Bu Blogda Ara

19 Mayıs 2013 Pazar

Yesim Tasi


Yeşim Taşı


Yeşim taşı genelde yeşil renkte bulunur. Sarı, beyaz, kahverengi, siyah, kırmızı ya da beyaz lekeli renklerde bulunabilir. Yeşim taşının pisliklerden vücudu arındırmasını sağlar. Diş problemlerinde ağrıları azaltması için kullanıldığı bilinir. Ağzın içine yerleştirilen yuvarlak yeşim taşı, dişin yanında durur ve konuşulduğunda diş için rahatlatıcı etkisi olduğu söylenir ve bilinir.

Asırlar boyunca mücevherat ve küçük heykel yapımında kullanılmış, en çok 
yeşil renkte bulunan sert, kıymetli taştır. En kıymetlileri zümrüt yeşimi ve Burma 
yeşimidir. 

İki tür yeşimden biri jadeit, sodyum alüminyum silikat, diğeri ise nefrit, kalsiyum 
magnezyum demir silikattir. Yeşim doğada küçük parçalar halinde bulunur. Jaderit 
nefritten daha nadirdir ve daha değerlidir. Her ne kadar yeşim binlerce yıldır bilinse 
ve kullanılsa da yeşim olaraka anılan taşların aslında iki farklı mineral türü olduğu 
ancak 1863'de keşfedilmiştir. Yeşimin sertliği 6,5-7,0 arasındadır. 
En çok yeşil ve tonları renge sahip olması yanında, mücevher olarak 
kullanıldığında siyah, gri, kırmızı, mavi renkleri yeşime özel adlar kazandırır. Dünya 
üzerinde en zengin yeşim yatakları Burma, Çin, Yeni Zelanda ve Meksika'da bulunur. 
Hotan, Yarkent, Türkistan ve Baykal Gölü yakınlarında eskiden beri yeşim elde 
edilmektedir. Müzelerde yeşimden yapılmış Çin, Buda, Aztek küçük heykel ve sanat 
eserleri sergilenmektedir. 
Yeşimin bir sanat ham maddesi olarak kullanılması onun birbirine sıkı 
kenetlenmiş kristal yapısından ileri gelir. Bu özelliği, yeşime çok ince oyma işçiliği 
yapılmasına imkan sağlar. Mermerden çok sert olduğu için iklim şartlarına 
dayanıklıdır. 
Yeşim, binlerce yıldır Çin'de bilinir ve kullanılırdı. Daha M.Ö. 3000 civarlarında 
yeşim Çin'de yu, kraliyet cevheri olarak tanınırdı. En çok insan kafası, hayvan, ağaç, 
mobilya gibi heykelcikler yapımında kullanılmıştır. ABD yüklü paralar ödeyerek 
Çin'den satın aldığı yeşim heykelcikleri müzelerinde saklamaktadır. Çin'de kullanılan 
yeşim genel olarak nefritti. Çinliler 17. Yy dan sonra Burma jadeitlerinin bulunmasıyla 
oymalarda ve diğer araçlarda jadeit kullanmaya başlamışlardır. 
Nefrit yeşim taşının daha çok rastlanan türüdür. Çoğu tremolit ve aktinolit ile 
birlikte olur. Çin, SSCB, ABD, ve Yeni Zelanda’da çıkarılır. Jadeit daha az bulunur. 19
Azlığı, koyu renkleri ve de yarı saydam oluşu onu değerli taşlar arasına sokmuştur. 
Sodyum alüminyum Piroksen yapısında olan bu taş en çok Birmanya'da bulunur.
Yeşimin Asya kültüründe önemli bir yeri vardır. Asya kültüründe yeşim taşı 
takmanın iyi şans getireceğine inanılırdı. Ayrıca antik çağlarda yeşim taşının böbrek 
hastalıklarını iyileştirici gücü olduğuna inanılırdı. Bunun dışında bazı bölgelerde 
yeşim taşının diş çürüklerine ve ağrılarına iyi geldiğine de inanılmıştır.

S.Karadoğan



 Yeşim taşının aşırıya kaça duyguları azalttığı ve hafiflettiği bilinir. Kişilerin görüş açılarına netlik kazandırır. Korku ve endişeleri kişilerin içinde atarak rahatlama duygusu verir. Yeşim taşı elinizde tuttuğunuzda rahatlama hissi ve sıcaklık verir. Kendisini taşıyan kişilerde cesaret ve adalet duyguları verir. Günlük olarak kullanılabilir ve dengeli ve iyileştirici etki verdiği bilinir. Gözleri rahatlatır ve akıl sağlığı konusunda dinginlik ve rahatlama hissi verir.

Yeşim taşı özellikle öğretmenler ve konuşmacılar tarafından tercih edilen bir taştır. Yeşim taşı renginden dolayı son derece rahatlatır ve huzur verir. Yeşim taşı ikizler, balık, boğa ve terazi burcunu simgeler. Özellikle bu burçları taşıyan kişiler tarafından çok faydalı olacaktır. Yeşim taşı akıl hastalıklarında ve göz hastalıklarında da çok kullanılan bir taştır. Özellikle Çinliler tarafından çok değerli görülen ve kullanılan taşlardan biridir.
 Bir çok Çinli iş adamının rahatlatıcı etkisinden dolayı ellerinden düşürmedikleri bir taştır.


Zirkon


Zirkon
Zirkonyum metali ilk olarak 1789 yılında Martin Heinrich Klaproth
keşfedilmiştir.




1824 yılında ise Jons Jakob Berzelius tarafından keşfedilmiştir. 1824
yılında ise Jons Jakob Berzelius tarafından izole edilmiştir. Bilinen mineralleri zirkon
(ZrSiO) ve baddeleyit (ZrO2)tir. Baddeleyit'in (1892'de Sri Lanka'da keşfedilen
Josephe Baddeley'in isminden) eşanlamlıları zirkonyum oksit, zirkonyum dioksit ve
zirkonyadır. Dolayısı ile kelime yapısı itibarı ile benzeşen, ancak farklı kimyasal
kompozisyonlar olan zirkon ve zirkonya birbirlerine karıştırılmamalıdır. Zirkonyumun
başlıca elde edildiği kaynak zirkon maddeleri olup, bunlar Avustralya, Brezilya,
Hindistan, Rusya ve ABD'dir.



Mücevher olarak kullanılan taşların en ünlüsü olan zirkon, tamamen renksiz
olabildiği gib, kahverengi, yeşil, kırmızı ve sarı da olur. Zirkon aynı zamanda
Zirkonyum elementinin de başlıca kaynağıdır. Mücevher olarak kullanılacak olan
Zirkonların en değer göreni renksiz olanlarıdır. Elmasa benzetilmesine rağmen sertlik
derecesi elmastan 2,5 Mohs daha azdır

Mucevher Tasları ve Degerli Taslar


Mücevher Taşları ve Degerli Taşlar

18.Yüzyıla kadar Hindistan dünyanın tek ham elmas kaynağıydı. 19. Yüzyılın
ikinci yarısında, ilk ham elmas Afrika'da bulundu.




Şu anda başlıca elmas üreticisi ülkeler arasında Avusturalya, Zaire, Rusya,
Botswana, Güney Afrika sayılabilir.
Ham elmas çıkarma yöntemleri, ham elmasın kendini yerin yüzeyine ne
şekilde gösterdiğine bağlı olarak değişmektedir. Kimberlit hatlarının çıkarılması için
çukur açma yöntemi ya da "yeraltı madenciliği" gerekmektedir.
Kimberlit parçasından erozyon yoluyla kurtulan elmas kristalleri nehirlerle
taşınır. Buna "alüvyal madencilik" denir.
Kumlu kıyı katmanlarının kullanılması ise açık teras yapısıyla olmaktadır ki
buna da "deniz madenciliği" denir.
Ham elmas bulmak büyük endüstriyel operasyonların sonucu olabileceği gibi,
küçük ölçekli manuel yöntemler de mevcuttur. Bir karat pırlanta için ortalama 250 ton
kaya, kum ve çakılın çıkarılması gerekir. Dünyadaki yıllık üretim 100 milyon karata
eşittir ki bunun sadece yaklaşık %50'si mücevher kalitesindedir.
Ham elmas son şeklini ve parlaklığını alana kadar bir dizi işlemden geçer.
Hiçbir ham elmas bir diğerine benzemez. Bu yüzden ham elması en avantajlı bir
biçimde işlemek için ayrıntılı olarak incelemek ve en iyi berraklığı en az ağılırlık
kaybıyla elde etmeye çalışmak gerekir.

Oniks
Oniks veya Damarlı Akik (İngilizce karşılığı olan Onyx de sıklıkla kullanılır),
yarı değerli bir taş türüdür. Oniks ismi Asur dilinde "yüzük, halka" anlamına gelen
sözcükten türemiştir. Kuvars'ın kriptokristalin bir türü olan oniks, farklı renklerde
birçok katmana sahip olan bir taştır. Katmanların renkleri oldukça değişkendir ve
beyazdan siyaha kadar birçok farklı renkte olabilir.
Bir oniks türü olan Sardoniks (sardonyx) ise renkli şeritler kırmızının tonlarıdır.
Saf siyah oniks pek yaygın bulunsa da renkli oniksler kadar yaygın bulunmaz.
Bazen kalsit gibi faklı taşlara da hatalı bir şekilde oniks dendiği olmuştur. Oysa
örneğin kalsit, onikse oranla çok daha yumuşaktır ve daha yaygın bulunur. Kimyasal
formülü SiO2, silikon dioksit olan oniksin Mohs skalasına göre sertliği 7'dir.
Silis minerallerinden akikin bir türü olan oniks yarı-değerli bir taştır. Akik,
kalsedon olarak adlandırılan geniş bir mineraller grubunun üyesidir. Karneliyen ve
helyetrop (kantaşı) gibi değerli taşları da içeren kalsedonlar özellikle mücevher
yapımında kullanılır.
Oniksi diğer kalsedon türlerinden özelliği, birbirini izleyen siyah ve beyaz renkli
şeritlerinin olmasıdır. Aynı taşın kahverengi yada kırmızı şeritli türüne ise sardoniks
denir.
Bu ilginç renkli yapısı nedeniyle oniks çok eski zamanlardan beri
kuyumculukta ve vazo gibi küçük süs eşyalarının yapımında kullanılmaktadır. Çoğu
kez oyularak işlenir. İki tür oyma mücevher vardır; bunlar oymanın yapılış tarzına
göre adlandırılır. Kamayo yada kame denen türde, taşın zemini oyulur ve desen yada
figür taşın üzerinde kabartma halinde kalır; intaglio denen türde ise bu işlemin tersi
gerçekleştirilir ve desen yada figür oyularak hazırlanır. En nitelikli oniksler Hindistan
ve Güney Amerika'da çıkarılır.
Benzer görünümü nedeniyle zaman zaman oniksle karıştırılan bir kalsit türü
vardır. "Oniks mermeri" dene bu malzeme çok daha büyük cisimlerin yapımında
kullanılır. Eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar tapınaklarının yapımında oniks
mermerinden yararlanmışlardır. Cezayir, Fas ve Mısır'da zengin oniks mermeri
yatakları vardır.

Opal
Silin grubundan inorganik bir maddedir. Silisin hidratlı ve jelatinli bütün
çeşitlerini kapsar.
Opal bir koloittir; bileşiminde %3 ile %13 su bulunur.; görünümü yağsı veya
camsıdır, kırık yüzeyleri kavkıya benzer. Birçok çeşidi vardır, bunlar arasında en
tanınmışı asil opaldir. Çok güzel yanar-döner parıltılar verdiğinden mücevhercilikte
değerli taş olarak kullanılır. En güzel türleri Macaristan'da çıkarılır. Çok çeşitli ve
parlak renklerde bulunduğu için alevli opal, pullu opal, şark opali gibi adlar alır.
Meksika'da bulunan bit türü ticarette ateş opali, ballı opal, alev opali adıyla
bilinir; kırmızı, turuncu ve bazen yeşilimsi sarı renkte olan bu opal, ateş kırmızısı
tonlarında parıltılar yapar. 14
Diğer opal türleri şunlardır: saydam, yanar-döner, olmayan ve yumrulu yapıda
hiyalin, bileşimindeki hidrokarbonlar sebebiyle çeşitli renklerde bulunan çakmaktaşı;
yumru veye kabuk şeklinde bulunan kaşolon; hidrofan, menilit, gayzerit veya gayzer
silisleri gibi.
Opal önemli süs taşlarından biridir. Opaller, kesilip parlatılabilir. Opal aynı
zamanda oldukça popüler mineraller arasındadır ve müzeler en zarif ürünleri
alabilmek için rekabet halindedir.
En değerli opaller Avustralya, Amerika, Meksika ve Brezilya'da
Çıkartılmaktadır. Opal yataklarının bulunduğu diğer belli başlı ülkeler: Etiyopya, Çek
Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Türkiye, Endonezya, Brezilya, Honduras,
Guatemala ve Nikaragua. Bir süs taşı olan Opalin literatüründe çok değişik
sınıflandırmaları vardır.

Pirit
Pirit, kübik sistemde billurlaşan demir sülfürdür. Özgül ağırlığı 5-5,02 arasında,
sertliği 6-6,5 arasında değişen piritin, billurları altın parlaklığındadır.
Elektriği iletir ve ısıtıldığında zayıf bir elektrik akımı üretir. Kavrulma sonunda
kükürt dioksit verdiğinden, sülfirik asit üretiminde kullanılır. Tortul kayaçlarda ve
başkalaşma kayaçlarında bulunur. En yaygın ve en bol sülfür mineralidir. Sahip
olduğu altın renginden dolayı, çoğu zaman altınla karıştırıldığından, "aptal altını"
(fool's gold) diye de anılır.
Magmatik ayrımlaşma ile oluşabilir. Magmatik kayalarda, kontakt metaformik
yataklarda, hidrotermal damarlarda, birincil ve ikincil olarak bazı sedimanter
kayalarda bulunur. Pirit kristalleri altın gibi güzel görünümlüdür. Sahte altın olarak da
adlandırılır. En büyük pirit yataklarına kontak metamormfizmaya uğramış kayaçlarda
rastlanır.
Pirit kolaylıkla ufalanarak hidratlı demir okside, götite veya limonite dönüşür.
Bol bulunan bir mineral olan pirit serttir; çekiçle vurulduğunda kıvılcım saçar. Sülfirik
asit üretiminde ve kükürt elde edilmesinde kullanılır.
En mühim pirit cevherleri İspanya'da Rio Tinto'dadır. Diğer mühim cevherler
Çekoslovakya, Arizona, Kanada, İtalya ve Japonya'dadır. Türkiye'de pirit cevheri
Karadeniz ve Doğu Anadolu'da bulunur. Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Siirt ve
Elazığ pirit cevheri bulunan başlıca illerdir.
Üzerinde altın rengi benekler oluşmuş çok güzel ve değişik görünümde bir
taştır. Pillere esin kaynağı olduğu iddia edilir. Yeraltı su seviyesinin piriti kesmesi
durumunda demirin oksitlenmesinden dolayı doğal eksi ve artı kutuplar ve bu kutuplar
arasında elektrik alan oluşur.

Strin
Sitrin kuvarsı veya sitrin topazı olarak da anılan, amber renginde bir değerli
taştır. Sarımsı, kahverengimsi veya kırmızımsı olabilir. Şeffaf olmayan bir kuvars
çeşididir. Doğal olarak nadir bulunan bir kuvars çeşidi olan sitrinin renginin kaynağı
yapısındaki demir katışıkları; hematit veya limonittir.
Ticari kullanımdaki sitrinlerin çoğu aslında suni olarak fırınlanmış ametist veya
dumanlı kuvastır. Bu şekilde suni olarak üretilmiş olan sitrinlerin rengi, genellikle
açık/soluk sarı renginde olan doğal sitrinlerden farklı olarak, daha çok turuncu veya 15
kırmızımsıdır. Doğal sitrinin en büyük ve önemli üreticisi ise Brezilya'dır. Bu üretimin
çoğu Brezilya'nın Rio Grande do Sul eyaletinde yapılır.
Sitrin çoğu kez çok daha değerli bir taş olan topaz ile karıştırılır. Hatta bazen
sitrin ismi topazın bir başka ismi olarak da hatalı bir şekilde kullanılır. Bunun nedeni
topazın turuncu veya sarımsı örneklerinin renk olarak sitrine benzemesidir.
Sarıdan açık kahveye doğru giden bir renk yelpazesi oluşturan sitrin, birçok
hastalığın iyileştirilmesinde kullanılmaktadır.

Topaz
Topaz florlu alüminyum silikat yapısında, kıymetli taş özelliğine sahip silikat
mineralidir. Beyaz topaz buji porseleni yapımında kullanılır. Isıya dayanıklılığı oldukça
yüksektir. Katışıksız zebercet renksiz olabilir ve pırlanta kesim yoluyla traşlandığında
elmasla karıştırılabilir.
Topaz sarı, mavi veya kahverenginin çeşitli tonlarında da olabilir. Taşın rengi
ekseriya kararsızdır ve güneş ışığında renk değiştirir. Mesela Sibirya'nın kahverengi
topazı güneş ışığında beyazlaşır.
1750'lerde ilk defa bir kuyumcu Brezilya topazının hafifçe ısıtıldığında
pembeleştiğini buldu. Ardından bu yöntem yaygınlaştı. Böylesi yanık topaza Çoğu
yerde Brezilya yakutu denir ve nadir bulunan tabii kırmızı topazla aynı isimle anılır.
Zebercet granit ve pegmatit kristalleri içinde bulunur. Brezilya'nın Ouro Preto
bölgesinde çok çıkar. Sibirya, Sri Lanka ve Nijerya'da da zebercet yatakları oldukça
fazladır.
Topazın sertliği 8, özgül ağırlığı 3,5 - 3,6 ve kristal sistemi ortorombiktir.
Zeytuni renkli ve bileşimi magnezyum-demir silikat olan krizolite de yanlışlıkla topaz
denilmektedir.

Turkuaz
Turkuvaz özellikle sıcak iklimli bölgelerde, başlıca Ortadoğu, Batı Amerika ve
Meksika'da bulunur. Değişik derecelerde kaliteleri vardır. Mesala, gerek Batı
Amerika'da gerekse İran'da bulunanlar soluk açık maviden, parlak koyu maviye kadar
tonları bulunabilmektedir. Turkuazın en güzelleri Nişapur ve İran'da bulunanlardır.
Fakat bu çok güzel olanların kaynakları tükenmiş durumdadır.
Dünyadaki üretimin çoğu Batı Amerika'da yapılmaktadır. Ancak bunların çok
azı süs maksadıyla kullanılabilecek kalitededir. Turkuaz, az miktarda bakır da
bulunan, alüminyum fosfatın bir hidratıdır. Rengi, az miktardaki bakırdan ileri
gelmektedir. Daha düşük kaliteli mavimsi yeşil turluvazlarda bir miktar demir vardır.
Turkuaz mineralinin kristalleri triklinik yapıdadır. Kırılma indisleri 1,61-1,65
özgül ağırlıkları 2,3-2,8 ve sertlikleri de 5-6 değerleri arasındadır. Nişapur turkuazları
yoğunluklu ve serttir. Özgül ağırlıkları 2,75, sertlikleri de 6 civarındadır. Mısır
turkuazları bunlar kadar güzel renkli olmamakla beraber 2,8'e yakın bir yoğunluğa
sahiptir.
Orta kaliteden düşük kaliteye kadar olan turkuazlar gözenekli olup, nem ve
deri yağını çekerler. Ter, cilt yağı ve kozmetikler bunların rengini bozar.16
Parlak açık mavi renginden dolayı eskiden beri çok kıymet verilen yarı şeffaf
veya şeffaf olmayan bir süs taşıdır. Eski Mısırlıların çağında bile çoktan mücevher
yapımı için kullanılmıştır.
Günümüzde suni üretilen turkuaz taşları gerçek turkuazın değerini azaltmıştır.
Uzmanlar bile gerçek turkuazları sunilerinden ayırt etmekte zorlanırlar.

Turmalin
Tumalinin en nadir üç türü, dünyanın en kıymetli taşları arasına girmeyi
başarmıştır. Bunlar; koyu pembe-kan kırmızısı renkteki rubelit, zümrüt rengindeki
krom türmalin ve gerçek bir hazine olarak kabul edilen, elektrik mavisi (neon)
rengindeki paraiba turmalindir.
Özellikle Pakistan ve civar ülkelerden Türkiye'ye kaçak olarak da gelen
rengarenk pırılıtılı taşlardır. Çeşitli renklerde - siyah, pembe, mavi vs.- olabilir. Uzun
ve ışınsal kristalli olanlar süs taşı sektöründe ve dekoratif eşya olarak tercih edilir.
Çoğunlukla altın takılara aksesuar olarak ekleniyor, modern hoş bir görüntü
veriyor.
Eksi kutuplara sahip, elektriksel özellikleriyle çok değişik ve olağan dışı bir
taştır. Mücevher ve süs eşyasında çok kullanılmaktadır.

Yakut (Ruby) 
Safirle birlikte corundum minerali ailesi üyesi olan yakut, eski dillerden olan
Sanskritçe'de taşların kralı anlamına gelen ratnaraj denirdi. En makbul renkleri canlı,
koyu kırmızılardır.
Erime noktası 2050 derce olan değerli bir taştır. Kırmızının çeşitli tonlarında
olabilmektedir. Yakuta kırmızı rengini veren, içlerindeki krom elementidir.
Doğal olmayan yakutlar da bulunmaktadır. sentetik olarak yapılanları ucuza
mal edilebilmektedir.
Yakutun sertliğin9,0'dır. Diğer bütün doğal değerli taşlar içinde daha sert olan
tek taş elmastır.
Yakutun kristal yapısı rombohedral sisteminde olup, içerisinde çatlak
gözükmemesine rağmen çok düzgün bir şekilde kesilebilir. Renkleri kırmızının tonları
ve hatta mordur. En kıymetli olanları güvercin kanı renginde olanlardır.
Yakut çok nadir olarak rastlanan bir mineraldir. En çok Burma'da bulunur.
Yakut'a kireçtaşı, granit ve yakut toprağı diye adlandırılan yerlerde rastlanır.
Burma'dan başka Afganistan, Seylan, Hindistan, Kamboçya, Tayland ve Tanzanya'da
çıkarılmaktadır.
Divan edebiyatında benzetmelere, mazmunlara konu olan yakutun en
kıymetlisine "yakut-ı Güryani" denir. Güneş ışınları nereye dik vurursa, oradaki
madenin çok kıymetli olacağı inancı vardır ki Gürhan yakutu böyledir. Mesela,
Bedehşan'da çıkarılan la'l taşına "la'l-i Bedehşan" adı verilir.
Yakut ve safir suni yoldan aslına çok yakın olan özelliklerde elde
edilebilmektedir. Yakut'un çok küçük parçalarının da sıkıştırılmasından daha büyük
parçalar elde edilebilir. Sun'i olarak elde edilen yakutların içi incelendiğinde tabi
olanda bulunmayan mikroskobik kabarcıklar ve oyuklara rastlanır. Sentetik olarak 17
elde edilen yakut ve safir ışıkla birlikte ultraviyole ışınını ve kızılötesi ışınını da
yansıtmadan geçirdiği için optik sanayinde, ısıya dayanıklı cam yapımında, çeşitli
bilimsel ve teknik cihazlarda kullanılır.
Yakutun tarihi önemi de vardır. Hindistan, Çin ve Orta Asya'da Türkler kama,
kılıç ve diğer silahlarını zümrüt ve yakutla süslemişlerdir. Osmanlı devletinde de
hanımların küpe, toka, broş, gerdanlık gibi ziynet eşyalarında yakut daima birinci
sırayı almıştır.

Safir (Sapphire) 
Asalet ve sadakatı simgelediği söylenen ve yakutla bilirlikte corundum minerali
ailesi üyesi olan safir, doğada genellikle mavi renk ve tonlarında bulunur. Safir,
kırmızı hariç tüm renklerde doğada görülebilir. Sadece kırmızı renkli bulunmazlar,
kırmızı renkli olanlara yakut denir.
Persliler, dünyanın kocaman bir safir taşa dayandığını ve taştan gelen
yansımayla havanın mavi olduğunu düşünmüşlerdir.
Safir (Gökyakut), alüminyum oksitin kristal formudur. Doğal olarak bulunur
yada üretilebilir. Dünyanın en pahalı ve değerli taşları arasında bulunan safirler, sert
ısılara dayanıklı ve muhteşem mavi renkte ve beyaz damarlı olurlar.
Dünya yüzünde en değerli ve ünlü safirler Hindistan'dan çıkmıştır. Mohs
ölçeğine göre safir elmastan sonra gelen sertlik derecesine sahiptir. Safirler saf iken
renksiz bir mineral olan korindonun bir çeşididir.
Korindonun kırmızı renkli olanları hariç bütün diğer cevher çeşitlerine safir taşı
denir.
Hakim rengi yeşil olan zümrüt ve hakim rengi turkuaz olan firuzeden farklı
olarak, pırlantadan sonra en sert değerli taş olarak bilinen safirin hakim rengi mavidir.
Her ne kadar renk skalasında sarıdan, turuncudan ve yeşilimsi tonlara kadar muhtelif
renkteki örnekleri birçok diğer taşta olduğu gibi görülebilse bile, safir, öncelikle gece
göğünün renkleriyle karakterizedir. Bu nedenle de eski kültürlerde "göklerin taşı" diye
nitelendirilmiştir.
Çok değerli bir mücevher olması onları aranılan bir hale getirmiştir. Bugün
bilinen en büyük safir, 563 kıratlık Hindistan Yıldızı'dır ve New York Doğal Tarih
Müzesinde teşhir edilmektedir. 330 Kıratlık olan bir diğer safir ise Asya'nın Yıldızı adlı
taştır ve Washington'da sergilenmektedir.


Dicle Üniversitesi. S. Karadoğan

Sus Taslarinin Degerlendirme Kriterleri


SÜS TAŞLARINI DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ

Süs taşlarının değerlendirilmesinde dört ana özellik aranır. Bunlar ;

Estetik: Estetik Oldukça göreceli bir kavramdır. Kimine göre taşın şeffaflığı
onu güzel yaparken, kimine göre de güzellik taşın rengine, parlaklığına ya da
kesilişine bağlıdır.

Dayanıklılık-Sertlik: Değerli taşların farklı olmasını sağlayan diğer bir özellik
olan sertlik-dayanaklılık ise taşın sertliğine, kırılganlığına, darbelere ve dış etkenlere
karşı dayanımına bağlıdır. Bir mineralin sertliğinin yüksek olması, o mineralin değerli
taş olarak kabul edilebilmesinin en önemli kriteridir.
Kesildiği, parlatıldığı zaman çoğu değerli taştan daha çekici görünümlere
bürünen mineraller vardır; ama sertliklerinin düşük olmaları onların değerli kabul
edilmelerini engeller.
Bu şanssız minerallere örneklerden biri de Jips’tir; kesildiğinde oldukça güzel
bir görüntü sergileyen, ama tırnakla çizilebilecek kadar düşük bir sertlik derecesine
sahip olan bir taş değerli kabul edilip süs eşyası olarak kullanılamaz.
Bir taşın sertliğinin yüksek olması, kolay kolay çizilememesi, onun kolay
kırılmayacağı anlamına gelmez. Elmas bilinen en sert mineraldir; ancak kenarları,

köşeleri boyunca kırılmalara oldukça yatkındır. Tabii bu yatkınlık Elmas’ın nadirliğinin
karşısında değerini düşürmeye yetmiyor.

Nadirlik: Sıradan minerallere değer katan en önemli unsur, doğada ender
bulunmalarıdır. İnsanlığın tarihi boyunca nadir olana ilgisi burada da kendini açıkça
gösterir. Dünya üzerinde yılda binlerce kıratlık Elmas üretiminin yalnızca birkaç yüz
kıratının Pembe Elmas olması, Pembe Elmas’ı Renksiz Elmas’tan daha değerli hale
getirmiştir.
Bu duruma verilebilecek bir diğer örnek de Ametist’tir. 18. yüzyılın sonuna
kadar günümüzdeki Elmas kadar değerli olan Ametist (mor renkli bir Kuvars minerali),
19. yüzyılda Brezilya’da geniş Ametist yataklarının bulunmasıyla değerini yitirmiştir.

Taşınabilirlik : Değerli taşın taşınabilir ölçekte olması gerekmektedir.
Değerli taşların birçoğu bu kriterlerden birkaçını bir arada bulundururken,
şeffaf olmayan Turkuvaz ve Malahit gibi taşlarda güzellik, sadece renkleri ile
tanımlanır.
Bu görecelilik nedeniyle 70’e yakın değerli taş grubuna giren mineralden
sadece 20 kadarı yaygın olarak bilinmektedir.
Değerli taşların güzellikleri kesiliş şekilleri ile doğrudan ilgilidir. Renkleri,
sergiledikleri ışık oyunları yanlış bir kesim şekli ile algılanamayabilir ve aslında çok
etkileyici olabilecekken sıradan bir mineral olarak kalabilirler. Yaygın olarak iki kesim
yöntemi kullanılır:
1. Kaboşon Kesim :Taşın bir, kimi zaman da iki yüzeyine birden dış bükeylik
verilmesi ile elde edilir. Şeffaf olmayan taşlarda tercih edilen bu kesim ile taşın renk
ve ışık özellikleri tamamen ortaya serilebilir.
2. Fasetli kesim: Diğer bir kesim ise genelde şeffaf taşlarda kullanılan fasetli
kesimdir.
Bu kesim değerli taşın, gelen ışığı çeşitli yönlerde dağıtması için yapılır ve
sonuç olarak taş birçok yüzeye sahip olacak şekilde kesilir. Özellikle Elmas’ta
kullanılan bu kesimin en yaygın şekli taşın 58 yüzeye sahip olduğu pırlanta kesimidir.
Pırlanta bir mineral adı değil, sadece bir kesim şeklidir.

Dicle Üniversitesi - S.Karadoğan

Süstaşı (Gemstone, Gem, Gems, Ornamental Stone, Adornment Stone)



DEĞERLİ TAŞLAR (SÜS TAŞLARI)
Süs taşları ya da kıymeli taşlar olarak tanımlanan malzemeler yarı kıymetli ve
kıymetli süs taşları olmak üzere iki grup altında incelenirler. Süs taşları doğada
yaygın olarak bulunan karbon, aluminyum , silisyum, kalsiyum ve magnezyum
gibi elementler tarafından oluşturulur. Doğada çeşitli fiziksel ve kimyasal koşullar
altında, özellikle büyük basınç altında oluşmuşlardır. Sertlikleri 6’nın üzerindedir.
Kıymetli ve yarıkıymetli taşlar (süstaşları) tarih öncesi çağlardan beri güzellik,
zenginlik ve statü simgeleri olarak kullanılmışlardır. Süstaşı ender bulunuşu ve belirli
fiziksel ve kimyasal ayrıcalıkları nedeniyle, özel değerdeki malzemelerdir. Bir
malzemenin süstaşı sayılabilmesi için iki temel kriter vardır. Bunlar: (1) Güzellik ve
estetik görünüm: Her ne kadar göreceli bir kavramsa da taşın temiz, şeffaf, çekici
renkli olmasıdır, (2) Dayanıklılık ve ender bulunma: Bu kavram sertlik, kırılganlık,
darbelere ve dış etkenlere dayanım gibi özelliklerle açıklanır. Bir objeyi değerli kılan
onun az rastlanır olmasıdır. Örneğin binlerce karatlık elmas üretimi içersinde sadece
bir kaç yüz karatı pembe elmasdır. Dolayısıyla bir pembe elmasın değeri sıradan bir
elmasın binlerce katıdır. Bu temel kriterlerin dışında taşınabilirlik, kesilebilme,
parlatılabilme, ışık yansıtma, ışık kırma, şekillendirmeye uygunluk, bünyesinde
safsızlıklar içerme gibi bazı özelliklerde taşların değerlerini belirleyen ve artıran diğer
unsurlardır. Kıymetli ve yarıkıymetli taşların hepsi kendilerine ilişkin bazı özelliklere
ve güzelliklere sahiptirler. Hatta fosiller bile süsleme malzemesi olarak
kullanılmaktadır. Kıymetli ve yarıkıymetli taşlar, süstaşı olarak (mücevher
malzemesi), koleksiyon yapmak, sergilemek ve dekoratif amaçlarda kullanmak için
satın alınmaktadır. Ayrıca endüstriyel kullanımı olan süs taşlarına da sürekli bir talep
artışı söz konusudur
Süstaşları ile ilgili özgün kavramlar
 Süstaşı (Gemstone, Gem, Gems, Ornamental Stone, Adornment Stone)
 Kıymetli Taş (Precious Stone)
 Yarıkıymetli Taş (Semi-Precious Stone)
 Mücevher Taşı (Jewellery Stone)
 Yarıkıymetli Taş)
 Süstaşı İnceleme Uzmanı (Gemolog, Gemologist)
 Süstaşı İşleme (Lapidary)
 Süstaşı İşleyicisi (Lapidarist, Lapidarer, Lapidary Worker)
 Süstaşı İşleme Atölyesi (Lapidary Workshop)
 Süs taşları bilimi olarak basitçe tanımlanabilen gemoloji; Süs taşı özelliği
taşıyan her türlü malzemenin, yeryuvarında oluşumundan, tüketicinin beğeni ve
kullanımına kadar geçen süreçteki her yöntemi ve işlemi konu alan bir bilimsel ve 2
ticari uğraşıdır. Gemolog, süs taşları üzerinde uzmanlaşmış kişidir. Temel görevi süs
taşlarını tanımlamak, sentetik ve taklitlerini gerçeğinden ayırmak ve gerekirse taşın
temel özelliklerine göre işlenmesini yönlendirmektir. Gemoloji çalışmak iyi bir
mineraloji ve kristalografi temeli gerektirse de herkesin belli bir disiplinli çalışma ve
tecrübe ile yapabileceği bir iştir

DİCLE ÜNİVERSİTESİ

18 Mayıs 2013 Cumartesi

2 milyon incili halı


Muhammed Peygamber'in mezarına konulmak üzere 150 yıl önce Hindistan'da yapılan inci işlemeli halı açıkartırmaya çıkıyor.

Baroda'nın İnci Halısı, Katar'da görücüye çıkıyor
Baroda'nın İnci Halısı olarak anılan eserde iki milyon doğal inciye ek olarak, yüzlerce pırlanta, safir, yakut ve zümrüt taş bulunuyor.
Baroda'nın İnci Halısı
Halının 1860'larda, varsıl Baroda Mihracesi tarafından yaptırıldığı ancak mihrace ölünce Medine'ye gönderilmeyip Hindistan'da kaldığı bildiriliyor.
Bundan 100 yıl önceki Delhi Fuarı'nda sergilenen halı, daha sonra ailenin bir üyesi tarafından Monaco'ya götürülmüş.
Sotheby's müzayede şirketinin Katar'da düzenlediği açıkartırmada halı için açılış 5 milyon dolardan yapılacak.
Ancak halının, bunun çok daha üzerinde bir fiyata satılması bekleniyor.
Hatta bazı uzmanlar 20 milyon dolara alıcı bulmasına şaşmayacaklarını söylüyor.
Halıdaki yüzbinlerce minik inciye Basra adı veriliyor. Bunlar zamanında Basra Körfezi'nden toplanmış.
Kırmızı ve mavi çiçek motifleri ile bezeli halının ortasında, değerli taşlarla işlenmiş üç göbek var.

http://www.bbc.co.uk/turkish
 

Elizabeth Taylor’ın ozel mucevher koleksiyonu


Elizabeth Taylor’ın Mücevherlerine 166 Milyon Dolar

Elizabeth Taylor’ın Mücevherlerine 166 Milyon Dolar
Elizabeth Taylor’ın mücevher koleksiyonundan sağlanan gelir, sanatçının 1991 yılında kurduğu Elizabeth Taylor AIDS Vakfı’na verilecek.
Hollywood’un en ünlü yıldızlarından Elizabeth Taylor’ın özel mücevher koleksiyonu dünyanın en pahalı müzayedesinde müşteri buldu, 116 milyon dolara satıldı. Satış, bir dünya rekoru olarak müzayede tarihine geçti.
Menekşe gözlü yıldızın sadece bir kolyesi 11 milyon 800 bin dolara alıcı buldu ve bugüne kadar bir inci kolye ilk kez bu kadar yüksek bir fiyata satılmış oldu. Taylor’ın iki kez evlenip boşandığı ünlü actor Ricçhard Burton, kolyeyi 1969 yılında güzel oyuncu için satın almış ve 30 bin dolar ödemişti.
New York’taki Christie’s Müzayede Salonu Mücevher Bölümü Başkanı Francious Curiel, kolyedeki incinin 16’ncı yüzyıldan kaldığını ve çok sayıda kral ve kraliçe tarafından kullanıldığını söyledi. “İyi bir fiyata satılacağını biliyorduk” diyen Curiel, yine de kolyenin milyonlarca dolara alıcı bulacağını tahmin etmediklerini bildirdi.
"La Peregrina"  adıyla bilinen inci kolye, Elizabeth Taylor’ın özel mücevher koleksiyonunun en özel parçalarından biri sayılıyordu. Richard Burton’ın evlilikleri sırasında güzelliğiyle ünlü Elizabeth Taylor’a armağan ettiği 33 karatlık pırlanta bir yüzük de 8 milyon 800 bin dolara satıldı. Müzayede salonu yetkilileri, yüzüğün bu miktarın üçte birine satılacağını tahmin ediyordu. Elizabeth Taylor’a arkadaşı Michael Jackson’ın hediye ettiği yakut taşlı yüzük de 600 bin dolara el değiştirdi.
Ünlü yıldıza ait sanat eserleri ve giysiler de hafta boyunca New York’ta Christie Müzayede Salonu'nda açık arttırmayla satılacak. Mart ayında 79 yaşında ölen Elizabeth Taylor’ın mücevher koleksiyonundan sağlanan gelir, sanatçının 1991 yılında kurduğu Elizabeth Taylor AIDS Vakfı’na verilecek.
YAZI BOYUTU 

Titanik’in mucevherleri


Kuzey Atlantik’in buzlu sularında batan Titanik’in enkazından çıkarılan en büyük mücevher koleksiyonu ilk kez meraklıları ile buluşuyor.
Titanik’in mücevherleri sergiye çıkıyor






Amerika Birleşik Devletleri’nde üç şehir gezecek mücevherler safir yüzük, broş, kolye, kol düğmeleri ve altın cep saatten oluşuyor.
Denizin dibinden çıkartılan mücevherler 1987’de bir kamarota ait çantanın içinde bulunmuştu.

17 Mayıs 2013 Cuma

Missbibi 'i nedir? biliyor musunuz?


missbibi'i nedir? biliyor musunuz?



 
 
 
Kibrit şeklindeki bu bilekliğe bayıldım:)

 
 
www.missbibi.com adresinde bu birbirinden güzel takıları bulabilirsiniz.

BLOGGER: GONCANIN SEPETI

Sevan Bıçakçı Yüzük Koleksiyonu (Seven Bicakci istanbul- dubai )



Sevan Bıçakçı Yüzük Koleksiyonu - Sevan Bıçakçı

 

Sevan Bıçakçı dünyaca ünlü , ülkemizin gurur kaynağı , harika tasarımlarıyla herkesin hayali yüzükler tasarlayıp yapan bir sanatçımız.2007 yılında en başarılı 5 mücevher sanatçısından biri seçilen Sevan Bıçakçı'nın İstanbul ve Dubai'de şubeleri var , ama çalışmaları dünya çapında satışa sunulmuş durumda.

Tasarımlarında hayvan figürleri, osmanlı esintileri, istanbul figürlerini işliyor.Üstteki fotoğraftaki kuş yüzük hayalim:)
 

Deniz hayvanları, deniz yıldızı ve ahtapot , ikisi de harika.
 

Adriana Lima var mısın yok musuna katıldığı zaman Acun Adriana'ya Sevan Bıçakçı'nın Ayasofya yüzüğünü hediye etmişti.


İşte o yüzük , böyle bir eser daha görmedim ben.

 

Sağdaki Boğaziçi adlı yüzüğü Güler Sabancı tarafından bir hayır müzayedesinde 65 bin liraya satın alınmış.

KAYNAK: http://goncaninsepeti.blogspot.com

Istanbul’un en gozde mucevherleri.. Hurrem'in gozyaslari ( zumrut ve elmaslardan gerdanlik ) ve fazlasi...


 İstanbul’un en gözde mücevherleri!


Adriana Lima var mısın yok musuna katıldığı zaman Acun Adriana'ya Sevan Bıçakçı'nın Ayasofya yüzüğünü hediye etmişti.

                                                    Ayasofya yüzüğü

İstanbul’un Yüzleri Projesi’nin yeni kitabı ‘İstanbul’un 100 Mücevheri ve Sanatçısı’ yaklaşık iki yıl süren titiz bir araştırma ve çalışmanın ürünü...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından yayımlanan ve  İstanbul ile ilgili yüz mekân, kişi, tarihi-kültürel eser ve fenomenlere ilişkin yüz ayrı kitap çalışmasını içeren İstanbul’un Yüzleri Projesi’nin bir yeni kitabı daha okuyucuyla buluşuyor. Mücevher ve değerli taş uzmanı Aylin Gözen tarafından hazırlanan “İstanbul’un 100 Mücevheri ve Sanatçısı” isimli eserde , uzun süreden beri İstanbul’da sergilenen, şehirle özdeşleşmiş mücevherlere ve mücevher sanatçılarına yer verilmiş. Kaşıkçı Elması’ndan Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman’la yaşadığı aşktan esinlenerek tasarlanan Hürrem’in Gözyaşları’na kadar İstanbul’un en gözde mücevherlerine yer verilen eserin yayın danışmanlığını Prof. Dr. İskender Pala, Metin Celal, Adnan Özer, Ahmet Kot ve Ömer Faruk Şerifoğlu yapmış.

Yaklaşık iki yıl süren titiz bir araştırma ve çalışmanın ürünü olan kitapta, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerine ait değerli ziynet eşyaları, savaşlarda kullanılan zırhlar ve muhtelif eşyalardan oluşan İstanbul’un antika mücevherleri, şehirden esinlenerek hazırlanmış takı koleksiyonları (özel ve seri üretim), İstanbullu sadekârların (mücevher ustası) ürettikleri mücevherler ve  mücevher tasarımcıları yer alıyor. Kitabın sonunda mücevher yapımında kullanılan değerli taşların anlatıldığı bir sözlük de bulunuyor.

Noneİşte, kitapta yer alan efsane mücevherler;

Kaşıkçı Elması
Damla şeklinde kesilmiş, 59 fasetten oluşan 86 karat ağırlığıyla, dünyanın kesilmiş en büyük pırlantalarından. Etrafında iki sıra halinde ve farklı büyüklüklerde toplam 49 pırlanta yer alan elmas, IV. Mehmed zamanında Osmanlı hazinesine girdi.

Eğrikapı çöplüğünden Topkapı Sarayı’na Kaşıkçı Elması’nın ilginç hikayesi…
Sultan IV. Mehmed döneminin defterdarı Sarı Mehmed Paşa’nın kaleme aldığı Zübde-i Vekaiyat (Olayların Özü) adlı eserinde bulunan bilgiye göre 1699 yılında, İstanbul’da, Eğrikapı çöplüğünde bu taşı bulan kişi, cam zannederek üç kaşık karşılığında taşı bir kaşıkçıyla değiştirir. Taşı kaşıkçıda gören bir kuyumcu ise, kaşıkçıdan bu taşı on akçeye alır ve bir arkadaşına gösterir. Taşın gerçekten elmas olduğu anlaşılınca, arkadaşı kendine de pay ister. Arada çıkan anlaşmazlık nedeniyle olay kuyumcubaşıya taşınır. Kuyumcubaşı, her iki tarafa da birer kese akçe vererek taşı kendi alır. Dönemin sadrazamı olayı duyup taşı kendi almak isterken, bilgi IV. Mehmed’e ulaşır ve taş saraya getirilerek işlenir. İşlenmiş haliyle 84 karat bir pırlanta olur. Kuyumcubaşıya da kapıcıbaşılık rütbesiyle birkaç kese altın verilir.

Kanuni Sultan Süleyman’ın Kılıcı
Tepesi altınla süslenmiş kılıcın üzerine yakut ve turkuvaz taşı mıhlanmış. Kabzası mor kadife kumaşla kaplı olan kılıcın iki tarafında da altın birer balık figürü yer alıyor. Kabzası altından, en tepesinde ise turkuvaz taşı bulunuyor.

Altın kakma tekniğiyle kılıcın bir tarafında “Sultan Osman Hanı Gazi İbn Ertuğrul bin Süleyman Şah”, diğer tarafında ise “Sultan Süleyman Han İbn Sultan Selim Han” yazılmış. Siyah meşin kaplı kının üzerinde altından yapılmış üç bölüm yer alır. Bu halkalar yine kabartma çiçeklerle süslenmiş, turkuvaz taşıyla çevrelenmiş büyük bir kabaşon kesim yakuttan oluşur.

NoneŞah İsmail’in Maşrapası
Yavuz Sultan Selim’in gerçekleştirdiği Çaldıran Zaferi’nden sonra getirilen ganimetlerden biridir.
Herat taşı adı verilen siyah bir taştan oyma tekniğiyle yapılmıştır. Üzerindeki desenler altınla kakma olarak verilmiştir. Boyun etrafında yine altın kakma olarak, hatla “es-Sultan el-Âdil el-Kâmil el-Hâdi el-Veli Ebu el-Muzaffer Şah İsmail Bahadur Han el-Safevî halledallahû tealâ ve mülkehu Sultanehu” yazılıdır. Ejder şeklindeki gümüş kulpunda, mine tekniğiyle yapılmış süslemeler yer alır.

Sultan I. Ahmed Taht Askısı
Gümüş bir zincirle tahtın kubbesine asılan askının alt ucunda altın mile geçirilmiş doğal ve iri bir zümrüt, küçük incilerden yapılmış dilimli bir top ve uçları zümrütle sonlanan inci püskül yer almaktadır.

Tahtın armudi formdaki askısının zemini, kalemkâr tekniğinde çiçek ve yaprak motifleriyle desenlendirilmiştir. İki yüzde görülen yarım küre biçimindeki kabarık paftaların zemini ajur tekniğindedir. Değişik boyutlarda zümrüt ve yakutların dönüşümlü olarak çevrelediği paftaların üst kısmına oval formda iri birer firuze yerleştirilmiştir.

Safir Taşlı Altın Yüzük/Bizans
7. yüzyıl Bizans dönemine ait olan bu yüzükte, dörtgen şeklinde kesilmiş safir taşının altı olan külah bölümü, piramit şeklindeki tırnaklı altın montüre mıhlanmış.

NoneMurassa Miğferi
Murassa miğferi, Osmanlı dönemindeki ince kuyumculuk işçiliğini, karakteristik Osmanlı tarzını ve zevkini ortaya koyan hayranlık uyandırıcı çalışmalardan biridir. Miğferin yüzeyi tam ve yarım şemse formunda altın tabakalarla süslenmiştir. Üzerindeki altın tabakalara, yine altından çiçek tabanlı, yüksek yuvalara turkuvaz taşı ve yakutlar mıhlanmıştır.

Arka tarafında yer alan ense kısmındaki siperlikte, merkezden yayılan lale motifleri bulunmaktadır. Sürgülü burun siperliğinin üstünde altın kakma rumi motifleri ve tepesinde bir firuze vardır. Miğferin içi ise, ince ipekten sık dokunan kırmızı atlas kumaşla kaplıdır.
Sultan Selim’in Mührü
Osmanlı İmparatorluğu’nda, yeni bir padişah başa geçtiğinde, kalabalık bir heyet eşliğinde Hazine ziyaret edilirdi. Bu ziyaret töreninde hazine kethüdası, Hazine’nin anahtarını getirerek Yavuz Sultan Selim’in mührünü kontrol eder, bu mühürle kilitlenmiş kapı özel bir törenle açılırdı.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’nden İstanbul’a dönüşünden sonra yapılan bu mühür, “Benim altınla doldurduğum hazineyi bundan sonra gelenlerden her kim mangır ile doldurursa hazine anın mührüyle mühürlensin ve illa benim mührümle mühürlenmekte devam olunsun” şeklindeki vasiyetine uygun olarak, Cumhuriyet dönemine kadar kullanılmıştır.

Yüzük şeklinde olan ve halen Topkapı Sarayı’nda bulunan bu mührün ortasında “Sultan Selim Şah” ve etrafında karşılıklı olarak “Tevekkele âlâ hâlikî” yazmaktadır.

NoneKevkeb-i Dürri Elması
Son derece sade ve etkileyici bir tasarıma sahip olan altın plakanın Sultan I. Ahmed tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Altın bir diskin ortasında dört sıra halinde, düz kesimli elmaslarla çevrili, bombeli bir yuvanın ortasında yer alan 52 karatlık Kevkeb-i Dürri (incilerin yıldızı) adı verilen bir elmas bulunmaktadır. Yuvarlak diskin üst tarafına, mihrap biçiminde altın bir plaka, dört altın çiviyle oturtulmuştur. Plakanın üzerindeki kenarları döndürülmüş yüksek yuvanın içinde de sade kesimli 48 karatlık bir başka elmas yer alır. Kenarları pahlı olan her iki elmas da düz kesimlidir.

Mihrap biçimindeki altın plakanın üst kısmında sülüs hatla, “Şefaat ya Resulallah şefaat, Sultan Ahmed bin Mehmed Han” yazısı yer alır. Diskin alt kenarındaki yarım şemsenin içinde de “Sultan Ahmed Han İbn Sultan Mehmed Han sene 1022 (1613)” yazılıdır. Son derece dindar olan Sultan I. Ahmed, pek çok Osmanlı padişahı gibi Mekke ve Medine’de önemli onarımlar yaptırmış, Hz. Muhammed’in kabrine ve Kâbe’ye paha biçilmez hediyeler göndermiştir. Onlardan biri olan bu elmas da, I. Dünya Savaşı sırasında Medine’den İstanbul’a geri getirilen eserler arasında yer alır.

Hürrem’in Gözyaşları
Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman ile yaşadığı aşktan etkilenip tasarlanan “Hürrem’in Gözyaşları” gerdanlığı zümrüt ve elmaslardan oluşuyor. Bu eşsiz mücevheri tasarlayan Arda İşler daha sonra yeteneğini sadekârlık alanına da taşımış.

K: womenist.net

Elizabeth Taylor'in Mucevher Koleksiyonu


Elizabeth Taylor'ın Mücevher Koleksiyonu

Christie New York, Aralık ayında yüzyılın en önemli mücevher satış ihalesini gerçekleşti. Tatil sezonu sırasında düzenlenen ihalede, boş koltuk bulmak oldukça zor oldu. Gece kıyafetleri giyen bazı katılımcılar, yüz yılın en göz alıcı film yıldızına saygı göstermek istedi ve aynı zamanda onun efsanevi mücevherlere sahip olma mücadelesini sabırsızlıkla bekledi. Elizabeth Taylor'ın mücevher koleksiyonu toplam 137.235.675 Dolara satıldı ve yeni bir dünya müzayede rekoruna imza attı. Bugüne kadar 1987 den beri birinciliği koruyan, 50 milyon Dolar değerinde Sotheby Cenevre’de satılan Windsor Düşesi koleksiyonu, ikinci sıraya yerleşti...

None
Elizabeth Taylor koleksiyonu aynı zamanda diğer yedi müzayede rekoru kırdı.  Birinci rekor LA PEREGRİNA  incisinin satışı ile başladı ve  11.842.500 Dolar fiyatı ile dünyanın en yüksek değerde satılan inci unvanı aldı. 50,56 karatlık doğal inci, Richard Burton tarafından 1969 yılında  37.000 Dolardan satın alındı. Panama körfezinde 1500 yıllarda keşfedilen LA PEREGRİNA  incisi imrenilecek bir soyağacına sahip. Sekiz İspanyol kralı, Fransa prensi Luis Napoleon, Joseph Bonapart, Dük ve Düşes Abercorn ünlü sahiplerden  sadece bazıları. Taylor dünyanın en mükemmel incisine gerdanlık oluşturmak için Cartier tasarımcılarıyla bizzat kendisi çalıştı.

None
İkinci sırada yer almak için çok önemli iki parça yarıştı. Birinci parça 1627-1628 tarihlere ait Taj Mahal elması. Kalp şeklindeki elmasın altın zinciri Cartier  tarafından tasarlandı. Elmasın üzerinde Babür imparatoru Şah Cihangirin eşinin adı Nur Cihan kazılı. Daha sonra Şah Cihangir elması oğlu Şah Cihanaya düğün hediyesi olarak verdi, Şah Cihanın güzeller güzeli eşi dört yıl sonra öldü ve onun şerefine  Taj Mahal inşa edildi. Richard Burton bu tarihi mücevher parçasını Elizabeth Taylor’a kırkıncı doğum günü hediyesi olarak verdi. Taj Mahal elması 8.815.500 Dolara satıldı.

None
52,72 karat Bulgari tasarımı Burma safirli kolye 5.906.500 Dolara satıldı.
33.19 karat D-VS1  Elizabeth Taylor pırlanta yüzüğü, Taj Mahal elması gibi 8.815.500 Dolara satıldı. Bu dikdörtgen kesimli pırlanta, Krupp elması olarak biliniyor. Cömert Burton bu yüzüğü 1968 yılında  açık artırmada 300.000 Dolara satın aldı. Bu yüzük Elizabeth Taylor’un en sevdiği yüzüklerden biriydi, onu otuz yıl boyunca her gün taktı.
Elizabeth Taylor’un muhteşem zümrüt koleksiyonu olağanüstü ilgi gördü. Bulgari tasarımlı broş, gerdanlık ve bilezik seti dünyada eşi değeri olmayan Kolombiya Muzo zümrütlerden oluşuyor. 23.46 karat Bulgari tasarımı zümrüt kolye broş 6.578.500 $ satıldı.
Bulgari zümrüt gerdanlık 6.130.500 Dolara satıldı.
VanCleef & Arpel’s tasarımı 8.24 karat Burma yakut yüzük 4.226.500 Dolara satıldı.
Üçüncü eşi Mike Todd tarafından hediye edilen ve 1957 Oscar töreninde takılan elmaslı taç 4.226.500 Dolara satıldı.
Bulgari zümrüt bilezik 4.002.500 $ fiyatı ile dokuzuncu sırada yer aldı.
Ve ilk “ON”  listesini tamamlayan 3.778.500 $ fiyatı ile Cartier tasarımı yakut kolye oldu. Seans sırasında birçok teklif telefon ve internet üzerinden alındı,birinci gününde 115.932.000 $ satış değerinde 80 lot satışa sunuldu. Kalan 190 lot satışı ikinci gün devam etti. İkinci gününde salonda ünlü müşteri portföyü ile bilinen tasarımcı Lorrain Schwartz bulunuyordu. Elizabeth Taylor koleksiyonunda Lorrain Schwartz’a ait bazı eserleri vardı ve Schwartz onları yeniden almak için büyük çaba gösterdi. Kendi tasarımı yeşim taşlı ve pırlantalı bilezik seti geri almak için, dakikalar boyunca telefonda teklifini sunan bilinmeyen kişi ile savaştı, ama sonunda  kaybetti. Telefondaki gizemli alıcı ünlü televizyon yıldızı Kim Kardashian olduğunu ortaya çıktı. Açık artırmadan elde edilen tüm gelir ELIZABETH  TAYLOR  TRUST şirketine geçti ve bir kısmı Elizabeth Taylor’un kurduğu AIDS  VAKFI’na bağışlanacak.
KAYNAK: womenist.net

Cartier Elması


Cartier Elması

Oyunculuklarıyla olduğu kadar fırtınalı aşklarıyla da tarihe geçen ünlü ikili
Elizabeth Taylor, ve Richard Burton’un aşklarının sembolu olan Cartier- BurtonTaylor elması.



19 Mayıs 2013 Pazar

Yesim Tasi


Yeşim Taşı


Yeşim taşı genelde yeşil renkte bulunur. Sarı, beyaz, kahverengi, siyah, kırmızı ya da beyaz lekeli renklerde bulunabilir. Yeşim taşının pisliklerden vücudu arındırmasını sağlar. Diş problemlerinde ağrıları azaltması için kullanıldığı bilinir. Ağzın içine yerleştirilen yuvarlak yeşim taşı, dişin yanında durur ve konuşulduğunda diş için rahatlatıcı etkisi olduğu söylenir ve bilinir.

Asırlar boyunca mücevherat ve küçük heykel yapımında kullanılmış, en çok 
yeşil renkte bulunan sert, kıymetli taştır. En kıymetlileri zümrüt yeşimi ve Burma 
yeşimidir. 

İki tür yeşimden biri jadeit, sodyum alüminyum silikat, diğeri ise nefrit, kalsiyum 
magnezyum demir silikattir. Yeşim doğada küçük parçalar halinde bulunur. Jaderit 
nefritten daha nadirdir ve daha değerlidir. Her ne kadar yeşim binlerce yıldır bilinse 
ve kullanılsa da yeşim olaraka anılan taşların aslında iki farklı mineral türü olduğu 
ancak 1863'de keşfedilmiştir. Yeşimin sertliği 6,5-7,0 arasındadır. 
En çok yeşil ve tonları renge sahip olması yanında, mücevher olarak 
kullanıldığında siyah, gri, kırmızı, mavi renkleri yeşime özel adlar kazandırır. Dünya 
üzerinde en zengin yeşim yatakları Burma, Çin, Yeni Zelanda ve Meksika'da bulunur. 
Hotan, Yarkent, Türkistan ve Baykal Gölü yakınlarında eskiden beri yeşim elde 
edilmektedir. Müzelerde yeşimden yapılmış Çin, Buda, Aztek küçük heykel ve sanat 
eserleri sergilenmektedir. 
Yeşimin bir sanat ham maddesi olarak kullanılması onun birbirine sıkı 
kenetlenmiş kristal yapısından ileri gelir. Bu özelliği, yeşime çok ince oyma işçiliği 
yapılmasına imkan sağlar. Mermerden çok sert olduğu için iklim şartlarına 
dayanıklıdır. 
Yeşim, binlerce yıldır Çin'de bilinir ve kullanılırdı. Daha M.Ö. 3000 civarlarında 
yeşim Çin'de yu, kraliyet cevheri olarak tanınırdı. En çok insan kafası, hayvan, ağaç, 
mobilya gibi heykelcikler yapımında kullanılmıştır. ABD yüklü paralar ödeyerek 
Çin'den satın aldığı yeşim heykelcikleri müzelerinde saklamaktadır. Çin'de kullanılan 
yeşim genel olarak nefritti. Çinliler 17. Yy dan sonra Burma jadeitlerinin bulunmasıyla 
oymalarda ve diğer araçlarda jadeit kullanmaya başlamışlardır. 
Nefrit yeşim taşının daha çok rastlanan türüdür. Çoğu tremolit ve aktinolit ile 
birlikte olur. Çin, SSCB, ABD, ve Yeni Zelanda’da çıkarılır. Jadeit daha az bulunur. 19
Azlığı, koyu renkleri ve de yarı saydam oluşu onu değerli taşlar arasına sokmuştur. 
Sodyum alüminyum Piroksen yapısında olan bu taş en çok Birmanya'da bulunur.
Yeşimin Asya kültüründe önemli bir yeri vardır. Asya kültüründe yeşim taşı 
takmanın iyi şans getireceğine inanılırdı. Ayrıca antik çağlarda yeşim taşının böbrek 
hastalıklarını iyileştirici gücü olduğuna inanılırdı. Bunun dışında bazı bölgelerde 
yeşim taşının diş çürüklerine ve ağrılarına iyi geldiğine de inanılmıştır.

S.Karadoğan



 Yeşim taşının aşırıya kaça duyguları azalttığı ve hafiflettiği bilinir. Kişilerin görüş açılarına netlik kazandırır. Korku ve endişeleri kişilerin içinde atarak rahatlama duygusu verir. Yeşim taşı elinizde tuttuğunuzda rahatlama hissi ve sıcaklık verir. Kendisini taşıyan kişilerde cesaret ve adalet duyguları verir. Günlük olarak kullanılabilir ve dengeli ve iyileştirici etki verdiği bilinir. Gözleri rahatlatır ve akıl sağlığı konusunda dinginlik ve rahatlama hissi verir.

Yeşim taşı özellikle öğretmenler ve konuşmacılar tarafından tercih edilen bir taştır. Yeşim taşı renginden dolayı son derece rahatlatır ve huzur verir. Yeşim taşı ikizler, balık, boğa ve terazi burcunu simgeler. Özellikle bu burçları taşıyan kişiler tarafından çok faydalı olacaktır. Yeşim taşı akıl hastalıklarında ve göz hastalıklarında da çok kullanılan bir taştır. Özellikle Çinliler tarafından çok değerli görülen ve kullanılan taşlardan biridir.
 Bir çok Çinli iş adamının rahatlatıcı etkisinden dolayı ellerinden düşürmedikleri bir taştır.


Zirkon


Zirkon
Zirkonyum metali ilk olarak 1789 yılında Martin Heinrich Klaproth
keşfedilmiştir.




1824 yılında ise Jons Jakob Berzelius tarafından keşfedilmiştir. 1824
yılında ise Jons Jakob Berzelius tarafından izole edilmiştir. Bilinen mineralleri zirkon
(ZrSiO) ve baddeleyit (ZrO2)tir. Baddeleyit'in (1892'de Sri Lanka'da keşfedilen
Josephe Baddeley'in isminden) eşanlamlıları zirkonyum oksit, zirkonyum dioksit ve
zirkonyadır. Dolayısı ile kelime yapısı itibarı ile benzeşen, ancak farklı kimyasal
kompozisyonlar olan zirkon ve zirkonya birbirlerine karıştırılmamalıdır. Zirkonyumun
başlıca elde edildiği kaynak zirkon maddeleri olup, bunlar Avustralya, Brezilya,
Hindistan, Rusya ve ABD'dir.



Mücevher olarak kullanılan taşların en ünlüsü olan zirkon, tamamen renksiz
olabildiği gib, kahverengi, yeşil, kırmızı ve sarı da olur. Zirkon aynı zamanda
Zirkonyum elementinin de başlıca kaynağıdır. Mücevher olarak kullanılacak olan
Zirkonların en değer göreni renksiz olanlarıdır. Elmasa benzetilmesine rağmen sertlik
derecesi elmastan 2,5 Mohs daha azdır

Mucevher Tasları ve Degerli Taslar


Mücevher Taşları ve Degerli Taşlar

18.Yüzyıla kadar Hindistan dünyanın tek ham elmas kaynağıydı. 19. Yüzyılın
ikinci yarısında, ilk ham elmas Afrika'da bulundu.




Şu anda başlıca elmas üreticisi ülkeler arasında Avusturalya, Zaire, Rusya,
Botswana, Güney Afrika sayılabilir.
Ham elmas çıkarma yöntemleri, ham elmasın kendini yerin yüzeyine ne
şekilde gösterdiğine bağlı olarak değişmektedir. Kimberlit hatlarının çıkarılması için
çukur açma yöntemi ya da "yeraltı madenciliği" gerekmektedir.
Kimberlit parçasından erozyon yoluyla kurtulan elmas kristalleri nehirlerle
taşınır. Buna "alüvyal madencilik" denir.
Kumlu kıyı katmanlarının kullanılması ise açık teras yapısıyla olmaktadır ki
buna da "deniz madenciliği" denir.
Ham elmas bulmak büyük endüstriyel operasyonların sonucu olabileceği gibi,
küçük ölçekli manuel yöntemler de mevcuttur. Bir karat pırlanta için ortalama 250 ton
kaya, kum ve çakılın çıkarılması gerekir. Dünyadaki yıllık üretim 100 milyon karata
eşittir ki bunun sadece yaklaşık %50'si mücevher kalitesindedir.
Ham elmas son şeklini ve parlaklığını alana kadar bir dizi işlemden geçer.
Hiçbir ham elmas bir diğerine benzemez. Bu yüzden ham elması en avantajlı bir
biçimde işlemek için ayrıntılı olarak incelemek ve en iyi berraklığı en az ağılırlık
kaybıyla elde etmeye çalışmak gerekir.

Oniks
Oniks veya Damarlı Akik (İngilizce karşılığı olan Onyx de sıklıkla kullanılır),
yarı değerli bir taş türüdür. Oniks ismi Asur dilinde "yüzük, halka" anlamına gelen
sözcükten türemiştir. Kuvars'ın kriptokristalin bir türü olan oniks, farklı renklerde
birçok katmana sahip olan bir taştır. Katmanların renkleri oldukça değişkendir ve
beyazdan siyaha kadar birçok farklı renkte olabilir.
Bir oniks türü olan Sardoniks (sardonyx) ise renkli şeritler kırmızının tonlarıdır.
Saf siyah oniks pek yaygın bulunsa da renkli oniksler kadar yaygın bulunmaz.
Bazen kalsit gibi faklı taşlara da hatalı bir şekilde oniks dendiği olmuştur. Oysa
örneğin kalsit, onikse oranla çok daha yumuşaktır ve daha yaygın bulunur. Kimyasal
formülü SiO2, silikon dioksit olan oniksin Mohs skalasına göre sertliği 7'dir.
Silis minerallerinden akikin bir türü olan oniks yarı-değerli bir taştır. Akik,
kalsedon olarak adlandırılan geniş bir mineraller grubunun üyesidir. Karneliyen ve
helyetrop (kantaşı) gibi değerli taşları da içeren kalsedonlar özellikle mücevher
yapımında kullanılır.
Oniksi diğer kalsedon türlerinden özelliği, birbirini izleyen siyah ve beyaz renkli
şeritlerinin olmasıdır. Aynı taşın kahverengi yada kırmızı şeritli türüne ise sardoniks
denir.
Bu ilginç renkli yapısı nedeniyle oniks çok eski zamanlardan beri
kuyumculukta ve vazo gibi küçük süs eşyalarının yapımında kullanılmaktadır. Çoğu
kez oyularak işlenir. İki tür oyma mücevher vardır; bunlar oymanın yapılış tarzına
göre adlandırılır. Kamayo yada kame denen türde, taşın zemini oyulur ve desen yada
figür taşın üzerinde kabartma halinde kalır; intaglio denen türde ise bu işlemin tersi
gerçekleştirilir ve desen yada figür oyularak hazırlanır. En nitelikli oniksler Hindistan
ve Güney Amerika'da çıkarılır.
Benzer görünümü nedeniyle zaman zaman oniksle karıştırılan bir kalsit türü
vardır. "Oniks mermeri" dene bu malzeme çok daha büyük cisimlerin yapımında
kullanılır. Eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar tapınaklarının yapımında oniks
mermerinden yararlanmışlardır. Cezayir, Fas ve Mısır'da zengin oniks mermeri
yatakları vardır.

Opal
Silin grubundan inorganik bir maddedir. Silisin hidratlı ve jelatinli bütün
çeşitlerini kapsar.
Opal bir koloittir; bileşiminde %3 ile %13 su bulunur.; görünümü yağsı veya
camsıdır, kırık yüzeyleri kavkıya benzer. Birçok çeşidi vardır, bunlar arasında en
tanınmışı asil opaldir. Çok güzel yanar-döner parıltılar verdiğinden mücevhercilikte
değerli taş olarak kullanılır. En güzel türleri Macaristan'da çıkarılır. Çok çeşitli ve
parlak renklerde bulunduğu için alevli opal, pullu opal, şark opali gibi adlar alır.
Meksika'da bulunan bit türü ticarette ateş opali, ballı opal, alev opali adıyla
bilinir; kırmızı, turuncu ve bazen yeşilimsi sarı renkte olan bu opal, ateş kırmızısı
tonlarında parıltılar yapar. 14
Diğer opal türleri şunlardır: saydam, yanar-döner, olmayan ve yumrulu yapıda
hiyalin, bileşimindeki hidrokarbonlar sebebiyle çeşitli renklerde bulunan çakmaktaşı;
yumru veye kabuk şeklinde bulunan kaşolon; hidrofan, menilit, gayzerit veya gayzer
silisleri gibi.
Opal önemli süs taşlarından biridir. Opaller, kesilip parlatılabilir. Opal aynı
zamanda oldukça popüler mineraller arasındadır ve müzeler en zarif ürünleri
alabilmek için rekabet halindedir.
En değerli opaller Avustralya, Amerika, Meksika ve Brezilya'da
Çıkartılmaktadır. Opal yataklarının bulunduğu diğer belli başlı ülkeler: Etiyopya, Çek
Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Türkiye, Endonezya, Brezilya, Honduras,
Guatemala ve Nikaragua. Bir süs taşı olan Opalin literatüründe çok değişik
sınıflandırmaları vardır.

Pirit
Pirit, kübik sistemde billurlaşan demir sülfürdür. Özgül ağırlığı 5-5,02 arasında,
sertliği 6-6,5 arasında değişen piritin, billurları altın parlaklığındadır.
Elektriği iletir ve ısıtıldığında zayıf bir elektrik akımı üretir. Kavrulma sonunda
kükürt dioksit verdiğinden, sülfirik asit üretiminde kullanılır. Tortul kayaçlarda ve
başkalaşma kayaçlarında bulunur. En yaygın ve en bol sülfür mineralidir. Sahip
olduğu altın renginden dolayı, çoğu zaman altınla karıştırıldığından, "aptal altını"
(fool's gold) diye de anılır.
Magmatik ayrımlaşma ile oluşabilir. Magmatik kayalarda, kontakt metaformik
yataklarda, hidrotermal damarlarda, birincil ve ikincil olarak bazı sedimanter
kayalarda bulunur. Pirit kristalleri altın gibi güzel görünümlüdür. Sahte altın olarak da
adlandırılır. En büyük pirit yataklarına kontak metamormfizmaya uğramış kayaçlarda
rastlanır.
Pirit kolaylıkla ufalanarak hidratlı demir okside, götite veya limonite dönüşür.
Bol bulunan bir mineral olan pirit serttir; çekiçle vurulduğunda kıvılcım saçar. Sülfirik
asit üretiminde ve kükürt elde edilmesinde kullanılır.
En mühim pirit cevherleri İspanya'da Rio Tinto'dadır. Diğer mühim cevherler
Çekoslovakya, Arizona, Kanada, İtalya ve Japonya'dadır. Türkiye'de pirit cevheri
Karadeniz ve Doğu Anadolu'da bulunur. Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Siirt ve
Elazığ pirit cevheri bulunan başlıca illerdir.
Üzerinde altın rengi benekler oluşmuş çok güzel ve değişik görünümde bir
taştır. Pillere esin kaynağı olduğu iddia edilir. Yeraltı su seviyesinin piriti kesmesi
durumunda demirin oksitlenmesinden dolayı doğal eksi ve artı kutuplar ve bu kutuplar
arasında elektrik alan oluşur.

Strin
Sitrin kuvarsı veya sitrin topazı olarak da anılan, amber renginde bir değerli
taştır. Sarımsı, kahverengimsi veya kırmızımsı olabilir. Şeffaf olmayan bir kuvars
çeşididir. Doğal olarak nadir bulunan bir kuvars çeşidi olan sitrinin renginin kaynağı
yapısındaki demir katışıkları; hematit veya limonittir.
Ticari kullanımdaki sitrinlerin çoğu aslında suni olarak fırınlanmış ametist veya
dumanlı kuvastır. Bu şekilde suni olarak üretilmiş olan sitrinlerin rengi, genellikle
açık/soluk sarı renginde olan doğal sitrinlerden farklı olarak, daha çok turuncu veya 15
kırmızımsıdır. Doğal sitrinin en büyük ve önemli üreticisi ise Brezilya'dır. Bu üretimin
çoğu Brezilya'nın Rio Grande do Sul eyaletinde yapılır.
Sitrin çoğu kez çok daha değerli bir taş olan topaz ile karıştırılır. Hatta bazen
sitrin ismi topazın bir başka ismi olarak da hatalı bir şekilde kullanılır. Bunun nedeni
topazın turuncu veya sarımsı örneklerinin renk olarak sitrine benzemesidir.
Sarıdan açık kahveye doğru giden bir renk yelpazesi oluşturan sitrin, birçok
hastalığın iyileştirilmesinde kullanılmaktadır.

Topaz
Topaz florlu alüminyum silikat yapısında, kıymetli taş özelliğine sahip silikat
mineralidir. Beyaz topaz buji porseleni yapımında kullanılır. Isıya dayanıklılığı oldukça
yüksektir. Katışıksız zebercet renksiz olabilir ve pırlanta kesim yoluyla traşlandığında
elmasla karıştırılabilir.
Topaz sarı, mavi veya kahverenginin çeşitli tonlarında da olabilir. Taşın rengi
ekseriya kararsızdır ve güneş ışığında renk değiştirir. Mesela Sibirya'nın kahverengi
topazı güneş ışığında beyazlaşır.
1750'lerde ilk defa bir kuyumcu Brezilya topazının hafifçe ısıtıldığında
pembeleştiğini buldu. Ardından bu yöntem yaygınlaştı. Böylesi yanık topaza Çoğu
yerde Brezilya yakutu denir ve nadir bulunan tabii kırmızı topazla aynı isimle anılır.
Zebercet granit ve pegmatit kristalleri içinde bulunur. Brezilya'nın Ouro Preto
bölgesinde çok çıkar. Sibirya, Sri Lanka ve Nijerya'da da zebercet yatakları oldukça
fazladır.
Topazın sertliği 8, özgül ağırlığı 3,5 - 3,6 ve kristal sistemi ortorombiktir.
Zeytuni renkli ve bileşimi magnezyum-demir silikat olan krizolite de yanlışlıkla topaz
denilmektedir.

Turkuaz
Turkuvaz özellikle sıcak iklimli bölgelerde, başlıca Ortadoğu, Batı Amerika ve
Meksika'da bulunur. Değişik derecelerde kaliteleri vardır. Mesala, gerek Batı
Amerika'da gerekse İran'da bulunanlar soluk açık maviden, parlak koyu maviye kadar
tonları bulunabilmektedir. Turkuazın en güzelleri Nişapur ve İran'da bulunanlardır.
Fakat bu çok güzel olanların kaynakları tükenmiş durumdadır.
Dünyadaki üretimin çoğu Batı Amerika'da yapılmaktadır. Ancak bunların çok
azı süs maksadıyla kullanılabilecek kalitededir. Turkuaz, az miktarda bakır da
bulunan, alüminyum fosfatın bir hidratıdır. Rengi, az miktardaki bakırdan ileri
gelmektedir. Daha düşük kaliteli mavimsi yeşil turluvazlarda bir miktar demir vardır.
Turkuaz mineralinin kristalleri triklinik yapıdadır. Kırılma indisleri 1,61-1,65
özgül ağırlıkları 2,3-2,8 ve sertlikleri de 5-6 değerleri arasındadır. Nişapur turkuazları
yoğunluklu ve serttir. Özgül ağırlıkları 2,75, sertlikleri de 6 civarındadır. Mısır
turkuazları bunlar kadar güzel renkli olmamakla beraber 2,8'e yakın bir yoğunluğa
sahiptir.
Orta kaliteden düşük kaliteye kadar olan turkuazlar gözenekli olup, nem ve
deri yağını çekerler. Ter, cilt yağı ve kozmetikler bunların rengini bozar.16
Parlak açık mavi renginden dolayı eskiden beri çok kıymet verilen yarı şeffaf
veya şeffaf olmayan bir süs taşıdır. Eski Mısırlıların çağında bile çoktan mücevher
yapımı için kullanılmıştır.
Günümüzde suni üretilen turkuaz taşları gerçek turkuazın değerini azaltmıştır.
Uzmanlar bile gerçek turkuazları sunilerinden ayırt etmekte zorlanırlar.

Turmalin
Tumalinin en nadir üç türü, dünyanın en kıymetli taşları arasına girmeyi
başarmıştır. Bunlar; koyu pembe-kan kırmızısı renkteki rubelit, zümrüt rengindeki
krom türmalin ve gerçek bir hazine olarak kabul edilen, elektrik mavisi (neon)
rengindeki paraiba turmalindir.
Özellikle Pakistan ve civar ülkelerden Türkiye'ye kaçak olarak da gelen
rengarenk pırılıtılı taşlardır. Çeşitli renklerde - siyah, pembe, mavi vs.- olabilir. Uzun
ve ışınsal kristalli olanlar süs taşı sektöründe ve dekoratif eşya olarak tercih edilir.
Çoğunlukla altın takılara aksesuar olarak ekleniyor, modern hoş bir görüntü
veriyor.
Eksi kutuplara sahip, elektriksel özellikleriyle çok değişik ve olağan dışı bir
taştır. Mücevher ve süs eşyasında çok kullanılmaktadır.

Yakut (Ruby) 
Safirle birlikte corundum minerali ailesi üyesi olan yakut, eski dillerden olan
Sanskritçe'de taşların kralı anlamına gelen ratnaraj denirdi. En makbul renkleri canlı,
koyu kırmızılardır.
Erime noktası 2050 derce olan değerli bir taştır. Kırmızının çeşitli tonlarında
olabilmektedir. Yakuta kırmızı rengini veren, içlerindeki krom elementidir.
Doğal olmayan yakutlar da bulunmaktadır. sentetik olarak yapılanları ucuza
mal edilebilmektedir.
Yakutun sertliğin9,0'dır. Diğer bütün doğal değerli taşlar içinde daha sert olan
tek taş elmastır.
Yakutun kristal yapısı rombohedral sisteminde olup, içerisinde çatlak
gözükmemesine rağmen çok düzgün bir şekilde kesilebilir. Renkleri kırmızının tonları
ve hatta mordur. En kıymetli olanları güvercin kanı renginde olanlardır.
Yakut çok nadir olarak rastlanan bir mineraldir. En çok Burma'da bulunur.
Yakut'a kireçtaşı, granit ve yakut toprağı diye adlandırılan yerlerde rastlanır.
Burma'dan başka Afganistan, Seylan, Hindistan, Kamboçya, Tayland ve Tanzanya'da
çıkarılmaktadır.
Divan edebiyatında benzetmelere, mazmunlara konu olan yakutun en
kıymetlisine "yakut-ı Güryani" denir. Güneş ışınları nereye dik vurursa, oradaki
madenin çok kıymetli olacağı inancı vardır ki Gürhan yakutu böyledir. Mesela,
Bedehşan'da çıkarılan la'l taşına "la'l-i Bedehşan" adı verilir.
Yakut ve safir suni yoldan aslına çok yakın olan özelliklerde elde
edilebilmektedir. Yakut'un çok küçük parçalarının da sıkıştırılmasından daha büyük
parçalar elde edilebilir. Sun'i olarak elde edilen yakutların içi incelendiğinde tabi
olanda bulunmayan mikroskobik kabarcıklar ve oyuklara rastlanır. Sentetik olarak 17
elde edilen yakut ve safir ışıkla birlikte ultraviyole ışınını ve kızılötesi ışınını da
yansıtmadan geçirdiği için optik sanayinde, ısıya dayanıklı cam yapımında, çeşitli
bilimsel ve teknik cihazlarda kullanılır.
Yakutun tarihi önemi de vardır. Hindistan, Çin ve Orta Asya'da Türkler kama,
kılıç ve diğer silahlarını zümrüt ve yakutla süslemişlerdir. Osmanlı devletinde de
hanımların küpe, toka, broş, gerdanlık gibi ziynet eşyalarında yakut daima birinci
sırayı almıştır.

Safir (Sapphire) 
Asalet ve sadakatı simgelediği söylenen ve yakutla bilirlikte corundum minerali
ailesi üyesi olan safir, doğada genellikle mavi renk ve tonlarında bulunur. Safir,
kırmızı hariç tüm renklerde doğada görülebilir. Sadece kırmızı renkli bulunmazlar,
kırmızı renkli olanlara yakut denir.
Persliler, dünyanın kocaman bir safir taşa dayandığını ve taştan gelen
yansımayla havanın mavi olduğunu düşünmüşlerdir.
Safir (Gökyakut), alüminyum oksitin kristal formudur. Doğal olarak bulunur
yada üretilebilir. Dünyanın en pahalı ve değerli taşları arasında bulunan safirler, sert
ısılara dayanıklı ve muhteşem mavi renkte ve beyaz damarlı olurlar.
Dünya yüzünde en değerli ve ünlü safirler Hindistan'dan çıkmıştır. Mohs
ölçeğine göre safir elmastan sonra gelen sertlik derecesine sahiptir. Safirler saf iken
renksiz bir mineral olan korindonun bir çeşididir.
Korindonun kırmızı renkli olanları hariç bütün diğer cevher çeşitlerine safir taşı
denir.
Hakim rengi yeşil olan zümrüt ve hakim rengi turkuaz olan firuzeden farklı
olarak, pırlantadan sonra en sert değerli taş olarak bilinen safirin hakim rengi mavidir.
Her ne kadar renk skalasında sarıdan, turuncudan ve yeşilimsi tonlara kadar muhtelif
renkteki örnekleri birçok diğer taşta olduğu gibi görülebilse bile, safir, öncelikle gece
göğünün renkleriyle karakterizedir. Bu nedenle de eski kültürlerde "göklerin taşı" diye
nitelendirilmiştir.
Çok değerli bir mücevher olması onları aranılan bir hale getirmiştir. Bugün
bilinen en büyük safir, 563 kıratlık Hindistan Yıldızı'dır ve New York Doğal Tarih
Müzesinde teşhir edilmektedir. 330 Kıratlık olan bir diğer safir ise Asya'nın Yıldızı adlı
taştır ve Washington'da sergilenmektedir.


Dicle Üniversitesi. S. Karadoğan

Sus Taslarinin Degerlendirme Kriterleri


SÜS TAŞLARINI DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ

Süs taşlarının değerlendirilmesinde dört ana özellik aranır. Bunlar ;

Estetik: Estetik Oldukça göreceli bir kavramdır. Kimine göre taşın şeffaflığı
onu güzel yaparken, kimine göre de güzellik taşın rengine, parlaklığına ya da
kesilişine bağlıdır.

Dayanıklılık-Sertlik: Değerli taşların farklı olmasını sağlayan diğer bir özellik
olan sertlik-dayanaklılık ise taşın sertliğine, kırılganlığına, darbelere ve dış etkenlere
karşı dayanımına bağlıdır. Bir mineralin sertliğinin yüksek olması, o mineralin değerli
taş olarak kabul edilebilmesinin en önemli kriteridir.
Kesildiği, parlatıldığı zaman çoğu değerli taştan daha çekici görünümlere
bürünen mineraller vardır; ama sertliklerinin düşük olmaları onların değerli kabul
edilmelerini engeller.
Bu şanssız minerallere örneklerden biri de Jips’tir; kesildiğinde oldukça güzel
bir görüntü sergileyen, ama tırnakla çizilebilecek kadar düşük bir sertlik derecesine
sahip olan bir taş değerli kabul edilip süs eşyası olarak kullanılamaz.
Bir taşın sertliğinin yüksek olması, kolay kolay çizilememesi, onun kolay
kırılmayacağı anlamına gelmez. Elmas bilinen en sert mineraldir; ancak kenarları,

köşeleri boyunca kırılmalara oldukça yatkındır. Tabii bu yatkınlık Elmas’ın nadirliğinin
karşısında değerini düşürmeye yetmiyor.

Nadirlik: Sıradan minerallere değer katan en önemli unsur, doğada ender
bulunmalarıdır. İnsanlığın tarihi boyunca nadir olana ilgisi burada da kendini açıkça
gösterir. Dünya üzerinde yılda binlerce kıratlık Elmas üretiminin yalnızca birkaç yüz
kıratının Pembe Elmas olması, Pembe Elmas’ı Renksiz Elmas’tan daha değerli hale
getirmiştir.
Bu duruma verilebilecek bir diğer örnek de Ametist’tir. 18. yüzyılın sonuna
kadar günümüzdeki Elmas kadar değerli olan Ametist (mor renkli bir Kuvars minerali),
19. yüzyılda Brezilya’da geniş Ametist yataklarının bulunmasıyla değerini yitirmiştir.

Taşınabilirlik : Değerli taşın taşınabilir ölçekte olması gerekmektedir.
Değerli taşların birçoğu bu kriterlerden birkaçını bir arada bulundururken,
şeffaf olmayan Turkuvaz ve Malahit gibi taşlarda güzellik, sadece renkleri ile
tanımlanır.
Bu görecelilik nedeniyle 70’e yakın değerli taş grubuna giren mineralden
sadece 20 kadarı yaygın olarak bilinmektedir.
Değerli taşların güzellikleri kesiliş şekilleri ile doğrudan ilgilidir. Renkleri,
sergiledikleri ışık oyunları yanlış bir kesim şekli ile algılanamayabilir ve aslında çok
etkileyici olabilecekken sıradan bir mineral olarak kalabilirler. Yaygın olarak iki kesim
yöntemi kullanılır:
1. Kaboşon Kesim :Taşın bir, kimi zaman da iki yüzeyine birden dış bükeylik
verilmesi ile elde edilir. Şeffaf olmayan taşlarda tercih edilen bu kesim ile taşın renk
ve ışık özellikleri tamamen ortaya serilebilir.
2. Fasetli kesim: Diğer bir kesim ise genelde şeffaf taşlarda kullanılan fasetli
kesimdir.
Bu kesim değerli taşın, gelen ışığı çeşitli yönlerde dağıtması için yapılır ve
sonuç olarak taş birçok yüzeye sahip olacak şekilde kesilir. Özellikle Elmas’ta
kullanılan bu kesimin en yaygın şekli taşın 58 yüzeye sahip olduğu pırlanta kesimidir.
Pırlanta bir mineral adı değil, sadece bir kesim şeklidir.

Dicle Üniversitesi - S.Karadoğan

Süstaşı (Gemstone, Gem, Gems, Ornamental Stone, Adornment Stone)



DEĞERLİ TAŞLAR (SÜS TAŞLARI)
Süs taşları ya da kıymeli taşlar olarak tanımlanan malzemeler yarı kıymetli ve
kıymetli süs taşları olmak üzere iki grup altında incelenirler. Süs taşları doğada
yaygın olarak bulunan karbon, aluminyum , silisyum, kalsiyum ve magnezyum
gibi elementler tarafından oluşturulur. Doğada çeşitli fiziksel ve kimyasal koşullar
altında, özellikle büyük basınç altında oluşmuşlardır. Sertlikleri 6’nın üzerindedir.
Kıymetli ve yarıkıymetli taşlar (süstaşları) tarih öncesi çağlardan beri güzellik,
zenginlik ve statü simgeleri olarak kullanılmışlardır. Süstaşı ender bulunuşu ve belirli
fiziksel ve kimyasal ayrıcalıkları nedeniyle, özel değerdeki malzemelerdir. Bir
malzemenin süstaşı sayılabilmesi için iki temel kriter vardır. Bunlar: (1) Güzellik ve
estetik görünüm: Her ne kadar göreceli bir kavramsa da taşın temiz, şeffaf, çekici
renkli olmasıdır, (2) Dayanıklılık ve ender bulunma: Bu kavram sertlik, kırılganlık,
darbelere ve dış etkenlere dayanım gibi özelliklerle açıklanır. Bir objeyi değerli kılan
onun az rastlanır olmasıdır. Örneğin binlerce karatlık elmas üretimi içersinde sadece
bir kaç yüz karatı pembe elmasdır. Dolayısıyla bir pembe elmasın değeri sıradan bir
elmasın binlerce katıdır. Bu temel kriterlerin dışında taşınabilirlik, kesilebilme,
parlatılabilme, ışık yansıtma, ışık kırma, şekillendirmeye uygunluk, bünyesinde
safsızlıklar içerme gibi bazı özelliklerde taşların değerlerini belirleyen ve artıran diğer
unsurlardır. Kıymetli ve yarıkıymetli taşların hepsi kendilerine ilişkin bazı özelliklere
ve güzelliklere sahiptirler. Hatta fosiller bile süsleme malzemesi olarak
kullanılmaktadır. Kıymetli ve yarıkıymetli taşlar, süstaşı olarak (mücevher
malzemesi), koleksiyon yapmak, sergilemek ve dekoratif amaçlarda kullanmak için
satın alınmaktadır. Ayrıca endüstriyel kullanımı olan süs taşlarına da sürekli bir talep
artışı söz konusudur
Süstaşları ile ilgili özgün kavramlar
 Süstaşı (Gemstone, Gem, Gems, Ornamental Stone, Adornment Stone)
 Kıymetli Taş (Precious Stone)
 Yarıkıymetli Taş (Semi-Precious Stone)
 Mücevher Taşı (Jewellery Stone)
 Yarıkıymetli Taş)
 Süstaşı İnceleme Uzmanı (Gemolog, Gemologist)
 Süstaşı İşleme (Lapidary)
 Süstaşı İşleyicisi (Lapidarist, Lapidarer, Lapidary Worker)
 Süstaşı İşleme Atölyesi (Lapidary Workshop)
 Süs taşları bilimi olarak basitçe tanımlanabilen gemoloji; Süs taşı özelliği
taşıyan her türlü malzemenin, yeryuvarında oluşumundan, tüketicinin beğeni ve
kullanımına kadar geçen süreçteki her yöntemi ve işlemi konu alan bir bilimsel ve 2
ticari uğraşıdır. Gemolog, süs taşları üzerinde uzmanlaşmış kişidir. Temel görevi süs
taşlarını tanımlamak, sentetik ve taklitlerini gerçeğinden ayırmak ve gerekirse taşın
temel özelliklerine göre işlenmesini yönlendirmektir. Gemoloji çalışmak iyi bir
mineraloji ve kristalografi temeli gerektirse de herkesin belli bir disiplinli çalışma ve
tecrübe ile yapabileceği bir iştir

DİCLE ÜNİVERSİTESİ

18 Mayıs 2013 Cumartesi

2 milyon incili halı


Muhammed Peygamber'in mezarına konulmak üzere 150 yıl önce Hindistan'da yapılan inci işlemeli halı açıkartırmaya çıkıyor.

Baroda'nın İnci Halısı, Katar'da görücüye çıkıyor
Baroda'nın İnci Halısı olarak anılan eserde iki milyon doğal inciye ek olarak, yüzlerce pırlanta, safir, yakut ve zümrüt taş bulunuyor.
Baroda'nın İnci Halısı
Halının 1860'larda, varsıl Baroda Mihracesi tarafından yaptırıldığı ancak mihrace ölünce Medine'ye gönderilmeyip Hindistan'da kaldığı bildiriliyor.
Bundan 100 yıl önceki Delhi Fuarı'nda sergilenen halı, daha sonra ailenin bir üyesi tarafından Monaco'ya götürülmüş.
Sotheby's müzayede şirketinin Katar'da düzenlediği açıkartırmada halı için açılış 5 milyon dolardan yapılacak.
Ancak halının, bunun çok daha üzerinde bir fiyata satılması bekleniyor.
Hatta bazı uzmanlar 20 milyon dolara alıcı bulmasına şaşmayacaklarını söylüyor.
Halıdaki yüzbinlerce minik inciye Basra adı veriliyor. Bunlar zamanında Basra Körfezi'nden toplanmış.
Kırmızı ve mavi çiçek motifleri ile bezeli halının ortasında, değerli taşlarla işlenmiş üç göbek var.

http://www.bbc.co.uk/turkish
 

Elizabeth Taylor’ın ozel mucevher koleksiyonu


Elizabeth Taylor’ın Mücevherlerine 166 Milyon Dolar

Elizabeth Taylor’ın Mücevherlerine 166 Milyon Dolar
Elizabeth Taylor’ın mücevher koleksiyonundan sağlanan gelir, sanatçının 1991 yılında kurduğu Elizabeth Taylor AIDS Vakfı’na verilecek.
Hollywood’un en ünlü yıldızlarından Elizabeth Taylor’ın özel mücevher koleksiyonu dünyanın en pahalı müzayedesinde müşteri buldu, 116 milyon dolara satıldı. Satış, bir dünya rekoru olarak müzayede tarihine geçti.
Menekşe gözlü yıldızın sadece bir kolyesi 11 milyon 800 bin dolara alıcı buldu ve bugüne kadar bir inci kolye ilk kez bu kadar yüksek bir fiyata satılmış oldu. Taylor’ın iki kez evlenip boşandığı ünlü actor Ricçhard Burton, kolyeyi 1969 yılında güzel oyuncu için satın almış ve 30 bin dolar ödemişti.
New York’taki Christie’s Müzayede Salonu Mücevher Bölümü Başkanı Francious Curiel, kolyedeki incinin 16’ncı yüzyıldan kaldığını ve çok sayıda kral ve kraliçe tarafından kullanıldığını söyledi. “İyi bir fiyata satılacağını biliyorduk” diyen Curiel, yine de kolyenin milyonlarca dolara alıcı bulacağını tahmin etmediklerini bildirdi.
"La Peregrina"  adıyla bilinen inci kolye, Elizabeth Taylor’ın özel mücevher koleksiyonunun en özel parçalarından biri sayılıyordu. Richard Burton’ın evlilikleri sırasında güzelliğiyle ünlü Elizabeth Taylor’a armağan ettiği 33 karatlık pırlanta bir yüzük de 8 milyon 800 bin dolara satıldı. Müzayede salonu yetkilileri, yüzüğün bu miktarın üçte birine satılacağını tahmin ediyordu. Elizabeth Taylor’a arkadaşı Michael Jackson’ın hediye ettiği yakut taşlı yüzük de 600 bin dolara el değiştirdi.
Ünlü yıldıza ait sanat eserleri ve giysiler de hafta boyunca New York’ta Christie Müzayede Salonu'nda açık arttırmayla satılacak. Mart ayında 79 yaşında ölen Elizabeth Taylor’ın mücevher koleksiyonundan sağlanan gelir, sanatçının 1991 yılında kurduğu Elizabeth Taylor AIDS Vakfı’na verilecek.
YAZI BOYUTU 

Titanik’in mucevherleri


Kuzey Atlantik’in buzlu sularında batan Titanik’in enkazından çıkarılan en büyük mücevher koleksiyonu ilk kez meraklıları ile buluşuyor.
Titanik’in mücevherleri sergiye çıkıyor






Amerika Birleşik Devletleri’nde üç şehir gezecek mücevherler safir yüzük, broş, kolye, kol düğmeleri ve altın cep saatten oluşuyor.
Denizin dibinden çıkartılan mücevherler 1987’de bir kamarota ait çantanın içinde bulunmuştu.

17 Mayıs 2013 Cuma

Missbibi 'i nedir? biliyor musunuz?


missbibi'i nedir? biliyor musunuz?



 
 
 
Kibrit şeklindeki bu bilekliğe bayıldım:)

 
 
www.missbibi.com adresinde bu birbirinden güzel takıları bulabilirsiniz.

BLOGGER: GONCANIN SEPETI

Sevan Bıçakçı Yüzük Koleksiyonu (Seven Bicakci istanbul- dubai )



Sevan Bıçakçı Yüzük Koleksiyonu - Sevan Bıçakçı

 

Sevan Bıçakçı dünyaca ünlü , ülkemizin gurur kaynağı , harika tasarımlarıyla herkesin hayali yüzükler tasarlayıp yapan bir sanatçımız.2007 yılında en başarılı 5 mücevher sanatçısından biri seçilen Sevan Bıçakçı'nın İstanbul ve Dubai'de şubeleri var , ama çalışmaları dünya çapında satışa sunulmuş durumda.

Tasarımlarında hayvan figürleri, osmanlı esintileri, istanbul figürlerini işliyor.Üstteki fotoğraftaki kuş yüzük hayalim:)
 

Deniz hayvanları, deniz yıldızı ve ahtapot , ikisi de harika.
 

Adriana Lima var mısın yok musuna katıldığı zaman Acun Adriana'ya Sevan Bıçakçı'nın Ayasofya yüzüğünü hediye etmişti.


İşte o yüzük , böyle bir eser daha görmedim ben.

 

Sağdaki Boğaziçi adlı yüzüğü Güler Sabancı tarafından bir hayır müzayedesinde 65 bin liraya satın alınmış.

KAYNAK: http://goncaninsepeti.blogspot.com

Istanbul’un en gozde mucevherleri.. Hurrem'in gozyaslari ( zumrut ve elmaslardan gerdanlik ) ve fazlasi...


 İstanbul’un en gözde mücevherleri!


Adriana Lima var mısın yok musuna katıldığı zaman Acun Adriana'ya Sevan Bıçakçı'nın Ayasofya yüzüğünü hediye etmişti.

                                                    Ayasofya yüzüğü

İstanbul’un Yüzleri Projesi’nin yeni kitabı ‘İstanbul’un 100 Mücevheri ve Sanatçısı’ yaklaşık iki yıl süren titiz bir araştırma ve çalışmanın ürünü...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından yayımlanan ve  İstanbul ile ilgili yüz mekân, kişi, tarihi-kültürel eser ve fenomenlere ilişkin yüz ayrı kitap çalışmasını içeren İstanbul’un Yüzleri Projesi’nin bir yeni kitabı daha okuyucuyla buluşuyor. Mücevher ve değerli taş uzmanı Aylin Gözen tarafından hazırlanan “İstanbul’un 100 Mücevheri ve Sanatçısı” isimli eserde , uzun süreden beri İstanbul’da sergilenen, şehirle özdeşleşmiş mücevherlere ve mücevher sanatçılarına yer verilmiş. Kaşıkçı Elması’ndan Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman’la yaşadığı aşktan esinlenerek tasarlanan Hürrem’in Gözyaşları’na kadar İstanbul’un en gözde mücevherlerine yer verilen eserin yayın danışmanlığını Prof. Dr. İskender Pala, Metin Celal, Adnan Özer, Ahmet Kot ve Ömer Faruk Şerifoğlu yapmış.

Yaklaşık iki yıl süren titiz bir araştırma ve çalışmanın ürünü olan kitapta, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerine ait değerli ziynet eşyaları, savaşlarda kullanılan zırhlar ve muhtelif eşyalardan oluşan İstanbul’un antika mücevherleri, şehirden esinlenerek hazırlanmış takı koleksiyonları (özel ve seri üretim), İstanbullu sadekârların (mücevher ustası) ürettikleri mücevherler ve  mücevher tasarımcıları yer alıyor. Kitabın sonunda mücevher yapımında kullanılan değerli taşların anlatıldığı bir sözlük de bulunuyor.

Noneİşte, kitapta yer alan efsane mücevherler;

Kaşıkçı Elması
Damla şeklinde kesilmiş, 59 fasetten oluşan 86 karat ağırlığıyla, dünyanın kesilmiş en büyük pırlantalarından. Etrafında iki sıra halinde ve farklı büyüklüklerde toplam 49 pırlanta yer alan elmas, IV. Mehmed zamanında Osmanlı hazinesine girdi.

Eğrikapı çöplüğünden Topkapı Sarayı’na Kaşıkçı Elması’nın ilginç hikayesi…
Sultan IV. Mehmed döneminin defterdarı Sarı Mehmed Paşa’nın kaleme aldığı Zübde-i Vekaiyat (Olayların Özü) adlı eserinde bulunan bilgiye göre 1699 yılında, İstanbul’da, Eğrikapı çöplüğünde bu taşı bulan kişi, cam zannederek üç kaşık karşılığında taşı bir kaşıkçıyla değiştirir. Taşı kaşıkçıda gören bir kuyumcu ise, kaşıkçıdan bu taşı on akçeye alır ve bir arkadaşına gösterir. Taşın gerçekten elmas olduğu anlaşılınca, arkadaşı kendine de pay ister. Arada çıkan anlaşmazlık nedeniyle olay kuyumcubaşıya taşınır. Kuyumcubaşı, her iki tarafa da birer kese akçe vererek taşı kendi alır. Dönemin sadrazamı olayı duyup taşı kendi almak isterken, bilgi IV. Mehmed’e ulaşır ve taş saraya getirilerek işlenir. İşlenmiş haliyle 84 karat bir pırlanta olur. Kuyumcubaşıya da kapıcıbaşılık rütbesiyle birkaç kese altın verilir.

Kanuni Sultan Süleyman’ın Kılıcı
Tepesi altınla süslenmiş kılıcın üzerine yakut ve turkuvaz taşı mıhlanmış. Kabzası mor kadife kumaşla kaplı olan kılıcın iki tarafında da altın birer balık figürü yer alıyor. Kabzası altından, en tepesinde ise turkuvaz taşı bulunuyor.

Altın kakma tekniğiyle kılıcın bir tarafında “Sultan Osman Hanı Gazi İbn Ertuğrul bin Süleyman Şah”, diğer tarafında ise “Sultan Süleyman Han İbn Sultan Selim Han” yazılmış. Siyah meşin kaplı kının üzerinde altından yapılmış üç bölüm yer alır. Bu halkalar yine kabartma çiçeklerle süslenmiş, turkuvaz taşıyla çevrelenmiş büyük bir kabaşon kesim yakuttan oluşur.

NoneŞah İsmail’in Maşrapası
Yavuz Sultan Selim’in gerçekleştirdiği Çaldıran Zaferi’nden sonra getirilen ganimetlerden biridir.
Herat taşı adı verilen siyah bir taştan oyma tekniğiyle yapılmıştır. Üzerindeki desenler altınla kakma olarak verilmiştir. Boyun etrafında yine altın kakma olarak, hatla “es-Sultan el-Âdil el-Kâmil el-Hâdi el-Veli Ebu el-Muzaffer Şah İsmail Bahadur Han el-Safevî halledallahû tealâ ve mülkehu Sultanehu” yazılıdır. Ejder şeklindeki gümüş kulpunda, mine tekniğiyle yapılmış süslemeler yer alır.

Sultan I. Ahmed Taht Askısı
Gümüş bir zincirle tahtın kubbesine asılan askının alt ucunda altın mile geçirilmiş doğal ve iri bir zümrüt, küçük incilerden yapılmış dilimli bir top ve uçları zümrütle sonlanan inci püskül yer almaktadır.

Tahtın armudi formdaki askısının zemini, kalemkâr tekniğinde çiçek ve yaprak motifleriyle desenlendirilmiştir. İki yüzde görülen yarım küre biçimindeki kabarık paftaların zemini ajur tekniğindedir. Değişik boyutlarda zümrüt ve yakutların dönüşümlü olarak çevrelediği paftaların üst kısmına oval formda iri birer firuze yerleştirilmiştir.

Safir Taşlı Altın Yüzük/Bizans
7. yüzyıl Bizans dönemine ait olan bu yüzükte, dörtgen şeklinde kesilmiş safir taşının altı olan külah bölümü, piramit şeklindeki tırnaklı altın montüre mıhlanmış.

NoneMurassa Miğferi
Murassa miğferi, Osmanlı dönemindeki ince kuyumculuk işçiliğini, karakteristik Osmanlı tarzını ve zevkini ortaya koyan hayranlık uyandırıcı çalışmalardan biridir. Miğferin yüzeyi tam ve yarım şemse formunda altın tabakalarla süslenmiştir. Üzerindeki altın tabakalara, yine altından çiçek tabanlı, yüksek yuvalara turkuvaz taşı ve yakutlar mıhlanmıştır.

Arka tarafında yer alan ense kısmındaki siperlikte, merkezden yayılan lale motifleri bulunmaktadır. Sürgülü burun siperliğinin üstünde altın kakma rumi motifleri ve tepesinde bir firuze vardır. Miğferin içi ise, ince ipekten sık dokunan kırmızı atlas kumaşla kaplıdır.
Sultan Selim’in Mührü
Osmanlı İmparatorluğu’nda, yeni bir padişah başa geçtiğinde, kalabalık bir heyet eşliğinde Hazine ziyaret edilirdi. Bu ziyaret töreninde hazine kethüdası, Hazine’nin anahtarını getirerek Yavuz Sultan Selim’in mührünü kontrol eder, bu mühürle kilitlenmiş kapı özel bir törenle açılırdı.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’nden İstanbul’a dönüşünden sonra yapılan bu mühür, “Benim altınla doldurduğum hazineyi bundan sonra gelenlerden her kim mangır ile doldurursa hazine anın mührüyle mühürlensin ve illa benim mührümle mühürlenmekte devam olunsun” şeklindeki vasiyetine uygun olarak, Cumhuriyet dönemine kadar kullanılmıştır.

Yüzük şeklinde olan ve halen Topkapı Sarayı’nda bulunan bu mührün ortasında “Sultan Selim Şah” ve etrafında karşılıklı olarak “Tevekkele âlâ hâlikî” yazmaktadır.

NoneKevkeb-i Dürri Elması
Son derece sade ve etkileyici bir tasarıma sahip olan altın plakanın Sultan I. Ahmed tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Altın bir diskin ortasında dört sıra halinde, düz kesimli elmaslarla çevrili, bombeli bir yuvanın ortasında yer alan 52 karatlık Kevkeb-i Dürri (incilerin yıldızı) adı verilen bir elmas bulunmaktadır. Yuvarlak diskin üst tarafına, mihrap biçiminde altın bir plaka, dört altın çiviyle oturtulmuştur. Plakanın üzerindeki kenarları döndürülmüş yüksek yuvanın içinde de sade kesimli 48 karatlık bir başka elmas yer alır. Kenarları pahlı olan her iki elmas da düz kesimlidir.

Mihrap biçimindeki altın plakanın üst kısmında sülüs hatla, “Şefaat ya Resulallah şefaat, Sultan Ahmed bin Mehmed Han” yazısı yer alır. Diskin alt kenarındaki yarım şemsenin içinde de “Sultan Ahmed Han İbn Sultan Mehmed Han sene 1022 (1613)” yazılıdır. Son derece dindar olan Sultan I. Ahmed, pek çok Osmanlı padişahı gibi Mekke ve Medine’de önemli onarımlar yaptırmış, Hz. Muhammed’in kabrine ve Kâbe’ye paha biçilmez hediyeler göndermiştir. Onlardan biri olan bu elmas da, I. Dünya Savaşı sırasında Medine’den İstanbul’a geri getirilen eserler arasında yer alır.

Hürrem’in Gözyaşları
Hürrem Sultan’ın Kanuni Sultan Süleyman ile yaşadığı aşktan etkilenip tasarlanan “Hürrem’in Gözyaşları” gerdanlığı zümrüt ve elmaslardan oluşuyor. Bu eşsiz mücevheri tasarlayan Arda İşler daha sonra yeteneğini sadekârlık alanına da taşımış.

K: womenist.net

Elizabeth Taylor'in Mucevher Koleksiyonu


Elizabeth Taylor'ın Mücevher Koleksiyonu

Christie New York, Aralık ayında yüzyılın en önemli mücevher satış ihalesini gerçekleşti. Tatil sezonu sırasında düzenlenen ihalede, boş koltuk bulmak oldukça zor oldu. Gece kıyafetleri giyen bazı katılımcılar, yüz yılın en göz alıcı film yıldızına saygı göstermek istedi ve aynı zamanda onun efsanevi mücevherlere sahip olma mücadelesini sabırsızlıkla bekledi. Elizabeth Taylor'ın mücevher koleksiyonu toplam 137.235.675 Dolara satıldı ve yeni bir dünya müzayede rekoruna imza attı. Bugüne kadar 1987 den beri birinciliği koruyan, 50 milyon Dolar değerinde Sotheby Cenevre’de satılan Windsor Düşesi koleksiyonu, ikinci sıraya yerleşti...

None
Elizabeth Taylor koleksiyonu aynı zamanda diğer yedi müzayede rekoru kırdı.  Birinci rekor LA PEREGRİNA  incisinin satışı ile başladı ve  11.842.500 Dolar fiyatı ile dünyanın en yüksek değerde satılan inci unvanı aldı. 50,56 karatlık doğal inci, Richard Burton tarafından 1969 yılında  37.000 Dolardan satın alındı. Panama körfezinde 1500 yıllarda keşfedilen LA PEREGRİNA  incisi imrenilecek bir soyağacına sahip. Sekiz İspanyol kralı, Fransa prensi Luis Napoleon, Joseph Bonapart, Dük ve Düşes Abercorn ünlü sahiplerden  sadece bazıları. Taylor dünyanın en mükemmel incisine gerdanlık oluşturmak için Cartier tasarımcılarıyla bizzat kendisi çalıştı.

None
İkinci sırada yer almak için çok önemli iki parça yarıştı. Birinci parça 1627-1628 tarihlere ait Taj Mahal elması. Kalp şeklindeki elmasın altın zinciri Cartier  tarafından tasarlandı. Elmasın üzerinde Babür imparatoru Şah Cihangirin eşinin adı Nur Cihan kazılı. Daha sonra Şah Cihangir elması oğlu Şah Cihanaya düğün hediyesi olarak verdi, Şah Cihanın güzeller güzeli eşi dört yıl sonra öldü ve onun şerefine  Taj Mahal inşa edildi. Richard Burton bu tarihi mücevher parçasını Elizabeth Taylor’a kırkıncı doğum günü hediyesi olarak verdi. Taj Mahal elması 8.815.500 Dolara satıldı.

None
52,72 karat Bulgari tasarımı Burma safirli kolye 5.906.500 Dolara satıldı.
33.19 karat D-VS1  Elizabeth Taylor pırlanta yüzüğü, Taj Mahal elması gibi 8.815.500 Dolara satıldı. Bu dikdörtgen kesimli pırlanta, Krupp elması olarak biliniyor. Cömert Burton bu yüzüğü 1968 yılında  açık artırmada 300.000 Dolara satın aldı. Bu yüzük Elizabeth Taylor’un en sevdiği yüzüklerden biriydi, onu otuz yıl boyunca her gün taktı.
Elizabeth Taylor’un muhteşem zümrüt koleksiyonu olağanüstü ilgi gördü. Bulgari tasarımlı broş, gerdanlık ve bilezik seti dünyada eşi değeri olmayan Kolombiya Muzo zümrütlerden oluşuyor. 23.46 karat Bulgari tasarımı zümrüt kolye broş 6.578.500 $ satıldı.
Bulgari zümrüt gerdanlık 6.130.500 Dolara satıldı.
VanCleef & Arpel’s tasarımı 8.24 karat Burma yakut yüzük 4.226.500 Dolara satıldı.
Üçüncü eşi Mike Todd tarafından hediye edilen ve 1957 Oscar töreninde takılan elmaslı taç 4.226.500 Dolara satıldı.
Bulgari zümrüt bilezik 4.002.500 $ fiyatı ile dokuzuncu sırada yer aldı.
Ve ilk “ON”  listesini tamamlayan 3.778.500 $ fiyatı ile Cartier tasarımı yakut kolye oldu. Seans sırasında birçok teklif telefon ve internet üzerinden alındı,birinci gününde 115.932.000 $ satış değerinde 80 lot satışa sunuldu. Kalan 190 lot satışı ikinci gün devam etti. İkinci gününde salonda ünlü müşteri portföyü ile bilinen tasarımcı Lorrain Schwartz bulunuyordu. Elizabeth Taylor koleksiyonunda Lorrain Schwartz’a ait bazı eserleri vardı ve Schwartz onları yeniden almak için büyük çaba gösterdi. Kendi tasarımı yeşim taşlı ve pırlantalı bilezik seti geri almak için, dakikalar boyunca telefonda teklifini sunan bilinmeyen kişi ile savaştı, ama sonunda  kaybetti. Telefondaki gizemli alıcı ünlü televizyon yıldızı Kim Kardashian olduğunu ortaya çıktı. Açık artırmadan elde edilen tüm gelir ELIZABETH  TAYLOR  TRUST şirketine geçti ve bir kısmı Elizabeth Taylor’un kurduğu AIDS  VAKFI’na bağışlanacak.
KAYNAK: womenist.net

Cartier Elması


Cartier Elması

Oyunculuklarıyla olduğu kadar fırtınalı aşklarıyla da tarihe geçen ünlü ikili
Elizabeth Taylor, ve Richard Burton’un aşklarının sembolu olan Cartier- BurtonTaylor elması.



News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler