Bu Blogda Ara

21 Haziran 2013 Cuma

Dunyanin en pahali mucevherleri

Chopard
Mavi elmas yüzük Doğal renkli değerli taşların en nadidesi mavi elmasın beyaz altınla birleştiği bu yüzük 18 karat ve 1626 milyon dolar değerinde…

2 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Garrard
Yakut gerdanlık 14 milyon dolar 155 karatlık pırlanta gerdanlık üzerine yerleştirilen bu 4063 karat kalp şeklinde yakut İngiliz mücevher firmasının koleksiyonun en pahalı parçası Gerdanlık istenildiğinde taca da dönüştürülebiliyor
3 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Neil Lane
Pırlanta gerdanlık 4 milyon dolar Los Angeles kökenli bir marka olan Neil Lane, mücevherlerini genellikle Oscar töreninde boy gösteren yıldızlarının üstünde sergiliyor Bu gerdanlık ise üstünde taşıdığı 140 karatlık pırlanta ile koleksiyonun en pahalı parçalarından…
4 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri DeBeers
Marie Antoinette gerdanlık 37 milyon dolar Fransız kraliçesinin adıyla anılan bu gerdanlık 805 karat beyaz pırlanta, iki adet sarı renkte 706 ve 524 karat oval elmas ve 184 karatlık pembe elmasın birleşimiyle göz kamaştırıyor Gerdanlığın üstünde toplam 1811 karatlık pırlanta bulunuyor
5 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri H Stern
Venus gerdanlık 317 milyon dolar Bu sade fakat asil görünümlü altın gerdanlık ise üzerinde taşıdığı 110 kıratlık elmas taşlarla göz dolduruyor
6 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Chopard
Zümrüt yüzük 214 milyon dolar Lüks saat ve mücevher üreten Chopard’ın koleksiyonunda bir çok pahalı parça bulunmakta fakat elmas, zümrüt ve platini birleştiren bu yüzük, koleksiyonun en öne çıkan parçaları arasında
7 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Tiffany
Novo sarı elmas yüzük 135 milyon dolar Tiffany’nin platin ve sarı altın üstünde bulunan 2527 karatlık elmas taştan oluşan bu yüzük tüm kadınların kalbini kolayca çalabilir
8 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Van Cleef and Arpels
Fermuar gerdanlık 12 milyon dolar Beyaz altın ve 50 karatlık pırlantanın birlikte kullanıldığı tasarım sonucunda fermuarı andıran bir gerdanlık ortaya çıkmış Gerdanlığı dilerseniz bilezik olarak da kullanabiliyorsunuz
9 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Oscar Heyman
Safir yüzük 1 milyon dolar Yaratıcı tasarımlarıyla bilinen New York’un ünlü mücevher markası Oscar Heyman’ın 50 karatlık safir ve elması birleştirdiği yüzük sıra dışı görünümüyle dikkat çekiyor
10 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Bulgari

Elisia safir ve pırlanta gerdanlık 325 bin dolar Elisia’nın yeni koleksiyonunun parçası olan gerdanlığın oval zincirinin üzeri 24 karatlık pırlanta ve mavi safir taşlarla süslü Gerdanlığın son parçası ise yine bu değerli taşlarla süslü bir gözyaşı şeklinde…

20 Haziran 2013 Perşembe

Enayi Altini Nedir? Nami diger Pirit Tasi






Diğer İsimleri : Pirit Taşı, Enayi Altını 
Sertliği : 6 - 6,50
Özgül Ağırlığı : 4,95 - 5,10
Kimyasal Formülü : FeS
Uyumlu Olduğu Unsur : Ateş
Uyumlu Olduğu Şakra : Kök, alt karın, güneş.
Rengi : Altın, gümüş karışımı
Sembolü Olduğu Hususlar : Bereket
Çıkarıldığı Başlıca Ülkeler : İtalya
Pirit Taşı Resimleri:
Pirit Taşı 9 10 176

Yapısal ÖzellikleriKristalleri genelde küp biçimindedir ve düzgün kesilmiş gibi görünürler. Üzerinde altın rengi benekler oluşmuş çok güzel ve değişik görünümlü bir taştır. Sülfür minerallerinin içinde en bol ve yaygın olanıdır.

İletken olma özelliğinden dolayı kan, safra ve ifrazlar gibi vücut sıvılarının dolaşımını etkileyerek yönlendirir. Böylece bir çok organ ve dokular üzerinde etkisini gösterir.Pirit Taşı FaydalarıPirit Taşı bereketi simgeler. En yaygın kullanım şekli; genellikle evlerde giriş kapısının sol tarafında bir kase su içerisinde tutulur. Bu şekilde kullanılınca evin bereketin arttığına ve para getireceğine inanılır. Pirit taşının bilinen diğer faydaları;
  • Hazımsızlık çekenler için tavsiye edilecek bir taştır.
  • Kan dolaşımını dengeler.
  • Beyin fonksiyonunu arttırıcı güce sahiptir.
  • Kişinin dünyaya daha pozitif bakmasını sağlar.
  • İdare gücünü yükseltir.
  • Çevrenizde ki kişilerle uyumlu çalışmanıza yardımcı olur.
  • Kişiye yaşam enerjisi verir. Kendinizi tükenmiş hissettiğiniz anlarda güçlü enerjisiyle size destek olacak ve canlılığınızı yeniden kazanmanızı sağlayacaktır.
Alıntı

18 Haziran 2013 Salı

Sahte Altin Nasil Anlasilir?


Aldığınız altın markalı ise mutlaka patenti vardır. Eğer markalı bir ürün almıyorsanız güvendiğiniz bir kuyumcudan almayı tercih edin. 
Sahte olup olmadığı konusunda şüpheleriniz varsa altını sert bir cisimle çizin. İçinden çıkan renk sarıysa altınınız gerçek, kahverengiyse altınınız sahtedir. 

Gerçek altının rengi daha koyudur.
22 ayarın sesi tok, sahte altının sesi tiz gelir. 
Altının ayarı nasıl anlaşılır?
Altını siyah mihenk taşına sürdüğünüzde, kalemle çizilmiş gibi izler oluşur. Bu çizgilerin üzerine özel hazırlanmış asitler sürülür. Altının çizgisinin silinmediği asit hangi ayara tekabuül ediyor ise altın o ayarın üstündedir. Yani her ayar için farklı kuvvette asit vardır.
Altınınızı nasıl saklamalısınız? 
Altının tozla ve nemle temas etmemesi önemli. Hava nem ve toz biraraya geldiğinde altın oksitlenir ve takıların üzerindeki kir oluşmasına neden olur. 24 ayar altında bu olmaz. 

Mücevher kutuları ve çantaları altın müceverleri muhafaza etmek / taşımak idealdir. Havadaki tozu içine almayacak şekilde herhangi bir örtünün içinde de saklayabilirsiniz ama kullandığınız örtünün tüysüz olmasına dikkat edin. 
Altın sizin için bir yatırım aracı ise kasalar en güvenli yerdir.


KK

'Siyah elmas benimle dunyaya yayildi' Fawaz Gruosi - HT PAZAR / IZZET CAPA

'Siyah elmas benimle dünyaya yayıldı'

Dünyanın en ünlü ve en güzel kadınları Fawaz Gruosi’nin tasarımı mücevherleri kullanıyor. Dünya basınına bile çok nadir röportaj veriyor. O da Vanity Fair, New York Times gibi yayınlara ve sadece 3-5 soruluk... İşte o Gruosi, hayatına dair her şeyi HT Pazar’a anlattı



Dünyanın en ünlü mücevher tasarımcılarından, Cannes Film Festivali'nin resmi sponsoru... Verdiği davetlerde Naomi Campbell'dan Heidi Klum'a, Anne Hathaway'den Goldie Hawn'a starlar boy gösteriyor. Ve gelmiş geçmiş en büyük siyah elmas onun soyadını taşıyor...

HT PAZAR / İZZET ÇAPA - ÖZEL RÖPORTAJ

Asil Nadir'e ne kadar benziyorsun.
Efendim, anlamadım, kim?
Meşhur bir Kıbrıslı Türk işadamının ikizi gibisin.
İngiltere'yle bir bağlantısı olabilir mi bu işadamının?
Olmaz mı, tanışıyor musunuz yoksa?
Tanışmıyoruz ama ilk benzetenin sen olmadığını söyleyebilirim.
E tabii Türk arkadaşların olduğunu biliyorum, benzetmeleri çok normal...
Keşke onlar benzetseydi, benzeten bir İngiliz polis oldu ve az kalsın başım belaya giriyordu.
Özel bir antipatisi mi varmış Nadir'e karşı?
Yok canım, adam görevini yapıyordu.
Kafam iyice karıştı... 
Birkaç sene önce Londra'da havaalanında gümrükten geçmek üzereydim. Memura pasaportumu uzattım. Adam bir türlü damgayı basmıyor.
Neymiş derdi?
O da bahsettiğin adama benzetmiş beni. Neydi adı; hah Nadir. Sen Kıbrıslı Türk deyince bağlantıyı kurdum. Polis memuru da öyle bir şey demişti. Sanırım bu beyefendinin süregelen bir davası varmış, İngiltere'den girip çıkmaması gerekiyormuş falan filan.
Pasaportundaki ismi görmüyor mu?
"Çok başarılı bir sahte pasaport yaptırmışsınız Mr. Nadir" dedi. Yaklaşık 3 saat tuttular. Sonunda avukatım geldi de güç bela geçtim gümrükten.
Jason Bourne filmlerine biraz fazla sarmış o arkadaş galiba...
Olabilir.
Cannes'da serinin yeni filminin prömiyeri olunca bir bilet gönder bari, ne de olsa o diyarlar senden soruluyor. 
O kadarını bilemem ama festivalin düzenli sponsorlarından biri olduğum doğru.

'CANNES'DAKİ İLK PARTİME SADECE MİLLA JOVOVİCH GELMİŞTİ'Nasıl başladı Cannes macerası?
13-14 yıl önce festival zamanları zevk için gitmeye başladım. Sonra küçük bir dükkân açıp starlara mücevherlerimi satmak istedim. Bir iki yıl da böyle geçti.
Peki Cannes ve Fawaz ne zamandan beri birlikte anılıyor? 
Daha sonra starları bir partide toplamayı düşündüm. Önce Eden Roc'da mütevazı bir davet verdim. Büyük yıldızları toplamak çok zordu o zaman. Ne beni ne firmamı tanıyan vardı. 50 kişilik küçük bir partiydi.
Madem biliyordun kimsenin seni tanımadığını hangi akla hizmet dünya starlarını toplamayı düşündün? 
Zaten sadece Milla Jovovich geldi, o da o zamanlar artist değil modeldi. Müşterilerimden de sadece 15 kişi vardı. Bugünse insanları nereye yerleştireceğimi bilemiyorum. Dünya starları, mankenler orada boy göstermek istiyor. Benim içinse sadece eğlence artık.
"Dünyanın en iyi partisi diyorlar ama ben bile nasıl olduğunu anlamış değilim" demişsin. Peki nasıl oluyor da oluyor? 
Gerçekten hiçbir fikrim yok. Genelde bu davetler reklam ve satış için verilir. Benim da ana amacım tabii ki bu, ama o gece ilk içen, ilk dansa kalkan ve hiç iş konuşmayan ben oluyorum.
Mücevherlerinden çok sen konuşuluyorsun anlaşılan. 
Öyle oldu. Bu durum başta çok eleştirildi. O zamana kadar rakip firmalar hep sakin akşam yemekleri düzenlemişti. Benimki çılgınlıktı aslında. Onlara göre kravatlı, jilet gibi giyinmiş, yemesine içmesine dikkat eden bir adam olmalıydım.
Doğru, rakiplerini senin kadar sosyal çevrelerde görmek pek mümkün değil.
Yaşamayı seviyorum. Hayatımda hiç tatil yapmadım. Yaşamım işten ve tatilden oluşan bir karışım zaten.
İşin zevk, zevkin de işin yani... 
Çalışırken de eğlenebilirsin. Tatil yapmıyorum ama insanların tatile gittiği her yerde ben varım. Dağlarda, deniz kenarlarında, büyük tatil merkezlerinde şubelerimiz var. Zaten arkadaşlarla müşteriler karışmış durumda. Anlayacağın bulanık bir yolda gidiyorum.

'KAPALIÇARŞI'DAKİLERİN ÇOĞU BENİMKİLERİN ÇAKMASI'Şu anda neden Türkiye'desin? 
Bu kadar laftan sonra biraz komik kaçacak ama 3 günlüğüne kafamı dinlemeye geldim. Dünyada eşi olmayan İstanbul Boğazı'na âşığım.
Sadece Boğaz mı? Peki ya kadınlar?
Hepsi muhteşem. Avrupa ve Doğu'nun harika bir karışımı. Ayrıca İstanbul'da kendimi turist gibi hissetmiyorum. İnsanlar çok pozitif.
Bu sempati yarı Lübnanlı yarı İtalyan olmandan kaynaklanabilir mi? 
Zaten Lübnan'ın ve İtalya'nın Türkiye'yle benzerlikleri tartışılmaz.
Arapça biliyor musun? 
La... Bütün bildiğim bu kadar.
Beyrut doğumlu Arapça bilmeyen adam yani... 
İlk lisanım Arapça'ydı, ikincisi Fransızca. Babam ben küçükken vefat edince İtalya'ya taşındık.
Neden İtalya?
Bak bu soru olmadı, annem İtalyan'dı. Nereye gitseydik?
Çizmeye gidince Arapça'yı unuttum diyorsun... 
Tek Arapça'yı değil Fransızca'yı da unuttum. Sadece İtalyanca konuşuyordum. Fransızca'yı yıllar sonra yeniden öğrenmek zorunda kaldım.
Yabancıları biliyoruz da Türk ünlüler de takıyor mu mücevherlerini? 
"Bilmiyorum" deyip geçeyim, yoksa arkasından isim soracaksın, o topa gelmem. Ama 2 ay önce geldiğimde Kapalıçarşı'yı gezerken baktım ki mücevher dükkânlarının birçoğu ürünlerimin çakmasını yapmış.
Ne mutlu sana, taklitler aslını yaşatırmış. 
Beni pek mutlu etmedi ama iyiysen kopyaların olacaktır.
Kafama takıldı, koskoca Fawaz niye plastik çakmak kullanıyor?
Çünkü çakmakları hep kaybediyorum. Sanırım bu çakmağı da bize servis yapan garsondan araklamış olmalıyım. Millet mücevherlerimi kopyalıyor ben de çakmak çalıyorum.



'Mücevherden başka hediye isteyen kadın olmadı'
Senin takılarından biri kime hediye olarak gitse mutlu olur herhalde. Peki Fawaz'ın aldığı en güzel hediye neydi? 

Bir Aston Martin Vanquish...
Oha... 
Efendim?
Türkçe "Ne güzel" dedim... Neyse, kimden gelmişti bu hediye? 
Dargın olduğum bir arkadaşımın barışma hediyesi. Bir kız yüzünden kavga etmiştik. Uzun süre konuşmadık. Sonra doğum günümde bu hediyeyi verip hatasını kabul etmiş oldu.
Ne şanslı adamsın! Bir sürü arkadaşımla kavga ettim, oyuncak araba bile vermediler. Neyse şimdiye kadar senin verdiğin en güzel hediye neydi?
Aslında ben, karım ve kızlarım dışında kimseye hediye vermem.
Tanıdıklar için özel indirimler var mı? 
Bu indirim meselesi başa bela. Birine indirim yapsam herkes isteyecek. O yüzden gizli tutmakta fayda var.
Hayatına "Mücevher istemiyorum, bana başka şeyler hediye et" diyen bir kadın girdi mi hiç? 
Asla. Böyle bir şey olabilir mi?
İş hayatındaki çoğu başarılı insan, özel hayatlarında aynı başarıyı yakalayamaz. Sen başarılı mısın bu konuda? 
Benim hayatım açık bir kitap gibidir. İş hayatım ve arkadaşlarımın bir karışımı. Aslına bakarsan pek özel hayatım da yok.
Meşhur partilerine Türkiye'den katılan var mı? 
Birkaç dostum var. İsimleri bana kalsın.
Bu konuda eğitimin olmamasına rağmen pazarlama işini çok iyi biliyorsun. Gençlere okulu bırakıp hayata atılmayı önerir misin? 
Kesinlikle hayır. Okulu bıraktığımda 18 yaşında bile değildim. Ama ilk çocuğum doğmuştu, çalışmaya mecburdum. Annem çıldırmıştı.
E haksız değil, çocuk yaşta çocuk sahibi olmuşsun. 
O zaman 21 yaşına gelmeden reşit sayılmıyordun. Annemden zorla bir feragatname aldım, Floransa'da mücevher dükkânında satış elemanı olarak işe başladım.
Satış elemanlığından mücevher imparatorluğuna geçiş nasıl oldu?
O firmanın Londra şubesine gönderildim, birkaç sene sonra da müdür oldum orada. Ardından Harry Winston mücevherlerinin Suudi Arabistan sorumluluğunu aldım. Harry Winston, dönemin bir numarasıydı. Sonra da Bvlgari ile çalışmaya başladım.

'BVLGARI BANA ÖZEL BİR POZİSYON YARATTI' 
Peki neden senin peşinden koşuyordu bu dev firmalar? Ne özelliğin vardı? 

Doğrusu ben de bilmiyorum. Gianni Bvlgari'nin başkan olduğu dönemdi. Beni işe aldıkları gün onunla akşam yemeğine gittim. "Seninle ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yok" dedi.
İşe aldığı gün güle güle demeye mi kalkıyor? 
Olur mu? Benim için şirkette var olmayan bir pozisyon yarattı. Dükkânların dışında satış yapacaktım. O zamanlar Bvlgari'nin sadece 8 dükkânı var.
Kapı kapı dolaşıp ansiklopedi gibi mücevher mi sattın? 
Hayır, dünyayı gezip en iyi otellerin suitlerinde markanın VIP satışlarını yapıyordum. Bu gezgin hayat inanılmaz bir deneyim sağladı. Sonra da tasarım yapmaya başladım.
Satış ve tasarım birbirinden çok ayrı işler değil mi? Nasıl başardın? 
Bir anda oluverdi. Her zaman güzeli seçebilen estetik bir gözüm vardır. Satışlar hızla artınca özel sipariş üzerine çalışmaya başladım. Avokado şeklinde bir takı bile ısmarlamışlardı.



'Siyah Elmas' benimle dünyaya yayıldı
Gün geldi, kara elmas devrimini başlattın. O nasıl oldu peki? 
Bir gün elmaslar hakkında bir kitap okudum. Çok etkilendim o gece sabaha kadar "İnsanlar neden siyah elmas kullanmıyorlar" diye düşündüm.
Nedenmiş? 
İnan bilmiyorum. Biraz araştırma yaptım hiçbir mücevhercide yoktu, hatta bazıları varlığından bile habersizdi. Hikâyeyi biraz kısa keseyim yoksa ikimiz de uyuyacağız.
Yok, yok devam et, çok heyecanlı... 
Piyasada sürümü olmayan elmasları almak çok riskliydi. İlk 2 yıl durumum kötüden de kötüydü. İnsanlar dükkânın önünden geçip gidiyor, bazıları da "Bunlar kara elmas mı" diye sorup çıkıyordu.
Hiç alan olmadı mı? 
Birkaç tane oldu ama ayakta kalmamıza yetecek kadar değil. Diğer mücevherciler bana deli gözüyle bakmaya başladı. Çok bunalmıştım, depresyondaydım. Neredeyse her şeyden vazgeçecektim.
Neden vazgeçmedin? 
Aslında beni kurtaran rakiplerim oldu. Bir süre sonra onlar da kara elmas kullanmaya başladı. 1995'te bu elmaslar birden moda oldu. Ben de o zamanlar bu işi en iyi bilen, hatta kitabını yazmış adamdım. Dolayısıyla satışlarım birden tavan yaptı.
Kara elmas kaderini karartmadı anlaşılan. 
(Gülüyor...) Hayır. Ardından da başka yenilikler geldi. Çok parlak olmayan, görüntüleri hafif puslu, buzlu elmas denen taşları kullanmaya başladım. Yine önceleri insanların "Altın olduğu belli olmayan şeylere neden para verelim" dedikleri, karartılmış yani siyah altından koleksiyonlar yapıp rekor satışlar elde ettim.



sviçre saat sektöründe devrim yaptık'
Siyah şanslı rengin galiba... Sana "M
ücevherde Devrim Yapan Adam" diyebilir miyim?

İsviçre saatçilik sektöründe de devrim yaptık.
Pardon Mösyö Robespierre, onu nasıl başardınız?
Meccanico DG adlı, dünyadaki ilk tamamıyla mekanik dijital saati yaptık. Ondan önce de başarılı tasarımlara imza atmıştık. Aslında iyi bir saat tasarımcısı ya da ustası değilimdir ama harika bir ekiple çalışıyorum.
"Risk almama riskini, hayatta almam" diyenlerdensin galiba...
Yaptığımız iş şu an bile bana delice geliyor. Risk almayan birinin böyle işleri düşünmesini bırak, ardından bu kadar para harcayıp yatırım yapması çok zor.

'DÜNYADAKİ İLK MEKANİK-DİJİTAL SAATİMİ BİR TÜRK ALDI'
Saatlerinden vazgeçemeyen Türk müşterilerin var mı?

Aslına bakarsan demin bahsettiğim dünyadaki ilk mekanik dijital saati bir Türk beyfendi satın almıştı. Ama sana kim olduğunu asla söylemem.
Canım, doktor-hasta ilişkisi değil ki bu, söyle işte ismini.
Söyleyemem çünkü açıkçası kim olduğunu ben de bilmiyorum. Kendisi Cenevre dükkânını aradı ve saat hakkında sorular sordu, sonra da onun gönderdiği uçakla saati kendisine yolladık. Ödemeyi de paketi eline geçtikten sonra yaptı.
Hiç pazarlık yaptı mı?
Hayır yapmadı.
Türk olduğuna emin misin? Neyse dünyadaki ekonomik kriz işlerini etkiledi mi?
Etkilemez mi? 2007-2009 arasında neredeyse batıyordum.
Tabii insanlar lüksü bırakıp temel ihtiyaçlara yöneldi.
Evet ama krizin en yoğun zamanı atlatıldıktan sonra paranın el değiştirdiğine şahit oluyorsun. Mesela 14 yıldır Sardinya'da çalışıyoruz, artık alıştığımızın yarısı kadar insan geliyor oraya. Ama dünya çapındaki krize rağmen bu yıl en iyi sezonumuzdu.
Ekonomik çalkantılar fiyatları etkiledi mi?
Fiyattan ziyade talepler değişti. Bu yıl en iyi sezonumuzu yaşadık belki ama orta büyüklüğün üstünde bir pırlanta satılmadı Sardinya'da.
Astronomik rakamlar harcayanlar azaldı mı yani?
Yok, dünyanın farklı yerlerinde sürekli parası olan ve lüks için harcayan insanlar vardır. Bunlar sadece mücevhere değil, uçağa, arabaya, eve de büyük rakamlar yatırır.



'İnsanın yemek içmek gibi, lükse de ihtiyacı var'
Lüks yaşam tarzı neden bu kadar önemli? 
Bir düşün, hepimiz ne için çalışıyoruz? Diyelim sevgilin, karın ya da çocuğun var. Onları mutlu etmek için bir şeyler alırsın, güzel yerlerde yaşatmak istersin...
Sevgilim ona pırlanta almadan mutlu olmayacaksa, keseyim biletini gitsin. 
Aslında aşk varsa tabii ki bunlara gerek yok ya da olmamalı. Sonuçta hepsi hayal...
Hayal ama bunu hayal edemeyenler de var.
Ekonomik olarak bunlara ulaşamayacak insanlar çoğunlukta tabii ki. Ama onlar da taleplerinden ve hayallerinden vazgeçmiyor, bütün bir sene para biriktirip en lüks otele tatile gidiyorlar. Lükslerimiz için çalışıyoruz aslında. İnsanların yemeye içmeye ihtiyaçları olduğu kadar lükse de ihtiyaçlarının olduğunu düşünüyorum.



'Berlusconi müşterim mi değil mi bilmiyorum'
Özellikle İtalya'daki kriz seni ne ölçüde etkiledi?
Dedim ya 2008 bir felaketti ama sene sonunda durumu toparladık. 2009 ise Rusya'dan Brezilya'ya neredeyse herkesi öldürüyordu. Aynı işi yaptığımız birçok şirket şu anda ortada yok.
Berlusconi hatunlara senden mücevher alıyor muydu?
Bilmiyorum. (Gülüyor...) Olabilir. Hiçbir dükkânımıza geldiğini görmedim. Belki birini yolluyordur. Aslında dükkânlardaki malları kimin satın aldığını pek bilmiyoruz. Çoğu kişi adamını ya da sekreteini gönderiyor.
Doğru unuttum, doktor-hasta ilişkisi. Sonuçta bu işe hâlâ para harcayan insanlar var yani.
Harcıyorlar ama sadece gerçekten değerli şeylere. Bak altın piyasası bir anda yükseldi, fiyatlar sene içinde neredeyse ikiye katlandı.
Dolayısıyla senin fiyatlar da katlandı...
7000-8000 Euro civarından başlıyor fiyatlarımız. Altın bu kadar yükselince etkilenmemiz mümkün değil. Dolayısıyla 17-18 yaşında genç müşterim yok.
O kadar pahalı olmak zorunda mı peki bu ürünler?
Gerçek güzelliği ortaya çıkarmak ciddi anlamda masraflı bir işlem. Hepsi el işçiliği. En ufak parça için bile ortalama 2 aylık bir işlem gerekiyor. Bazen tek bir yüzüğün yapımı 1 yılı aşar. Altın ve taşları bir yana bırakırsak, asıl işçilik fiyatları bu noktaya getiriyor.
Peki müşteriler doymuyor mu bir süre sonra? Gömlek değil ya bunlar her sene yenisini alsın.
Hayır. Ben uzun yıllardır sadece türünün tek örneği parçalardan oluşan koleksiyonlar hazırlıyorum. Ve kendimi asla tekrarlamıyorum. Her yıl 7-8 butik koleksiyon piyasaya sürerim. Ve Cenevre'deki mağazamdaki bir parçayı New York'takinde göremezsin.
Ama bazen görüyorum senin o meşhur yüzüklerinden birkaç kişide.
En popüler koleksiyonlarımdan biri olan Collegira'dan bahsediyorsun. Dünya çapında 1000 adet yüzük satıyoruz o koleksiyondan. Ama toplam 12 farklı renk skalamız var.



'Ronaldo'nun sevgilisi Irina'yı ondan daha önce tanıyordum'
En çok hangi ünlünüüzerinde mücevherlerini görmek istersin? 
Zevki olan insanların üzerinde göreyim yeter...
Cevapların o kadar politik ki bu işten sıkılırsan siyasete atılabilirsin. Tasarım yaparken nedir sana ilham veren?
Herkes tasarımlarım için bir kadından ilham alıp almadığımı soruyor. Ben sevdiğim, âşık olduğum her şeyden ilhamımı alıyorum ve sonunda bir kadın karakteri için yaratıyorum. Çünkü müşterilerim karakter sahibi, herkes gibi görünmek istemeyen kadınlar.
Pek çok kadınla paparazzilere "yakalandın" gerçekten hepsiyle ilişkin oldu mu?
Yüzde 90'ı yalandı. Birlikte görüp yakıştırıyorlar.
Ronaldo'nun sevgilisi Irina Shayk, 60'ıncı doğum günü partine katılmış. 
Arkadaşım olan pek çok model var zaten. Irina'yla Ronaldo ile beraber olmadan yıllar önce New York'ta tanıştık. Yeni sezonda da markamın yüzü olması için anlaştık.
Ronaldo'yu tanıyor musun?
Hayır sadece bir gün yolda karşılaştık.


'Rıfat Özbek'i çok beğenirim'

Beğendiğin Türk tasarımcılar var mı? 
Rıfat Özbek hem arkadaşımdır hem de yaptıklarını çok beğenirim.
Birçok insan erken çocuk sahibi oluyor, maddi sıkıntılarla hayata başlıyor ama hepsi senin geldiğin yere gelemiyor. Fawaz'ın başarısının sırrı ne?
Yüzde 40'ı şans, yüzde 30'u risk alan biri olmam. Kalanı da köpek gibi çalışmak.
Zaten birisi çalışma tempondan dolayı senin için "manyak" tabirini kullanmış.
Belki de çok fazla çalışıp hiç yorulmamamdandır. Ofiste 16 saate yakın çalışıyorum. Ama artık yorulmaya başladım. Bazıları bunu yenmek için uyuşturucuya başvursa da benim ilacım tutkum.
Hayatındaki en önemli şey bu tutku mu?
Hayır, en önemlisi kızlarım. Allegra and Violetta.


'Ayşegül Nadir'den hiç antika almadım'Özel zevkleri nedir Fawaz'ın? 
Köpekleri çok seviyorum. İyi şaraplar bana zevk verir. Aslında son zamanlarda şarabın yerini votka aldı ama evde dev bir mahzenim var hâlâ. Bir de antikaya çok meraklıyımdır.
Koleksiyonunda Türkiye'den ya da Osmanlı'dan parçalar var mı? 
Evet, bazı antika kilimler var...
Asil Nadir'i tanıyorsun peki ya eski eşi Ayşegül Tecimer'i yani Ayşegül Nadir'i? 
Evet, çok zevkli ve kalitelidir fakat kendisini uzun zamandır görmüyorum.
Ondan hiç antika aldın mı?
Hayır. Zaten onunla konuşmak çok zordur her zaman.
Ama o senden mücevher aldı herhalde.
(Gülüyor...) Hiç hatırlamıyorum.



'Suriye zaten ayrı bir trajedi'
Peki madem yarı L
übnanlı'sın, Arap Baharı hakkında ne düşünüyorsun?

Libya'da, Tunus'ta yaşananlar belki o ülkelerin halkları için gelecekte daha iyi olacak ama bana sorarsanız eskiden şu anki durumlarından daha mutlulardı.
Ya Mısır? 
Mısır'da ne olup bittiği kesinlikle bilinmiyor. Suriye zaten ayrı bir trajedi. Kesinlikle bir değişime ihtiyaçları var fakat bence çok erkendi. Çünkü bu ülkelerdeki insanların mentaliteleri buna hazır değil. Onları önce eğitmek gerekirdi.
Bir anda rejimler değişmez diyorsun. Evet, bugün çok fazla acı yaşanıyor buralarda. Beni asıl korkutan çilenin hâlâ bitmemiş olması. Lübnan'da yeniden başlayacakmış gibi görünüyor. Peki ya İran?
Soruları ben soruyorum Fawaz... Peki ya İran?
Halk kendi içinde karışmış durumda. İran'da insanlar hiç mutlu değil.
Bir dünya savaşı çıksa lüks merakı devam eder mi?
Mücevher konusunda soruyorsan devam eder. Şimdiye kadar savaşlarda hep daha da pahalılandı mücevherler. Her türlü krizde mücevherlerin fiyatı artıyor.
Zaten savaş var, bir de daha fazla para verip takı mı alacak insanlar?
Hayır ama öncesinde yatırım için alacaklar. Diyelim ülkeyi terk edeceksin, kaçacaksın; evini sırtına alıp gidemezsin ki. Ama mücevherler hep yanında olabilir. 2008-2009'daki krizde birçok insan para kaybetti. 10 milyonu varsa 1 milyonu kaldı, 5 milyonu varsa hiç kalmadı. Ama mücevhere yatırım yapanlar da böyle bir kayıp söz konusu değil.
Yani James Bond'un dediği gibi "Pırlantalar sonsuza kadar" ... Peki Fawaz, bitti işkence...

17 Haziran 2013 Pazartesi

Dunya Mucevherat Ticareti

DÜNYA TİCARETİ 

Dünya değerli mücevherat ticaret hacmi 2008 yılında 85,5 milyar dolar seviyesinde  gerçekleşmiştir. 2008 yılı dünya değerli mücevherat ithalatı 37,9 milyar dolar, dünya  değerli mücevherat ihracatı ise 47,6 milyar dolardır.
a­ İHRACAT
Tablo: Dünya Mücevherat İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı (000’ $)
İHRACATÇILAR
                         2004         2005              2006       2007          2008
DÜNYA  25,749,648 29,855,790 34,364,720 41,242,472 47,616,344
İTALYA  4,204,938 4,246,208 4,660,413 5,472,835 5,307,819 A.B.D. 2,571,022 3,160,893 4,196,672 4,106,956 5,064,660
İSVİÇRE  2,440,801 2,694,122 3,221,441 3,878,816 4,521,206 HİNDİSTAN 2,872,793 3,357,736 4,605,999 4,965,803 4,475,485
İNGİLTERE  1,702,293 2,336,704 3,109,567 3,648,165 3,930,959 Hong Kong (SARC)  2,192,329 2,640,035 3,009,196 3,564,293 3,859,782 B.A.E. 0 675,041 0 1,908,913 3,699,081 ÇHC 1,581,103 1,762,176 1,770,276 2,144,988 2,267,130 TAYLAND 811,381 1,176,127 1,155,062 1,318,544 1,964,035 FRANSA  753,606 939,983 1,207,931 1,542,365 1,762,487 TURKİYE  931,908 1,127,965 1,096,674 1,490,649 1,585,425 SİNGAPUR 518,765 523,415 564,898 829,588 1,567,804 MALEZYA  747,437 930,087 952,639 1,220,195 1,165,711 ALMANYA  652,909 659,736 691,673 780,964 884,389
JAPONYA  159,402 183,385 269,810 314,463 805,268 S. ARABİSTAN 263,298 65,773 146,897 230,433 468,507 MEKSİKA  402,876 367,464 470,943 475,237 364,049
LÜBNAN 73,274 74,455 84,776 304,436 DOMİNİK CUMHURİYETİ 232,233 248,661 264,416 294,934 299,273
İSPANYA  182,120 191,880 202,364 223,850 258,933 PAKİSTAN 24,368 13,860 18,429 108,527 231,210 KUVEYT  25,340 228,435 KANADA  197,421 191,007 226,216 240,542 213,976
İSRAİL 347,473 323,846 311,404 327,043 207,955© İGEME ­ İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi 7
VİETNAM  69,240 83,420 108,075 204,250 164,837 G. KORE  481,902 288,817 253,781 189,507 158,146 BAHREYN 1,735 5,348 2,270 6,007 132,108 ÜRDÜN 126,434 174,455 194,286 143,819 121,932
Kaynak: Trademap­ ITC Mücevher sektöründe dünyadaki en önemli pazarların özellikleri ise aşağıda belirtilmiştir.
Hindistan;
2008 yılında 211,1 tonluk  perakende yatırımları  ile  birlikte  toplam 712,6 tonluk  talebi  ile  Hindistan, dünyadaki en büyük altın mücevherat pazarı konumundadır. Geleneksel olarak  altın  22 karattır.  Altın  mücevher alımı,  festivaller ve  özellikle  düğün mevsiminde  gerçekleşmektedir.  Düğünlerde geline altın takı takılması  önem taşımaktadır.  Diwali
festivali  de yine en çok altın satın  alınan  dönemlerden  bir  tanesidir.  Talebin  yarısından
fazlası  kırsal alandan gelmektedir.  Talep gelenekseldir.  Gelir düzeyinden  ve  muson  yağmurları  döneminden etkilenmektedir.  Bu  bölgelerde tasarruf  anlamında  da altın mücevherat önem taşımaktadır.
Şehirlerde ise talep daha çok batı tarzının etkisindedir. Bu bölgelerde rekabet sadece diğer mücevherlerden  değil lüks  ürünlerden de etkilenmektedir.  Tanıtım pazarda önem
taşımaktadır.  Hindistan’da  kullanılan  altının  önemli kısmı  ithal edilirken,  ürünlerin  çoğu  ülkede üretilmektedir. Hintlilerin kendilerine has tasarımları bulunmaktadır ve son yıllarda
dünyadaki önemli ihracatçılardan bir haline gelmişlerdir.
ABD;
Dünyadaki ikinci en büyük  ithalatçı  konumundadır.  2008  yılı  talebi 267  tondur.  Ülkemiz
ihracatında ise uzun yıllar ilk sırada yer almakla birlikte, 2009 yılında ise ikinci sırada yer almıştır. Noel ve  sene sonu festivalleri  talep açısından en  önemli dönem iken, Sevgililer Günü ve Anneler Günü de yine satın alımlar açısından önemli sezonlardır. Altın 18, 14 ve  10 karat olarak  kullanılabilmektedir.  90’ların ortasından bu  yana  beyaz  altın pazarda
popülarite kazanmıştır.
Pazarın son dönemde yaşanan  ekonomik  krizden olumsuz  etkilendiği  düşünülmektedir.  Diğer taraftan yatırımları daha sağlam bir kaynağa bağlamak isteyenler açısından ise altın mücevherat  önemli bir araç haline gelmiştir. Bu  durumda pazarda yeni  fırsatlar oluşturmaktadır.  Ülkede üretim diğer bölgelerden gelen rekabet  nedeniyle olumsuz  etkilenmiştir. Talep İtalya, Hindistan ve  Türkiye  gibi  dünyadaki önemli üreticilerden  karşılanmaktadır.  Orta Doğu;  Orta  Doğu pazarlarında  altın  her zaman çekiciliğini korumaktadır.  Suudi Arabistan ve  Körfez  Bölgesi’nde  geleneksel olarak 21 karat  altın kullanılmaktadır.  Dubai, altın
ticaretinde önemli bir merkez haline gelmiştir. Dünyanın birçok yerinden alıcı Dubai’ye altın  mücevher satın almak için gelmektedir. Sektördeki firmalar açısından Dubai pazarında yer almak  oldukça  önemlidir. Dünyanın her yerine  bu pazar aracılığı  ile ulaşılabilmektedir.  Dubai’de  18–21–22  ve  24 karat ile  farklı  tasarıma  sahip  birçok  ürünü bir arada  görmek  mümkündür.  B.A.E. altın mücevherat ihracatımızda 2009 yılında ilk sırada yer almaktadır.

AB;© İGEME ­ İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi
AB ülkelerini toplu  halde  göz önüne aldığımızda bu pazarın ABD’den sonra dünyadaki
ikinci büyük altın mücevher pazarı olduğunu görürüz. AB ülkeleri arasında satın alımlar ve  alışkanlıklar açısından farklılıklar bulunmaktadır.  Ekonomik  büyüme, çalışan kadın  sayısındaki artış,  yapılan evliliklerin  sayısındaki artış,  modanın  etkisi ve  mücevher
tasarımlarında yaşanan  farklılaşma  gibi nedenlerden  dolayı  AB pazarı  olumlu  yönde
etkilenmiştir. Dünyada yaşanan durgunluk ve değerli metallerin fiyatlarında yaşanan artış  nedeniyle altının karat değerinden çok ürün tasarımı ve fiyatı daha önemli hale gelmiştir.  Önümüzdeki dönemde bu durumun devam etmesi ve tüketicilerin tasarım, moda, fiyat gibi  konulara satın alım kararlarında öncelik vermesi beklenebilir.


Darphane

Darphane

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra İstanbul’un Beyazıt Semtinde
Simkeşhane olarak adlandırılan yerde faaliyete başlamıştır. Daha sonra emniyet gerekçesiyle
saraya yakın olması düşünülmüş ve Padişah 3. Ahmet tarafından Sultanahmet’teki sarayın
bahçesine yeni darphane binaları yaptırılmıştır. Bu, 1723 yılından 1967 yılına kadar burada
faaliyetini sürdürmüş, 1967 yılından sonra Yıldız’da yeni yerine taşınmıştır. Darphane 1979
tarihinde Maliye Bakanlığı Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına bağlı kuruluş hâline
getirilmiştir.
Darphanenin görev, yetki ve yaptığı işlemler, 234 Sayılı Kanun Hükmündeki

Kararname ile belirtilmiştir. Buna göre darphanenin yaptığı işler şunlardır:

1. İlgili kanunlar gereği hazine müsteşarlığınca tedavüle çıkması kararlaştırılan
madenî efektif para ve madenî hatıra paraları basmak ve dağıtmak,
2. Tek yasal üretici olarak Cumhuriyet altınlarını basmak ve halktan talep olduğu
sürece bu işlemi devam ettirmek ( Cumhuriyet altınının 2006 yılı üretimi 62 ton, 17,3 milyon
adettir. ).
3. Resmî kuruluşlarca hatıra madalyonu olmayan ve belirli amaçlar için dağıtılan
madalyonların basımını yapmak,
4. Kıymetli maden ve taşlardan yapılan takı ve süs eşyalarının kontrollerini yapmak,
ticaretini düzenlemek amacıyla standartlar tespit etmek, ayar kontrollerini yapmak ve
damgalamak,
5. Resmî mühürleri imal etmek ve onlara ait sicilleri tutarak beratlarını tanzim etmek,
6. Hazinenin para ve madalyon arşivini oluşturmak,
7. Her çeşit damga ve harç pulları, değerli kâğıtların basımı ve dağıtımını sağlamaktır.

Ulkemiz altin mucevheratta Hindistan ve ABD ile birlikte...

ALTIN MÜCEVHERAT 


Ülkemiz  altın mücevheratta  Hindistan  ve ABD  ile birlikte  dünyanın  en  büyük beş pazarı  arasında yer alırken, üretimde de İtalya ile  yarışmaktadır. İtalya’nın  son dönemde üretim
miktarında dalgalanmalar yaşanırken Türkiye üretimini ve teknolojisini hızla geliştirmiştir. 
Türk  altın  mücevherat üretim geleneği çok eskilere  dayanmaktadır. Anadolu'da yaşamış  olan tüm uygarlıklar dini ve estetik amaçlı olmak üzere pek çok takı yaratmıştır. Anadolu'da
hüküm sürmüş  olan Hititler,  Urartular, Frigyalılar,  İyonyalılar, Lidyalılar,  Romalılar,  Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar, hepsi kendi takı stillerini geliştirmiştir. 
Pek  çok  değişik  mücevherat  tarzı  arasında,  en önemli mücevherat  stilini Anadolu'ya  getirenler Selçuklular olmuştur.  Türk  mücevherat  tekniği üzerindeki  etkileri, Orta  Asya  çıkışlı olan Türkmen mücevheratı ile kendini göstermektedir. 
Bu  mücevherat halen  Türkmen göçebe  kabileleri tarafından üretilmekte ve  kullanılmaktadır. Bu  takılar,  geleneksel aletlerle üretilmesine karşın, mükemmel işçilikleri  açısından modern  teknoloji ile boy ölçüşebilecek  niteliktedir. Gümüş  ve  altının  yanında, 
renkli taşlar ve sembolik anlamları olan cam objelerin de kullanıldığı bu mücevherat hala  Türkiye'de üretilmekte  ve  kullanılmaktadır.  Geçmişte  kullanılan üretim teknolojisi,  ham
madde ve  formlar günümüzde  de geçerliliğini korumaktadır.  Bu  mücevheratın taşıdığı sosyal, ekonomik ve kültürel mesajlar bugün için de geçerlidir.  Osmanlı İmparatorluğu'nun büyümesi ve refaha ulaşması ile birlikte takı sanatı İstanbul'da
önem kazanmıştır. Muhteşem Süleyman'ın saltanatı sırasında İstanbul dünyanın en önemli  mücevherat  merkezleri arasına girmiştir. Bu dönemde İstanbul'da mücevherat fuarlarının  düzenlendiği tarihi kaynaklarda belirtmektedir. 
Bugün Türk mücevherat sanayii modern tasarım ve teknolojilerle birleşmiş, zengin kültürel  bir mirası yansıtmaktadır.  

Deniz GÜREL (ÇAKIROĞLU)  2010
T.C.  Başbakanlık  Dış Ticaret Müsteşarlığı 
İhracatı Geliştirme Etüd Merk

Swarovski

Swarovski






Vizyoner bir mucit olan Daniel Swarovski, 1895 senesinde kristal mücevher taşlarını kesmek
ve parlatmak için daha yeni geliştirdiği makinesiyle birlikte Avusturya, Tyrol’daki Wattens
kasabasına taşınmıştır. Moda dünyasında devrim yaratan bu başlangıç noktasından sonra
Swarovski, moda, mücevher ve yakın zamanlarda da aydınlatma, mimari ve iç dekorasyon
alanlarında kullanılan hassas-kesim kristal üretiminde dünya lideri konumuna ulaşmıştır.
Bugün şirket hala beşinci nesil aile üyeleri tarafından yönetilmekte olup dünya çapında
yaklaşık 26,100 çalışana, 120’den fazla ülkede ofise ve 2011 yılındaki 2,22 milyar Euro ciroya
ulaşmıştır. Swarovski’nin iki temel faaliyet alanı vardır: Birincisi, endüstriye komponent
üretmek ve satmak, ikincisi de tasarım-temelli bitmiş ürünler yaratmaktır. Swarovski kristalleri,
uluslararası tasarımın vazgeçilmez bir bileşeni haline gelmiştir. Şirket, 1965 senesinden beri
gerçek ve imitasyon hassas-kesim yüksek kalitedeki ürünleriyle mücevher endüstrisine hizmet
etmektedir. Swarovski’nin şirketin özündeki yaratıcılığı sergileyen, kendi markalarıyla pazara
sunduğu, aksesuar, mücevher ve ev dekorasyon ürünleri, önemli tüm moda merkezindeki
2,200’den fazla perakende satış dükkanında satılmaktadır. Swarovski Crystal Society
(SCS)’nin ünlü kristal heykellerine meraklı koleksiyoncularının dünyadaki üye sayısı
300.000’e yaklaşmıştır. Wattens’teki multimedya kristal müzesi Swarovski Kristallwelten,
Swarovski’nin yenilik ve ilham dolu evreni şerefine 1995 senesinde açılmıştır.

21 Haziran 2013 Cuma

Dunyanin en pahali mucevherleri

Chopard
Mavi elmas yüzük Doğal renkli değerli taşların en nadidesi mavi elmasın beyaz altınla birleştiği bu yüzük 18 karat ve 1626 milyon dolar değerinde…

2 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Garrard
Yakut gerdanlık 14 milyon dolar 155 karatlık pırlanta gerdanlık üzerine yerleştirilen bu 4063 karat kalp şeklinde yakut İngiliz mücevher firmasının koleksiyonun en pahalı parçası Gerdanlık istenildiğinde taca da dönüştürülebiliyor
3 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Neil Lane
Pırlanta gerdanlık 4 milyon dolar Los Angeles kökenli bir marka olan Neil Lane, mücevherlerini genellikle Oscar töreninde boy gösteren yıldızlarının üstünde sergiliyor Bu gerdanlık ise üstünde taşıdığı 140 karatlık pırlanta ile koleksiyonun en pahalı parçalarından…
4 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri DeBeers
Marie Antoinette gerdanlık 37 milyon dolar Fransız kraliçesinin adıyla anılan bu gerdanlık 805 karat beyaz pırlanta, iki adet sarı renkte 706 ve 524 karat oval elmas ve 184 karatlık pembe elmasın birleşimiyle göz kamaştırıyor Gerdanlığın üstünde toplam 1811 karatlık pırlanta bulunuyor
5 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri H Stern
Venus gerdanlık 317 milyon dolar Bu sade fakat asil görünümlü altın gerdanlık ise üzerinde taşıdığı 110 kıratlık elmas taşlarla göz dolduruyor
6 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Chopard
Zümrüt yüzük 214 milyon dolar Lüks saat ve mücevher üreten Chopard’ın koleksiyonunda bir çok pahalı parça bulunmakta fakat elmas, zümrüt ve platini birleştiren bu yüzük, koleksiyonun en öne çıkan parçaları arasında
7 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Tiffany
Novo sarı elmas yüzük 135 milyon dolar Tiffany’nin platin ve sarı altın üstünde bulunan 2527 karatlık elmas taştan oluşan bu yüzük tüm kadınların kalbini kolayca çalabilir
8 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Van Cleef and Arpels
Fermuar gerdanlık 12 milyon dolar Beyaz altın ve 50 karatlık pırlantanın birlikte kullanıldığı tasarım sonucunda fermuarı andıran bir gerdanlık ortaya çıkmış Gerdanlığı dilerseniz bilezik olarak da kullanabiliyorsunuz
9 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Oscar Heyman
Safir yüzük 1 milyon dolar Yaratıcı tasarımlarıyla bilinen New York’un ünlü mücevher markası Oscar Heyman’ın 50 karatlık safir ve elması birleştirdiği yüzük sıra dışı görünümüyle dikkat çekiyor
10 Kadınların Beğendiği Dünyanın en pahalı mücevherleri Bulgari

Elisia safir ve pırlanta gerdanlık 325 bin dolar Elisia’nın yeni koleksiyonunun parçası olan gerdanlığın oval zincirinin üzeri 24 karatlık pırlanta ve mavi safir taşlarla süslü Gerdanlığın son parçası ise yine bu değerli taşlarla süslü bir gözyaşı şeklinde…

20 Haziran 2013 Perşembe

Enayi Altini Nedir? Nami diger Pirit Tasi






Diğer İsimleri : Pirit Taşı, Enayi Altını 
Sertliği : 6 - 6,50
Özgül Ağırlığı : 4,95 - 5,10
Kimyasal Formülü : FeS
Uyumlu Olduğu Unsur : Ateş
Uyumlu Olduğu Şakra : Kök, alt karın, güneş.
Rengi : Altın, gümüş karışımı
Sembolü Olduğu Hususlar : Bereket
Çıkarıldığı Başlıca Ülkeler : İtalya
Pirit Taşı Resimleri:
Pirit Taşı 9 10 176

Yapısal ÖzellikleriKristalleri genelde küp biçimindedir ve düzgün kesilmiş gibi görünürler. Üzerinde altın rengi benekler oluşmuş çok güzel ve değişik görünümlü bir taştır. Sülfür minerallerinin içinde en bol ve yaygın olanıdır.

İletken olma özelliğinden dolayı kan, safra ve ifrazlar gibi vücut sıvılarının dolaşımını etkileyerek yönlendirir. Böylece bir çok organ ve dokular üzerinde etkisini gösterir.Pirit Taşı FaydalarıPirit Taşı bereketi simgeler. En yaygın kullanım şekli; genellikle evlerde giriş kapısının sol tarafında bir kase su içerisinde tutulur. Bu şekilde kullanılınca evin bereketin arttığına ve para getireceğine inanılır. Pirit taşının bilinen diğer faydaları;
  • Hazımsızlık çekenler için tavsiye edilecek bir taştır.
  • Kan dolaşımını dengeler.
  • Beyin fonksiyonunu arttırıcı güce sahiptir.
  • Kişinin dünyaya daha pozitif bakmasını sağlar.
  • İdare gücünü yükseltir.
  • Çevrenizde ki kişilerle uyumlu çalışmanıza yardımcı olur.
  • Kişiye yaşam enerjisi verir. Kendinizi tükenmiş hissettiğiniz anlarda güçlü enerjisiyle size destek olacak ve canlılığınızı yeniden kazanmanızı sağlayacaktır.
Alıntı

18 Haziran 2013 Salı

Sahte Altin Nasil Anlasilir?


Aldığınız altın markalı ise mutlaka patenti vardır. Eğer markalı bir ürün almıyorsanız güvendiğiniz bir kuyumcudan almayı tercih edin. 
Sahte olup olmadığı konusunda şüpheleriniz varsa altını sert bir cisimle çizin. İçinden çıkan renk sarıysa altınınız gerçek, kahverengiyse altınınız sahtedir. 

Gerçek altının rengi daha koyudur.
22 ayarın sesi tok, sahte altının sesi tiz gelir. 
Altının ayarı nasıl anlaşılır?
Altını siyah mihenk taşına sürdüğünüzde, kalemle çizilmiş gibi izler oluşur. Bu çizgilerin üzerine özel hazırlanmış asitler sürülür. Altının çizgisinin silinmediği asit hangi ayara tekabuül ediyor ise altın o ayarın üstündedir. Yani her ayar için farklı kuvvette asit vardır.
Altınınızı nasıl saklamalısınız? 
Altının tozla ve nemle temas etmemesi önemli. Hava nem ve toz biraraya geldiğinde altın oksitlenir ve takıların üzerindeki kir oluşmasına neden olur. 24 ayar altında bu olmaz. 

Mücevher kutuları ve çantaları altın müceverleri muhafaza etmek / taşımak idealdir. Havadaki tozu içine almayacak şekilde herhangi bir örtünün içinde de saklayabilirsiniz ama kullandığınız örtünün tüysüz olmasına dikkat edin. 
Altın sizin için bir yatırım aracı ise kasalar en güvenli yerdir.


KK

'Siyah elmas benimle dunyaya yayildi' Fawaz Gruosi - HT PAZAR / IZZET CAPA

'Siyah elmas benimle dünyaya yayıldı'

Dünyanın en ünlü ve en güzel kadınları Fawaz Gruosi’nin tasarımı mücevherleri kullanıyor. Dünya basınına bile çok nadir röportaj veriyor. O da Vanity Fair, New York Times gibi yayınlara ve sadece 3-5 soruluk... İşte o Gruosi, hayatına dair her şeyi HT Pazar’a anlattı



Dünyanın en ünlü mücevher tasarımcılarından, Cannes Film Festivali'nin resmi sponsoru... Verdiği davetlerde Naomi Campbell'dan Heidi Klum'a, Anne Hathaway'den Goldie Hawn'a starlar boy gösteriyor. Ve gelmiş geçmiş en büyük siyah elmas onun soyadını taşıyor...

HT PAZAR / İZZET ÇAPA - ÖZEL RÖPORTAJ

Asil Nadir'e ne kadar benziyorsun.
Efendim, anlamadım, kim?
Meşhur bir Kıbrıslı Türk işadamının ikizi gibisin.
İngiltere'yle bir bağlantısı olabilir mi bu işadamının?
Olmaz mı, tanışıyor musunuz yoksa?
Tanışmıyoruz ama ilk benzetenin sen olmadığını söyleyebilirim.
E tabii Türk arkadaşların olduğunu biliyorum, benzetmeleri çok normal...
Keşke onlar benzetseydi, benzeten bir İngiliz polis oldu ve az kalsın başım belaya giriyordu.
Özel bir antipatisi mi varmış Nadir'e karşı?
Yok canım, adam görevini yapıyordu.
Kafam iyice karıştı... 
Birkaç sene önce Londra'da havaalanında gümrükten geçmek üzereydim. Memura pasaportumu uzattım. Adam bir türlü damgayı basmıyor.
Neymiş derdi?
O da bahsettiğin adama benzetmiş beni. Neydi adı; hah Nadir. Sen Kıbrıslı Türk deyince bağlantıyı kurdum. Polis memuru da öyle bir şey demişti. Sanırım bu beyefendinin süregelen bir davası varmış, İngiltere'den girip çıkmaması gerekiyormuş falan filan.
Pasaportundaki ismi görmüyor mu?
"Çok başarılı bir sahte pasaport yaptırmışsınız Mr. Nadir" dedi. Yaklaşık 3 saat tuttular. Sonunda avukatım geldi de güç bela geçtim gümrükten.
Jason Bourne filmlerine biraz fazla sarmış o arkadaş galiba...
Olabilir.
Cannes'da serinin yeni filminin prömiyeri olunca bir bilet gönder bari, ne de olsa o diyarlar senden soruluyor. 
O kadarını bilemem ama festivalin düzenli sponsorlarından biri olduğum doğru.

'CANNES'DAKİ İLK PARTİME SADECE MİLLA JOVOVİCH GELMİŞTİ'Nasıl başladı Cannes macerası?
13-14 yıl önce festival zamanları zevk için gitmeye başladım. Sonra küçük bir dükkân açıp starlara mücevherlerimi satmak istedim. Bir iki yıl da böyle geçti.
Peki Cannes ve Fawaz ne zamandan beri birlikte anılıyor? 
Daha sonra starları bir partide toplamayı düşündüm. Önce Eden Roc'da mütevazı bir davet verdim. Büyük yıldızları toplamak çok zordu o zaman. Ne beni ne firmamı tanıyan vardı. 50 kişilik küçük bir partiydi.
Madem biliyordun kimsenin seni tanımadığını hangi akla hizmet dünya starlarını toplamayı düşündün? 
Zaten sadece Milla Jovovich geldi, o da o zamanlar artist değil modeldi. Müşterilerimden de sadece 15 kişi vardı. Bugünse insanları nereye yerleştireceğimi bilemiyorum. Dünya starları, mankenler orada boy göstermek istiyor. Benim içinse sadece eğlence artık.
"Dünyanın en iyi partisi diyorlar ama ben bile nasıl olduğunu anlamış değilim" demişsin. Peki nasıl oluyor da oluyor? 
Gerçekten hiçbir fikrim yok. Genelde bu davetler reklam ve satış için verilir. Benim da ana amacım tabii ki bu, ama o gece ilk içen, ilk dansa kalkan ve hiç iş konuşmayan ben oluyorum.
Mücevherlerinden çok sen konuşuluyorsun anlaşılan. 
Öyle oldu. Bu durum başta çok eleştirildi. O zamana kadar rakip firmalar hep sakin akşam yemekleri düzenlemişti. Benimki çılgınlıktı aslında. Onlara göre kravatlı, jilet gibi giyinmiş, yemesine içmesine dikkat eden bir adam olmalıydım.
Doğru, rakiplerini senin kadar sosyal çevrelerde görmek pek mümkün değil.
Yaşamayı seviyorum. Hayatımda hiç tatil yapmadım. Yaşamım işten ve tatilden oluşan bir karışım zaten.
İşin zevk, zevkin de işin yani... 
Çalışırken de eğlenebilirsin. Tatil yapmıyorum ama insanların tatile gittiği her yerde ben varım. Dağlarda, deniz kenarlarında, büyük tatil merkezlerinde şubelerimiz var. Zaten arkadaşlarla müşteriler karışmış durumda. Anlayacağın bulanık bir yolda gidiyorum.

'KAPALIÇARŞI'DAKİLERİN ÇOĞU BENİMKİLERİN ÇAKMASI'Şu anda neden Türkiye'desin? 
Bu kadar laftan sonra biraz komik kaçacak ama 3 günlüğüne kafamı dinlemeye geldim. Dünyada eşi olmayan İstanbul Boğazı'na âşığım.
Sadece Boğaz mı? Peki ya kadınlar?
Hepsi muhteşem. Avrupa ve Doğu'nun harika bir karışımı. Ayrıca İstanbul'da kendimi turist gibi hissetmiyorum. İnsanlar çok pozitif.
Bu sempati yarı Lübnanlı yarı İtalyan olmandan kaynaklanabilir mi? 
Zaten Lübnan'ın ve İtalya'nın Türkiye'yle benzerlikleri tartışılmaz.
Arapça biliyor musun? 
La... Bütün bildiğim bu kadar.
Beyrut doğumlu Arapça bilmeyen adam yani... 
İlk lisanım Arapça'ydı, ikincisi Fransızca. Babam ben küçükken vefat edince İtalya'ya taşındık.
Neden İtalya?
Bak bu soru olmadı, annem İtalyan'dı. Nereye gitseydik?
Çizmeye gidince Arapça'yı unuttum diyorsun... 
Tek Arapça'yı değil Fransızca'yı da unuttum. Sadece İtalyanca konuşuyordum. Fransızca'yı yıllar sonra yeniden öğrenmek zorunda kaldım.
Yabancıları biliyoruz da Türk ünlüler de takıyor mu mücevherlerini? 
"Bilmiyorum" deyip geçeyim, yoksa arkasından isim soracaksın, o topa gelmem. Ama 2 ay önce geldiğimde Kapalıçarşı'yı gezerken baktım ki mücevher dükkânlarının birçoğu ürünlerimin çakmasını yapmış.
Ne mutlu sana, taklitler aslını yaşatırmış. 
Beni pek mutlu etmedi ama iyiysen kopyaların olacaktır.
Kafama takıldı, koskoca Fawaz niye plastik çakmak kullanıyor?
Çünkü çakmakları hep kaybediyorum. Sanırım bu çakmağı da bize servis yapan garsondan araklamış olmalıyım. Millet mücevherlerimi kopyalıyor ben de çakmak çalıyorum.



'Mücevherden başka hediye isteyen kadın olmadı'
Senin takılarından biri kime hediye olarak gitse mutlu olur herhalde. Peki Fawaz'ın aldığı en güzel hediye neydi? 

Bir Aston Martin Vanquish...
Oha... 
Efendim?
Türkçe "Ne güzel" dedim... Neyse, kimden gelmişti bu hediye? 
Dargın olduğum bir arkadaşımın barışma hediyesi. Bir kız yüzünden kavga etmiştik. Uzun süre konuşmadık. Sonra doğum günümde bu hediyeyi verip hatasını kabul etmiş oldu.
Ne şanslı adamsın! Bir sürü arkadaşımla kavga ettim, oyuncak araba bile vermediler. Neyse şimdiye kadar senin verdiğin en güzel hediye neydi?
Aslında ben, karım ve kızlarım dışında kimseye hediye vermem.
Tanıdıklar için özel indirimler var mı? 
Bu indirim meselesi başa bela. Birine indirim yapsam herkes isteyecek. O yüzden gizli tutmakta fayda var.
Hayatına "Mücevher istemiyorum, bana başka şeyler hediye et" diyen bir kadın girdi mi hiç? 
Asla. Böyle bir şey olabilir mi?
İş hayatındaki çoğu başarılı insan, özel hayatlarında aynı başarıyı yakalayamaz. Sen başarılı mısın bu konuda? 
Benim hayatım açık bir kitap gibidir. İş hayatım ve arkadaşlarımın bir karışımı. Aslına bakarsan pek özel hayatım da yok.
Meşhur partilerine Türkiye'den katılan var mı? 
Birkaç dostum var. İsimleri bana kalsın.
Bu konuda eğitimin olmamasına rağmen pazarlama işini çok iyi biliyorsun. Gençlere okulu bırakıp hayata atılmayı önerir misin? 
Kesinlikle hayır. Okulu bıraktığımda 18 yaşında bile değildim. Ama ilk çocuğum doğmuştu, çalışmaya mecburdum. Annem çıldırmıştı.
E haksız değil, çocuk yaşta çocuk sahibi olmuşsun. 
O zaman 21 yaşına gelmeden reşit sayılmıyordun. Annemden zorla bir feragatname aldım, Floransa'da mücevher dükkânında satış elemanı olarak işe başladım.
Satış elemanlığından mücevher imparatorluğuna geçiş nasıl oldu?
O firmanın Londra şubesine gönderildim, birkaç sene sonra da müdür oldum orada. Ardından Harry Winston mücevherlerinin Suudi Arabistan sorumluluğunu aldım. Harry Winston, dönemin bir numarasıydı. Sonra da Bvlgari ile çalışmaya başladım.

'BVLGARI BANA ÖZEL BİR POZİSYON YARATTI' 
Peki neden senin peşinden koşuyordu bu dev firmalar? Ne özelliğin vardı? 

Doğrusu ben de bilmiyorum. Gianni Bvlgari'nin başkan olduğu dönemdi. Beni işe aldıkları gün onunla akşam yemeğine gittim. "Seninle ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yok" dedi.
İşe aldığı gün güle güle demeye mi kalkıyor? 
Olur mu? Benim için şirkette var olmayan bir pozisyon yarattı. Dükkânların dışında satış yapacaktım. O zamanlar Bvlgari'nin sadece 8 dükkânı var.
Kapı kapı dolaşıp ansiklopedi gibi mücevher mi sattın? 
Hayır, dünyayı gezip en iyi otellerin suitlerinde markanın VIP satışlarını yapıyordum. Bu gezgin hayat inanılmaz bir deneyim sağladı. Sonra da tasarım yapmaya başladım.
Satış ve tasarım birbirinden çok ayrı işler değil mi? Nasıl başardın? 
Bir anda oluverdi. Her zaman güzeli seçebilen estetik bir gözüm vardır. Satışlar hızla artınca özel sipariş üzerine çalışmaya başladım. Avokado şeklinde bir takı bile ısmarlamışlardı.



'Siyah Elmas' benimle dünyaya yayıldı
Gün geldi, kara elmas devrimini başlattın. O nasıl oldu peki? 
Bir gün elmaslar hakkında bir kitap okudum. Çok etkilendim o gece sabaha kadar "İnsanlar neden siyah elmas kullanmıyorlar" diye düşündüm.
Nedenmiş? 
İnan bilmiyorum. Biraz araştırma yaptım hiçbir mücevhercide yoktu, hatta bazıları varlığından bile habersizdi. Hikâyeyi biraz kısa keseyim yoksa ikimiz de uyuyacağız.
Yok, yok devam et, çok heyecanlı... 
Piyasada sürümü olmayan elmasları almak çok riskliydi. İlk 2 yıl durumum kötüden de kötüydü. İnsanlar dükkânın önünden geçip gidiyor, bazıları da "Bunlar kara elmas mı" diye sorup çıkıyordu.
Hiç alan olmadı mı? 
Birkaç tane oldu ama ayakta kalmamıza yetecek kadar değil. Diğer mücevherciler bana deli gözüyle bakmaya başladı. Çok bunalmıştım, depresyondaydım. Neredeyse her şeyden vazgeçecektim.
Neden vazgeçmedin? 
Aslında beni kurtaran rakiplerim oldu. Bir süre sonra onlar da kara elmas kullanmaya başladı. 1995'te bu elmaslar birden moda oldu. Ben de o zamanlar bu işi en iyi bilen, hatta kitabını yazmış adamdım. Dolayısıyla satışlarım birden tavan yaptı.
Kara elmas kaderini karartmadı anlaşılan. 
(Gülüyor...) Hayır. Ardından da başka yenilikler geldi. Çok parlak olmayan, görüntüleri hafif puslu, buzlu elmas denen taşları kullanmaya başladım. Yine önceleri insanların "Altın olduğu belli olmayan şeylere neden para verelim" dedikleri, karartılmış yani siyah altından koleksiyonlar yapıp rekor satışlar elde ettim.



sviçre saat sektöründe devrim yaptık'
Siyah şanslı rengin galiba... Sana "M
ücevherde Devrim Yapan Adam" diyebilir miyim?

İsviçre saatçilik sektöründe de devrim yaptık.
Pardon Mösyö Robespierre, onu nasıl başardınız?
Meccanico DG adlı, dünyadaki ilk tamamıyla mekanik dijital saati yaptık. Ondan önce de başarılı tasarımlara imza atmıştık. Aslında iyi bir saat tasarımcısı ya da ustası değilimdir ama harika bir ekiple çalışıyorum.
"Risk almama riskini, hayatta almam" diyenlerdensin galiba...
Yaptığımız iş şu an bile bana delice geliyor. Risk almayan birinin böyle işleri düşünmesini bırak, ardından bu kadar para harcayıp yatırım yapması çok zor.

'DÜNYADAKİ İLK MEKANİK-DİJİTAL SAATİMİ BİR TÜRK ALDI'
Saatlerinden vazgeçemeyen Türk müşterilerin var mı?

Aslına bakarsan demin bahsettiğim dünyadaki ilk mekanik dijital saati bir Türk beyfendi satın almıştı. Ama sana kim olduğunu asla söylemem.
Canım, doktor-hasta ilişkisi değil ki bu, söyle işte ismini.
Söyleyemem çünkü açıkçası kim olduğunu ben de bilmiyorum. Kendisi Cenevre dükkânını aradı ve saat hakkında sorular sordu, sonra da onun gönderdiği uçakla saati kendisine yolladık. Ödemeyi de paketi eline geçtikten sonra yaptı.
Hiç pazarlık yaptı mı?
Hayır yapmadı.
Türk olduğuna emin misin? Neyse dünyadaki ekonomik kriz işlerini etkiledi mi?
Etkilemez mi? 2007-2009 arasında neredeyse batıyordum.
Tabii insanlar lüksü bırakıp temel ihtiyaçlara yöneldi.
Evet ama krizin en yoğun zamanı atlatıldıktan sonra paranın el değiştirdiğine şahit oluyorsun. Mesela 14 yıldır Sardinya'da çalışıyoruz, artık alıştığımızın yarısı kadar insan geliyor oraya. Ama dünya çapındaki krize rağmen bu yıl en iyi sezonumuzdu.
Ekonomik çalkantılar fiyatları etkiledi mi?
Fiyattan ziyade talepler değişti. Bu yıl en iyi sezonumuzu yaşadık belki ama orta büyüklüğün üstünde bir pırlanta satılmadı Sardinya'da.
Astronomik rakamlar harcayanlar azaldı mı yani?
Yok, dünyanın farklı yerlerinde sürekli parası olan ve lüks için harcayan insanlar vardır. Bunlar sadece mücevhere değil, uçağa, arabaya, eve de büyük rakamlar yatırır.



'İnsanın yemek içmek gibi, lükse de ihtiyacı var'
Lüks yaşam tarzı neden bu kadar önemli? 
Bir düşün, hepimiz ne için çalışıyoruz? Diyelim sevgilin, karın ya da çocuğun var. Onları mutlu etmek için bir şeyler alırsın, güzel yerlerde yaşatmak istersin...
Sevgilim ona pırlanta almadan mutlu olmayacaksa, keseyim biletini gitsin. 
Aslında aşk varsa tabii ki bunlara gerek yok ya da olmamalı. Sonuçta hepsi hayal...
Hayal ama bunu hayal edemeyenler de var.
Ekonomik olarak bunlara ulaşamayacak insanlar çoğunlukta tabii ki. Ama onlar da taleplerinden ve hayallerinden vazgeçmiyor, bütün bir sene para biriktirip en lüks otele tatile gidiyorlar. Lükslerimiz için çalışıyoruz aslında. İnsanların yemeye içmeye ihtiyaçları olduğu kadar lükse de ihtiyaçlarının olduğunu düşünüyorum.



'Berlusconi müşterim mi değil mi bilmiyorum'
Özellikle İtalya'daki kriz seni ne ölçüde etkiledi?
Dedim ya 2008 bir felaketti ama sene sonunda durumu toparladık. 2009 ise Rusya'dan Brezilya'ya neredeyse herkesi öldürüyordu. Aynı işi yaptığımız birçok şirket şu anda ortada yok.
Berlusconi hatunlara senden mücevher alıyor muydu?
Bilmiyorum. (Gülüyor...) Olabilir. Hiçbir dükkânımıza geldiğini görmedim. Belki birini yolluyordur. Aslında dükkânlardaki malları kimin satın aldığını pek bilmiyoruz. Çoğu kişi adamını ya da sekreteini gönderiyor.
Doğru unuttum, doktor-hasta ilişkisi. Sonuçta bu işe hâlâ para harcayan insanlar var yani.
Harcıyorlar ama sadece gerçekten değerli şeylere. Bak altın piyasası bir anda yükseldi, fiyatlar sene içinde neredeyse ikiye katlandı.
Dolayısıyla senin fiyatlar da katlandı...
7000-8000 Euro civarından başlıyor fiyatlarımız. Altın bu kadar yükselince etkilenmemiz mümkün değil. Dolayısıyla 17-18 yaşında genç müşterim yok.
O kadar pahalı olmak zorunda mı peki bu ürünler?
Gerçek güzelliği ortaya çıkarmak ciddi anlamda masraflı bir işlem. Hepsi el işçiliği. En ufak parça için bile ortalama 2 aylık bir işlem gerekiyor. Bazen tek bir yüzüğün yapımı 1 yılı aşar. Altın ve taşları bir yana bırakırsak, asıl işçilik fiyatları bu noktaya getiriyor.
Peki müşteriler doymuyor mu bir süre sonra? Gömlek değil ya bunlar her sene yenisini alsın.
Hayır. Ben uzun yıllardır sadece türünün tek örneği parçalardan oluşan koleksiyonlar hazırlıyorum. Ve kendimi asla tekrarlamıyorum. Her yıl 7-8 butik koleksiyon piyasaya sürerim. Ve Cenevre'deki mağazamdaki bir parçayı New York'takinde göremezsin.
Ama bazen görüyorum senin o meşhur yüzüklerinden birkaç kişide.
En popüler koleksiyonlarımdan biri olan Collegira'dan bahsediyorsun. Dünya çapında 1000 adet yüzük satıyoruz o koleksiyondan. Ama toplam 12 farklı renk skalamız var.



'Ronaldo'nun sevgilisi Irina'yı ondan daha önce tanıyordum'
En çok hangi ünlünüüzerinde mücevherlerini görmek istersin? 
Zevki olan insanların üzerinde göreyim yeter...
Cevapların o kadar politik ki bu işten sıkılırsan siyasete atılabilirsin. Tasarım yaparken nedir sana ilham veren?
Herkes tasarımlarım için bir kadından ilham alıp almadığımı soruyor. Ben sevdiğim, âşık olduğum her şeyden ilhamımı alıyorum ve sonunda bir kadın karakteri için yaratıyorum. Çünkü müşterilerim karakter sahibi, herkes gibi görünmek istemeyen kadınlar.
Pek çok kadınla paparazzilere "yakalandın" gerçekten hepsiyle ilişkin oldu mu?
Yüzde 90'ı yalandı. Birlikte görüp yakıştırıyorlar.
Ronaldo'nun sevgilisi Irina Shayk, 60'ıncı doğum günü partine katılmış. 
Arkadaşım olan pek çok model var zaten. Irina'yla Ronaldo ile beraber olmadan yıllar önce New York'ta tanıştık. Yeni sezonda da markamın yüzü olması için anlaştık.
Ronaldo'yu tanıyor musun?
Hayır sadece bir gün yolda karşılaştık.


'Rıfat Özbek'i çok beğenirim'

Beğendiğin Türk tasarımcılar var mı? 
Rıfat Özbek hem arkadaşımdır hem de yaptıklarını çok beğenirim.
Birçok insan erken çocuk sahibi oluyor, maddi sıkıntılarla hayata başlıyor ama hepsi senin geldiğin yere gelemiyor. Fawaz'ın başarısının sırrı ne?
Yüzde 40'ı şans, yüzde 30'u risk alan biri olmam. Kalanı da köpek gibi çalışmak.
Zaten birisi çalışma tempondan dolayı senin için "manyak" tabirini kullanmış.
Belki de çok fazla çalışıp hiç yorulmamamdandır. Ofiste 16 saate yakın çalışıyorum. Ama artık yorulmaya başladım. Bazıları bunu yenmek için uyuşturucuya başvursa da benim ilacım tutkum.
Hayatındaki en önemli şey bu tutku mu?
Hayır, en önemlisi kızlarım. Allegra and Violetta.


'Ayşegül Nadir'den hiç antika almadım'Özel zevkleri nedir Fawaz'ın? 
Köpekleri çok seviyorum. İyi şaraplar bana zevk verir. Aslında son zamanlarda şarabın yerini votka aldı ama evde dev bir mahzenim var hâlâ. Bir de antikaya çok meraklıyımdır.
Koleksiyonunda Türkiye'den ya da Osmanlı'dan parçalar var mı? 
Evet, bazı antika kilimler var...
Asil Nadir'i tanıyorsun peki ya eski eşi Ayşegül Tecimer'i yani Ayşegül Nadir'i? 
Evet, çok zevkli ve kalitelidir fakat kendisini uzun zamandır görmüyorum.
Ondan hiç antika aldın mı?
Hayır. Zaten onunla konuşmak çok zordur her zaman.
Ama o senden mücevher aldı herhalde.
(Gülüyor...) Hiç hatırlamıyorum.



'Suriye zaten ayrı bir trajedi'
Peki madem yarı L
übnanlı'sın, Arap Baharı hakkında ne düşünüyorsun?

Libya'da, Tunus'ta yaşananlar belki o ülkelerin halkları için gelecekte daha iyi olacak ama bana sorarsanız eskiden şu anki durumlarından daha mutlulardı.
Ya Mısır? 
Mısır'da ne olup bittiği kesinlikle bilinmiyor. Suriye zaten ayrı bir trajedi. Kesinlikle bir değişime ihtiyaçları var fakat bence çok erkendi. Çünkü bu ülkelerdeki insanların mentaliteleri buna hazır değil. Onları önce eğitmek gerekirdi.
Bir anda rejimler değişmez diyorsun. Evet, bugün çok fazla acı yaşanıyor buralarda. Beni asıl korkutan çilenin hâlâ bitmemiş olması. Lübnan'da yeniden başlayacakmış gibi görünüyor. Peki ya İran?
Soruları ben soruyorum Fawaz... Peki ya İran?
Halk kendi içinde karışmış durumda. İran'da insanlar hiç mutlu değil.
Bir dünya savaşı çıksa lüks merakı devam eder mi?
Mücevher konusunda soruyorsan devam eder. Şimdiye kadar savaşlarda hep daha da pahalılandı mücevherler. Her türlü krizde mücevherlerin fiyatı artıyor.
Zaten savaş var, bir de daha fazla para verip takı mı alacak insanlar?
Hayır ama öncesinde yatırım için alacaklar. Diyelim ülkeyi terk edeceksin, kaçacaksın; evini sırtına alıp gidemezsin ki. Ama mücevherler hep yanında olabilir. 2008-2009'daki krizde birçok insan para kaybetti. 10 milyonu varsa 1 milyonu kaldı, 5 milyonu varsa hiç kalmadı. Ama mücevhere yatırım yapanlar da böyle bir kayıp söz konusu değil.
Yani James Bond'un dediği gibi "Pırlantalar sonsuza kadar" ... Peki Fawaz, bitti işkence...

17 Haziran 2013 Pazartesi

Dunya Mucevherat Ticareti

DÜNYA TİCARETİ 

Dünya değerli mücevherat ticaret hacmi 2008 yılında 85,5 milyar dolar seviyesinde  gerçekleşmiştir. 2008 yılı dünya değerli mücevherat ithalatı 37,9 milyar dolar, dünya  değerli mücevherat ihracatı ise 47,6 milyar dolardır.
a­ İHRACAT
Tablo: Dünya Mücevherat İhracatının Ülkelere Göre Dağılımı (000’ $)
İHRACATÇILAR
                         2004         2005              2006       2007          2008
DÜNYA  25,749,648 29,855,790 34,364,720 41,242,472 47,616,344
İTALYA  4,204,938 4,246,208 4,660,413 5,472,835 5,307,819 A.B.D. 2,571,022 3,160,893 4,196,672 4,106,956 5,064,660
İSVİÇRE  2,440,801 2,694,122 3,221,441 3,878,816 4,521,206 HİNDİSTAN 2,872,793 3,357,736 4,605,999 4,965,803 4,475,485
İNGİLTERE  1,702,293 2,336,704 3,109,567 3,648,165 3,930,959 Hong Kong (SARC)  2,192,329 2,640,035 3,009,196 3,564,293 3,859,782 B.A.E. 0 675,041 0 1,908,913 3,699,081 ÇHC 1,581,103 1,762,176 1,770,276 2,144,988 2,267,130 TAYLAND 811,381 1,176,127 1,155,062 1,318,544 1,964,035 FRANSA  753,606 939,983 1,207,931 1,542,365 1,762,487 TURKİYE  931,908 1,127,965 1,096,674 1,490,649 1,585,425 SİNGAPUR 518,765 523,415 564,898 829,588 1,567,804 MALEZYA  747,437 930,087 952,639 1,220,195 1,165,711 ALMANYA  652,909 659,736 691,673 780,964 884,389
JAPONYA  159,402 183,385 269,810 314,463 805,268 S. ARABİSTAN 263,298 65,773 146,897 230,433 468,507 MEKSİKA  402,876 367,464 470,943 475,237 364,049
LÜBNAN 73,274 74,455 84,776 304,436 DOMİNİK CUMHURİYETİ 232,233 248,661 264,416 294,934 299,273
İSPANYA  182,120 191,880 202,364 223,850 258,933 PAKİSTAN 24,368 13,860 18,429 108,527 231,210 KUVEYT  25,340 228,435 KANADA  197,421 191,007 226,216 240,542 213,976
İSRAİL 347,473 323,846 311,404 327,043 207,955© İGEME ­ İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi 7
VİETNAM  69,240 83,420 108,075 204,250 164,837 G. KORE  481,902 288,817 253,781 189,507 158,146 BAHREYN 1,735 5,348 2,270 6,007 132,108 ÜRDÜN 126,434 174,455 194,286 143,819 121,932
Kaynak: Trademap­ ITC Mücevher sektöründe dünyadaki en önemli pazarların özellikleri ise aşağıda belirtilmiştir.
Hindistan;
2008 yılında 211,1 tonluk  perakende yatırımları  ile  birlikte  toplam 712,6 tonluk  talebi  ile  Hindistan, dünyadaki en büyük altın mücevherat pazarı konumundadır. Geleneksel olarak  altın  22 karattır.  Altın  mücevher alımı,  festivaller ve  özellikle  düğün mevsiminde  gerçekleşmektedir.  Düğünlerde geline altın takı takılması  önem taşımaktadır.  Diwali
festivali  de yine en çok altın satın  alınan  dönemlerden  bir  tanesidir.  Talebin  yarısından
fazlası  kırsal alandan gelmektedir.  Talep gelenekseldir.  Gelir düzeyinden  ve  muson  yağmurları  döneminden etkilenmektedir.  Bu  bölgelerde tasarruf  anlamında  da altın mücevherat önem taşımaktadır.
Şehirlerde ise talep daha çok batı tarzının etkisindedir. Bu bölgelerde rekabet sadece diğer mücevherlerden  değil lüks  ürünlerden de etkilenmektedir.  Tanıtım pazarda önem
taşımaktadır.  Hindistan’da  kullanılan  altının  önemli kısmı  ithal edilirken,  ürünlerin  çoğu  ülkede üretilmektedir. Hintlilerin kendilerine has tasarımları bulunmaktadır ve son yıllarda
dünyadaki önemli ihracatçılardan bir haline gelmişlerdir.
ABD;
Dünyadaki ikinci en büyük  ithalatçı  konumundadır.  2008  yılı  talebi 267  tondur.  Ülkemiz
ihracatında ise uzun yıllar ilk sırada yer almakla birlikte, 2009 yılında ise ikinci sırada yer almıştır. Noel ve  sene sonu festivalleri  talep açısından en  önemli dönem iken, Sevgililer Günü ve Anneler Günü de yine satın alımlar açısından önemli sezonlardır. Altın 18, 14 ve  10 karat olarak  kullanılabilmektedir.  90’ların ortasından bu  yana  beyaz  altın pazarda
popülarite kazanmıştır.
Pazarın son dönemde yaşanan  ekonomik  krizden olumsuz  etkilendiği  düşünülmektedir.  Diğer taraftan yatırımları daha sağlam bir kaynağa bağlamak isteyenler açısından ise altın mücevherat  önemli bir araç haline gelmiştir. Bu  durumda pazarda yeni  fırsatlar oluşturmaktadır.  Ülkede üretim diğer bölgelerden gelen rekabet  nedeniyle olumsuz  etkilenmiştir. Talep İtalya, Hindistan ve  Türkiye  gibi  dünyadaki önemli üreticilerden  karşılanmaktadır.  Orta Doğu;  Orta  Doğu pazarlarında  altın  her zaman çekiciliğini korumaktadır.  Suudi Arabistan ve  Körfez  Bölgesi’nde  geleneksel olarak 21 karat  altın kullanılmaktadır.  Dubai, altın
ticaretinde önemli bir merkez haline gelmiştir. Dünyanın birçok yerinden alıcı Dubai’ye altın  mücevher satın almak için gelmektedir. Sektördeki firmalar açısından Dubai pazarında yer almak  oldukça  önemlidir. Dünyanın her yerine  bu pazar aracılığı  ile ulaşılabilmektedir.  Dubai’de  18–21–22  ve  24 karat ile  farklı  tasarıma  sahip  birçok  ürünü bir arada  görmek  mümkündür.  B.A.E. altın mücevherat ihracatımızda 2009 yılında ilk sırada yer almaktadır.

AB;© İGEME ­ İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi
AB ülkelerini toplu  halde  göz önüne aldığımızda bu pazarın ABD’den sonra dünyadaki
ikinci büyük altın mücevher pazarı olduğunu görürüz. AB ülkeleri arasında satın alımlar ve  alışkanlıklar açısından farklılıklar bulunmaktadır.  Ekonomik  büyüme, çalışan kadın  sayısındaki artış,  yapılan evliliklerin  sayısındaki artış,  modanın  etkisi ve  mücevher
tasarımlarında yaşanan  farklılaşma  gibi nedenlerden  dolayı  AB pazarı  olumlu  yönde
etkilenmiştir. Dünyada yaşanan durgunluk ve değerli metallerin fiyatlarında yaşanan artış  nedeniyle altının karat değerinden çok ürün tasarımı ve fiyatı daha önemli hale gelmiştir.  Önümüzdeki dönemde bu durumun devam etmesi ve tüketicilerin tasarım, moda, fiyat gibi  konulara satın alım kararlarında öncelik vermesi beklenebilir.


Darphane

Darphane

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra İstanbul’un Beyazıt Semtinde
Simkeşhane olarak adlandırılan yerde faaliyete başlamıştır. Daha sonra emniyet gerekçesiyle
saraya yakın olması düşünülmüş ve Padişah 3. Ahmet tarafından Sultanahmet’teki sarayın
bahçesine yeni darphane binaları yaptırılmıştır. Bu, 1723 yılından 1967 yılına kadar burada
faaliyetini sürdürmüş, 1967 yılından sonra Yıldız’da yeni yerine taşınmıştır. Darphane 1979
tarihinde Maliye Bakanlığı Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına bağlı kuruluş hâline
getirilmiştir.
Darphanenin görev, yetki ve yaptığı işlemler, 234 Sayılı Kanun Hükmündeki

Kararname ile belirtilmiştir. Buna göre darphanenin yaptığı işler şunlardır:

1. İlgili kanunlar gereği hazine müsteşarlığınca tedavüle çıkması kararlaştırılan
madenî efektif para ve madenî hatıra paraları basmak ve dağıtmak,
2. Tek yasal üretici olarak Cumhuriyet altınlarını basmak ve halktan talep olduğu
sürece bu işlemi devam ettirmek ( Cumhuriyet altınının 2006 yılı üretimi 62 ton, 17,3 milyon
adettir. ).
3. Resmî kuruluşlarca hatıra madalyonu olmayan ve belirli amaçlar için dağıtılan
madalyonların basımını yapmak,
4. Kıymetli maden ve taşlardan yapılan takı ve süs eşyalarının kontrollerini yapmak,
ticaretini düzenlemek amacıyla standartlar tespit etmek, ayar kontrollerini yapmak ve
damgalamak,
5. Resmî mühürleri imal etmek ve onlara ait sicilleri tutarak beratlarını tanzim etmek,
6. Hazinenin para ve madalyon arşivini oluşturmak,
7. Her çeşit damga ve harç pulları, değerli kâğıtların basımı ve dağıtımını sağlamaktır.

Ulkemiz altin mucevheratta Hindistan ve ABD ile birlikte...

ALTIN MÜCEVHERAT 


Ülkemiz  altın mücevheratta  Hindistan  ve ABD  ile birlikte  dünyanın  en  büyük beş pazarı  arasında yer alırken, üretimde de İtalya ile  yarışmaktadır. İtalya’nın  son dönemde üretim
miktarında dalgalanmalar yaşanırken Türkiye üretimini ve teknolojisini hızla geliştirmiştir. 
Türk  altın  mücevherat üretim geleneği çok eskilere  dayanmaktadır. Anadolu'da yaşamış  olan tüm uygarlıklar dini ve estetik amaçlı olmak üzere pek çok takı yaratmıştır. Anadolu'da
hüküm sürmüş  olan Hititler,  Urartular, Frigyalılar,  İyonyalılar, Lidyalılar,  Romalılar,  Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar, hepsi kendi takı stillerini geliştirmiştir. 
Pek  çok  değişik  mücevherat  tarzı  arasında,  en önemli mücevherat  stilini Anadolu'ya  getirenler Selçuklular olmuştur.  Türk  mücevherat  tekniği üzerindeki  etkileri, Orta  Asya  çıkışlı olan Türkmen mücevheratı ile kendini göstermektedir. 
Bu  mücevherat halen  Türkmen göçebe  kabileleri tarafından üretilmekte ve  kullanılmaktadır. Bu  takılar,  geleneksel aletlerle üretilmesine karşın, mükemmel işçilikleri  açısından modern  teknoloji ile boy ölçüşebilecek  niteliktedir. Gümüş  ve  altının  yanında, 
renkli taşlar ve sembolik anlamları olan cam objelerin de kullanıldığı bu mücevherat hala  Türkiye'de üretilmekte  ve  kullanılmaktadır.  Geçmişte  kullanılan üretim teknolojisi,  ham
madde ve  formlar günümüzde  de geçerliliğini korumaktadır.  Bu  mücevheratın taşıdığı sosyal, ekonomik ve kültürel mesajlar bugün için de geçerlidir.  Osmanlı İmparatorluğu'nun büyümesi ve refaha ulaşması ile birlikte takı sanatı İstanbul'da
önem kazanmıştır. Muhteşem Süleyman'ın saltanatı sırasında İstanbul dünyanın en önemli  mücevherat  merkezleri arasına girmiştir. Bu dönemde İstanbul'da mücevherat fuarlarının  düzenlendiği tarihi kaynaklarda belirtmektedir. 
Bugün Türk mücevherat sanayii modern tasarım ve teknolojilerle birleşmiş, zengin kültürel  bir mirası yansıtmaktadır.  

Deniz GÜREL (ÇAKIROĞLU)  2010
T.C.  Başbakanlık  Dış Ticaret Müsteşarlığı 
İhracatı Geliştirme Etüd Merk

Swarovski

Swarovski






Vizyoner bir mucit olan Daniel Swarovski, 1895 senesinde kristal mücevher taşlarını kesmek
ve parlatmak için daha yeni geliştirdiği makinesiyle birlikte Avusturya, Tyrol’daki Wattens
kasabasına taşınmıştır. Moda dünyasında devrim yaratan bu başlangıç noktasından sonra
Swarovski, moda, mücevher ve yakın zamanlarda da aydınlatma, mimari ve iç dekorasyon
alanlarında kullanılan hassas-kesim kristal üretiminde dünya lideri konumuna ulaşmıştır.
Bugün şirket hala beşinci nesil aile üyeleri tarafından yönetilmekte olup dünya çapında
yaklaşık 26,100 çalışana, 120’den fazla ülkede ofise ve 2011 yılındaki 2,22 milyar Euro ciroya
ulaşmıştır. Swarovski’nin iki temel faaliyet alanı vardır: Birincisi, endüstriye komponent
üretmek ve satmak, ikincisi de tasarım-temelli bitmiş ürünler yaratmaktır. Swarovski kristalleri,
uluslararası tasarımın vazgeçilmez bir bileşeni haline gelmiştir. Şirket, 1965 senesinden beri
gerçek ve imitasyon hassas-kesim yüksek kalitedeki ürünleriyle mücevher endüstrisine hizmet
etmektedir. Swarovski’nin şirketin özündeki yaratıcılığı sergileyen, kendi markalarıyla pazara
sunduğu, aksesuar, mücevher ve ev dekorasyon ürünleri, önemli tüm moda merkezindeki
2,200’den fazla perakende satış dükkanında satılmaktadır. Swarovski Crystal Society
(SCS)’nin ünlü kristal heykellerine meraklı koleksiyoncularının dünyadaki üye sayısı
300.000’e yaklaşmıştır. Wattens’teki multimedya kristal müzesi Swarovski Kristallwelten,
Swarovski’nin yenilik ve ilham dolu evreni şerefine 1995 senesinde açılmıştır.

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler