Bu Blogda Ara

yakut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yakut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Eylül 2013 Pazar

Tek tas cok banal, baska bir şey yok mu?

Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay iş değil. Ama sevdiceğiniz er ya da geç sizden bir parça mücevher beklentisine girecek, kaçış yok. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde kuyumcudan kuyumcu kıvama geleceksiniz.


İlla pırlanta mı alınacak?






Pırlanta mevzusu kıllı olmakla birlikte, bir kere adamın dikkatini çekti mi, hobiye dönüşebiliyor. Yani sevgilinize, nişanlınıza, karınıza, bacınıza özellikle pırlantalı mücevher alma aşamasında sıkılmayacaksınız. Finansal anlamda canınıza bile okunacak o ayrı.. Uzun süredir birlikte olduğunuz kadına eninde sonunda mücevher almanız gerekecek. Ya evlenme teklif edeceksiniz, ya yediğiniz bir haltı affettirmek için mücevherden medet umacaksınız. Eninde sonunda...
 İlişki uzadıkça adam elini cebine atmamakta ısrar ederse, kadın yavaştan soğumaya başlar. Kadının gözünde erkeği en berbat şekilde "reset"leyen özellik, kellik değil, fodulluk değil, cimriliktir. Ona değer verdiğinizi ve hayatta bir takım şeyleri görüp geçirdiğinizi göstermenin en etkili yolu da minik de olsa bir parça mücevherle ilişkinizi taçlandırmanızdır. Ama nasıl? Öyle "ha" deyince mücevher alınmaz. "Ha" deyince alınan mücevher bilahare alanı pişman eder.

Alacağım taşı neye göre seçeceğim?
 Alacağınız mücevher ancak söz yüzüğü veya birlikteliğinizin ilk iki yılı içinde doğum günü armağanı ise; safir, yakut, zümrüt, aquamarine veya diğer taşları tercih etmelisiniz. Çünkü bu taşlar sadece çok yüksek karatlarda değerli olurlar. Küçük ve renkli bir taşla süslü bir takı aldıysanız, verirken büyük merasimler yapmayın ki, pırlanta yüzük hayaliyle kutuyu açınca hayal kırıklığına uğramasın... Eğer ilişkiniz ciddiyse pırlanta tek çıkar yol. Ne zamandır kuyumcu vitrinlerinde pırlantalara bakacağım diye yapışıp kaldığını tahmin bile edemezsiniz.
Pırlantanın olayı nedir? 
 Pırlanta çok pahalı bir taştır. Sonradan pişmanlık yaşanmaması için almadan onunla ilgili önemli hususları iyice öğrenmekte yarar vardır. Öncelikle pırlantayı alacağınız yeri iyi belirlemelisiniz. Özellikle yüksek karatlı pırlanta takıları sokakta gördüğünüz herhangi bir kuyumcudan alamazsınız. Tanınmış bir müvecheratçı bulmanızda yarar var.
 Kırıntı denilen, mücevherin bir bölgesi veya her yeri minicik pırlantalarla kaplı takılar tek taş pırlantaya göre çok daha ucuzdur. Bunlara fantezi takılar denir. Satın alırken parayı pırlantadan çok tasarıma vermiş olursunuz. Bunun sebebi, taşların adı üstünde, pırlantanın kırıntısı olmasıdır. Bunları iade ederken, değiştirirken veya satarken muazzam değer kaybına uğrar, eğer pırlantaya bir yatırım gözüyle bakıyorsanız, aklınızda değiştirmek, ileride onu verip daha iyisini almak varsa bu türü tercih etmeyin.
İlla pırlanta mı alınacak?
Tek taş pırlanta en akıllı tercih. Örneğin Kapalıçarşı`nın en tanınmış, özellikle sosyete mensupları tarafından tercih edilen kuyumcusu Sait Koç her taşına kefil. Banka gibi. Aldığınızdan yıllar sonra bile ihtiyaç durumunda pırlantayı iade ederken işçilik ücreti ve KDV oranını düştükten sonra paranızı iade ediyor. "Şimdiye kadar istediği anda parasını iade etmediğim müşteri hiç olmamıştır" diyor. "Gerekirse, param yoksa eşten dosttan alır yine de veririm karşılığını. İhtiyacı olmasa insan mücevherini satar mı? Ben de müşterimi hiçbir şartta zor durumda bırakmam. Bak bu yüzüğü bir kadın getirdi. (bir zarfın içinde yüzük üzerinde 750 milyon lira yazıyor). Kredi kartlarının borcu varmış, kızının söz yüzüğü. Ben onu aldım parasını iade ettim ama altı ay tutacağım geri almak ister diye..."
Tek taş çok banal, başka bir şey yok mu?
Pırlanta anlayana banal manal değil ama daha enteresan bir hediye ona daha uygundur derseniz; o zaman Sevan Bıçakçı`yla tanışmanızda yarar var. Bıçakçı`dan alacağınız yüzük kocaman pırlantalarla parlamayacak ama kesinlikle "wow" faktörü olan yüzük olacak.  Satın alırken yine parayı daha çok tasarıma veriyorsunuz ama karşılığında aldığınız şey dikkat çekici, el emeği göz nuru minik bir sanat eseri. Güler Sabancı`nın meşhur ettiği padişahlı yüzükleri ve Osmanlı esintilerinin hakim olduğu birçok koleksiyonu dünyanın birçok noktasına gidiyor ve kapanın elinde kalıyor. Fiyat için onları aramanız gerekecek ama imkansız bir rakam duymayacaksınız, çekinmeyin 0212 520 45 16`dan arayın.


Bütçem kısıtlı anlatamıyorum galiba...
Eğer bir nişan yüzüğü alacaksanız, iki aylık maaşınıza eşit olan parayı pırlantaya harcamalısınız. Bu parayı uzun süre kenara koyarak biriktireceksiniz artık. Alacağınız nişan yüzüğü değil de sıradan bir hediyeyse pırlantaya yaklaşmasanız da olur. Ama aldığınız pahada hafif takıya ağır bir manevi anlam yüklemelisiniz ki paranız olmadığı için değil, daha anlamlı olduğu için o hediyeyi seçtiniz sansın artı o takıya baktıkça içi sevgiyle dolsun. Örneğin, üç tane iç içe geçmiş halkadan oluşan altın bir yüzük veya bilezik alıp: "Sevgilim, bunlar sonsuz aşkımızı, sonsuz arkadaşlığımızı ve sonsuz sadakatimizi simgeliyor." deyin ki, düşünüp de aldığınızı sansın, cebinizin delik olduğunu değil. (Cartier Trinity koleksiyonu)
Bir de küçük mavi kutu var. Bu özellikle mücevhere düşkün kadınlarda bir buçuk karat pırlanta etkisi yaratan sihirli bir kutu... İçinden ne çıkarsa çıksın çığlık çığlığa kabul edilen kutu... Tiffany & Co.`nun küçük mavi kutusu ve küçük mavi torbası... Tiffany`nin ürünlerini Türkiye`de Collection yapıyor. Fiyatlar Amerika Tiffany`yle aynı. Nişantaşı`nda, Ritz Carlton`da ve Çırağan Kempinski`de yerleri var. Fiyatlar 50 dolardan başlıyor, üst limit gökyüzü...
4c nedir?
Pırlanta dört değişken sayesinde değer kazanır, bunlar İngilizce isimlerinden dolayı 4c olarak bilinir: karat (carat), kesim (cut), berraklık (clarity) ve renk (color). Bu dört özelliğin kalitesi birlikte veya tek tek yükseldikçe pırlantanın değeri de yükselir. Diğer bütün değerleri aynıysa; iki tane küçük taştan ziyade, aynı karata denk gelen tek bir pırlanta daha pahalıdır. Çünkü karatı yükseldikçe pırlanta daha nadir bulunur hale gelir. Aldığınız pırlantanın 4c`si ile ilgili olarak kuyumcuya güvenmek yerine, taşınızın uluslararası geçerliliği olan bir sertifikası olmasına dikkat edin ve bu sertifikayı taş sizde olduğu sürece saklayın.
Carat: Taşın ağırlığı karat ile ölçülür. Karat pırlantanın değerini ortaya koyan ölçütlerden yalnızca biridir. Pırlanta sadece büyük olmasıyla değerli olmaz.
Cut: Pırlantanın çakıl taşımsı ham halinden, ışık saçan parlak taş haline gelene kadar geçtiği en önemli işlem lazerlerle kesilmesidir. Kesim pırlantanın parlaklığını doğrudan etkilediği için doğru yapılması çok önemlidir ve 4c arasında amatör bir göz tarafından kontrolü en zor olanıdır.
Berraklık: Taşın kendisinden veya kesiminden dolayı üzerinde oluşabilen bazı kusurlar olabilir. Bu kusurlar ne kadar az olursa pırlanta o kadar değer kazanır. Gözle görünen kusurlara sahip bir pırlantanın değeriyse oldukça düşer.
Renk: Doğal olarak renkli pırlantalar vardır ve bunlara "Fancy" denir. Pastel pembe, canlı sarı, fıstık yeşili, mavi ve çeşitli renklerde olabilir bu taşlar ancak pırlanta oldukları için değerleri diğer renkli taşlara göre daha yüksektir. Beyaz pırlantaların renkleri de D`dan Z`ye kadar ayrılır. En beyaz olan D`dir. Ancak piyasada çoğunlukla G ve aşağısı renklerde pırlanta bulunur. K`dan itibaren pırlantanın rengi sararmaya başlar ki bu iyiye işaret değildir.


Boxer Dergisi


1 Temmuz 2013 Pazartesi

Degerli Taslar ve Yararlari

Değerli Taşlar ve Yararları



Taslar dogada bulunus biçimlerine, yerin ne kadar altindan ve ne sekilde çikartildiklarina, renklerine ve içeriklerindeki minerallere göre degisik amaçlarla kullaniliyor. Iste baslica taslar ve faydali olduklari hastaliklar
AZURIT:Uzun süre araba kullanan ya da bilgisayar basinda çalismaktan dolayi gözleri yorulanlar için çok iyidir
TURKUVAZ:Ülkemizde bir adi da Firuze olan bu tas kalp hastaliklari, tansiyon ve sindirim sorunlarina karsi etkilidir.Sadakat, dostluk ve sevgiyi temsil eder. Özellikle kadinlar için cinsel cazibeyi arttirir ve huzur verir.
YESIM:Toksinleri vücudunuzdan atmaniza yardimci olur. Dis agrilari için faydalidir. Agzinizda bir süre tuttugunuzda agriyi alir. Kadinlarda adet ve dogum sancilarina iyi gelir, duygularinizi dengeler.
MERCAN:Mercan tasi, sedef hastaligi basta olmak üzere, bir çok cilt hastaliginin tedavisi amaci ile kullanilir. Safligin ve dengenin korunmasina yardimcidir. Nazara karsi kullanilmaktadir. Konsantrasyon eksikligini gidericidir.
http://ufoss.com
AKUAMARIN:Akuamarinin sinirleri yatistirici özelliginin yani sira düsüncenin berraklasmasi ve yaratici gücün ortaya çikmasinda da büyük rolü vardir. Böbrek, karaciger, dalak ve tiroid bezlerini kuvvetlendirir
YAKUT:Kan dolasimina ve bagisiklik sistemine olumlu etkileri vardir. Cinsel sapkinliklari giderir. Liderlik duygusunu ön plana çikararak çevrenizdeki insanlarin sorumlulugunu almanizi saglar.
TOPAZ:Topaz Tasinin bir diger ismide Sari Yakut olarak bilinmektedir. Yine bu tasa verilen isimlerden biri de Ask Tasi ismidir. Asiklarin arasindaki sürtüsmeleri giderir. Kisinin sanatsal yönlerini açiga çikarir. Göz hastaliklarina iyi gelir.
ZÜMRÜT:Bagisiklik ve sinir sistemi, kalp, ciger ayni zamanda böbregi kuvvetlendirdigi bilinir. Bedeninizi ve ruhunuzu temizleyerek duygusal yönden dengeye kavusturur. Samimiyet ve sadakatin sembolüdür. Kullanan kisinin yüksek iradeye sahip olmasini, karsisina çikan zorluklari asmasini saglar. Cesaret ve kendine güven getirir.
AYTASI:Bacak ve sirt agrilarina ayni zamanda kramplara iyi gelir. Bilinçaltinizi netlestirir, konusma yetenegi verir, duygu ve düsüncelerinizi rahat bir sekilde disa vurmanizi saglar.
KUVARS :Yogunlugu en yüksek olan taslardandir. Beyni uyarir, negatif enerjiyi yok ederek pozitif enerjiye çevirir. Kiskançlik, korku ve öfkeden korudugu bilinir. Uzun süre kullandiginizda akan bir suyun altinda yikadiktan sonra bir gece topraga gömerseniz tasin topladigi negatif enerjiyi atmis olursunuz.
JASPER:Iç organlari ve sindirim sistemini güçlendirir. yüksek enerji verdiginden, güçlü hissetmenizi saglar. Erkekler için cinsel dürtüleri arttirir.Inanç, sadakat, sevgi ve sayginin simgesidir.
http://ufoss.com
AKIK:Cinsel organlar faydalidir ve cinsel gücü arttirir. Metabolizmanin düzgün çalismasina yardimci olur. Bunlarin yani sira gerginligi ve stresi azaltir.
AMETIST:Yatistirici etkisiyle bilinen ametist bagisiklik sistemini de kuvvetlendirir ayrica meditasyon içinde kullanilabilecek bir tastir. Enerjisi çok yüksek oldugundan bulundugu ortamdaki bütün kötü enerjiyi pozitife çevirir.
INCI:Sadelik ve alçak gönüllülügü simgeler. Böyle gözükmekle beraber, aslinda çok kiymetli olmayi anlatir. Bu yüzden bilgeligin ve alimligin simgesi olarak da görülmüstür. Eski zamanlarda anne sütünü arttirdigi düsünülürmüs.
Agate: Uzun ömür ve mutluluk simgesi. Günlük stresinizi aliyor.
Firuze (Turkuaz): Nazara karsi iyi geliyor. Olumsuzu olumluya çeviriyor, bilinci genisletiyor. Tansiyonu düzenliyor. Kalp hastaliklarina iyi geliyor.
Zümrüt: Göz agrilarini dindiriyor, iltihap ve kizarikligi dindiriyor. Iltihap ve kizarikligi gideriyor.
Aytasi: Duru görüs ve sezgi yeteneklerini kuvvetlendiriyor. Kramplara iyi geliyor. Yildizi düsük olanlarin kullanmasi gereken bir tas.
Kaplan Gözü: Sahiplenme arzusunu güçlendiriyor. Insanin kendini isine vermesini sagliyor. Konsantrasyonu güçlendiriyor.
Akik (Kirmizi Kalsedon): Ugur ve bereket tasidir. Donuk akik, kan dolasimini kolaylastiriyor. Erkeklerde testisleri. Kadinlarda yumurtaliklari koruyor.
Kolsedon (Mavi Akik): Düsünce yetenegini kuvvetlendiriyor. Iyi konusmayi sagliyor. Renginden dolayi nazar için de yararli bir tas.
Zebercet (Peridot): Tibbi cihazlarin kaydedemedigi kalp çarpintilarina ve sebebi bilinmeyen korkulara iyi geliyor.
Kehribar (Amber): Reçinenin taslanmis hali olup özellikle guatr, astim, bronsit ve alerji hastaliklarinda yarar sagliyor.
Opal: Sevgi ve sefkat simgesidir. Karsiliksiz seven kisiler kullaniyor. Eklem iltihaplarini geçiriyor.
Topaz (Sitrin): Kan dolasimi bozukluguna iyi geliyor. Telepati yetenegini artiriyor.
Lal: Tehlikeyi haber veren tas olarak biliniyor, (Kullanan kisiye tehlike gelecegi zaman tas rengini açiyor.)
Jade (Yesim): Iyi iliskiler, vefali dost simgesidir. Ayni zamanda böbrek rahatsizligindan kaynaklanan atesi düsürdügü söyleniyor.
Lapis Lazuli (Lacivert Tas): Ruh ve beden arasindaki dengeyi sagliyor. Ayrica zihin açikligina yardimci oluyor. Hazmi kolaylastiriyor.
Ametist: Strese, migrene istahsizliga, göz agrilarina ve akciger hastaliklarina iyi geliyor. Bagisiklik sistemini güçlendiriyor.
http://ufoss.com
Mercan: Bir deniz ürünüdür. Solunum açici etkisi bulunuyor.
Kristal Kuars: Enerjinin simgesidir. Tansiyonu düzenliyor. Meditasyonda kullaniliyor. Radyasyonu topladigindan cep telefonu olanlarin kristal tasimasi gerekiyor. Bu taslar aldiklari radyasyonu, 15 günde bir yikamak yoluyla atiyorlar.
Krizopraz: Seksüel bozukluklar ve depresif durumlarda rahatlatici özelliginin yaninda kisisel yeteneklerin ortaya çikmasini sagliyor.
Pyrite: Idare gücünü artiriyor. Diger insanlarla uyum içinde çalismanin gerçeklesmesine yardimci oluyor.
Turmalin: Beden ve zihin iliskisini güçlendiriyor. Duyarlilik ve sezgiyi, anlayisi, artiriyor. Aile saadetini güçlendirici tas diye de biliniyor. Su damlasi anlamina geldiginden denizciler nazar ve ugur tasi olarak tasiyorlar.
Jasper: Sevgi ve inanç simgesidir. Karaciger, dalak, mesaneyi güçlendiriyor. Toprak elementlerini temsil ediyor.
Elmas: Eski çaglardan günümüze taslarin en degerlisi sayilan elmasin, kadinla erkek arasindaki aski güçlendirdigine inanildigindan nisan yüzüklerinde tercih edilir. Saflik, sevgi ve nese getirdigi söylenen elmas, cesareti ve aski sembolize eder. Elmas, sizi ruhsal ve ahlaksal inançlara göre yasaminiz için yüreklendirerek, kendinize ve baskalarina karsi dürüst olmaya davet eder.
Safir: Gök yakut diye bilinen safir, Latince mavi anlamina gelen sapphirus kelimesinden gelir. Mavi, pembe, turuncu, sari, yesil, mor ve siyah renklerde ya da seffaf olabilir. Tarih boyunca krallarin ve hükümdarlarin kötülük, ihanet ve büyülerden korunmak için taktiklari kutsal bir tastir. Ayni zamanda çesitli hastaliklara iyi geldigi söylenmektedir. Seffaf safir size güveni, sevgiyi ve isigi yogun olarak hissettirir. Mavi safir, duygusal travmalarin yarattigi duygu yüklerinden kurtararak özgürlük hissi verir.
Yakut: Mutsuzluk, kiymetsizlik, kavga, düsman, saldiri, vakitsiz ölümler ve akil hastaliklarina karsi koruyucu özelligi olduguna inanilir. Yakut, Hindistan’da taslarin efendisi olarak anilir. Saflasmaya ve degisime götüren yasamsal ve sicak yaratici enerji
verir.
Zümrüt: Yesil renginden dolayi bereket, dogurganlik ve yagmur simgesi olarak bilinir. Düs gücünü gelistirdigine, bellegi güçlendirdigine inanilir. Kadinda ve erkekte üretkenligi artirir.
Göz agrilari, iltihap ve kirikligi giderir.
Ametist: Strese, migrene, istahsizlik, göz agrisi, akciger rahatsizliklarina iyi gelir. Bagisiklik sistemini güçlendirir. Kuvars kristalinin arindirilmasinda kullanilir. Pozitif enerji yüklü bir kristaldir. Tasiyan kisiye de bu yükü aktarir. Beyin gücünü yükseltir. Kan temizleyicidir. Negatif enerjilerimizi bosaltarak huzurlu ve zinde olmamizi saglar. Pembe kuvarsla birlikte kullanildiginda akli güçlendirir. Alkoliklere iyi gelir ve kalbi korur.
Akik: Ugur ve bereket tasidir. Kan dolasimini kolaylastirir. Erkeklerde, erkeklik bezini, kadinlarda yumurtaliklari korur. Cinsel organlari aktivite eder. Saglik ve uzun ömür simgesidir Turuncu akik kendinizi sikintili ve ümitsiz hissettiginiz zamanlarda olaylarin
iyi yönlerini görmenize yardim eder. Sebepsiz sikintiyi alir. Sari akikle yasamdan zevk alirsiniz. Ates akigi yasadiginiz ana yogunlasma isteginizi güçlendirir. Ciddiyet, dayaniklilik ve sükunet saglar. Olumsuz duygulari çözüp iç benligi korur. Kendinize güven duymanizi saglar.
Akuamarin: Beden ve zihin iliskisini kuvvetlendirir. Duyarlilik sezgisini artirir. Aile saadetini güçlendiren tas denir. Denizcilerin ugur ve nazar tasidir. Güven, denge ve ahenk
sembolüdür. Solunum problemleriyle savasir. Hafizayi güçlendirir. Strese karsi koruyucudur.
Agat: Konusma yetenegini güçlendirir. Dikkatsizlikten, sosyal olamamaktan korur. Uzun ömür ve mutluluk simgesidir. Günlük stresleri atar. Vücutta tansiyon dengeleyicidir. Üriner sistemin saglikli kalmasina yardimci olur. Akli ve vücudu güçlendirir, kisiyi cesaretlendirir.
Aytasi: Günlük yasantinizdaki dengeyi olusturmanizi saglar ve duygusal dengenizde uyum saglayici etki yaratir. Fiziksel olarak tikanmis lenf bezlerini temizler. Kadinlarda hormon seviyesini dengeler.
Amber (Kehribar): Guatr, astim, bronsit ve allerjiye karsi iyidir. Tilsim olarak, hem kör talihe karsi korunma hem de talihi kendine çekme için kullanilmistir. Sindirim sistemi, iç salgi bezlerini dengeler ve karacigeri temizleyerek güçlendirir. Yaydigi sicaklik,
enfeksiyonu önledigi ve soguk alginligi tedavisinde rol oynadigi için genelde boyun çevresine takilir. Bogaz ve tiroid enfeksiyonlarini diger tüm taslardan daha iyi tedavi ettigi
düsünülmektedir.
Aventurin: Zihinsel karmasayi ve stresi azaltir. Nese tasi da denir. Sakinlik ve yasama sevinci sunar.
Amazonit: Beden disi deneyimlere duyulan korkuyu yatistirir. Enerjisi ölümcül derecede hasta olanlara iyi gelir.
Firuze (Turkuaz): Panzehir özelligi vardir, talih tasi olarak bilinir. Hissettirdigi iç baglantilar sayesinde sifa etkisi gösterir. Nazara karsi iyi gelir. Bilinci genisletir ve kaygiyi teskin eder. Tansiyonu düzenler, kalp hastalarina iyi gelir. Kadinlik özelliklerini artirir. Konusma ve yazma yoluyla yaratici ifadeyi artirir.
http://ufoss.com
Hematit (Demir): Kan dolasimi düzeninin saglikli olmasina yardimcidir. Bu özelliginden dolayi romatizmaya iyi gelir. Enerji kaynagidir, solunum yollari üzerinde olumlu etkileri vardir.
Inci: Inci size güç, huzur ve çalisma azmi verir. Duygusal korunma amaciyla da kullanilir.
Jasper: Sindirim sistemine iyi gelir. Endokrin sistemine denge getirir. Karaciger ve safra kesesini, dalak ve mesaneyi kuvvetlendirir. Fiziksel direnci artirir.
Kaplan Gözü: Sahiplenme arzusunu güçlendirir, insanlarin kendisini isine vermesini saglar. Iç ve dis görüsü artirir. Zihni keskinlestirir. Sinirsel spazmlari ve bas agrilarini hafifletir. Sindirim bozukluklarina, algilama eksikligine ve korkuya karsi koruyudur. Negatif enerjiden korur.
Kuvars kristali: Vücuttaki fazla elektrigi alir, eksikligi tamamlar. Tansiyonu düzenler, meditasyonda kullanilir. Cep telefonu tasiyan kimselerin yaninda mutlaka kristal bulundurmasi gerekir. Çünkü kristal radyasyonu toplar. Kristaller almis oldugu radyasyonu 15 günde bir yikamak suretiyle atarlar.
Rutilat kuvarsi: Depresyonu azaltir, enerji kaynagidir. Sikintili geçen bir günün getirdigi olumsuz duygu ve düsünceleri çözerek uzaklastirir.
Kalsedon (Mavi Akik): Düsünce yetenegini kuvvetlendirir, iyi konusmayi saglar.
Krizopras: Sinirsel gerilimleri yok eder. Fiziksel, zihinsel, heyecan durumlarinda sakinlik verir. Seksüel ve depresif durumlari rahatlatici özelligi vardir.
Lal: Tehlikeyi haber veren tas olarak geçer. Bilinmeyene gözlerinizi açar ve gayipten bilgi almayi destekler. Fiziksel olarak da cinsel organlarin iyilesmesine yardimci olur, kan dolasimini canlandirir.
Lapis Lazuli (Lacivert Tasi): Ruh ve beden arasindaki dengeyi saglar. Ayrica zihinsel berrakligi ve derin düsünmeye yardimci olur. Hazmi kolaylastirir.
Malahit (Bakir Tasi): Fiziksel agrilari azaltici ve radyasyondan koruyucudur. Uyumayi kolaylastirir. Zihni ve vücudu canlandirir. Her kademede dengeleyici rol oynar. Sol elde oynanirsa vücuttaki statik elektrigin fazlasini alir.
Mercan: Solunum açici etkisi vardir. Kiside cazibeyi artirir. Zor islerin akisini kolaylastirir. Çogaltici etkisi vardir, bereket simgesidir.
Obsidiyen: Negatif enerji emicidir. Stresi azaltir, terapi yönü çoktur. Bilinçaltindaki blokajlari temizler.
Opal: Eklem iltihabina iyi gelir. Insancil duygulari güçlendirir. Ruh temizligini korur, umudu güçlendirir. Yüksek basari tasidir.
Prit: Irade gücünü artirir. Diger insanlarla armoni halinde çalismayi gerçeklestirir. Enerji olusturur.
Rodonit: Vücudun saglikli gelismesine yardim eder. Kan dolasimin dengeler. Psikolojik olumsuzluklardan kurtarici ve cesaret artiricidir.
Topaz: Duygusal yükleri ve kötümser düsünceleri ortadan kaldirir. Endise ve depresyonun üstesinden gelmede yardimci olur. Tüm bedeni güçlendirir, destekler, zihinsel ve fiziksel sindirime yardim eder.
Yesim (Jade): Böbrek rahatsizlarindan kaynaklanan atesi düsürür. Akil sagligina, göz bozukluguna ve dogum sancilarina karsi koruma saglar.
Kirmizi Yesim Tasi: Kani güçlendirir, canlilik, güç ve sabir verir. Bedeni temizler.
Zebercet (Peridot): Aygitlarin kaydedemedigi kalp çarpintilarina ve sebebi bilinmeyen korkulara iyi gelir. Renginden dolayi bereket, dogurur içinizde sevinç duygusu uyandirir.
AMAZONIT:Beden ve ruh dünyalari arasinda sürekliligi ve anlayisi saglar. Kisinin yasamina anlam katmasina, yasamina deger vermesine yardim eder.
ZEBERCET:Kalp pankreas dalak ve cigerlerin üstünde olumlu etkileri bulunur.Beden-zihin arsindaki dengeyi saglar.
LAL:Tutkunun tasi olarak bilinen lal cinsel gücü arttirir ayrica kadinlarda adet düzensizligi ve menapoz için faydalidir. Kan dolasimini kolaylastirarak kani temizlemesi, unutkanliga iyi gelmesi, huzur vermesi, sevgi ve sefkat duygularini canlandirmasi bilinen psikolojik özelliklerindendir.
KEHRIBAR:Bogaz ve tiroid bezi enfeksiyonlarini tedavi etme özelligi vardir.
SAFIR:Kalbi ve böbrekleri güçlendirmesiyle birlikte salgi bezleri üzerindeki etkileriyle bilinir. ruhsal sagligi dengeler ve sezgi yeteneginin artmasina neden olur. Sikintilari asmanizda verdigi farkindalik etkisiyle yardimci olur.
ELMAS:Beyin fonksiyonlarini ve kisilikteki blokaji ortadan kaldirici özelliklere sahiptir ve ayni zamanda temel bir tedavi edici niteliktedir. Bolluk, saflik, masumluk ve sadakat simgesidir.
AVENTURIN:Fiziksel gücü ve canliligi artirir. Özellikle kalp sagligi için olumlu etkileri olan bir tastir. Strese karsi kullanilabilir.
GÜNES TASI:Depresyon, stres atma, enerji akisi, pozitif algilama, cesaret saglayan bir tastir.
GRANAT:Depresyon giderir, kanin temizlenmesini saglar, dolasim rahatsizliklarina iyi gelir, asiri hareketli ( hiperaktif ) çocuklarin sakinlesmesini saglar.
CEROIT:Kisinin kendine güveninin artmasini saglar. Kisinin maddi ve manevi bag ve bagimliliklarindan kurtararak ruhen özgürlesmesine yardimci olur. Korkulardan kurtulmak için ametist ile birlikte kullanililir. Kâbuslara karsi etkilidir.
HEMATIT:Stresi azaltir, enerji ve canlilik verir. Karar verme güçlügü çeken kisilere iyi gelir. Kan dolasimi üzerinde pozitif etkisi vardir.
KAPLAN GÖZÜ:Astim hastalarina iyi gelebilecek bir tastir. Sindirim sistemi bozukluklari, dalak ve pankreas üzrinde etkisi vardir. Güç ve cesaret tasi olarak bilindiginden sadece avucunuzun içinde tutarak endiselerinizden kurtulabilirsiniz. Dengeleyici özelligi sayesinde çevrenizdeki olaylari daha kolay algilamanizi saglar.
YILDIZ TASI:Duygusal denge saglar, heyecanlari, alinganliklari, asiri duygulanmalari dengeler. Erkeksi enerji ve güç verir. Kararlilik olusturur. Manevi yükselise vesile olur.
FLORIT:Kisinin anilarin tutsakligindan kurtulmasini saglar ve duyulan bosluk hissini yatistirir. Düzensiz ve daginik hissedilen anlarda denge ve dinginlik verir. Duygusal bakimdan mutsuz oldugunuz ve sizi rahatsiz eden mantiksiz düsüncelere kapildiginizda florit size destek olacaktir.
KRIZOKOL:Bedeni, kalbi ve ruhu kötülüklerden ve olumsuz duygu ve düsüncelerden arindirir.
LABRADORIT:Sindirim sistemini destekler, özellikle mideyle ilgili düzensizlikleri giderir. Rahatlamamiza ve uyumamiza yardim eder. Hayret verici yetenekler gelistirir, görülen rüyalari hatirlamaya yardim eder.
MAGNEZIT:Analiz etmek, kendini tanimak ve arastiricilik ruhunu gelistirmeye yardimci olan bir tas oldugu gibi, kisileri motive etmesi ve farkindaligi arttirma özellikleri de bulunur.
MALAHIT:Sakinlestirici bir tas olup, uyku ve uyumaya yardim eder. Günes sinir agi chakrasinin üzerinde kullanildiginda, içimize gömdügümüz acilari tekrar ortaya çikarma gücü vardir.
OBSIDYEN:Karin ve bagirsaklari etkileyerek iyilestirir, zihin ve duyguyu birlestirir.
OLIVIN:Bedeni temizleyip vücut-zihin dengesini saglar, kaygiyi düsürüp zihni açar ve kisisel büyümeyi hizlandirir.
OLTU TASI:Gerdanlik olarak kullanilirsa bogaz ve Tiroid bezi enfeksiyonlarini yok eder, guatrin olusmasini önler.
ONIKS:Cinsel dürtüleri azaltarak farkli konulara adapte olmanizi saglar. Bagimliliklarinizdan kurtulmak istediginizde kullanirsaniz, size kendinizi kontrol etmenizde yardimci olur. Çevrenizdeki kötü enerjilerin etki etmesini engeller.
UNAKIT:Unakit tasinin enerjisi kendimizi sevmemize yardimci olmaktadir. Kadinlar üstünde özellikle hamilelik dönemlerinde yararli etkilere sahiptir. Dengeleyici özellikleri olan bir tastir.
PIRIT:Beyin fonksiyonunu arttirici gücü ve kisilerin dünyaya pembe gözlüklerle bakmasini saglayici fonksiyonlari ile birlikte irade gücünü de yükseltir.
SIYAH TURMALIN:Koruma ve denge için iyi bir sifa kristalidir. Alerjik problem yasayanlar için iyi sonuç verdigi görülmüstür. Bagisiklik, endokrin ve otonom sinir sistemi de dahil olmak üzere vücut sistemlerinde destekleyicidir ve olumlu etkileri vardir.
SODALIT:Bogazdaki sislikleri ve iltihabi azaltir. Duygularini kolay ifade edemeyenlerin tasidir. Asil düsüncelere odaklanmayi saglayarak, konsantrasyonu kolaylastirir
SUGULIT:Çocuklarin ögrenme sorunlarini ortadan kaldirmak, daha kolay ögrenmelerini saglamak için Sugulit tasi çocuklarin odalarinda bulundurulmalidir.

UFOSS


İbn Sina'ya gore, madeni cevherler

İbn Sina'ya göre, madeni cevherler,
Remzi DEMİR*

Mutlu KILIÇ


(a) Taşlar
(b) Eriyebilir cevherler, yani metaller
(c) Kükürtler
(d) Tuzlar

olmak üzere, kabaca dörde bölünebilir ve bunun nedeni şudur: Madem cevherlerden bazıları, özleri bakımından veya düzenlenişleri
ve bütünlükleri bakımından güçsüz ve diğer bazıları ise güçlüdürler. Güçlü olanlardan bazıları dövülebilir (Metaller), bazıları ise dö-
vülemez (Taşlar); ve yine güçsüz olanlardan bazıları, tuzlu bir do-
ğaya sahiptirler (Tuzlar) ve rutubette kolaylıkla eriyebilirler; diğer
bazıları ise yağlı bir doğaya sahiptirler (Kükürtler) ve rutubette kolaylıkla erimezler.
Bütün dövülebilir cevherler, yani metaller erirler; çünkü bunların maddesi abi (susal) bir cevherdir; öyle ki bu abi cevher, arzi
30. Avicennae, s.18-22.

(topraksal) cevherle öyle sıkı bir biçimde birleşmişdir ki ikisini birbirinden ayırmak olanaksızdır. Bu abi cevher, soğuk tarafından
dondurulmuş ve daha sonra sıcak tarafından pişirilmiştir. Buna rağ-
men, dövülebilir cevherler, hala diridirler ve yağlı doğaları nedeniyle donmamışlardır.
Taş türünden olan madeni cevherlere gelince, bunların maddesi yine abi cevherdir; fakat bunlar soğuk tarafından değil, kuruluk
tarafından dondurulmuşlardır, öyle ki bu kuruluk, suyu toprağa dö-
nüştürmüş ve taşları oluşturmuştur. Bunlar yağ içermezler ve bu nedenle dövülemezler.
Nişadır ise bir tuzdur. Tuzlar, arzi olmaktan çok nandir (ateş-
sel) ve bu nedenle maddenin katı halinden gaz haline geçebilirler.
Çok seyrek, ama aşın derecede ateşli olan sıcak bir dumanla karış-
mış sudan oluşmuş ve kuruluk tarafından pıhtılaştırılmışlardır.
Kükürtlere gelince, bunların abi cevherleri, ısının mayalama etkisi altında, doğaları yağlı oluncaya kadar, toprak ve havayla güçlü
bir biçimde mayalandırılırlar ve daha sonra soğuk tarafından katı-
laştınlırlar3! .
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, İbn Sina'ya aİt olan
De Mineralibus,
(a) Madeni cevherlerin oluşumunu anlatır ve tamamen Aristoteles Fiziği'ne dayanır.
(b) Değerli taşların türlerine ve özelliklerine ilişkin bilgi vermez.
Mağrib'de, yani Batı İslam Dünyası'nda da bu konuyla ilgilenen yazarlar olmuştur. Mesleme ibn Vaddah el-Kurtfibi el-Mecnti,
Ravda el-Hada'ik ve Riyad el-Haka'ik (Bahçelerin Çimeni ve Ger-
çeklerin Çayın) adlı yapıtının büyük bir bölümünü madenIere ayırmıştır. Hatta Şeyh-i Ekber Muhyiddin ibn 'Arabf, Tedbfrat el-İlahiyye fi Islah Memleket el-İnsaniyye (İnsanlık Ülkesinin Düzeltilmesinde Tanrısal Önlemler) adlı eserinde taşların gizli özelliklerine
değinmiştir.
3 ı.Avicennae. 8.33-36.


CEVAHİRNAMELER VE OSMANLıLAR DÖNEMİ'NDE YAZıLMıŞ...

Bu konuya ilişkin çalışmalar, 12. yüzyıldan sonra da sürmüş ve
Şihabüddın Ebu'l-'Abbas Ahmed ibn Yusuf el-1Haşı, Nasırüddın-i Tusı ve Ebu el-Kasım el-Kaşanf gibi araştırmacılar tarafından
önemli risaleler yazılmıştır.
Bunlardan Şihabüddın Ebu'l-'Abbas Ahmed ibn Yusuf el-llfaşı (Ölümü 1253), cevherlere ilişkin en iyi yapıtlardan biri olarak
görülen Ezhar el-Efkar fi Cevahir el-Ahcar'ında, geleneksel yönteme uygun olarak, değerli ve yarı değerli taşları ayrıntılı bir biçimde
tanıtmıştır32•
Ezhar el-Efkar fi Cevahir el-Ahcar, bir giriş ile yirmi dört bö-
lümden oluşmuştur; Giriş'te cevherlerin oluşum biçimleri, genel
özellikleri ve değerleri belirtilmiş ve bölümlerde ise sırasıyla yakut,
zümrüt, zebercet, balhaş, benefş, becadf, elmas, 'aynü'l-hirr, padzehr, firı1ze, akik, cez', mıknatıs, senbazec, dehene, laciverd, mercan, sebec, cümşüt, hammahan, yeşim, yasb, billur ve talk cevherlerine ilişkin bilgiler verilmiştir33• .
Aşağıda da görüleceği gibi, Osmanlı cevahimame geleneği
üzerinde en etkili yazarlardan birisi el-llfaşı'dir; çünkü söz konusu
yapıtı, 15. yüzyılOsmanlı bilginlerinden el-Şirvam tarafından, iki
kere Türkçe'ye uyarlanmış ve birincisi Cevhername ve ikincisi ise
Tuhfe-i Muradf adıyla Osmanlı cevherflerinin kullanımına sunulmuştur.
İslam Dünyası'nda, daha çok "Hoca Nasırüddın" veya "Nası-
rüddın-i Tusı" olarak tanınan Nasırüddfn Ebu Ca'fer Muhammed
ibn Muhammed ibn el-Hasan el-Tusı de (1201-1274)34, sonraki dö-
nemlerde Müslüman cevherfler ve yazarlar tarafından yaygın bir bi-
çimde kullanılacak bir cevahimame yazmıştır. İlhanlı Sultanı Hülagu Han'a sunulduğu için Tansuhname-i İlhanf35olarak adlandırılan
32. J. Ruska, "Tlfaşf", islemı Ansiklopedisi. Cilt 1211,İstanbul 1979, s.263-264.
33. Bu yapıt, çok sonraları, İtalyan bilginlerinden Biscia tarafından İtalyanca'ya da
çevrilmiştir; bkz., Antonio Raineri Biscia, Fior di Pensieri sulle Pietre Preziose di Ahmed
Te(fasdte. Floransa 1818; bu çalışmada 1906'da Boİogna'da yayımlanan ikinci baskısı
kullamlmıştır.
34. Daha fazla bilgi için bkz., R. Strothmann ve J. Ruska, "TGsf", islam
Aıısiklopedisi. Cilt 12/2, İstanbul 1988, s.132-134.
35. Terkipteki ilk kelime muhtelif kaynaklarda, muhtelif biçimlerde yazılmıştır;
doğrusu "TensGhname"dir; Farsça'da "TensGh", "(i) pek az bulunan güzel şey; (2) içinde,


bu eser, bir mukaddime ile dört makaleden oluşmuştur; Birinci Makale'de cevherlerin oluşumuna, İkinci Makale'de özelliklerine, yararlarına, zararlarına, değerlerine ve perdahlanmalarına, Üçüncü
Makale'de "el-Filizat el-Seb'a" (Yedi Filiz) olarak adlandırılan altın, gümüş, bakır, demir, kurşun, kalay ve har-ı sını (Çin Dikeni;
bakır-kalay alaşımı) gibi madenIerin çıkarılmalarına ve kullanılmalarına ve nihayet Dördüncü Makale'de ise misk, anber, öd, kafur,
sandal gibi ıtırların, yani hoş kokulu bitkilerin üretilmelerine ilişkin
ayrıntılı bilgiler verilmiştir.
Tansuhname-i İlhanf'nin İkinci Makale'sinde, altmış beşi aş-
kın cevherin tanıtıldığı görülmektedir; ancak bunlardan temel cevher olarak değerlendirilen yakut ve türleri dışında, zümrüt, elmas,
la'l, firuze, bıcade, mervand ve akik daha ayrıntılı, geriye kalan
cevherler ise daha yüzeysel incelenmiştir; bu durum, Müslümanlar'ın hangi cevherleri daha çok önemsedikleri hususunda bir fikir
vermektedir36 .
Eser, aşağıda da görüleceği üzere, Osmanlılar Dönemi'nde
Farsça'dan Türkçe'ye çevrilmiş ve Osmanlı cevherileri tarafından
yoğun bir biçimde kullanılmıştır.

Ayrıca el-Kazvfni', Hamdullah el-Müstevfi, Şemsüddın el-Akfanı, İbn el-Esır, İbn el-Cevzı ve Davud el-AntakI gibi kozmoğrafya ve coğrafya yazarları da, yapıtlarında bu konuya ayrıntılı olarak
yer vermişlerdir.
Bunlardan Zekeriyya ibn Muhammed ibn Mahmud el-Kazvı-
ni"nin (1203'e doğru-1283) 'Aca'ib el-MahLUkat ve Gara'ib elMevcudat adlı eserinin, Sufliyyat'tan, yani Ay-altı Evren'den bahseden İkinci Makalesi'nin Birinci Bölüm'ünde, madenler ele alınmıştır. Genel bir tanıtırnın ardından, madenler, filizler ve taşlar olmak üzere iki kısma ayrılmış ve Birinci Alt-bölüm'de yedi filiz ve
İkinci Alt-bölüm'de ise harf sırasına göre, 125 civarındaki değerli,
çeşitli güzel kokular bulunan yuvarlak kutu" anlamlarına gelmektedir; bkz., Ferit
Devellioğlu, Osmonltco- Türkçe Ansiklopedik Li"igot, i6. Baskı, Ankara 1999, s.l 081.
36. Muhammed ibn Muhammed ibn Hasan-ı TGsf. Teıısiihııame-i ithcmı, Giriş ve
Açıklamalarla Yayıma Hazırlayan: Seyyid Muhammed Takf Müderris-i Razavf, İkinci

Baskı, Tahran 136311984


yarı-değerli ve değersiz taşlar tanıtılmıştır. Oldukça geniş olan bu
son alt-bölümdeki bilgilerin büyük bir kısmının, başta Aristoteles
ve İbn Sına olmak üzere, birçok yazardan derlendiği görülmektedir3? Mesela fildişi ve laciverd hakkında şunlar yazılmıştır:
"Fildişi: İbn Sına demiştir ki fildişi, çıban ve yaralardaki kanın
akışını durdurur"38.
"Laciverd: Aristoteles demiştir ki laciverd, rehavet veren meş-
hur bir taştır. Göz pınarları onunla mühürlenirse ve gözlere onunla
sürme çekilirse yararlıdır. İbn Sına demiştir ki siğilleri düşürür; saç-
ları güzelleştirir ve çoğaltır. Başkaları ise demişlerdir ki laciverd,
uykusuzluğa ve malihulyaya iyi gelir"39.

Hamdullah el-Müstevfi de (128l-1340'tan sonra), tarihçi ve
coğrafyacıdır. İ1hanlı ve Selçuklu tarihleri açısından önem taşıyan
ve el-Kazvını'nin 'Aca'ib el-Mahlukat ve Gara'ib el-Mevcudô.t'ını
andıran Nüzhe el-KuLUb(KaIplerin Neşesi, 1340) adlı yapıtının Birinci Bölüm'ünde, Madenler Alemi, Bitkiler Alemi ve Hayvanlar
Alemi'ni tanıtırken değerli taşlar hakkında da bilgiler vermiştir40•
15. yüzyılda yaşayan Muhammed ibn Mansur el-Şırazı ise, Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan'ın isteği üzerine, Cevahirname adlı
Farsça bir eser yazmış ve bu eserinde yirmi değerli madenin oluşumundan, niteliklerinden ve kullanIlış biçimlerinden söz etmiştir.
Yapıt, Osmanlı Sultanı II. Murad Dönemi'nde (1421-1451) Türk-
çe'ye de çevrilmiş ve Osmanlı cevherfleri tarafından kullanılmış-

tır41•

tır41•
37. Ayrıntılı bilgi için bkz., el-Kazvını, 'Adi 'ib e/-MahlCtkiiı ve Gara 'ib elMevcudaı, Dördüncü Baskı, Kahire 1970, s.136-159.
38. EI-Kazvını, s.146.
39. EI-Kazvını, s.154.
40. Abdülkerim Özaydın, "Hamdullah el-Müstevfi", TDV islam Ansiklopedisi, Cilt
15, İstanbul 1997, s.454-455.
41. Cevat İzgi, Osmanlı Medreselerinde ilim, Tabii ilimier, Cilt 2, İstanbul 1997,
s.206; Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan bir nüshada, eserin adı Kiıab-ı Cevhenıa11le
olarak yazılmıştır; eser, bir mukaddime ile iki makaleden oluşmuştur; Birinci Makale'de,
sırasıyla inci, yakut, zümrüt, zebercet, elmas, 'aynü'l-hirr, lii'l, firOze, pad-zehr ve diğer
hayvanı taşlar, akik, yakuta benzeyen taşlar, cez'. mıknatıs. senbade, dehene, lftciverd,
mercan, yeşb, billur ve cemest, İkinci Makale'de ise Yedi Filiz konu edilmiştir; bkz.,
Muhammed ibn Mansfir, Kitab-ı Cev!ıenıa11le, Süleymaniye Kütüphanesi, Laleli 1706.

CEVAHİRNAMELER VE OSMANLıLAR
DÖNEMİ'NDE YAZıLMıŞ İKİ CEVAHİRNAME
Remzi DEMİR*

Mutlu KILIÇ**

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Pirlanta Tuketim Alanlari


 Pırlanta Tüketim Alanları 

Kıymetli  taşlar  herşeyden  önce  süs  malzemesi  olarak,küçük  heykelciklerin  yapımında,diğer
sanatsal yapıtlarda ve sergilenmek amacıyla koleksiyonculukta kullanılır.


Kıymetli taşların en değerlisi ve serti olan kristal elmas, mücevher olarak kullanımının yanısıra
endüstriyel olarak da her türlü malzemeyi kesme,delme ve aşındırmada kullanılmaktadır.Elmas
düşük kalitede ve hatta toz halinde bile olsa endüstride kullanılabilir.
Korund (Alüminyum oksit) grubuna ait yakut,safir ile granat grubu minerallerin, iyi kristallileri
mücevhercilikte ve diğerleri de metal kesmede,parlatma işlerinde ve aşındırmada kullanılır.
Beril  grubuna  giren  yakut  ,akuvamarin  heliodor  gibi  kıymetli  taşlar,  mücevherciliğin  yanısıra
hassas terazilerin yapımında da kullanılır.


Benzer  şekilde  yeşil  turmalin  de,  turmalin  kaması  yapımında  ve  polarizasyon  aletlerinin
yapımında kullanılır.

Kristal  kuvarsın  renklileri  süs  taşı  olarak  bazı  çeşitleri  de  telsiz  ve  radyolarda  kullanılır.Sert
oluşu  ve  asitlerden  etkilenmemesi  nedeniyle  bazı  tür  agatlar  laboratuarlar  için  havan
imalatında,ayrıca terazi ve bıçak ağızlarında,tekstil silindirlerinde ve spatül olarak kullanılırlar.

Kıymetli  taşların  iyi  pazar  bulması  ve  ekonomisi,  insanlar  tarafından  taklitlerinin,  yani
sentetiklerinin  ve  imitasyonlarının  yapılmasına  neden  olmuştur.Sentetikler  gerek  kimyasal
gerekse  fiziksel  anlamda  ,  taklit  edildikleri  taşın  tam  bir  kopyesidir.  İmitasyonlar  ise  sadece
görünüş  olarak  taklit  edildikleri  taşa    benzerler.İmitasyonlar  için  genellikle  cam  ve  plastik
kullanılır.


1900'lü  yıllardan  itibaren  doğal  kıymetli  taşlara  benziyen  sentetik  maddelerin  yapımı
gerçekleştirilmiştir.İmal edilen ilk sentetik taş safirdir.1902 de General Electric Firması süs taşı
olarak  kullanılan  elmaslar  kadar  temiz,fakat  küçük  boyda  elmas  yapımını
gerçekleştirmiştir .Sonradan çeşitli eritme teknikleri kullanılarak zümrüt , yakut ve aleksandrit
gibi taşların sentetikleri üretilmiştir.

Günümüzde hemen her çeşit taşın sentetiği üretilmektedir.




Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı    Madencilik ÖİK Raporu Endüstriyel Hammaddeler Alt Komisyonu Genel Endüstri Mineralleri III 
(Nadir Toprak Elementleri-Kıymetli ve Yarı Kıymetli Taşlar) Çalışma Grubu Raporu 

19 Mayıs 2013 Pazar

Mucevher Tasları ve Degerli Taslar


Mücevher Taşları ve Degerli Taşlar

18.Yüzyıla kadar Hindistan dünyanın tek ham elmas kaynağıydı. 19. Yüzyılın
ikinci yarısında, ilk ham elmas Afrika'da bulundu.




Şu anda başlıca elmas üreticisi ülkeler arasında Avusturalya, Zaire, Rusya,
Botswana, Güney Afrika sayılabilir.
Ham elmas çıkarma yöntemleri, ham elmasın kendini yerin yüzeyine ne
şekilde gösterdiğine bağlı olarak değişmektedir. Kimberlit hatlarının çıkarılması için
çukur açma yöntemi ya da "yeraltı madenciliği" gerekmektedir.
Kimberlit parçasından erozyon yoluyla kurtulan elmas kristalleri nehirlerle
taşınır. Buna "alüvyal madencilik" denir.
Kumlu kıyı katmanlarının kullanılması ise açık teras yapısıyla olmaktadır ki
buna da "deniz madenciliği" denir.
Ham elmas bulmak büyük endüstriyel operasyonların sonucu olabileceği gibi,
küçük ölçekli manuel yöntemler de mevcuttur. Bir karat pırlanta için ortalama 250 ton
kaya, kum ve çakılın çıkarılması gerekir. Dünyadaki yıllık üretim 100 milyon karata
eşittir ki bunun sadece yaklaşık %50'si mücevher kalitesindedir.
Ham elmas son şeklini ve parlaklığını alana kadar bir dizi işlemden geçer.
Hiçbir ham elmas bir diğerine benzemez. Bu yüzden ham elması en avantajlı bir
biçimde işlemek için ayrıntılı olarak incelemek ve en iyi berraklığı en az ağılırlık
kaybıyla elde etmeye çalışmak gerekir.

Oniks
Oniks veya Damarlı Akik (İngilizce karşılığı olan Onyx de sıklıkla kullanılır),
yarı değerli bir taş türüdür. Oniks ismi Asur dilinde "yüzük, halka" anlamına gelen
sözcükten türemiştir. Kuvars'ın kriptokristalin bir türü olan oniks, farklı renklerde
birçok katmana sahip olan bir taştır. Katmanların renkleri oldukça değişkendir ve
beyazdan siyaha kadar birçok farklı renkte olabilir.
Bir oniks türü olan Sardoniks (sardonyx) ise renkli şeritler kırmızının tonlarıdır.
Saf siyah oniks pek yaygın bulunsa da renkli oniksler kadar yaygın bulunmaz.
Bazen kalsit gibi faklı taşlara da hatalı bir şekilde oniks dendiği olmuştur. Oysa
örneğin kalsit, onikse oranla çok daha yumuşaktır ve daha yaygın bulunur. Kimyasal
formülü SiO2, silikon dioksit olan oniksin Mohs skalasına göre sertliği 7'dir.
Silis minerallerinden akikin bir türü olan oniks yarı-değerli bir taştır. Akik,
kalsedon olarak adlandırılan geniş bir mineraller grubunun üyesidir. Karneliyen ve
helyetrop (kantaşı) gibi değerli taşları da içeren kalsedonlar özellikle mücevher
yapımında kullanılır.
Oniksi diğer kalsedon türlerinden özelliği, birbirini izleyen siyah ve beyaz renkli
şeritlerinin olmasıdır. Aynı taşın kahverengi yada kırmızı şeritli türüne ise sardoniks
denir.
Bu ilginç renkli yapısı nedeniyle oniks çok eski zamanlardan beri
kuyumculukta ve vazo gibi küçük süs eşyalarının yapımında kullanılmaktadır. Çoğu
kez oyularak işlenir. İki tür oyma mücevher vardır; bunlar oymanın yapılış tarzına
göre adlandırılır. Kamayo yada kame denen türde, taşın zemini oyulur ve desen yada
figür taşın üzerinde kabartma halinde kalır; intaglio denen türde ise bu işlemin tersi
gerçekleştirilir ve desen yada figür oyularak hazırlanır. En nitelikli oniksler Hindistan
ve Güney Amerika'da çıkarılır.
Benzer görünümü nedeniyle zaman zaman oniksle karıştırılan bir kalsit türü
vardır. "Oniks mermeri" dene bu malzeme çok daha büyük cisimlerin yapımında
kullanılır. Eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar tapınaklarının yapımında oniks
mermerinden yararlanmışlardır. Cezayir, Fas ve Mısır'da zengin oniks mermeri
yatakları vardır.

Opal
Silin grubundan inorganik bir maddedir. Silisin hidratlı ve jelatinli bütün
çeşitlerini kapsar.
Opal bir koloittir; bileşiminde %3 ile %13 su bulunur.; görünümü yağsı veya
camsıdır, kırık yüzeyleri kavkıya benzer. Birçok çeşidi vardır, bunlar arasında en
tanınmışı asil opaldir. Çok güzel yanar-döner parıltılar verdiğinden mücevhercilikte
değerli taş olarak kullanılır. En güzel türleri Macaristan'da çıkarılır. Çok çeşitli ve
parlak renklerde bulunduğu için alevli opal, pullu opal, şark opali gibi adlar alır.
Meksika'da bulunan bit türü ticarette ateş opali, ballı opal, alev opali adıyla
bilinir; kırmızı, turuncu ve bazen yeşilimsi sarı renkte olan bu opal, ateş kırmızısı
tonlarında parıltılar yapar. 14
Diğer opal türleri şunlardır: saydam, yanar-döner, olmayan ve yumrulu yapıda
hiyalin, bileşimindeki hidrokarbonlar sebebiyle çeşitli renklerde bulunan çakmaktaşı;
yumru veye kabuk şeklinde bulunan kaşolon; hidrofan, menilit, gayzerit veya gayzer
silisleri gibi.
Opal önemli süs taşlarından biridir. Opaller, kesilip parlatılabilir. Opal aynı
zamanda oldukça popüler mineraller arasındadır ve müzeler en zarif ürünleri
alabilmek için rekabet halindedir.
En değerli opaller Avustralya, Amerika, Meksika ve Brezilya'da
Çıkartılmaktadır. Opal yataklarının bulunduğu diğer belli başlı ülkeler: Etiyopya, Çek
Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Türkiye, Endonezya, Brezilya, Honduras,
Guatemala ve Nikaragua. Bir süs taşı olan Opalin literatüründe çok değişik
sınıflandırmaları vardır.

Pirit
Pirit, kübik sistemde billurlaşan demir sülfürdür. Özgül ağırlığı 5-5,02 arasında,
sertliği 6-6,5 arasında değişen piritin, billurları altın parlaklığındadır.
Elektriği iletir ve ısıtıldığında zayıf bir elektrik akımı üretir. Kavrulma sonunda
kükürt dioksit verdiğinden, sülfirik asit üretiminde kullanılır. Tortul kayaçlarda ve
başkalaşma kayaçlarında bulunur. En yaygın ve en bol sülfür mineralidir. Sahip
olduğu altın renginden dolayı, çoğu zaman altınla karıştırıldığından, "aptal altını"
(fool's gold) diye de anılır.
Magmatik ayrımlaşma ile oluşabilir. Magmatik kayalarda, kontakt metaformik
yataklarda, hidrotermal damarlarda, birincil ve ikincil olarak bazı sedimanter
kayalarda bulunur. Pirit kristalleri altın gibi güzel görünümlüdür. Sahte altın olarak da
adlandırılır. En büyük pirit yataklarına kontak metamormfizmaya uğramış kayaçlarda
rastlanır.
Pirit kolaylıkla ufalanarak hidratlı demir okside, götite veya limonite dönüşür.
Bol bulunan bir mineral olan pirit serttir; çekiçle vurulduğunda kıvılcım saçar. Sülfirik
asit üretiminde ve kükürt elde edilmesinde kullanılır.
En mühim pirit cevherleri İspanya'da Rio Tinto'dadır. Diğer mühim cevherler
Çekoslovakya, Arizona, Kanada, İtalya ve Japonya'dadır. Türkiye'de pirit cevheri
Karadeniz ve Doğu Anadolu'da bulunur. Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Siirt ve
Elazığ pirit cevheri bulunan başlıca illerdir.
Üzerinde altın rengi benekler oluşmuş çok güzel ve değişik görünümde bir
taştır. Pillere esin kaynağı olduğu iddia edilir. Yeraltı su seviyesinin piriti kesmesi
durumunda demirin oksitlenmesinden dolayı doğal eksi ve artı kutuplar ve bu kutuplar
arasında elektrik alan oluşur.

Strin
Sitrin kuvarsı veya sitrin topazı olarak da anılan, amber renginde bir değerli
taştır. Sarımsı, kahverengimsi veya kırmızımsı olabilir. Şeffaf olmayan bir kuvars
çeşididir. Doğal olarak nadir bulunan bir kuvars çeşidi olan sitrinin renginin kaynağı
yapısındaki demir katışıkları; hematit veya limonittir.
Ticari kullanımdaki sitrinlerin çoğu aslında suni olarak fırınlanmış ametist veya
dumanlı kuvastır. Bu şekilde suni olarak üretilmiş olan sitrinlerin rengi, genellikle
açık/soluk sarı renginde olan doğal sitrinlerden farklı olarak, daha çok turuncu veya 15
kırmızımsıdır. Doğal sitrinin en büyük ve önemli üreticisi ise Brezilya'dır. Bu üretimin
çoğu Brezilya'nın Rio Grande do Sul eyaletinde yapılır.
Sitrin çoğu kez çok daha değerli bir taş olan topaz ile karıştırılır. Hatta bazen
sitrin ismi topazın bir başka ismi olarak da hatalı bir şekilde kullanılır. Bunun nedeni
topazın turuncu veya sarımsı örneklerinin renk olarak sitrine benzemesidir.
Sarıdan açık kahveye doğru giden bir renk yelpazesi oluşturan sitrin, birçok
hastalığın iyileştirilmesinde kullanılmaktadır.

Topaz
Topaz florlu alüminyum silikat yapısında, kıymetli taş özelliğine sahip silikat
mineralidir. Beyaz topaz buji porseleni yapımında kullanılır. Isıya dayanıklılığı oldukça
yüksektir. Katışıksız zebercet renksiz olabilir ve pırlanta kesim yoluyla traşlandığında
elmasla karıştırılabilir.
Topaz sarı, mavi veya kahverenginin çeşitli tonlarında da olabilir. Taşın rengi
ekseriya kararsızdır ve güneş ışığında renk değiştirir. Mesela Sibirya'nın kahverengi
topazı güneş ışığında beyazlaşır.
1750'lerde ilk defa bir kuyumcu Brezilya topazının hafifçe ısıtıldığında
pembeleştiğini buldu. Ardından bu yöntem yaygınlaştı. Böylesi yanık topaza Çoğu
yerde Brezilya yakutu denir ve nadir bulunan tabii kırmızı topazla aynı isimle anılır.
Zebercet granit ve pegmatit kristalleri içinde bulunur. Brezilya'nın Ouro Preto
bölgesinde çok çıkar. Sibirya, Sri Lanka ve Nijerya'da da zebercet yatakları oldukça
fazladır.
Topazın sertliği 8, özgül ağırlığı 3,5 - 3,6 ve kristal sistemi ortorombiktir.
Zeytuni renkli ve bileşimi magnezyum-demir silikat olan krizolite de yanlışlıkla topaz
denilmektedir.

Turkuaz
Turkuvaz özellikle sıcak iklimli bölgelerde, başlıca Ortadoğu, Batı Amerika ve
Meksika'da bulunur. Değişik derecelerde kaliteleri vardır. Mesala, gerek Batı
Amerika'da gerekse İran'da bulunanlar soluk açık maviden, parlak koyu maviye kadar
tonları bulunabilmektedir. Turkuazın en güzelleri Nişapur ve İran'da bulunanlardır.
Fakat bu çok güzel olanların kaynakları tükenmiş durumdadır.
Dünyadaki üretimin çoğu Batı Amerika'da yapılmaktadır. Ancak bunların çok
azı süs maksadıyla kullanılabilecek kalitededir. Turkuaz, az miktarda bakır da
bulunan, alüminyum fosfatın bir hidratıdır. Rengi, az miktardaki bakırdan ileri
gelmektedir. Daha düşük kaliteli mavimsi yeşil turluvazlarda bir miktar demir vardır.
Turkuaz mineralinin kristalleri triklinik yapıdadır. Kırılma indisleri 1,61-1,65
özgül ağırlıkları 2,3-2,8 ve sertlikleri de 5-6 değerleri arasındadır. Nişapur turkuazları
yoğunluklu ve serttir. Özgül ağırlıkları 2,75, sertlikleri de 6 civarındadır. Mısır
turkuazları bunlar kadar güzel renkli olmamakla beraber 2,8'e yakın bir yoğunluğa
sahiptir.
Orta kaliteden düşük kaliteye kadar olan turkuazlar gözenekli olup, nem ve
deri yağını çekerler. Ter, cilt yağı ve kozmetikler bunların rengini bozar.16
Parlak açık mavi renginden dolayı eskiden beri çok kıymet verilen yarı şeffaf
veya şeffaf olmayan bir süs taşıdır. Eski Mısırlıların çağında bile çoktan mücevher
yapımı için kullanılmıştır.
Günümüzde suni üretilen turkuaz taşları gerçek turkuazın değerini azaltmıştır.
Uzmanlar bile gerçek turkuazları sunilerinden ayırt etmekte zorlanırlar.

Turmalin
Tumalinin en nadir üç türü, dünyanın en kıymetli taşları arasına girmeyi
başarmıştır. Bunlar; koyu pembe-kan kırmızısı renkteki rubelit, zümrüt rengindeki
krom türmalin ve gerçek bir hazine olarak kabul edilen, elektrik mavisi (neon)
rengindeki paraiba turmalindir.
Özellikle Pakistan ve civar ülkelerden Türkiye'ye kaçak olarak da gelen
rengarenk pırılıtılı taşlardır. Çeşitli renklerde - siyah, pembe, mavi vs.- olabilir. Uzun
ve ışınsal kristalli olanlar süs taşı sektöründe ve dekoratif eşya olarak tercih edilir.
Çoğunlukla altın takılara aksesuar olarak ekleniyor, modern hoş bir görüntü
veriyor.
Eksi kutuplara sahip, elektriksel özellikleriyle çok değişik ve olağan dışı bir
taştır. Mücevher ve süs eşyasında çok kullanılmaktadır.

Yakut (Ruby) 
Safirle birlikte corundum minerali ailesi üyesi olan yakut, eski dillerden olan
Sanskritçe'de taşların kralı anlamına gelen ratnaraj denirdi. En makbul renkleri canlı,
koyu kırmızılardır.
Erime noktası 2050 derce olan değerli bir taştır. Kırmızının çeşitli tonlarında
olabilmektedir. Yakuta kırmızı rengini veren, içlerindeki krom elementidir.
Doğal olmayan yakutlar da bulunmaktadır. sentetik olarak yapılanları ucuza
mal edilebilmektedir.
Yakutun sertliğin9,0'dır. Diğer bütün doğal değerli taşlar içinde daha sert olan
tek taş elmastır.
Yakutun kristal yapısı rombohedral sisteminde olup, içerisinde çatlak
gözükmemesine rağmen çok düzgün bir şekilde kesilebilir. Renkleri kırmızının tonları
ve hatta mordur. En kıymetli olanları güvercin kanı renginde olanlardır.
Yakut çok nadir olarak rastlanan bir mineraldir. En çok Burma'da bulunur.
Yakut'a kireçtaşı, granit ve yakut toprağı diye adlandırılan yerlerde rastlanır.
Burma'dan başka Afganistan, Seylan, Hindistan, Kamboçya, Tayland ve Tanzanya'da
çıkarılmaktadır.
Divan edebiyatında benzetmelere, mazmunlara konu olan yakutun en
kıymetlisine "yakut-ı Güryani" denir. Güneş ışınları nereye dik vurursa, oradaki
madenin çok kıymetli olacağı inancı vardır ki Gürhan yakutu böyledir. Mesela,
Bedehşan'da çıkarılan la'l taşına "la'l-i Bedehşan" adı verilir.
Yakut ve safir suni yoldan aslına çok yakın olan özelliklerde elde
edilebilmektedir. Yakut'un çok küçük parçalarının da sıkıştırılmasından daha büyük
parçalar elde edilebilir. Sun'i olarak elde edilen yakutların içi incelendiğinde tabi
olanda bulunmayan mikroskobik kabarcıklar ve oyuklara rastlanır. Sentetik olarak 17
elde edilen yakut ve safir ışıkla birlikte ultraviyole ışınını ve kızılötesi ışınını da
yansıtmadan geçirdiği için optik sanayinde, ısıya dayanıklı cam yapımında, çeşitli
bilimsel ve teknik cihazlarda kullanılır.
Yakutun tarihi önemi de vardır. Hindistan, Çin ve Orta Asya'da Türkler kama,
kılıç ve diğer silahlarını zümrüt ve yakutla süslemişlerdir. Osmanlı devletinde de
hanımların küpe, toka, broş, gerdanlık gibi ziynet eşyalarında yakut daima birinci
sırayı almıştır.

Safir (Sapphire) 
Asalet ve sadakatı simgelediği söylenen ve yakutla bilirlikte corundum minerali
ailesi üyesi olan safir, doğada genellikle mavi renk ve tonlarında bulunur. Safir,
kırmızı hariç tüm renklerde doğada görülebilir. Sadece kırmızı renkli bulunmazlar,
kırmızı renkli olanlara yakut denir.
Persliler, dünyanın kocaman bir safir taşa dayandığını ve taştan gelen
yansımayla havanın mavi olduğunu düşünmüşlerdir.
Safir (Gökyakut), alüminyum oksitin kristal formudur. Doğal olarak bulunur
yada üretilebilir. Dünyanın en pahalı ve değerli taşları arasında bulunan safirler, sert
ısılara dayanıklı ve muhteşem mavi renkte ve beyaz damarlı olurlar.
Dünya yüzünde en değerli ve ünlü safirler Hindistan'dan çıkmıştır. Mohs
ölçeğine göre safir elmastan sonra gelen sertlik derecesine sahiptir. Safirler saf iken
renksiz bir mineral olan korindonun bir çeşididir.
Korindonun kırmızı renkli olanları hariç bütün diğer cevher çeşitlerine safir taşı
denir.
Hakim rengi yeşil olan zümrüt ve hakim rengi turkuaz olan firuzeden farklı
olarak, pırlantadan sonra en sert değerli taş olarak bilinen safirin hakim rengi mavidir.
Her ne kadar renk skalasında sarıdan, turuncudan ve yeşilimsi tonlara kadar muhtelif
renkteki örnekleri birçok diğer taşta olduğu gibi görülebilse bile, safir, öncelikle gece
göğünün renkleriyle karakterizedir. Bu nedenle de eski kültürlerde "göklerin taşı" diye
nitelendirilmiştir.
Çok değerli bir mücevher olması onları aranılan bir hale getirmiştir. Bugün
bilinen en büyük safir, 563 kıratlık Hindistan Yıldızı'dır ve New York Doğal Tarih
Müzesinde teşhir edilmektedir. 330 Kıratlık olan bir diğer safir ise Asya'nın Yıldızı adlı
taştır ve Washington'da sergilenmektedir.


Dicle Üniversitesi. S. Karadoğan

18 Mayıs 2013 Cumartesi

2 milyon incili halı


Muhammed Peygamber'in mezarına konulmak üzere 150 yıl önce Hindistan'da yapılan inci işlemeli halı açıkartırmaya çıkıyor.

Baroda'nın İnci Halısı, Katar'da görücüye çıkıyor
Baroda'nın İnci Halısı olarak anılan eserde iki milyon doğal inciye ek olarak, yüzlerce pırlanta, safir, yakut ve zümrüt taş bulunuyor.
Baroda'nın İnci Halısı
Halının 1860'larda, varsıl Baroda Mihracesi tarafından yaptırıldığı ancak mihrace ölünce Medine'ye gönderilmeyip Hindistan'da kaldığı bildiriliyor.
Bundan 100 yıl önceki Delhi Fuarı'nda sergilenen halı, daha sonra ailenin bir üyesi tarafından Monaco'ya götürülmüş.
Sotheby's müzayede şirketinin Katar'da düzenlediği açıkartırmada halı için açılış 5 milyon dolardan yapılacak.
Ancak halının, bunun çok daha üzerinde bir fiyata satılması bekleniyor.
Hatta bazı uzmanlar 20 milyon dolara alıcı bulmasına şaşmayacaklarını söylüyor.
Halıdaki yüzbinlerce minik inciye Basra adı veriliyor. Bunlar zamanında Basra Körfezi'nden toplanmış.
Kırmızı ve mavi çiçek motifleri ile bezeli halının ortasında, değerli taşlarla işlenmiş üç göbek var.

http://www.bbc.co.uk/turkish
 

9 Mayıs 2013 Perşembe

Mihlama Hakkında Genel Bilgi



Kıymetli  metal  alaşımlarından  yapılmış  takıların(yüzük,küpe,kolye  vs.)  metal
gövdeleri(montür) üzerine taş takma işlemine mıhlama sanatı denir.Mıhlama takı imalatının
önemli bir aşamasıdır.

Takılara  kıymetli  metalden  daha  pahalı  olan  taşlar  da((elmas,zümrüt,yakut,safir)
mıhlanır.Böyle takıların ismi mücevher olur.

Mücevherin  albenisini  arttıran,  değerini  ikiye  katlayan  ustaların  çalıştığı  bir  alandır
mıhlama sanatı.

Kıymetli  taşları  montürlere  mıhlayanlar,  yani  takıya  giysilerini  giydirenler,nazlı
olur,az konuşur, susarlar. Gerçekten reklamı ve konuşmayı pek sevmezler.

Haklılar.  Usta'yı  altın  bir  montüre  pırlanta  yerleştirirken  yani  mıhlarken  izlemek
onlara hak vermek için yeter. Luplar, iğne deliğinden küçük boşluklardır ve toplu iğne başı
kadar küçük pırlantalar ile çalışırlar.Usta, hiç konuşmaz haklı olarak. Yaptığı işi anlatmanın
en iyi yolu bu. "Arif olan anlasın "dır.
Kıymetli  bir  mücevher  parçası  bulup  taşlarını  inceleyin,  işte  o  taşları,  o  sizin
seçmekte, saymakta güçlük çektiğiniz taşları altın montüre mıhlama ustaları yerleştiriyor. Bu
zor iş ne kadar ustalıkla yapılırsa takının değeri o kadar artar.

Kapalıçarşı’da  mücevher  işiyle  uğraşan  esnaf  söyle  diyor:  "Bir  mıhlama  ustası
küçücük bir taşı bile görkemli bir hale getirebilir”.

Bu takı işinin en gizemli yeri mıhlayıcıların tezgahıdır. Onları, taş mıhlarken izlemek
büyüleyicidir.

Elinize kıymetli bir takı geçerse onu takmadan önce uzun uzun inceleyin, onun için
dökülen  emeği  düşünün  ve  onu  güzel  taşıyın,  bu  uğurda  dökülen  emek  bunu  fazlasıyla
hakkediyor.

Mıhlama  basit  bir  taş  takma  işi  gibi  görünebilir  ancak  son  derece  önemli  görevleri
üstlenmiş olan mıhlayıcı ustaları, hem işletmeye hem de ülke turizmi ve ekonomisine büyük
katkı yapmaktadırlar.

MEGEP 
(MESLEKÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN 
GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) 

KUYUMCULUK TEKNOLOJİSİ 
 MIHLAMA 

 ANKARA 2006

yakut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yakut etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Eylül 2013 Pazar

Tek tas cok banal, baska bir şey yok mu?

Gözünde mıcır, pırlanta, ametist, çakıl, safir, yakut ve molozun hiçbir farkı olmayan bir cinse mücevhersel anlamda hendek atlatmak kolay iş değil. Ama sevdiceğiniz er ya da geç sizden bir parça mücevher beklentisine girecek, kaçış yok. Bu yazıyı okumayı bitirdiğinizde kuyumcudan kuyumcu kıvama geleceksiniz.


İlla pırlanta mı alınacak?






Pırlanta mevzusu kıllı olmakla birlikte, bir kere adamın dikkatini çekti mi, hobiye dönüşebiliyor. Yani sevgilinize, nişanlınıza, karınıza, bacınıza özellikle pırlantalı mücevher alma aşamasında sıkılmayacaksınız. Finansal anlamda canınıza bile okunacak o ayrı.. Uzun süredir birlikte olduğunuz kadına eninde sonunda mücevher almanız gerekecek. Ya evlenme teklif edeceksiniz, ya yediğiniz bir haltı affettirmek için mücevherden medet umacaksınız. Eninde sonunda...
 İlişki uzadıkça adam elini cebine atmamakta ısrar ederse, kadın yavaştan soğumaya başlar. Kadının gözünde erkeği en berbat şekilde "reset"leyen özellik, kellik değil, fodulluk değil, cimriliktir. Ona değer verdiğinizi ve hayatta bir takım şeyleri görüp geçirdiğinizi göstermenin en etkili yolu da minik de olsa bir parça mücevherle ilişkinizi taçlandırmanızdır. Ama nasıl? Öyle "ha" deyince mücevher alınmaz. "Ha" deyince alınan mücevher bilahare alanı pişman eder.

Alacağım taşı neye göre seçeceğim?
 Alacağınız mücevher ancak söz yüzüğü veya birlikteliğinizin ilk iki yılı içinde doğum günü armağanı ise; safir, yakut, zümrüt, aquamarine veya diğer taşları tercih etmelisiniz. Çünkü bu taşlar sadece çok yüksek karatlarda değerli olurlar. Küçük ve renkli bir taşla süslü bir takı aldıysanız, verirken büyük merasimler yapmayın ki, pırlanta yüzük hayaliyle kutuyu açınca hayal kırıklığına uğramasın... Eğer ilişkiniz ciddiyse pırlanta tek çıkar yol. Ne zamandır kuyumcu vitrinlerinde pırlantalara bakacağım diye yapışıp kaldığını tahmin bile edemezsiniz.
Pırlantanın olayı nedir? 
 Pırlanta çok pahalı bir taştır. Sonradan pişmanlık yaşanmaması için almadan onunla ilgili önemli hususları iyice öğrenmekte yarar vardır. Öncelikle pırlantayı alacağınız yeri iyi belirlemelisiniz. Özellikle yüksek karatlı pırlanta takıları sokakta gördüğünüz herhangi bir kuyumcudan alamazsınız. Tanınmış bir müvecheratçı bulmanızda yarar var.
 Kırıntı denilen, mücevherin bir bölgesi veya her yeri minicik pırlantalarla kaplı takılar tek taş pırlantaya göre çok daha ucuzdur. Bunlara fantezi takılar denir. Satın alırken parayı pırlantadan çok tasarıma vermiş olursunuz. Bunun sebebi, taşların adı üstünde, pırlantanın kırıntısı olmasıdır. Bunları iade ederken, değiştirirken veya satarken muazzam değer kaybına uğrar, eğer pırlantaya bir yatırım gözüyle bakıyorsanız, aklınızda değiştirmek, ileride onu verip daha iyisini almak varsa bu türü tercih etmeyin.
İlla pırlanta mı alınacak?
Tek taş pırlanta en akıllı tercih. Örneğin Kapalıçarşı`nın en tanınmış, özellikle sosyete mensupları tarafından tercih edilen kuyumcusu Sait Koç her taşına kefil. Banka gibi. Aldığınızdan yıllar sonra bile ihtiyaç durumunda pırlantayı iade ederken işçilik ücreti ve KDV oranını düştükten sonra paranızı iade ediyor. "Şimdiye kadar istediği anda parasını iade etmediğim müşteri hiç olmamıştır" diyor. "Gerekirse, param yoksa eşten dosttan alır yine de veririm karşılığını. İhtiyacı olmasa insan mücevherini satar mı? Ben de müşterimi hiçbir şartta zor durumda bırakmam. Bak bu yüzüğü bir kadın getirdi. (bir zarfın içinde yüzük üzerinde 750 milyon lira yazıyor). Kredi kartlarının borcu varmış, kızının söz yüzüğü. Ben onu aldım parasını iade ettim ama altı ay tutacağım geri almak ister diye..."
Tek taş çok banal, başka bir şey yok mu?
Pırlanta anlayana banal manal değil ama daha enteresan bir hediye ona daha uygundur derseniz; o zaman Sevan Bıçakçı`yla tanışmanızda yarar var. Bıçakçı`dan alacağınız yüzük kocaman pırlantalarla parlamayacak ama kesinlikle "wow" faktörü olan yüzük olacak.  Satın alırken yine parayı daha çok tasarıma veriyorsunuz ama karşılığında aldığınız şey dikkat çekici, el emeği göz nuru minik bir sanat eseri. Güler Sabancı`nın meşhur ettiği padişahlı yüzükleri ve Osmanlı esintilerinin hakim olduğu birçok koleksiyonu dünyanın birçok noktasına gidiyor ve kapanın elinde kalıyor. Fiyat için onları aramanız gerekecek ama imkansız bir rakam duymayacaksınız, çekinmeyin 0212 520 45 16`dan arayın.


Bütçem kısıtlı anlatamıyorum galiba...
Eğer bir nişan yüzüğü alacaksanız, iki aylık maaşınıza eşit olan parayı pırlantaya harcamalısınız. Bu parayı uzun süre kenara koyarak biriktireceksiniz artık. Alacağınız nişan yüzüğü değil de sıradan bir hediyeyse pırlantaya yaklaşmasanız da olur. Ama aldığınız pahada hafif takıya ağır bir manevi anlam yüklemelisiniz ki paranız olmadığı için değil, daha anlamlı olduğu için o hediyeyi seçtiniz sansın artı o takıya baktıkça içi sevgiyle dolsun. Örneğin, üç tane iç içe geçmiş halkadan oluşan altın bir yüzük veya bilezik alıp: "Sevgilim, bunlar sonsuz aşkımızı, sonsuz arkadaşlığımızı ve sonsuz sadakatimizi simgeliyor." deyin ki, düşünüp de aldığınızı sansın, cebinizin delik olduğunu değil. (Cartier Trinity koleksiyonu)
Bir de küçük mavi kutu var. Bu özellikle mücevhere düşkün kadınlarda bir buçuk karat pırlanta etkisi yaratan sihirli bir kutu... İçinden ne çıkarsa çıksın çığlık çığlığa kabul edilen kutu... Tiffany & Co.`nun küçük mavi kutusu ve küçük mavi torbası... Tiffany`nin ürünlerini Türkiye`de Collection yapıyor. Fiyatlar Amerika Tiffany`yle aynı. Nişantaşı`nda, Ritz Carlton`da ve Çırağan Kempinski`de yerleri var. Fiyatlar 50 dolardan başlıyor, üst limit gökyüzü...
4c nedir?
Pırlanta dört değişken sayesinde değer kazanır, bunlar İngilizce isimlerinden dolayı 4c olarak bilinir: karat (carat), kesim (cut), berraklık (clarity) ve renk (color). Bu dört özelliğin kalitesi birlikte veya tek tek yükseldikçe pırlantanın değeri de yükselir. Diğer bütün değerleri aynıysa; iki tane küçük taştan ziyade, aynı karata denk gelen tek bir pırlanta daha pahalıdır. Çünkü karatı yükseldikçe pırlanta daha nadir bulunur hale gelir. Aldığınız pırlantanın 4c`si ile ilgili olarak kuyumcuya güvenmek yerine, taşınızın uluslararası geçerliliği olan bir sertifikası olmasına dikkat edin ve bu sertifikayı taş sizde olduğu sürece saklayın.
Carat: Taşın ağırlığı karat ile ölçülür. Karat pırlantanın değerini ortaya koyan ölçütlerden yalnızca biridir. Pırlanta sadece büyük olmasıyla değerli olmaz.
Cut: Pırlantanın çakıl taşımsı ham halinden, ışık saçan parlak taş haline gelene kadar geçtiği en önemli işlem lazerlerle kesilmesidir. Kesim pırlantanın parlaklığını doğrudan etkilediği için doğru yapılması çok önemlidir ve 4c arasında amatör bir göz tarafından kontrolü en zor olanıdır.
Berraklık: Taşın kendisinden veya kesiminden dolayı üzerinde oluşabilen bazı kusurlar olabilir. Bu kusurlar ne kadar az olursa pırlanta o kadar değer kazanır. Gözle görünen kusurlara sahip bir pırlantanın değeriyse oldukça düşer.
Renk: Doğal olarak renkli pırlantalar vardır ve bunlara "Fancy" denir. Pastel pembe, canlı sarı, fıstık yeşili, mavi ve çeşitli renklerde olabilir bu taşlar ancak pırlanta oldukları için değerleri diğer renkli taşlara göre daha yüksektir. Beyaz pırlantaların renkleri de D`dan Z`ye kadar ayrılır. En beyaz olan D`dir. Ancak piyasada çoğunlukla G ve aşağısı renklerde pırlanta bulunur. K`dan itibaren pırlantanın rengi sararmaya başlar ki bu iyiye işaret değildir.


Boxer Dergisi


1 Temmuz 2013 Pazartesi

Degerli Taslar ve Yararlari

Değerli Taşlar ve Yararları



Taslar dogada bulunus biçimlerine, yerin ne kadar altindan ve ne sekilde çikartildiklarina, renklerine ve içeriklerindeki minerallere göre degisik amaçlarla kullaniliyor. Iste baslica taslar ve faydali olduklari hastaliklar
AZURIT:Uzun süre araba kullanan ya da bilgisayar basinda çalismaktan dolayi gözleri yorulanlar için çok iyidir
TURKUVAZ:Ülkemizde bir adi da Firuze olan bu tas kalp hastaliklari, tansiyon ve sindirim sorunlarina karsi etkilidir.Sadakat, dostluk ve sevgiyi temsil eder. Özellikle kadinlar için cinsel cazibeyi arttirir ve huzur verir.
YESIM:Toksinleri vücudunuzdan atmaniza yardimci olur. Dis agrilari için faydalidir. Agzinizda bir süre tuttugunuzda agriyi alir. Kadinlarda adet ve dogum sancilarina iyi gelir, duygularinizi dengeler.
MERCAN:Mercan tasi, sedef hastaligi basta olmak üzere, bir çok cilt hastaliginin tedavisi amaci ile kullanilir. Safligin ve dengenin korunmasina yardimcidir. Nazara karsi kullanilmaktadir. Konsantrasyon eksikligini gidericidir.
http://ufoss.com
AKUAMARIN:Akuamarinin sinirleri yatistirici özelliginin yani sira düsüncenin berraklasmasi ve yaratici gücün ortaya çikmasinda da büyük rolü vardir. Böbrek, karaciger, dalak ve tiroid bezlerini kuvvetlendirir
YAKUT:Kan dolasimina ve bagisiklik sistemine olumlu etkileri vardir. Cinsel sapkinliklari giderir. Liderlik duygusunu ön plana çikararak çevrenizdeki insanlarin sorumlulugunu almanizi saglar.
TOPAZ:Topaz Tasinin bir diger ismide Sari Yakut olarak bilinmektedir. Yine bu tasa verilen isimlerden biri de Ask Tasi ismidir. Asiklarin arasindaki sürtüsmeleri giderir. Kisinin sanatsal yönlerini açiga çikarir. Göz hastaliklarina iyi gelir.
ZÜMRÜT:Bagisiklik ve sinir sistemi, kalp, ciger ayni zamanda böbregi kuvvetlendirdigi bilinir. Bedeninizi ve ruhunuzu temizleyerek duygusal yönden dengeye kavusturur. Samimiyet ve sadakatin sembolüdür. Kullanan kisinin yüksek iradeye sahip olmasini, karsisina çikan zorluklari asmasini saglar. Cesaret ve kendine güven getirir.
AYTASI:Bacak ve sirt agrilarina ayni zamanda kramplara iyi gelir. Bilinçaltinizi netlestirir, konusma yetenegi verir, duygu ve düsüncelerinizi rahat bir sekilde disa vurmanizi saglar.
KUVARS :Yogunlugu en yüksek olan taslardandir. Beyni uyarir, negatif enerjiyi yok ederek pozitif enerjiye çevirir. Kiskançlik, korku ve öfkeden korudugu bilinir. Uzun süre kullandiginizda akan bir suyun altinda yikadiktan sonra bir gece topraga gömerseniz tasin topladigi negatif enerjiyi atmis olursunuz.
JASPER:Iç organlari ve sindirim sistemini güçlendirir. yüksek enerji verdiginden, güçlü hissetmenizi saglar. Erkekler için cinsel dürtüleri arttirir.Inanç, sadakat, sevgi ve sayginin simgesidir.
http://ufoss.com
AKIK:Cinsel organlar faydalidir ve cinsel gücü arttirir. Metabolizmanin düzgün çalismasina yardimci olur. Bunlarin yani sira gerginligi ve stresi azaltir.
AMETIST:Yatistirici etkisiyle bilinen ametist bagisiklik sistemini de kuvvetlendirir ayrica meditasyon içinde kullanilabilecek bir tastir. Enerjisi çok yüksek oldugundan bulundugu ortamdaki bütün kötü enerjiyi pozitife çevirir.
INCI:Sadelik ve alçak gönüllülügü simgeler. Böyle gözükmekle beraber, aslinda çok kiymetli olmayi anlatir. Bu yüzden bilgeligin ve alimligin simgesi olarak da görülmüstür. Eski zamanlarda anne sütünü arttirdigi düsünülürmüs.
Agate: Uzun ömür ve mutluluk simgesi. Günlük stresinizi aliyor.
Firuze (Turkuaz): Nazara karsi iyi geliyor. Olumsuzu olumluya çeviriyor, bilinci genisletiyor. Tansiyonu düzenliyor. Kalp hastaliklarina iyi geliyor.
Zümrüt: Göz agrilarini dindiriyor, iltihap ve kizarikligi dindiriyor. Iltihap ve kizarikligi gideriyor.
Aytasi: Duru görüs ve sezgi yeteneklerini kuvvetlendiriyor. Kramplara iyi geliyor. Yildizi düsük olanlarin kullanmasi gereken bir tas.
Kaplan Gözü: Sahiplenme arzusunu güçlendiriyor. Insanin kendini isine vermesini sagliyor. Konsantrasyonu güçlendiriyor.
Akik (Kirmizi Kalsedon): Ugur ve bereket tasidir. Donuk akik, kan dolasimini kolaylastiriyor. Erkeklerde testisleri. Kadinlarda yumurtaliklari koruyor.
Kolsedon (Mavi Akik): Düsünce yetenegini kuvvetlendiriyor. Iyi konusmayi sagliyor. Renginden dolayi nazar için de yararli bir tas.
Zebercet (Peridot): Tibbi cihazlarin kaydedemedigi kalp çarpintilarina ve sebebi bilinmeyen korkulara iyi geliyor.
Kehribar (Amber): Reçinenin taslanmis hali olup özellikle guatr, astim, bronsit ve alerji hastaliklarinda yarar sagliyor.
Opal: Sevgi ve sefkat simgesidir. Karsiliksiz seven kisiler kullaniyor. Eklem iltihaplarini geçiriyor.
Topaz (Sitrin): Kan dolasimi bozukluguna iyi geliyor. Telepati yetenegini artiriyor.
Lal: Tehlikeyi haber veren tas olarak biliniyor, (Kullanan kisiye tehlike gelecegi zaman tas rengini açiyor.)
Jade (Yesim): Iyi iliskiler, vefali dost simgesidir. Ayni zamanda böbrek rahatsizligindan kaynaklanan atesi düsürdügü söyleniyor.
Lapis Lazuli (Lacivert Tas): Ruh ve beden arasindaki dengeyi sagliyor. Ayrica zihin açikligina yardimci oluyor. Hazmi kolaylastiriyor.
Ametist: Strese, migrene istahsizliga, göz agrilarina ve akciger hastaliklarina iyi geliyor. Bagisiklik sistemini güçlendiriyor.
http://ufoss.com
Mercan: Bir deniz ürünüdür. Solunum açici etkisi bulunuyor.
Kristal Kuars: Enerjinin simgesidir. Tansiyonu düzenliyor. Meditasyonda kullaniliyor. Radyasyonu topladigindan cep telefonu olanlarin kristal tasimasi gerekiyor. Bu taslar aldiklari radyasyonu, 15 günde bir yikamak yoluyla atiyorlar.
Krizopraz: Seksüel bozukluklar ve depresif durumlarda rahatlatici özelliginin yaninda kisisel yeteneklerin ortaya çikmasini sagliyor.
Pyrite: Idare gücünü artiriyor. Diger insanlarla uyum içinde çalismanin gerçeklesmesine yardimci oluyor.
Turmalin: Beden ve zihin iliskisini güçlendiriyor. Duyarlilik ve sezgiyi, anlayisi, artiriyor. Aile saadetini güçlendirici tas diye de biliniyor. Su damlasi anlamina geldiginden denizciler nazar ve ugur tasi olarak tasiyorlar.
Jasper: Sevgi ve inanç simgesidir. Karaciger, dalak, mesaneyi güçlendiriyor. Toprak elementlerini temsil ediyor.
Elmas: Eski çaglardan günümüze taslarin en degerlisi sayilan elmasin, kadinla erkek arasindaki aski güçlendirdigine inanildigindan nisan yüzüklerinde tercih edilir. Saflik, sevgi ve nese getirdigi söylenen elmas, cesareti ve aski sembolize eder. Elmas, sizi ruhsal ve ahlaksal inançlara göre yasaminiz için yüreklendirerek, kendinize ve baskalarina karsi dürüst olmaya davet eder.
Safir: Gök yakut diye bilinen safir, Latince mavi anlamina gelen sapphirus kelimesinden gelir. Mavi, pembe, turuncu, sari, yesil, mor ve siyah renklerde ya da seffaf olabilir. Tarih boyunca krallarin ve hükümdarlarin kötülük, ihanet ve büyülerden korunmak için taktiklari kutsal bir tastir. Ayni zamanda çesitli hastaliklara iyi geldigi söylenmektedir. Seffaf safir size güveni, sevgiyi ve isigi yogun olarak hissettirir. Mavi safir, duygusal travmalarin yarattigi duygu yüklerinden kurtararak özgürlük hissi verir.
Yakut: Mutsuzluk, kiymetsizlik, kavga, düsman, saldiri, vakitsiz ölümler ve akil hastaliklarina karsi koruyucu özelligi olduguna inanilir. Yakut, Hindistan’da taslarin efendisi olarak anilir. Saflasmaya ve degisime götüren yasamsal ve sicak yaratici enerji
verir.
Zümrüt: Yesil renginden dolayi bereket, dogurganlik ve yagmur simgesi olarak bilinir. Düs gücünü gelistirdigine, bellegi güçlendirdigine inanilir. Kadinda ve erkekte üretkenligi artirir.
Göz agrilari, iltihap ve kirikligi giderir.
Ametist: Strese, migrene, istahsizlik, göz agrisi, akciger rahatsizliklarina iyi gelir. Bagisiklik sistemini güçlendirir. Kuvars kristalinin arindirilmasinda kullanilir. Pozitif enerji yüklü bir kristaldir. Tasiyan kisiye de bu yükü aktarir. Beyin gücünü yükseltir. Kan temizleyicidir. Negatif enerjilerimizi bosaltarak huzurlu ve zinde olmamizi saglar. Pembe kuvarsla birlikte kullanildiginda akli güçlendirir. Alkoliklere iyi gelir ve kalbi korur.
Akik: Ugur ve bereket tasidir. Kan dolasimini kolaylastirir. Erkeklerde, erkeklik bezini, kadinlarda yumurtaliklari korur. Cinsel organlari aktivite eder. Saglik ve uzun ömür simgesidir Turuncu akik kendinizi sikintili ve ümitsiz hissettiginiz zamanlarda olaylarin
iyi yönlerini görmenize yardim eder. Sebepsiz sikintiyi alir. Sari akikle yasamdan zevk alirsiniz. Ates akigi yasadiginiz ana yogunlasma isteginizi güçlendirir. Ciddiyet, dayaniklilik ve sükunet saglar. Olumsuz duygulari çözüp iç benligi korur. Kendinize güven duymanizi saglar.
Akuamarin: Beden ve zihin iliskisini kuvvetlendirir. Duyarlilik sezgisini artirir. Aile saadetini güçlendiren tas denir. Denizcilerin ugur ve nazar tasidir. Güven, denge ve ahenk
sembolüdür. Solunum problemleriyle savasir. Hafizayi güçlendirir. Strese karsi koruyucudur.
Agat: Konusma yetenegini güçlendirir. Dikkatsizlikten, sosyal olamamaktan korur. Uzun ömür ve mutluluk simgesidir. Günlük stresleri atar. Vücutta tansiyon dengeleyicidir. Üriner sistemin saglikli kalmasina yardimci olur. Akli ve vücudu güçlendirir, kisiyi cesaretlendirir.
Aytasi: Günlük yasantinizdaki dengeyi olusturmanizi saglar ve duygusal dengenizde uyum saglayici etki yaratir. Fiziksel olarak tikanmis lenf bezlerini temizler. Kadinlarda hormon seviyesini dengeler.
Amber (Kehribar): Guatr, astim, bronsit ve allerjiye karsi iyidir. Tilsim olarak, hem kör talihe karsi korunma hem de talihi kendine çekme için kullanilmistir. Sindirim sistemi, iç salgi bezlerini dengeler ve karacigeri temizleyerek güçlendirir. Yaydigi sicaklik,
enfeksiyonu önledigi ve soguk alginligi tedavisinde rol oynadigi için genelde boyun çevresine takilir. Bogaz ve tiroid enfeksiyonlarini diger tüm taslardan daha iyi tedavi ettigi
düsünülmektedir.
Aventurin: Zihinsel karmasayi ve stresi azaltir. Nese tasi da denir. Sakinlik ve yasama sevinci sunar.
Amazonit: Beden disi deneyimlere duyulan korkuyu yatistirir. Enerjisi ölümcül derecede hasta olanlara iyi gelir.
Firuze (Turkuaz): Panzehir özelligi vardir, talih tasi olarak bilinir. Hissettirdigi iç baglantilar sayesinde sifa etkisi gösterir. Nazara karsi iyi gelir. Bilinci genisletir ve kaygiyi teskin eder. Tansiyonu düzenler, kalp hastalarina iyi gelir. Kadinlik özelliklerini artirir. Konusma ve yazma yoluyla yaratici ifadeyi artirir.
http://ufoss.com
Hematit (Demir): Kan dolasimi düzeninin saglikli olmasina yardimcidir. Bu özelliginden dolayi romatizmaya iyi gelir. Enerji kaynagidir, solunum yollari üzerinde olumlu etkileri vardir.
Inci: Inci size güç, huzur ve çalisma azmi verir. Duygusal korunma amaciyla da kullanilir.
Jasper: Sindirim sistemine iyi gelir. Endokrin sistemine denge getirir. Karaciger ve safra kesesini, dalak ve mesaneyi kuvvetlendirir. Fiziksel direnci artirir.
Kaplan Gözü: Sahiplenme arzusunu güçlendirir, insanlarin kendisini isine vermesini saglar. Iç ve dis görüsü artirir. Zihni keskinlestirir. Sinirsel spazmlari ve bas agrilarini hafifletir. Sindirim bozukluklarina, algilama eksikligine ve korkuya karsi koruyudur. Negatif enerjiden korur.
Kuvars kristali: Vücuttaki fazla elektrigi alir, eksikligi tamamlar. Tansiyonu düzenler, meditasyonda kullanilir. Cep telefonu tasiyan kimselerin yaninda mutlaka kristal bulundurmasi gerekir. Çünkü kristal radyasyonu toplar. Kristaller almis oldugu radyasyonu 15 günde bir yikamak suretiyle atarlar.
Rutilat kuvarsi: Depresyonu azaltir, enerji kaynagidir. Sikintili geçen bir günün getirdigi olumsuz duygu ve düsünceleri çözerek uzaklastirir.
Kalsedon (Mavi Akik): Düsünce yetenegini kuvvetlendirir, iyi konusmayi saglar.
Krizopras: Sinirsel gerilimleri yok eder. Fiziksel, zihinsel, heyecan durumlarinda sakinlik verir. Seksüel ve depresif durumlari rahatlatici özelligi vardir.
Lal: Tehlikeyi haber veren tas olarak geçer. Bilinmeyene gözlerinizi açar ve gayipten bilgi almayi destekler. Fiziksel olarak da cinsel organlarin iyilesmesine yardimci olur, kan dolasimini canlandirir.
Lapis Lazuli (Lacivert Tasi): Ruh ve beden arasindaki dengeyi saglar. Ayrica zihinsel berrakligi ve derin düsünmeye yardimci olur. Hazmi kolaylastirir.
Malahit (Bakir Tasi): Fiziksel agrilari azaltici ve radyasyondan koruyucudur. Uyumayi kolaylastirir. Zihni ve vücudu canlandirir. Her kademede dengeleyici rol oynar. Sol elde oynanirsa vücuttaki statik elektrigin fazlasini alir.
Mercan: Solunum açici etkisi vardir. Kiside cazibeyi artirir. Zor islerin akisini kolaylastirir. Çogaltici etkisi vardir, bereket simgesidir.
Obsidiyen: Negatif enerji emicidir. Stresi azaltir, terapi yönü çoktur. Bilinçaltindaki blokajlari temizler.
Opal: Eklem iltihabina iyi gelir. Insancil duygulari güçlendirir. Ruh temizligini korur, umudu güçlendirir. Yüksek basari tasidir.
Prit: Irade gücünü artirir. Diger insanlarla armoni halinde çalismayi gerçeklestirir. Enerji olusturur.
Rodonit: Vücudun saglikli gelismesine yardim eder. Kan dolasimin dengeler. Psikolojik olumsuzluklardan kurtarici ve cesaret artiricidir.
Topaz: Duygusal yükleri ve kötümser düsünceleri ortadan kaldirir. Endise ve depresyonun üstesinden gelmede yardimci olur. Tüm bedeni güçlendirir, destekler, zihinsel ve fiziksel sindirime yardim eder.
Yesim (Jade): Böbrek rahatsizlarindan kaynaklanan atesi düsürür. Akil sagligina, göz bozukluguna ve dogum sancilarina karsi koruma saglar.
Kirmizi Yesim Tasi: Kani güçlendirir, canlilik, güç ve sabir verir. Bedeni temizler.
Zebercet (Peridot): Aygitlarin kaydedemedigi kalp çarpintilarina ve sebebi bilinmeyen korkulara iyi gelir. Renginden dolayi bereket, dogurur içinizde sevinç duygusu uyandirir.
AMAZONIT:Beden ve ruh dünyalari arasinda sürekliligi ve anlayisi saglar. Kisinin yasamina anlam katmasina, yasamina deger vermesine yardim eder.
ZEBERCET:Kalp pankreas dalak ve cigerlerin üstünde olumlu etkileri bulunur.Beden-zihin arsindaki dengeyi saglar.
LAL:Tutkunun tasi olarak bilinen lal cinsel gücü arttirir ayrica kadinlarda adet düzensizligi ve menapoz için faydalidir. Kan dolasimini kolaylastirarak kani temizlemesi, unutkanliga iyi gelmesi, huzur vermesi, sevgi ve sefkat duygularini canlandirmasi bilinen psikolojik özelliklerindendir.
KEHRIBAR:Bogaz ve tiroid bezi enfeksiyonlarini tedavi etme özelligi vardir.
SAFIR:Kalbi ve böbrekleri güçlendirmesiyle birlikte salgi bezleri üzerindeki etkileriyle bilinir. ruhsal sagligi dengeler ve sezgi yeteneginin artmasina neden olur. Sikintilari asmanizda verdigi farkindalik etkisiyle yardimci olur.
ELMAS:Beyin fonksiyonlarini ve kisilikteki blokaji ortadan kaldirici özelliklere sahiptir ve ayni zamanda temel bir tedavi edici niteliktedir. Bolluk, saflik, masumluk ve sadakat simgesidir.
AVENTURIN:Fiziksel gücü ve canliligi artirir. Özellikle kalp sagligi için olumlu etkileri olan bir tastir. Strese karsi kullanilabilir.
GÜNES TASI:Depresyon, stres atma, enerji akisi, pozitif algilama, cesaret saglayan bir tastir.
GRANAT:Depresyon giderir, kanin temizlenmesini saglar, dolasim rahatsizliklarina iyi gelir, asiri hareketli ( hiperaktif ) çocuklarin sakinlesmesini saglar.
CEROIT:Kisinin kendine güveninin artmasini saglar. Kisinin maddi ve manevi bag ve bagimliliklarindan kurtararak ruhen özgürlesmesine yardimci olur. Korkulardan kurtulmak için ametist ile birlikte kullanililir. Kâbuslara karsi etkilidir.
HEMATIT:Stresi azaltir, enerji ve canlilik verir. Karar verme güçlügü çeken kisilere iyi gelir. Kan dolasimi üzerinde pozitif etkisi vardir.
KAPLAN GÖZÜ:Astim hastalarina iyi gelebilecek bir tastir. Sindirim sistemi bozukluklari, dalak ve pankreas üzrinde etkisi vardir. Güç ve cesaret tasi olarak bilindiginden sadece avucunuzun içinde tutarak endiselerinizden kurtulabilirsiniz. Dengeleyici özelligi sayesinde çevrenizdeki olaylari daha kolay algilamanizi saglar.
YILDIZ TASI:Duygusal denge saglar, heyecanlari, alinganliklari, asiri duygulanmalari dengeler. Erkeksi enerji ve güç verir. Kararlilik olusturur. Manevi yükselise vesile olur.
FLORIT:Kisinin anilarin tutsakligindan kurtulmasini saglar ve duyulan bosluk hissini yatistirir. Düzensiz ve daginik hissedilen anlarda denge ve dinginlik verir. Duygusal bakimdan mutsuz oldugunuz ve sizi rahatsiz eden mantiksiz düsüncelere kapildiginizda florit size destek olacaktir.
KRIZOKOL:Bedeni, kalbi ve ruhu kötülüklerden ve olumsuz duygu ve düsüncelerden arindirir.
LABRADORIT:Sindirim sistemini destekler, özellikle mideyle ilgili düzensizlikleri giderir. Rahatlamamiza ve uyumamiza yardim eder. Hayret verici yetenekler gelistirir, görülen rüyalari hatirlamaya yardim eder.
MAGNEZIT:Analiz etmek, kendini tanimak ve arastiricilik ruhunu gelistirmeye yardimci olan bir tas oldugu gibi, kisileri motive etmesi ve farkindaligi arttirma özellikleri de bulunur.
MALAHIT:Sakinlestirici bir tas olup, uyku ve uyumaya yardim eder. Günes sinir agi chakrasinin üzerinde kullanildiginda, içimize gömdügümüz acilari tekrar ortaya çikarma gücü vardir.
OBSIDYEN:Karin ve bagirsaklari etkileyerek iyilestirir, zihin ve duyguyu birlestirir.
OLIVIN:Bedeni temizleyip vücut-zihin dengesini saglar, kaygiyi düsürüp zihni açar ve kisisel büyümeyi hizlandirir.
OLTU TASI:Gerdanlik olarak kullanilirsa bogaz ve Tiroid bezi enfeksiyonlarini yok eder, guatrin olusmasini önler.
ONIKS:Cinsel dürtüleri azaltarak farkli konulara adapte olmanizi saglar. Bagimliliklarinizdan kurtulmak istediginizde kullanirsaniz, size kendinizi kontrol etmenizde yardimci olur. Çevrenizdeki kötü enerjilerin etki etmesini engeller.
UNAKIT:Unakit tasinin enerjisi kendimizi sevmemize yardimci olmaktadir. Kadinlar üstünde özellikle hamilelik dönemlerinde yararli etkilere sahiptir. Dengeleyici özellikleri olan bir tastir.
PIRIT:Beyin fonksiyonunu arttirici gücü ve kisilerin dünyaya pembe gözlüklerle bakmasini saglayici fonksiyonlari ile birlikte irade gücünü de yükseltir.
SIYAH TURMALIN:Koruma ve denge için iyi bir sifa kristalidir. Alerjik problem yasayanlar için iyi sonuç verdigi görülmüstür. Bagisiklik, endokrin ve otonom sinir sistemi de dahil olmak üzere vücut sistemlerinde destekleyicidir ve olumlu etkileri vardir.
SODALIT:Bogazdaki sislikleri ve iltihabi azaltir. Duygularini kolay ifade edemeyenlerin tasidir. Asil düsüncelere odaklanmayi saglayarak, konsantrasyonu kolaylastirir
SUGULIT:Çocuklarin ögrenme sorunlarini ortadan kaldirmak, daha kolay ögrenmelerini saglamak için Sugulit tasi çocuklarin odalarinda bulundurulmalidir.

UFOSS


İbn Sina'ya gore, madeni cevherler

İbn Sina'ya göre, madeni cevherler,
Remzi DEMİR*

Mutlu KILIÇ


(a) Taşlar
(b) Eriyebilir cevherler, yani metaller
(c) Kükürtler
(d) Tuzlar

olmak üzere, kabaca dörde bölünebilir ve bunun nedeni şudur: Madem cevherlerden bazıları, özleri bakımından veya düzenlenişleri
ve bütünlükleri bakımından güçsüz ve diğer bazıları ise güçlüdürler. Güçlü olanlardan bazıları dövülebilir (Metaller), bazıları ise dö-
vülemez (Taşlar); ve yine güçsüz olanlardan bazıları, tuzlu bir do-
ğaya sahiptirler (Tuzlar) ve rutubette kolaylıkla eriyebilirler; diğer
bazıları ise yağlı bir doğaya sahiptirler (Kükürtler) ve rutubette kolaylıkla erimezler.
Bütün dövülebilir cevherler, yani metaller erirler; çünkü bunların maddesi abi (susal) bir cevherdir; öyle ki bu abi cevher, arzi
30. Avicennae, s.18-22.

(topraksal) cevherle öyle sıkı bir biçimde birleşmişdir ki ikisini birbirinden ayırmak olanaksızdır. Bu abi cevher, soğuk tarafından
dondurulmuş ve daha sonra sıcak tarafından pişirilmiştir. Buna rağ-
men, dövülebilir cevherler, hala diridirler ve yağlı doğaları nedeniyle donmamışlardır.
Taş türünden olan madeni cevherlere gelince, bunların maddesi yine abi cevherdir; fakat bunlar soğuk tarafından değil, kuruluk
tarafından dondurulmuşlardır, öyle ki bu kuruluk, suyu toprağa dö-
nüştürmüş ve taşları oluşturmuştur. Bunlar yağ içermezler ve bu nedenle dövülemezler.
Nişadır ise bir tuzdur. Tuzlar, arzi olmaktan çok nandir (ateş-
sel) ve bu nedenle maddenin katı halinden gaz haline geçebilirler.
Çok seyrek, ama aşın derecede ateşli olan sıcak bir dumanla karış-
mış sudan oluşmuş ve kuruluk tarafından pıhtılaştırılmışlardır.
Kükürtlere gelince, bunların abi cevherleri, ısının mayalama etkisi altında, doğaları yağlı oluncaya kadar, toprak ve havayla güçlü
bir biçimde mayalandırılırlar ve daha sonra soğuk tarafından katı-
laştınlırlar3! .
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, İbn Sina'ya aİt olan
De Mineralibus,
(a) Madeni cevherlerin oluşumunu anlatır ve tamamen Aristoteles Fiziği'ne dayanır.
(b) Değerli taşların türlerine ve özelliklerine ilişkin bilgi vermez.
Mağrib'de, yani Batı İslam Dünyası'nda da bu konuyla ilgilenen yazarlar olmuştur. Mesleme ibn Vaddah el-Kurtfibi el-Mecnti,
Ravda el-Hada'ik ve Riyad el-Haka'ik (Bahçelerin Çimeni ve Ger-
çeklerin Çayın) adlı yapıtının büyük bir bölümünü madenIere ayırmıştır. Hatta Şeyh-i Ekber Muhyiddin ibn 'Arabf, Tedbfrat el-İlahiyye fi Islah Memleket el-İnsaniyye (İnsanlık Ülkesinin Düzeltilmesinde Tanrısal Önlemler) adlı eserinde taşların gizli özelliklerine
değinmiştir.
3 ı.Avicennae. 8.33-36.


CEVAHİRNAMELER VE OSMANLıLAR DÖNEMİ'NDE YAZıLMıŞ...

Bu konuya ilişkin çalışmalar, 12. yüzyıldan sonra da sürmüş ve
Şihabüddın Ebu'l-'Abbas Ahmed ibn Yusuf el-1Haşı, Nasırüddın-i Tusı ve Ebu el-Kasım el-Kaşanf gibi araştırmacılar tarafından
önemli risaleler yazılmıştır.
Bunlardan Şihabüddın Ebu'l-'Abbas Ahmed ibn Yusuf el-llfaşı (Ölümü 1253), cevherlere ilişkin en iyi yapıtlardan biri olarak
görülen Ezhar el-Efkar fi Cevahir el-Ahcar'ında, geleneksel yönteme uygun olarak, değerli ve yarı değerli taşları ayrıntılı bir biçimde
tanıtmıştır32•
Ezhar el-Efkar fi Cevahir el-Ahcar, bir giriş ile yirmi dört bö-
lümden oluşmuştur; Giriş'te cevherlerin oluşum biçimleri, genel
özellikleri ve değerleri belirtilmiş ve bölümlerde ise sırasıyla yakut,
zümrüt, zebercet, balhaş, benefş, becadf, elmas, 'aynü'l-hirr, padzehr, firı1ze, akik, cez', mıknatıs, senbazec, dehene, laciverd, mercan, sebec, cümşüt, hammahan, yeşim, yasb, billur ve talk cevherlerine ilişkin bilgiler verilmiştir33• .
Aşağıda da görüleceği gibi, Osmanlı cevahimame geleneği
üzerinde en etkili yazarlardan birisi el-llfaşı'dir; çünkü söz konusu
yapıtı, 15. yüzyılOsmanlı bilginlerinden el-Şirvam tarafından, iki
kere Türkçe'ye uyarlanmış ve birincisi Cevhername ve ikincisi ise
Tuhfe-i Muradf adıyla Osmanlı cevherflerinin kullanımına sunulmuştur.
İslam Dünyası'nda, daha çok "Hoca Nasırüddın" veya "Nası-
rüddın-i Tusı" olarak tanınan Nasırüddfn Ebu Ca'fer Muhammed
ibn Muhammed ibn el-Hasan el-Tusı de (1201-1274)34, sonraki dö-
nemlerde Müslüman cevherfler ve yazarlar tarafından yaygın bir bi-
çimde kullanılacak bir cevahimame yazmıştır. İlhanlı Sultanı Hülagu Han'a sunulduğu için Tansuhname-i İlhanf35olarak adlandırılan
32. J. Ruska, "Tlfaşf", islemı Ansiklopedisi. Cilt 1211,İstanbul 1979, s.263-264.
33. Bu yapıt, çok sonraları, İtalyan bilginlerinden Biscia tarafından İtalyanca'ya da
çevrilmiştir; bkz., Antonio Raineri Biscia, Fior di Pensieri sulle Pietre Preziose di Ahmed
Te(fasdte. Floransa 1818; bu çalışmada 1906'da Boİogna'da yayımlanan ikinci baskısı
kullamlmıştır.
34. Daha fazla bilgi için bkz., R. Strothmann ve J. Ruska, "TGsf", islam
Aıısiklopedisi. Cilt 12/2, İstanbul 1988, s.132-134.
35. Terkipteki ilk kelime muhtelif kaynaklarda, muhtelif biçimlerde yazılmıştır;
doğrusu "TensGhname"dir; Farsça'da "TensGh", "(i) pek az bulunan güzel şey; (2) içinde,


bu eser, bir mukaddime ile dört makaleden oluşmuştur; Birinci Makale'de cevherlerin oluşumuna, İkinci Makale'de özelliklerine, yararlarına, zararlarına, değerlerine ve perdahlanmalarına, Üçüncü
Makale'de "el-Filizat el-Seb'a" (Yedi Filiz) olarak adlandırılan altın, gümüş, bakır, demir, kurşun, kalay ve har-ı sını (Çin Dikeni;
bakır-kalay alaşımı) gibi madenIerin çıkarılmalarına ve kullanılmalarına ve nihayet Dördüncü Makale'de ise misk, anber, öd, kafur,
sandal gibi ıtırların, yani hoş kokulu bitkilerin üretilmelerine ilişkin
ayrıntılı bilgiler verilmiştir.
Tansuhname-i İlhanf'nin İkinci Makale'sinde, altmış beşi aş-
kın cevherin tanıtıldığı görülmektedir; ancak bunlardan temel cevher olarak değerlendirilen yakut ve türleri dışında, zümrüt, elmas,
la'l, firuze, bıcade, mervand ve akik daha ayrıntılı, geriye kalan
cevherler ise daha yüzeysel incelenmiştir; bu durum, Müslümanlar'ın hangi cevherleri daha çok önemsedikleri hususunda bir fikir
vermektedir36 .
Eser, aşağıda da görüleceği üzere, Osmanlılar Dönemi'nde
Farsça'dan Türkçe'ye çevrilmiş ve Osmanlı cevherileri tarafından
yoğun bir biçimde kullanılmıştır.

Ayrıca el-Kazvfni', Hamdullah el-Müstevfi, Şemsüddın el-Akfanı, İbn el-Esır, İbn el-Cevzı ve Davud el-AntakI gibi kozmoğrafya ve coğrafya yazarları da, yapıtlarında bu konuya ayrıntılı olarak
yer vermişlerdir.
Bunlardan Zekeriyya ibn Muhammed ibn Mahmud el-Kazvı-
ni"nin (1203'e doğru-1283) 'Aca'ib el-MahLUkat ve Gara'ib elMevcudat adlı eserinin, Sufliyyat'tan, yani Ay-altı Evren'den bahseden İkinci Makalesi'nin Birinci Bölüm'ünde, madenler ele alınmıştır. Genel bir tanıtırnın ardından, madenler, filizler ve taşlar olmak üzere iki kısma ayrılmış ve Birinci Alt-bölüm'de yedi filiz ve
İkinci Alt-bölüm'de ise harf sırasına göre, 125 civarındaki değerli,
çeşitli güzel kokular bulunan yuvarlak kutu" anlamlarına gelmektedir; bkz., Ferit
Devellioğlu, Osmonltco- Türkçe Ansiklopedik Li"igot, i6. Baskı, Ankara 1999, s.l 081.
36. Muhammed ibn Muhammed ibn Hasan-ı TGsf. Teıısiihııame-i ithcmı, Giriş ve
Açıklamalarla Yayıma Hazırlayan: Seyyid Muhammed Takf Müderris-i Razavf, İkinci

Baskı, Tahran 136311984


yarı-değerli ve değersiz taşlar tanıtılmıştır. Oldukça geniş olan bu
son alt-bölümdeki bilgilerin büyük bir kısmının, başta Aristoteles
ve İbn Sına olmak üzere, birçok yazardan derlendiği görülmektedir3? Mesela fildişi ve laciverd hakkında şunlar yazılmıştır:
"Fildişi: İbn Sına demiştir ki fildişi, çıban ve yaralardaki kanın
akışını durdurur"38.
"Laciverd: Aristoteles demiştir ki laciverd, rehavet veren meş-
hur bir taştır. Göz pınarları onunla mühürlenirse ve gözlere onunla
sürme çekilirse yararlıdır. İbn Sına demiştir ki siğilleri düşürür; saç-
ları güzelleştirir ve çoğaltır. Başkaları ise demişlerdir ki laciverd,
uykusuzluğa ve malihulyaya iyi gelir"39.

Hamdullah el-Müstevfi de (128l-1340'tan sonra), tarihçi ve
coğrafyacıdır. İ1hanlı ve Selçuklu tarihleri açısından önem taşıyan
ve el-Kazvını'nin 'Aca'ib el-Mahlukat ve Gara'ib el-Mevcudô.t'ını
andıran Nüzhe el-KuLUb(KaIplerin Neşesi, 1340) adlı yapıtının Birinci Bölüm'ünde, Madenler Alemi, Bitkiler Alemi ve Hayvanlar
Alemi'ni tanıtırken değerli taşlar hakkında da bilgiler vermiştir40•
15. yüzyılda yaşayan Muhammed ibn Mansur el-Şırazı ise, Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan'ın isteği üzerine, Cevahirname adlı
Farsça bir eser yazmış ve bu eserinde yirmi değerli madenin oluşumundan, niteliklerinden ve kullanIlış biçimlerinden söz etmiştir.
Yapıt, Osmanlı Sultanı II. Murad Dönemi'nde (1421-1451) Türk-
çe'ye de çevrilmiş ve Osmanlı cevherfleri tarafından kullanılmış-

tır41•

tır41•
37. Ayrıntılı bilgi için bkz., el-Kazvını, 'Adi 'ib e/-MahlCtkiiı ve Gara 'ib elMevcudaı, Dördüncü Baskı, Kahire 1970, s.136-159.
38. EI-Kazvını, s.146.
39. EI-Kazvını, s.154.
40. Abdülkerim Özaydın, "Hamdullah el-Müstevfi", TDV islam Ansiklopedisi, Cilt
15, İstanbul 1997, s.454-455.
41. Cevat İzgi, Osmanlı Medreselerinde ilim, Tabii ilimier, Cilt 2, İstanbul 1997,
s.206; Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan bir nüshada, eserin adı Kiıab-ı Cevhenıa11le
olarak yazılmıştır; eser, bir mukaddime ile iki makaleden oluşmuştur; Birinci Makale'de,
sırasıyla inci, yakut, zümrüt, zebercet, elmas, 'aynü'l-hirr, lii'l, firOze, pad-zehr ve diğer
hayvanı taşlar, akik, yakuta benzeyen taşlar, cez'. mıknatıs. senbade, dehene, lftciverd,
mercan, yeşb, billur ve cemest, İkinci Makale'de ise Yedi Filiz konu edilmiştir; bkz.,
Muhammed ibn Mansfir, Kitab-ı Cev!ıenıa11le, Süleymaniye Kütüphanesi, Laleli 1706.

CEVAHİRNAMELER VE OSMANLıLAR
DÖNEMİ'NDE YAZıLMıŞ İKİ CEVAHİRNAME
Remzi DEMİR*

Mutlu KILIÇ**

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Pirlanta Tuketim Alanlari


 Pırlanta Tüketim Alanları 

Kıymetli  taşlar  herşeyden  önce  süs  malzemesi  olarak,küçük  heykelciklerin  yapımında,diğer
sanatsal yapıtlarda ve sergilenmek amacıyla koleksiyonculukta kullanılır.


Kıymetli taşların en değerlisi ve serti olan kristal elmas, mücevher olarak kullanımının yanısıra
endüstriyel olarak da her türlü malzemeyi kesme,delme ve aşındırmada kullanılmaktadır.Elmas
düşük kalitede ve hatta toz halinde bile olsa endüstride kullanılabilir.
Korund (Alüminyum oksit) grubuna ait yakut,safir ile granat grubu minerallerin, iyi kristallileri
mücevhercilikte ve diğerleri de metal kesmede,parlatma işlerinde ve aşındırmada kullanılır.
Beril  grubuna  giren  yakut  ,akuvamarin  heliodor  gibi  kıymetli  taşlar,  mücevherciliğin  yanısıra
hassas terazilerin yapımında da kullanılır.


Benzer  şekilde  yeşil  turmalin  de,  turmalin  kaması  yapımında  ve  polarizasyon  aletlerinin
yapımında kullanılır.

Kristal  kuvarsın  renklileri  süs  taşı  olarak  bazı  çeşitleri  de  telsiz  ve  radyolarda  kullanılır.Sert
oluşu  ve  asitlerden  etkilenmemesi  nedeniyle  bazı  tür  agatlar  laboratuarlar  için  havan
imalatında,ayrıca terazi ve bıçak ağızlarında,tekstil silindirlerinde ve spatül olarak kullanılırlar.

Kıymetli  taşların  iyi  pazar  bulması  ve  ekonomisi,  insanlar  tarafından  taklitlerinin,  yani
sentetiklerinin  ve  imitasyonlarının  yapılmasına  neden  olmuştur.Sentetikler  gerek  kimyasal
gerekse  fiziksel  anlamda  ,  taklit  edildikleri  taşın  tam  bir  kopyesidir.  İmitasyonlar  ise  sadece
görünüş  olarak  taklit  edildikleri  taşa    benzerler.İmitasyonlar  için  genellikle  cam  ve  plastik
kullanılır.


1900'lü  yıllardan  itibaren  doğal  kıymetli  taşlara  benziyen  sentetik  maddelerin  yapımı
gerçekleştirilmiştir.İmal edilen ilk sentetik taş safirdir.1902 de General Electric Firması süs taşı
olarak  kullanılan  elmaslar  kadar  temiz,fakat  küçük  boyda  elmas  yapımını
gerçekleştirmiştir .Sonradan çeşitli eritme teknikleri kullanılarak zümrüt , yakut ve aleksandrit
gibi taşların sentetikleri üretilmiştir.

Günümüzde hemen her çeşit taşın sentetiği üretilmektedir.




Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı    Madencilik ÖİK Raporu Endüstriyel Hammaddeler Alt Komisyonu Genel Endüstri Mineralleri III 
(Nadir Toprak Elementleri-Kıymetli ve Yarı Kıymetli Taşlar) Çalışma Grubu Raporu 

19 Mayıs 2013 Pazar

Mucevher Tasları ve Degerli Taslar


Mücevher Taşları ve Degerli Taşlar

18.Yüzyıla kadar Hindistan dünyanın tek ham elmas kaynağıydı. 19. Yüzyılın
ikinci yarısında, ilk ham elmas Afrika'da bulundu.




Şu anda başlıca elmas üreticisi ülkeler arasında Avusturalya, Zaire, Rusya,
Botswana, Güney Afrika sayılabilir.
Ham elmas çıkarma yöntemleri, ham elmasın kendini yerin yüzeyine ne
şekilde gösterdiğine bağlı olarak değişmektedir. Kimberlit hatlarının çıkarılması için
çukur açma yöntemi ya da "yeraltı madenciliği" gerekmektedir.
Kimberlit parçasından erozyon yoluyla kurtulan elmas kristalleri nehirlerle
taşınır. Buna "alüvyal madencilik" denir.
Kumlu kıyı katmanlarının kullanılması ise açık teras yapısıyla olmaktadır ki
buna da "deniz madenciliği" denir.
Ham elmas bulmak büyük endüstriyel operasyonların sonucu olabileceği gibi,
küçük ölçekli manuel yöntemler de mevcuttur. Bir karat pırlanta için ortalama 250 ton
kaya, kum ve çakılın çıkarılması gerekir. Dünyadaki yıllık üretim 100 milyon karata
eşittir ki bunun sadece yaklaşık %50'si mücevher kalitesindedir.
Ham elmas son şeklini ve parlaklığını alana kadar bir dizi işlemden geçer.
Hiçbir ham elmas bir diğerine benzemez. Bu yüzden ham elması en avantajlı bir
biçimde işlemek için ayrıntılı olarak incelemek ve en iyi berraklığı en az ağılırlık
kaybıyla elde etmeye çalışmak gerekir.

Oniks
Oniks veya Damarlı Akik (İngilizce karşılığı olan Onyx de sıklıkla kullanılır),
yarı değerli bir taş türüdür. Oniks ismi Asur dilinde "yüzük, halka" anlamına gelen
sözcükten türemiştir. Kuvars'ın kriptokristalin bir türü olan oniks, farklı renklerde
birçok katmana sahip olan bir taştır. Katmanların renkleri oldukça değişkendir ve
beyazdan siyaha kadar birçok farklı renkte olabilir.
Bir oniks türü olan Sardoniks (sardonyx) ise renkli şeritler kırmızının tonlarıdır.
Saf siyah oniks pek yaygın bulunsa da renkli oniksler kadar yaygın bulunmaz.
Bazen kalsit gibi faklı taşlara da hatalı bir şekilde oniks dendiği olmuştur. Oysa
örneğin kalsit, onikse oranla çok daha yumuşaktır ve daha yaygın bulunur. Kimyasal
formülü SiO2, silikon dioksit olan oniksin Mohs skalasına göre sertliği 7'dir.
Silis minerallerinden akikin bir türü olan oniks yarı-değerli bir taştır. Akik,
kalsedon olarak adlandırılan geniş bir mineraller grubunun üyesidir. Karneliyen ve
helyetrop (kantaşı) gibi değerli taşları da içeren kalsedonlar özellikle mücevher
yapımında kullanılır.
Oniksi diğer kalsedon türlerinden özelliği, birbirini izleyen siyah ve beyaz renkli
şeritlerinin olmasıdır. Aynı taşın kahverengi yada kırmızı şeritli türüne ise sardoniks
denir.
Bu ilginç renkli yapısı nedeniyle oniks çok eski zamanlardan beri
kuyumculukta ve vazo gibi küçük süs eşyalarının yapımında kullanılmaktadır. Çoğu
kez oyularak işlenir. İki tür oyma mücevher vardır; bunlar oymanın yapılış tarzına
göre adlandırılır. Kamayo yada kame denen türde, taşın zemini oyulur ve desen yada
figür taşın üzerinde kabartma halinde kalır; intaglio denen türde ise bu işlemin tersi
gerçekleştirilir ve desen yada figür oyularak hazırlanır. En nitelikli oniksler Hindistan
ve Güney Amerika'da çıkarılır.
Benzer görünümü nedeniyle zaman zaman oniksle karıştırılan bir kalsit türü
vardır. "Oniks mermeri" dene bu malzeme çok daha büyük cisimlerin yapımında
kullanılır. Eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar tapınaklarının yapımında oniks
mermerinden yararlanmışlardır. Cezayir, Fas ve Mısır'da zengin oniks mermeri
yatakları vardır.

Opal
Silin grubundan inorganik bir maddedir. Silisin hidratlı ve jelatinli bütün
çeşitlerini kapsar.
Opal bir koloittir; bileşiminde %3 ile %13 su bulunur.; görünümü yağsı veya
camsıdır, kırık yüzeyleri kavkıya benzer. Birçok çeşidi vardır, bunlar arasında en
tanınmışı asil opaldir. Çok güzel yanar-döner parıltılar verdiğinden mücevhercilikte
değerli taş olarak kullanılır. En güzel türleri Macaristan'da çıkarılır. Çok çeşitli ve
parlak renklerde bulunduğu için alevli opal, pullu opal, şark opali gibi adlar alır.
Meksika'da bulunan bit türü ticarette ateş opali, ballı opal, alev opali adıyla
bilinir; kırmızı, turuncu ve bazen yeşilimsi sarı renkte olan bu opal, ateş kırmızısı
tonlarında parıltılar yapar. 14
Diğer opal türleri şunlardır: saydam, yanar-döner, olmayan ve yumrulu yapıda
hiyalin, bileşimindeki hidrokarbonlar sebebiyle çeşitli renklerde bulunan çakmaktaşı;
yumru veye kabuk şeklinde bulunan kaşolon; hidrofan, menilit, gayzerit veya gayzer
silisleri gibi.
Opal önemli süs taşlarından biridir. Opaller, kesilip parlatılabilir. Opal aynı
zamanda oldukça popüler mineraller arasındadır ve müzeler en zarif ürünleri
alabilmek için rekabet halindedir.
En değerli opaller Avustralya, Amerika, Meksika ve Brezilya'da
Çıkartılmaktadır. Opal yataklarının bulunduğu diğer belli başlı ülkeler: Etiyopya, Çek
Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Türkiye, Endonezya, Brezilya, Honduras,
Guatemala ve Nikaragua. Bir süs taşı olan Opalin literatüründe çok değişik
sınıflandırmaları vardır.

Pirit
Pirit, kübik sistemde billurlaşan demir sülfürdür. Özgül ağırlığı 5-5,02 arasında,
sertliği 6-6,5 arasında değişen piritin, billurları altın parlaklığındadır.
Elektriği iletir ve ısıtıldığında zayıf bir elektrik akımı üretir. Kavrulma sonunda
kükürt dioksit verdiğinden, sülfirik asit üretiminde kullanılır. Tortul kayaçlarda ve
başkalaşma kayaçlarında bulunur. En yaygın ve en bol sülfür mineralidir. Sahip
olduğu altın renginden dolayı, çoğu zaman altınla karıştırıldığından, "aptal altını"
(fool's gold) diye de anılır.
Magmatik ayrımlaşma ile oluşabilir. Magmatik kayalarda, kontakt metaformik
yataklarda, hidrotermal damarlarda, birincil ve ikincil olarak bazı sedimanter
kayalarda bulunur. Pirit kristalleri altın gibi güzel görünümlüdür. Sahte altın olarak da
adlandırılır. En büyük pirit yataklarına kontak metamormfizmaya uğramış kayaçlarda
rastlanır.
Pirit kolaylıkla ufalanarak hidratlı demir okside, götite veya limonite dönüşür.
Bol bulunan bir mineral olan pirit serttir; çekiçle vurulduğunda kıvılcım saçar. Sülfirik
asit üretiminde ve kükürt elde edilmesinde kullanılır.
En mühim pirit cevherleri İspanya'da Rio Tinto'dadır. Diğer mühim cevherler
Çekoslovakya, Arizona, Kanada, İtalya ve Japonya'dadır. Türkiye'de pirit cevheri
Karadeniz ve Doğu Anadolu'da bulunur. Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Siirt ve
Elazığ pirit cevheri bulunan başlıca illerdir.
Üzerinde altın rengi benekler oluşmuş çok güzel ve değişik görünümde bir
taştır. Pillere esin kaynağı olduğu iddia edilir. Yeraltı su seviyesinin piriti kesmesi
durumunda demirin oksitlenmesinden dolayı doğal eksi ve artı kutuplar ve bu kutuplar
arasında elektrik alan oluşur.

Strin
Sitrin kuvarsı veya sitrin topazı olarak da anılan, amber renginde bir değerli
taştır. Sarımsı, kahverengimsi veya kırmızımsı olabilir. Şeffaf olmayan bir kuvars
çeşididir. Doğal olarak nadir bulunan bir kuvars çeşidi olan sitrinin renginin kaynağı
yapısındaki demir katışıkları; hematit veya limonittir.
Ticari kullanımdaki sitrinlerin çoğu aslında suni olarak fırınlanmış ametist veya
dumanlı kuvastır. Bu şekilde suni olarak üretilmiş olan sitrinlerin rengi, genellikle
açık/soluk sarı renginde olan doğal sitrinlerden farklı olarak, daha çok turuncu veya 15
kırmızımsıdır. Doğal sitrinin en büyük ve önemli üreticisi ise Brezilya'dır. Bu üretimin
çoğu Brezilya'nın Rio Grande do Sul eyaletinde yapılır.
Sitrin çoğu kez çok daha değerli bir taş olan topaz ile karıştırılır. Hatta bazen
sitrin ismi topazın bir başka ismi olarak da hatalı bir şekilde kullanılır. Bunun nedeni
topazın turuncu veya sarımsı örneklerinin renk olarak sitrine benzemesidir.
Sarıdan açık kahveye doğru giden bir renk yelpazesi oluşturan sitrin, birçok
hastalığın iyileştirilmesinde kullanılmaktadır.

Topaz
Topaz florlu alüminyum silikat yapısında, kıymetli taş özelliğine sahip silikat
mineralidir. Beyaz topaz buji porseleni yapımında kullanılır. Isıya dayanıklılığı oldukça
yüksektir. Katışıksız zebercet renksiz olabilir ve pırlanta kesim yoluyla traşlandığında
elmasla karıştırılabilir.
Topaz sarı, mavi veya kahverenginin çeşitli tonlarında da olabilir. Taşın rengi
ekseriya kararsızdır ve güneş ışığında renk değiştirir. Mesela Sibirya'nın kahverengi
topazı güneş ışığında beyazlaşır.
1750'lerde ilk defa bir kuyumcu Brezilya topazının hafifçe ısıtıldığında
pembeleştiğini buldu. Ardından bu yöntem yaygınlaştı. Böylesi yanık topaza Çoğu
yerde Brezilya yakutu denir ve nadir bulunan tabii kırmızı topazla aynı isimle anılır.
Zebercet granit ve pegmatit kristalleri içinde bulunur. Brezilya'nın Ouro Preto
bölgesinde çok çıkar. Sibirya, Sri Lanka ve Nijerya'da da zebercet yatakları oldukça
fazladır.
Topazın sertliği 8, özgül ağırlığı 3,5 - 3,6 ve kristal sistemi ortorombiktir.
Zeytuni renkli ve bileşimi magnezyum-demir silikat olan krizolite de yanlışlıkla topaz
denilmektedir.

Turkuaz
Turkuvaz özellikle sıcak iklimli bölgelerde, başlıca Ortadoğu, Batı Amerika ve
Meksika'da bulunur. Değişik derecelerde kaliteleri vardır. Mesala, gerek Batı
Amerika'da gerekse İran'da bulunanlar soluk açık maviden, parlak koyu maviye kadar
tonları bulunabilmektedir. Turkuazın en güzelleri Nişapur ve İran'da bulunanlardır.
Fakat bu çok güzel olanların kaynakları tükenmiş durumdadır.
Dünyadaki üretimin çoğu Batı Amerika'da yapılmaktadır. Ancak bunların çok
azı süs maksadıyla kullanılabilecek kalitededir. Turkuaz, az miktarda bakır da
bulunan, alüminyum fosfatın bir hidratıdır. Rengi, az miktardaki bakırdan ileri
gelmektedir. Daha düşük kaliteli mavimsi yeşil turluvazlarda bir miktar demir vardır.
Turkuaz mineralinin kristalleri triklinik yapıdadır. Kırılma indisleri 1,61-1,65
özgül ağırlıkları 2,3-2,8 ve sertlikleri de 5-6 değerleri arasındadır. Nişapur turkuazları
yoğunluklu ve serttir. Özgül ağırlıkları 2,75, sertlikleri de 6 civarındadır. Mısır
turkuazları bunlar kadar güzel renkli olmamakla beraber 2,8'e yakın bir yoğunluğa
sahiptir.
Orta kaliteden düşük kaliteye kadar olan turkuazlar gözenekli olup, nem ve
deri yağını çekerler. Ter, cilt yağı ve kozmetikler bunların rengini bozar.16
Parlak açık mavi renginden dolayı eskiden beri çok kıymet verilen yarı şeffaf
veya şeffaf olmayan bir süs taşıdır. Eski Mısırlıların çağında bile çoktan mücevher
yapımı için kullanılmıştır.
Günümüzde suni üretilen turkuaz taşları gerçek turkuazın değerini azaltmıştır.
Uzmanlar bile gerçek turkuazları sunilerinden ayırt etmekte zorlanırlar.

Turmalin
Tumalinin en nadir üç türü, dünyanın en kıymetli taşları arasına girmeyi
başarmıştır. Bunlar; koyu pembe-kan kırmızısı renkteki rubelit, zümrüt rengindeki
krom türmalin ve gerçek bir hazine olarak kabul edilen, elektrik mavisi (neon)
rengindeki paraiba turmalindir.
Özellikle Pakistan ve civar ülkelerden Türkiye'ye kaçak olarak da gelen
rengarenk pırılıtılı taşlardır. Çeşitli renklerde - siyah, pembe, mavi vs.- olabilir. Uzun
ve ışınsal kristalli olanlar süs taşı sektöründe ve dekoratif eşya olarak tercih edilir.
Çoğunlukla altın takılara aksesuar olarak ekleniyor, modern hoş bir görüntü
veriyor.
Eksi kutuplara sahip, elektriksel özellikleriyle çok değişik ve olağan dışı bir
taştır. Mücevher ve süs eşyasında çok kullanılmaktadır.

Yakut (Ruby) 
Safirle birlikte corundum minerali ailesi üyesi olan yakut, eski dillerden olan
Sanskritçe'de taşların kralı anlamına gelen ratnaraj denirdi. En makbul renkleri canlı,
koyu kırmızılardır.
Erime noktası 2050 derce olan değerli bir taştır. Kırmızının çeşitli tonlarında
olabilmektedir. Yakuta kırmızı rengini veren, içlerindeki krom elementidir.
Doğal olmayan yakutlar da bulunmaktadır. sentetik olarak yapılanları ucuza
mal edilebilmektedir.
Yakutun sertliğin9,0'dır. Diğer bütün doğal değerli taşlar içinde daha sert olan
tek taş elmastır.
Yakutun kristal yapısı rombohedral sisteminde olup, içerisinde çatlak
gözükmemesine rağmen çok düzgün bir şekilde kesilebilir. Renkleri kırmızının tonları
ve hatta mordur. En kıymetli olanları güvercin kanı renginde olanlardır.
Yakut çok nadir olarak rastlanan bir mineraldir. En çok Burma'da bulunur.
Yakut'a kireçtaşı, granit ve yakut toprağı diye adlandırılan yerlerde rastlanır.
Burma'dan başka Afganistan, Seylan, Hindistan, Kamboçya, Tayland ve Tanzanya'da
çıkarılmaktadır.
Divan edebiyatında benzetmelere, mazmunlara konu olan yakutun en
kıymetlisine "yakut-ı Güryani" denir. Güneş ışınları nereye dik vurursa, oradaki
madenin çok kıymetli olacağı inancı vardır ki Gürhan yakutu böyledir. Mesela,
Bedehşan'da çıkarılan la'l taşına "la'l-i Bedehşan" adı verilir.
Yakut ve safir suni yoldan aslına çok yakın olan özelliklerde elde
edilebilmektedir. Yakut'un çok küçük parçalarının da sıkıştırılmasından daha büyük
parçalar elde edilebilir. Sun'i olarak elde edilen yakutların içi incelendiğinde tabi
olanda bulunmayan mikroskobik kabarcıklar ve oyuklara rastlanır. Sentetik olarak 17
elde edilen yakut ve safir ışıkla birlikte ultraviyole ışınını ve kızılötesi ışınını da
yansıtmadan geçirdiği için optik sanayinde, ısıya dayanıklı cam yapımında, çeşitli
bilimsel ve teknik cihazlarda kullanılır.
Yakutun tarihi önemi de vardır. Hindistan, Çin ve Orta Asya'da Türkler kama,
kılıç ve diğer silahlarını zümrüt ve yakutla süslemişlerdir. Osmanlı devletinde de
hanımların küpe, toka, broş, gerdanlık gibi ziynet eşyalarında yakut daima birinci
sırayı almıştır.

Safir (Sapphire) 
Asalet ve sadakatı simgelediği söylenen ve yakutla bilirlikte corundum minerali
ailesi üyesi olan safir, doğada genellikle mavi renk ve tonlarında bulunur. Safir,
kırmızı hariç tüm renklerde doğada görülebilir. Sadece kırmızı renkli bulunmazlar,
kırmızı renkli olanlara yakut denir.
Persliler, dünyanın kocaman bir safir taşa dayandığını ve taştan gelen
yansımayla havanın mavi olduğunu düşünmüşlerdir.
Safir (Gökyakut), alüminyum oksitin kristal formudur. Doğal olarak bulunur
yada üretilebilir. Dünyanın en pahalı ve değerli taşları arasında bulunan safirler, sert
ısılara dayanıklı ve muhteşem mavi renkte ve beyaz damarlı olurlar.
Dünya yüzünde en değerli ve ünlü safirler Hindistan'dan çıkmıştır. Mohs
ölçeğine göre safir elmastan sonra gelen sertlik derecesine sahiptir. Safirler saf iken
renksiz bir mineral olan korindonun bir çeşididir.
Korindonun kırmızı renkli olanları hariç bütün diğer cevher çeşitlerine safir taşı
denir.
Hakim rengi yeşil olan zümrüt ve hakim rengi turkuaz olan firuzeden farklı
olarak, pırlantadan sonra en sert değerli taş olarak bilinen safirin hakim rengi mavidir.
Her ne kadar renk skalasında sarıdan, turuncudan ve yeşilimsi tonlara kadar muhtelif
renkteki örnekleri birçok diğer taşta olduğu gibi görülebilse bile, safir, öncelikle gece
göğünün renkleriyle karakterizedir. Bu nedenle de eski kültürlerde "göklerin taşı" diye
nitelendirilmiştir.
Çok değerli bir mücevher olması onları aranılan bir hale getirmiştir. Bugün
bilinen en büyük safir, 563 kıratlık Hindistan Yıldızı'dır ve New York Doğal Tarih
Müzesinde teşhir edilmektedir. 330 Kıratlık olan bir diğer safir ise Asya'nın Yıldızı adlı
taştır ve Washington'da sergilenmektedir.


Dicle Üniversitesi. S. Karadoğan

18 Mayıs 2013 Cumartesi

2 milyon incili halı


Muhammed Peygamber'in mezarına konulmak üzere 150 yıl önce Hindistan'da yapılan inci işlemeli halı açıkartırmaya çıkıyor.

Baroda'nın İnci Halısı, Katar'da görücüye çıkıyor
Baroda'nın İnci Halısı olarak anılan eserde iki milyon doğal inciye ek olarak, yüzlerce pırlanta, safir, yakut ve zümrüt taş bulunuyor.
Baroda'nın İnci Halısı
Halının 1860'larda, varsıl Baroda Mihracesi tarafından yaptırıldığı ancak mihrace ölünce Medine'ye gönderilmeyip Hindistan'da kaldığı bildiriliyor.
Bundan 100 yıl önceki Delhi Fuarı'nda sergilenen halı, daha sonra ailenin bir üyesi tarafından Monaco'ya götürülmüş.
Sotheby's müzayede şirketinin Katar'da düzenlediği açıkartırmada halı için açılış 5 milyon dolardan yapılacak.
Ancak halının, bunun çok daha üzerinde bir fiyata satılması bekleniyor.
Hatta bazı uzmanlar 20 milyon dolara alıcı bulmasına şaşmayacaklarını söylüyor.
Halıdaki yüzbinlerce minik inciye Basra adı veriliyor. Bunlar zamanında Basra Körfezi'nden toplanmış.
Kırmızı ve mavi çiçek motifleri ile bezeli halının ortasında, değerli taşlarla işlenmiş üç göbek var.

http://www.bbc.co.uk/turkish
 

9 Mayıs 2013 Perşembe

Mihlama Hakkında Genel Bilgi



Kıymetli  metal  alaşımlarından  yapılmış  takıların(yüzük,küpe,kolye  vs.)  metal
gövdeleri(montür) üzerine taş takma işlemine mıhlama sanatı denir.Mıhlama takı imalatının
önemli bir aşamasıdır.

Takılara  kıymetli  metalden  daha  pahalı  olan  taşlar  da((elmas,zümrüt,yakut,safir)
mıhlanır.Böyle takıların ismi mücevher olur.

Mücevherin  albenisini  arttıran,  değerini  ikiye  katlayan  ustaların  çalıştığı  bir  alandır
mıhlama sanatı.

Kıymetli  taşları  montürlere  mıhlayanlar,  yani  takıya  giysilerini  giydirenler,nazlı
olur,az konuşur, susarlar. Gerçekten reklamı ve konuşmayı pek sevmezler.

Haklılar.  Usta'yı  altın  bir  montüre  pırlanta  yerleştirirken  yani  mıhlarken  izlemek
onlara hak vermek için yeter. Luplar, iğne deliğinden küçük boşluklardır ve toplu iğne başı
kadar küçük pırlantalar ile çalışırlar.Usta, hiç konuşmaz haklı olarak. Yaptığı işi anlatmanın
en iyi yolu bu. "Arif olan anlasın "dır.
Kıymetli  bir  mücevher  parçası  bulup  taşlarını  inceleyin,  işte  o  taşları,  o  sizin
seçmekte, saymakta güçlük çektiğiniz taşları altın montüre mıhlama ustaları yerleştiriyor. Bu
zor iş ne kadar ustalıkla yapılırsa takının değeri o kadar artar.

Kapalıçarşı’da  mücevher  işiyle  uğraşan  esnaf  söyle  diyor:  "Bir  mıhlama  ustası
küçücük bir taşı bile görkemli bir hale getirebilir”.

Bu takı işinin en gizemli yeri mıhlayıcıların tezgahıdır. Onları, taş mıhlarken izlemek
büyüleyicidir.

Elinize kıymetli bir takı geçerse onu takmadan önce uzun uzun inceleyin, onun için
dökülen  emeği  düşünün  ve  onu  güzel  taşıyın,  bu  uğurda  dökülen  emek  bunu  fazlasıyla
hakkediyor.

Mıhlama  basit  bir  taş  takma  işi  gibi  görünebilir  ancak  son  derece  önemli  görevleri
üstlenmiş olan mıhlayıcı ustaları, hem işletmeye hem de ülke turizmi ve ekonomisine büyük
katkı yapmaktadırlar.

MEGEP 
(MESLEKÎ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN 
GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) 

KUYUMCULUK TEKNOLOJİSİ 
 MIHLAMA 

 ANKARA 2006

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler