bahar koleksiyonunda büyük yer verilmiş. Rengin en büyük özelliği havadar, hafif ve ışıltılı görüntüsü, ayrıca son derece kadınsı, yumuşak, zarif ve enerjik. Bence Renk paletinin en kullanışlı rengi natürel renkler. Çünkü her şeyle kombinlenebilirler ve hiç bir zaman ucuz görünmezler. Özellikle keten ve nude renklerinin oldukça baştan çıkarıcı ve hatta kadını Elegant gösteren bir yanı var. Bu renklerle soluk görünmek gibi bir kaygınız varsa Valentino ve Marc Jacobs’un 2013 Bahar koleksiyonlarına ve Elie Saab’in muhteşem gece elbiselerine yenide göz atmanızı tavsiye edebilirim. Bir renk ancak bu kadar seksi bu kadar etkileyici ve büyüleyici görünebilir.
PEMBE
Renk paletinde görünmese de pembe önümüzdeki sezon tüm tasarımcıların koleksiyonlarında fazlası ile yerini almış diğer bir renk. Oscar de la Renta’nin canlı şeker pembelerinden, Gucci’nin en yüksek oktavlı açelya pembelerine, Christopher Kane’in sorbet pembelerinden, Dsquared2’ nin seksi pembelerine kadar her tonunu bulmak mümkün olacak bahar koleksiyonlarında. Baharın gelişiyle tüm kadınlar birer Victoria's Secret meleğine dönüşebilir.
SIYAH BEYAZ
Bu sezon çizgilerin hüküm sürdüğü koleksiyonlarda siyah ve beyazın uyumu adeta büyüleyici. İster grafik desenleri ile, ister çiçekli baskılı yada ince kalın çizgileri ile siyah beyaz gardıroplarınızda ki baş köşeyi hiçbir renge kaptırmamak niyetinde. Yıl boyunca ister ofiste ister en özel partilerde şık olmak isteyen kadınların tercihi yine hiç şüphesiz ki siyah beyaz olacak.
Aslında Sonbahar-Kış trendlerine dolaplarımızda yeni yeni yer açarken, modanın hızına kendimizi kaptırıp 2013 Bahar-Yaz renklerini birlikte yeniden gözden geçirdik bile, şimdi sıra bu renklerle oluşturulan yeni koleksiyonların öne çıkanlarını derlemeye geldi...
2013 Bahar trendleri ile tekrar görüşebilmek dileğiyle…
Tuba Edman / T&E Trend Tracker
Tuba EDMAN -Turkishny: New York, Londra ,Milano, Paris ve İstanbul Moda Haftaları derken zaten yaklaşık beş haftadır 2013 İlkbahar-...
7 Temmuz 2013 Pazar
Altinda asil kabus simdi basliyor!
Altında asıl kabus şimdi başlıyor! | |||
|
6 Temmuz 2013 Cumartesi
2013 Marco Bicego Koleksiyonu
çizgilerle son derece etkileyici parçalar yaratıyor. Genellikle İtalyan tasarımlarının çoğu bol
altınlı, taşlı ve çok gösterişli tasarımı kombine etmekte,Yeni nesil tasarımcılardan Bicego ise;
2013 Marco Bicego Koleksiyonu 18 ayar sarı altın küpeler, kolye,yüzük ve bileklikler yaz koleksiyonuyla yine zarif, yine şık, az ve öz ,
söylenen söz gibi etkileyici ve muhteşem duruyor.
*AHEE- *Ece Şetvan yorumları
*P'S Sarraf
Aldigim pirlantayi satmak istedigimde ne kadar kaybim olacak?
Pirlanta'nin kaliteli olup olmadigini nasil anlayabilirim..?
Mucevher alirken nelere dikkat etmeliyiz..!
MÜCEVHER ALIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ..!
|
Pırlanta’nın fiyatını büyük ölçüde ağırlığı belirler. Dolayısı ile ağırlıkla birlikle büyüklükte artar. Fakat iyi kesilmemiş taş ağırlığından çok daha ufak gözükebilir. Pırlanta da en çok dikkat etmeniz gereken IŞILTISI ve ATEŞİ... Bir taşın rengi çok açık, berraklığıda çok yüsek olabilir ama çok donuk olabilir. Ya da rengi koyu, berraklığı düşük olabilir ama çok ışıltılı ve ateşli de olabilir. Amaç zerafet ise nerede olursak olalım Pırlantamız ateşli veışıltılı olmalı. Yukardaki bütün özellikler kesimle elde edilebilir. Aldığınız Pırlantanın mutlaka firma sertifakasını isteyin.
İlerde geri satış yapmak yada değiştirmek istediğinizde ne şekilde satabileceğinizi veya değiştirebileceğinizi mutlaka sorun. Aldığınız firmanın güvenirliliğine dikkat edin. Ürünü size sattıktan sonra destek konusunda ne kadar yardımcı olacak. Daha önceden oradan ürün almış müşterileri ile konuşun, verdiği sözleri ne kadar yerine getirmiş.
Adil Mücevher
|
Hz.Fatma Ana'nın eli neden bu kadar populer?
Fatma Ana'nın eli neden bu kadar popüler?
Fatma Ana'nın elinin anlamı nedir?Fatma'nın Eli' olarak bilinse de Arapça'da 'Hamse Eli' diye anılır. Hamse, beş anlamına gelir ve bir elin parmak sayısını gösterir. Hindu'lar 'Humsa Eli', Museviler ise 'Hameş Eli' veya 'Miryam'ın Eli' adını vermişlerdir. Özellikle Kuzey Afrika'da özellikle çok değerlidir. Güç, bereket, dayanıklılık gibi insanlığın en manevi ihtiyaçlarına kucak açan bu sembolün keşfedilmesinin altında bir kıskançlık hikâyesi yatar.
Neden tasarımcıların gözbebeği?Dünya küresel bir krize 2008 yılında girdi. İngiltere ve Amerika'nın başı çektiği ülkelerde, birçok kişi işlerini kaybetti. Avrupa'daki birçok ülke halen işsizlikle mücadele ediyor. Bunların dışında da, yeryüzünde milyonlarca kimse son yıllarda artan kanser ve tedavisi güç hastalıklara daha sık yakalanır oldu. Terör, doğal afet gibi insanlığın bir anda hayatlarında kökten değişiklik yaratan olaylar kuşkusuz kişilerin maneviyata sığınmalarında büyük bir etken. Aktuel.com.tr olarak şans ve sembol kolye tasarımları ile ünlü Antik Takı tasarımının tasarımcılarından Sevim İsot'a fikrini sorduk.
Amerika'da Urban Outfitters mağazaları koleksiyonlarında Fatma Ana'nın elinin olduğu tişörtleriyle dikkatleri üzerlerine çektiler. Müslüman kesimlerden bu sembolün herkesin üzerinde yer almasının aşağılayıcı olduğuna dair tepkiler alırlarken, geniş bir kesim tarafında da çok büyük beğeni aldı. Lüks sevenlerin tasarımcısı Celine Leora'da yardım sevenler için düzenlenen bir gecede Fatma Ana'nın elini parfüm şişelerinin üzerine tasarlayarak herkesin ilgi odağı haline gelmişti. Ünlü takı tasarımcısı Ileana Makri'de 18 ayar pembe altın ve pırlanta işlemeli eli de New York Barneys mağazalarında satışa sunuldu. Türkiye'den de birçok isim son dönemlerde bu kutsal simgeyi tasarımlarına taşıdı: Paşabahçe'de dekorasyonda kullanırken, bir çok takı tasarımcısı pırlanta ve nazar boncukları kullanarak Fatma Ana'nın eline koleksiyonlarında yer verdi.
"Hz. Muhammed'in kızı Fatma, kocası Hz. Ali'yi genç ve güzel bir odalıkla görünce o sırada pişirmekte olduğu helvaya şaşkınlıkla elini daldırır ve karıştırmaya başlar. Kocası durumu fark edince Fatma'nın elini tencereden çıkartır. Fatma'nın eli yüzyıllardır sahiplerine şans getirdiğine ve onlara sabır ve sadakat erdemleri verdiğine inanılan bir tılsım haline gelir. Bu nesne genellikle 'Fatma'nın Eli' olarak bilinilirse de Araplar arasında 'Hamse Eli' diye anılır. Hamse, beş demektir ve bir elin parmak sayısını gösterir. Hindu'lar 'Humsa Eli', Museviler ise 'Hameş Eli' veya 'Miryam'ın Eli' adını vermişlerdir. Bazı kültürlerde yukarıya dönük, bazı kültürlerde aşağıya dönük el şeklinde bulunmaktadır."
Bu sözler, Fatma'nın Eli'nin seramikle yeniden yorumlayan sanatçı Sara Aji'ye ait. Hz. Muhammed'in soyunu, ataerkil bir toplumda bir kadından devam ettiren, Müslümanlığın en önemli kişiliklerinden biri olan Hz. Fatma'ya dair bir yazıya, bir sanatçıdan alıntıyla başlamamın sebebi ise aşikâr! Hz. Fatma, salt dinsel boyutuyla değil, mitolojik bir efsane olarak da Anadolu'dan Hindistan'a kadar uzanan bir coğrafyada etkili. Gaziantep Üniversitesi'nden Doç. Dr. Ruhi Ersoy, "Kadın Kamlardan Ebelere" çalışmasında Mersin yöresi Tahtacı Türkmenleri arasında, doğum esnasında ebenin işe "Benim elim değil, Fatma Ana'nın eli" diyerek başladığını, doğum yapacak kadının karnını eliyle ovup doğumu gerçekleştirmeye çalıştığını belirtiyor. Ünlü tasavvuf uzmanı Annemarie Schimmel de, "Tanrı'nın Yeryüzündeki İşaretleri" adlı kitabında Fatma'nın Eli'nin önemine dikkat çekiyor: "Parlak gümüş veya altın mücevherler üzerine kazınan veya kırmızı boyayla çizilen, bazen de evi koruması için duvara çizilen 'Fatma'nın Eli', İslam dünyasında en sevilen muskalardan birine kaynak olmuştur. Bu el genellikle Sufilerin kullandıkları asa veya değneklerin baş tarafını oluşturur. Ayrıca Ali veya Oniki İmam'ın isimleri bazen metal bir 'Fatma'nın Eli'nin üzerine kazınır".
"Babasının annesi"Anadolu'nun pek çok yerinde Fatma'nın Eli ile ilgili inançlar mevcut. Konu hakkında görüşlerini aldığımız Prof. Dr. Beyza Bilgin, halk arasında genellikle kolye olarak kullanılan Fatma'nın Eli'ndeki 5 parmağın, sülalenin 5 üyesi, Hz. Muhammed, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i sembolize ettiğini belirtiyor. "Annem fırına yemek koyarken dahi 'Benim elim değil, Fatma'nın eli koyuyor' derdi. İlaçla geçmeyen ya da ilaca gerek olmayan hastalıkların, Fatma'nın Eli'yle dokunulduğunda, dua okunduğunda iyileşeceğine inanılır" sözleri ise bu inancın ne kadar hayatın içinde olduğunu kanıtlıyor. Prof. Bilgin, Hz. Fatma'nın Hz. Muhammed'in kızı olduğu ve bilgileri ilk elden öğrendiği için önemli olduğunun da altını çiziyor. Bu noktada kısaca Hz. Fatma'nın yaşamına göz atmak gerekiyor.
Hz. Muhammed ve Hz. Hatice'nin en küçük kızı olan Hz. Fatma, Mekke'de doğdu. Küçük yaşta annesini kaybetti. Üç ablası da o dönemde evli oldukları için annesinin yokluğunda ve Müslümanlığı yaymak için mücadelesinde babasının en büyük destekçisi olması, ona "babasının annesi" lakabını kazandırdı. Kaynakların büyük bölümüne göre 18 yaşındayken Hz. Ali ile evlendi. Camile Adams Helminski'nin "Sufi Kadınlar" kitabında yer verdiği bu evliliğe dair bir ayrıntı, aile ilişkilerini aydınlatıyor: "Fatma ve Ali'nin evlilikleri Cebrail tarafından vahyedilmiş bir evlilik olmasına rağmen birçok evlilik gibi iniş çıkışları olan bir evlilikti. Bir gün Ali ve Fatma birbirlerine dargın iken Hz. Muhammed onların ziyaretine gelir. Kendisinin ikisinin arasına uzandığı ve her ikisinin de ellerini alarak kendi karnı üzerine koyduğu söylenir. Peygamber onlara kendisiyle beraber nefes almalarını ve içleri huzur doluncaya kadar bu konumlarını muhafaza etmelerini söyler. Bir süre sonra onların kulübesinden yüzünde tebessüm ile ayrılır. Niçin gülümsediğini soran bir arkadaşını şöyle yanıtlar: 'En sevdiğim iki kişi artık huzura kavuştular'".
Hz. Fatma ve Ali'nin beş çocukları oldu, ancak üçü çocuk yaşta öldü ve Hz. Muhammed'in soyu Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile devam etti. İslam kaynakları o günün şartlarında son derece ataerkil bir toplum olan Arabistan'da, peygamber soyunun bir kadından devam etmesini çok önemsiyor. Parıldayan anlamında "Zehra", temiz anlamında "Betül" lakaplarına da sahip olan Hz. Fatma'nın kişiliğine dair Tevfik Ebu İlm'in İnsan Yayınları tarafından yayımlanan "Hz. Fatıma" kitabında şu satırlar dikkat çekiyor: "Kırmızıya çalar beyaz bir ten, siyah ve uzun saçlar. (Kemal ve güzelliğin en üstün örneği idi. Arap yarımadasındaki tüm kadınların sahip oldukları bilgi ve ilimlerden haberdardı ve hepsini kavramıştı. Kuran ayetlerine dayanarak Ebu Bekir ile girdiği tartışmalar, onun Kuran ayetlerine vâkıf olduğunu ortaya koymaktadır". Hz. Fatma'nın dış görünüşü, konuşması, hal ve tavırlarıyla Hz. Muhammed'e en çok benzeyen kişi olduğunu Hz. Ayşe de belirtmiş. Baba ile kızı arasındaki çok yakın ilişki, Hz. Muhammed'in bir sefere çıkarken en son, geldiğinde ise ilk önce kızını ziyaret etmesi, kızını gördüğünde ayağa kalkarak yerini ona vermesi gibi örneklerden anlaşılıyor. Ebu İlm'in kitabında yer alan yine Hz. Ayşe'ye ait şu satırlar da manidar: "Resulullah'a Fatıma'yı sanki bal şerbeti içer gibi öylesine öpmesinin sebebini sordum. Bana 'Beni miraca götürdükleri gece Cebrail beni cennetin içine götürdü ve bana bir elma verdi. Onu yedim. Ne zaman o elmayı özlesem Fatma'yı öpüp, cennetin kokusunu ondan alıyorum. (O benim kalbim, ruhum ve vicdanımdır. Her kim onu üzerse beni, her kim beni üzerse Allah'ı üzmüştür".
Hz. Fatma'nın savaşlara katıldığı, babasının ve eşinin ev dışındaki bazı işlerini üstlendiği, aynı zamanda şiir de yazdığı söyleniyor. Babasının kendisine miras olarak bıraktığı Fedek arazisini, halifeliğine karşı çıktığı Ebu Bekir'in, peygamberin kendisine "Benden miras kalmaz" dediğini iddia ederek el koyması üzerine peygamberin mescidinde yaptığı, Ebu İlm'in kitabında yer alan konuşma, hitabet yeteneğine de işaret ediyor: "Peygamberin kızı olduğum, sizin için gökteki güneş kadar açıktır. Siz Müslümanlar acaba babamın mirası konusunda yenilgiye uğramama ve haksızlığa uğratılmama vicdanınızla razı mısınız? (…) Uyanık olun; duraksamadan eğrilik ve yıkım yoluna yöneldiğinizi, toplumun idaresini eline alması gereken kişiyi yönetimden ve makamından uzaklaştırdığınızı görüyorum". Yine aynı kitapta, Ebu Bekir ve Ömer'e hitaben "Siz ikiniz beni öfkelendirdiniz, huzur ve rahatımı sağlamadınız. Peygambere kavuştuğum an sizi şikâyet edeceğim, adaletin yerine getirilmesini isteyeceğim" sözleri ise Müslümanlar arasındaki temel fikir ayrılıklarından birine işaret ediyor.
Türk Kadınları Derneği Başkanı Cemalnur Sargut:"Kuran'ı yorumlama kabiliyetine sahiptir""Hz. Fatıma İslam tasavvufunda hem kendi yapısı, hem Peygamberimizin ruhunu taşıması, hem de soyunu devam ettirmesi sebebiyle çok önemli. Kevser suresinin iniş sebebidir. Erkek evladı olmadığı için soyunun devam etmeyeceği söylentilerine karşı Kevser Suresi'nde soyunun Hz. Fatıma ile devam edeceği müjdelenmiştir. Peygamberimizin, içeri girdiğinde ayağa kalktığı tek kişidir. Peygamberimizin kadındaki tecelliyi bu şekilde kabul edişi çok büyük bir lütuftur İslam alemi için. Peygamberimiz kendi hakikatini görmüş Hz. Fatıma'da.
Hepimiz için örnek bir hayat sürmüş, çok mütevazı yaşamış. Tasavvuf insanı onun yaşantısını örnek alır. Evlatlarını kaybedeceğini bildiği halde, gözünde bir damla yaşla Hz. Peygamber'den Hz. Hüseyin ve Hz Hasan için gözyaşı döken insanlara şefaat etmesi için izin istemiş, bunun üzerine Cebrail onu bütün İslam kadınları için şefaatçi ilan etmiştir. Kuran'ı yorumlama kabiliyetine sahiptir. Devrimizin Meryem'idir. Betül'dür, adet görmediği halde çocuk doğurmuştur. Acılı bir ana ama nefsini susturmuş, ruhunu konuşturmuştur. Babasındaki Allah tecellisinden başka bir şeye önem vermemiş, Hz. Ali'yi de aynı tecelli için sevmiştir. Aralarındaki muhabbet her Müslüman aile için örnektir ama salt mecazi aşk olarak düşünmek bence hakarettir."
Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Kolları Başkanı Ayşe Sucu:"Yeniden okunması gereken bir şahsiyet""İslam tarihinde ve Kur'an'da rol-model kadın şahsiyetler arasında yer alan Hz. Fatma, sadece kadınlar için değil, bütün inananlar için oynadığı rol açısından yeniden okunması gereken bir şahsiyettir. Peygamberimizin kendinden sonra dinin öğrenileceği adres olarak bir kadını 'Hz. Ayşe' yi göstermesi ve yine altı kız çocuğundan biri olan Hz. Fatma ile soyunun ve aile bağının, kurumsal ve manevi anlamada sürdürülüyor olması, kadınlar üzerinden topluma ve tüm insanlığa verilen bir mesaj olarak algılanması gerekir. Yine peygamberimizin sünnetini bütün olarak okumamız gerekirse, sosyal şartların da getirdiği bir durum belki de bir zorunluluk olarak kendilerinin çok eşli olmasına rağmen Hz. Fatma'nın eşi Hz. Ali'nin ikinci eş almak istemesine şiddetle karşı çıkması, çok eşliliğe "sünnet" gözüyle bakanlar için de dikkate alınması gereken bir mesajdır. Dönemin toplumsal ve kültürel yapısına baktığımızda kadına ve kız çocuklarına verilen değer öncelikle peygamberimizle Hz. Fatma arasındaki baba kız ilişkisi, tüm babalar için örnek teşkil etmelidir. Bütünüyle sevgi, saygı, şefkat, merhamet ve muhabbet içerikli bu ilişki sağlıklı ve örnek bir aile kurumunun oluşmasına zemin teşkil etmiştir. "Ehl-i beyt" kavramını maddi ve manevi boyutuyla bu açıdan da okumamız gerektiğine inanıyorum."
Yazı:GÖKÇEN BEYİNLİ DİNÇ/AKTÜEL
ABD vitrininde Türk mücevheri
ABD vitrininde Türk mücevheri
SİNAN ÖZEDİNCİK
SABAH- 1979'da ünlü aktrist Grace Kelly, Türkiye'yi ziyaret ettiğinde mücevher bakmak için için Molu'ya gelip, yakut bir kolye aldı. O tarihten sonra Molu Mücevherat adeta prenseslerin markası oldu. Bugün Suudi Arabistan Prensesleri, Bahreyn Kraliyet Ailesi, Brunei Sultanı, Monako Kraliyet Ailesi markanın tasarımlarını kullanıyor. Molu Mücevherat şimdi de ABD'nin en lüks vitrinlerini süslüyor. Cartier'den Bvlgari'ye pekçok lüks markayla aynı standlarda satılıyor. Şirketin yeni açılımının mimarı üçüncü kuşaktan. Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Molu'nun yeğeni Enes Molu. Markayı 7-8 ay önce Amerika'ya taşıdılar. Ürünlerini lüks zincir Neiman Marcus'un Houston'daki mağazasında satışa sunan İlhan ve Enes Molu ile konuştuk.
DEVLERLE AYNI VİTRİNDE
Neiman Marcus'a nasıl girdiniz? Uzun zamandır uluslararası müşterilerimiz var. Ortadoğu, Orta Asya, Arabistan ve Azerbaycan'dan ciddi sayıda müşteriye sahibiz. Bunda Türkiye'nin yurtdışına açılma politikasının da etkili olduğunu düşünüyorum. Aldığım eğitim ve edindiğim tecrübe ile yurtdışına açılmamız gerektiğine karar verdim. Neiman Marcus'la çalışmamız, bu düşüncenin ürünüdür.
Neden bu marka? Öncelikle çok iyi bir zincir olduğu için. Amerika'da en lüks tabakaya hitap ediyor. Çok iyi bir müşteri portföyü ve kapasitesi var. Orada Van Cleef, Cartier, Bvlgari, Tiffany&Co, Chanel'in ürünleriyle birlikte satılıyoruz. Bu markalarla bir arada olmak zor ama bir o kadar da prestijli. Amerika'da 60'ın üzerinde mağazaları var.
Neden ABD'ye bu yöntemle girdiniz, kendi mağazanızı açmadınız? Amerika merkezli bazı markalar da bu yolu izliyor. 20-30 yıl sonra mağazalaşıyor. Bu konudaki en iyi örnek David Yurman. Bizden çok aşağıdalar ama Neiman Marcus'la başlamışlar. Bu yolla yayıldılar. 2 yıl önce ilk mağazalarını açtılar. Ciroları 500 milyon dolar. Dolayısıyla Amerika'da hemen mağazalaşmak doğru bir seçenek değil. Biz enerjimizi reklam, pazarlama ve temsilcilerimizle ilişkilerimizi güçlendirmeye veriyoruz.
Onların size bakış açısı nasıl? 125 bin kişiye ulaşan The Book adlı yayınları var. Bir sayfa reklamın maliyeti 35 bin dolar. Bunlar reklamımızı ücretsiz yapıyor. Başka hiçbir markaya bunu yapmıyorlar. Mücevherdeki en büyük davetlerini de bizim için verdiler. En seçkin 350 kişiyi davet ettiler. Davetlilerin tamamı Amerikalı'ydı. Houston'dan başladık. Los Angeles, Miami ile devam edeceğiz.
Arap kralları müşterimiz
Müşterileriniz arasında kimler var? Ortadoğu'daki kraliyet ailelerinin büyük çoğunluğu müşterimiz. Suudi ve Bahreyn Kraliyet Aileleri ile dostluk seviyesine ulaşan ilişkimiz var. Türkiye'ye sık sık geliyorlar ve bize uğramadan gitmiyorlar. Bizi de kendi ülkelerine davet ediyorlar. Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri'nde özel dostluk kurduk. Orta Asya'da müzelerde sergilenen ürünlerimiz var. Buralar için saat, kalemlik ve kemer tokalar tasarladık. Avrupa'da da çalıştığımız bazı önemli aileler var. Ama isim veremiyoruz.
İsmini verebileceğiniz birileri yok mu? O kadar çok ki ama isim vermek doğru olmaz. 70'li yıllarda en iyi müşterilerimizden biri Grace Kelly idi.
Neiman Marcus 2012 geliri: 4.35 milyar $
2011 geliri: 4 milyar $
Faaliyet kârı : 403.6 milyon $
Net kâr: 140.1 milyon $
Çalışan sayısı: 15 bin 800
Toplam mağaza sayısı: 41
Kuruluş yılı: 1907
Dünya mücevher pazarı
Pazar büyüklüğü: 200 milyar $
Amerikan pazarı: 80 milyar $ (Yüzde 40)
Türkiye pazarı: 2 milyar $ (Yüzde 1)
Sabah
2013 İlkbahar - Yaz Sezonu Renk Trendleri- Tuba Edman
Tuba EDMAN-Turkishny:
New York, Londra ,Milano, Paris ve İstanbul Moda Haftaları derken zaten yaklaşık beş haftadır 2013 İlkbahar-Yaz rüzgarına kapıldık hep birlikte. Belki de, modanın en güzel taraflarından biride bu şekilde, “dinamik” oluşu. Henüz bir sezonu tamamlamadan diğer sezonun heyecanı kaplıyor içimizi, gelecek sezonun trendlerini öğrenmeye çalışırken birde bakmışız kışın yazı, yazın kışı yaşarken buluyoruz kendimizi ve başka başka mevsimleri ayni anda yaşıyoruz.
Aslında insanların günümüzde görünüşleri ile etkili olmak çabasından kaynaklanan bir durum, modaya olan bu büyük ilginin nedeni. Bu etkiyi sağlayabilmek için hepimiz az yada çok moda denen olgunun içinde yerimizi alma çabasındayız. Kimimiz sıkı sıkıya takip ederken, kimimiz kulak dolgunluğu yada göz aşinalığı ile yakalıyoruz moda trendlerini.
Aslında eminim ki, en sıkı takipçilerin bile biraz kafası karıştı bu beş haftalık uzun moda maratonunda, yüzlerce koleksiyon, binlerce model bir o kadar farklı tarza şahit olduk bu süreçte. Bunca model ve renk içinde önümüzdeki bahar hangileri öne çıkacak, vitrinleri neler süsleyecek ve en önemlisi bize yeni çizgisi ve renkleri ile nasıl bir hava ve aura kazandıracak?
Moda denince akla gelen ilk şey “ Renkler “. Bende bu gün sadece 2013 Bahar renklerinden bahsetmek istiyorum sizlere.
Renkler, olmasa her şey ne kadar ruhsuz ve tekdüze olurdu hayatta kim bilir. İnsanların yaşam tarzını ve kişiliğini ifade eden en önemli unsurlardan biri bence renk. Hüzün, mutluluk, sevgi, matem, sağlık, hastalık gibi daha burada yazamadığım yüzlerce duygunun ifadesidir renkler. Her şeyin var oluşu ve tarifi onlunla başlar. Mavisi, pembesi ile insanları, beyazı, siyahi ile ırkları, hatta iyiyi kötüyü, matıyla durgunluğu, parlağı ile enerjiyi ve sağlığı anlatır. Hayatın tüm olumsuzluklarına rağmen daima direncimizi ayakta tutma gücü verir bizlere. 2013 Bahar renkleri de bize bu konuda çok yardımcı olacağa benziyor. Diyebilirim ki, tam bir renk cümbüşü var önümüzde, cıvıl cıvıl, rengarenk capcanlı, göze çarpan, iddialı, harika, içimizi pozitif duygularla dolduracak, aralarındaki uyumu ile dengemizi sağlayacak bir bahar bizleri bekliyor.
Palette “Alacakaranlık Mavisi ”, “Yeşim Rengi ”, “Natürel Ten Renkleri ” gibi daha nötr renklere, “ Turuncu”, “Menekşe ”, “Sarı”, “Orman Yeşili ” “Zümrüt ” gibi varlığını güçlü bir şekilde ortaya koyan, egzotik, aydınlık, enerjik, huzurlu ama bir o kadar da eğlenceli ve ilgi çeken renklere. Ve en son olarak da “Kırmızı ” ve “Kobalt Mavi” gibi gücümüze güç katacak renklere yer verilmiş. Belirlenen 10 ana renk arasında 3 ton yeşil ve 2 ton mavinin bulunması önümüzdeki baharın, yeşil ve mavi gibi insana güven, huzur ve özgürlük duygusu veren iki güzel renk arasında paylaşılacağını, diğer renklerin ise onlara eşlik edeceğini gösteriyor.
SARI
Limon sarısı diyebilirim ki sezonun en favori rengi, hemen hemen her koleksiyonda tasarımcılar sarı renge yer vermişler. Uçuşan şifon, organze, tül, jarse gibi kumaşlarla eşleştiğinde ise çekiciliği çok daha artıyor sarı rengin.Aslında yazla beraber bronzlaşan tenlere en yakışan renk olsa da kullanımı her zaman ideali sarının. Ama bu sezon, capcanlı güneş sarısından, olgun limon sarısına, hatta hafif kremsi sarılara kadar her tonuna bol bol rastlayacağız yaz vitrinlerinde. Sizde yeniliklerden vazgeçmeyen moda tutkunlarındansanız sarının tonları arasından size en uygun renk aralığını seçerek, her yaşta sarı rengi üzerinizde taşıyabilirsiniz! Eğer cesaretiniz yoksa baştan aşağı sarı bir kıyafeti giyinmeye öyleyse minik bir fular, aksesuar yada sarı bir çanta ile beyaz bir kıyafetinizi kombinleyerek sizde bu canlı dinamik neşeli rengi bahar gardıroplarınıza sokabilirsiniz.
TURUNCU
Bu kış olduğu gibi, Bahar 2013 sezonununda en hit renklerinden biri turuncu. Şeftali rengi ağırlıkta olmak koşulu ile biraz portakal, biraz balkabağı yada krizantem darken turuncunun açıktan koyuya her tonunu her yerde göreceksiniz önümüzdeki bahar günlerinde. Elbiseler, ayakkabılar, kemerler, güneş gözlükleri her yerde turuncu çılgınlığı yaşanıyor sanki. Pozitif enerjinin rengi olan turuncu ile canlı, neşeli bir bahar bizi bekliyor. Açıkçası önümüzdeki baharda mutlaka almanız gerekenler arasında turuncu bir bikini, turuncu bir ayakkabı, oje ve aksesuar olmalı. Özellikle bronzlaştıktan sonra kime yakışmaz ki bu renk? Birde moda haftalarından hafızalarımızı tazeleyelim isterseniz; Burberry Prorsum’un turuncu renkli şeffaf pelerinini kim unutabilir ki, yada Gucci' nin muhteşem elbiselerini, beyaz gece elbiseleri ile kombinledigi o harika mercan kolyelerini, Carolina Herrera’nin turuncu dantel elbiselerini yada Erdem’in turuncu çiçeklilerini.
YEŞİL
Zümrüt yeşilinden, orman yeşiline, su yeşilinden lime yeşiline ve hatta geçtiğimiz sezon aksesuarlardan ojelere kadar her yerde karşımıza çıkan mintten, jade tonlarına kadar diyebilirim ki, her tonu ile 2013 baharında stilinize katacağı doğallıkla yemyeşil bir bahar bizi bekliyor. Doğanın ve doğallığın yansıması, huzurun ve güvenin rengi olan yeşil sezonun olmazsa olmazlarından. Çin kültürüne göre enerji kalkanı olarak kabul edilen yeşil, son derece hareketli, canlı ve dinamik, ayrıca her ten rengine kolaylıkla uyum sağlayan tamamlayıcı bir renk olma özelliği, kullanım alanını genişletiyor. Hangi tonda isterseniz, yeşil bir elbise ya da bir aksesuar edinin derim. Hemen hemen her markanın koleksiyonları arasında yer alan yeşili, 2013 Bahar koleksiyonlarında bulmakta zorlanmayacaksınız. Sarı-yeşil ile aktif, neşeli ve canlandırıcı bir etki yakalarken, ince bir gri tonu hissettiğimiz jade’de sesiz, dingin bir ruh halini,yeşilin en göz alıcı hali olan zümrüt yeşiliyle de çekiciliği keşfedebilirsiniz.
YEŞİM YEŞİLİ
Geçen sene başlayan mint yeşili fırtınası rotayı yeşim yeşiline çevirmiş gibi görünüyor ,jade diye isimlendirilen bu ton, baharda içimizi rahatlatan, ferahlatan etkisi ile yine tüm koleksiyonlarda yerini alacak. Zac Posen’in muhteşem gece elbiselerinden, Caroline Herrera’nin spor bluzlarına, Rebecca Minkoff’un ekoselerinden, en soft hali ile Donna Karan’in koleksiyonuna kadar her yerde. Sizde baharda modaya ayak uydurmak ve trendi yakalamak istiyorsanız gardırobunuzda bu tonda bir parçaya mutlaka yer açmalısınız.
ZÜMRÜT
Mücevher renkleri, 2013 baharında etkisini sürdürürken en popüler olan ve geçtiğimiz sezonda özellikle kırmızı halıda boy gösteren starların tercihi Emarald yani zümrüt yeşili. Baştan çıkartan bir taşın, en az kendisi kadar baştan çıkartıcı rengi olan zümrüt yeşili, yaşam ve baharın rengi olarak bilinir. Antik Roma döneminde aşk ve güzellik tanrıçası Venüs’ü temsil ettiğine inanılan zümrüt yeşili bence bahar renk paletinin starı, herkesi içine çeken derin yeşilinde ciltleri sakinleştirici, canlandırıcı ve büyüleyici bir etkisi var. Özellikle Vera Wang ,Burberry ve Zac Posen bu renkle harikalar yaratmışlar.
MAVİ
Önümüzdeki bahar, mavinin her tonu moda destekte, alacakaranlık mavisinin yani, dusk mavinin ayrı bir yeri var 2013 Baharında. Aslında hep içimizi bir hüznün kapladığı zamanlardan kopup gelen bir renk, yine de öylesine güzel yakalanmış ki ton, tıpkı akşamın dingin ama biraz yorgun ve gizemli hali gibi hepimizi cezbediyor. Ve en güzel tonunu Zac Posen’un koleksiyonunda gördüğüm dusk mavi, Giorgio Armani, Givenchy ve Donna Karen koleksiyonları ile Moda Haftalarından hafızalarımıza kazındı.
KOBALT MAVİ
Renklerin, bu kadar yoğun olduğu bahar sezonunda tıpkı yeşil gibi, mavi renginin yoğunluğu da dikkat çekici. Gökyüzünün tüm tonlarından, deniz dibine, bebe mavisinden kobalt mavisine, hatta laciverte kadar mavinin her tonuna rastlamak mümkün olacak bahar vitrinlerinde. Kobalt, Parlement, Safir yada Monaco mavisi diyelim, New York, Londra, Milano ve Paris'te Bahar 2013’un hemen hem her koleksiyonda karşılaştık bu muhteşem renkle. Özellikle Tadashi Shoji, Elie Saab ve Jason Wu’nun kobalt mavisi büyüleyici elbiseleri benim hala unutamadıklarımdan.
KIRMIZI
ihtişam, dişilik, seks, şehvet, ateş, iddia, kışkırtıcı ve çarpıca işte tüm bu duyguları aynı anda çağrıştıran tek renk; Kırmızı.
Kırmızı, 2013 Baharında da yine baskınlığını koruyacak ve her tonu, özellikle gelincik kırmızısı akılları baştan alacak. Bazen bir kadının en güçlü silahlarından biri bile olabilen bu renk, 2013 Baharında da geçmeyen modası ile sizlere bambaşka bir çekicilik katmak için vitrinlerde sizleri bekliyor olacak ve her sezon olduğu gibi kırmızı halıların ve gösterişli partilerin en çekici rengi olmaya devam edecek. Tamamı ile kımızı giymek cesaret ister, kendine güven gerektirir ve bu baştan çıkarıcı, kışkırtıcı renk sadece cesaretli kadınların tercihi olabilir diyorsanız ve o cesareti kendinizde bulamıyorsanız, o zaman size tavsiyem Dior’un kırmızı fularlarını kullanarak bu muhteşem renkle dişiliğinizin farkına varmanız, hadi biraz cesaret.
MOR
Mor, bütün eski öğretilerde ilham getiren, zenginliğin ve asaletin rengi olarak gösterilmiştir. Ayrıca insana büyük bir ruhsal enerji verdiği düşünülür. Eğer bu olumlu enerjileri almak istiyorsanız 2013 Bahar sezonunun ışıldayan renkleri arasında bulunan mor ve morun her tonuna dolaplarınızda yer açın derim. Açık tenliyseniz; koyu tonlarda mor, esmer tenliyseniz; açık tonlarda mor tercih edebilirsiniz. Özellikle baharın en moda tonları olan Afrika menekşesi ve leylak renginin yeşil, sari, gri ve kahvelerle kullanımından doğan denge sayesinde muhtemelen baharın gelişi ile hissedeceğiniz yorgunluğu da, içinize dolan mutluluk hissiyle kolayca yenebilirsiniz.
NATUREL RENKLER
Bunca parlak, gösterişli rengin yanında nüde ve keten gibi natürel tonlara da bahar koleksiyonunda büyük yer verilmiş. Rengin en büyük özelliği havadar, hafif ve ışıltılı görüntüsü, ayrıca son derece kadınsı, yumuşak, zarif ve enerjik. Bence Renk paletinin en kullanışlı rengi natürel renkler. Çünkü her şeyle kombinlenebilirler ve hiç bir zaman ucuz görünmezler. Özellikle keten ve nude renklerinin oldukça baştan çıkarıcı ve hatta kadını Elegant gösteren bir yanı var. Bu renklerle soluk görünmek gibi bir kaygınız varsa Valentino ve Marc Jacobs’un 2013 Bahar koleksiyonlarına ve Elie Saab’in muhteşem gece elbiselerine yenide göz atmanızı tavsiye edebilirim. Bir renk ancak bu kadar seksi bu kadar etkileyici ve büyüleyici görünebilir.
PEMBE
Renk paletinde görünmese de pembe önümüzdeki sezon tüm tasarımcıların koleksiyonlarında fazlası ile yerini almış diğer bir renk. Oscar de la Renta’nin canlı şeker pembelerinden, Gucci’nin en yüksek oktavlı açelya pembelerine, Christopher Kane’in sorbet pembelerinden, Dsquared2’ nin seksi pembelerine kadar her tonunu bulmak mümkün olacak bahar koleksiyonlarında. Baharın gelişiyle tüm kadınlar birer Victoria's Secret meleğine dönüşebilir.
SIYAH BEYAZ
Bu sezon çizgilerin hüküm sürdüğü koleksiyonlarda siyah ve beyazın uyumu adeta büyüleyici. İster grafik desenleri ile, ister çiçekli baskılı yada ince kalın çizgileri ile siyah beyaz gardıroplarınızda ki baş köşeyi hiçbir renge kaptırmamak niyetinde. Yıl boyunca ister ofiste ister en özel partilerde şık olmak isteyen kadınların tercihi yine hiç şüphesiz ki siyah beyaz olacak.
Aslında Sonbahar-Kış trendlerine dolaplarımızda yeni yeni yer açarken, modanın hızına kendimizi kaptırıp 2013 Bahar-Yaz renklerini birlikte yeniden gözden geçirdik bile, şimdi sıra bu renklerle oluşturulan yeni koleksiyonların öne çıkanlarını derlemeye geldi...
2013 Bahar trendleri ile tekrar görüşebilmek dileğiyle…
Tuba Edman / T&E Trend Tracker
Top Ad 728x90
Video
Visitors
Bu Blogda Ara
Vertical2
Pırlanta Hakkında Herşey
Pages - Menu
Popüler Yayınlar
-
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Titanik Filminde adı geçen “Okyanus’un Kalbi: Mavi Elmas” II Abdülhamit hana aitti. Yıllarca sa...
-
Türk mücevherciler taş için ne diyor? SABAH- METE BOYBEYİ (Boybeyi Mücevherleri Yön. Kur. Bşk.) KALİTELİSİ NADİRDİR Siyah pırlant...
-
Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantaya eşdeğermidir? 1. Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantayı temsil mi eder? Ce...
-
En Saf Altin Nedir ? Ayar ve Milyem Hesabi AYAR VE MİLYEM Ayar ve Milyem Hesapları Kuyumculukta kıymetli metaller saf hâlde ...