2 Temmuz 2013 Salı
Turkiye, altin mucevherat pazari
Türkiye, altın mücevherat pazar büyüklüğü açısından Hindistan, Çin, ABD ve Rusya ile
birlikte dünyanın en büyük beş pazarı arasında yer alırken, üretimde de Hindistan ve İtalya
ile birlikte ilk üç ülke arasında bulunmaktadır. Türkiye yıllık olarak 400 ton altın işleme
kapasitesine sahiptir fakat, bu kapasitenin tümü kullanılamamaktadır. Ülkemizde her sene
yaklaşık 250–300 ton altın mücevherat üretilmektedir.
Sektör Türk imalat sektörlerinin en büyükleri arasında yer almakta ve yaklaşık 250 bin kişi
istihdam etmektedir. Sektörde yaklaşık 5 bin üretici, 35 bin perakende satış mağazası
bulunmaktadır. Altın mücevherat üretim merkezi İstanbul olmakla beraber, Ankara ve
İzmir'de de oldukça önemli miktarlarda üretim yapılmaktadır. Doğu ve Güney Doğu
Anadolu'daki bazı illerde de geleneksel çizgiler taşıyan üretim mevcuttur.
Üretimin % 30-40’ı ihraç edilmekte, geri kalanı ise yerli tüketicilere, turistlere ve bavul
ticareti yapanlara satılmaktadır. Türkiye’ye gelen her dört turistten, ortalama bir kişi
mücevherat satın almaktadır. Yıllık olarak üretilen altın mücevheratın yaklaşık % 40’ı da
turistlere ve bavul ticareti yapanlara satılmaktadır.
Türkiye son yıllarda 100–200 ton arasında altın ithal etmektedir. Bununla birlikte 2010
yılında, muhtemelen 2008 ekonomik krizinin devam eden etkileri nedeniyle 80 ton altın
ithal edilmiştir. Altın ithalatı yalnızca Merkez Bankası ve gerekli izin belgesine sahip olan
İstanbul Altın Borsası üyeleri tarafından yapılmaktadır.
İstanbul Altın Borsası - İAB (www.iab.gov.tr) 1995 yılında Türk Altın Sektörü’nü
serbestleştirmek ve uluslararası piyasalarla uyum sağlamak üzere kurulmuştur. 2011 yılı
itibariyle İstanbul Altın Borsası üye sayısı 94’tür. Borsa üyeleri, bankalar, yetkili
müesseseler, kıymetli maden aracı kurumları, kıymetli maden üretim ve pazarlaması
faaliyetinde bulunan kuruluşlardan oluşturmaktadır.
İAB, altın arz ve talep eden kuruluşların organize bir piyasa ortamında karşılaşması,
kuyumculuk sektörünün üretim finansmanının daha düşük maliyetlerle temin edilmesi ve
altının finansal piyasalarda işlem görerek menkul kıymetleştirilmesi amacıyla kurulmuş;
altın sektörü ile finans sektörü arasında bir köprü görevi üstlenmiştir. © Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2012 2
Borsada, üye kuruluşlar tarafından yurtdışından ithal edilen altın ve diğer bazı kıymetli
madenlerin serbest piyasa şartlarında alım ve satımı yapılmaktadır. 1999 yılından beri,
gümüş ve platinin de borsa bünyesinde işlem görmeye başlamasıyla, Borsa, fiili olarak
kıymetli madenlerin işlem gördüğü bir piyasa haline gelmiştir.
Borsanın 2011 yılı itibariyle 91 üyesi vardır. Bunlar bankalar, yetkili müesseseler, aracı
kurumlar, kıymetli maden üretim ve pazarlama kuruluşları ve altın rafinerisinden
oluşmaktadır.
1995 yılında kurulmuş olan İstanbul Altın Rafinerisi (www.iar.com.tr) 2002 yılında faaliyete
geçmiştir. Altın rafinerisinde hurda altın külçe haline dönüştürülerek, yeniden kullanıma ve
ihracata yönlendirilmektedir. İstanbul Altın Rafinerisi, %99,99 saflıkta altını 4 saat gibi kısa
bir sürede rafine edebilecek teknolojiye sahiptir.
Kuyumcu Kent (www.kuyumcukent.com.tr) sektör mensuplarının bir araya gelerek Türk
kuyumculuğunu, çağın gereklerine uygun olarak yapılandırmak ve uluslararası ölçekte
stratejik bir konuma yükseltmek amacıyla modern ve teknolojik alt yapıyla donatarak
oluşturulan bir tesistir. 186 000 m2 arsa üzerine 328 000 m2’lik brüt inşaat alanı üzerine
kurulmuştur. Kuyumcu Kent, 2500 üretim ve satış birimine sahiptir. Bünyesinde İstanbul
Altın Rafinerisi şubesini de barındırmaktadır.
© Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2012
1 Temmuz 2013 Pazartesi
Degerli Taslar ve Yararlari
Değerli Taşlar ve Yararları
http://ufoss.com
AKUAMARIN:Akuamarinin sinirleri yatistirici özelliginin yani sira düsüncenin berraklasmasi ve yaratici gücün ortaya çikmasinda da büyük rolü vardir. Böbrek, karaciger, dalak ve tiroid bezlerini kuvvetlendirir
http://ufoss.com
http://ufoss.com
verir.
Göz agrilari, iltihap ve kirikligi giderir.
iyi yönlerini görmenize yardim eder. Sebepsiz sikintiyi alir. Sari akikle yasamdan zevk alirsiniz. Ates akigi yasadiginiz ana yogunlasma isteginizi güçlendirir. Ciddiyet, dayaniklilik ve sükunet saglar. Olumsuz duygulari çözüp iç benligi korur. Kendinize güven duymanizi saglar.
sembolüdür. Solunum problemleriyle savasir. Hafizayi güçlendirir. Strese karsi koruyucudur.
enfeksiyonu önledigi ve soguk alginligi tedavisinde rol oynadigi için genelde boyun çevresine takilir. Bogaz ve tiroid enfeksiyonlarini diger tüm taslardan daha iyi tedavi ettigi
düsünülmektedir.
http://ufoss.com
Hematit (Demir): Kan dolasimi düzeninin saglikli olmasina yardimcidir. Bu özelliginden dolayi romatizmaya iyi gelir. Enerji kaynagidir, solunum yollari üzerinde olumlu etkileri vardir.
Değerli Taşlar ve Yararları Taslar dogada bulunus biçimlerine, yerin ne kadar altindan ve ne sekilde çikartildiklarina, renklerin...
İbn Sina'ya gore, madeni cevherler
Remzi DEMİR*
Mutlu KILIÇ
(a) Taşlar
(b) Eriyebilir cevherler, yani metaller
(c) Kükürtler
(d) Tuzlar
olmak üzere, kabaca dörde bölünebilir ve bunun nedeni şudur: Madem cevherlerden bazıları, özleri bakımından veya düzenlenişleri
ve bütünlükleri bakımından güçsüz ve diğer bazıları ise güçlüdürler. Güçlü olanlardan bazıları dövülebilir (Metaller), bazıları ise dö-
vülemez (Taşlar); ve yine güçsüz olanlardan bazıları, tuzlu bir do-
ğaya sahiptirler (Tuzlar) ve rutubette kolaylıkla eriyebilirler; diğer
bazıları ise yağlı bir doğaya sahiptirler (Kükürtler) ve rutubette kolaylıkla erimezler.
Bütün dövülebilir cevherler, yani metaller erirler; çünkü bunların maddesi abi (susal) bir cevherdir; öyle ki bu abi cevher, arzi
30. Avicennae, s.18-22.
(topraksal) cevherle öyle sıkı bir biçimde birleşmişdir ki ikisini birbirinden ayırmak olanaksızdır. Bu abi cevher, soğuk tarafından
dondurulmuş ve daha sonra sıcak tarafından pişirilmiştir. Buna rağ-
men, dövülebilir cevherler, hala diridirler ve yağlı doğaları nedeniyle donmamışlardır.
Taş türünden olan madeni cevherlere gelince, bunların maddesi yine abi cevherdir; fakat bunlar soğuk tarafından değil, kuruluk
tarafından dondurulmuşlardır, öyle ki bu kuruluk, suyu toprağa dö-
nüştürmüş ve taşları oluşturmuştur. Bunlar yağ içermezler ve bu nedenle dövülemezler.
Nişadır ise bir tuzdur. Tuzlar, arzi olmaktan çok nandir (ateş-
sel) ve bu nedenle maddenin katı halinden gaz haline geçebilirler.
Çok seyrek, ama aşın derecede ateşli olan sıcak bir dumanla karış-
mış sudan oluşmuş ve kuruluk tarafından pıhtılaştırılmışlardır.
Kükürtlere gelince, bunların abi cevherleri, ısının mayalama etkisi altında, doğaları yağlı oluncaya kadar, toprak ve havayla güçlü
bir biçimde mayalandırılırlar ve daha sonra soğuk tarafından katı-
laştınlırlar3! .
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, İbn Sina'ya aİt olan
De Mineralibus,
(a) Madeni cevherlerin oluşumunu anlatır ve tamamen Aristoteles Fiziği'ne dayanır.
(b) Değerli taşların türlerine ve özelliklerine ilişkin bilgi vermez.
Mağrib'de, yani Batı İslam Dünyası'nda da bu konuyla ilgilenen yazarlar olmuştur. Mesleme ibn Vaddah el-Kurtfibi el-Mecnti,
Ravda el-Hada'ik ve Riyad el-Haka'ik (Bahçelerin Çimeni ve Ger-
çeklerin Çayın) adlı yapıtının büyük bir bölümünü madenIere ayırmıştır. Hatta Şeyh-i Ekber Muhyiddin ibn 'Arabf, Tedbfrat el-İlahiyye fi Islah Memleket el-İnsaniyye (İnsanlık Ülkesinin Düzeltilmesinde Tanrısal Önlemler) adlı eserinde taşların gizli özelliklerine
değinmiştir.
3 ı.Avicennae. 8.33-36.
CEVAHİRNAMELER VE OSMANLıLAR DÖNEMİ'NDE YAZıLMıŞ...
Bu konuya ilişkin çalışmalar, 12. yüzyıldan sonra da sürmüş ve
Şihabüddın Ebu'l-'Abbas Ahmed ibn Yusuf el-1Haşı, Nasırüddın-i Tusı ve Ebu el-Kasım el-Kaşanf gibi araştırmacılar tarafından
önemli risaleler yazılmıştır.
Bunlardan Şihabüddın Ebu'l-'Abbas Ahmed ibn Yusuf el-llfaşı (Ölümü 1253), cevherlere ilişkin en iyi yapıtlardan biri olarak
görülen Ezhar el-Efkar fi Cevahir el-Ahcar'ında, geleneksel yönteme uygun olarak, değerli ve yarı değerli taşları ayrıntılı bir biçimde
tanıtmıştır32•
Ezhar el-Efkar fi Cevahir el-Ahcar, bir giriş ile yirmi dört bö-
lümden oluşmuştur; Giriş'te cevherlerin oluşum biçimleri, genel
özellikleri ve değerleri belirtilmiş ve bölümlerde ise sırasıyla yakut,
zümrüt, zebercet, balhaş, benefş, becadf, elmas, 'aynü'l-hirr, padzehr, firı1ze, akik, cez', mıknatıs, senbazec, dehene, laciverd, mercan, sebec, cümşüt, hammahan, yeşim, yasb, billur ve talk cevherlerine ilişkin bilgiler verilmiştir33• .
Aşağıda da görüleceği gibi, Osmanlı cevahimame geleneği
üzerinde en etkili yazarlardan birisi el-llfaşı'dir; çünkü söz konusu
yapıtı, 15. yüzyılOsmanlı bilginlerinden el-Şirvam tarafından, iki
kere Türkçe'ye uyarlanmış ve birincisi Cevhername ve ikincisi ise
Tuhfe-i Muradf adıyla Osmanlı cevherflerinin kullanımına sunulmuştur.
İslam Dünyası'nda, daha çok "Hoca Nasırüddın" veya "Nası-
rüddın-i Tusı" olarak tanınan Nasırüddfn Ebu Ca'fer Muhammed
ibn Muhammed ibn el-Hasan el-Tusı de (1201-1274)34, sonraki dö-
nemlerde Müslüman cevherfler ve yazarlar tarafından yaygın bir bi-
çimde kullanılacak bir cevahimame yazmıştır. İlhanlı Sultanı Hülagu Han'a sunulduğu için Tansuhname-i İlhanf35olarak adlandırılan
32. J. Ruska, "Tlfaşf", islemı Ansiklopedisi. Cilt 1211,İstanbul 1979, s.263-264.
33. Bu yapıt, çok sonraları, İtalyan bilginlerinden Biscia tarafından İtalyanca'ya da
çevrilmiştir; bkz., Antonio Raineri Biscia, Fior di Pensieri sulle Pietre Preziose di Ahmed
Te(fasdte. Floransa 1818; bu çalışmada 1906'da Boİogna'da yayımlanan ikinci baskısı
kullamlmıştır.
34. Daha fazla bilgi için bkz., R. Strothmann ve J. Ruska, "TGsf", islam
Aıısiklopedisi. Cilt 12/2, İstanbul 1988, s.132-134.
35. Terkipteki ilk kelime muhtelif kaynaklarda, muhtelif biçimlerde yazılmıştır;
doğrusu "TensGhname"dir; Farsça'da "TensGh", "(i) pek az bulunan güzel şey; (2) içinde,
bu eser, bir mukaddime ile dört makaleden oluşmuştur; Birinci Makale'de cevherlerin oluşumuna, İkinci Makale'de özelliklerine, yararlarına, zararlarına, değerlerine ve perdahlanmalarına, Üçüncü
Makale'de "el-Filizat el-Seb'a" (Yedi Filiz) olarak adlandırılan altın, gümüş, bakır, demir, kurşun, kalay ve har-ı sını (Çin Dikeni;
bakır-kalay alaşımı) gibi madenIerin çıkarılmalarına ve kullanılmalarına ve nihayet Dördüncü Makale'de ise misk, anber, öd, kafur,
sandal gibi ıtırların, yani hoş kokulu bitkilerin üretilmelerine ilişkin
ayrıntılı bilgiler verilmiştir.
Tansuhname-i İlhanf'nin İkinci Makale'sinde, altmış beşi aş-
kın cevherin tanıtıldığı görülmektedir; ancak bunlardan temel cevher olarak değerlendirilen yakut ve türleri dışında, zümrüt, elmas,
la'l, firuze, bıcade, mervand ve akik daha ayrıntılı, geriye kalan
cevherler ise daha yüzeysel incelenmiştir; bu durum, Müslümanlar'ın hangi cevherleri daha çok önemsedikleri hususunda bir fikir
vermektedir36 .
Eser, aşağıda da görüleceği üzere, Osmanlılar Dönemi'nde
Farsça'dan Türkçe'ye çevrilmiş ve Osmanlı cevherileri tarafından
yoğun bir biçimde kullanılmıştır.
Ayrıca el-Kazvfni', Hamdullah el-Müstevfi, Şemsüddın el-Akfanı, İbn el-Esır, İbn el-Cevzı ve Davud el-AntakI gibi kozmoğrafya ve coğrafya yazarları da, yapıtlarında bu konuya ayrıntılı olarak
yer vermişlerdir.
Bunlardan Zekeriyya ibn Muhammed ibn Mahmud el-Kazvı-
ni"nin (1203'e doğru-1283) 'Aca'ib el-MahLUkat ve Gara'ib elMevcudat adlı eserinin, Sufliyyat'tan, yani Ay-altı Evren'den bahseden İkinci Makalesi'nin Birinci Bölüm'ünde, madenler ele alınmıştır. Genel bir tanıtırnın ardından, madenler, filizler ve taşlar olmak üzere iki kısma ayrılmış ve Birinci Alt-bölüm'de yedi filiz ve
İkinci Alt-bölüm'de ise harf sırasına göre, 125 civarındaki değerli,
çeşitli güzel kokular bulunan yuvarlak kutu" anlamlarına gelmektedir; bkz., Ferit
Devellioğlu, Osmonltco- Türkçe Ansiklopedik Li"igot, i6. Baskı, Ankara 1999, s.l 081.
36. Muhammed ibn Muhammed ibn Hasan-ı TGsf. Teıısiihııame-i ithcmı, Giriş ve
Açıklamalarla Yayıma Hazırlayan: Seyyid Muhammed Takf Müderris-i Razavf, İkinci
Baskı, Tahran 136311984
yarı-değerli ve değersiz taşlar tanıtılmıştır. Oldukça geniş olan bu
son alt-bölümdeki bilgilerin büyük bir kısmının, başta Aristoteles
ve İbn Sına olmak üzere, birçok yazardan derlendiği görülmektedir3? Mesela fildişi ve laciverd hakkında şunlar yazılmıştır:
"Fildişi: İbn Sına demiştir ki fildişi, çıban ve yaralardaki kanın
akışını durdurur"38.
"Laciverd: Aristoteles demiştir ki laciverd, rehavet veren meş-
hur bir taştır. Göz pınarları onunla mühürlenirse ve gözlere onunla
sürme çekilirse yararlıdır. İbn Sına demiştir ki siğilleri düşürür; saç-
ları güzelleştirir ve çoğaltır. Başkaları ise demişlerdir ki laciverd,
uykusuzluğa ve malihulyaya iyi gelir"39.
Hamdullah el-Müstevfi de (128l-1340'tan sonra), tarihçi ve
coğrafyacıdır. İ1hanlı ve Selçuklu tarihleri açısından önem taşıyan
ve el-Kazvını'nin 'Aca'ib el-Mahlukat ve Gara'ib el-Mevcudô.t'ını
andıran Nüzhe el-KuLUb(KaIplerin Neşesi, 1340) adlı yapıtının Birinci Bölüm'ünde, Madenler Alemi, Bitkiler Alemi ve Hayvanlar
Alemi'ni tanıtırken değerli taşlar hakkında da bilgiler vermiştir40•
15. yüzyılda yaşayan Muhammed ibn Mansur el-Şırazı ise, Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan'ın isteği üzerine, Cevahirname adlı
Farsça bir eser yazmış ve bu eserinde yirmi değerli madenin oluşumundan, niteliklerinden ve kullanIlış biçimlerinden söz etmiştir.
Yapıt, Osmanlı Sultanı II. Murad Dönemi'nde (1421-1451) Türk-
çe'ye de çevrilmiş ve Osmanlı cevherfleri tarafından kullanılmış-
tır41•
tır41•
37. Ayrıntılı bilgi için bkz., el-Kazvını, 'Adi 'ib e/-MahlCtkiiı ve Gara 'ib elMevcudaı, Dördüncü Baskı, Kahire 1970, s.136-159.
38. EI-Kazvını, s.146.
39. EI-Kazvını, s.154.
40. Abdülkerim Özaydın, "Hamdullah el-Müstevfi", TDV islam Ansiklopedisi, Cilt
15, İstanbul 1997, s.454-455.
41. Cevat İzgi, Osmanlı Medreselerinde ilim, Tabii ilimier, Cilt 2, İstanbul 1997,
s.206; Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan bir nüshada, eserin adı Kiıab-ı Cevhenıa11le
olarak yazılmıştır; eser, bir mukaddime ile iki makaleden oluşmuştur; Birinci Makale'de,
sırasıyla inci, yakut, zümrüt, zebercet, elmas, 'aynü'l-hirr, lii'l, firOze, pad-zehr ve diğer
hayvanı taşlar, akik, yakuta benzeyen taşlar, cez'. mıknatıs. senbade, dehene, lftciverd,
mercan, yeşb, billur ve cemest, İkinci Makale'de ise Yedi Filiz konu edilmiştir; bkz.,
Muhammed ibn Mansfir, Kitab-ı Cev!ıenıa11le, Süleymaniye Kütüphanesi, Laleli 1706.
CEVAHİRNAMELER VE OSMANLıLAR
DÖNEMİ'NDE YAZıLMıŞ İKİ CEVAHİRNAME
Remzi DEMİR*
Mutlu KILIÇ**
İbn Sina'ya göre, madeni cevherler , Remzi DEMİR* Mutlu KILIÇ (a) Taşlar (b) Eriyebilir cevherler, yani metaller (c) Kükürtler...
Burcuna gore kısmetli tasin hangisi?
Satın alacağınız bir taşı seçerken yalnızca burcunuza ait bir taş olup olmadığına bakmayınız, sezgilerinize de önem vermelisiniz. Eğer bir taş, ilk gördüğünüzde sizi etkilemişse, bu taş burç taşlarınız arasında yer almasa bile sizin öncelikli tercihiniz olmalıdır. Bir taşın size faydalı olması için sizin burcunuza ait olması gerekmez. Ancak, birçok kişinin burç listesindeki taşlardan habersiz olarak kendi burcuna ait taşları seçmesi aşağıdaki listenin doğruluğunu göstermektedir.
Akik, Ametist, Garnet (Lâl Taşı), Hematit, Opal, Turmalin, Yakut
Boğa 21 Mayıs- 22 Haziran
Akik, Kristal Kuvars, Lapis, Pembe Kuvars, Safir, Topaz, Turkuaz, Yeşim, Zümrüt
İkizler 22 Mayıs - 21 Haziran
Akik, Akuamarin, Aventurin, Krizokol, Krizopras, Peridot, Sitrin, Topaz, Turmalin, Zümrüt
Akuamarin, Aytaşı, Kristal Kuvars, Safir, Yakut, Zümrüt
Aslan 22 Temmuz - 21 Ağustos
Akik, Güneştaşı, Kaplangözü, Kehribar, Oniks, Topaz, Turmalin, Yakut, Zümrüt
Başak 22 Ağustos - 21 Eylül
Akik, Amazonit, Aventurin, Jasper, Kehribar, Peridot, Turmalin, Yeşim
Terazi 22 Eylül - 21 Ekim
Akuamarin, Aventurin, Krizopras, Kyanit, Lapis, Pembe Kuvars, Peridot, Topaz, Turmalin,
Akrep 22 Ekim - 21 Kasım
Akuamarin, Dumanlı Kuvars, Garnet (Lâl Taşı), Jasper, Kunzit, Obsidyen, Rutil Kuvars, Sitrin
Yay 22 Kasım - 21 Aralık
Akik, Ametist, Garnet (Lâl Taşı), Lapis, Malakit, Safir, Sodalit, Sugulit, Topaz, Turkuaz
Oğlak 22 Aralık - 21 Ocak
Garnet (Lâl Taşı), Hematit, Malakit, Obsidyen, Oltu, Oniks, Turmalin, Yakut, Zirkon
Kova 22 Ocak - 21 Şubat
Akuamarin, Ametist, Garnet (Lâl Taşı), Kristal Kuvars, Lapis, Obsidyen, Oltu, Oniks, Zirkon
Balık 22 Şubat - 21 Mart
Akuamarin, Ametist,
Burcuna göre kısmetli taşın hangisi? Uzun yıllardır burçlar ve değerli taşlar arasında bir bağlantı olduğuna inanılmaktadır. ...
Kuvars ailesi taslari...
●Kristal kuvars: Kuvarsailesinin reisidir.Üstündeki enerji kumaşlardan bile geçerek yaş-
lanmayıgeciktirir.Terapikürlerinin aranan taşıdır. Meditasyon için uygundur. Açıklıkve netleş-
tirmede kılavuztaştır.
● Agat: Tansiyonu dengeleyicidir. Üriner sistemin sağlıklık almasına yardımcıdır. Aklıvevü-
cudu güçlendirir,kişiyi cesaretlendirir.Lenflerin sirkülasyonunu rahatlatır.
● Ametist: Negatif elektrik yükü taşıdığı için insanlardabulunan fazla elektriği alma özelliği vardır. Beyin gücünü yükseltir. Kuvvetli bir kan temizleyicidir.Halk arasında büyüye karşı koruyucu olduğuna inanılır.Tarih boyunca alkoliklere iyi geldiğine inanılmıştır. Karasevda vetutkuların da şifası olarak bilinir.
● Krizopras: Sinirsel gerilimleri yok eder. Zihinsel ve fiziksel heyecan durumunda sakinlik
verir.Neşe ve huzuru artırır.Hastalıklardan koruduğuna inanılır. Kilo probleminin çözümünde etkindir.
● Mavi kalsedon: Troidbezi, üstsolunumyolları rahatsızlıklarınaiyigelir. Öksürükazaltıcıveateşdüşürücüdür. Rahatkonuşabilmeyisağlar.Zihin açıklığıvegüven duygusu verir. Bu
yüzden öğrencilerarasında‘sınavtaşı’olarakdabilinir.Cinselproblemleredeiyigeldiğibilinir.
●Opsidyen:Çok hassas kişilere karşı koruyucu özelliği vardır. Zihinde oluşan heyecan duygularını engeller.Espri gücünü artırır. Negatif durumları yok eder ve stresi azaltır.
● Opal: Ümidin sembolüdür. Opal taşıyan bir insanın görünmezolduğunainanılmaktadır.
● Pembe kuvars: Sevgi taşıolarakdabilinir. Negatif enerjiden koruyucudur. Ruhun, inceliğin sembolüdür.Negatif enerjiyi boşaltma özelliğinden dolayı bilgisayar gibi teknolojik cihazların
yaydığı zararlı radyoaktif ışınların etkisini azaltır. Bu tür cihazların yanında bulundurulması tavsiyeedilir.
● Sitrin kuvars: Sarı kuvars olarakda bilinen bu taş,karaciğer ve safrakesesi işlevlerine
yardımcıdır.Toksinlerin atılmasına yardımcıolur.Cilde tazelik ve serinlik verir. Bu özelliğiylede
cilt hastalıklarından koruyucu etkisi olduğuna inanılır.Görme bozukluklarına iyi gelir. Aşk ve zenginlik sağlar. Kıskançlık duygularını bastırır.
ismmmo Yaşam-May.-Haz. 2010
Kuvars ailesi taşları ● Kristal kuvars: Kuvarsailesinin reisidir.Üstündeki enerji kumaşlardan bile geçerek yaş- lanmayıgeciktirir.Tera...
Taslarin Gizemli Gucleri; Buyurun taslarin gizemli dunyasına…
İnsanlık taşların enerji,güçve şifa veren özelliklerini adeta yeniden keşfediyor.Türkiye’de
elmas,zümrüt,yakut gibi taşlar çıkartılmıyor ama dünyadaki saptanan 250 değerli taştan
36’sı Anadolu topraklarındabulunuyor.Türkiye,kuvars ailesi taşlaraçısından dazengin bir
ülke…Bu aileye mensup ametist ile enerjinizi dengeleyebilir,pembe kuvars ile radyoaktif
ışınlardan korunabilirsiniz…Bağışıklık sistemini güçlendirenide var; sinirsel gerilimleri yok
edenide…Buyurun taşların gizemli dünyasına…
G Ü LŞE N K A N D E M İ R
“Sarhoşluk tanrısı Diyonisos, bir ölümlünün
kendisine hakaretetmesinesinirlenirveyolunaçı-
kanilkölümlüdenintikamalacağınadairyemineder.
Dileğini gerçekleştirmek için vahşi kaplanlar
yaratır.Gençvegüzelbirkızolan Ametist, tanrıça Diana’ya adak adamaya giderken,
kaplanlarilekarşılaşır.Dianakaplanların acı-
masızpençelerinden korunması için Ametist’i
safkristalkuvarstan bir heykeledönüştürür.
Diyonisosbu harikulade heykeligördüğünde,yaptı-
ğından pişman olur. Öylesinebirvicdan azabıduyarki,
şarapgözyaşlarıdöker.Tanrı’nın gözyaşlarıbu saf
kristalkuvarsı,moradönüştürür.”
Yunan mitolojisinde, ametist taşı-
nınyaratılışefsanesiböyleanlatılıyor.Ametist,kuvarsailesinemensupbirsüstaşı…
Öylesinegüzelki,krallar,kraliçelertaçlarında
bu taşıbolcakullanmış. AsyaveMısır'daametistmühürdeğerkazanmış.İnsanoğlu yüzyıllarönce
bileyalnızcarengi,güzelliği nedeniyleseçmemişbu
taşı…Ametistin negatifenerjiyialdığı, hattakullanan
kişiyegüçverdiğineinanılıyor.
TAŞLARLA GELEN ŞİFA
İnsanoğlunun enerjisinden,gücünden yararlandığıtektaşelbetteametistde-
ğil…Doğadadeğerli taşyanisüstaşıolarakadlandırılan 250’yeyakın taşçeşidivar.
Elmas,yakut,safir,zümrüt, topazdünyadaen
bilinen değerlitaşlar…Ancakdoğaokadarcömert
ki…Agat, obsidyen,opal,mavikalsedon gibiTürkiye’de
bolcabulunan taşlardadeğerli taşsınıfınagiriyor.
Bu taşlarıaslındainsanoğlu yüzyıllaröncebaştacıyapmış…Ancakgünümüzdedoğal taşlaryeniden keşfediliyor. Bu keşfin nedeniyalnızcagüzelgörünümlerivedeğerlerideğilelbette… Modern yaşamın
getirdiğiruhsalvebedenselsıkıntılaraçözümarayan insanlık,doğaltaş-
ların enerji,güç,şifaveren özelliklerinden yenidenmedet umuyor.
Uzakdoğu, Amerikave Brezilyabu taşların hemyeniden keşfi, hem
deekonomiyekazandırılmasıanlamındadünyayaöncülükediyor.Uzakdoğu’dabu iş hemüretimhemdeticaretanlamındaöylesineilerlemiş
ki,özellikleTayland’ataşişlemeciliğiyleilgiliözel turlarbiledüzenleniyor.
Türkiye’dededoğaltaşlarailgigünden güneartıyor.Hergeçen gün vitrinlerdetaşlarla
süslenmiştakılarıdahaçokgörüyoruz.
Taşlardan yapılan takılarısatanma-
ğazalar artarken; kadın, erkek
birçok insanın enerjisinden yararlanmakiçin taşları üstlerindeta-
şımayabaşladı.Ekranlaraçıkan alternatif tıp uzmanları taşların yararlarınıanlataanlatabitiremiyor.Ünlü insanların dabu taşlarıkullanmasıson yıllardatoplumdabu konudabilinçlenmeye neden oluyor.
Türkiye’nin lokman hekimiolaraktanınan Prof.
Dr. Ahmet Maranki,kozmikbilimyoluylainsanlarasağlıklıvekaliteliyaşamın ipuçlarınıveriyor. Kitapları 1 milyondan fazla satan
Maranki’nin kozmik biliminde taşların önemi büyük. Kozmikbilimin beşanadalından birinin taşlarolduğunu söyleyen
Maranki, taşların insan bedenindeki
enerji noktalarınıetkilemeözelliğinesahipolduğunu söylüyor.Maranki’yegöre;örneğin vücuttaenerjimerkezlerinen biriolan ve 4.şakradenilen kalpşakrasınıye-
şilzümrütvekuvarsgrubu taşlaretkiliyor. 5.şakra
olarakdabilinen boğazşakrasınaiseturkuaz,
akuavemain taşları iyigeliyor.
Prof. Dr. Maranki, insanların burçları-
nagöretaşkullanmalarınıtavsiyeediyor. Boğa
burcu olan bir insanın zümrütkullanmasını tavsiyeedenMaranki,kovaburcu içinseakiktaşınıöneriyor.Taşların gümüşlerlekullanılmasıgerektiğinide
belirten Maranki, hastalarının kullanabilecekleri taşlı takı-
larıdakendisi ürettiriyor.Marankibu konudaşu bilgileriveriyor:
“Türkiye’de herkesin şakrasına,enerjimerkezine,salgıbezlerinegöre
enerjidengeleyici taşları,erkeklervekadınlariçin ürettik. Biztaşaönem
veriyoruzvegümüşkullanıyoruz.Ancak hangiyaşta hangitaşıtakacağınızı
daiyibilmenizlazım. Bellibiryaştabir taştakarsınız,cinsel içgüdülerinizyokolur. Belliyaştabirkadın kulağınabirtaşküpetakabilir; tansiyonu artar,migreniolabilir.Faydagöreceğimderken zarargörebilir.”
İSMMM YAŞAM MAYIS -HAZİRAN-2010
Taşların Gizemli Güçleri İnsanlık taşların enerji,güçve şifa veren özelliklerini adeta yeniden keşfediyor.Türkiye’de elmas,zümrüt,yakut ...
30 Haziran 2013 Pazar
Alisveris Websitelerinden Pirlanta Alinir mi?
İnternet siteleri üzerinden pırlanta satın almak, çevrenizdeki herhangi bir kuyumcudan alışveriş yapmaktan çok daha güvenlidir. Ç...
2 Temmuz 2013 Salı
Turkiye, altin mucevherat pazari
Türkiye, altın mücevherat pazar büyüklüğü açısından Hindistan, Çin, ABD ve Rusya ile
birlikte dünyanın en büyük beş pazarı arasında yer alırken, üretimde de Hindistan ve İtalya
ile birlikte ilk üç ülke arasında bulunmaktadır. Türkiye yıllık olarak 400 ton altın işleme
kapasitesine sahiptir fakat, bu kapasitenin tümü kullanılamamaktadır. Ülkemizde her sene
yaklaşık 250–300 ton altın mücevherat üretilmektedir.
Sektör Türk imalat sektörlerinin en büyükleri arasında yer almakta ve yaklaşık 250 bin kişi
istihdam etmektedir. Sektörde yaklaşık 5 bin üretici, 35 bin perakende satış mağazası
bulunmaktadır. Altın mücevherat üretim merkezi İstanbul olmakla beraber, Ankara ve
İzmir'de de oldukça önemli miktarlarda üretim yapılmaktadır. Doğu ve Güney Doğu
Anadolu'daki bazı illerde de geleneksel çizgiler taşıyan üretim mevcuttur.
Üretimin % 30-40’ı ihraç edilmekte, geri kalanı ise yerli tüketicilere, turistlere ve bavul
ticareti yapanlara satılmaktadır. Türkiye’ye gelen her dört turistten, ortalama bir kişi
mücevherat satın almaktadır. Yıllık olarak üretilen altın mücevheratın yaklaşık % 40’ı da
turistlere ve bavul ticareti yapanlara satılmaktadır.
Türkiye son yıllarda 100–200 ton arasında altın ithal etmektedir. Bununla birlikte 2010
yılında, muhtemelen 2008 ekonomik krizinin devam eden etkileri nedeniyle 80 ton altın
ithal edilmiştir. Altın ithalatı yalnızca Merkez Bankası ve gerekli izin belgesine sahip olan
İstanbul Altın Borsası üyeleri tarafından yapılmaktadır.
İstanbul Altın Borsası - İAB (www.iab.gov.tr) 1995 yılında Türk Altın Sektörü’nü
serbestleştirmek ve uluslararası piyasalarla uyum sağlamak üzere kurulmuştur. 2011 yılı
itibariyle İstanbul Altın Borsası üye sayısı 94’tür. Borsa üyeleri, bankalar, yetkili
müesseseler, kıymetli maden aracı kurumları, kıymetli maden üretim ve pazarlaması
faaliyetinde bulunan kuruluşlardan oluşturmaktadır.
İAB, altın arz ve talep eden kuruluşların organize bir piyasa ortamında karşılaşması,
kuyumculuk sektörünün üretim finansmanının daha düşük maliyetlerle temin edilmesi ve
altının finansal piyasalarda işlem görerek menkul kıymetleştirilmesi amacıyla kurulmuş;
altın sektörü ile finans sektörü arasında bir köprü görevi üstlenmiştir. © Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2012 2
Borsada, üye kuruluşlar tarafından yurtdışından ithal edilen altın ve diğer bazı kıymetli
madenlerin serbest piyasa şartlarında alım ve satımı yapılmaktadır. 1999 yılından beri,
gümüş ve platinin de borsa bünyesinde işlem görmeye başlamasıyla, Borsa, fiili olarak
kıymetli madenlerin işlem gördüğü bir piyasa haline gelmiştir.
Borsanın 2011 yılı itibariyle 91 üyesi vardır. Bunlar bankalar, yetkili müesseseler, aracı
kurumlar, kıymetli maden üretim ve pazarlama kuruluşları ve altın rafinerisinden
oluşmaktadır.
1995 yılında kurulmuş olan İstanbul Altın Rafinerisi (www.iar.com.tr) 2002 yılında faaliyete
geçmiştir. Altın rafinerisinde hurda altın külçe haline dönüştürülerek, yeniden kullanıma ve
ihracata yönlendirilmektedir. İstanbul Altın Rafinerisi, %99,99 saflıkta altını 4 saat gibi kısa
bir sürede rafine edebilecek teknolojiye sahiptir.
Kuyumcu Kent (www.kuyumcukent.com.tr) sektör mensuplarının bir araya gelerek Türk
kuyumculuğunu, çağın gereklerine uygun olarak yapılandırmak ve uluslararası ölçekte
stratejik bir konuma yükseltmek amacıyla modern ve teknolojik alt yapıyla donatarak
oluşturulan bir tesistir. 186 000 m2 arsa üzerine 328 000 m2’lik brüt inşaat alanı üzerine
kurulmuştur. Kuyumcu Kent, 2500 üretim ve satış birimine sahiptir. Bünyesinde İstanbul
Altın Rafinerisi şubesini de barındırmaktadır.
© Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2012
1 Temmuz 2013 Pazartesi
Degerli Taslar ve Yararlari
Değerli Taşlar ve Yararları
http://ufoss.com
AKUAMARIN:Akuamarinin sinirleri yatistirici özelliginin yani sira düsüncenin berraklasmasi ve yaratici gücün ortaya çikmasinda da büyük rolü vardir. Böbrek, karaciger, dalak ve tiroid bezlerini kuvvetlendirir
http://ufoss.com
http://ufoss.com
verir.
Göz agrilari, iltihap ve kirikligi giderir.
iyi yönlerini görmenize yardim eder. Sebepsiz sikintiyi alir. Sari akikle yasamdan zevk alirsiniz. Ates akigi yasadiginiz ana yogunlasma isteginizi güçlendirir. Ciddiyet, dayaniklilik ve sükunet saglar. Olumsuz duygulari çözüp iç benligi korur. Kendinize güven duymanizi saglar.
sembolüdür. Solunum problemleriyle savasir. Hafizayi güçlendirir. Strese karsi koruyucudur.
enfeksiyonu önledigi ve soguk alginligi tedavisinde rol oynadigi için genelde boyun çevresine takilir. Bogaz ve tiroid enfeksiyonlarini diger tüm taslardan daha iyi tedavi ettigi
düsünülmektedir.
http://ufoss.com
Hematit (Demir): Kan dolasimi düzeninin saglikli olmasina yardimcidir. Bu özelliginden dolayi romatizmaya iyi gelir. Enerji kaynagidir, solunum yollari üzerinde olumlu etkileri vardir.
İbn Sina'ya gore, madeni cevherler
Remzi DEMİR*
Mutlu KILIÇ
(a) Taşlar
(b) Eriyebilir cevherler, yani metaller
(c) Kükürtler
(d) Tuzlar
olmak üzere, kabaca dörde bölünebilir ve bunun nedeni şudur: Madem cevherlerden bazıları, özleri bakımından veya düzenlenişleri
ve bütünlükleri bakımından güçsüz ve diğer bazıları ise güçlüdürler. Güçlü olanlardan bazıları dövülebilir (Metaller), bazıları ise dö-
vülemez (Taşlar); ve yine güçsüz olanlardan bazıları, tuzlu bir do-
ğaya sahiptirler (Tuzlar) ve rutubette kolaylıkla eriyebilirler; diğer
bazıları ise yağlı bir doğaya sahiptirler (Kükürtler) ve rutubette kolaylıkla erimezler.
Bütün dövülebilir cevherler, yani metaller erirler; çünkü bunların maddesi abi (susal) bir cevherdir; öyle ki bu abi cevher, arzi
30. Avicennae, s.18-22.
(topraksal) cevherle öyle sıkı bir biçimde birleşmişdir ki ikisini birbirinden ayırmak olanaksızdır. Bu abi cevher, soğuk tarafından
dondurulmuş ve daha sonra sıcak tarafından pişirilmiştir. Buna rağ-
men, dövülebilir cevherler, hala diridirler ve yağlı doğaları nedeniyle donmamışlardır.
Taş türünden olan madeni cevherlere gelince, bunların maddesi yine abi cevherdir; fakat bunlar soğuk tarafından değil, kuruluk
tarafından dondurulmuşlardır, öyle ki bu kuruluk, suyu toprağa dö-
nüştürmüş ve taşları oluşturmuştur. Bunlar yağ içermezler ve bu nedenle dövülemezler.
Nişadır ise bir tuzdur. Tuzlar, arzi olmaktan çok nandir (ateş-
sel) ve bu nedenle maddenin katı halinden gaz haline geçebilirler.
Çok seyrek, ama aşın derecede ateşli olan sıcak bir dumanla karış-
mış sudan oluşmuş ve kuruluk tarafından pıhtılaştırılmışlardır.
Kükürtlere gelince, bunların abi cevherleri, ısının mayalama etkisi altında, doğaları yağlı oluncaya kadar, toprak ve havayla güçlü
bir biçimde mayalandırılırlar ve daha sonra soğuk tarafından katı-
laştınlırlar3! .
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, İbn Sina'ya aİt olan
De Mineralibus,
(a) Madeni cevherlerin oluşumunu anlatır ve tamamen Aristoteles Fiziği'ne dayanır.
(b) Değerli taşların türlerine ve özelliklerine ilişkin bilgi vermez.
Mağrib'de, yani Batı İslam Dünyası'nda da bu konuyla ilgilenen yazarlar olmuştur. Mesleme ibn Vaddah el-Kurtfibi el-Mecnti,
Ravda el-Hada'ik ve Riyad el-Haka'ik (Bahçelerin Çimeni ve Ger-
çeklerin Çayın) adlı yapıtının büyük bir bölümünü madenIere ayırmıştır. Hatta Şeyh-i Ekber Muhyiddin ibn 'Arabf, Tedbfrat el-İlahiyye fi Islah Memleket el-İnsaniyye (İnsanlık Ülkesinin Düzeltilmesinde Tanrısal Önlemler) adlı eserinde taşların gizli özelliklerine
değinmiştir.
3 ı.Avicennae. 8.33-36.
CEVAHİRNAMELER VE OSMANLıLAR DÖNEMİ'NDE YAZıLMıŞ...
Bu konuya ilişkin çalışmalar, 12. yüzyıldan sonra da sürmüş ve
Şihabüddın Ebu'l-'Abbas Ahmed ibn Yusuf el-1Haşı, Nasırüddın-i Tusı ve Ebu el-Kasım el-Kaşanf gibi araştırmacılar tarafından
önemli risaleler yazılmıştır.
Bunlardan Şihabüddın Ebu'l-'Abbas Ahmed ibn Yusuf el-llfaşı (Ölümü 1253), cevherlere ilişkin en iyi yapıtlardan biri olarak
görülen Ezhar el-Efkar fi Cevahir el-Ahcar'ında, geleneksel yönteme uygun olarak, değerli ve yarı değerli taşları ayrıntılı bir biçimde
tanıtmıştır32•
Ezhar el-Efkar fi Cevahir el-Ahcar, bir giriş ile yirmi dört bö-
lümden oluşmuştur; Giriş'te cevherlerin oluşum biçimleri, genel
özellikleri ve değerleri belirtilmiş ve bölümlerde ise sırasıyla yakut,
zümrüt, zebercet, balhaş, benefş, becadf, elmas, 'aynü'l-hirr, padzehr, firı1ze, akik, cez', mıknatıs, senbazec, dehene, laciverd, mercan, sebec, cümşüt, hammahan, yeşim, yasb, billur ve talk cevherlerine ilişkin bilgiler verilmiştir33• .
Aşağıda da görüleceği gibi, Osmanlı cevahimame geleneği
üzerinde en etkili yazarlardan birisi el-llfaşı'dir; çünkü söz konusu
yapıtı, 15. yüzyılOsmanlı bilginlerinden el-Şirvam tarafından, iki
kere Türkçe'ye uyarlanmış ve birincisi Cevhername ve ikincisi ise
Tuhfe-i Muradf adıyla Osmanlı cevherflerinin kullanımına sunulmuştur.
İslam Dünyası'nda, daha çok "Hoca Nasırüddın" veya "Nası-
rüddın-i Tusı" olarak tanınan Nasırüddfn Ebu Ca'fer Muhammed
ibn Muhammed ibn el-Hasan el-Tusı de (1201-1274)34, sonraki dö-
nemlerde Müslüman cevherfler ve yazarlar tarafından yaygın bir bi-
çimde kullanılacak bir cevahimame yazmıştır. İlhanlı Sultanı Hülagu Han'a sunulduğu için Tansuhname-i İlhanf35olarak adlandırılan
32. J. Ruska, "Tlfaşf", islemı Ansiklopedisi. Cilt 1211,İstanbul 1979, s.263-264.
33. Bu yapıt, çok sonraları, İtalyan bilginlerinden Biscia tarafından İtalyanca'ya da
çevrilmiştir; bkz., Antonio Raineri Biscia, Fior di Pensieri sulle Pietre Preziose di Ahmed
Te(fasdte. Floransa 1818; bu çalışmada 1906'da Boİogna'da yayımlanan ikinci baskısı
kullamlmıştır.
34. Daha fazla bilgi için bkz., R. Strothmann ve J. Ruska, "TGsf", islam
Aıısiklopedisi. Cilt 12/2, İstanbul 1988, s.132-134.
35. Terkipteki ilk kelime muhtelif kaynaklarda, muhtelif biçimlerde yazılmıştır;
doğrusu "TensGhname"dir; Farsça'da "TensGh", "(i) pek az bulunan güzel şey; (2) içinde,
bu eser, bir mukaddime ile dört makaleden oluşmuştur; Birinci Makale'de cevherlerin oluşumuna, İkinci Makale'de özelliklerine, yararlarına, zararlarına, değerlerine ve perdahlanmalarına, Üçüncü
Makale'de "el-Filizat el-Seb'a" (Yedi Filiz) olarak adlandırılan altın, gümüş, bakır, demir, kurşun, kalay ve har-ı sını (Çin Dikeni;
bakır-kalay alaşımı) gibi madenIerin çıkarılmalarına ve kullanılmalarına ve nihayet Dördüncü Makale'de ise misk, anber, öd, kafur,
sandal gibi ıtırların, yani hoş kokulu bitkilerin üretilmelerine ilişkin
ayrıntılı bilgiler verilmiştir.
Tansuhname-i İlhanf'nin İkinci Makale'sinde, altmış beşi aş-
kın cevherin tanıtıldığı görülmektedir; ancak bunlardan temel cevher olarak değerlendirilen yakut ve türleri dışında, zümrüt, elmas,
la'l, firuze, bıcade, mervand ve akik daha ayrıntılı, geriye kalan
cevherler ise daha yüzeysel incelenmiştir; bu durum, Müslümanlar'ın hangi cevherleri daha çok önemsedikleri hususunda bir fikir
vermektedir36 .
Eser, aşağıda da görüleceği üzere, Osmanlılar Dönemi'nde
Farsça'dan Türkçe'ye çevrilmiş ve Osmanlı cevherileri tarafından
yoğun bir biçimde kullanılmıştır.
Ayrıca el-Kazvfni', Hamdullah el-Müstevfi, Şemsüddın el-Akfanı, İbn el-Esır, İbn el-Cevzı ve Davud el-AntakI gibi kozmoğrafya ve coğrafya yazarları da, yapıtlarında bu konuya ayrıntılı olarak
yer vermişlerdir.
Bunlardan Zekeriyya ibn Muhammed ibn Mahmud el-Kazvı-
ni"nin (1203'e doğru-1283) 'Aca'ib el-MahLUkat ve Gara'ib elMevcudat adlı eserinin, Sufliyyat'tan, yani Ay-altı Evren'den bahseden İkinci Makalesi'nin Birinci Bölüm'ünde, madenler ele alınmıştır. Genel bir tanıtırnın ardından, madenler, filizler ve taşlar olmak üzere iki kısma ayrılmış ve Birinci Alt-bölüm'de yedi filiz ve
İkinci Alt-bölüm'de ise harf sırasına göre, 125 civarındaki değerli,
çeşitli güzel kokular bulunan yuvarlak kutu" anlamlarına gelmektedir; bkz., Ferit
Devellioğlu, Osmonltco- Türkçe Ansiklopedik Li"igot, i6. Baskı, Ankara 1999, s.l 081.
36. Muhammed ibn Muhammed ibn Hasan-ı TGsf. Teıısiihııame-i ithcmı, Giriş ve
Açıklamalarla Yayıma Hazırlayan: Seyyid Muhammed Takf Müderris-i Razavf, İkinci
Baskı, Tahran 136311984
yarı-değerli ve değersiz taşlar tanıtılmıştır. Oldukça geniş olan bu
son alt-bölümdeki bilgilerin büyük bir kısmının, başta Aristoteles
ve İbn Sına olmak üzere, birçok yazardan derlendiği görülmektedir3? Mesela fildişi ve laciverd hakkında şunlar yazılmıştır:
"Fildişi: İbn Sına demiştir ki fildişi, çıban ve yaralardaki kanın
akışını durdurur"38.
"Laciverd: Aristoteles demiştir ki laciverd, rehavet veren meş-
hur bir taştır. Göz pınarları onunla mühürlenirse ve gözlere onunla
sürme çekilirse yararlıdır. İbn Sına demiştir ki siğilleri düşürür; saç-
ları güzelleştirir ve çoğaltır. Başkaları ise demişlerdir ki laciverd,
uykusuzluğa ve malihulyaya iyi gelir"39.
Hamdullah el-Müstevfi de (128l-1340'tan sonra), tarihçi ve
coğrafyacıdır. İ1hanlı ve Selçuklu tarihleri açısından önem taşıyan
ve el-Kazvını'nin 'Aca'ib el-Mahlukat ve Gara'ib el-Mevcudô.t'ını
andıran Nüzhe el-KuLUb(KaIplerin Neşesi, 1340) adlı yapıtının Birinci Bölüm'ünde, Madenler Alemi, Bitkiler Alemi ve Hayvanlar
Alemi'ni tanıtırken değerli taşlar hakkında da bilgiler vermiştir40•
15. yüzyılda yaşayan Muhammed ibn Mansur el-Şırazı ise, Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan'ın isteği üzerine, Cevahirname adlı
Farsça bir eser yazmış ve bu eserinde yirmi değerli madenin oluşumundan, niteliklerinden ve kullanIlış biçimlerinden söz etmiştir.
Yapıt, Osmanlı Sultanı II. Murad Dönemi'nde (1421-1451) Türk-
çe'ye de çevrilmiş ve Osmanlı cevherfleri tarafından kullanılmış-
tır41•
tır41•
37. Ayrıntılı bilgi için bkz., el-Kazvını, 'Adi 'ib e/-MahlCtkiiı ve Gara 'ib elMevcudaı, Dördüncü Baskı, Kahire 1970, s.136-159.
38. EI-Kazvını, s.146.
39. EI-Kazvını, s.154.
40. Abdülkerim Özaydın, "Hamdullah el-Müstevfi", TDV islam Ansiklopedisi, Cilt
15, İstanbul 1997, s.454-455.
41. Cevat İzgi, Osmanlı Medreselerinde ilim, Tabii ilimier, Cilt 2, İstanbul 1997,
s.206; Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan bir nüshada, eserin adı Kiıab-ı Cevhenıa11le
olarak yazılmıştır; eser, bir mukaddime ile iki makaleden oluşmuştur; Birinci Makale'de,
sırasıyla inci, yakut, zümrüt, zebercet, elmas, 'aynü'l-hirr, lii'l, firOze, pad-zehr ve diğer
hayvanı taşlar, akik, yakuta benzeyen taşlar, cez'. mıknatıs. senbade, dehene, lftciverd,
mercan, yeşb, billur ve cemest, İkinci Makale'de ise Yedi Filiz konu edilmiştir; bkz.,
Muhammed ibn Mansfir, Kitab-ı Cev!ıenıa11le, Süleymaniye Kütüphanesi, Laleli 1706.
CEVAHİRNAMELER VE OSMANLıLAR
DÖNEMİ'NDE YAZıLMıŞ İKİ CEVAHİRNAME
Remzi DEMİR*
Mutlu KILIÇ**
Burcuna gore kısmetli tasin hangisi?
Satın alacağınız bir taşı seçerken yalnızca burcunuza ait bir taş olup olmadığına bakmayınız, sezgilerinize de önem vermelisiniz. Eğer bir taş, ilk gördüğünüzde sizi etkilemişse, bu taş burç taşlarınız arasında yer almasa bile sizin öncelikli tercihiniz olmalıdır. Bir taşın size faydalı olması için sizin burcunuza ait olması gerekmez. Ancak, birçok kişinin burç listesindeki taşlardan habersiz olarak kendi burcuna ait taşları seçmesi aşağıdaki listenin doğruluğunu göstermektedir.
Akik, Ametist, Garnet (Lâl Taşı), Hematit, Opal, Turmalin, Yakut
Boğa 21 Mayıs- 22 Haziran
Akik, Kristal Kuvars, Lapis, Pembe Kuvars, Safir, Topaz, Turkuaz, Yeşim, Zümrüt
İkizler 22 Mayıs - 21 Haziran
Akik, Akuamarin, Aventurin, Krizokol, Krizopras, Peridot, Sitrin, Topaz, Turmalin, Zümrüt
Akuamarin, Aytaşı, Kristal Kuvars, Safir, Yakut, Zümrüt
Aslan 22 Temmuz - 21 Ağustos
Akik, Güneştaşı, Kaplangözü, Kehribar, Oniks, Topaz, Turmalin, Yakut, Zümrüt
Başak 22 Ağustos - 21 Eylül
Akik, Amazonit, Aventurin, Jasper, Kehribar, Peridot, Turmalin, Yeşim
Terazi 22 Eylül - 21 Ekim
Akuamarin, Aventurin, Krizopras, Kyanit, Lapis, Pembe Kuvars, Peridot, Topaz, Turmalin,
Akrep 22 Ekim - 21 Kasım
Akuamarin, Dumanlı Kuvars, Garnet (Lâl Taşı), Jasper, Kunzit, Obsidyen, Rutil Kuvars, Sitrin
Yay 22 Kasım - 21 Aralık
Akik, Ametist, Garnet (Lâl Taşı), Lapis, Malakit, Safir, Sodalit, Sugulit, Topaz, Turkuaz
Oğlak 22 Aralık - 21 Ocak
Garnet (Lâl Taşı), Hematit, Malakit, Obsidyen, Oltu, Oniks, Turmalin, Yakut, Zirkon
Kova 22 Ocak - 21 Şubat
Akuamarin, Ametist, Garnet (Lâl Taşı), Kristal Kuvars, Lapis, Obsidyen, Oltu, Oniks, Zirkon
Balık 22 Şubat - 21 Mart
Akuamarin, Ametist,
Kuvars ailesi taslari...
●Kristal kuvars: Kuvarsailesinin reisidir.Üstündeki enerji kumaşlardan bile geçerek yaş-
lanmayıgeciktirir.Terapikürlerinin aranan taşıdır. Meditasyon için uygundur. Açıklıkve netleş-
tirmede kılavuztaştır.
● Agat: Tansiyonu dengeleyicidir. Üriner sistemin sağlıklık almasına yardımcıdır. Aklıvevü-
cudu güçlendirir,kişiyi cesaretlendirir.Lenflerin sirkülasyonunu rahatlatır.
● Ametist: Negatif elektrik yükü taşıdığı için insanlardabulunan fazla elektriği alma özelliği vardır. Beyin gücünü yükseltir. Kuvvetli bir kan temizleyicidir.Halk arasında büyüye karşı koruyucu olduğuna inanılır.Tarih boyunca alkoliklere iyi geldiğine inanılmıştır. Karasevda vetutkuların da şifası olarak bilinir.
● Krizopras: Sinirsel gerilimleri yok eder. Zihinsel ve fiziksel heyecan durumunda sakinlik
verir.Neşe ve huzuru artırır.Hastalıklardan koruduğuna inanılır. Kilo probleminin çözümünde etkindir.
● Mavi kalsedon: Troidbezi, üstsolunumyolları rahatsızlıklarınaiyigelir. Öksürükazaltıcıveateşdüşürücüdür. Rahatkonuşabilmeyisağlar.Zihin açıklığıvegüven duygusu verir. Bu
yüzden öğrencilerarasında‘sınavtaşı’olarakdabilinir.Cinselproblemleredeiyigeldiğibilinir.
●Opsidyen:Çok hassas kişilere karşı koruyucu özelliği vardır. Zihinde oluşan heyecan duygularını engeller.Espri gücünü artırır. Negatif durumları yok eder ve stresi azaltır.
● Opal: Ümidin sembolüdür. Opal taşıyan bir insanın görünmezolduğunainanılmaktadır.
● Pembe kuvars: Sevgi taşıolarakdabilinir. Negatif enerjiden koruyucudur. Ruhun, inceliğin sembolüdür.Negatif enerjiyi boşaltma özelliğinden dolayı bilgisayar gibi teknolojik cihazların
yaydığı zararlı radyoaktif ışınların etkisini azaltır. Bu tür cihazların yanında bulundurulması tavsiyeedilir.
● Sitrin kuvars: Sarı kuvars olarakda bilinen bu taş,karaciğer ve safrakesesi işlevlerine
yardımcıdır.Toksinlerin atılmasına yardımcıolur.Cilde tazelik ve serinlik verir. Bu özelliğiylede
cilt hastalıklarından koruyucu etkisi olduğuna inanılır.Görme bozukluklarına iyi gelir. Aşk ve zenginlik sağlar. Kıskançlık duygularını bastırır.
ismmmo Yaşam-May.-Haz. 2010
Taslarin Gizemli Gucleri; Buyurun taslarin gizemli dunyasına…
İnsanlık taşların enerji,güçve şifa veren özelliklerini adeta yeniden keşfediyor.Türkiye’de
elmas,zümrüt,yakut gibi taşlar çıkartılmıyor ama dünyadaki saptanan 250 değerli taştan
36’sı Anadolu topraklarındabulunuyor.Türkiye,kuvars ailesi taşlaraçısından dazengin bir
ülke…Bu aileye mensup ametist ile enerjinizi dengeleyebilir,pembe kuvars ile radyoaktif
ışınlardan korunabilirsiniz…Bağışıklık sistemini güçlendirenide var; sinirsel gerilimleri yok
edenide…Buyurun taşların gizemli dünyasına…
G Ü LŞE N K A N D E M İ R
“Sarhoşluk tanrısı Diyonisos, bir ölümlünün
kendisine hakaretetmesinesinirlenirveyolunaçı-
kanilkölümlüdenintikamalacağınadairyemineder.
Dileğini gerçekleştirmek için vahşi kaplanlar
yaratır.Gençvegüzelbirkızolan Ametist, tanrıça Diana’ya adak adamaya giderken,
kaplanlarilekarşılaşır.Dianakaplanların acı-
masızpençelerinden korunması için Ametist’i
safkristalkuvarstan bir heykeledönüştürür.
Diyonisosbu harikulade heykeligördüğünde,yaptı-
ğından pişman olur. Öylesinebirvicdan azabıduyarki,
şarapgözyaşlarıdöker.Tanrı’nın gözyaşlarıbu saf
kristalkuvarsı,moradönüştürür.”
Yunan mitolojisinde, ametist taşı-
nınyaratılışefsanesiböyleanlatılıyor.Ametist,kuvarsailesinemensupbirsüstaşı…
Öylesinegüzelki,krallar,kraliçelertaçlarında
bu taşıbolcakullanmış. AsyaveMısır'daametistmühürdeğerkazanmış.İnsanoğlu yüzyıllarönce
bileyalnızcarengi,güzelliği nedeniyleseçmemişbu
taşı…Ametistin negatifenerjiyialdığı, hattakullanan
kişiyegüçverdiğineinanılıyor.
TAŞLARLA GELEN ŞİFA
İnsanoğlunun enerjisinden,gücünden yararlandığıtektaşelbetteametistde-
ğil…Doğadadeğerli taşyanisüstaşıolarakadlandırılan 250’yeyakın taşçeşidivar.
Elmas,yakut,safir,zümrüt, topazdünyadaen
bilinen değerlitaşlar…Ancakdoğaokadarcömert
ki…Agat, obsidyen,opal,mavikalsedon gibiTürkiye’de
bolcabulunan taşlardadeğerli taşsınıfınagiriyor.
Bu taşlarıaslındainsanoğlu yüzyıllaröncebaştacıyapmış…Ancakgünümüzdedoğal taşlaryeniden keşfediliyor. Bu keşfin nedeniyalnızcagüzelgörünümlerivedeğerlerideğilelbette… Modern yaşamın
getirdiğiruhsalvebedenselsıkıntılaraçözümarayan insanlık,doğaltaş-
ların enerji,güç,şifaveren özelliklerinden yenidenmedet umuyor.
Uzakdoğu, Amerikave Brezilyabu taşların hemyeniden keşfi, hem
deekonomiyekazandırılmasıanlamındadünyayaöncülükediyor.Uzakdoğu’dabu iş hemüretimhemdeticaretanlamındaöylesineilerlemiş
ki,özellikleTayland’ataşişlemeciliğiyleilgiliözel turlarbiledüzenleniyor.
Türkiye’dededoğaltaşlarailgigünden güneartıyor.Hergeçen gün vitrinlerdetaşlarla
süslenmiştakılarıdahaçokgörüyoruz.
Taşlardan yapılan takılarısatanma-
ğazalar artarken; kadın, erkek
birçok insanın enerjisinden yararlanmakiçin taşları üstlerindeta-
şımayabaşladı.Ekranlaraçıkan alternatif tıp uzmanları taşların yararlarınıanlataanlatabitiremiyor.Ünlü insanların dabu taşlarıkullanmasıson yıllardatoplumdabu konudabilinçlenmeye neden oluyor.
Türkiye’nin lokman hekimiolaraktanınan Prof.
Dr. Ahmet Maranki,kozmikbilimyoluylainsanlarasağlıklıvekaliteliyaşamın ipuçlarınıveriyor. Kitapları 1 milyondan fazla satan
Maranki’nin kozmik biliminde taşların önemi büyük. Kozmikbilimin beşanadalından birinin taşlarolduğunu söyleyen
Maranki, taşların insan bedenindeki
enerji noktalarınıetkilemeözelliğinesahipolduğunu söylüyor.Maranki’yegöre;örneğin vücuttaenerjimerkezlerinen biriolan ve 4.şakradenilen kalpşakrasınıye-
şilzümrütvekuvarsgrubu taşlaretkiliyor. 5.şakra
olarakdabilinen boğazşakrasınaiseturkuaz,
akuavemain taşları iyigeliyor.
Prof. Dr. Maranki, insanların burçları-
nagöretaşkullanmalarınıtavsiyeediyor. Boğa
burcu olan bir insanın zümrütkullanmasını tavsiyeedenMaranki,kovaburcu içinseakiktaşınıöneriyor.Taşların gümüşlerlekullanılmasıgerektiğinide
belirten Maranki, hastalarının kullanabilecekleri taşlı takı-
larıdakendisi ürettiriyor.Marankibu konudaşu bilgileriveriyor:
“Türkiye’de herkesin şakrasına,enerjimerkezine,salgıbezlerinegöre
enerjidengeleyici taşları,erkeklervekadınlariçin ürettik. Biztaşaönem
veriyoruzvegümüşkullanıyoruz.Ancak hangiyaşta hangitaşıtakacağınızı
daiyibilmenizlazım. Bellibiryaştabir taştakarsınız,cinsel içgüdülerinizyokolur. Belliyaştabirkadın kulağınabirtaşküpetakabilir; tansiyonu artar,migreniolabilir.Faydagöreceğimderken zarargörebilir.”
İSMMM YAŞAM MAYIS -HAZİRAN-2010
30 Haziran 2013 Pazar
Alisveris Websitelerinden Pirlanta Alinir mi?
Top Ad 728x90
Video
Visitors
Bu Blogda Ara
Vertical2
Pırlanta Hakkında Herşey
Pages - Menu
Popüler Yayınlar
-
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Titanik Filminde adı geçen “Okyanus’un Kalbi: Mavi Elmas” II Abdülhamit hana aitti. Yıllarca sa...
-
Türk mücevherciler taş için ne diyor? SABAH- METE BOYBEYİ (Boybeyi Mücevherleri Yön. Kur. Bşk.) KALİTELİSİ NADİRDİR Siyah pırlant...
-
Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantaya eşdeğermidir? 1. Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantayı temsil mi eder? Ce...
-
En Saf Altin Nedir ? Ayar ve Milyem Hesabi AYAR VE MİLYEM Ayar ve Milyem Hesapları Kuyumculukta kıymetli metaller saf hâlde ...