Bu Blogda Ara

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Muhteşem Yüzyıl ve Hürrem Sultan Takıları

Hürremin Zümrüt Yüzüğü
Muhteşem Yüzyıl
Son günlerin ’olay’ dizisi Muhteşem Yüzyıl tartışılmaya devam ederken, dizi ile birlikte pek çok sektöre hareket geldi. Tarihi kitaplar, özellikle de Kanuni Sultan Süleyman dönemini anlatanların satışları artarken dizide kullanılan mücevherler de kadınların ilgisini çekiyor. Dizi ile birlikte Eminönü’ne olan ilgi artıyor ve Kapalı Çarşı esnafın işleri açılıyor.
Nebahat Çehre’nin canlandırdığı Valide Sultan’ın taktığı gerdanlıklar, Sultan Süleyman rolündeki Halit Ergenç’in kavuğundaki değerli taşlar ve Hürrem’in (Meryem Uzerli) taktığı elmas ve zümrüt taşlı yüzük
Hürrem Sultan’ın takıları ve diğer Osmanlı Takıları‘nın tasarımı 4 kişilik bir tasarım ekibi tarafından gerçekleştiriliyor. Gösterişli mücevherlerden oluşan bu koleksiyonun değeri 1,5 milyon doların üzerindedir. Dizi çekimlerine, her bölümde kullanılacak mücevher seti 4 kişilik koruma ekibi tarafından götürülüp getiriliyor ve mücevherlerin hepsine sigorta yapılmış. Kanuni Sultan Süleyman’ın kendi elleriyle yapıp Hürrem Sultan’a hediye ettiği yeşil zümrütlü yüzüğün fiyatı ise tam 95.000 USD. Yine Hürrem’in ilk bölümde taktığı elmas su kolyenin fiyatı ise 130.000 dolar. Dizinin en pahalı mücevherinden biri ise Valide Sultan’ı canlandıran Nebahat Çehre’nin taktığı kolye ve tam 155 bin dolar. Bu kolyenin takımı olan küpeler ise 30 bin dolar. Sultan Süleyman’ın ilk bölümde kavuğunu süsleyen mücevherin fiyatı ise 90 bin amerikan dolarını buluyor.
Muhteşem Yüzyıl ve Hürrem Sultan’ın taktığı elmas, zümrüt, yakut gibi taşlarla üretilen yüzük ve kolye gibi takılar dizi boyunca çok konuşılacak gibi görünüyor.

Pırlanta ve Damla Kesim Zümrüt Taşlı Anturaj YüzükPırlanta ve Damla Zümrüt Taşlı YüzükPırlanta ve Oval Zümrüt Taşlı Yüzük
Pırlanta ve Oval Ametist Taşlı YüzükPırlanta ve Oval Zümrüt Taşlı KolyePırlanta ve Damla Yakut Taşlı Su Yolu Anturaj Kolye
İLGİLİ ARAMALAR: yakut taşı, hürrem sultan takıları, hürrem takıları, yakut taşı fiyatları, zümrüt fiyatları, hürremin takıları, zümrüt taşı fiyatları, hurrem sultanın takıları...
” dizisi son günlere damgasını vuran dizilerden biri oldu. Dizide en büyük ilgiyi ise “Hürrem Sultan yüzüğü” ve takıları ile dizide kullanılan Osmanlı takıları topluyor. Bunların başında da Hürrem Sultan‘a hediye verilen zümrüt yüzük geliyor…

Yüzük/Tektaş Ölçüsü Nasıl Alınır?



Yüzük siparişi verirken dikkat etmemiz gereken hususlardan biri yüzük ölçüsüdür. Evlilik teklifi için tektaş ya da hediye yüzük almak isteyen erkeklerin aşması gereken engellerden biridir. Yüzük ölçüsü bulmak tabiki aşılamayacak bir engel değildir.
İnsanların parmak kalınlıkları farklılık göstereceği için yüzük ölçüsünün standardı yoktur. Ancak genellikle rastlanan ölçüler 12 ve 16 ölçü arasındadır diyebiliriz. Yüzük ölçüsü nasıl alınır derseniz bunun en sağlıklı yolu; her parmağın ölçüsünün de farklı olabileceğini düşünerek, yüzüğün takılacağı parmakta kullanılan bir yüzüğün, bir kuyumcuda, malafa adı verilen alet yardımıyla ölçülmesidir. Aşağıdaki yöntemlerin %100 doğru sonuç vereceği garanti edilemese de sizi hedefe ulaştırabilir:
Daha önce kullanılan bir yüzüğün çapından, ölçüsünü belirleyebiliriz. Milimetre ölçüsü olan bir cetvele ihtiyacımız olacak. Yüzüğü yatay olarak düz bir zemine koyarak, en geniş yerinden, boydan boya yüzüğün iç çapını ölçün. Ölçme işleminde yüzüğün metal kısmını dikkate almadan içten içe ölçüm yapılacaktır. Aşağıdaki tablodan çap değerine karşılık gelen ölçü, yüzüğünüzün ölçüsüdür.
Parmağın çevresini ölçerek de yüzük ölçüsünü hesaplayabiliriz. Elinize bir parça tel, ip veya şerit halinde bir parça kağıt parçası alın. Bu nesneyi parmağınıza sarın, iki ucun birleştiği yeri işaretleyin. Milimetre ölçüsü olan bir cetvel bulun ve bu nesnenin uzunluğunu ölçün. Bu değer parmağınızın çevre uzunluğunu verecektir. Aşağıdaki tablodan çevre değerine karşılık gelen rakam aradığınız ölçü olacaktır.
Hassas bir ölçümle bu yöntemler, yüzük ölçüsü bulmada işinize yarayacaktır.


İLGİLİ ARAMALAR: yüzük ölçüsü, yüzük ölçüleri, yuzuk numarası öğrenme, yüzük ölçüsü hesaplama, yüzük numaraları, yüzük boyutu hesaplama, yüzük ölçüsü tablosu, yüzük numarası hesaplama...

Elmaslar ve Pırlantalar




Elmaslar dünyadaki en pahalı varlıklardan biridir.Karşılaştırılmaz parıltıları, zariflikleri, dayanıklılıkları ve gizemleriyle hayalgüçümüzü binlerce yıldır üzerine çekmiştir.Bu krallara layık taşın ardındaki bilgi ve mistisizm göz önüne alındığında şüphesiz aşkı ve sevgiyi gösteren en mükemmel hediyedir.
Elmas gelin ve damatların en çok talep gösterdikleri nişan yüzüğü olmanın yanı sıra aynı zamanda Nisan ayının doğum taşıdır.Ayrıca evlilik yıldönümlerinin aranılan bir hediyesidir.
Büyük bir parça elmas takı aldığınızda örneğin nişan yüzüğü veya yıldönümü yüzüğü çoğu insanın yaptığı alımların en pahalılarından birini yapmış olacaksınız.Bu nedenle taşın kalitesini ve fiyatını belirleyen kritelerin anlaşılması büyük önem taşır.Böylece doğru bir alım yapılabilecektir.
Bir elmas alırken taşın değerini belirleyen 4C  Color : Renk, Clarity: Berraklık,    Cut: Kesim ve Carat: Karat Ağırlığı özelliklerinin göz önünde bulundurmayı unutmamanız gerekir.

Pırlantanın Berraklığı

Elmasınız ne kadar berraktır.Elmasın berraklığı nasıl hesaplanır ve bu elmas yatırımınızın kalitesini nasıl etkiler?
Berraklık , elmasın kalitesine karar verirken göz önüne alınan 4C den biridir.Şekillendirme ve kesim işlemi sırasında elmasın içinde ve yüzeyinde oluşan kusurları ifade eder.
Yüzeyde oluşan izler leke olarak adlandırılır.Doğal durumlarıda içeren en bilinen leke çeşitleri, yüzey pürüzlülüğü, elmasın yüzeyinde görülen saydam stres çizgileri,taşın düz yüzeylerindeki hataları gidermek ve berraklığını arttırmak için oluşturulan ekstra yüzlerdir.
Bu izler taşın iç kısmında oluştuğunda ise kalıntı adını alır.Kristallerde dahil olmak üzere en bilinen kalıntı çeşitleri taşın büyümesi sırasında küçük minerallerin emilmesi sonucu oluşan baloncuklar. iğne uçları , çok küçüklerdir ancak 10 kere büyüten bir mercekten bakıldığında nokta olarak görülürler.İğneler, kristal içinde iğne şekilli olarak bulunurlar.Düğümler, elmasın içinde yüzeyine kadar ulaşanlardır.Kırıntı, elmasın yüzeyinde oluşan yüzeysel açılımlardır.Çukur, yüzeyde oluşan daha büyük kırıntılardır.Tüyler,elmasta oluşan küçük stres çatlaklatıdır.İç pürüzlenme, elmasın içinde bulunan stres çizgileridir. Bulutlar, taşın iç yüzeyinde oluşan kalıntıların grup oluşturmasıyla bulut gibi görünmesi.
Her elmasın bazı kusurları vardır.Bu kusurlar taşın parmak izi gibidir ve böylece taşı eşsiz yapar.Bununla birlikte kalıntılar ve diğer kusurlar taştan geçen ışığa engel olurlar ve parıltılarını azaltırlar, bu sebeple daha küçük kalıntılara sahip elmaslar daha değerlidir.
Nadir bulunan ve en değerli elmaslarda bu kalıntılar çok küçüktür ve iyi bir ışık altında ve 10 kat büyüten büyüteç altında bile görülmesi zordur.Bu yüzden Amerika Taş Enstitüsü kalite analiz sistemine göre kususuz (flawless:FL) iç kusursuz veya iç kusursuz (IFL) olarak adlandırılırlar. Skalanın diğer tarafında ise 1. derece kusurlu taşlar vardır ki görülebilen hatalar taşın doğal güzelliğini gölgeler.Amerika Taş Enstitüsü derecelendirme sistemi aşağıdaki gibidir.
FL: KUSURSUZ (FLAWLESS) : Dış izler yoktur içte bulunan kalıntılar ise 10 derece        büyüten bir büyüteçle uzmanlar tarafından görülebilir.
IF : İÇ KUSURSUZ (İNTERNALLY FLAWLESS) : Dış yüzeyde küçük lekeler bulunur içinde ise 10 derece büyüten bir büyüteçle bile kalıntılar görünmez.
VVS1-VVS2 ( VERY VERY SLIGHTLY INCLUDED )  ÇOK ÇOK HAFİF OLARAK İÇERENLER :  Çok küçük kalıntılar veya bitim hatları uzmanlar tarafından bile 10 derece büyüten bir büyüteçle zorlukla görülür.Tipik kusurlar küçük iğne uçları içermesi , hafif bulutlanmalar, küçük tüyler ve iç pürüzlenmedir.
SI1, SI2 ( SLIGHTLY INCLUDED ) HAFİF OLARAK İÇERENLER :  Küçük kalıntılar ve yüzey lekeleri 10 derece büyüten bir büyüteçle kolaylıkla görülebilir.Ancak çıplak gözle uzmanlar tarafından bile görünmez.Tipik olarak görülen kusurlar kristaller, bulutlanmalar ve tüylenmelerdir.
I1 ( IMPERFECT 1 )  KUSURLU 1 : Kalıntılar ve bitim hataları 10 derece büyüten büyüteçle görülebilir ancak çıplak gözle zorlukla görülebilir.Taşın parıltısına az etkisi vardır.
I2 ( IMPERPECT 2 ) KUSURLU 2 : Daha fazla ve büyük kalıntılar ve yüzey lekeleri 10 derece büyüten büyüten olmaksızın kolaylıkla görülebilir.Taşın parlaklığını azaltan lekeler.
I3 ( IMPERFECT 3 ) KUSURLU 3 : Çok ve daha büyük lekeler ve yüzey lekeleri rahatlıkla görülebilir.

Pırlantanın Rengi

Elmas-pırlanta çıplak gözle beyaz görülebilir, ancak elmaslar çeşitli renk kalitelerinde bulunurlar. Bir pırlanta taşın rengi hesaplanırken bilinmesi gerekenler aşağıdaki gibidir. Birçok insanın elmasları renksiz veya beyaz zannetmesine rağmen gökkuşağının her renginde bulunabilirler. Beyaz elmasın ana rengi renksizden açık sarıya kadar değişebilir.
Elmas-pırlanta kalitesine karar vermede kullanılan 4C ( Color, Clarity,Carat, Cut ) den biri olan biri olan renk beyaz elmasta bulunan veya bulunmayan renklere karşılık gelir.Kural olarak taş daha beyaz oldukça değeri daha da artar.Hafif bir sarılık veya kahverengilik bile değerini negatif olarak etkiler. Elmaslar Amerika Taş Enstitüsü GIA renk skalasına göre sınıflandırılırlar.Renksizlerler “D” harfiyle sınıflandırlırken içerdiği sarılık oranında “Z” harfine doğru ilerler.Rengini anlamak için en iyi yol beyaz bir yüzeye karşı bakmaktır.
D-F arasında bulunan taşlar nadirliklerinden dolayı en değerli olarak kabul edilen taşlardır.Aşağıda beyaz elmasların sınıflandırması vardır.İçerdiği renklerin çıplak gözle görülebilir olmasına göre sınıflandırılmışlardır.
D den H ye kadar olanlar-Eğer renk kalıntısı varsa ancak uzmanlar tarafından görülebilir.
H den L ye kadar olanlar-Küçük taşlar renksizdir büyükler ise hafif renk tonları görülür.
L den Q ya kadar olanlar-Taşlar uzman olmayanların bile görebileceği artan bir sarılık içermeye başlar
R den W ya kadar olanlar-Uzman olmayanlar tarafından bile sarı olarak görülür.
D-F sınıfındaki pırlantalar çok pahalı olduğundan deneyimsiz kişilerce görülemeyecek renkler içeren G-H sınıfı elmaslar alarak oldukça yüksek oranda para biriktirebilirsiniz. Gözle görülebilir çok hafif sarılık J-M sınıfındaki taşlar bile doğru mücevher ayarlarıyla renksiz olarak görülebilir. Kural olarak sarı metal ( genellikle altın ) elmastaki renkleri gizlerken, beyaz altın, gümüş ve platin göz önüne serer.
Elmasların(pırlantanın) büyük çoğunluğu beyaz renkli olmasına karşın parlak renkli kırmızı, pembe, mavi, yeşil, sarı, kahverengi ve diğer renklerde bulunan elmaslar da vardır. Beyaz elmasları değerli yapan renksizlikleriyken , renkli elmaslar renklerinin derinliği ölçüsünde değerlenirler. Parlaklıkları ve renk doygunluklarıyla soluk renkliden parlağa kadar olan renkli elmasların, renk doygunluğu arttıkça aldığı derecede artacaktır.
Renkli elmaslar renklerinin nadirliklerine, doygunluğuna ve saflığına göre değer bulurlar. Örneğin kırmızı ve yeşiller , sarı ve kahverengi olanlardan daha nadir bulunurlar. Üst sınıf renkli elmaslar son derece nadir bulunurlar ve olağan üstü fiyatları vardır.
Renkli elmaslar doğada nadiren oluşmalarına rağmen, labaratuvarlarda ışın ve ısı teknikleriyle kolaylıkla üretilebilirler.Bu işlemle renksiz doğal bir elmas bile renklendirilebilir. Ayrıca bu işlemler hafif renk içeren elmasları daha beyaza dönüştürecek şekilde de geliştirilmiştir.Işınlama yöntemleriyle renklendirilen elmaslar doğal olanlara göre oldukça ucuzdur ve labaratuvar teknikleriyle yapay oldukları belirlenebilir.

Pırlanta kesiminin belirlenmesi

Pırlanta kesiminin belirlenmesi

Diğer değerli taşlarda olduğu gibi pırlanta da kesime ve parlatılmaya ihtiyaç duyar. Elmas/pırlanta kesimcisinin yeteneği elmastaki/pırlantadaki sıradışı ve eşsiz güzelliği ortaya çıkarmaktır. Birçok taş bilimcisi taşın değerini belirleyen en önemli faktörün kesim olduğuna inanır. Çünkü taş ne kadar iyi renkte ve berraklıkta olursa olsun kötü yapılan kesimlerde berraklığını kaybedecektir.
Kesildiği şekle, parlatılma kalitesine ve taşın genel simetrisine göre elmas tasarımcıları kesim işlemine bittiğine karar verirler. Yuvarlaklık, derinlik, genişlik ve yüzlerinin birbirine benzerliği kilit faktörlerdir. Kesim ayrıca taşın kesimini şeklini tanımlayan faktördür.
Her taş tamamen bir matematiksel formüle göre kesilir. En genel yuvarlak kesimlerin 58 yüzü vardır ve bu küçük parlatılmış düzlemler bakan kişiye en fazla ışık yansıtacak şekilde tasarlanmıştır. Parıltı olarak bilinen yansımalar, elmasın değerinin hesaplanmasında son derece önemli bir etkendir.
Elmasın pırlantanın kesim kalitesinin anlaşılması için birçok sistem olmasına rağmen genel olarak; ideal, Mükemmel, Çok İyi, İyi, Vasat ve Kötü olarak sınırlandırlabilirler. İdeal ve mükemmel kesimler gelen ışığın tümünü veya tamamını göze geri yansıtacak şekildedir. Çok iyi veya iyi kesilmiş bir taş ise neredeyse ideal ve mükemmel kesimler kadar çok ışık yansıtırlar ancak daha uygun fiyatları vardır. Vasat kesimler taşın kalitesi de göz önüne alındığında iyi kesimlere göre oldukça düşük parlaklıkları vardır. Kötü kesilmiş bir elmas ise orantısını kaybetmiş ve sonuç olarak ışıgını yanlara ve aşağıya yansıtan kesimlerdir.
Farklı bir şekilde söylemek gerekirse iyi kesilmiş bir elmasın açıları ve orantıları taşın iç parlaklığını mümkün olan en çok parıltı ve kıvılcımı dışarı yansıtır.Kötü kesilmiş bir elmas ise mattır ve içerisinde ölü noktalar bile bulunabilir.
Elmasın orantıları, özellikle derinliği çapla karşılaştırılması ve üst yüzey çapı, taşta ışığın ne kadar iyi yol alacağını göze nasıl yansıyacağını belirleyebilir.
Elmasın parlaklığının iki kilidi taşın taç kısmı ve çadırıdır. Taç üst kısmıdır ve kemere ( kesilmiş elmasın en dış kenarına ) kadar uzanır. Çadır ise kemere kadar olan alt kısımdır.Mükemmel bir kesimde kemerin üst kısmında 32 yüz ve bunlara ek olarak üst yüzey bulunur. Alt yüzeyde ise 24 yüz ve uç kısmı bulunur. Standartların dışına biraz çıkılmasının parlaklık üzerinde negatif yönde derin etkiler yapar. Ancak bazen arka yollar olabilir. Kesimci taç kısmının açılarını, üst yüzey büyüklüğünü ve çadırın açılarını ayarlayarak tekrar mükemmel parlaklığı yakalamaya çalışabilir.

Pırlanta'nın Bakımı

Elmaslar dünyada bulunan en sert maddelerdir.Uygun bir bakımla bir ömür boyunca kullanılabilir ve hatta parlaklıklarını kaybetmeden nesilden nesile aktarılabilir.Ancak doğru olarak bakımı yapılmazsa üzerlerinde yarıklar oluşabilir, çizilebilir veya matlaşabilir.Aşağıda elmasınızın ömrünü uzatacak bazı ipuçları aşağıdaki gibidir.
  • Bir elmas diğer bir elmasları veya diğer takıları çizebilir.Bu yüzden elmas takılar her zaman ayrı olarak saklanmalıdır.Eğer  elmasları birlikte depolamanız gerekiyorsa birbirlerine dokunmamasının sağlamalısınız böylece birbirlerini çizmeyeceklerdir.Elmas takılar an iyi saklama şekli kenarları kumaş kaplanmış takı kutularıdır.
  • Ağır iş yaparken asla elmas takı takmayınız.Elmas çok dayanıklı olmasına rağmen sert bir darbeyle çatlayabilir.
  • Klorlu beyazlatıcılarla diğer kimyasallarla asla temas ettirmeyiniz aksi halde lekelenebilir.
  • Düzenli olarak temizleyiniz.Ticari bir temizleme bezi alınız.Markalı olmasına dikkat ediniz ve üzerindeki talimatlara uyunuz.Ayrıca elmasınızı küçük ılık bir kasede hafif bir sıvı deterjanla hazırlanmış sabunlu suda yıkayabilirsiniz.Sabun köpüğü çerçevedeki kir ve tozu çıkarırken diş macunuyla hafifçe fırçalayınız.Daha sonra ılık suda durulayınız.Yumuşak keten içermeyen bir bezle hafifçe ovalayarak kurulayınız.Kesinlikle lavabonuzu tıkamayı unutmayınız!Bir diğer seçenek ise yarı yarıya amonyak ve soğuk sudur.Küçük bir kapta hazırlanmış karışımıza taşınızı 30 dk elmasınızı bırakınız.Çıkarın ve yumuşak bir diş fırçasıyla öne ve arkaya doğru nazikçe fırçalayın.Suda tekrar çalkalayın daha sonra durulayın ve yumuşak bir kağıt mendille kurulayın.Son olarak elmaslarınızı votkaya batırarakta temizleyebilirsiniz.
  • Eğer taşınız daha önce işlem gördüyse özel ilgi ve bakıma ihtiyacı vardır.Elmaslar görünüşlerini geliştirmek için renklendirilebilir, ısı veya ışın uygulanabilir.Kalıntılar bazen lazerle yok edilmiş ve lekeler cam benzeri bir bileşenle doldurulmuş olabilir.Bu işlemlerin her zaman taşta kalıcı etki bırakmazlar.Güvendiğiniz bir elmas satıcısına taşınızın uygulama görüp görmediğini ve özel bir bakım gerekip gerekmediğini öğrenebilirsiniz.
Elmasınınızı profesyonel olarak temizlenmek üzere bir elmas mağazasına götürebilir ayrıca bu sırada takınızın kasasını kontrol ettirebilirsiniz.

Pırlanta/Elmas'ın karat ağırlığının belirlenmesi

Elmasın/Pırlantanın karat ağırlığı nedir ve sizin için uygun olan en iyi elmas ölçüsü nedir? AltinDevri.com, size en iyi fiyatlı ve en uygun ölçüdeki elması/pırlantayı almanızda rehberlik edecektir.
Karat terimi elmasın ağırlığı anlamına gelir. Elmasın kalitesinin belirlenmesinde kullanılan 4C standartından biridir. Birbirlerine tam olarak benzeyen keçiboynuzu tohumları antik dönemde terazilerde ağırlık hesaplamalarında kullanılıyordu.Karat kelimesi buradan türemiştir.
Karat ayrıca diğer değerli taşlarda da kullanılır ve yaklaşık 200 miligrama denk gelir.  Bir karat ayrıca bir gramın beşte bir ağırlığındadır.  Bir onsta 142 karat vardır. Karat puanlara bölünmüştür ve 1 karat 100 puana den gelmektedir. Bazı genel karat ağırlıkları ve bunlara karşılık gelen puanlar aşağıdaki gibidir.
  • Bir karat                                      100 puan
  • 3 bölü 4 karat ( 0,75 karat )          75 puan
  • Yarım karat (0,50 karat)               50 puan
  • Çeyrek karat (0,25 karat )             25 puan
  • Kanal ayarlamalarında ve işlemecilikte kullanılan taşlar ise genellikle 0,15 karattır.
Karat ağırlığıyla taşın tam olarak ölçüleri de belirlenebilir.Aşağıda önemli olan doğru olarak bölümlenmiş ve kesilmiş taşlar için ölçüler mevcuttur.
  • 10 karat :         14 mm
  • 5 karat :           11.1 mm
  • 2,5 karat :        8,8 mm
  • 1 karat :           6,5 mm
  • 0,75 karat :      5,9 mm
  • 0,50 karat :      5,15 mm
  • 0,375 karat :    4,68 mm
  • 0,25 karat :      4,1 mm
  • 0,125 karat :    3,25 mm
  • 0,0625 karat :  2,58 mm
Diğer bütün özellikleri aynı olduğunda büyük olan elmaslar daha nadir bulunur ve daha pahalıdır.Örneğin 1 karatlık bir taş genellikle 95 puanlıktan daha pahalı olacaktır.
Ancak kesim, renk , berraklık gibi diğer etkenler de taşın değerinin hesaplanmasında aynı derecede etkilidir.Küçük ve özel olarak kesilmiş bir taş ; kesimi, rengi veya berraklığı daha kötü olan daha büyük bir taştan daha pahalı olabilir.
Ham taştan kesim yaparken mümkün olan en büyük ağırlığı korumak ve kesim, renk, berraklık değerlerini mümkün olan en üst seviyede tutmak kesimciyi en çok zorlayan durumdur.Bu sebeple taşın kesim sırasında güzelliğini, büyüklüğünü ve değerini koruyabilmesinde belirleyici faktör kesimcinin deneyimi ve yeteneğidir.Kesimcinin göreviyse size müşteriye en iyi kalitede ve mümkün olan en büyük karatta paranızın karşılığını verebilmektir.

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Pırlanta Hakkında Önemli Tüyolar- Atilla Anlı

Atilla Anlı'dan pırlanta hakkında önemli tüyolar
 
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-
İyi bir yatırım aracı olan pırlantayı değerinde alıp satabilmek için bazı püf noktalarına hakim olmak gerek.
Atilla Anlı, Türkiye’nin önde gelen elmas tüccarlarından. 1984’te Özal’ın izniyle Türkiye’ye ilk resmi pırlanta ithalatını gerçekleştiren kişi. İşe değerli taş ticaretiyle başlamış. Zamanla, “Biz neden değerli taşlarla mücevher yapmıyoruz?” diye düşünmüş ve Only One By Atilla Karat adıyla kendi markasını yaratmış. Pırlanta tutkusu o kadar güçlü ki, adını markasına verirken pırlantanın “Karat”ını soyadı almış bir anlamda. Pırlantanın büyüsüne 40 yıl önce kapılmış. Sektörün “Ağabeylerinden”... “Mesleğim ailemden önce gelir” diyecek kadar tutkuyla bağlı işine. Röportaja ikna edip Çemberlitaş’ta mağazasının bulunduğu binasına gittim. Birbirine geçmeli bölümler... İçinde değerli taşların olduğu odalar. Tozu bile kıymetli olan pırlantaları çok yakından inceleme fırsatı buldum.
De Beers’in izinde
Atilla Anlı, Türkiye’ye gelen Kevin Costner gibi dünya starlarına alacakları mücevher konusunda eksperlik de veriyor. Büyük aileler önemli taşlar alacakları zaman veya tereddüte düştüklerinde onun kapısını çalıyor. Bunun için bir ücret almadan herkese yardımcı oluyor. Kapalıçarşı’nın Atilla ağabeyi nesli tükenmiş esnaflardan. Zora giren toptan müşterilerini sıkıştırmıyor, “Sat ödersin” ekolünden geliyor. Dünya mücevher devi De Beers’in izinde yürüyor. Bugünlerde enerjisinin büyük bölümünü kendi markası Only One By Atilla Karat’ı zincir haline getirmeye ayırıyor. Kızı, İngiltere’de University College Of London’ın ekonomi bölümünü bitirdikten sonra Central Saint Martins’te mücevher tasarımı eğitimi almış. Only One By Atilla Karat’ın başına geçmek için planlanmış bir eğitim. Atilla Anlı’yla trendleri, sektörü ve markasını konuştuk.
* Pırlanta, değerli oluşunun ötesinde, büyüsü de olan bir taş. Büyüsüne nasıl kapıldınız?
1970’te İstanbul’da ufak bir atölye kurdum. İmalattan gelmeyim. Benim hayatım mücevherat. Mesleğim ailemden de önce gelir doğrusu. Kuyumcular Odası’nın kurucularındanım. 1984 yılında, rahmetli Turgut Özal’ın kurduğu hükümetin aldığı karar sonrasında, Allah bana Türkiye’de ilk pırlanta ithalatını yapmayı nasip etti. O günkü şartlarda pırlanta sektöründe taşlar yerine oturmamıştı. Türkiye’de kaliteli mücevher üretimi ithalatla başlar. 2003’te De Beers’in yaptığı tanıtımın bütün trio mücevheratını ben verdim. Firmamız 2010’da dünyaca ünlü Gemoloji Enstitüsü HRD Antwerp Institbte Of Gemmolgy-İstanbul tarafından “The number one client of HRD Antwerp Certificates” , “1 numaralı müşteri” ünvanına sahip olarak 2011’de de HRD Antwerp’te ayrılacıklı çözüm ortakları arasında yerini almıştır.
* Sanat koleksiyonları elden geçirildiğinde bazı eserlerin aslında çok da değerli olmadığı görülebiliyor. Siz, bir zamanlar servet ödenen mücevherleri bugün incelediğinizde aynı değeri göremediğiniz oluyor mu?
Geçmişte maalesef bazı suiistimaller oldu. Renk problemi olan pırlantalar satıldı. 1970’li yıllarda gümüş çatal, kaşıklar eritilip kaplanarak montürler yapılmış. Üzerine de berrak olmayan pırlantalar konulup takıya dönüştürülmüş. 1975’lerde ise beyaz altın modası başladı. Ama çoğu beyaz altın değildi. O zamanlar o takıları alanlar o paralarla Bostancı’da daire alabilirdi.
Elime aldığım 3 taşın değeri 200 bin dolar. Önümde duran taşlardan en çok kırmızı yakutu beğendim...
Elime aldığım 3 taşın değeri 200 bin dolar.
Önümde duran taşlardan en çok kırmızı yakutu beğendim...
Sertifika uluslararası olmalı
* Ama sertifikaları var, çözüm değil mi?
Firmaların sertifikasını yeterli görmüyorum. O bilgi ve birikim sonuçta her firmada yok. Sertifika veriyor ama kendi inisiyatifini yansıtıyor. Belli uluslararası firmalar size takının sertifikasını verir. Uluslararası saygınlığı olan Amerikan, Belçika, Rus firmalarıdır bunlar. Biz mesela kendi sertifikamız yanında dünyada çok muteber olan Belçika HRD şirketinin sertifikasını da veririz.
* Bu sertifikayı vermek zorunlu mudur?
Altında güvenlik sorunu yüzde 99 çözülmüştür. Ama pırlanta da henüz aynı noktada değiliz. Bugün pırlantayı anlayan insan sayısı çok azdır aslında. Alım yaparken uluslararası firmaların verdiği sertifikayı da istemelisiniz. Satan vermiyorsa o takıyı almamanızı tavsiye ediyorum. Dünyada her taşın bir kaydı vardır. Artık neredeyse her pırlantanın çemberine önemli sertifika firmalarının verdiği taşın özelliğini gösteren kimliği yazılıyor.
* Pırlanta aldığımda bir şüphem varsa ne yapabilirim?
Kuyumcular odası HRD ile işbirliğine gitti. Başvurup istediğiniz incelemeyi yaptırabilirsiniz. Bunun dışında çok iyi özel laboratuarlar var. Bizim laboratuarımızada getirirlerse yardımcı oluruz.
* Yabancılarla yerlilerin tercihleri arasında bir farklılık var mı?
Yabancılar işlenmiş renkli taş sever.
* İyi pırlanta nasıl anlaşılır?
Beyaz, içi temiz olan pırlantadır. Pırlantada renk skalası en beyaz olan D’den başlar sarı limona kaçan renklere Z’ye kadar gider. Alfabenin son harflerine doğru gittikçe kalitesi düşer. Şimdi ilanlar görüyorum, ‘Bir tane tek taş alana, yarısı hediye’ diyor. Yahu nasıl olur bu. Maliyeti karşılaması mümkün değil ki. 10 tane renk vardır pırlantada. Türkiye’de ise beyaz, açık sarı ve kahverengi pırlanta var. Fancy dediğimiz orijinal sarılar var. Şimdi bunlar moda ama ben kesinlikle beyazdan şaşmayın diyorum. Baget, kalp, kare, markiz, damla şeklinde olan kesimler var. Ben bunları da tavsiye etmiyorum özellikle yatırım amaçlı alıyorsanız yuvarlak kesimden şaşmayın.
 ‘238 karatı gördüm, kalbim duruyordu’
* Türkiye’de en çok kaç karat tek taş satılıyor?
Tek taşlar genelde 1-3 karat arasındadır. 1 karatlık iyi bir tek taş 5-7 bin dolar. En çok satılan 0.50 santim kaliteli bir tek taş ise 2 bin dolar civarında. Tek taş artık halka indi. Minik parçalarda 0.10 cm (Bir karatın 10’da biri) taşlar çok satılıyor. Sözlenenler tercih ediyor bunu.
* Bazen okuyoruz 50 karat yüzük aldı sevgilisine diye. Nasıl oluyor bu?
Yok öyle bir şey. Buna kimsenin gücü yetmez. Karatın yarısına biz 0.50 cm deriz. (1 karat 100 cm imiş mücevhercilerin jargonunda) 20 karat tek taş bile Türkiye’de çok nadirdir. Birkaç ailede var. Ama bunların sayısı bir elin parmağını geçmez.
* Gördüğünüz en yüksek karat taş...
İsrail’de gördüm, usta işliyordu, 238 karat. Kalbim duruyordu, o günü asla unutamam.
* Yatırım amaçlı olarak altın mı, pırlanta mı?
İkisi de alınır. Altının çok işçiliklisi de yatırım amaçlı olamaz ama. Cumhuriyet altını veya 24 ayar alın. Fazla işçilikten uzak durun, yatırım amaçlı alacaksınız yuvarlak beyaz pırlanta her zaman iyidir.
‘En korktuğum taş zümrüt, çok hassastır’
* Bugünlerde en çok ne satılıyor?
Tek taş. Arkasından alyans ve su yolu bileziği. Tek taşını alan bu ikisinden sonra kolye ucunu da almak istiyor. Bu set tamamlanınca bu kez başa dönüyor ve daha yüksek karatta tek taş alıyor.
* Pırlantadan sonra peki?
Pırlantadan sonra en çok zümrüt isteniyor. Zümrüt, Muhteşem Yüzyıl’la çok ön plana çıktı. Ama beni de en çok korkutan taştır. Zümrüt çok hassas bir taştır. Çok çabuk kırılabilen, darılabilen, renk değiştirebilen bir taş damarlarından dolayı. Tüketicinin mümkün mertebe renkli taş almamasını tavsiye ediyorum.
* Neden?
Renkli taş her zaman yatırım amaçlı olamaz. Türkiye’de kaliteli renkli taş çok azdır. Pırlantayı her zaman bulursunuz, satarsınız ama renkli taşın kalitesini kimse ne biliyor ne de değer veriyor.
* Değerli taşları nerelerden alıyorsunuz?
Rusya, Hindistan, Afrika, Kanada, Avustralya.
Usta olacak gençlerin elinden tutuyor
* Mıhlama ustalarının sayısının azaldığı söyleniyor. Nasıl buluyorsunuz onları?
Mıhlamanın da makinesi var mı derseniz var. Ama standart işler için. Özellikli işlerde istediğiniz kalitedeki mıhlamayı ustanın dışında kimse yapamaz. İyi ustaların sayısı çok azaldı. Üç ay önce Gazi Üniversitesi’nin mıhlama bölümü açtığını duydum. Bizi davet ettiler sponsor da oldum. Yeni ustaların yetişmesi için elimden gelen her desteği veriyorum. Bu yıl 50 öğrenci alacağım. Üniversitelerden öğrenci alıp yetiştiriyoruz. Üniversitelerde seminerler veriyorum. Ancak iyi ustalar yetiştirirsek piyasanın dinamiklerini düzeltebilir, arka sokaklara çare bulabiliriz.
2.20120102095729.jpeg
*Ne var arka sokaklarda?
Kuyumcu olmayıp da kendini kuyumcu zanneden o kadar çok insan var ki. Bunlar 100 gram altınla dükkan açıyor, amaçları silah ruhsatı almak. Her önüne gelene kuyumcu dükkanı açtırılmaması lazım. Tabloya baktığınızda 20 bin kuyumcu var, 5 bin kuyumcu yeter oysa. Belirli sayıda firma olursa denetim ve kontrolü de çok rahat olur.
Tarihi tasarımda kimse Sevan’la yarışamaz
* Markanızı büyütürken yol haritanız ne olacak? Şimdilerde dünyada tarihi takılar çok moda...
Tarihi ürünler yapmayacağım. Bu konuda kimse Sevan Bıçakçı’nın önüne geçemez çünkü. Yaptığı tasarım ve takılara çok saygı duyuyorum, mükemmel bir usta. Daha dizayn günümüz trendlerine yakın modern ürünler satacağız. Unigue tasarımlar yapacağız. Ama sadece büyük parçalar koymayacağız. Eşinize, annenize sormadan alabileceğiniz ürünler de olacak. Her kesime hitap edecek. Paranız varsa yüksek karatı alabilirsiniz ama işçilik de en az bunun kadar önemlidir. Türkiye’de gerçek mücevheratın yapılabildiğini dünyaya göstermek istiyorum. Kızım Melis eğitimini tasarım üzerine yaptı. Markanın başında o olacak. Mağazamız Nuruosmaniye’de ve birçok mücevherci de bizim ürünlerimizi satar. Şimdi yeni mağazalar açıyoruz. Bir yıl içinde İstanbul’da belli alışveriş merkezlerinde, Ankara ve Dubai’de açacağız. Arkasından Suudi Arabistan’da olacağız. Orada belli ailelere zaten ürün veriyoruz. Arabistan’da insanların bütün statüsü mücevher üzerinden belirleniyor. Bir düğünde ne kadar ağır takı taktığınız ne kadar varlıklı olduğunuzun göstergesidir oralarda. Tüketiciye daha çok noktada dokunacağız. Ama öyle süpermarket gibi yaygınlaşmayacağız, seçkin noktalarda seçkin bir koleksiyonla olacağız. Butik mağazalarla gerçek mücevheri göstereceğim.
Songül Hatısaru/Milliyet 

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Ucuz Pırlanta Yüzük Nasıl Alınır?

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-
Büyük gün yaklaşıyor ve sevdiğinize evlenme teklif edeceksiniz. Bu ölümsüz anı daha heyecanlı kılmak için bir tek taş pırlanta yüzük alacaksanız ve bütçeniz diğer (nikâh, düğün, catering, damatlık, gelinlik…) masraflar yüzünden iyice kısıtlandıysa ucuz tek taş pırlanta (ucuz olmasa da hesaplı diyelim) almak için izleyebileceğiniz bir kaç adım hakkında sizleri bilgilendirelim.
Tek taş pırlantayı tutacak ve kuyumcuların montör adını verdiği yüzüğün altın kısmı için ayarı düşük seçeneklere bakabilirsiniz. Burada avantajınız altının ayarının düşmesiyle sertliğinin artması doğru orantılıdır.
İmkânınız varsa ve taşın pırlanta olmasında ısrarcı değilseniz diğer değerli taşlardan yapılmış yüzükler bulmak için antikacıları gezebilirsiniz. Eski, ikinci el bir yüzük bulup bunu kuyumcuda bakımını yaptırdıktan ve taşını parlattıktan sonra kullanabilirsiniz.
İnternetten pırlanta mücevherat satışı yapan kuyumcuların sitelerine bir göz atabilirsiniz. Direk üreticiden olan satışlar aradaki komisyoncuyu kaldırdığı için ilk el fiyatı daha cazip olabilir.

Açık artırma siteleri ucuz pırlanta yüzük ve diğer değerli taşlarla süslenmiş yüzükler bulmak için bir araç olabilir. Açık artırma sitelerinin mücevherat ya da antika kategorilerini kontrol edebilirsiniz.
Yüzükte doğal taş olmaması sizin için sorun değilse sentetik pırlanta ya da atom veya zirkon taşlarla süslenmiş yüzüklere bakabilirsiniz.
Teklifinizi yapmadan önce müstakbel gelinin sevdiği pırlanta dışında diğer doğal taşlar hakkında arkadaşlarından bilgi toplayabilirsiniz. Belki zümrüt, safir, kehribar veya burcunu simgeleyen doğal bir taşla üretilmiş bir yüzük onu daha mutlu edecektir.

Online pırlanta satış mağazaları karar vermeden önce gezilmesi gereken en önemli noktalardır. Büyük markalarının reklam harcamaları, çalıştırdıkları eleman sayısı ve diğer şirket giderleri de büyük olduğu için bu pırlanta fiyatları üzerinde etkisini göstermektedir. Ehliyetli ve pırlanta sertifikası verebilecek daha küçük şirketlerin web siteleri veya mağazalarına gezebilirsiniz.

Büyük markaların dezavantajları olduğu gibi avantajları da bulunmaktadır. Pek çok bilindik pırlanta markası çeşitli kredi kartlarına 6,8,12 hatta 24 aya varan taksitle satış seçenekleri sunmaktadır. İlk anda büyük bir nakit harcamanız olmayacağı için taksitlendirilmiş bir pırlanta yüzük alabilirsiniz.

Elmas ve Pırlanta Arasındaki Farklar

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Elmas’ın bir kesim biçimi olan pırlanta ve elmas taşlar aynı hammadde, yani ham elmastan üretilmektedir. Pırlanta kesim tekniği, elmas taşlarda 1919 yılında tasarımcı Marcel Tolkowsky tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Ham elmasın kesimi ve şekillendirilmesi için yaratılan pırlanta kesimi ile dışarıdan gelen ışık elmasın içinde çok yoğun bir şekilde kırılarak geri yansıtılır. Pırlanta kesim şeklinde pek çok farklı tasarımlar kullanılmakla birlikte 57 yüzeyli yuvarlak kesim en çok kullanılanıdır.
Elmas, kıymetli taşlar arasında en zor bulunanıdır. Elmas ne denli büyük olursa o denli nadidedir. Günümüzde çıkarılan elmasların ancak yarısı, mücevherlik taş değerindedir. Ülkemizde pek çok kimse, elmas ve pırlantanın iki farklı taş olduğunu zanneder, oysa ikisi de aynı taştır, yalnızca kesim şekilleri farklıdır.
Pırlanta kesim dışında ham elmasa şekil vermek üzere yapılan kesime ülkemizde gül kesim adı verilir. Gül kesimde pırlanta kesimden farklı olarak taşın altı düzdür. Elmas kesimde ortaya çıkan taşın 12 ile 37 arasında değişen yüzeyi bulunmaktadır. Pırlanta kesim, gül kesimden daha çok parlak yüzeye sahip olduğu için ışığın kırılmasını ve parlaklığı artırmaktadır.
Sonuç olarak elmasla pırlanta arasında fark bulunmamaktadır. İkisinin de hammaddesi ham elmas taştır ve “pırlanta” ham elmasın bir kesim çeşididir.

Ham Elmas


Klasik Kesim Elmas


Pırlanta Kesim Elmas

6 Temmuz 2012 Cuma

Pırlanta Fiyatları Nasıl Belirlenir?

Pırlanta Fiyatları Nasıl Belirlenir?

 Ülkemizde en çok satılan tektaş pırlanta yüzüklerin karat cinsinden değeri 0.30 ile 1 arasında değişmektedir. 0.2 grama denk olan karat taşın büyüklüğünü ve ağırlığını belirlemektedir. Karat pırlanta fiyatları oluşturulurken kullanılan üç ana etkenden biridir. Pırlanta fiyatı açısından diğer önemli bir etken olan berraklık seviyesi kusursuzdan, kusurluya kadar 6 değişik kademe ile derecelendirilmektedir.
Berraklık değeri açısından bir pırlanta, kendisinden karat olarak 3-2 kat büyük olan diğer bir pırlanta ile aynı fiyata satılabilmektedir. Yani taşın karat olarak büyüklüğü ile berraklık oranı fiyatı açısından çok önemlidir.
Pırlanta fiyatları açısından diğer önemli unsurda kullanılan taşın rengidir. Beyaz yani renksizden sarıya kadar olan ölçü tablosu içerisinde yer alan en değerli pırlantalar en renksiz olanlarıdır. Bunun sebebi ışığı içerisinden en iyi şekilde yansıtması ve parlaklığının çok yüksek olmasıdır. Tabii henüz ülkemizde pek sık rastlamadığımız pembe, siyah, mavi ve diğer renklerdeki pırlantalar nadir olarak bulunmakta ve fiyatları çok yüksek olmaktadır. Türkiye’de satılan pırlantalar ve diğer kesim şekillerinin kullanıldığı elmaslar “D” olan renksiz elmaslardan açık sarı olan “Z” değerine kadar çeşitlilik göstermektedir.
Ham elmasın kesim şeklinin pırlanta olduğunu kabul edersek bu üç faktör yani taşın ağırlığı, berraklığı ve rengi pırlanta fiyatları belirlenirken göz önünde bulundurulan noktalardır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bu üç etkenden hiçbirinin pırlanta fiyatı üzerinde bir diğerinden daha önemli olmadığıdır. Yani bir pırlantanın renksiz olması ağırlığından veya karat cinsinden ağırlığı berraklık oranından daha önemli değildir.
Örneğin bir internet sitesinde gördüğünüz 0,5 karat bir tek taş yüzüğün fiyatı diğer bir pırlanta satışı yapan sitede %30 oranında az olabilir. Bunun sebebini kullanılan pırlantanın renk değerine ve berraklık oranına bakarak belirleyebilirsiniz. Ülkemizde online olarak veya mağazalarda satılan tektaş yüzükler çok büyük bir oranda VS ve VVS berraklık değerine ve G-J arası renklere sahiptir.

Pırlanta fiyatı belirlenirken

  • Karat – taşın gram cinsinden ağırlığı
  • Berraklık oranı – taşın içerisinde yabancı madde bulunup bulunmadığı
  • Rengi – renksiz olup olmadığına bakılmaktadır.

İnternetten Pırlanta Alınır mı?

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Müstakbel gelinin arkadaşlarına, ailesine (sır saklayabilecek olanlara) hangi model yüzüklerden hoşlandığına dair bilgiler alın.
Birkaç pırlanta yüzük ve tek taş yüzük satan firmanın mağazasına uğrayın ve değişik karatlarda pırlantası olan yüzükleri kendi gözlerinizle görün. Daha sonra internetten pırlanta yüzük seçerken yüzüğün taşının ölçüleri hakkında bir fikriniz olsun.

Aradığınız özelliklerde (berraklık, renk, karat) tek taş yüzük için internet satış mağazası olan firmaların sitelerinde araştırma yapın.
Çevrenizde bulunan insanlara, arkadaşlarınıza, ailenize daha önce internetten pırlanta yüzük alıp almadıklarını sorun. Herhangi bir sorun yaşadıkları site varsa öğrenin.
Online olarak satın alacağınız pırlanta yüzük için sitenin sunduğu iade- değiştirme olanakları ve müşteri-firma arası sözleşme koşullarını dikkatle inceleyin.
Firmanın yüzük üzerinde bulunan pırlanta için “pırlanta sertifikası” verip vermediğini öğrenin. pırlanta sertifikası genellikle 1 karatın altında yüzükler için firmanın kendi düzenlediği, 1 karatın üzerinde taşlar için uluslararası sertifikalar olarak verilmektedir.
Online pırlanta satışı gerçekleştiren çoğu firma çeşitli kredi kartlarına vade faksız (12 ve daha uzun vadelerde fiyat farkı oluşabilir) taksit avantajı sunmakta. Bu size tek seferde yüklü miktarda nakit para harcama külfetinden kurtarabilir.
Bilinen Markalar Dışında Tektaş Yüzük Satın Alırken
Büyük pırlanta markaları dışında da tektaş yüzük satın alabilirsiniz. Hatta bu size peşin ödemelerde %20-%30 arası bir fiyat avantajı sağlayabilir. Ancak burada taşın orijinalliğine dikkat etmenizi öneririz. Eğer bilinen markaların dışında bir yerden pırlanta alacaksanız mutlaka kuyumcunun adresinin ve taşın özelliklerinin detaylı bir biçimde belirtildiği bir sertifika almayı unutmayın.
Ülkemizde pırlanta takı satışının önemli bir bölümü internet üzerinden gerçekleşmekte. Bunun nedeni her ilde bir pırlanta mağazasının bulunmaması, internetin takı modellerini incelemek ve fiyatlarını öğrenmek açısından el altında olması, tüm markaların bir arada görülebilmesi ve insanların bu iş için yeterince vakit ayıramamasını sayabiliriz.
Ancak pırlanta satış siteleri her ne kadar büyük fotoğraflarla koleksiyonlarının tanıtımını yapsalar da online olarak gördüğünüz bir tek taş yüzük gerçekte farklı görünebilir veya hoşunuza gitmeyebilir.
Bu yüzden internetten pırlanta aramasını yapıp kararınızı verdikten sonra satın almadan önce mağazada modeli kendi gözünüzle görmenizi tavsiye ederiz.

Pırlantada Renk Neyi İfade Ediyor ?

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Tamamen berrak olan renksiz pırlantalar en değerli taşlar olmakla beraber yine çok nadir olarak bulunan fantezi renkli siyah, pembe, mavi renklerdeki elmaslarda bir o kadar değerlidir. Bu değişik renklerdeki elmaslar renklerinin doğada ne kadar az rastlandığına göre fiyatlandırılmaktadır. İşlenmiş elmas taşların renklerinin belirlenmesi için uluslararası olarak kabul gören GIA’nın renk tablosu kullanılmaktadır.
 Renksiz elmaslar geleneksel olarak en değerli taşlar olarak kabul edilmekle birlikte son yıllarda özellikle ünlülerin takıları arasında yer alan renkli elmaslar oldukça popüler hale gelmiştir. Doğada bulunan bazı elmasların renklerini şöyle sıralayabiliriz; Mavi elmaslar, pembe elmaslar, sarı elmaslar, turuncu elmaslar, yeşil elmaslar, şampanya rengi elmaslar, gri elmaslar, siyah elmaslar, kırmızı elmaslar ve mor elmaslar. Tüm bu renkler çok nadir olmakla birlikte doğada bulunabilmektedir.
Bu tabloda beyaz, diğer bir deyişle renksizliğe en yakın olan taşlar D olarak etiketlenir. D renkli bir elmas kusursuz olarak tanımlanabilir. Renksizden hafif sarı, açık sarı, sarı ve kahverengi’ne kadar değişen çeşitli kademelerde renk birimleri bulunmaktadır. Tabloda en son birim koyu sarı ve kahverengi elmaslara verilen Z derecesi ile sona ermektedir.

Hangi Pırlanta Rengi Seçilmeli?

Ülkemizde özellikle tek taş pırlanta seçerken, fiyatları üzerinde karat ve berraklık oranı kadar etkili olan renk seçimi oldukça zorlu bir aşama olabilir. Pek çok pırlanta markası çok çok hafif bir sarı rengi temsil eden G ve H kodlu pırlantaları satışa sunmaktadır. Renk ölçüm tablosunda D ile H arasında yer alan bir pırlanta yüzük ışığı gayet iyi bir şekilde yansıtarak göze oldukça parlak görünecektir.
Tabii bazı firmalar D renkli pırlanta satışı da yapmaktadır. Bu kusursuz – renksiz taşlar diğerlerine oranla daha pahalıdır. G – H renkli pırlantalarda bulunan hafif sarı rengi gözün ayırt etmesi oldukça zor olacağı için D renkli bir pırlanta yerine karat olarak daha büyük ve berraklık oranı daha yüksek bir taş seçebilirsiniz.

Pırlanta Renk Tablosu


Sonuç olarak pırlanta rengi dendiğinde pek çok kişi siyah, mavi, pembe, yeşil ve diğer fantezi ve doğada çok az olarak bulunan pırlanta renklerini düşünmektedir. Aslında pırlanta rengi dendiğinde uluslararası renk tablosunda renksizlikten koyu sarıya doğru giden bir tablo düşünülmelidir. En değerli olanı tamamen renksiz taşlar olmakla birlikte H dahil olmak üzere renk değeri olan taşlar gözün ayırt edemeyeceği çok hafif renkleriyle tek taş pırlanta yüzükler için rahatlıkla kullanılabilir.

Pırlanta Yüzük Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?


Pırlanta Yüzük Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Tektaş yüzükler üzerinde bulunan taşların neredeyse tamamı pırlantadır. Pırlanta, ham elmasa şekil vermek için kullanılan bir kesim tekniğinin adıdır. Bu yüzüklerde pırlanta kesimin tercih edilmesinin nedeni taşın en parlak haliyle görünmesidir.

Pırlanta mı Elmas mı? İkisi de aynı. Pırlanta, ham elmasın işlenmesi sırasında kullanılan, elmasın taşın parlaklığı ve içinden geçen ışığı en iyi şekilde yansıtmasını bir kesim tekniği. Tüm dünyada elmas satışlarının %75′ini pırlanta kesim elmaslar oluşturuyor.
Özellikle evlilik teklifi sırasında müstakbel geline takdim edilen tektaş pırlanta yüzük ülkemizde özelikle son 5 yılda oldukça popüler bir gelenek haline gelmiştir. Bunun paralel olarak sayısı her geçen yıl artan pırlanta markaları her yıl yeniledikleri tektaş yüzük modelleri ile pastadan en büyük payı almaya çalışmakta. Sadece pırlanta takı satışı yapan onlarca markanın yanı sıra kuyumculuk sektörünün önde gelen markaları da pırlanta yüzük, pırlanta kolye, pırlanta kolye ucu ve bilezik gibi takıları koleksiyonlarına eklemekte.
Pırlanta yüzük modelleri, tektaş küpeler, tria pırlantalar, 7 taş, 9 taş….yüzlerce hatta binlerce birbirinden farklı tasarım arasında sizin bütçenize ve zevkinize uygun bir takı bulmak bazen oldukça fazla zaman alıp keyiften çok yorucu bir deneyime dönüşebilir. Hangi elmas kesimi daha uygun, pırlanta rengi nasıl seçilmeli?, pırlanta berraklık oranı nedir, tektaş yüzük için önemli olan sadece taşın büyüklüğü mü ve akla gelebilecek diğer sorular kafa karıştırıcı olabilir.
Hepimiz altın takı modelleri, geline ne takılır, düğünde ne alınır, nişan günü alınacak altın, hangi altın ne kadar hakkında bir fikre sahibiz. Çünkü altın geleneksel olarak ülkemizde önemli günlerde hediye edilen ve herkesin aşağı yukarı modelleri ve fiyatları hakkında bilgi sahibi olduğu değerli madendir. Ancak yeni bir moda olduğu için pırlanta hakkında aynı şeyi söyleyemeyiz.
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi tektaş pırlanta yüzük, elmas taşlı takılar, pırlanta kolye ucu ve diğer tasarımlar ülkemizde her yıl katlanarak ilgi görüp, satışları milyar dolar hacmine ulaşsa da bu konuda satın almadan önce bilgi alabileceğiniz pırlanta markaları satış siteleri dışında kaynak sayısı çok az.
Tektaş mı tek taş mı?
Öncelikle yazımını hakkında bilgi verelim Türk Dil Kurumunun güncel sözlüğünde “tek taş” olarak arama yaptığımızda karşımıza hiç bir sonuç çıkmadı. Aynı sözlükte birleşik olarak “tektaş” yazarsanız, “Sadece bir pırlantası veya elması olan (yüzük, küpe)” sonucu çıkacaktır. TDK sözlüğü tektaşı cümle içinde kullanımına örnek olarak da “Pırlanta gerdanlığı da tektaş küpesi de zümrüt yüzüğü de kendinin olsun!” cümlesini kullanmış. Yani doğru yazılım tektaş.
Karat Birimi
Pırlantanın daha doğrusu işlenmiş her ham elmasın büyüklüğünün karat cinsinden ifade edildiğini gazetelerin magazin sayfalarında, televizyonların magazin programlarında sık sık duyarsınız. “Cemiyet hayatının gözde bekârlarından Ali Bey sevgilisi Ayşe hanıma 1 karat nişan yüzüğü aldı”. Tanıdık değil mi? Karat ölçü birimi işlenmiş taşın ağırlığını ifade etmektedir. Karat sadece elmas için değil diğer değerli taşlar içinde kullanılmaktadır.
Berraklık mı? Hepsi Aynı Değil mi?
Bu işin satış bölümünde olanların her ne kadar taşın karat cinsinden büyüklüğünü ön plana çıkartmak isteseler de taşın berraklığının da en az büyüklüğü kadar önemli. Tektaş bir yüzüğün üzerinde bulunan pırlantanın berraklığı demek taşın içerisinde bulunan yabancı maddeler, mineraller ve kesim işlemi sırasında oluşabilecek çizik ve çukurların oranı anlamına gelmektedir.
Pırlanta Renkleri
En iyi pırlanta en renksiz olanıdır. Çünkü ne kadar renksiz olursa o kadar parlar. Elmas renk tablosunda en renksizden sarıya doğru ilerleyen bir çizelge bulunmaktadır. Bu çizelgede belli bir oranda, gözün ayırt edemeyeceği kadar sarıya kaçan ve taşlar kabul edilebilir konumdadır ve piyasada genellikle bu aralıkta taşlar satılmaktadır. Birde nadiren bulunan mavi, yeşil, pembe, siyah renkte elmaslar vardır. Bunlar bazen en renksiz elmastan bile değerli olabilmektedir.
Pırlanta Sitelerinde 4C’den Bahsediliyor…4C Ne Demek?
Yeni bir sektör olduğu için bazı tanımlamalarda doğal olarak ithal oluyor. 4C bir tektaş alırken dikkat edilmesi gereken unsurların İngilizce karşılıklarının baş harflerinden oluşuyor. “Cut, Color, Clarity, Carat Weight” yani kesim, renk, berraklık ve karat olarak ağırlığı. Tüm bunlar kararınızı vermeden önce pırlantada dikkat etmeniz gereken özellikler.
Nereden Çıktı Bu Tektaş?
Erkekler için evlilik eskiden takı açısından daha kolaydı. Alyanslar alındımı, güzel bir akşam yemeği sırasında evlilik teklifi edilir ve düğün hazırlıklarına geçilirdi. Sonra tektaş yüzük çıktı piyasaya. Hollywood’un ince ince işlemesi, büyük şirketlerin reklam kampanyaları ve kadınların hiç itiraz etmemesi :) ile hayatımıza iyice yerleşti.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pırlanta markaları satışlarını sadece tektaş ile sınırlandırmak istemiyor. Bugün anneler günü pırlanta modelleri, sevgililer günü pırlanta hediye tasarımlarından, anne adaylarına, yeni mezunlara, hayırlı olsuna kadar pek çok özel gün ve durum için bir takı bulabilirsiniz.
Evlilik Teklif Etmem İçin Tektaş Almam Şart mı?
Hayır, tabii ki değil. Birbirinizi seviyorsanız çiçek dallarından yapacağınız bir yüzük bile sizin alyansınız, tektaş yüzüğünüz olabilir. Tektaş’ın temsil ettiği sonsuzluk sadece sevginizin bir ifade biçimidir. Sevginizi kendi aranızda bir espriyle, bir bakışla, bir düşüncenizle veya her zaman onun yanında olduğunuzu hissettireceğiniz davranışlarınızla da gösterebilirsiniz. Tektaş, doğanın aşk gibi bize sunduğu olağanüstü güzelliklerden biri. Tektaş var olmayan sevgiyi yaratabilme gücüne sahip olmadığı gibi alınmadığında da sevgiyi yok etme gibi bir özelliği yoktur.

Her kadının hayali evlilik teklifi yapılırken tek taş pırlanta almaktır.

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Her kadının hayali evlilik teklifi yapılırken tek taş pırlanta almaktır.
Tek taş Pırlantanın Tarihçesi
Bilinen ilk evlilik alyansını eski mısırlılar takmıştır. Alyans parmağı olarak adlandırdığımız parmaktan kalbe ulaşan bir damarın olduğuna inan mısırlılar bu parmağa taktıkları halkaları evliliğin bir simgesi olarak nitelendirmişleridir.
Eski roma imparatorluğunda gerçek adı verilen yüzükler evlilik tekliğinde kullanılmış ve beraberliğin simgesi olarak nitelendirilmiştir.
Evlilik teklifi için kullanılan ilk bilinen tek taş pırlanta 15nci yüzyılda Avusturya arşidükü tarafından Burgundy’li Mary’e verilen tek taştır. Çift tek taşın verilmesinden birkaç gün sonra evlenmiş ve bir geleneğin başlangıcı olmuştur.
Özellikle Hollywood filmlerinde tek taş pırlanta nın evlilik teklifinde kullanılması tüm dünyada bunun bir geleneğe dönüşmesinde son derece etkili olmuştur.
Ülkemizde uzun dönem çok zenginlerin ulaşabileceği çok pahalı olarak adlandırılan tek taş pırlantalar son dönemde geniş halk kitleleri tarafında talep gören bir gelenek haline gelmiştir.
Tek taş pırlanta alırken nelere dikkat etmek gerekir?
İlk önce unutulmaması gereken ilk şey bunun bir simge olduğu küçükte olsa sevdiğimiz insanı onur e etmek için, o anı unutulmaz yapmak için alınması gerektiğidir.
Kalite ikinci önemli unsurdur. Taşın büyük olması için kaliteden vazgeçmemek gerekir. En önemli kalite unsuru renktir. İlk bakıldığında renk en kolay ayırt edilecek unsurdur. Taşın parlak olmasına kesiminin düzgün ve boyutunun da çok ufak olmamasına dikkat edilmelidir.
Mutlaka sertifika istenmeli kalite özellikleri yazılı olarak beyan edilmelidir. Bu beyan karşısında diğer firmaların ürünleri ile karşılaştırma yapılıp fiyat analizi yapılabilir.
Pırlantanın montür ( pırlanta taşın takıldığı altın bölüm) ünün çok ince olmaması yüzeyinin pürüzsüz olmasına dikkat edilmelidir.
Taşın takıldığı tırnakların çok ince olmamasına, taşın düz ve orantılı takılmış olmasına dikkat edilmelidir.
Yüzük ölçüsü ne çok dar ne çok geniş olmalıdır. Önemli olan yüzüğü parmağımıza takarken rahat olması değil taktıktan sonra rahat olmasıdır. Eklem yerinden geçerken biraz zorlanması son derece normaldir Aksi taktirde parmağınızdan düşüp kaybolabilir.

Pırlanta Yüzük ve Evlilik Teklifi

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Hayatımızın en önemli evrelerinden birisi hiç kuşkusuz yeni bir yuva kurmaktır. Fakat bunu gerçekleştirmek için erkeğin sevdiği kıza evlenme teklif etmesi diye bir an vardır.

Herşey önceden tasarlanır ve o an neler söylenmesi gerekiyorsa, günlerce tekrar tekrar dile getirilip hafızaya iyice yerleştirilir. Ama o anı mükemmelleştiren esas unsur ise tabiki Tektaş yüzüktür. Bunun sebebi nedir bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki, kadınlar pırlanta konusunda daha hassas ve daha duygusal bir yapıya bürünüyorlar.

Hâl böyle olunca da, erkeğin vazifesi pırlanta yüzüğü uzatıp gösterene kadar geçen sürede tamamlanıyor. Tektaş Yüzük gösterildikten sonra ki evrede ise karşı taraf yani bayan için ayrı bir zaman dilimine giriş gerçekleşiyor. Tıpkı bir yılanın zamanı gelince kabuk değiştirmesi gibi bayanlarda böyle bir manzara karşısında o an için adeta kişilik değişikliği gerçekleşiyor.

Tabi kuru kuruya evlilik teklifinin yanında bunu Tektaş bir pırlanta ile teklif etmek çok çok başka...

Evlilik teklifindeki bahsettiğim bu evreye kadar gelebilirseniz, yani sevdiğinizin gözlerinin içine bakıp söylenecek en güzel sözleri sarf ettikten sonra pırlanta yüzüğü uzatıp; "Benimle Evlenirmisin?" diyebiliyorsanız siz müthiş bir iş başardınız demektir.

Bundan sonra yapacağınız tek şey beklediğiniz o cevabı almaktır.




Tek taş hikâyeleri

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-
Tek taş hikâyeleri
Biliyordum böyle olacağını, biliyordum eposta kutumun dolacağını. Haklı çıktım işte her kadının öyle ya da böyle bir tek taş hikâyesi var. Kimini okurken hüzünlendim, kimi bir aşk hikâyesi gibiydi.
O kadar güzel şeyler yazmışsınız ki paylaşmadan geçemeyeceğim, hepinize sizlerin birer ayaklı tek taş olduğunu hissettirecek erkekler ve uzun soluklu aşklar, bitmeyen sevgiler dilerim.
Buyurun, keyfini çıkara çıkara aşağıdan okuyun.
TEK TAŞ MI, ÇAKIL TAŞINA NE DERSİN?
Sevgili Ayşeciğim,
Üniversite yıllarında (ki daha yeni yetmeyim diyebilirim.) uzunca sayabileceğimiz bir ilişkim vardı. Çalkantılı, epey rüzgârlı bir dönemdi. Hayatımı şekillendirmek için yapmam gerekenler vardı. Başlangıcı ilişkinin adını değiştirme vaktinin geldiğini düşünüp yüzük bakmaya, pardon tektaş bakmaya başlayarak yapmak istedim. (zannetmeyin ki gençlik heyecanı) Gezmediğim kuyumcu, bakmadığım yüzük kalmadı. Hem güzel olacak, hem o beğenecek, hem arkadaşlarına beğendirecek, üstelik otoriter olan anasının beğenmesi en ön planda tutulacak, ne kocaman olacak ne küçücük, üstelik farklı tasarımlar olacak, yetmiyormuşçasına uygun fiyat olacak ancak ucuz olmayacak çünkü ucuz olursa her ne kadar tektaş da olsa pazar malı sayılır ve kendine yediremez, onca laf, onca beyin zonklaması benim yanıma kar kalırdı.
Zaten sizleri anlamak mümkün değil. 3 liralık bir çiçekle gönlünüzü alıp, sizi tavlarken tavladıktan sonra 3 bin liralık hediyelerle gönlünüzü ihya edemeyiz bir türlü (ki kadınlar anlaşılmak için değil sevilmek için yaratılmıştır felsefesi hayatımda önemli bir yeri vardır). Not bunu yazarken anladım ki erkekler bunları düşündükten sonra tek taştan kaçıyor.
Neyse aradım, taradım, buldum. O dönemde ben başka şehirde, o başka şehirde, okul bitmiş, ne de olsa netten konuşuyoruz, ben almışım tektaşı, sürpriz yapıp hafta sonu yanına gidip kızı kaçıracağım.
Akşam nette konuşuyoruz planlar yapmak için. Nereden ve neden olduğunu anlamadığım bir anda sustu ne oldu dediğimde meşhur bilmiyorlar ve yok bir şeyler devreye girdi. Konuşmanın sonunda kavgasız, gürültüsüz geçmişin hesaplaşmasıyla kararan geleceğin sonu göründü, bitti.
Tektaştan haberi yoktu. Bütün heyecanımı içime gömdüm, ayrılığın acısı zaten talan etmişti beni. Gecenin bir vakti dışarı çıkıp hava aldım, sahilde dolaştım biraz. Aynı filmlerden gördüğüm gibi (artık nasıl bir bilinçaltım varsa) “çok sevmiştim be seni!” deyip montumun cebinde sımsıkı tuttuğum yüzük kutusunu denize fırlattım.
Sandım ki onu atınca içimdeki kızgın alev sönecek, ben de rahatlayacağım. Peh, attıktan bir kaç dakika sonra “ne yaptım ben!” durumu oldu.

Aradan uzun bir süre geçtikten sonra aslında flörtöz bir insan olduğumu düşünürsek toparlanmak için yeni birini bulma vaktinin geldiğini anladım. Hayatıma biri girmedi ama ben başkasının hayatına girdim. İlerleyen bir dönemde (tövbe etmiştim tektaş almaya ancak) romantik duygusal herif içimden çıkageldi. Yaşadığım tecrübe beni öyle bir gerçek yaptı ki benim gerçeğim ve içimdeki melankolik kavga etti kumsalda.
Sonunda kazanan ve kaybeden yoktu, parlak bir fikir ile güzel bir son buldu. Denize attığım bir tektaş vardı, denizde ise bolca taş, madem tek taştı, olan biten o zaman güzel bir taş bulabilir ve güzel sözlerle hoş bir ortam yaratabilir, sürpriz yapabilirdim. “Aşkım” diye seslenen sevgilimin sesi beni kendime getirdi pis pis sırıtıp “saçmalama oğlum” dedim.
Tektaş mı? Almadım.
…………….

TEKTAŞ HİKÂYESİ
Benim tektaş hikâyem keyiflidir Ayşe Ablacığım, bak anlatayım da dinle.
Ben eşimle tam 6 sene sevgili kaldım. Ailelerin durumu, işte okul vs. derken yıllar geçiverdi beklemekle.
Daha sonrasında benim annem biraz zorluk çıkarttı. Annemle babam ayrılar, ben anneciğimin her şeyiyim.
Sanırım bu yüzden gitmeme dayanamayacağını hissedip, biraz daha yanında tutmak istedi beni. Ama yolcudur Abbas, bağlasan durmaz değil mi?
Neyse benim eşimle doğum günlerimiz birbirine çok yakın, sadece 7 gün var arasında, o yüzden birlikte kutlarız doğum günlerimizi.
Eşimin annesi sağ olsun daha önceden almış tektaşımı. Ama tabii ki zevklerimiz tam uyuşmadı. Ben sadece dümdüz bir yüzük üzerine taşın olmasını, olabildiğince sade olmasını istiyordum. Tabii bunu da eşime bildirdim.
Öncesinde biraz söylendi ama bana bu şekilde bir sürpriz yapabileceğini hissettirmedi bana, helal olsun.
Kayınvalidemin aldığı yüzüğü almış, üzerine biraz da kendisi koymuş ve bana gayet güzel bir tek taş yüzük almış.
Bunu da bütün arkadaşlarımızın olduğu bir doğum günü partisindeyken (dışarıda bir mekânda kutluyorduk) bana hediye etti.
Tam doğum günü pastamız gelmişti, ben pastanın mumlarını üflemeye çalışıyorum, garson çocuk ısrarla bana pastanın üzerini gösteriyor.
Gayet saf bir şekilde çocuğun yüzüne bakıyorum ne diyorsun der gibi. Bu şekilde bir beş dakika devam etti durum.
En sonunda yüzüğün pastanın üzerinde olduğunu fark ettim ve olabilecek en güzel şekilde çığlık attım. Beklemediğim bir hediyeydi, ne yalan söyleyeyim.
Yalnız kocam tabii sürpriz yaptığı için yüzüğün boyutunu ayarlayamamış, ancak serçe parmağıma sığdı. Yine de taktım tabii ki o gün.
Sonrasında bir iki boy büyüğü geldi de takabildim. O zamandan beri parmağımda kendileri. Yaklaşık 4 yıl olmuş işte. Şimdi tabii ki benimde çabalarım başladı.
Tek taş değil ama beştaş olursa fena olmaz diyorum. Eşim şu anda pek oralı olmasa da benim bu vırvırlarıma çok dayanamaz sanırım.
Öpüyorum kocaman.
Merve
………….
TEK TAŞ MI,  İSTEMEM KALSIN
Merhabalar,
Sizin tek taş hikâyenizi okudum, geri dönebilecek bir kayıp olmasına da ayrıca sevindim.
Hikâye isteğinize bir karşılık vermek istedim.
Nişan döneminde adettendir diye eşimin annesi aldı, götürdü bizi kuyumcuya; “hadi” dedi, “beğen bir tektaş istemeye geldiğimizde takalım senin beğendiğin olsun”
Bu düşünceli yaklaşım karşısında ben yanakları al al olmuş cici kız nerde minik taşlı, para tutmayacak, onları zorlamayacak yüzük var, başladım onlara bakmaya, minik taşlı, mütevazınin de altında bir yüzük beğendim.
“Zaten ince bir tipim, parmaklar ince, koca yüzük abes olur, sevmem görmemiş gibi” dedim, neyse yüzlerinde güller açarak aldılar bana yüzüğümü. Ben de mutlu mesut taktım bir yerlere giderken. Spor ve rahat bir tip olduğum için özel durumlar dışında da pek kullanmadım.
Bu benim küçük yüzük seçmem aile arasında çok konuşuldu “gözü tok kız” olarak anıldım.
Gün oldu, devran döndü, eşimle boşanmaya karar verdik, ağla zırla, sendromlu olaylar neticesinde yolları ayıralım dedik.
Konu geldi eşya paylaşımına ben gözü tok olarak çeyiz başlığı altında götürdüklerimi ve + bir kaç eşyayı aldım.
Eşime de “istediğin ne varsa söyle bırakayım” dedim. Netice itibariye ayrıldık sonra bir gün aklıma geldi bir baktım ki mücevher kutumun içerisinde bana aldıkları o mütevazı yüzük yok, alyansım da yok. Eşime yani eski eşime sordum “ee” dedi, “eşyaları paylaştık, onu da geri aldım.”
Ben kendimce gözü tok mütevazı, başkalarına göre salak olarak çevremde nam saldım.
O gün bu gündür tek taş defterim kapanmıştır. Aman kardeşim istemem sizin olsun yüzüğünüz, ne kendim alırım, ne başkasının aldığını takarım.
İsimsiz olduğu sürece (kimse rencide olsun istemem) yayınlamanızda hiç bir sakınca yok anlatasım geldi yazdım.
Sizin yazılarınızı beğeniyle okumaya devam ediyorum.
Görüşmek dileğiyle.
Hoşçakalın
……………….

ZAVALLI YÜZÜK
Merhaba Ayşe,
Yüzüğüne çok üzüldüm ve seni çok iyi anlıyorum.
Gerçekten dediğin gibi tek taşı olan herkesin bir tektaş hikâyesi var sanırım.
Ben 3 hafta önce evlendim ama tek taş hikâyem eskiye ait. Geçen sene nişanımdan bir süre önce, ısrarlarıma dayanamayarak şu anda eşim o zamanlar henüz sevgilim olan İspanyol erkeğini, bana tek taş almaya ikna etmiştim ki onlarda böyle bir adet kesinlikle yoktur. Nişan öncesi göze görünür cinsten, malum Euro’yu lira çevirince senden şanslı çıktım, güzel bir tektaş aldı.
Daha tek taşıma doyamamışken, nişanımızdan 2 hafta sonra, ben ispanya´ya ayak bastıktan 3-5 gün sonra tek taşım kayboldu. Eşimin yaşadığı eski evinden kendi tuttuğumuz eve eşyaları taşırken bir anda yok oldu!
Gözlerim ağlamaktan şişti, hem maddi hem manevi kayıptan. Resmen bunalıma girdim üzüntüden o 3 gün! Ve asıl sorun henüz nişanlıma söylememiş olmamdı.
 3 gün sonra nişanlıma itiraf ettim. Ne diyeceğini gerçekten çok fena şaşırdı, giden avrolara mı benim şişmiş gözlerime mi daha çok üzülsün bilemedi. Ve neyse ki hafif bir tartışma ile konu kapanmış gibi oldu.
Bu arada zannetmeyin ki eşim milyoner, o yüzüğü almak için para biriktirmişti bütçesinden. Bu tabi beni daha da üzüyordu her aklıma geldikçe. Eski evden yeni eve temelli taşınacağımız gün kapıdaki görevli kadınla vedalaşıyorduk ve ben nişanlıma sen bir sorsana belki yerde falan görmüştür yüzük dedim. O da bana saçmalama nereden bulacak, kim bilir nerede o yüzük şimdi vs diye tutturmuşken ben daha çok tutturdum ve nihayet kadına sorduk. Kadın demesin mi “böyle beyaz bir yüzük üzerinde de beyaz küçük bir taş var, o mu acaba, bir evden getiriyim de bakın” ve tahmin edeceğiniz gibi gelen benim yüzüğümdü.
Ama kadın onu sokakta yerde bulmuş ve benim zavallı yüzüğümün üzerinden kamyon geçmiş! Taşında hiç bir problem olmamasına rağmen 4 ayaklı yuvadaki ayaklardan biri eğrilmiş ve üzerinde izler var. İstanbul´a gideceğim zaman ilk fırsatta yuvayı sağlamlaştırtacağım. Aman diyorum tek taş olayı hassas iş.
Kayıpsız günler diliyorum.

Tugçe
…………………
TEKTAŞ
Benim takamadığım ve kullanamadığım bir tek taş hikâyem var. Alan o zaman ki erkek arkadaşım. Normal şartlarda bekârsanız ve bir birlikteliğiniz varsa onun tarafından size alınan bir tek taşın evlenme teklifiyle birlikte gelmesi gerekir değil mi, benim ki öyle olmadı.
 Biz tek taşımı sevgiliyle birlikte aldık öyle kuyumcuyla “az daha indir hacı ya” falan diye birlikte pazarlık yaptık. Doğum günü hediyemdi ve hediye bir tek taş olunca yanında evlenme teklif edecek zannettim ama sadece “doğum günün kutlu olsun” dedi sırıta sırıta, arkasından başka bir cümle daha bekledim ama öyle mal mal baktı suratıma.
Anlayacağın Ayşe hayatımda aldığım en garip hediyeydi. Sonrasındaysa “nişanlandın mı, aa düğün ne zaman?” sorularına kendimce mantıklı bir yanıt bulamayınca o tek taş sevgiliye belki bir gün parmağıma sihirli sözcüklerle tekrar takmayı becerir umuduyla geri iade edildi. Sonuç ben o öküzü biraz geç de olsa terk ettim. Kim bilir belki bana aldığı ve benim seçtiğim tek taşı başka bir safa takmak için kasasında bekletiyordur.
Şimdi dünyanın en yakışıklı en hassas en... adamıyla birlikteyim. Ne zaman parmağımda bir yüzük görse “kuzucum oraya hemen bir tek taş, çok taş, her ne ise takmamız lazım” diyor. Tek taş dışında parmağa takılan her yüzük etrafa ben bekârım ve bir sevgilim bile yok diye bağırmakla aynı şeymiş. Bense ölüyorum parmağıma bir tek taş takması için ama cool görünüceğim ya “hımm olabilir, bakarız yaa” deyip aşık aşık gözlerinin içine bakıyorum.
Sevgiyle ve her daim aşkla kal
Selen
……………………

BENİM TEK TAŞ HİKÂYEM
Günaydınlar olsun Ayşe Hanım,
Ben vakti saatinde çok büyük konuşmuş bir genç kadınım. Lise ve üniversite yıllarımda elmas ve pırlantanın köle olarak çalıştırılan Afrikalı çocuklar tarafından çıkarıldığını ve bu nedenle asla takmayacağımı söyler dururdum.
Derken hayatımın yegâne aşkıyla evlilik kararı verdik. Tabi ne zaman aileler işin içine girdi ve nişan, gelin damat alışverişleri yapılmaya başlandı, işte o gün benim içime bir tek taş sevdası düştü ki sormayın.
Bir yandan içim gidiyor, bir yandan önceki sözlerimi hatırlayıp utanıyorum ve isteyemiyorum. Allah'ın şanslı kuluymuşum ki nişana yakın sevgilim beni karşısına alıp; “bak hayatım, biliyorum sana doğru gelmiyor ama ben sana bir tek taş almak istiyorum. Kendini düşünmüyorsan beni düşün, herkes arkamdan pinti adam, bir tek taş bile alamamış diyecek” dedi ve böylelikle ben bir tek taş sahibi oldum.
Nişanlandıktan bir kaç ay sonra çok mutsuz, yorucu ve sıkıntılı geçirdiğim bir gün dışarıda koşuştururken bir de fark ettim ki benim tek taş da aynı sizinki gibi uçmuş ve sadece geriye yüzük kasası kalmış.
Aklıma gelen ilk düşünce önceki dönemlerde söylediğim büyük laflardı, “madem pırlanta istemiyorsun böyle cezalandırır Allah da seni” diye diye kendimi yedim.
Zaten kötü geçen günüme mi yanayım, tek taşımı kaybettiğime mi yanayım, yoksa bu kadar pahalı bir hediyeyi kaybettiğimi nişanlıma nasıl söyleyeceğime mi yanayım, bilemedim ve ağlayarak anneciğimi aradım ve durumu anlattım. Annem hemen …. pırlantayı aramış ve durumu anlatmış. Onlar da yüzüğün bilgilerinin olduğu kartla beraber herhangi bir ….. mağazasına uğramamı, eğer kasti olarak taşı çıkarmadığım anlaşılırsa yenisiyle değiştireceklerini söylemişler.
Ben yüzüğü götürdüm ve tabi kasti olarak taşı çıkarmadığım incelemeleri sonunda ortaya çıktı ve ben bir hafta içince tekrar yüzüğüme kavuştum. Tabi bu arada cömert sevgilime durumu anlattım ama sağ olsun hiç kızmadığı gibi hemen yenisini almayı teklif etti. Bu olaydan çıkardığım ders:
Ne olursa olsun büyük konuşma

Tinkerbell (rumuz olarak böyle yazarsanız çok sevinirim ayşe hanım)
………….
TEKTAŞ, ALTIN BURMA BİLEZİK VE İNSAN DEĞERİ
24 yaşında nişanlanırken görümcem sordu:
- eee...hadi ne istiyorsan söyle de alalım kuyumcudan...
Beynimden vuruldum, kıpkırmızı oldum. Ya ben aşık olduğum adamla aynı çatı altına girecektim, daha ötesi var mıydı bunun? Ruhlarımız, bedenlerimiz yan yana olacaktı, bundan öte tatmin ve hediye olabilir miydi? Ben para ile satın alınan, görücü usulü memleketten bulunan kız mıydım? Ne demeye getiriyorlardı?
İşte bunları düşündüm. Cevabım:
- Yaa şey. Şimdi benim sizden “hediye” talep etmem biraz ayıp kaçmaz mı? Siz ne gönlünüzden koparsa onu alın, benim size bir şey demem abes kaçar. Hediye ısmarlanmaz.

Herhalde bana “uzaylı” gözü ile bakıyorsunuzdur. Kadınlar ne ara bu kadar materyalist oldular ya da hep öyle miydiler de ben mi fark etmiyordum?
Hani hep “duygusal-insancıl” oluşundan dem vurulan kadınlar hala nasıl olur da Afrika’da elmas madenlerinde köle gibi çalıştırılan -çoğu da daha çocuktur bunların- yerlilerin çıkardığı elmastan yapılan “tek taş pırlanta”ya iştah duyar? Bunun daha işkence ile öldürülen hayvanlardan yapılan kürkü var. Osu var busu var, var oğlu var.
İnsan çok cani, insan çok egoist. Sadece erkek değil, özellikle de kadınlar, işte bunlar için.
Erkeğin karakterine ve hatta çok ilginçtir ki yakışıklı, fit fiziğine önem vermez, cüzdanının kalınlığına bakar, kendine alacağı hediyelere bakar kadınlar. Geneli bu. Erkeğin kendisi sevgili/eş olarak hediye değildir de alacağı ıvır zıvır hediyedir. Öyle mi?
Nedir bu tek taşa, ayakkabıya, kıyafete, bilumum ıvır zıvıra duyulan şehvet?
Şimdi psikiyatrik bir tahlil yapacağım -psikiyatrist değilim ama okurum bol bol-
Kadınlara cinsel şehvet yasaktır, kurallarla, geleneklerle sınırlıdır. O da bu şehvetini tek taşa, altına, hediyelere, ayakkabılara yansıtır.
İşte benim “tek taş” gözlemim ve serüvenim.
Zeynep
……………
TEKTAŞ
Merhaba Ayşeciğim,
Nedir bu bayanlarda tek taş merakı anlamıyorum, çok da açgözlü değiliz galiba, bunun 3 taşı var, 5 taşı var, tam turu var…
Kadınlık ruhumdan olsa gerek her kadın gibi ben de bayılıyorum pırlantalara, elmaslara... Hep kuyumcuların karşısına geçip bakarım ara sıra, hatta keşke kocam kuyumcu olsa da her gün değişik değişik taksam diye hayalim bile vardı.
Benim ilk tek taşımı ne kocam aldı ne de ben. Annem hediye etti nişanımda, o yüzden çok kıymetli. İkinci tek taşımı ise yine ne kocam aldı ne ben. Oğlum doğunca kayınvalidem yani ikinci annem bana hediye etti. İlk torun şerefine. O da ayrı bir kıymetli. Her ikisi de gelecek nesillere aktarılacak birer yadigâr benim için, bende emanet. Belki çok büyük değiller, gözleri kamaştırmıyor ama benim içimi ısıtıyor ve aydınlatıyor ya yetiyor.
Sevgilerimle
Ayşe serpil
…………..

Sevgili Ayşe Aral,
Gerçi benimki tek taş değil 5 taştı ama taş düşme hikâyesi değişik.
Sevgili kocamla evlendiğimizin ertesi günü yatağa yatmak üzere yorganı kaldırdığımda karşılaştım küçük kırmızı kutuyla. Evlilik masrafı şudur budur deyince ümidim yoktu açıkçası, o yüzden pek sevinmiştim bu hediyeye.
Gel zaman git zaman bir akşam kayınvalidemlerin evinde misafirken çıngır- mıngır çtonk. Yüzük düştü yere, bir de baktım ki tek taşı yok yerinde. Ara ara, deli oldum. Yerleri temizledim kâğıt havluyla; yok - yok - yok.
Neyse artık tek taşı taktıracağız bir ara, öyle karar verdik. Derken, bir hafta sonra ofiste masamın altında bir parıltı çarptı gözüme, acaba? Yüzüğün taşının kaybolmasından bir hafta sonra her gün temizlik yapılan ofisin halısının üzerinde buldum yüzüğümün taşını.
Böyle de bir olay işte.
Sevgiler,
Esra
……………….

Merhaba Ayşe Hanım,
Bana da sevgili eşim evlenmeden almıştı ama o kadar küçüktü ki parmağımda ben bile zor görüyordum.
Evlendikten sonra istedim eşimden ben sana aldım dedi ama ben baktım alınmayacak, içimde öyle bir uhde kalmış ki herkeste kocaman tek taş, gittim kuyumcudan kendim aldım hem de kocaman taşlı, 2 metre uzaktan göze batan bir şey.
Ama tabiî ki de orijinal taş değil, sahtesi.
Ki sahte bile olduğu halde benim yarım maaşım şuan.
Tek taşımı kendim aldım ve mutluyum.
İrem
………………

Ahh Ayşeciğim ahh...
Aynı dertten muzdaribiz,  bir senelik evliyim ben de, bundan tam bir buçuk sene önce bir aralık akşamı, şu an kocam olan sevgilim, (yerim ben onu) Kızkulesi'nde gayet hızlı bir şekilde (diz çöküp o hayatımın en mütevazı ama en mükemmel tektaşını bana uzatmıştı. O kadar romantikti ki! Akşam eve geldiğimde tektaşın parıltısıyla gözlerimin parıltısı aynıydı. Mutluluktan uçuyordum. Sen de bilirsin ki biz bayanlar yeni bir şey taktığımızda, giydiğimizde ya da kendimizde bir değişiklik yaptığımızda sürekli ona bakma ihtiyacı hissederiz. Ertesi günler boyunca (uzun bir süre) ben gözümü ondan ayıramadım.
Baktıkça içimde kelebekler uçuşuyordu. En sevdiğimin, en sevdiğim hediyesine gözüm gibi bakıyordum. Bu arada evlenince mutluluktan bir miktar semirdim, hatta semirdik.
Alyansım biraz dar gelmeye başladı, bugünlerde de benim canım tektaşım kurtarıcım oldu. Nitekim evlendikten bir kaç ay sonra işyerimde telefonla konuşurken, yanımdaki arkadaşım tektaşımın pırlantasının olmadığını söyledi, iyi ki bunu telefonu kapattıktan sonra söyledi çünkü telefonu o heyecanla karşıdakinin suratına kapatabilirdim. O kadar üzüldüm ki! Her yerde aradım ama bulamadım. Tabi ki eşim bunu anlayışla karşıladı, üzülmemem gerektiğini söyledi ama gel sen bunu bana anlat...
Garantisi var ama geri göndersem, ne faydası var, hiç yetkili mercilerle benden kaynaklanmadığını ispatlama peşine düşecek halim yok! Tekrar bir yenisini alacak durumumuz da yok! Şu an alyansımı takıyorum ve diyetisyene gidiyorum, kim bilir belki bir gün tekrar kavuşuruz. Öpüyorum seni kocaman.
Fatma
…………………
TEK TAŞ HAYALİ
Ayşe Hanım merhaba;
Gaziantep'ten Melike ben. Tek taş hikâyeniz varsa bana yazın demişsiniz ya, işte ben de buna yanıt olarak “ne yanı tek taşım da hikâyem de yok diye yazmayacak mıyım?” diye düşünüp yazdım. Sanırım yaşım çok genç (31 Aralık 1990 doğumluyum Yine de tek taş hikâyemin olmasını ve o mutluluğu yaşamayı çok istiyorum. Bu arada tek taşım olunca da ilk haber vereceğim kişi siz olacaksınız.
………….


Sevgili Ayşe Abla,
Tek taş ile ilgili olan yazına bayıldım, benim de komik bir hikâyem var.
4 yıldır süregelen bir ilişkim var ve çok mutluyuz 1 ay önce nişanlandık, kendisi her ortalama erkek gibi bazen romantik bir prens, bazen odungiller ailesinden biri gibi davranıyor, ama yine de ben bu adama aşığım,
Öyle ters bir zamanda karşıma çıkmıştı ki, hiç aklımda olmayan bir şey, şimdi birlikteliğin her saniyesinden mutluluk duyduğum bir aşka dönüştü.
Beraber yaşıyoruz, beraber yemek yapıyoruz, film izliyoruz, kumanda için savaş veriyoruz, ikimiz de deli gibi çalışıyoruz, onun genç yaşına rağmen kendi işi olması dolayısıyla gerginliği benden daha fazla ama yine de ortak bir paydada buluşup zaten zor olan hayatı, birbirimiz için zorlaştırmadan anlamlı kılmaya çalışıyoruz.
Benim tek taş hikâyem şöyle;
Biricik sevgilim daha ilk yılımız dolmamıştı ki, sevgililer gününde bana ilk tek taşımı aldı, hemen anneme söyledim, sahtedir o iyi bak dedi, çok mütevazı bir tek taşım olmuştu. Her gören aaaaa! Uwwww! gibi tepki veriyordu çünkü daha üniversite öğrencisiydim.
2. yılımızı kutlarken bir tek taş daha geldi, bu seferki biraz sınıf atlamıştı, mütevazınin çok az üzeriydi. Hemen yine anne arandı, bu sefer annem babamı çekiştirmeye başladı, 25 yıllık evliyiz, daha bana bir kere tek taş aldı! diyerek.
3. Yılımızı kutluyoruz, Konyaaltı sahilindeyiz, yakamoz ve yıldızlar denizi aydınlatıyor. İkimizin de en çok sevdiği beyaz şarap ve fonda güzel bir şarkı, tuttu ellerimi; “seni çok seviyorum” dedi, arka cebinden kırmızı bir kutu çıktı ışıl ışıl parlayan, tamam geliyor dedim, böyle bir anı bir daha yakalayamaz, evlenme teklifi edecek, benim romantik sevgilim derken kutuda duran tek taşı çıkartıp parmağıma taktı hepsi bu,
Ben biraz kızgın, biraz şaşkın bir tavırla yüzüne bakıp eee dedim. Eee si 3. Yılımız kutlu olsun ( hadi yine kaptın tek taşı iyisin bakışı attı)
Sinirimden küplere bindim, o andan itibaren somurttum durdum, hele ki “ne oldu aşkım canın bir şeye mi sıkıldı, neden bu tavır, kötü bir şey varsa kalkalım” diyerek sinir kat sayımı daha da yükseltti. (ne demek istediğimi çok iyi anlıyordu ama o anda tam bir odungil gibi davranıyordu.)
Ve bu yaz, artık 4 yılı geride bıraktığımız gece, beklediğim teklif geldi, (yok artık dediğinizi duyar gibiyim ama evet yok artık), evlenme teklifi ederken tek taş alması gereken benim biricik sevgilimin kırmızı kutusunda bu kez beyaz altın bir alyans vardı.
“Benimle evlenir misin?” dediğinde ise geçen yılın intikamını aldım, “Ben 4 yıldır bu an için bekliyorum biraz da sen bekle, ben düşünüp sana haber vereceğim, nasılsa aynı evdeyiz senin için sorun olmaz umarım” dedim.

Kafasını salladı, “olmaz aşkım” diyebildi sadece.
(ne demek istediğimi çok iyi anlıyordu ve o anda tam bir prens gibi davranıyordu.)
(soyadımı yazmazsan sevinirim)
Sevgilerle,
Gülçin
Her konuşanın bir şey anlatmadığı gibi,
Şair değildir her şiir yazan.
Ve “aşk” değildir her yaşanan,
Her sevişenin sevgili olmadığı gibi...

…………….
Biricik sevgilimin hediyesi mütevazı tektaşım sanırım sevgilim tarafından geri (ç)alındı!
Ayşe Ablam güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim aklıma gelince.
2010 14 Şubat hediyesi olarak sevgilim tarafından kenarları incecik, 14 ayar küçük, yani senin tabirinle mütevazı tektaşım parmağıma yerleştirildi, burası iyi hoş küçük müçük ama mutluyum.
Tabi havam tavanda benim için gelmiş takmış falan. Aradan 6 ay geçti ihanetini öğrendim, ayrıldık, 1 ay ayrı kaldık, gene barıştık (sanırım yüzük için ) Bir gün ablasına gittim, o ordayken neyse yediklerimizin tabaklarını yıkayayım derken tezgahın kenarına biricik yüzüğümü koydum, sevgilim de oralarda geziniyordu ve bulaşık bitti, yüzük yok – hönk ! Oldum bir fasıl, ara tara, çöpe kadar baktım yok! Yerlere baktım yok. Ben tabi çok üzüldüm ama o an öyle bir ihtimal gelmedi aklıma, öylesine gördün mü, yüzüğü aldın mı falan dedim, hayır dedi tabiî ki..
Baktık bayağı bulamadık. Bir kaç gün geçti ablasını aradım buldu mu yüzüğü, yok bulmamış. Yani yüzük yer yarıldı, yok oldu yahu. Ve olayı arkadaşlarıma anlatırken ne dediğimi duydum ve jeton drink diye düştü günahını almak istemem ama benim aklıma başka bir şey gelmiyor, sonuç itibari ile yüzük geldiği yere döndü sanırım.
Yüzüğü muamma A.
…………
BİR TEK TAŞ HİKÂYESİ DE BENDEN
Benim de bir tektaş hikâyem var.
Ben eşimle daha sevgili iken, bana evlenme teklif ederken tek taş alması yönünde epey bir baskı yaptım. Çaktırmadan alttan alttan işledim adamı, her pırlanta reklamında “aayyy aşkım ne güzelmiş bu” veya evli arkadaşlarımın parmaklarını göstermek suretiyle “ayy sevgilim bilmem kimin tektaşı ne kadar güzel değil mi?” gibi cümlelerle kendisini bir güzel dolduruşa getirdim. Ama o dönemde onun erkek arkadaşlarının da sevgililerine, eşlerine tektaş almaları da durumu tetikledi. Ve benim canım sevgilim derin bir pırlanta araştırmasına girdi. 2-3 ay boyunca yaptığı araştırmalar sonucunda neredeyse bir kuyumcu kadar pırlanta bilgisine sahip oldu.
Yalnız benim eşim de çok çetin ceviz çıktı. İstemeye gelecekleri gün yaklaştıkça bana “hayatım sanırım senin istediğin gibi bir yüzüğe benim bu aralar bütçem yetmeyecek. Sana küçük bir yüzük alacağım ama söz veriyorum evlenip durumumuz düzelince daha büyüğünü, daha güzelini alacağım” dedi.
Hatta o günlerde tv de bir reklam vardı 488 TL’ye tektaş yüzük. Ama taşı görünmüyor, neredeyse büyüteçle falan bakmak lazım yani o kadar küçük. “Şimdilik onunla idare et” dedi. Ben de boynum bükük “tamam aşkım” dedim, “zorlama kendini, ilerde taşı büyütürüz.”
 Sonra bir gün kuyumcunun önünden geçerken, “gel” dedi, “bakalım yüzüklere, ilerde sana alacağım yüzük modeli için bana fikir vermiş olursun” dedi. Ben vitrinde en çok beğendim orta büyüklükte bir yüzüğü denedim ve ilk denediğim yüzüğe âşık oldum.
Yüzüğün modeli çok hoş, taşı 0,31 karat, yani küçük ama ideal boyda. İlk denediğim yüzük oydu ve taktığım anda duygusal bir bağ oluştu yüzükle aramda. Öyle bir his ki bu, sanki taş sahibiyle buluştu, sanki yıllardır birbirimize hasrettik de yeni kavuşmuştuk. O yüzük benimdi, taktığım anda hissettim bunu. Saçma gelebilir ama öyle hissettim gerçekten.
Sonra sevgilimle, satış yetkilisi aralarında bir şeyler konuştular. Yetkili “hanımefendi parmak ölçünüzü alacağım, yüzüğü alabilir miyim” dedi. Ben anlamadım, sadece yüzüğe büyülenmiş bir şekilde bakıyordum, çıkartmak istemiyorum dedim. Ama eninde sonunda çıkarmak zorundaydım, hiç istemeyerek parmağımdan çıkardım, neredeyse ağlayacaktım adama yüzüğü geri verirken,  adam bir anda anahtarlık gibi ucunda bir sürü plastik halka olan şeylerden birini parmağıma taktı, ölçüyü aldı. 2 gün sonra gelip yüzüğünüzü teslim alabilirsiniz dedi sevgilime...
Ben inanamadım. Nasıl ama nasıl yani? Bu yüzük benim mi oldu şimdi? Sevgilim beni kandırmış mıydı o güne kadar? Sırf bana sürpriz yapmak için beni yanıltmıştı ama hiçbir şey umurumda değildi artık, yüzük benim olmuştu ya gerisi boş.
Mağazadaki tüm çalışanlar benimle birlikte sevindirik oldular. Tabi yüzüğü mağazada bırakıp gitmek içime sinmese de mutlu mesut annemlerin evine döndüm o gün. Nasıl olsa 2 gün sonra yüzüğüm gelecekti. Ama 2 gün sonra sevgilimin seyahate çıkması gerekti, yüzüğü alamadı. 1 hafta sonra dönecekti ve döndüğünde Nakkaştepe’de yemek yiyecektik.
Seyahate giderken kurduğu cümle de şu oldu “işin sürprizi kaçtı sana Nakkaştepe’de yiyeceğimiz yemekte evlenme teklif edeceğimi anladın artık” dedi. “Olsun” dedim.
Aradan 1 hafta geçti, sevgilim seyahatten döndüğü gün ailemle yaşadığım Karamürsel’deki evimize uğradı. Günlerden pazar idi ve Nakkaştepe’ye gideceğimiz günün 1 gün öncesi idi.
Henüz yüzüğü alamamıştı, en azından bana öyle söyledi. Annemlerle biraz vakit geçirdikten sonra dışarı çıktık. Benim üzerimde sweat-shirt, ayağımda spor ayakkabı vardı, saçımı da öylesine toplamıştım ne de olsa pazar günüydü.
Karamürsel’de yüksekçe bir tepede şirin bir restoran vardır ve orada bir şeyler yiyelim dedik. Restorana giden yolun manzarası nefistir. Hava çok güzeldi, yolda fotoğraf çekmek için durduk. Sevgilim fotoğraf makinesinin arka koltukta bir yerlerde olduğunu söyledi. Ben harıl harıl makineyi aradım, bulamadım. Saçım başım dağılmış halde “hayatım makineyi bulamıyorum” diyerek ön tarafa döndüm ve Allah’ım benim yüzüğüm sevgilimin elinde ışıl ışıl parlıyor.
 Sevgilim bana gülümsüyor ve ardından sihirli kelimeler “benimle evlenir misin”, ben ağlıyorum.
Sevgilim ne olur ağlama, bu kısımda ağlaman gerekmiyor, evet veya hayır demen gerekiyor” diyor. Ağlamam gülmeye dönüşüyor, ikisi birbirine karışıyor, cevabım “evet”.
Yüzük sahibine kavuşuyor. Ben mutlu, sevgilim mutlu Lerzan çatlasın tadında yüzüğü parmağıma takıyor. O gün bugündür tektaşım parmağımda. İlerde daha büyüğünü alır mıyız bilmiyorum ama yüzüğümle benim aramda duygusal bir bağ olduğunu çok iyi biliyorum.
Sevgiler
(biraz uzun oldu özür, yüzük deyince kaptırıverdim bir an)
Gönlüm
…………….

Ayşe’m,
Bir ara takmıştım babam alsın tek taşımı diye hayatımızda ki en önemli erkek o değil mi?
Sonra düşündüm, zamanla fikrim değişti sevdiğim erkek alsın dedim. Ama ne alan var, ne gelen, tek taşsız 12 Ocak’ta 25’ime gireceğim, ne olacak benim bu halim?
Bazılarının arada sevgilisi olmuştur alan, benim o da olmadı, hepsi bol tarafından çulsuz çıktı, neyse böyle.
Dua et yeni yaşımda tek taşım gelsin yoksa kendimi bıçaklayacağım.
Öpücükler sevgiler.

Özge
………………….

Merhabalar Ayşe Hanım,
Öncelikle tek taşınızı kaybettiğiniz için geçmiş olsun, bence çok özel bir gün olan ve anne ve babanızın taktığı tek taşınızı hiç satmasaydınız, zira maddi değerinden çok manevi değeri vardı.
Ben kadınların hele de evlenirken illaki tek taş olacak diye diretmelerini ve kendilerinin değerini buna göre değerlendirmelerini hiç anlamadım ve anlayacağımıza sanmıyorum. Saygılarımla,
Gülizar 
…………..

Sevgili Ayşe Hanım,
Yazılarınızı sürekli takip ediyorum ve sizi çok seviyorum, bazen kendi olgunlaşmış halimi görüyorum sizde (yaş:28), benzer huy ve davranışlarımız var.
Tektaş hikâyeme gelince;
2008 yılında erkek arkadaşım askere gitmişti ve ben onu bekliyordum dönecek ve evleneceğiz. Arada bazen kendi isteğiyle bazen de haberi olmadan mail kutusunu karıştırıyordum ki bir gün mailinde ablası tarafından gönderilmiş bir fotoğraf gördüm.
……..pırlantanın alışveriş sitesinde indirimli tektaş yüzük fotosu ve nasıl? Beğenir mi acaba? Olur mu gibilerinden fikir alış verişi yapılmış bir mail. Tahmin ettim tabi bana alınacağını ama hiç beğenmedim ve mailini karıştırdığımı anlamadan nasıl belli etsem de aldırtmasam, vazgeçirsem onun derdine düştüm.
Bu arada ben de o internet sitesine girip o yüzükle alakalı bilgi edinmeye çalışıyorum, belli fotosunda büyük gibi gözüküyor ama karatı öyle düşük ki. Bir kaç gün sonra bir baktım mailine alınmış ve kargoya verilmiş. 31 Ocak’ta doğum günüme yetişti ve annesi bize gelip kutuyu verdi. Kutu öyle ihtişamlı, öyle güzel paketlenmiş ki sanırsın 3lü set çıkacak içinden.

Açtım kutuyu, bir baktım tam tahmin ettiğim gibi, yüzüğün taşını anca büyüteçle görürsün ama yine de düşünüp asker parasıyla alıp gönderdiği için çok mutlu oldum ama nişanda gittim kendi beğendiğim ve boyutu da benim istediğim gibi olan bir tektaşı aldı ve taktı sağolsun.
İşte benim tektaş hikâyem de bu Ayşe Hanımcığım, kucak dolusu sevgilerimle...
Burcu 
…………..
Merhaba,
Tek taşınızın kaybolmasına üzüldüm. Gerçekten en değerliymiş sizin için ki bir tek onu sigortalatmışsınız. Ben 2,5 senelik evliyim ve asla bir tek taşım olmadı.
Eşime evlenmeden önce “sakın bana tek taş falan alıp dizlerinin üstüne çöküp evlenme teklif etmeyi düşünme, yoksa kafana fırlatırım o yüzüğü” demiştim. Tek taş sadece bayanlar arasında bir semboldür. Herkes birbirinin tek taşını inceler, kiminki büyük, kiminki küçük, acaba gerçek mi, sahte mi gibi sorularıyla dedikodu yapar ve zaman geçirirler.
Nedir tek taş? Pahalı bir hediye, bir gösteriş sembolü? Ben eşimden tek taş istemediğimi etrafımdakilere söyleyince gelen tepkiler çok komikti. Nasıl tek taş aldırmayacak mısın? Aldır bak bir daha almaz, bir kere alınır. Sonradan çok pişman olursun. Eeee bir düğüne falan gidince etrafındaki herkes takacak sen takmayacak mısın? Gerçekten gülüp geçtiğim cümlelerdi bunlar... Tek taş aldırmayıp ne mi yaptım? Düğün sonrası herkes gibi biz de Türkiye’de hatırı sayılacak güzel bir mekanda balayı geçirdik, denizimize girdik, dinlendik, güneşlendik...
Eşime bana tek taş almayıp bir hayalimi gerçekleştirmesini istedim. Küçüklüğümden beri hayalini kurduğum, çocuk ruhum geçmeden beni bir yere götürmesini istedim. Birlikte Disneyland'a gittik. Çocuklar gibi eğlendik, küçük caddelerinde yürürken yanımdan geçen Micky, Gufy... herkes ordaydı.
Rüya gibiydi. Tek taşın parasını afiyetle yedik.
Mağazalardan istediğim kadar kalem, oyuncak, cüzdan, t-shirt aldım. Hayatım boyunca unutamadığım bir tatildi... Şimdi tek taşı seçmiş olsaydım parmağımda öylece duracaktı, kaybolsa üzülecektim. Ama anılarım, eşimle birlikte geçirdiğimiz mükemmel tatil hep aklımda, fotoğraflar. Tek taşım yok ama onun yerine mükemmel bir hikâyem var.
………………

Günaydın Ayşe’m,
Benim tek taş hikâyem bilinenin aksinedir. Üniversite 3. sınıftayken, hocalarımdan birinin -kendisi benim için sapık kategorisindedir- bana kafayı takmasıyla, annem de parmağıma tek taşı taktı.
Sözde bu şekilde beni koruyabileceğine inanmış. O yüzük okul bitene kadar, hatta işe başladığımda da parmağımdaydı. Baktım bu yüzük parmağımdayken yanıma erkek sinek bile gelmiyor, yüzük durumu kurtarmak yerine kısmetimi bağlıyor çıkarttım, attım kendilerini... Ama acı gerçek, lanet yüzükten değilmiş, anladım ama azcık geç oldu...

Öpüyorum seni güzel kadın...

İyi çalışmalar.
Melek

HÜRRİYET-
20 Aralık 2011

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Muhteşem Yüzyıl ve Hürrem Sultan Takıları

Hürremin Zümrüt Yüzüğü
Muhteşem Yüzyıl
Son günlerin ’olay’ dizisi Muhteşem Yüzyıl tartışılmaya devam ederken, dizi ile birlikte pek çok sektöre hareket geldi. Tarihi kitaplar, özellikle de Kanuni Sultan Süleyman dönemini anlatanların satışları artarken dizide kullanılan mücevherler de kadınların ilgisini çekiyor. Dizi ile birlikte Eminönü’ne olan ilgi artıyor ve Kapalı Çarşı esnafın işleri açılıyor.
Nebahat Çehre’nin canlandırdığı Valide Sultan’ın taktığı gerdanlıklar, Sultan Süleyman rolündeki Halit Ergenç’in kavuğundaki değerli taşlar ve Hürrem’in (Meryem Uzerli) taktığı elmas ve zümrüt taşlı yüzük
Hürrem Sultan’ın takıları ve diğer Osmanlı Takıları‘nın tasarımı 4 kişilik bir tasarım ekibi tarafından gerçekleştiriliyor. Gösterişli mücevherlerden oluşan bu koleksiyonun değeri 1,5 milyon doların üzerindedir. Dizi çekimlerine, her bölümde kullanılacak mücevher seti 4 kişilik koruma ekibi tarafından götürülüp getiriliyor ve mücevherlerin hepsine sigorta yapılmış. Kanuni Sultan Süleyman’ın kendi elleriyle yapıp Hürrem Sultan’a hediye ettiği yeşil zümrütlü yüzüğün fiyatı ise tam 95.000 USD. Yine Hürrem’in ilk bölümde taktığı elmas su kolyenin fiyatı ise 130.000 dolar. Dizinin en pahalı mücevherinden biri ise Valide Sultan’ı canlandıran Nebahat Çehre’nin taktığı kolye ve tam 155 bin dolar. Bu kolyenin takımı olan küpeler ise 30 bin dolar. Sultan Süleyman’ın ilk bölümde kavuğunu süsleyen mücevherin fiyatı ise 90 bin amerikan dolarını buluyor.
Muhteşem Yüzyıl ve Hürrem Sultan’ın taktığı elmas, zümrüt, yakut gibi taşlarla üretilen yüzük ve kolye gibi takılar dizi boyunca çok konuşılacak gibi görünüyor.

Pırlanta ve Damla Kesim Zümrüt Taşlı Anturaj YüzükPırlanta ve Damla Zümrüt Taşlı YüzükPırlanta ve Oval Zümrüt Taşlı Yüzük
Pırlanta ve Oval Ametist Taşlı YüzükPırlanta ve Oval Zümrüt Taşlı KolyePırlanta ve Damla Yakut Taşlı Su Yolu Anturaj Kolye
İLGİLİ ARAMALAR: yakut taşı, hürrem sultan takıları, hürrem takıları, yakut taşı fiyatları, zümrüt fiyatları, hürremin takıları, zümrüt taşı fiyatları, hurrem sultanın takıları...
” dizisi son günlere damgasını vuran dizilerden biri oldu. Dizide en büyük ilgiyi ise “Hürrem Sultan yüzüğü” ve takıları ile dizide kullanılan Osmanlı takıları topluyor. Bunların başında da Hürrem Sultan‘a hediye verilen zümrüt yüzük geliyor…

Yüzük/Tektaş Ölçüsü Nasıl Alınır?



Yüzük siparişi verirken dikkat etmemiz gereken hususlardan biri yüzük ölçüsüdür. Evlilik teklifi için tektaş ya da hediye yüzük almak isteyen erkeklerin aşması gereken engellerden biridir. Yüzük ölçüsü bulmak tabiki aşılamayacak bir engel değildir.
İnsanların parmak kalınlıkları farklılık göstereceği için yüzük ölçüsünün standardı yoktur. Ancak genellikle rastlanan ölçüler 12 ve 16 ölçü arasındadır diyebiliriz. Yüzük ölçüsü nasıl alınır derseniz bunun en sağlıklı yolu; her parmağın ölçüsünün de farklı olabileceğini düşünerek, yüzüğün takılacağı parmakta kullanılan bir yüzüğün, bir kuyumcuda, malafa adı verilen alet yardımıyla ölçülmesidir. Aşağıdaki yöntemlerin %100 doğru sonuç vereceği garanti edilemese de sizi hedefe ulaştırabilir:
Daha önce kullanılan bir yüzüğün çapından, ölçüsünü belirleyebiliriz. Milimetre ölçüsü olan bir cetvele ihtiyacımız olacak. Yüzüğü yatay olarak düz bir zemine koyarak, en geniş yerinden, boydan boya yüzüğün iç çapını ölçün. Ölçme işleminde yüzüğün metal kısmını dikkate almadan içten içe ölçüm yapılacaktır. Aşağıdaki tablodan çap değerine karşılık gelen ölçü, yüzüğünüzün ölçüsüdür.
Parmağın çevresini ölçerek de yüzük ölçüsünü hesaplayabiliriz. Elinize bir parça tel, ip veya şerit halinde bir parça kağıt parçası alın. Bu nesneyi parmağınıza sarın, iki ucun birleştiği yeri işaretleyin. Milimetre ölçüsü olan bir cetvel bulun ve bu nesnenin uzunluğunu ölçün. Bu değer parmağınızın çevre uzunluğunu verecektir. Aşağıdaki tablodan çevre değerine karşılık gelen rakam aradığınız ölçü olacaktır.
Hassas bir ölçümle bu yöntemler, yüzük ölçüsü bulmada işinize yarayacaktır.


İLGİLİ ARAMALAR: yüzük ölçüsü, yüzük ölçüleri, yuzuk numarası öğrenme, yüzük ölçüsü hesaplama, yüzük numaraları, yüzük boyutu hesaplama, yüzük ölçüsü tablosu, yüzük numarası hesaplama...

Elmaslar ve Pırlantalar




Elmaslar dünyadaki en pahalı varlıklardan biridir.Karşılaştırılmaz parıltıları, zariflikleri, dayanıklılıkları ve gizemleriyle hayalgüçümüzü binlerce yıldır üzerine çekmiştir.Bu krallara layık taşın ardındaki bilgi ve mistisizm göz önüne alındığında şüphesiz aşkı ve sevgiyi gösteren en mükemmel hediyedir.
Elmas gelin ve damatların en çok talep gösterdikleri nişan yüzüğü olmanın yanı sıra aynı zamanda Nisan ayının doğum taşıdır.Ayrıca evlilik yıldönümlerinin aranılan bir hediyesidir.
Büyük bir parça elmas takı aldığınızda örneğin nişan yüzüğü veya yıldönümü yüzüğü çoğu insanın yaptığı alımların en pahalılarından birini yapmış olacaksınız.Bu nedenle taşın kalitesini ve fiyatını belirleyen kritelerin anlaşılması büyük önem taşır.Böylece doğru bir alım yapılabilecektir.
Bir elmas alırken taşın değerini belirleyen 4C  Color : Renk, Clarity: Berraklık,    Cut: Kesim ve Carat: Karat Ağırlığı özelliklerinin göz önünde bulundurmayı unutmamanız gerekir.

Pırlantanın Berraklığı

Elmasınız ne kadar berraktır.Elmasın berraklığı nasıl hesaplanır ve bu elmas yatırımınızın kalitesini nasıl etkiler?
Berraklık , elmasın kalitesine karar verirken göz önüne alınan 4C den biridir.Şekillendirme ve kesim işlemi sırasında elmasın içinde ve yüzeyinde oluşan kusurları ifade eder.
Yüzeyde oluşan izler leke olarak adlandırılır.Doğal durumlarıda içeren en bilinen leke çeşitleri, yüzey pürüzlülüğü, elmasın yüzeyinde görülen saydam stres çizgileri,taşın düz yüzeylerindeki hataları gidermek ve berraklığını arttırmak için oluşturulan ekstra yüzlerdir.
Bu izler taşın iç kısmında oluştuğunda ise kalıntı adını alır.Kristallerde dahil olmak üzere en bilinen kalıntı çeşitleri taşın büyümesi sırasında küçük minerallerin emilmesi sonucu oluşan baloncuklar. iğne uçları , çok küçüklerdir ancak 10 kere büyüten bir mercekten bakıldığında nokta olarak görülürler.İğneler, kristal içinde iğne şekilli olarak bulunurlar.Düğümler, elmasın içinde yüzeyine kadar ulaşanlardır.Kırıntı, elmasın yüzeyinde oluşan yüzeysel açılımlardır.Çukur, yüzeyde oluşan daha büyük kırıntılardır.Tüyler,elmasta oluşan küçük stres çatlaklatıdır.İç pürüzlenme, elmasın içinde bulunan stres çizgileridir. Bulutlar, taşın iç yüzeyinde oluşan kalıntıların grup oluşturmasıyla bulut gibi görünmesi.
Her elmasın bazı kusurları vardır.Bu kusurlar taşın parmak izi gibidir ve böylece taşı eşsiz yapar.Bununla birlikte kalıntılar ve diğer kusurlar taştan geçen ışığa engel olurlar ve parıltılarını azaltırlar, bu sebeple daha küçük kalıntılara sahip elmaslar daha değerlidir.
Nadir bulunan ve en değerli elmaslarda bu kalıntılar çok küçüktür ve iyi bir ışık altında ve 10 kat büyüten büyüteç altında bile görülmesi zordur.Bu yüzden Amerika Taş Enstitüsü kalite analiz sistemine göre kususuz (flawless:FL) iç kusursuz veya iç kusursuz (IFL) olarak adlandırılırlar. Skalanın diğer tarafında ise 1. derece kusurlu taşlar vardır ki görülebilen hatalar taşın doğal güzelliğini gölgeler.Amerika Taş Enstitüsü derecelendirme sistemi aşağıdaki gibidir.
FL: KUSURSUZ (FLAWLESS) : Dış izler yoktur içte bulunan kalıntılar ise 10 derece        büyüten bir büyüteçle uzmanlar tarafından görülebilir.
IF : İÇ KUSURSUZ (İNTERNALLY FLAWLESS) : Dış yüzeyde küçük lekeler bulunur içinde ise 10 derece büyüten bir büyüteçle bile kalıntılar görünmez.
VVS1-VVS2 ( VERY VERY SLIGHTLY INCLUDED )  ÇOK ÇOK HAFİF OLARAK İÇERENLER :  Çok küçük kalıntılar veya bitim hatları uzmanlar tarafından bile 10 derece büyüten bir büyüteçle zorlukla görülür.Tipik kusurlar küçük iğne uçları içermesi , hafif bulutlanmalar, küçük tüyler ve iç pürüzlenmedir.
SI1, SI2 ( SLIGHTLY INCLUDED ) HAFİF OLARAK İÇERENLER :  Küçük kalıntılar ve yüzey lekeleri 10 derece büyüten bir büyüteçle kolaylıkla görülebilir.Ancak çıplak gözle uzmanlar tarafından bile görünmez.Tipik olarak görülen kusurlar kristaller, bulutlanmalar ve tüylenmelerdir.
I1 ( IMPERFECT 1 )  KUSURLU 1 : Kalıntılar ve bitim hataları 10 derece büyüten büyüteçle görülebilir ancak çıplak gözle zorlukla görülebilir.Taşın parıltısına az etkisi vardır.
I2 ( IMPERPECT 2 ) KUSURLU 2 : Daha fazla ve büyük kalıntılar ve yüzey lekeleri 10 derece büyüten büyüten olmaksızın kolaylıkla görülebilir.Taşın parlaklığını azaltan lekeler.
I3 ( IMPERFECT 3 ) KUSURLU 3 : Çok ve daha büyük lekeler ve yüzey lekeleri rahatlıkla görülebilir.

Pırlantanın Rengi

Elmas-pırlanta çıplak gözle beyaz görülebilir, ancak elmaslar çeşitli renk kalitelerinde bulunurlar. Bir pırlanta taşın rengi hesaplanırken bilinmesi gerekenler aşağıdaki gibidir. Birçok insanın elmasları renksiz veya beyaz zannetmesine rağmen gökkuşağının her renginde bulunabilirler. Beyaz elmasın ana rengi renksizden açık sarıya kadar değişebilir.
Elmas-pırlanta kalitesine karar vermede kullanılan 4C ( Color, Clarity,Carat, Cut ) den biri olan biri olan renk beyaz elmasta bulunan veya bulunmayan renklere karşılık gelir.Kural olarak taş daha beyaz oldukça değeri daha da artar.Hafif bir sarılık veya kahverengilik bile değerini negatif olarak etkiler. Elmaslar Amerika Taş Enstitüsü GIA renk skalasına göre sınıflandırılırlar.Renksizlerler “D” harfiyle sınıflandırlırken içerdiği sarılık oranında “Z” harfine doğru ilerler.Rengini anlamak için en iyi yol beyaz bir yüzeye karşı bakmaktır.
D-F arasında bulunan taşlar nadirliklerinden dolayı en değerli olarak kabul edilen taşlardır.Aşağıda beyaz elmasların sınıflandırması vardır.İçerdiği renklerin çıplak gözle görülebilir olmasına göre sınıflandırılmışlardır.
D den H ye kadar olanlar-Eğer renk kalıntısı varsa ancak uzmanlar tarafından görülebilir.
H den L ye kadar olanlar-Küçük taşlar renksizdir büyükler ise hafif renk tonları görülür.
L den Q ya kadar olanlar-Taşlar uzman olmayanların bile görebileceği artan bir sarılık içermeye başlar
R den W ya kadar olanlar-Uzman olmayanlar tarafından bile sarı olarak görülür.
D-F sınıfındaki pırlantalar çok pahalı olduğundan deneyimsiz kişilerce görülemeyecek renkler içeren G-H sınıfı elmaslar alarak oldukça yüksek oranda para biriktirebilirsiniz. Gözle görülebilir çok hafif sarılık J-M sınıfındaki taşlar bile doğru mücevher ayarlarıyla renksiz olarak görülebilir. Kural olarak sarı metal ( genellikle altın ) elmastaki renkleri gizlerken, beyaz altın, gümüş ve platin göz önüne serer.
Elmasların(pırlantanın) büyük çoğunluğu beyaz renkli olmasına karşın parlak renkli kırmızı, pembe, mavi, yeşil, sarı, kahverengi ve diğer renklerde bulunan elmaslar da vardır. Beyaz elmasları değerli yapan renksizlikleriyken , renkli elmaslar renklerinin derinliği ölçüsünde değerlenirler. Parlaklıkları ve renk doygunluklarıyla soluk renkliden parlağa kadar olan renkli elmasların, renk doygunluğu arttıkça aldığı derecede artacaktır.
Renkli elmaslar renklerinin nadirliklerine, doygunluğuna ve saflığına göre değer bulurlar. Örneğin kırmızı ve yeşiller , sarı ve kahverengi olanlardan daha nadir bulunurlar. Üst sınıf renkli elmaslar son derece nadir bulunurlar ve olağan üstü fiyatları vardır.
Renkli elmaslar doğada nadiren oluşmalarına rağmen, labaratuvarlarda ışın ve ısı teknikleriyle kolaylıkla üretilebilirler.Bu işlemle renksiz doğal bir elmas bile renklendirilebilir. Ayrıca bu işlemler hafif renk içeren elmasları daha beyaza dönüştürecek şekilde de geliştirilmiştir.Işınlama yöntemleriyle renklendirilen elmaslar doğal olanlara göre oldukça ucuzdur ve labaratuvar teknikleriyle yapay oldukları belirlenebilir.

Pırlanta kesiminin belirlenmesi

Pırlanta kesiminin belirlenmesi

Diğer değerli taşlarda olduğu gibi pırlanta da kesime ve parlatılmaya ihtiyaç duyar. Elmas/pırlanta kesimcisinin yeteneği elmastaki/pırlantadaki sıradışı ve eşsiz güzelliği ortaya çıkarmaktır. Birçok taş bilimcisi taşın değerini belirleyen en önemli faktörün kesim olduğuna inanır. Çünkü taş ne kadar iyi renkte ve berraklıkta olursa olsun kötü yapılan kesimlerde berraklığını kaybedecektir.
Kesildiği şekle, parlatılma kalitesine ve taşın genel simetrisine göre elmas tasarımcıları kesim işlemine bittiğine karar verirler. Yuvarlaklık, derinlik, genişlik ve yüzlerinin birbirine benzerliği kilit faktörlerdir. Kesim ayrıca taşın kesimini şeklini tanımlayan faktördür.
Her taş tamamen bir matematiksel formüle göre kesilir. En genel yuvarlak kesimlerin 58 yüzü vardır ve bu küçük parlatılmış düzlemler bakan kişiye en fazla ışık yansıtacak şekilde tasarlanmıştır. Parıltı olarak bilinen yansımalar, elmasın değerinin hesaplanmasında son derece önemli bir etkendir.
Elmasın pırlantanın kesim kalitesinin anlaşılması için birçok sistem olmasına rağmen genel olarak; ideal, Mükemmel, Çok İyi, İyi, Vasat ve Kötü olarak sınırlandırlabilirler. İdeal ve mükemmel kesimler gelen ışığın tümünü veya tamamını göze geri yansıtacak şekildedir. Çok iyi veya iyi kesilmiş bir taş ise neredeyse ideal ve mükemmel kesimler kadar çok ışık yansıtırlar ancak daha uygun fiyatları vardır. Vasat kesimler taşın kalitesi de göz önüne alındığında iyi kesimlere göre oldukça düşük parlaklıkları vardır. Kötü kesilmiş bir elmas ise orantısını kaybetmiş ve sonuç olarak ışıgını yanlara ve aşağıya yansıtan kesimlerdir.
Farklı bir şekilde söylemek gerekirse iyi kesilmiş bir elmasın açıları ve orantıları taşın iç parlaklığını mümkün olan en çok parıltı ve kıvılcımı dışarı yansıtır.Kötü kesilmiş bir elmas ise mattır ve içerisinde ölü noktalar bile bulunabilir.
Elmasın orantıları, özellikle derinliği çapla karşılaştırılması ve üst yüzey çapı, taşta ışığın ne kadar iyi yol alacağını göze nasıl yansıyacağını belirleyebilir.
Elmasın parlaklığının iki kilidi taşın taç kısmı ve çadırıdır. Taç üst kısmıdır ve kemere ( kesilmiş elmasın en dış kenarına ) kadar uzanır. Çadır ise kemere kadar olan alt kısımdır.Mükemmel bir kesimde kemerin üst kısmında 32 yüz ve bunlara ek olarak üst yüzey bulunur. Alt yüzeyde ise 24 yüz ve uç kısmı bulunur. Standartların dışına biraz çıkılmasının parlaklık üzerinde negatif yönde derin etkiler yapar. Ancak bazen arka yollar olabilir. Kesimci taç kısmının açılarını, üst yüzey büyüklüğünü ve çadırın açılarını ayarlayarak tekrar mükemmel parlaklığı yakalamaya çalışabilir.

PIRLANTA KARAT ÖLÇÜ CETVELİ

Pırlanta'nın Bakımı

Elmaslar dünyada bulunan en sert maddelerdir.Uygun bir bakımla bir ömür boyunca kullanılabilir ve hatta parlaklıklarını kaybetmeden nesilden nesile aktarılabilir.Ancak doğru olarak bakımı yapılmazsa üzerlerinde yarıklar oluşabilir, çizilebilir veya matlaşabilir.Aşağıda elmasınızın ömrünü uzatacak bazı ipuçları aşağıdaki gibidir.
  • Bir elmas diğer bir elmasları veya diğer takıları çizebilir.Bu yüzden elmas takılar her zaman ayrı olarak saklanmalıdır.Eğer  elmasları birlikte depolamanız gerekiyorsa birbirlerine dokunmamasının sağlamalısınız böylece birbirlerini çizmeyeceklerdir.Elmas takılar an iyi saklama şekli kenarları kumaş kaplanmış takı kutularıdır.
  • Ağır iş yaparken asla elmas takı takmayınız.Elmas çok dayanıklı olmasına rağmen sert bir darbeyle çatlayabilir.
  • Klorlu beyazlatıcılarla diğer kimyasallarla asla temas ettirmeyiniz aksi halde lekelenebilir.
  • Düzenli olarak temizleyiniz.Ticari bir temizleme bezi alınız.Markalı olmasına dikkat ediniz ve üzerindeki talimatlara uyunuz.Ayrıca elmasınızı küçük ılık bir kasede hafif bir sıvı deterjanla hazırlanmış sabunlu suda yıkayabilirsiniz.Sabun köpüğü çerçevedeki kir ve tozu çıkarırken diş macunuyla hafifçe fırçalayınız.Daha sonra ılık suda durulayınız.Yumuşak keten içermeyen bir bezle hafifçe ovalayarak kurulayınız.Kesinlikle lavabonuzu tıkamayı unutmayınız!Bir diğer seçenek ise yarı yarıya amonyak ve soğuk sudur.Küçük bir kapta hazırlanmış karışımıza taşınızı 30 dk elmasınızı bırakınız.Çıkarın ve yumuşak bir diş fırçasıyla öne ve arkaya doğru nazikçe fırçalayın.Suda tekrar çalkalayın daha sonra durulayın ve yumuşak bir kağıt mendille kurulayın.Son olarak elmaslarınızı votkaya batırarakta temizleyebilirsiniz.
  • Eğer taşınız daha önce işlem gördüyse özel ilgi ve bakıma ihtiyacı vardır.Elmaslar görünüşlerini geliştirmek için renklendirilebilir, ısı veya ışın uygulanabilir.Kalıntılar bazen lazerle yok edilmiş ve lekeler cam benzeri bir bileşenle doldurulmuş olabilir.Bu işlemlerin her zaman taşta kalıcı etki bırakmazlar.Güvendiğiniz bir elmas satıcısına taşınızın uygulama görüp görmediğini ve özel bir bakım gerekip gerekmediğini öğrenebilirsiniz.
Elmasınınızı profesyonel olarak temizlenmek üzere bir elmas mağazasına götürebilir ayrıca bu sırada takınızın kasasını kontrol ettirebilirsiniz.

En ucuz pırlanta tektaş nereden alınır?


Sevgililer gününe özel tektaş pırlanta yüzük


Anneler Gününü pırlanta ile taçlandırın..!!


Evlilik teklifi için nasıl bir bir alyans/pırlanta tektaş almalı ?


Kuyumcu mu? Sarraf mı ?


Yüzük alyans hangi parmağa takılmalı


Pırlanta Yolculuğu Doğa MUCİZESİ


Pırlanta Eğitimi /Kursu


Pırlanta Elmas Özellikleri


Pırlanta Yüzük Modeller


Klasik Tektaş Modeller Nelerdir?


Pırlantanın Kesimi Neden Önemlidir?


Modern Tektaş isteyenler hangi modeli seçmeli ?


Pırlantanın hangi özellikleri değerini arttırır?


Pırlantam Sahte mi ? Nasıl Ayırt Edilir?


Pırlanta Alırken Nelere Dikkat Etmeli !!


Pırlanta/Elmas'ın karat ağırlığının belirlenmesi

Elmasın/Pırlantanın karat ağırlığı nedir ve sizin için uygun olan en iyi elmas ölçüsü nedir? AltinDevri.com, size en iyi fiyatlı ve en uygun ölçüdeki elması/pırlantayı almanızda rehberlik edecektir.
Karat terimi elmasın ağırlığı anlamına gelir. Elmasın kalitesinin belirlenmesinde kullanılan 4C standartından biridir. Birbirlerine tam olarak benzeyen keçiboynuzu tohumları antik dönemde terazilerde ağırlık hesaplamalarında kullanılıyordu.Karat kelimesi buradan türemiştir.
Karat ayrıca diğer değerli taşlarda da kullanılır ve yaklaşık 200 miligrama denk gelir.  Bir karat ayrıca bir gramın beşte bir ağırlığındadır.  Bir onsta 142 karat vardır. Karat puanlara bölünmüştür ve 1 karat 100 puana den gelmektedir. Bazı genel karat ağırlıkları ve bunlara karşılık gelen puanlar aşağıdaki gibidir.
  • Bir karat                                      100 puan
  • 3 bölü 4 karat ( 0,75 karat )          75 puan
  • Yarım karat (0,50 karat)               50 puan
  • Çeyrek karat (0,25 karat )             25 puan
  • Kanal ayarlamalarında ve işlemecilikte kullanılan taşlar ise genellikle 0,15 karattır.
Karat ağırlığıyla taşın tam olarak ölçüleri de belirlenebilir.Aşağıda önemli olan doğru olarak bölümlenmiş ve kesilmiş taşlar için ölçüler mevcuttur.
  • 10 karat :         14 mm
  • 5 karat :           11.1 mm
  • 2,5 karat :        8,8 mm
  • 1 karat :           6,5 mm
  • 0,75 karat :      5,9 mm
  • 0,50 karat :      5,15 mm
  • 0,375 karat :    4,68 mm
  • 0,25 karat :      4,1 mm
  • 0,125 karat :    3,25 mm
  • 0,0625 karat :  2,58 mm
Diğer bütün özellikleri aynı olduğunda büyük olan elmaslar daha nadir bulunur ve daha pahalıdır.Örneğin 1 karatlık bir taş genellikle 95 puanlıktan daha pahalı olacaktır.
Ancak kesim, renk , berraklık gibi diğer etkenler de taşın değerinin hesaplanmasında aynı derecede etkilidir.Küçük ve özel olarak kesilmiş bir taş ; kesimi, rengi veya berraklığı daha kötü olan daha büyük bir taştan daha pahalı olabilir.
Ham taştan kesim yaparken mümkün olan en büyük ağırlığı korumak ve kesim, renk, berraklık değerlerini mümkün olan en üst seviyede tutmak kesimciyi en çok zorlayan durumdur.Bu sebeple taşın kesim sırasında güzelliğini, büyüklüğünü ve değerini koruyabilmesinde belirleyici faktör kesimcinin deneyimi ve yeteneğidir.Kesimcinin göreviyse size müşteriye en iyi kalitede ve mümkün olan en büyük karatta paranızın karşılığını verebilmektir.

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Pırlanta Hakkında Önemli Tüyolar- Atilla Anlı

Atilla Anlı'dan pırlanta hakkında önemli tüyolar
 
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-
İyi bir yatırım aracı olan pırlantayı değerinde alıp satabilmek için bazı püf noktalarına hakim olmak gerek.
Atilla Anlı, Türkiye’nin önde gelen elmas tüccarlarından. 1984’te Özal’ın izniyle Türkiye’ye ilk resmi pırlanta ithalatını gerçekleştiren kişi. İşe değerli taş ticaretiyle başlamış. Zamanla, “Biz neden değerli taşlarla mücevher yapmıyoruz?” diye düşünmüş ve Only One By Atilla Karat adıyla kendi markasını yaratmış. Pırlanta tutkusu o kadar güçlü ki, adını markasına verirken pırlantanın “Karat”ını soyadı almış bir anlamda. Pırlantanın büyüsüne 40 yıl önce kapılmış. Sektörün “Ağabeylerinden”... “Mesleğim ailemden önce gelir” diyecek kadar tutkuyla bağlı işine. Röportaja ikna edip Çemberlitaş’ta mağazasının bulunduğu binasına gittim. Birbirine geçmeli bölümler... İçinde değerli taşların olduğu odalar. Tozu bile kıymetli olan pırlantaları çok yakından inceleme fırsatı buldum.
De Beers’in izinde
Atilla Anlı, Türkiye’ye gelen Kevin Costner gibi dünya starlarına alacakları mücevher konusunda eksperlik de veriyor. Büyük aileler önemli taşlar alacakları zaman veya tereddüte düştüklerinde onun kapısını çalıyor. Bunun için bir ücret almadan herkese yardımcı oluyor. Kapalıçarşı’nın Atilla ağabeyi nesli tükenmiş esnaflardan. Zora giren toptan müşterilerini sıkıştırmıyor, “Sat ödersin” ekolünden geliyor. Dünya mücevher devi De Beers’in izinde yürüyor. Bugünlerde enerjisinin büyük bölümünü kendi markası Only One By Atilla Karat’ı zincir haline getirmeye ayırıyor. Kızı, İngiltere’de University College Of London’ın ekonomi bölümünü bitirdikten sonra Central Saint Martins’te mücevher tasarımı eğitimi almış. Only One By Atilla Karat’ın başına geçmek için planlanmış bir eğitim. Atilla Anlı’yla trendleri, sektörü ve markasını konuştuk.
* Pırlanta, değerli oluşunun ötesinde, büyüsü de olan bir taş. Büyüsüne nasıl kapıldınız?
1970’te İstanbul’da ufak bir atölye kurdum. İmalattan gelmeyim. Benim hayatım mücevherat. Mesleğim ailemden de önce gelir doğrusu. Kuyumcular Odası’nın kurucularındanım. 1984 yılında, rahmetli Turgut Özal’ın kurduğu hükümetin aldığı karar sonrasında, Allah bana Türkiye’de ilk pırlanta ithalatını yapmayı nasip etti. O günkü şartlarda pırlanta sektöründe taşlar yerine oturmamıştı. Türkiye’de kaliteli mücevher üretimi ithalatla başlar. 2003’te De Beers’in yaptığı tanıtımın bütün trio mücevheratını ben verdim. Firmamız 2010’da dünyaca ünlü Gemoloji Enstitüsü HRD Antwerp Institbte Of Gemmolgy-İstanbul tarafından “The number one client of HRD Antwerp Certificates” , “1 numaralı müşteri” ünvanına sahip olarak 2011’de de HRD Antwerp’te ayrılacıklı çözüm ortakları arasında yerini almıştır.
* Sanat koleksiyonları elden geçirildiğinde bazı eserlerin aslında çok da değerli olmadığı görülebiliyor. Siz, bir zamanlar servet ödenen mücevherleri bugün incelediğinizde aynı değeri göremediğiniz oluyor mu?
Geçmişte maalesef bazı suiistimaller oldu. Renk problemi olan pırlantalar satıldı. 1970’li yıllarda gümüş çatal, kaşıklar eritilip kaplanarak montürler yapılmış. Üzerine de berrak olmayan pırlantalar konulup takıya dönüştürülmüş. 1975’lerde ise beyaz altın modası başladı. Ama çoğu beyaz altın değildi. O zamanlar o takıları alanlar o paralarla Bostancı’da daire alabilirdi.
Elime aldığım 3 taşın değeri 200 bin dolar. Önümde duran taşlardan en çok kırmızı yakutu beğendim...
Elime aldığım 3 taşın değeri 200 bin dolar.
Önümde duran taşlardan en çok kırmızı yakutu beğendim...
Sertifika uluslararası olmalı
* Ama sertifikaları var, çözüm değil mi?
Firmaların sertifikasını yeterli görmüyorum. O bilgi ve birikim sonuçta her firmada yok. Sertifika veriyor ama kendi inisiyatifini yansıtıyor. Belli uluslararası firmalar size takının sertifikasını verir. Uluslararası saygınlığı olan Amerikan, Belçika, Rus firmalarıdır bunlar. Biz mesela kendi sertifikamız yanında dünyada çok muteber olan Belçika HRD şirketinin sertifikasını da veririz.
* Bu sertifikayı vermek zorunlu mudur?
Altında güvenlik sorunu yüzde 99 çözülmüştür. Ama pırlanta da henüz aynı noktada değiliz. Bugün pırlantayı anlayan insan sayısı çok azdır aslında. Alım yaparken uluslararası firmaların verdiği sertifikayı da istemelisiniz. Satan vermiyorsa o takıyı almamanızı tavsiye ediyorum. Dünyada her taşın bir kaydı vardır. Artık neredeyse her pırlantanın çemberine önemli sertifika firmalarının verdiği taşın özelliğini gösteren kimliği yazılıyor.
* Pırlanta aldığımda bir şüphem varsa ne yapabilirim?
Kuyumcular odası HRD ile işbirliğine gitti. Başvurup istediğiniz incelemeyi yaptırabilirsiniz. Bunun dışında çok iyi özel laboratuarlar var. Bizim laboratuarımızada getirirlerse yardımcı oluruz.
* Yabancılarla yerlilerin tercihleri arasında bir farklılık var mı?
Yabancılar işlenmiş renkli taş sever.
* İyi pırlanta nasıl anlaşılır?
Beyaz, içi temiz olan pırlantadır. Pırlantada renk skalası en beyaz olan D’den başlar sarı limona kaçan renklere Z’ye kadar gider. Alfabenin son harflerine doğru gittikçe kalitesi düşer. Şimdi ilanlar görüyorum, ‘Bir tane tek taş alana, yarısı hediye’ diyor. Yahu nasıl olur bu. Maliyeti karşılaması mümkün değil ki. 10 tane renk vardır pırlantada. Türkiye’de ise beyaz, açık sarı ve kahverengi pırlanta var. Fancy dediğimiz orijinal sarılar var. Şimdi bunlar moda ama ben kesinlikle beyazdan şaşmayın diyorum. Baget, kalp, kare, markiz, damla şeklinde olan kesimler var. Ben bunları da tavsiye etmiyorum özellikle yatırım amaçlı alıyorsanız yuvarlak kesimden şaşmayın.
 ‘238 karatı gördüm, kalbim duruyordu’
* Türkiye’de en çok kaç karat tek taş satılıyor?
Tek taşlar genelde 1-3 karat arasındadır. 1 karatlık iyi bir tek taş 5-7 bin dolar. En çok satılan 0.50 santim kaliteli bir tek taş ise 2 bin dolar civarında. Tek taş artık halka indi. Minik parçalarda 0.10 cm (Bir karatın 10’da biri) taşlar çok satılıyor. Sözlenenler tercih ediyor bunu.
* Bazen okuyoruz 50 karat yüzük aldı sevgilisine diye. Nasıl oluyor bu?
Yok öyle bir şey. Buna kimsenin gücü yetmez. Karatın yarısına biz 0.50 cm deriz. (1 karat 100 cm imiş mücevhercilerin jargonunda) 20 karat tek taş bile Türkiye’de çok nadirdir. Birkaç ailede var. Ama bunların sayısı bir elin parmağını geçmez.
* Gördüğünüz en yüksek karat taş...
İsrail’de gördüm, usta işliyordu, 238 karat. Kalbim duruyordu, o günü asla unutamam.
* Yatırım amaçlı olarak altın mı, pırlanta mı?
İkisi de alınır. Altının çok işçiliklisi de yatırım amaçlı olamaz ama. Cumhuriyet altını veya 24 ayar alın. Fazla işçilikten uzak durun, yatırım amaçlı alacaksınız yuvarlak beyaz pırlanta her zaman iyidir.
‘En korktuğum taş zümrüt, çok hassastır’
* Bugünlerde en çok ne satılıyor?
Tek taş. Arkasından alyans ve su yolu bileziği. Tek taşını alan bu ikisinden sonra kolye ucunu da almak istiyor. Bu set tamamlanınca bu kez başa dönüyor ve daha yüksek karatta tek taş alıyor.
* Pırlantadan sonra peki?
Pırlantadan sonra en çok zümrüt isteniyor. Zümrüt, Muhteşem Yüzyıl’la çok ön plana çıktı. Ama beni de en çok korkutan taştır. Zümrüt çok hassas bir taştır. Çok çabuk kırılabilen, darılabilen, renk değiştirebilen bir taş damarlarından dolayı. Tüketicinin mümkün mertebe renkli taş almamasını tavsiye ediyorum.
* Neden?
Renkli taş her zaman yatırım amaçlı olamaz. Türkiye’de kaliteli renkli taş çok azdır. Pırlantayı her zaman bulursunuz, satarsınız ama renkli taşın kalitesini kimse ne biliyor ne de değer veriyor.
* Değerli taşları nerelerden alıyorsunuz?
Rusya, Hindistan, Afrika, Kanada, Avustralya.
Usta olacak gençlerin elinden tutuyor
* Mıhlama ustalarının sayısının azaldığı söyleniyor. Nasıl buluyorsunuz onları?
Mıhlamanın da makinesi var mı derseniz var. Ama standart işler için. Özellikli işlerde istediğiniz kalitedeki mıhlamayı ustanın dışında kimse yapamaz. İyi ustaların sayısı çok azaldı. Üç ay önce Gazi Üniversitesi’nin mıhlama bölümü açtığını duydum. Bizi davet ettiler sponsor da oldum. Yeni ustaların yetişmesi için elimden gelen her desteği veriyorum. Bu yıl 50 öğrenci alacağım. Üniversitelerden öğrenci alıp yetiştiriyoruz. Üniversitelerde seminerler veriyorum. Ancak iyi ustalar yetiştirirsek piyasanın dinamiklerini düzeltebilir, arka sokaklara çare bulabiliriz.
2.20120102095729.jpeg
*Ne var arka sokaklarda?
Kuyumcu olmayıp da kendini kuyumcu zanneden o kadar çok insan var ki. Bunlar 100 gram altınla dükkan açıyor, amaçları silah ruhsatı almak. Her önüne gelene kuyumcu dükkanı açtırılmaması lazım. Tabloya baktığınızda 20 bin kuyumcu var, 5 bin kuyumcu yeter oysa. Belirli sayıda firma olursa denetim ve kontrolü de çok rahat olur.
Tarihi tasarımda kimse Sevan’la yarışamaz
* Markanızı büyütürken yol haritanız ne olacak? Şimdilerde dünyada tarihi takılar çok moda...
Tarihi ürünler yapmayacağım. Bu konuda kimse Sevan Bıçakçı’nın önüne geçemez çünkü. Yaptığı tasarım ve takılara çok saygı duyuyorum, mükemmel bir usta. Daha dizayn günümüz trendlerine yakın modern ürünler satacağız. Unigue tasarımlar yapacağız. Ama sadece büyük parçalar koymayacağız. Eşinize, annenize sormadan alabileceğiniz ürünler de olacak. Her kesime hitap edecek. Paranız varsa yüksek karatı alabilirsiniz ama işçilik de en az bunun kadar önemlidir. Türkiye’de gerçek mücevheratın yapılabildiğini dünyaya göstermek istiyorum. Kızım Melis eğitimini tasarım üzerine yaptı. Markanın başında o olacak. Mağazamız Nuruosmaniye’de ve birçok mücevherci de bizim ürünlerimizi satar. Şimdi yeni mağazalar açıyoruz. Bir yıl içinde İstanbul’da belli alışveriş merkezlerinde, Ankara ve Dubai’de açacağız. Arkasından Suudi Arabistan’da olacağız. Orada belli ailelere zaten ürün veriyoruz. Arabistan’da insanların bütün statüsü mücevher üzerinden belirleniyor. Bir düğünde ne kadar ağır takı taktığınız ne kadar varlıklı olduğunuzun göstergesidir oralarda. Tüketiciye daha çok noktada dokunacağız. Ama öyle süpermarket gibi yaygınlaşmayacağız, seçkin noktalarda seçkin bir koleksiyonla olacağız. Butik mağazalarla gerçek mücevheri göstereceğim.
Songül Hatısaru/Milliyet 

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Ucuz Pırlanta Yüzük Nasıl Alınır?

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-
Büyük gün yaklaşıyor ve sevdiğinize evlenme teklif edeceksiniz. Bu ölümsüz anı daha heyecanlı kılmak için bir tek taş pırlanta yüzük alacaksanız ve bütçeniz diğer (nikâh, düğün, catering, damatlık, gelinlik…) masraflar yüzünden iyice kısıtlandıysa ucuz tek taş pırlanta (ucuz olmasa da hesaplı diyelim) almak için izleyebileceğiniz bir kaç adım hakkında sizleri bilgilendirelim.
Tek taş pırlantayı tutacak ve kuyumcuların montör adını verdiği yüzüğün altın kısmı için ayarı düşük seçeneklere bakabilirsiniz. Burada avantajınız altının ayarının düşmesiyle sertliğinin artması doğru orantılıdır.
İmkânınız varsa ve taşın pırlanta olmasında ısrarcı değilseniz diğer değerli taşlardan yapılmış yüzükler bulmak için antikacıları gezebilirsiniz. Eski, ikinci el bir yüzük bulup bunu kuyumcuda bakımını yaptırdıktan ve taşını parlattıktan sonra kullanabilirsiniz.
İnternetten pırlanta mücevherat satışı yapan kuyumcuların sitelerine bir göz atabilirsiniz. Direk üreticiden olan satışlar aradaki komisyoncuyu kaldırdığı için ilk el fiyatı daha cazip olabilir.

Açık artırma siteleri ucuz pırlanta yüzük ve diğer değerli taşlarla süslenmiş yüzükler bulmak için bir araç olabilir. Açık artırma sitelerinin mücevherat ya da antika kategorilerini kontrol edebilirsiniz.
Yüzükte doğal taş olmaması sizin için sorun değilse sentetik pırlanta ya da atom veya zirkon taşlarla süslenmiş yüzüklere bakabilirsiniz.
Teklifinizi yapmadan önce müstakbel gelinin sevdiği pırlanta dışında diğer doğal taşlar hakkında arkadaşlarından bilgi toplayabilirsiniz. Belki zümrüt, safir, kehribar veya burcunu simgeleyen doğal bir taşla üretilmiş bir yüzük onu daha mutlu edecektir.

Online pırlanta satış mağazaları karar vermeden önce gezilmesi gereken en önemli noktalardır. Büyük markalarının reklam harcamaları, çalıştırdıkları eleman sayısı ve diğer şirket giderleri de büyük olduğu için bu pırlanta fiyatları üzerinde etkisini göstermektedir. Ehliyetli ve pırlanta sertifikası verebilecek daha küçük şirketlerin web siteleri veya mağazalarına gezebilirsiniz.

Büyük markaların dezavantajları olduğu gibi avantajları da bulunmaktadır. Pek çok bilindik pırlanta markası çeşitli kredi kartlarına 6,8,12 hatta 24 aya varan taksitle satış seçenekleri sunmaktadır. İlk anda büyük bir nakit harcamanız olmayacağı için taksitlendirilmiş bir pırlanta yüzük alabilirsiniz.

Elmas ve Pırlanta Arasındaki Farklar

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Elmas’ın bir kesim biçimi olan pırlanta ve elmas taşlar aynı hammadde, yani ham elmastan üretilmektedir. Pırlanta kesim tekniği, elmas taşlarda 1919 yılında tasarımcı Marcel Tolkowsky tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Ham elmasın kesimi ve şekillendirilmesi için yaratılan pırlanta kesimi ile dışarıdan gelen ışık elmasın içinde çok yoğun bir şekilde kırılarak geri yansıtılır. Pırlanta kesim şeklinde pek çok farklı tasarımlar kullanılmakla birlikte 57 yüzeyli yuvarlak kesim en çok kullanılanıdır.
Elmas, kıymetli taşlar arasında en zor bulunanıdır. Elmas ne denli büyük olursa o denli nadidedir. Günümüzde çıkarılan elmasların ancak yarısı, mücevherlik taş değerindedir. Ülkemizde pek çok kimse, elmas ve pırlantanın iki farklı taş olduğunu zanneder, oysa ikisi de aynı taştır, yalnızca kesim şekilleri farklıdır.
Pırlanta kesim dışında ham elmasa şekil vermek üzere yapılan kesime ülkemizde gül kesim adı verilir. Gül kesimde pırlanta kesimden farklı olarak taşın altı düzdür. Elmas kesimde ortaya çıkan taşın 12 ile 37 arasında değişen yüzeyi bulunmaktadır. Pırlanta kesim, gül kesimden daha çok parlak yüzeye sahip olduğu için ışığın kırılmasını ve parlaklığı artırmaktadır.
Sonuç olarak elmasla pırlanta arasında fark bulunmamaktadır. İkisinin de hammaddesi ham elmas taştır ve “pırlanta” ham elmasın bir kesim çeşididir.

Ham Elmas


Klasik Kesim Elmas


Pırlanta Kesim Elmas

6 Temmuz 2012 Cuma

Pırlanta Fiyatları Nasıl Belirlenir?

Pırlanta Fiyatları Nasıl Belirlenir?

 Ülkemizde en çok satılan tektaş pırlanta yüzüklerin karat cinsinden değeri 0.30 ile 1 arasında değişmektedir. 0.2 grama denk olan karat taşın büyüklüğünü ve ağırlığını belirlemektedir. Karat pırlanta fiyatları oluşturulurken kullanılan üç ana etkenden biridir. Pırlanta fiyatı açısından diğer önemli bir etken olan berraklık seviyesi kusursuzdan, kusurluya kadar 6 değişik kademe ile derecelendirilmektedir.
Berraklık değeri açısından bir pırlanta, kendisinden karat olarak 3-2 kat büyük olan diğer bir pırlanta ile aynı fiyata satılabilmektedir. Yani taşın karat olarak büyüklüğü ile berraklık oranı fiyatı açısından çok önemlidir.
Pırlanta fiyatları açısından diğer önemli unsurda kullanılan taşın rengidir. Beyaz yani renksizden sarıya kadar olan ölçü tablosu içerisinde yer alan en değerli pırlantalar en renksiz olanlarıdır. Bunun sebebi ışığı içerisinden en iyi şekilde yansıtması ve parlaklığının çok yüksek olmasıdır. Tabii henüz ülkemizde pek sık rastlamadığımız pembe, siyah, mavi ve diğer renklerdeki pırlantalar nadir olarak bulunmakta ve fiyatları çok yüksek olmaktadır. Türkiye’de satılan pırlantalar ve diğer kesim şekillerinin kullanıldığı elmaslar “D” olan renksiz elmaslardan açık sarı olan “Z” değerine kadar çeşitlilik göstermektedir.
Ham elmasın kesim şeklinin pırlanta olduğunu kabul edersek bu üç faktör yani taşın ağırlığı, berraklığı ve rengi pırlanta fiyatları belirlenirken göz önünde bulundurulan noktalardır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bu üç etkenden hiçbirinin pırlanta fiyatı üzerinde bir diğerinden daha önemli olmadığıdır. Yani bir pırlantanın renksiz olması ağırlığından veya karat cinsinden ağırlığı berraklık oranından daha önemli değildir.
Örneğin bir internet sitesinde gördüğünüz 0,5 karat bir tek taş yüzüğün fiyatı diğer bir pırlanta satışı yapan sitede %30 oranında az olabilir. Bunun sebebini kullanılan pırlantanın renk değerine ve berraklık oranına bakarak belirleyebilirsiniz. Ülkemizde online olarak veya mağazalarda satılan tektaş yüzükler çok büyük bir oranda VS ve VVS berraklık değerine ve G-J arası renklere sahiptir.

Pırlanta fiyatı belirlenirken

  • Karat – taşın gram cinsinden ağırlığı
  • Berraklık oranı – taşın içerisinde yabancı madde bulunup bulunmadığı
  • Rengi – renksiz olup olmadığına bakılmaktadır.

İnternetten Pırlanta Alınır mı?

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Müstakbel gelinin arkadaşlarına, ailesine (sır saklayabilecek olanlara) hangi model yüzüklerden hoşlandığına dair bilgiler alın.
Birkaç pırlanta yüzük ve tek taş yüzük satan firmanın mağazasına uğrayın ve değişik karatlarda pırlantası olan yüzükleri kendi gözlerinizle görün. Daha sonra internetten pırlanta yüzük seçerken yüzüğün taşının ölçüleri hakkında bir fikriniz olsun.

Aradığınız özelliklerde (berraklık, renk, karat) tek taş yüzük için internet satış mağazası olan firmaların sitelerinde araştırma yapın.
Çevrenizde bulunan insanlara, arkadaşlarınıza, ailenize daha önce internetten pırlanta yüzük alıp almadıklarını sorun. Herhangi bir sorun yaşadıkları site varsa öğrenin.
Online olarak satın alacağınız pırlanta yüzük için sitenin sunduğu iade- değiştirme olanakları ve müşteri-firma arası sözleşme koşullarını dikkatle inceleyin.
Firmanın yüzük üzerinde bulunan pırlanta için “pırlanta sertifikası” verip vermediğini öğrenin. pırlanta sertifikası genellikle 1 karatın altında yüzükler için firmanın kendi düzenlediği, 1 karatın üzerinde taşlar için uluslararası sertifikalar olarak verilmektedir.
Online pırlanta satışı gerçekleştiren çoğu firma çeşitli kredi kartlarına vade faksız (12 ve daha uzun vadelerde fiyat farkı oluşabilir) taksit avantajı sunmakta. Bu size tek seferde yüklü miktarda nakit para harcama külfetinden kurtarabilir.
Bilinen Markalar Dışında Tektaş Yüzük Satın Alırken
Büyük pırlanta markaları dışında da tektaş yüzük satın alabilirsiniz. Hatta bu size peşin ödemelerde %20-%30 arası bir fiyat avantajı sağlayabilir. Ancak burada taşın orijinalliğine dikkat etmenizi öneririz. Eğer bilinen markaların dışında bir yerden pırlanta alacaksanız mutlaka kuyumcunun adresinin ve taşın özelliklerinin detaylı bir biçimde belirtildiği bir sertifika almayı unutmayın.
Ülkemizde pırlanta takı satışının önemli bir bölümü internet üzerinden gerçekleşmekte. Bunun nedeni her ilde bir pırlanta mağazasının bulunmaması, internetin takı modellerini incelemek ve fiyatlarını öğrenmek açısından el altında olması, tüm markaların bir arada görülebilmesi ve insanların bu iş için yeterince vakit ayıramamasını sayabiliriz.
Ancak pırlanta satış siteleri her ne kadar büyük fotoğraflarla koleksiyonlarının tanıtımını yapsalar da online olarak gördüğünüz bir tek taş yüzük gerçekte farklı görünebilir veya hoşunuza gitmeyebilir.
Bu yüzden internetten pırlanta aramasını yapıp kararınızı verdikten sonra satın almadan önce mağazada modeli kendi gözünüzle görmenizi tavsiye ederiz.

Pırlantada Renk Neyi İfade Ediyor ?

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Tamamen berrak olan renksiz pırlantalar en değerli taşlar olmakla beraber yine çok nadir olarak bulunan fantezi renkli siyah, pembe, mavi renklerdeki elmaslarda bir o kadar değerlidir. Bu değişik renklerdeki elmaslar renklerinin doğada ne kadar az rastlandığına göre fiyatlandırılmaktadır. İşlenmiş elmas taşların renklerinin belirlenmesi için uluslararası olarak kabul gören GIA’nın renk tablosu kullanılmaktadır.
 Renksiz elmaslar geleneksel olarak en değerli taşlar olarak kabul edilmekle birlikte son yıllarda özellikle ünlülerin takıları arasında yer alan renkli elmaslar oldukça popüler hale gelmiştir. Doğada bulunan bazı elmasların renklerini şöyle sıralayabiliriz; Mavi elmaslar, pembe elmaslar, sarı elmaslar, turuncu elmaslar, yeşil elmaslar, şampanya rengi elmaslar, gri elmaslar, siyah elmaslar, kırmızı elmaslar ve mor elmaslar. Tüm bu renkler çok nadir olmakla birlikte doğada bulunabilmektedir.
Bu tabloda beyaz, diğer bir deyişle renksizliğe en yakın olan taşlar D olarak etiketlenir. D renkli bir elmas kusursuz olarak tanımlanabilir. Renksizden hafif sarı, açık sarı, sarı ve kahverengi’ne kadar değişen çeşitli kademelerde renk birimleri bulunmaktadır. Tabloda en son birim koyu sarı ve kahverengi elmaslara verilen Z derecesi ile sona ermektedir.

Hangi Pırlanta Rengi Seçilmeli?

Ülkemizde özellikle tek taş pırlanta seçerken, fiyatları üzerinde karat ve berraklık oranı kadar etkili olan renk seçimi oldukça zorlu bir aşama olabilir. Pek çok pırlanta markası çok çok hafif bir sarı rengi temsil eden G ve H kodlu pırlantaları satışa sunmaktadır. Renk ölçüm tablosunda D ile H arasında yer alan bir pırlanta yüzük ışığı gayet iyi bir şekilde yansıtarak göze oldukça parlak görünecektir.
Tabii bazı firmalar D renkli pırlanta satışı da yapmaktadır. Bu kusursuz – renksiz taşlar diğerlerine oranla daha pahalıdır. G – H renkli pırlantalarda bulunan hafif sarı rengi gözün ayırt etmesi oldukça zor olacağı için D renkli bir pırlanta yerine karat olarak daha büyük ve berraklık oranı daha yüksek bir taş seçebilirsiniz.

Pırlanta Renk Tablosu


Sonuç olarak pırlanta rengi dendiğinde pek çok kişi siyah, mavi, pembe, yeşil ve diğer fantezi ve doğada çok az olarak bulunan pırlanta renklerini düşünmektedir. Aslında pırlanta rengi dendiğinde uluslararası renk tablosunda renksizlikten koyu sarıya doğru giden bir tablo düşünülmelidir. En değerli olanı tamamen renksiz taşlar olmakla birlikte H dahil olmak üzere renk değeri olan taşlar gözün ayırt edemeyeceği çok hafif renkleriyle tek taş pırlanta yüzükler için rahatlıkla kullanılabilir.

Pırlanta Yüzük Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?


Pırlanta Yüzük Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Tektaş yüzükler üzerinde bulunan taşların neredeyse tamamı pırlantadır. Pırlanta, ham elmasa şekil vermek için kullanılan bir kesim tekniğinin adıdır. Bu yüzüklerde pırlanta kesimin tercih edilmesinin nedeni taşın en parlak haliyle görünmesidir.

Pırlanta mı Elmas mı? İkisi de aynı. Pırlanta, ham elmasın işlenmesi sırasında kullanılan, elmasın taşın parlaklığı ve içinden geçen ışığı en iyi şekilde yansıtmasını bir kesim tekniği. Tüm dünyada elmas satışlarının %75′ini pırlanta kesim elmaslar oluşturuyor.
Özellikle evlilik teklifi sırasında müstakbel geline takdim edilen tektaş pırlanta yüzük ülkemizde özelikle son 5 yılda oldukça popüler bir gelenek haline gelmiştir. Bunun paralel olarak sayısı her geçen yıl artan pırlanta markaları her yıl yeniledikleri tektaş yüzük modelleri ile pastadan en büyük payı almaya çalışmakta. Sadece pırlanta takı satışı yapan onlarca markanın yanı sıra kuyumculuk sektörünün önde gelen markaları da pırlanta yüzük, pırlanta kolye, pırlanta kolye ucu ve bilezik gibi takıları koleksiyonlarına eklemekte.
Pırlanta yüzük modelleri, tektaş küpeler, tria pırlantalar, 7 taş, 9 taş….yüzlerce hatta binlerce birbirinden farklı tasarım arasında sizin bütçenize ve zevkinize uygun bir takı bulmak bazen oldukça fazla zaman alıp keyiften çok yorucu bir deneyime dönüşebilir. Hangi elmas kesimi daha uygun, pırlanta rengi nasıl seçilmeli?, pırlanta berraklık oranı nedir, tektaş yüzük için önemli olan sadece taşın büyüklüğü mü ve akla gelebilecek diğer sorular kafa karıştırıcı olabilir.
Hepimiz altın takı modelleri, geline ne takılır, düğünde ne alınır, nişan günü alınacak altın, hangi altın ne kadar hakkında bir fikre sahibiz. Çünkü altın geleneksel olarak ülkemizde önemli günlerde hediye edilen ve herkesin aşağı yukarı modelleri ve fiyatları hakkında bilgi sahibi olduğu değerli madendir. Ancak yeni bir moda olduğu için pırlanta hakkında aynı şeyi söyleyemeyiz.
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi tektaş pırlanta yüzük, elmas taşlı takılar, pırlanta kolye ucu ve diğer tasarımlar ülkemizde her yıl katlanarak ilgi görüp, satışları milyar dolar hacmine ulaşsa da bu konuda satın almadan önce bilgi alabileceğiniz pırlanta markaları satış siteleri dışında kaynak sayısı çok az.
Tektaş mı tek taş mı?
Öncelikle yazımını hakkında bilgi verelim Türk Dil Kurumunun güncel sözlüğünde “tek taş” olarak arama yaptığımızda karşımıza hiç bir sonuç çıkmadı. Aynı sözlükte birleşik olarak “tektaş” yazarsanız, “Sadece bir pırlantası veya elması olan (yüzük, küpe)” sonucu çıkacaktır. TDK sözlüğü tektaşı cümle içinde kullanımına örnek olarak da “Pırlanta gerdanlığı da tektaş küpesi de zümrüt yüzüğü de kendinin olsun!” cümlesini kullanmış. Yani doğru yazılım tektaş.
Karat Birimi
Pırlantanın daha doğrusu işlenmiş her ham elmasın büyüklüğünün karat cinsinden ifade edildiğini gazetelerin magazin sayfalarında, televizyonların magazin programlarında sık sık duyarsınız. “Cemiyet hayatının gözde bekârlarından Ali Bey sevgilisi Ayşe hanıma 1 karat nişan yüzüğü aldı”. Tanıdık değil mi? Karat ölçü birimi işlenmiş taşın ağırlığını ifade etmektedir. Karat sadece elmas için değil diğer değerli taşlar içinde kullanılmaktadır.
Berraklık mı? Hepsi Aynı Değil mi?
Bu işin satış bölümünde olanların her ne kadar taşın karat cinsinden büyüklüğünü ön plana çıkartmak isteseler de taşın berraklığının da en az büyüklüğü kadar önemli. Tektaş bir yüzüğün üzerinde bulunan pırlantanın berraklığı demek taşın içerisinde bulunan yabancı maddeler, mineraller ve kesim işlemi sırasında oluşabilecek çizik ve çukurların oranı anlamına gelmektedir.
Pırlanta Renkleri
En iyi pırlanta en renksiz olanıdır. Çünkü ne kadar renksiz olursa o kadar parlar. Elmas renk tablosunda en renksizden sarıya doğru ilerleyen bir çizelge bulunmaktadır. Bu çizelgede belli bir oranda, gözün ayırt edemeyeceği kadar sarıya kaçan ve taşlar kabul edilebilir konumdadır ve piyasada genellikle bu aralıkta taşlar satılmaktadır. Birde nadiren bulunan mavi, yeşil, pembe, siyah renkte elmaslar vardır. Bunlar bazen en renksiz elmastan bile değerli olabilmektedir.
Pırlanta Sitelerinde 4C’den Bahsediliyor…4C Ne Demek?
Yeni bir sektör olduğu için bazı tanımlamalarda doğal olarak ithal oluyor. 4C bir tektaş alırken dikkat edilmesi gereken unsurların İngilizce karşılıklarının baş harflerinden oluşuyor. “Cut, Color, Clarity, Carat Weight” yani kesim, renk, berraklık ve karat olarak ağırlığı. Tüm bunlar kararınızı vermeden önce pırlantada dikkat etmeniz gereken özellikler.
Nereden Çıktı Bu Tektaş?
Erkekler için evlilik eskiden takı açısından daha kolaydı. Alyanslar alındımı, güzel bir akşam yemeği sırasında evlilik teklifi edilir ve düğün hazırlıklarına geçilirdi. Sonra tektaş yüzük çıktı piyasaya. Hollywood’un ince ince işlemesi, büyük şirketlerin reklam kampanyaları ve kadınların hiç itiraz etmemesi :) ile hayatımıza iyice yerleşti.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pırlanta markaları satışlarını sadece tektaş ile sınırlandırmak istemiyor. Bugün anneler günü pırlanta modelleri, sevgililer günü pırlanta hediye tasarımlarından, anne adaylarına, yeni mezunlara, hayırlı olsuna kadar pek çok özel gün ve durum için bir takı bulabilirsiniz.
Evlilik Teklif Etmem İçin Tektaş Almam Şart mı?
Hayır, tabii ki değil. Birbirinizi seviyorsanız çiçek dallarından yapacağınız bir yüzük bile sizin alyansınız, tektaş yüzüğünüz olabilir. Tektaş’ın temsil ettiği sonsuzluk sadece sevginizin bir ifade biçimidir. Sevginizi kendi aranızda bir espriyle, bir bakışla, bir düşüncenizle veya her zaman onun yanında olduğunuzu hissettireceğiniz davranışlarınızla da gösterebilirsiniz. Tektaş, doğanın aşk gibi bize sunduğu olağanüstü güzelliklerden biri. Tektaş var olmayan sevgiyi yaratabilme gücüne sahip olmadığı gibi alınmadığında da sevgiyi yok etme gibi bir özelliği yoktur.

Her kadının hayali evlilik teklifi yapılırken tek taş pırlanta almaktır.

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Her kadının hayali evlilik teklifi yapılırken tek taş pırlanta almaktır.
Tek taş Pırlantanın Tarihçesi
Bilinen ilk evlilik alyansını eski mısırlılar takmıştır. Alyans parmağı olarak adlandırdığımız parmaktan kalbe ulaşan bir damarın olduğuna inan mısırlılar bu parmağa taktıkları halkaları evliliğin bir simgesi olarak nitelendirmişleridir.
Eski roma imparatorluğunda gerçek adı verilen yüzükler evlilik tekliğinde kullanılmış ve beraberliğin simgesi olarak nitelendirilmiştir.
Evlilik teklifi için kullanılan ilk bilinen tek taş pırlanta 15nci yüzyılda Avusturya arşidükü tarafından Burgundy’li Mary’e verilen tek taştır. Çift tek taşın verilmesinden birkaç gün sonra evlenmiş ve bir geleneğin başlangıcı olmuştur.
Özellikle Hollywood filmlerinde tek taş pırlanta nın evlilik teklifinde kullanılması tüm dünyada bunun bir geleneğe dönüşmesinde son derece etkili olmuştur.
Ülkemizde uzun dönem çok zenginlerin ulaşabileceği çok pahalı olarak adlandırılan tek taş pırlantalar son dönemde geniş halk kitleleri tarafında talep gören bir gelenek haline gelmiştir.
Tek taş pırlanta alırken nelere dikkat etmek gerekir?
İlk önce unutulmaması gereken ilk şey bunun bir simge olduğu küçükte olsa sevdiğimiz insanı onur e etmek için, o anı unutulmaz yapmak için alınması gerektiğidir.
Kalite ikinci önemli unsurdur. Taşın büyük olması için kaliteden vazgeçmemek gerekir. En önemli kalite unsuru renktir. İlk bakıldığında renk en kolay ayırt edilecek unsurdur. Taşın parlak olmasına kesiminin düzgün ve boyutunun da çok ufak olmamasına dikkat edilmelidir.
Mutlaka sertifika istenmeli kalite özellikleri yazılı olarak beyan edilmelidir. Bu beyan karşısında diğer firmaların ürünleri ile karşılaştırma yapılıp fiyat analizi yapılabilir.
Pırlantanın montür ( pırlanta taşın takıldığı altın bölüm) ünün çok ince olmaması yüzeyinin pürüzsüz olmasına dikkat edilmelidir.
Taşın takıldığı tırnakların çok ince olmamasına, taşın düz ve orantılı takılmış olmasına dikkat edilmelidir.
Yüzük ölçüsü ne çok dar ne çok geniş olmalıdır. Önemli olan yüzüğü parmağımıza takarken rahat olması değil taktıktan sonra rahat olmasıdır. Eklem yerinden geçerken biraz zorlanması son derece normaldir Aksi taktirde parmağınızdan düşüp kaybolabilir.

Pırlanta Yüzük ve Evlilik Teklifi

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Hayatımızın en önemli evrelerinden birisi hiç kuşkusuz yeni bir yuva kurmaktır. Fakat bunu gerçekleştirmek için erkeğin sevdiği kıza evlenme teklif etmesi diye bir an vardır.

Herşey önceden tasarlanır ve o an neler söylenmesi gerekiyorsa, günlerce tekrar tekrar dile getirilip hafızaya iyice yerleştirilir. Ama o anı mükemmelleştiren esas unsur ise tabiki Tektaş yüzüktür. Bunun sebebi nedir bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki, kadınlar pırlanta konusunda daha hassas ve daha duygusal bir yapıya bürünüyorlar.

Hâl böyle olunca da, erkeğin vazifesi pırlanta yüzüğü uzatıp gösterene kadar geçen sürede tamamlanıyor. Tektaş Yüzük gösterildikten sonra ki evrede ise karşı taraf yani bayan için ayrı bir zaman dilimine giriş gerçekleşiyor. Tıpkı bir yılanın zamanı gelince kabuk değiştirmesi gibi bayanlarda böyle bir manzara karşısında o an için adeta kişilik değişikliği gerçekleşiyor.

Tabi kuru kuruya evlilik teklifinin yanında bunu Tektaş bir pırlanta ile teklif etmek çok çok başka...

Evlilik teklifindeki bahsettiğim bu evreye kadar gelebilirseniz, yani sevdiğinizin gözlerinin içine bakıp söylenecek en güzel sözleri sarf ettikten sonra pırlanta yüzüğü uzatıp; "Benimle Evlenirmisin?" diyebiliyorsanız siz müthiş bir iş başardınız demektir.

Bundan sonra yapacağınız tek şey beklediğiniz o cevabı almaktır.




Tek taş hikâyeleri

Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-
Tek taş hikâyeleri
Biliyordum böyle olacağını, biliyordum eposta kutumun dolacağını. Haklı çıktım işte her kadının öyle ya da böyle bir tek taş hikâyesi var. Kimini okurken hüzünlendim, kimi bir aşk hikâyesi gibiydi.
O kadar güzel şeyler yazmışsınız ki paylaşmadan geçemeyeceğim, hepinize sizlerin birer ayaklı tek taş olduğunu hissettirecek erkekler ve uzun soluklu aşklar, bitmeyen sevgiler dilerim.
Buyurun, keyfini çıkara çıkara aşağıdan okuyun.
TEK TAŞ MI, ÇAKIL TAŞINA NE DERSİN?
Sevgili Ayşeciğim,
Üniversite yıllarında (ki daha yeni yetmeyim diyebilirim.) uzunca sayabileceğimiz bir ilişkim vardı. Çalkantılı, epey rüzgârlı bir dönemdi. Hayatımı şekillendirmek için yapmam gerekenler vardı. Başlangıcı ilişkinin adını değiştirme vaktinin geldiğini düşünüp yüzük bakmaya, pardon tektaş bakmaya başlayarak yapmak istedim. (zannetmeyin ki gençlik heyecanı) Gezmediğim kuyumcu, bakmadığım yüzük kalmadı. Hem güzel olacak, hem o beğenecek, hem arkadaşlarına beğendirecek, üstelik otoriter olan anasının beğenmesi en ön planda tutulacak, ne kocaman olacak ne küçücük, üstelik farklı tasarımlar olacak, yetmiyormuşçasına uygun fiyat olacak ancak ucuz olmayacak çünkü ucuz olursa her ne kadar tektaş da olsa pazar malı sayılır ve kendine yediremez, onca laf, onca beyin zonklaması benim yanıma kar kalırdı.
Zaten sizleri anlamak mümkün değil. 3 liralık bir çiçekle gönlünüzü alıp, sizi tavlarken tavladıktan sonra 3 bin liralık hediyelerle gönlünüzü ihya edemeyiz bir türlü (ki kadınlar anlaşılmak için değil sevilmek için yaratılmıştır felsefesi hayatımda önemli bir yeri vardır). Not bunu yazarken anladım ki erkekler bunları düşündükten sonra tek taştan kaçıyor.
Neyse aradım, taradım, buldum. O dönemde ben başka şehirde, o başka şehirde, okul bitmiş, ne de olsa netten konuşuyoruz, ben almışım tektaşı, sürpriz yapıp hafta sonu yanına gidip kızı kaçıracağım.
Akşam nette konuşuyoruz planlar yapmak için. Nereden ve neden olduğunu anlamadığım bir anda sustu ne oldu dediğimde meşhur bilmiyorlar ve yok bir şeyler devreye girdi. Konuşmanın sonunda kavgasız, gürültüsüz geçmişin hesaplaşmasıyla kararan geleceğin sonu göründü, bitti.
Tektaştan haberi yoktu. Bütün heyecanımı içime gömdüm, ayrılığın acısı zaten talan etmişti beni. Gecenin bir vakti dışarı çıkıp hava aldım, sahilde dolaştım biraz. Aynı filmlerden gördüğüm gibi (artık nasıl bir bilinçaltım varsa) “çok sevmiştim be seni!” deyip montumun cebinde sımsıkı tuttuğum yüzük kutusunu denize fırlattım.
Sandım ki onu atınca içimdeki kızgın alev sönecek, ben de rahatlayacağım. Peh, attıktan bir kaç dakika sonra “ne yaptım ben!” durumu oldu.

Aradan uzun bir süre geçtikten sonra aslında flörtöz bir insan olduğumu düşünürsek toparlanmak için yeni birini bulma vaktinin geldiğini anladım. Hayatıma biri girmedi ama ben başkasının hayatına girdim. İlerleyen bir dönemde (tövbe etmiştim tektaş almaya ancak) romantik duygusal herif içimden çıkageldi. Yaşadığım tecrübe beni öyle bir gerçek yaptı ki benim gerçeğim ve içimdeki melankolik kavga etti kumsalda.
Sonunda kazanan ve kaybeden yoktu, parlak bir fikir ile güzel bir son buldu. Denize attığım bir tektaş vardı, denizde ise bolca taş, madem tek taştı, olan biten o zaman güzel bir taş bulabilir ve güzel sözlerle hoş bir ortam yaratabilir, sürpriz yapabilirdim. “Aşkım” diye seslenen sevgilimin sesi beni kendime getirdi pis pis sırıtıp “saçmalama oğlum” dedim.
Tektaş mı? Almadım.
…………….

TEKTAŞ HİKÂYESİ
Benim tektaş hikâyem keyiflidir Ayşe Ablacığım, bak anlatayım da dinle.
Ben eşimle tam 6 sene sevgili kaldım. Ailelerin durumu, işte okul vs. derken yıllar geçiverdi beklemekle.
Daha sonrasında benim annem biraz zorluk çıkarttı. Annemle babam ayrılar, ben anneciğimin her şeyiyim.
Sanırım bu yüzden gitmeme dayanamayacağını hissedip, biraz daha yanında tutmak istedi beni. Ama yolcudur Abbas, bağlasan durmaz değil mi?
Neyse benim eşimle doğum günlerimiz birbirine çok yakın, sadece 7 gün var arasında, o yüzden birlikte kutlarız doğum günlerimizi.
Eşimin annesi sağ olsun daha önceden almış tektaşımı. Ama tabii ki zevklerimiz tam uyuşmadı. Ben sadece dümdüz bir yüzük üzerine taşın olmasını, olabildiğince sade olmasını istiyordum. Tabii bunu da eşime bildirdim.
Öncesinde biraz söylendi ama bana bu şekilde bir sürpriz yapabileceğini hissettirmedi bana, helal olsun.
Kayınvalidemin aldığı yüzüğü almış, üzerine biraz da kendisi koymuş ve bana gayet güzel bir tek taş yüzük almış.
Bunu da bütün arkadaşlarımızın olduğu bir doğum günü partisindeyken (dışarıda bir mekânda kutluyorduk) bana hediye etti.
Tam doğum günü pastamız gelmişti, ben pastanın mumlarını üflemeye çalışıyorum, garson çocuk ısrarla bana pastanın üzerini gösteriyor.
Gayet saf bir şekilde çocuğun yüzüne bakıyorum ne diyorsun der gibi. Bu şekilde bir beş dakika devam etti durum.
En sonunda yüzüğün pastanın üzerinde olduğunu fark ettim ve olabilecek en güzel şekilde çığlık attım. Beklemediğim bir hediyeydi, ne yalan söyleyeyim.
Yalnız kocam tabii sürpriz yaptığı için yüzüğün boyutunu ayarlayamamış, ancak serçe parmağıma sığdı. Yine de taktım tabii ki o gün.
Sonrasında bir iki boy büyüğü geldi de takabildim. O zamandan beri parmağımda kendileri. Yaklaşık 4 yıl olmuş işte. Şimdi tabii ki benimde çabalarım başladı.
Tek taş değil ama beştaş olursa fena olmaz diyorum. Eşim şu anda pek oralı olmasa da benim bu vırvırlarıma çok dayanamaz sanırım.
Öpüyorum kocaman.
Merve
………….
TEK TAŞ MI,  İSTEMEM KALSIN
Merhabalar,
Sizin tek taş hikâyenizi okudum, geri dönebilecek bir kayıp olmasına da ayrıca sevindim.
Hikâye isteğinize bir karşılık vermek istedim.
Nişan döneminde adettendir diye eşimin annesi aldı, götürdü bizi kuyumcuya; “hadi” dedi, “beğen bir tektaş istemeye geldiğimizde takalım senin beğendiğin olsun”
Bu düşünceli yaklaşım karşısında ben yanakları al al olmuş cici kız nerde minik taşlı, para tutmayacak, onları zorlamayacak yüzük var, başladım onlara bakmaya, minik taşlı, mütevazınin de altında bir yüzük beğendim.
“Zaten ince bir tipim, parmaklar ince, koca yüzük abes olur, sevmem görmemiş gibi” dedim, neyse yüzlerinde güller açarak aldılar bana yüzüğümü. Ben de mutlu mesut taktım bir yerlere giderken. Spor ve rahat bir tip olduğum için özel durumlar dışında da pek kullanmadım.
Bu benim küçük yüzük seçmem aile arasında çok konuşuldu “gözü tok kız” olarak anıldım.
Gün oldu, devran döndü, eşimle boşanmaya karar verdik, ağla zırla, sendromlu olaylar neticesinde yolları ayıralım dedik.
Konu geldi eşya paylaşımına ben gözü tok olarak çeyiz başlığı altında götürdüklerimi ve + bir kaç eşyayı aldım.
Eşime de “istediğin ne varsa söyle bırakayım” dedim. Netice itibariye ayrıldık sonra bir gün aklıma geldi bir baktım ki mücevher kutumun içerisinde bana aldıkları o mütevazı yüzük yok, alyansım da yok. Eşime yani eski eşime sordum “ee” dedi, “eşyaları paylaştık, onu da geri aldım.”
Ben kendimce gözü tok mütevazı, başkalarına göre salak olarak çevremde nam saldım.
O gün bu gündür tek taş defterim kapanmıştır. Aman kardeşim istemem sizin olsun yüzüğünüz, ne kendim alırım, ne başkasının aldığını takarım.
İsimsiz olduğu sürece (kimse rencide olsun istemem) yayınlamanızda hiç bir sakınca yok anlatasım geldi yazdım.
Sizin yazılarınızı beğeniyle okumaya devam ediyorum.
Görüşmek dileğiyle.
Hoşçakalın
……………….

ZAVALLI YÜZÜK
Merhaba Ayşe,
Yüzüğüne çok üzüldüm ve seni çok iyi anlıyorum.
Gerçekten dediğin gibi tek taşı olan herkesin bir tektaş hikâyesi var sanırım.
Ben 3 hafta önce evlendim ama tek taş hikâyem eskiye ait. Geçen sene nişanımdan bir süre önce, ısrarlarıma dayanamayarak şu anda eşim o zamanlar henüz sevgilim olan İspanyol erkeğini, bana tek taş almaya ikna etmiştim ki onlarda böyle bir adet kesinlikle yoktur. Nişan öncesi göze görünür cinsten, malum Euro’yu lira çevirince senden şanslı çıktım, güzel bir tektaş aldı.
Daha tek taşıma doyamamışken, nişanımızdan 2 hafta sonra, ben ispanya´ya ayak bastıktan 3-5 gün sonra tek taşım kayboldu. Eşimin yaşadığı eski evinden kendi tuttuğumuz eve eşyaları taşırken bir anda yok oldu!
Gözlerim ağlamaktan şişti, hem maddi hem manevi kayıptan. Resmen bunalıma girdim üzüntüden o 3 gün! Ve asıl sorun henüz nişanlıma söylememiş olmamdı.
 3 gün sonra nişanlıma itiraf ettim. Ne diyeceğini gerçekten çok fena şaşırdı, giden avrolara mı benim şişmiş gözlerime mi daha çok üzülsün bilemedi. Ve neyse ki hafif bir tartışma ile konu kapanmış gibi oldu.
Bu arada zannetmeyin ki eşim milyoner, o yüzüğü almak için para biriktirmişti bütçesinden. Bu tabi beni daha da üzüyordu her aklıma geldikçe. Eski evden yeni eve temelli taşınacağımız gün kapıdaki görevli kadınla vedalaşıyorduk ve ben nişanlıma sen bir sorsana belki yerde falan görmüştür yüzük dedim. O da bana saçmalama nereden bulacak, kim bilir nerede o yüzük şimdi vs diye tutturmuşken ben daha çok tutturdum ve nihayet kadına sorduk. Kadın demesin mi “böyle beyaz bir yüzük üzerinde de beyaz küçük bir taş var, o mu acaba, bir evden getiriyim de bakın” ve tahmin edeceğiniz gibi gelen benim yüzüğümdü.
Ama kadın onu sokakta yerde bulmuş ve benim zavallı yüzüğümün üzerinden kamyon geçmiş! Taşında hiç bir problem olmamasına rağmen 4 ayaklı yuvadaki ayaklardan biri eğrilmiş ve üzerinde izler var. İstanbul´a gideceğim zaman ilk fırsatta yuvayı sağlamlaştırtacağım. Aman diyorum tek taş olayı hassas iş.
Kayıpsız günler diliyorum.

Tugçe
…………………
TEKTAŞ
Benim takamadığım ve kullanamadığım bir tek taş hikâyem var. Alan o zaman ki erkek arkadaşım. Normal şartlarda bekârsanız ve bir birlikteliğiniz varsa onun tarafından size alınan bir tek taşın evlenme teklifiyle birlikte gelmesi gerekir değil mi, benim ki öyle olmadı.
 Biz tek taşımı sevgiliyle birlikte aldık öyle kuyumcuyla “az daha indir hacı ya” falan diye birlikte pazarlık yaptık. Doğum günü hediyemdi ve hediye bir tek taş olunca yanında evlenme teklif edecek zannettim ama sadece “doğum günün kutlu olsun” dedi sırıta sırıta, arkasından başka bir cümle daha bekledim ama öyle mal mal baktı suratıma.
Anlayacağın Ayşe hayatımda aldığım en garip hediyeydi. Sonrasındaysa “nişanlandın mı, aa düğün ne zaman?” sorularına kendimce mantıklı bir yanıt bulamayınca o tek taş sevgiliye belki bir gün parmağıma sihirli sözcüklerle tekrar takmayı becerir umuduyla geri iade edildi. Sonuç ben o öküzü biraz geç de olsa terk ettim. Kim bilir belki bana aldığı ve benim seçtiğim tek taşı başka bir safa takmak için kasasında bekletiyordur.
Şimdi dünyanın en yakışıklı en hassas en... adamıyla birlikteyim. Ne zaman parmağımda bir yüzük görse “kuzucum oraya hemen bir tek taş, çok taş, her ne ise takmamız lazım” diyor. Tek taş dışında parmağa takılan her yüzük etrafa ben bekârım ve bir sevgilim bile yok diye bağırmakla aynı şeymiş. Bense ölüyorum parmağıma bir tek taş takması için ama cool görünüceğim ya “hımm olabilir, bakarız yaa” deyip aşık aşık gözlerinin içine bakıyorum.
Sevgiyle ve her daim aşkla kal
Selen
……………………

BENİM TEK TAŞ HİKÂYEM
Günaydınlar olsun Ayşe Hanım,
Ben vakti saatinde çok büyük konuşmuş bir genç kadınım. Lise ve üniversite yıllarımda elmas ve pırlantanın köle olarak çalıştırılan Afrikalı çocuklar tarafından çıkarıldığını ve bu nedenle asla takmayacağımı söyler dururdum.
Derken hayatımın yegâne aşkıyla evlilik kararı verdik. Tabi ne zaman aileler işin içine girdi ve nişan, gelin damat alışverişleri yapılmaya başlandı, işte o gün benim içime bir tek taş sevdası düştü ki sormayın.
Bir yandan içim gidiyor, bir yandan önceki sözlerimi hatırlayıp utanıyorum ve isteyemiyorum. Allah'ın şanslı kuluymuşum ki nişana yakın sevgilim beni karşısına alıp; “bak hayatım, biliyorum sana doğru gelmiyor ama ben sana bir tek taş almak istiyorum. Kendini düşünmüyorsan beni düşün, herkes arkamdan pinti adam, bir tek taş bile alamamış diyecek” dedi ve böylelikle ben bir tek taş sahibi oldum.
Nişanlandıktan bir kaç ay sonra çok mutsuz, yorucu ve sıkıntılı geçirdiğim bir gün dışarıda koşuştururken bir de fark ettim ki benim tek taş da aynı sizinki gibi uçmuş ve sadece geriye yüzük kasası kalmış.
Aklıma gelen ilk düşünce önceki dönemlerde söylediğim büyük laflardı, “madem pırlanta istemiyorsun böyle cezalandırır Allah da seni” diye diye kendimi yedim.
Zaten kötü geçen günüme mi yanayım, tek taşımı kaybettiğime mi yanayım, yoksa bu kadar pahalı bir hediyeyi kaybettiğimi nişanlıma nasıl söyleyeceğime mi yanayım, bilemedim ve ağlayarak anneciğimi aradım ve durumu anlattım. Annem hemen …. pırlantayı aramış ve durumu anlatmış. Onlar da yüzüğün bilgilerinin olduğu kartla beraber herhangi bir ….. mağazasına uğramamı, eğer kasti olarak taşı çıkarmadığım anlaşılırsa yenisiyle değiştireceklerini söylemişler.
Ben yüzüğü götürdüm ve tabi kasti olarak taşı çıkarmadığım incelemeleri sonunda ortaya çıktı ve ben bir hafta içince tekrar yüzüğüme kavuştum. Tabi bu arada cömert sevgilime durumu anlattım ama sağ olsun hiç kızmadığı gibi hemen yenisini almayı teklif etti. Bu olaydan çıkardığım ders:
Ne olursa olsun büyük konuşma

Tinkerbell (rumuz olarak böyle yazarsanız çok sevinirim ayşe hanım)
………….
TEKTAŞ, ALTIN BURMA BİLEZİK VE İNSAN DEĞERİ
24 yaşında nişanlanırken görümcem sordu:
- eee...hadi ne istiyorsan söyle de alalım kuyumcudan...
Beynimden vuruldum, kıpkırmızı oldum. Ya ben aşık olduğum adamla aynı çatı altına girecektim, daha ötesi var mıydı bunun? Ruhlarımız, bedenlerimiz yan yana olacaktı, bundan öte tatmin ve hediye olabilir miydi? Ben para ile satın alınan, görücü usulü memleketten bulunan kız mıydım? Ne demeye getiriyorlardı?
İşte bunları düşündüm. Cevabım:
- Yaa şey. Şimdi benim sizden “hediye” talep etmem biraz ayıp kaçmaz mı? Siz ne gönlünüzden koparsa onu alın, benim size bir şey demem abes kaçar. Hediye ısmarlanmaz.

Herhalde bana “uzaylı” gözü ile bakıyorsunuzdur. Kadınlar ne ara bu kadar materyalist oldular ya da hep öyle miydiler de ben mi fark etmiyordum?
Hani hep “duygusal-insancıl” oluşundan dem vurulan kadınlar hala nasıl olur da Afrika’da elmas madenlerinde köle gibi çalıştırılan -çoğu da daha çocuktur bunların- yerlilerin çıkardığı elmastan yapılan “tek taş pırlanta”ya iştah duyar? Bunun daha işkence ile öldürülen hayvanlardan yapılan kürkü var. Osu var busu var, var oğlu var.
İnsan çok cani, insan çok egoist. Sadece erkek değil, özellikle de kadınlar, işte bunlar için.
Erkeğin karakterine ve hatta çok ilginçtir ki yakışıklı, fit fiziğine önem vermez, cüzdanının kalınlığına bakar, kendine alacağı hediyelere bakar kadınlar. Geneli bu. Erkeğin kendisi sevgili/eş olarak hediye değildir de alacağı ıvır zıvır hediyedir. Öyle mi?
Nedir bu tek taşa, ayakkabıya, kıyafete, bilumum ıvır zıvıra duyulan şehvet?
Şimdi psikiyatrik bir tahlil yapacağım -psikiyatrist değilim ama okurum bol bol-
Kadınlara cinsel şehvet yasaktır, kurallarla, geleneklerle sınırlıdır. O da bu şehvetini tek taşa, altına, hediyelere, ayakkabılara yansıtır.
İşte benim “tek taş” gözlemim ve serüvenim.
Zeynep
……………
TEKTAŞ
Merhaba Ayşeciğim,
Nedir bu bayanlarda tek taş merakı anlamıyorum, çok da açgözlü değiliz galiba, bunun 3 taşı var, 5 taşı var, tam turu var…
Kadınlık ruhumdan olsa gerek her kadın gibi ben de bayılıyorum pırlantalara, elmaslara... Hep kuyumcuların karşısına geçip bakarım ara sıra, hatta keşke kocam kuyumcu olsa da her gün değişik değişik taksam diye hayalim bile vardı.
Benim ilk tek taşımı ne kocam aldı ne de ben. Annem hediye etti nişanımda, o yüzden çok kıymetli. İkinci tek taşımı ise yine ne kocam aldı ne ben. Oğlum doğunca kayınvalidem yani ikinci annem bana hediye etti. İlk torun şerefine. O da ayrı bir kıymetli. Her ikisi de gelecek nesillere aktarılacak birer yadigâr benim için, bende emanet. Belki çok büyük değiller, gözleri kamaştırmıyor ama benim içimi ısıtıyor ve aydınlatıyor ya yetiyor.
Sevgilerimle
Ayşe serpil
…………..

Sevgili Ayşe Aral,
Gerçi benimki tek taş değil 5 taştı ama taş düşme hikâyesi değişik.
Sevgili kocamla evlendiğimizin ertesi günü yatağa yatmak üzere yorganı kaldırdığımda karşılaştım küçük kırmızı kutuyla. Evlilik masrafı şudur budur deyince ümidim yoktu açıkçası, o yüzden pek sevinmiştim bu hediyeye.
Gel zaman git zaman bir akşam kayınvalidemlerin evinde misafirken çıngır- mıngır çtonk. Yüzük düştü yere, bir de baktım ki tek taşı yok yerinde. Ara ara, deli oldum. Yerleri temizledim kâğıt havluyla; yok - yok - yok.
Neyse artık tek taşı taktıracağız bir ara, öyle karar verdik. Derken, bir hafta sonra ofiste masamın altında bir parıltı çarptı gözüme, acaba? Yüzüğün taşının kaybolmasından bir hafta sonra her gün temizlik yapılan ofisin halısının üzerinde buldum yüzüğümün taşını.
Böyle de bir olay işte.
Sevgiler,
Esra
……………….

Merhaba Ayşe Hanım,
Bana da sevgili eşim evlenmeden almıştı ama o kadar küçüktü ki parmağımda ben bile zor görüyordum.
Evlendikten sonra istedim eşimden ben sana aldım dedi ama ben baktım alınmayacak, içimde öyle bir uhde kalmış ki herkeste kocaman tek taş, gittim kuyumcudan kendim aldım hem de kocaman taşlı, 2 metre uzaktan göze batan bir şey.
Ama tabiî ki de orijinal taş değil, sahtesi.
Ki sahte bile olduğu halde benim yarım maaşım şuan.
Tek taşımı kendim aldım ve mutluyum.
İrem
………………

Ahh Ayşeciğim ahh...
Aynı dertten muzdaribiz,  bir senelik evliyim ben de, bundan tam bir buçuk sene önce bir aralık akşamı, şu an kocam olan sevgilim, (yerim ben onu) Kızkulesi'nde gayet hızlı bir şekilde (diz çöküp o hayatımın en mütevazı ama en mükemmel tektaşını bana uzatmıştı. O kadar romantikti ki! Akşam eve geldiğimde tektaşın parıltısıyla gözlerimin parıltısı aynıydı. Mutluluktan uçuyordum. Sen de bilirsin ki biz bayanlar yeni bir şey taktığımızda, giydiğimizde ya da kendimizde bir değişiklik yaptığımızda sürekli ona bakma ihtiyacı hissederiz. Ertesi günler boyunca (uzun bir süre) ben gözümü ondan ayıramadım.
Baktıkça içimde kelebekler uçuşuyordu. En sevdiğimin, en sevdiğim hediyesine gözüm gibi bakıyordum. Bu arada evlenince mutluluktan bir miktar semirdim, hatta semirdik.
Alyansım biraz dar gelmeye başladı, bugünlerde de benim canım tektaşım kurtarıcım oldu. Nitekim evlendikten bir kaç ay sonra işyerimde telefonla konuşurken, yanımdaki arkadaşım tektaşımın pırlantasının olmadığını söyledi, iyi ki bunu telefonu kapattıktan sonra söyledi çünkü telefonu o heyecanla karşıdakinin suratına kapatabilirdim. O kadar üzüldüm ki! Her yerde aradım ama bulamadım. Tabi ki eşim bunu anlayışla karşıladı, üzülmemem gerektiğini söyledi ama gel sen bunu bana anlat...
Garantisi var ama geri göndersem, ne faydası var, hiç yetkili mercilerle benden kaynaklanmadığını ispatlama peşine düşecek halim yok! Tekrar bir yenisini alacak durumumuz da yok! Şu an alyansımı takıyorum ve diyetisyene gidiyorum, kim bilir belki bir gün tekrar kavuşuruz. Öpüyorum seni kocaman.
Fatma
…………………
TEK TAŞ HAYALİ
Ayşe Hanım merhaba;
Gaziantep'ten Melike ben. Tek taş hikâyeniz varsa bana yazın demişsiniz ya, işte ben de buna yanıt olarak “ne yanı tek taşım da hikâyem de yok diye yazmayacak mıyım?” diye düşünüp yazdım. Sanırım yaşım çok genç (31 Aralık 1990 doğumluyum Yine de tek taş hikâyemin olmasını ve o mutluluğu yaşamayı çok istiyorum. Bu arada tek taşım olunca da ilk haber vereceğim kişi siz olacaksınız.
………….


Sevgili Ayşe Abla,
Tek taş ile ilgili olan yazına bayıldım, benim de komik bir hikâyem var.
4 yıldır süregelen bir ilişkim var ve çok mutluyuz 1 ay önce nişanlandık, kendisi her ortalama erkek gibi bazen romantik bir prens, bazen odungiller ailesinden biri gibi davranıyor, ama yine de ben bu adama aşığım,
Öyle ters bir zamanda karşıma çıkmıştı ki, hiç aklımda olmayan bir şey, şimdi birlikteliğin her saniyesinden mutluluk duyduğum bir aşka dönüştü.
Beraber yaşıyoruz, beraber yemek yapıyoruz, film izliyoruz, kumanda için savaş veriyoruz, ikimiz de deli gibi çalışıyoruz, onun genç yaşına rağmen kendi işi olması dolayısıyla gerginliği benden daha fazla ama yine de ortak bir paydada buluşup zaten zor olan hayatı, birbirimiz için zorlaştırmadan anlamlı kılmaya çalışıyoruz.
Benim tek taş hikâyem şöyle;
Biricik sevgilim daha ilk yılımız dolmamıştı ki, sevgililer gününde bana ilk tek taşımı aldı, hemen anneme söyledim, sahtedir o iyi bak dedi, çok mütevazı bir tek taşım olmuştu. Her gören aaaaa! Uwwww! gibi tepki veriyordu çünkü daha üniversite öğrencisiydim.
2. yılımızı kutlarken bir tek taş daha geldi, bu seferki biraz sınıf atlamıştı, mütevazınin çok az üzeriydi. Hemen yine anne arandı, bu sefer annem babamı çekiştirmeye başladı, 25 yıllık evliyiz, daha bana bir kere tek taş aldı! diyerek.
3. Yılımızı kutluyoruz, Konyaaltı sahilindeyiz, yakamoz ve yıldızlar denizi aydınlatıyor. İkimizin de en çok sevdiği beyaz şarap ve fonda güzel bir şarkı, tuttu ellerimi; “seni çok seviyorum” dedi, arka cebinden kırmızı bir kutu çıktı ışıl ışıl parlayan, tamam geliyor dedim, böyle bir anı bir daha yakalayamaz, evlenme teklifi edecek, benim romantik sevgilim derken kutuda duran tek taşı çıkartıp parmağıma taktı hepsi bu,
Ben biraz kızgın, biraz şaşkın bir tavırla yüzüne bakıp eee dedim. Eee si 3. Yılımız kutlu olsun ( hadi yine kaptın tek taşı iyisin bakışı attı)
Sinirimden küplere bindim, o andan itibaren somurttum durdum, hele ki “ne oldu aşkım canın bir şeye mi sıkıldı, neden bu tavır, kötü bir şey varsa kalkalım” diyerek sinir kat sayımı daha da yükseltti. (ne demek istediğimi çok iyi anlıyordu ama o anda tam bir odungil gibi davranıyordu.)
Ve bu yaz, artık 4 yılı geride bıraktığımız gece, beklediğim teklif geldi, (yok artık dediğinizi duyar gibiyim ama evet yok artık), evlenme teklifi ederken tek taş alması gereken benim biricik sevgilimin kırmızı kutusunda bu kez beyaz altın bir alyans vardı.
“Benimle evlenir misin?” dediğinde ise geçen yılın intikamını aldım, “Ben 4 yıldır bu an için bekliyorum biraz da sen bekle, ben düşünüp sana haber vereceğim, nasılsa aynı evdeyiz senin için sorun olmaz umarım” dedim.

Kafasını salladı, “olmaz aşkım” diyebildi sadece.
(ne demek istediğimi çok iyi anlıyordu ve o anda tam bir prens gibi davranıyordu.)
(soyadımı yazmazsan sevinirim)
Sevgilerle,
Gülçin
Her konuşanın bir şey anlatmadığı gibi,
Şair değildir her şiir yazan.
Ve “aşk” değildir her yaşanan,
Her sevişenin sevgili olmadığı gibi...

…………….
Biricik sevgilimin hediyesi mütevazı tektaşım sanırım sevgilim tarafından geri (ç)alındı!
Ayşe Ablam güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim aklıma gelince.
2010 14 Şubat hediyesi olarak sevgilim tarafından kenarları incecik, 14 ayar küçük, yani senin tabirinle mütevazı tektaşım parmağıma yerleştirildi, burası iyi hoş küçük müçük ama mutluyum.
Tabi havam tavanda benim için gelmiş takmış falan. Aradan 6 ay geçti ihanetini öğrendim, ayrıldık, 1 ay ayrı kaldık, gene barıştık (sanırım yüzük için ) Bir gün ablasına gittim, o ordayken neyse yediklerimizin tabaklarını yıkayayım derken tezgahın kenarına biricik yüzüğümü koydum, sevgilim de oralarda geziniyordu ve bulaşık bitti, yüzük yok – hönk ! Oldum bir fasıl, ara tara, çöpe kadar baktım yok! Yerlere baktım yok. Ben tabi çok üzüldüm ama o an öyle bir ihtimal gelmedi aklıma, öylesine gördün mü, yüzüğü aldın mı falan dedim, hayır dedi tabiî ki..
Baktık bayağı bulamadık. Bir kaç gün geçti ablasını aradım buldu mu yüzüğü, yok bulmamış. Yani yüzük yer yarıldı, yok oldu yahu. Ve olayı arkadaşlarıma anlatırken ne dediğimi duydum ve jeton drink diye düştü günahını almak istemem ama benim aklıma başka bir şey gelmiyor, sonuç itibari ile yüzük geldiği yere döndü sanırım.
Yüzüğü muamma A.
…………
BİR TEK TAŞ HİKÂYESİ DE BENDEN
Benim de bir tektaş hikâyem var.
Ben eşimle daha sevgili iken, bana evlenme teklif ederken tek taş alması yönünde epey bir baskı yaptım. Çaktırmadan alttan alttan işledim adamı, her pırlanta reklamında “aayyy aşkım ne güzelmiş bu” veya evli arkadaşlarımın parmaklarını göstermek suretiyle “ayy sevgilim bilmem kimin tektaşı ne kadar güzel değil mi?” gibi cümlelerle kendisini bir güzel dolduruşa getirdim. Ama o dönemde onun erkek arkadaşlarının da sevgililerine, eşlerine tektaş almaları da durumu tetikledi. Ve benim canım sevgilim derin bir pırlanta araştırmasına girdi. 2-3 ay boyunca yaptığı araştırmalar sonucunda neredeyse bir kuyumcu kadar pırlanta bilgisine sahip oldu.
Yalnız benim eşim de çok çetin ceviz çıktı. İstemeye gelecekleri gün yaklaştıkça bana “hayatım sanırım senin istediğin gibi bir yüzüğe benim bu aralar bütçem yetmeyecek. Sana küçük bir yüzük alacağım ama söz veriyorum evlenip durumumuz düzelince daha büyüğünü, daha güzelini alacağım” dedi.
Hatta o günlerde tv de bir reklam vardı 488 TL’ye tektaş yüzük. Ama taşı görünmüyor, neredeyse büyüteçle falan bakmak lazım yani o kadar küçük. “Şimdilik onunla idare et” dedi. Ben de boynum bükük “tamam aşkım” dedim, “zorlama kendini, ilerde taşı büyütürüz.”
 Sonra bir gün kuyumcunun önünden geçerken, “gel” dedi, “bakalım yüzüklere, ilerde sana alacağım yüzük modeli için bana fikir vermiş olursun” dedi. Ben vitrinde en çok beğendim orta büyüklükte bir yüzüğü denedim ve ilk denediğim yüzüğe âşık oldum.
Yüzüğün modeli çok hoş, taşı 0,31 karat, yani küçük ama ideal boyda. İlk denediğim yüzük oydu ve taktığım anda duygusal bir bağ oluştu yüzükle aramda. Öyle bir his ki bu, sanki taş sahibiyle buluştu, sanki yıllardır birbirimize hasrettik de yeni kavuşmuştuk. O yüzük benimdi, taktığım anda hissettim bunu. Saçma gelebilir ama öyle hissettim gerçekten.
Sonra sevgilimle, satış yetkilisi aralarında bir şeyler konuştular. Yetkili “hanımefendi parmak ölçünüzü alacağım, yüzüğü alabilir miyim” dedi. Ben anlamadım, sadece yüzüğe büyülenmiş bir şekilde bakıyordum, çıkartmak istemiyorum dedim. Ama eninde sonunda çıkarmak zorundaydım, hiç istemeyerek parmağımdan çıkardım, neredeyse ağlayacaktım adama yüzüğü geri verirken,  adam bir anda anahtarlık gibi ucunda bir sürü plastik halka olan şeylerden birini parmağıma taktı, ölçüyü aldı. 2 gün sonra gelip yüzüğünüzü teslim alabilirsiniz dedi sevgilime...
Ben inanamadım. Nasıl ama nasıl yani? Bu yüzük benim mi oldu şimdi? Sevgilim beni kandırmış mıydı o güne kadar? Sırf bana sürpriz yapmak için beni yanıltmıştı ama hiçbir şey umurumda değildi artık, yüzük benim olmuştu ya gerisi boş.
Mağazadaki tüm çalışanlar benimle birlikte sevindirik oldular. Tabi yüzüğü mağazada bırakıp gitmek içime sinmese de mutlu mesut annemlerin evine döndüm o gün. Nasıl olsa 2 gün sonra yüzüğüm gelecekti. Ama 2 gün sonra sevgilimin seyahate çıkması gerekti, yüzüğü alamadı. 1 hafta sonra dönecekti ve döndüğünde Nakkaştepe’de yemek yiyecektik.
Seyahate giderken kurduğu cümle de şu oldu “işin sürprizi kaçtı sana Nakkaştepe’de yiyeceğimiz yemekte evlenme teklif edeceğimi anladın artık” dedi. “Olsun” dedim.
Aradan 1 hafta geçti, sevgilim seyahatten döndüğü gün ailemle yaşadığım Karamürsel’deki evimize uğradı. Günlerden pazar idi ve Nakkaştepe’ye gideceğimiz günün 1 gün öncesi idi.
Henüz yüzüğü alamamıştı, en azından bana öyle söyledi. Annemlerle biraz vakit geçirdikten sonra dışarı çıktık. Benim üzerimde sweat-shirt, ayağımda spor ayakkabı vardı, saçımı da öylesine toplamıştım ne de olsa pazar günüydü.
Karamürsel’de yüksekçe bir tepede şirin bir restoran vardır ve orada bir şeyler yiyelim dedik. Restorana giden yolun manzarası nefistir. Hava çok güzeldi, yolda fotoğraf çekmek için durduk. Sevgilim fotoğraf makinesinin arka koltukta bir yerlerde olduğunu söyledi. Ben harıl harıl makineyi aradım, bulamadım. Saçım başım dağılmış halde “hayatım makineyi bulamıyorum” diyerek ön tarafa döndüm ve Allah’ım benim yüzüğüm sevgilimin elinde ışıl ışıl parlıyor.
 Sevgilim bana gülümsüyor ve ardından sihirli kelimeler “benimle evlenir misin”, ben ağlıyorum.
Sevgilim ne olur ağlama, bu kısımda ağlaman gerekmiyor, evet veya hayır demen gerekiyor” diyor. Ağlamam gülmeye dönüşüyor, ikisi birbirine karışıyor, cevabım “evet”.
Yüzük sahibine kavuşuyor. Ben mutlu, sevgilim mutlu Lerzan çatlasın tadında yüzüğü parmağıma takıyor. O gün bugündür tektaşım parmağımda. İlerde daha büyüğünü alır mıyız bilmiyorum ama yüzüğümle benim aramda duygusal bir bağ olduğunu çok iyi biliyorum.
Sevgiler
(biraz uzun oldu özür, yüzük deyince kaptırıverdim bir an)
Gönlüm
…………….

Ayşe’m,
Bir ara takmıştım babam alsın tek taşımı diye hayatımızda ki en önemli erkek o değil mi?
Sonra düşündüm, zamanla fikrim değişti sevdiğim erkek alsın dedim. Ama ne alan var, ne gelen, tek taşsız 12 Ocak’ta 25’ime gireceğim, ne olacak benim bu halim?
Bazılarının arada sevgilisi olmuştur alan, benim o da olmadı, hepsi bol tarafından çulsuz çıktı, neyse böyle.
Dua et yeni yaşımda tek taşım gelsin yoksa kendimi bıçaklayacağım.
Öpücükler sevgiler.

Özge
………………….

Merhabalar Ayşe Hanım,
Öncelikle tek taşınızı kaybettiğiniz için geçmiş olsun, bence çok özel bir gün olan ve anne ve babanızın taktığı tek taşınızı hiç satmasaydınız, zira maddi değerinden çok manevi değeri vardı.
Ben kadınların hele de evlenirken illaki tek taş olacak diye diretmelerini ve kendilerinin değerini buna göre değerlendirmelerini hiç anlamadım ve anlayacağımıza sanmıyorum. Saygılarımla,
Gülizar 
…………..

Sevgili Ayşe Hanım,
Yazılarınızı sürekli takip ediyorum ve sizi çok seviyorum, bazen kendi olgunlaşmış halimi görüyorum sizde (yaş:28), benzer huy ve davranışlarımız var.
Tektaş hikâyeme gelince;
2008 yılında erkek arkadaşım askere gitmişti ve ben onu bekliyordum dönecek ve evleneceğiz. Arada bazen kendi isteğiyle bazen de haberi olmadan mail kutusunu karıştırıyordum ki bir gün mailinde ablası tarafından gönderilmiş bir fotoğraf gördüm.
……..pırlantanın alışveriş sitesinde indirimli tektaş yüzük fotosu ve nasıl? Beğenir mi acaba? Olur mu gibilerinden fikir alış verişi yapılmış bir mail. Tahmin ettim tabi bana alınacağını ama hiç beğenmedim ve mailini karıştırdığımı anlamadan nasıl belli etsem de aldırtmasam, vazgeçirsem onun derdine düştüm.
Bu arada ben de o internet sitesine girip o yüzükle alakalı bilgi edinmeye çalışıyorum, belli fotosunda büyük gibi gözüküyor ama karatı öyle düşük ki. Bir kaç gün sonra bir baktım mailine alınmış ve kargoya verilmiş. 31 Ocak’ta doğum günüme yetişti ve annesi bize gelip kutuyu verdi. Kutu öyle ihtişamlı, öyle güzel paketlenmiş ki sanırsın 3lü set çıkacak içinden.

Açtım kutuyu, bir baktım tam tahmin ettiğim gibi, yüzüğün taşını anca büyüteçle görürsün ama yine de düşünüp asker parasıyla alıp gönderdiği için çok mutlu oldum ama nişanda gittim kendi beğendiğim ve boyutu da benim istediğim gibi olan bir tektaşı aldı ve taktı sağolsun.
İşte benim tektaş hikâyem de bu Ayşe Hanımcığım, kucak dolusu sevgilerimle...
Burcu 
…………..
Merhaba,
Tek taşınızın kaybolmasına üzüldüm. Gerçekten en değerliymiş sizin için ki bir tek onu sigortalatmışsınız. Ben 2,5 senelik evliyim ve asla bir tek taşım olmadı.
Eşime evlenmeden önce “sakın bana tek taş falan alıp dizlerinin üstüne çöküp evlenme teklif etmeyi düşünme, yoksa kafana fırlatırım o yüzüğü” demiştim. Tek taş sadece bayanlar arasında bir semboldür. Herkes birbirinin tek taşını inceler, kiminki büyük, kiminki küçük, acaba gerçek mi, sahte mi gibi sorularıyla dedikodu yapar ve zaman geçirirler.
Nedir tek taş? Pahalı bir hediye, bir gösteriş sembolü? Ben eşimden tek taş istemediğimi etrafımdakilere söyleyince gelen tepkiler çok komikti. Nasıl tek taş aldırmayacak mısın? Aldır bak bir daha almaz, bir kere alınır. Sonradan çok pişman olursun. Eeee bir düğüne falan gidince etrafındaki herkes takacak sen takmayacak mısın? Gerçekten gülüp geçtiğim cümlelerdi bunlar... Tek taş aldırmayıp ne mi yaptım? Düğün sonrası herkes gibi biz de Türkiye’de hatırı sayılacak güzel bir mekanda balayı geçirdik, denizimize girdik, dinlendik, güneşlendik...
Eşime bana tek taş almayıp bir hayalimi gerçekleştirmesini istedim. Küçüklüğümden beri hayalini kurduğum, çocuk ruhum geçmeden beni bir yere götürmesini istedim. Birlikte Disneyland'a gittik. Çocuklar gibi eğlendik, küçük caddelerinde yürürken yanımdan geçen Micky, Gufy... herkes ordaydı.
Rüya gibiydi. Tek taşın parasını afiyetle yedik.
Mağazalardan istediğim kadar kalem, oyuncak, cüzdan, t-shirt aldım. Hayatım boyunca unutamadığım bir tatildi... Şimdi tek taşı seçmiş olsaydım parmağımda öylece duracaktı, kaybolsa üzülecektim. Ama anılarım, eşimle birlikte geçirdiğimiz mükemmel tatil hep aklımda, fotoğraflar. Tek taşım yok ama onun yerine mükemmel bir hikâyem var.
………………

Günaydın Ayşe’m,
Benim tek taş hikâyem bilinenin aksinedir. Üniversite 3. sınıftayken, hocalarımdan birinin -kendisi benim için sapık kategorisindedir- bana kafayı takmasıyla, annem de parmağıma tek taşı taktı.
Sözde bu şekilde beni koruyabileceğine inanmış. O yüzük okul bitene kadar, hatta işe başladığımda da parmağımdaydı. Baktım bu yüzük parmağımdayken yanıma erkek sinek bile gelmiyor, yüzük durumu kurtarmak yerine kısmetimi bağlıyor çıkarttım, attım kendilerini... Ama acı gerçek, lanet yüzükten değilmiş, anladım ama azcık geç oldu...

Öpüyorum seni güzel kadın...

İyi çalışmalar.
Melek

HÜRRİYET-
20 Aralık 2011

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler