Bu Blogda Ara

31 Mayıs 2013 Cuma

85.Oscar Torenlerindeki Kiyafetler ve Pirlantalar

85.Oscar Ödül Töreni ile başlamak isteriz...


OndaGördüm-İlk olarak kırmızı halıya ilk ayak basan Kristin Chenoweth‘un elbisesine bakalım. Kendisini ‘Pushing Daisies’ dizisinden hatırlayabilirsiniz. Dün gece, kırmızı halıda sunuculuk da yaptığı için daha törende kimsecikler yokken geldi sanırım : ) Elbisesi Tony Ward 2013 İlknahar/Yaz Haute Couture Koleksiyonu‘ndan. Prenses-vari eteği ve ışıtılarıyla klasik bir seçimdi, ama kötü değildi.
ondagordum_oscars2013_Kristin_Chenoweth_Tony_Ward1
ondagordum_oscars2013_Kristin_Chenoweth_Tony_Ward2
Hemen ardından kırmızı halıda gördüğümüz diğer isimlerden biriyse Kelly Osbourne‘du. Ne tesadüftür ki Osbourne’un seçimi de aynı Tony Ward 2013 İlknahar/Yaz Haute Couture Koleksiyonu‘ndandı. AMA (kocaman bir ama geliyor) seçimi ne saçıyla, ne de tarzıyla uyuşuyordu. Son dönemde ara ara iyi seçimler yapan Kelly’den daha farklı bir elbise beklerdim.
ondagordum_oscars2013_Kelly_Osbourne_Tony_Ward2
zİlk gördüğümde kalçası normalden çok daha büyük gözüken Reese Witherspoon‘un yakın zamanda doğum yaptığını hatırladım. Witherspoon şaşırtmayarak benzer tarzında, straplez, balık kesim bir elbise giymişti. Saks mavisi elbise Louis Vuitton‘dan. Mücevherleri de klasik LV detaylarını görebileceğiniz pırlantalar.
ondagordum_oscars2013_reese_witherspoon_louis_vuitton1
ondagordum_oscars2013_reese_witherspoon_louis_vuitton2
Gecenin herhalde ne giyeceği en çok merak edilen ismi Jennifer Lawrance‘dı. En İyi Kadın Oyuncu adayı Lawrance şaşırtmayarak yine Dior Couture giydi. Altın Küre ve BAFTA  tercihlerine göre daha ihtişamlı, Oscar’a yakışan bir elbise giymişti ve ortak karar bu kıza sadeliğin yakışmasıydı. Ben elbiseye aşırı bayılmasam da beğenmediğim diğer tercihlerine göre iyiydi ve ters taktığı pırlanta kolyesini ise çok beğendim.
ondagordum_oscars2013_Jennifer_Lawrance_Dior1
ondagordum_oscars2013_Jennifer_Lawrance_Dior2
En İyi Kadın Oyuncu dalında diğer adaylardan, Altın Küre ve BAFTA kıyafetini de incelediğimiz Jessica Chastain saçlarının renginde, bakır tonlarda kendisine özel hazırlanan bir Armani Prive giymişti. Tören sırasında izleyicilerden #BestDressed hashtag’iyle gönderilmesi istenen tweetlerde de Chastain ilk 3′teydi. Bana göre de Chastain’in havası eski Hollywood yıldızlarını anımsatıyordu. Hatta L.A. Confidential’daki Kim Besinger gözümde canlandı, fakat hala kendisinde bir star ışığı olduğunu düşünmüyorum. Sevemedim gitti seni Jessica.
ondagordum_oscars2013_Jessica_Chastain_armani_prive1
ondagordum_oscars2013_Jessica_Chastain_armani_prive2
ondagordum_oscars2013_Jessica_Chastain_armani_prive3
Madem ödül kategorilerine göre yazımı devam ettiriyorum, hemen gecenin ‘ender’ favori isimlerimden biri Naomi Watts ile devam etmek istiyorum. Watts’ın da seçimi Armani Prive. Rengi, metalik görünümü ve göğüs kısmındaki detayıyla bana göre ufak da olsa futuristik bir havası olan elbiseyi çok beğendim. Oscar’da böylesi cesur seçimleri daima sevmişimdir.
ondagordum_oscars2013_naomi_watts_armani_prive1

ondagordum_oscars2013_naomi_watts_armani_prive2
ondagordum_oscars2013_naomi_watts_armani_prive3
Gecenin iki çarpıcı kırmızısı ise Jennifer Aniston ve Lincoln’le ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ adayı olan Sally Field‘dan geldi. İkisinin de tercihi kırmızı deyince akla gelen isimValentino‘ydu. Jennifer Aniston’un elbisesi 2013 Spring Couture Koleksiyonu‘ndan.
ondagordum_oscars2013_Jennifer_Aniston_Valentino1
Uzun yıllardır Oscar’a katılmayan ve aday olmayan Sally Feild‘ın tercihi ise yaşına uygun bir elbiseydi. Onunkisi ise 2012 Fall Couture Koleksiyonu‘ndandı. Bu iki kıpkırmızı elbiseyi görünce bu senenin kırmızı halısının fuşyaya kaçan bir pembe olduğu açıkça görülüyor :)
ondagordum_oscars2013_Sally_Field_Valentino1
ondagordum_oscars2013_Sally_Field_Valentino2
Yardımcı Kadın Oyuncu adayı demişken, hemen Les Misérables ile aday olan Anne Hathaway‘e bakalım. Hathaway maalesef kırmızı halıda tam bir felaketti. Prada elbisesi, elbisesinin göğüsleri, kolyesi maalesef ekran başındaki kimseyi tatmin etmedi. Bunun yanında bir de Hollywood Kırmızı Halı dedikodusu Twitter’da dolaştı durdu…Hathaway’in önce bir Valentino giyeceği marka tarafından onaylanmasına rağmen törene 3 saat kala aldığı bir Prada’yla salınması akıllarda soru işareti oluşturdu. Dedikodu her ne olursa olsun, sonuç maalesef kötü. Bu arada notumu hemen eklemek isterim, bu yazıya devam ettiğim an itibariyle Anne Hathaway ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ Oscar’ını kazandı.
ondagordum_oscars2013_Anne_hathaway_prada1
Sefiller’deki rol arkadaşı Amanda Seyfried ise Alexander McQueen‘den beğenilen bir elbise giydi. Göğüs kupunda oturmayan bir detay dikkat çekse de, genel itibariyle zarifti. Elbiseye hakim renk gibi duran lilaya uygun göz mor/lila renk farıysa biraz demode geldi.
ondagordum_oscars2013_Amanda_Seyfried_Alexander_McQueen2
ondagordum_oscars2013_Amanda_Seyfried_Alexander_McQueen1
Gecenin en ilginç detaylarından biriyse The Sessions ile aday Helen Hunt‘un H&M‘denlacivert bir elbiseyle katılmasıydı. Evet yanlış duymadınız H&M :)
ondagordum_oscars2013_helen_hunt_H&M1
007 James Bond – Skyfall filminin aynı isimli orijinal şarkısı ‘Skyfall‘ ile Oscar kazanan Adeleise klasik siyah elbise seçiminden vazgeçmiyor. Bu sefer şaşırtarak Burberry yerine Jenny Peckham‘dan siyah bir elbise seçmiş. Ödül törenlerinde genelde aynı gözükse de, bu kadının makyajına ve eyeliner sürüşüne hayranım :)
ondagordum_oscars2013_Adele_jenny_peckham1
Sunuculardan biri olan Sandra Bullock ise geceye Elie Saab‘ın 2013 Spring Koleksiyonu‘ndan şık bir elbiseyle katıldı. Genele oranla sade bir şıklık içindeydi ama çantasını hiç beğenmedim. Forces of Nature‘daki rol arkadaşı ve En İyi Yönetmen adayı Ben Affleck‘le olan 2. fotoğrafı ise çok beğendiğim için sizlerle paylaşmak istedim :) Bu arada En İyi Yönetmen ödülünü Life of Pi ile Ang Lee kazandı.
ondagordum_oscars2013_sandra_bullock_elie_saab1
ondagordum_oscars2013_sandra_bullock_elie_saab2
Ben Affleck demişken son sırayı ise Jennifer Garner‘a bırakıyorum. Garner da bu gece en beğendiklerimden oldu. Altın Küre’deki kıyafetini beğenmemiştim, bir aday eşine yakışır giyinmeli demiştim. Sanki beni duymuşcasına fuşya rengi Gucci‘si ve 2.5 milyon dolar değerindeki Neil Jane kolyesiyle oldukça şıktı. Ben Affleck de yine Gucci olan smokiniyle törene katılmıştı. Şu dakikada (saat 06:56) yazımı şöyle noktalıyorum; boş yere Ben Affleck’in eşiyle kapanışı yapmamışım çünkü en iyi film: ARGO seçildi;)
ondagordum_oscars2013_Jennifer_garner_gucci1
ondagordum_oscars2013_Jennifer_garner_gucci2

"OndaGordum" Sitesinden alınmıştır.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Oscar törenlerinde o büyülü heykelcikler kadar, starların seksi tuvaletlerini süsleyen pırlantalarıda göz kamaştırır. 1996 yılında Oscar törenin sunucusu olan Salma Hayek‘ in sözleri bunu çok iyi yansıtır. Bu yıl ressam Frida Kahlo’ nun hayatını canlandırdığı ‘Frida’ filmiyle Oscar’ a aday olan Salma Hayek, başında pırlanta taçla gelmişti ve ‘Tacımı, Oscar‘ lara gelirken takmayayım da ne zaman takayım ki’ diyordu.

Oscar törenleri ışıltılı bir geçit töreni olarak ün kazandıkça, yıldızlar da kendilerini takılarla süsleyen ünlü kuyumcuların ellerine bıraktılar. Hangi yıldızın hangi pırlantayı taktığı konuşulur durur. Ödünç pırlantasıyla havuzun serin sularına atlayan Angelina Jolie‘ nin; pırlantalarınıkaybeden Liz Hurley‘ nin öyküleri magazin basınını günlerce meşgul eder. Starların Oscar törenine ödünç aldıkları pırlantalarla geldiğini biliyor muydunuz? ‘
Star Style At Academy Awards dergisine göre, Hollywood‘ lu starların ödünç pırlantayla törene gelmesi çok eski bir gelenek.
Bu gelenek 1944 yılında başlamış. Oscar adayı Jennifer Jones ünlü 5. Cadde’ nin kuyumcusu Harry Winston‘ dan ödünç aldığı pırlanta kolye ve küpe setiyle törene gelmiş; böylece ilk kez ünlü bir kuyumcu bir film yıldızına önemli bir gece için pırlanta takıyı ödünç vermiş ve bu gelenek yıllardır sürüyor. Ancak Oscar’ a kendi pırlantalarıyla da gelen yıldızlar da var. Joan Crawford düzenli olarak ödül törenine kendipırlantalarını takarak gelen ilk starlardan biri. Crawford 1940′ lı yıllarda takmış olduğu pırlantalarını, 1962 Akademi Ödülleri töreninde de taktı. Bu göz alıcı kolyenin sökülüp takılabilen bir broşu vardı ve yıldız bunu yıllar önce bir restoranda kaybetmişti. Bu kadar büyük bir takının gerçek olamayacağını düşünen bir komi tarafından çöpe atılmıştı. Daha sonra broş bulundu ve komi işten çıkartıldı.
Aynı şekilde Elizabeth Taylor‘ ın da şaşırtıcı bir pırlanta mücevher koleksiyonu vardı. Liz Taylor, eşi Richard Burton’ un hediyesi 69 karatlık armut şeklindeki Taylor-Burton pırlantasını, 1970 Oscar töreninde bir gerdanlığın ucunda takınca olay olmuştu. Edith Head’ın tasarladığı tuvaleti ise, bu mücevherini tamamlamak için hazırlanmıştı. Oprah Winfrey 1996′ da, göz kamaştırıcı bir riviera pırlanta gerdanlıkla Oscar törenine geldiğinde, ‘Ben sadece kendi pırlantalarımı takarım’ diyordu. Bu arada Hollywood‘ lu starların ödünç aldığıpırlantaları satın aldıkları da oldu. 2001 Oscar‘ ında En İyi Aktris Ödülü’ nü kazanan Julia Roberts, Van Cleef & Arpels‘ dan göz kamaştırıcı bir ödünç pırlanta bilezikle ilgi uyandırmıştı. Bu bilezik Latin şarkıcı Luis Miguel’ in o kadar ilgisini çekti ki daha sonra satın alıp o zamanki sevgilisi Mariah Carey‘ e hediye etti.
1999 yılında Gwyneth Paltrow, ‘Aşık Shakespeare’ filmiyle En İyi Aktrist Oscar’ ını kazandığı zaman aynı zamanda babası ve yapımcısı olan Bruce Paltrow, ona ödül törenlerinde takmış olduğu 160 bin dolar değerindeki 40 karatlık Harry Winston pırlanta gerdanlığı satın aldı. Nicolas Cage, 1996′ da ‘Las Vegas’a Veda’ filmindeki rolüyle, En İyi Aktör Oscar’ ı için aday olduğu zaman, karısı Patricia Arquette’ e o gece kazandığı takdirde takmış olduğu ödünç pırlanta küpeleri hediye olarak satın alacağına söz vermişti. O akşam Cage eve Oscar heykelciğiyle döndü ve Patricia da pırlantalara kavuştu. Siyahi komedyen Whoopi Goldberg ise, tüm zamanların en fazla pırlanta takan yıldızıydı. 1999 Oscar töreninde Whoopi Goldberg, Oscar’ ın ev sahibesi rolünü üstlendiğinde bu rekoru kırdı. Sahnede yıldızın üzerinde tahminen 71 milyon Dolar değerinde pırlanta vardı. Bunların arasına Harry Winston tarafından verilen 10 milyon Dolar’ lık bir pırlanta yüzük de dahildi.
Oscar törenlerinde yaşanan kayıp pırlantaların öyküleri de vardır. 2001 yılı Oscar töreni sonrasında Vanity Fair Dergisi’ nin düzenlediği partide Elizabeh Hurley bileğindeki 750.000 Dolar değerindeki Harry Winston pırlanta bileziğin yok olduğunu görünce, epeyce kargaşa yaratmıştı. Ancak Liz şanslıydı; neyse ki New York Observer muhabiri Frank DiGiacomo bileziği yerde bulmuş ve partide çalışan elemanlardan birine teslim etmiş; Liz de bileziğine kavuşmuştu. 1998′ de Altın Küre Ödülü kazanan Angelina Jolie, En İyi Aktrist Ödülü’ nü (Gia filmiyle) kazandığı için o kadar sevinçliydi ki üzerine Van Cleef & Arpels imzalı 130.000 Dolar değerindeki pırlanta mücevherleBeverly Hilton Oteli’ nin havuzuna atladı. Angelina geçen yıl da Akademi Ödülleri’ nden En İyi Yardımcı Aktrist Oscar’ ını kazandı; ama ona ödünç mücevher takımını veren kuyumcu Asprey & Garrard şanslıydı; çünkü yakında bir yüzme havuzu yoktu.
Ünlü Beverly Hills kuyumcusu Martin Katz, 1996′ da En İyi Aktris Oscar’ ını kazanan Emma Thompson’ a ödünç olarak 4 karatlık pırlanta küpeleri vermişti. Martin Katz Emma’ ya, ‘Pırlanta küpelerle heykelciği değiş tokuş edelim mi’ diye sorunca, tam bir star gibi konuşan Emma bunu reddetmişti. Kuyumcular için, pırlantalarının, ünlülerin üzerinde görülmesi çok şey ifade ediyor. ‘Binlerce bazen milyonlarca dolarlık reklama eş değer olabilir’ diyorlar.
1997 Oscar törenine Celine Dion’ un takmış olduğu 490.000 Dolar değerindeki pırlanta kolyeye gelince, Celine sahneye çıktıktan hemen sonra Chanel bu kolyenin satıldığını açıkladı. Fransız modaevi Chanel, Celin Dion’ un bu kolyeyle görülmesinin, 9 milyon dolarlık reklama bedel olduğunu belirtti. Hollywood’ un pırlantalarıyla ünlü starlarının başını, Elizabeth Taylor çeker. Liz’ in büyük bir pırlanta koleksiyonu vardır.
Bunların içinde en göze çarpanı 33.19 karatlık Krupp pırlantası ve 69.42 karatlık armut şeklindeki Taylor-Burton pırlantası idi. Liz, yüzük için aşırı büyük olduğunu görünce bu taşı pırlantalı bir kolyeye monte ettirmişti. Richard Burton ona, 1621 yılında Şah Cihan’ ın, eşi Mümtaz Mahal’ a armağan ettiği kalp şeklindeki sarı pırlantayı da vermişti. Sophia Loren 1957 Oscar töreninde pırıltılı bir taçla geldiğinde asaletini kanıtlamıştı; aynı görüntüyü Salma Hayek, 1996 töreninde sergiledi. Sophia Loren yıllarca Avrupalı şık görünüşünü Valentino, Armani gibi İtalyan modacılara olan sadakati ve pırlantalı aksesuarlarla tamamlayarak korumuştur. Sharon Stone 1998 Oscar töreninde kendine özgü tarzını unutulmaz bir şekilde ilan etti. Törene üzerinde beyaz bir erkek gömleği ile gelen Sharon, 37 karatlık pırlanta imparator sineği broşu (Fred Leighton) eteğine takmıştı; sektördeki bazı uzmanlar, Stone’ un bu kıyafetiyle, günlük giyimde devrim yaratacak bir yorum getirdiğini söylediler.
Bir sonraki yıl Cameron Diaz, Stone’ un bu ’sade şıklık’ kavramını tekrarlayarak, basit bir siyah elbisenin üzerindeki, muhteşem pırlanta bilezik ve küpeleriyle sergiledi. Jennifer Lopez 2001 Oscar’ ında herkesin dilinde dolaşan kıyafetinde, adeta pırlantaları toplamıştı. Jennifer Lopez’ in, Chanel dikimli elbisesinin her noktası pırlantalarla süslenmişti. Bunların arasında 1950′ lerin tarzında avize tipi küpelerEdward stili saç tokaları, petek şeklinde pırlanta bilezik, antika bir Art Deco pırlanta broş (elbisenin arka tarafında) ve her iki elinde pırlanta yüzük göze çarpıyordu ve tüm bu takılar Fred Leighton imzalıydı. Whoopi Goldberg hem beyaz perdede hem de dışında kesinlikle bir pırlanta divası oldu. Oscar töreninlerinde tarih boyunca en fazla pırlanta takma rekorunu (1999 yılında) elinde tutuyor. Goldberg ayrıca Disney’ in ‘Sindirella’ filminde Kraliçe Konstantin rolüyle sahnede 11 milyon değerinde pırlanta mücevher takmıştı.
Bunların arasında Harry Winston imzalı 70 karatlık bir pırlanta yüzük de vardı. Pırlantayı beyaz perdede de seviyor. Bu büyüyü Maura Spiegel şöyle anlatıyor: ‘Kamera, sanki pırlantalara bayılıyor; özellikle siyah beyaz filmlerde büyüyü artırmak için pırıltılar ve ışık parıltıları aranıyor. Bu ışıklandırma ortamında sıcak ve ışık saçan pırlantalar sihirli, neredeyse canlı bir görünüme sahipti. Pırlantalarla bezenmiş bir yıldızın yakın planda odaklanmasında, zaman neredeyse dururdu; sanki kamera bu parıltıyı içine almaktaydı…’Liz Taylor Pırlanta
‘Great Gatsby’ (Muhteşem Gatsby) filminde Mia Farrow, takmış oyduğu pırlantayla unutulmazlar arasına girdi. Onun karakteri, takmış olduğu gerdanlıkla anında tanımlanmıştı.
Pırlantadan bir anıt. Pırlanta filmelere de konu oldu. Elmas sanayiinin gizemli dünyasını konu alan ‘Place Vendome’ (Vendome Meydanı) filminin yıldızı Catherine Deneuve bu filminde, gizli kalmış bir nadide pırlanta koleksiyonu keşfedince yaşama hırsıyla yeniden ateşlenen bir alkolik ruhu canlandırıyordu. Filmlerde takılan bazı pırlantalar hemen moda oluyordu. Mia Farrrow’ un ‘Muhteşem Gatsby’ filminde Daisy Buchanan rolünde oynarken taktığı, markiz kesimli pırlanta, nişan yüzüğüne hayran kalan bir kadın, Cartier mağazasına giderek, ‘Ben Daisy’ nin yüzüğünüistiyorum’ demiş ve yüzüğü satın almıştı. Dönem filmleri Oscar törenlerinde her zaman eski tarz ve romantik pırlanta mücevherlerin ortaya çıkmasında esinlendirici bir rol oynamıştır.
Kate Winslet, ‘Sense And Sensibility’ filmindeki rolü için Oscar’ a aday olunca Edward stilidantelli bir gerdanlık takmıştı. İki yıl sonra Gloria Stuart, ‘Titanic’ filminden esinlenen bir kolye taktı. Bu filmdeki rolü için aday gösterilmesinin şerefine, bu takı özellikle üretilerek okyanus mavisi pırlantalarla bezenmişti. Audrey Hepburn ünlü ‘Tiffany’ de Kahvaltı’ filminde Tiffany marka pırlantalı mücevherleriyle unutulmaz olmuştu. Audrey, ‘Roma Tatili’ ve ‘My Fair Lady’ filmlerinde pırlantalı mücevherleriyle göz kamaştırdı. 2003 yılı Oscar töreninde yıldızları süsleyen pırlanta evleri Bvlgari, Cartier, Harry Winston, Tifany ve Van Cleef & Arpels başı çekiyordu.
www.galerigold.com - Sitesinden Alınmıştır

Altinlarinizin temiz ve parlak gorunmesini istiyorsaniz...

Tarih, insanların altına olan isteklerinin yol açtığı savaşların ve serüvenlerin öyküleri ile doludur. Altın zenginliğin, bolluğun bir simgesi olmuş zenginlik ise çoğu kez kişileri ve ulusları güçlü kılmıştır.





Büyük uygarlıkların yükseliş ve düşüşleri, sahip olduklarıaltın, miktarının artma veya azalması ile doğru orantılı olmuştur Ortaçağda kimyacılar başka metallerden altın elde etmek için yöntemler bulmağa çalışmışlar, fakat bu uğraşıları sonuçsuz kalmıştır, insanlar kendilerini zengin edecek altını bulabilmek umudu ile yeryüzünü dolaşmışlar, büyük güçlüklere göğüs germişlerdir, insanların uğrunda hayatlarını tehlikeye atmaktan kaçınmadıkları ve kendisine sahip olanları zengin eden bu madde nedir?
ALTIN BAKIMI
Altınlarınızın temiz ve parlak görünmesini istiyorsanız, önerilerimizi okuyun.

Altın Bakım İster

Altın, oldukça gösterişli bir aksesuardır. Ama bir o kadar da özen ve bakım gerektirir Madem ki takmayı bu kadar çok seviyoruz, o zaman bakımına da özen göstereceğiz.
Kadınların altın tutkusu, neredeyse dünyayla eşit. Altın, insanlar değerli taşın varlığını anladıkları andan bu yana en görkemli hediye, en pahalı aksesuar ve en ulaşılmaz istek oldu. Ulaşılmaz, çünkü bir tane alınca hep yeni bir tane istedik. O da yetmedi. Hep daha fazlasını arzuladık. Bu durumdan şikayeti olanlar ise erkekler oldu. Sevinenler ise kadınlar.
Seviyorsak, Koruyacağız da…
Bir de şu var ki, insan doğası gereği birşeye sahip olunca değerini yitirir gözünde, işte bu durum altın takılar böyle. Hep en pahalısını almak isteriz. Alınca da 2-3 gün kullandıktan sonra sıkılıp bir kenara atarız. Çünkü gözümüze mutlaka yeni bir tane kestirmişizdir. Ama bu durum, ne kadınları altın takı istemekten alıkoyar. Ne de erkekleri onları satın almaktan. Kadınların güzelliğini ve kıyafetini tamamlama aracı olarak görülen takılar, hiçbir zaman değerini yitirmez. Madem bu kadar revaçta, kuyumcu vitrinlerindeki takıların bir an önce boynumuzu, kulağımızı ve elimizi süslemesini istiyoruz, o zaman bakımına ve korunmasına da büyük bir özen göstermek gerekiyor.
Nelere dikkat etmeli?
Takılarınızı, evde rutubetsiz bir yerde özenle muhafaza edin.
Yüzerken takılarınızı çıkartın. Çünkü kaybolma riskinin yanında, klor ve tuz etkisiyle parlaklığı da etkilenir.
Ellerinizi kullanarak yemek ve pasta türü yiyecekler yaparken de takılarınızı takmayın. Çünkü sürtünme ve diğer temaslar, görüntüsüne zarar verebilir.
Günlük ev işlerinizi yaparken de altın takılarınızı çıkartmalısınız. Çünkü deterjan ve leke çıkartıcı maddeler, takıların parlaklığını etkiler.
Altın takıları, çıkarttıktan sonra mutlaka mücevher kutularında koruyun.
Altın takıların temizliği nasıl yapılır?
Bir litre suya 15 gr. sabun rendesi ve 100 gr. amonyak ilave edin. Temizlemek istediğiniz altın eşyalarınızı bu karışımın içinde yarım saat kadar bırakın. Sonra, soğuk suyla çalkalayın ve bir deri parçasıyla temizleyin.
Takılarınızı evde sabunlu ve sıcak suda 15-20 dakika bekletin. Sonra yumuşak, tüylü bir diş fırçası ile takının içini dışını dikkatle fırçalayın. Bu aşamada suya herhangi bir madde ilave etmeyin. Daha sonra takıyı, temiz su ile çok iyi durulayın ki, sabun artığı kalmasın. Durulama işleminden sonra temiz bir bezle kurulayıp, kullanabilirsiniz.
www.takvim.com.tr - Sitesinden Alınmıştır

Sustaslari Bilimi- Gemoloji Nedir?


Yerkürenin oluşumu 4,5 milyar yıl olarak tahmin edilmektedir. Bu zaman dilimin de çok yüksek ısı ve basınç altında oluşan minerallerin(taşların) doğada araştırılarak bulunması, incelenmesi, tanımlanması ve sınıflandırılması, konusun da çalışan bilim dalına gemoloji denir
Süstaşları bilimi olarak basitçe tanımlanabilen gemolojisüstaşı özelliği taşıyan her türlü malzemenin, yeryuvarında oluşumundan, tüketicinin beğeni ve kullanımına kadar geçen süreçteki her yöntem işlemi konu alan bir bilimsel ve ticari uğraşıdır.
Gemologsüstaşları üzerinde uzmanlaşmış kişidir ve temel görevi süstaşlarını tanımlamak, sentetik ve taklitlerini gerçeğinden ayırmak ve gerekirse taşın temel özelliklerine göre işlenmesini yönlendirmektir. Gemoloji, iyi bir mineraloji ve kristalografi temeli gerektirse de herkesin belli bir disiplinli çalışma ve tecrübe ile yapabileceği bir iştir.
Bazı Taşların Özellikleri ve Etkileri
Kuvars : Yüzyıllardır tedavi ve sihir alanlarında kullanılan Kuvars Kristali, dünya kabuğunun yüzde on ikiden fazlasını oluşturmaktadır. Oksijen ve silikonun bileşiminden oluşan Kuvars, bugün tedavi edici nitelikleri en fazla olan taşların başındadır. Duygusal dengeleyicidir. Beyin fonksiyonlarını uyarır. Kişinin çevresinde oluşan negatif enerjiyi yok ettiği gibi pozitif enerji toplar, aktive eder, biriktirir, geçirir ve kuvvetlendirir.
Akik : Bedensel ve zihinsel kuvvetlendirici bir taş olan Akik taşıyanı tehlikeden korur, uyumsuzluklarına son verir. Akik taşının bunların yanı sıra uykusuzluğa, korkaklığa, karabasana, nazara ve hatta metabolizmanın düzgün çalışmasına faydası olduğu da bilinen şeyler arasındadır.Akik taşına kimileri de Ateş Taşı ya da Gezgin Taşı derler.
Ametist : Ametist, kuvars ailesinden mor ya da mavi-mor renkli bir taştır. Asırlar boyunca değişik uygarlıklarda sevgi ve beğeniyle kullanılmış, Asya ve Mısır’ da mühür olarak değer kazanmıştır. Eski çağlarda “sarhoşluğu yok eden taş” olarak bilinirdi. O zamanlarda bir kısım kadeh, çanak, kap gibi şeylerin birçoğu ametistten yapılmaktaydı. Ametist, endoktrin ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, kanı temizler ve enerji verir.
Sitrin : Sarıdan açık kahveye doğru giden bir renk yelpazesi oluşturan sitrin, birçok hastalığın iyileştirilmesinde kullanılmaktadır. Böbrek, kolon, ciğerler, hazım organları ve kalp için yararlıdır. Tedavi edici enerjinin meydana çıkmasını sağlar. Kendine güveni güçlendirir, insanın kendine zarar verici eğilimlerini yok eder.
Lapis Lazuli :  Doğadaki taşların arasında saf olmayan taşlardan biri olan Lapis Lazuli, lazurit ve diğer mavi minerallerin bileşimidir. Bütün buna rağmen o dünyanın en değerli taşlarından biri olma özelliklerinden bir şey kaybetmez. Çok eski medeniyetlerce de bilinen Lapis Lazuli, bir zamanlar Mısır Kralı Tutankamon’ un mezarını süslerdi. Bu taş her zaman mavidir, ancak rengin yoğunluğu çıkarıldıkları bölgelere göre farklılıklar gösterir. Gece Taşı ya da Gerçek Taşı olarak da adlandırılan Lapis Lazuli, renginden dolayı göklerin sembolü olarak kabul edilir
Yeşim Taşı : Binlerce yıl öncesinde bu yana Çinliler Yeşim taşını en değerli taşlardan biri yapmışlardır. Efsaneye göre büyük Çin Ejderinin yeryüzüne boşalttığı tohumların donmuş hali Yeşim taşını oluşturmuştur. Günümüzde bile Çinli işadamları ellerinde Yeşimden tılsımlar taşırlar, bir işe başlamadan önce onu tutar, okşar ve ondan güç alırlar.
Hematit : Hematit, demirin başlıca kaynaklarından biridir. Narin bir kristal çeşididir ve işlenirken Mohs’ a göre 6,5 sertlikte olmasından dolayı çok titiz bir çalışma ister. Kan dolaşımı üzerinde pozitif etkisi vardır. Dalağın doğru çalışmasını sağlar. Enerji ve canlılık verir, stresi azaltıcı etkisi vardır.
Yakut : Güzelliği ve sertliği nedeniyle en değerli taşlardan biri olarak kabul edilir. Ona, Hindistan’ da “Değerli Taşların Efendisi” adını yakıştırmışlardır. Amerika, Avrupa’ da çıkarılmasına rağmen Hindistan ve Güneydoğu Asya Yakut’ un anavatanıdır. Elmas’ tan sonra en sertdeğerli taştır. Kan dolaşımına pozitif canlandırıcı etkisi vardır. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Aquamarine : Gök Zümrüt de denilen Aquamarine, soluk mavi-yeşil renkli bir taş olmasından dolayı, Sakin Taş olarak da bilinir. Her ne kadar Sakin Taş denilse de, Cesaret taşı olarak adlandırılır ve onu taşıyana ya da takana özellikle ölüm karşısında cesaret verdiği söylenir. Bu taşı renginden dolayı, özellikle denizciler tılsım diye kullanırlar. Renginden dolayı kahinler tarafından geleceği görmek için de kullanıldığından Kahin Taşı olarak da anılır.
Obsidyen : Renginden dolayı kimileri ona Kara Kadife de derler. Obsidyen’ in en tutulan cinsi üzerinde beyaz lekeler olan Kar Taneli Obsidyendir. Bu tür aynı zamanda Saflık Taşı olarak da bilinir. Karın ve bağırsakları etkileyerek iyileştirir, zihin ve duyguyu birleştirir.
Aytaşı : Ay’ ın parıltısını yansıttığı söylentilerinden dolayı bu ismi alan Aytaşı, lenfotik sistemdeki bozuklukları ortadan kaldırır. Duygusal dengeleyici vasıflara sahiptir. Tutumlarda esneklik yaratır. Bu taş hakkında en çok rivayeti ortaya çıkartan yerlerden biri de Hindistan’ dır. Hindistan da kutsal bir taş olarak kabul gören Aytaşı’ nın sevgilileri daha ihtiraslı yaptığı da söylenir.
Turkuvaz : Bilinen taşların ve de tılsım olarak kullanılan taşların en popüleridir, çok sayıda da koruyucu özelliği bulunur. Bütün bedeni kuvvetlendirir, hücreleri yeniler, kan dolaşımı, ciğerler ve solunum sistemini canlandırır. Sakinlik verir ve yaratıcı ifadeye güç kazandırır. Duygusal denge, iletişim, sadakat ve dostluğu sembolize eder. Turkuvaz eski çağlarda hayvanları kötü etkilerden korumak için At Tılsımıolarak da kullanılırdı.
Topaz (Sarı Yakut) : Eski zamanların en kudretli taşlarından biri olan Topaz’ ın, göz hastalıklarını ve veba gibi salgın hastalıkları ortadan kaldırdığı söylenir. Bir adı da “Aşk Taşı” olan Topaz’ ın pek çok rengi mevcuttur. Bu taşın sağlıksız insanları sağlığına kavuşturduğu, onları korkaklıktan ve ahlaksızlıklardan koruduğu bilinir.
Lal : Dairesel veya oval biçimli bir taştırLal‘ in erkek türü koyu kırmızı, dişi türü ise açık kırmızıdır. Üzerinde taşıyanı, bedensel zayıflığa ve acımasızlıklara karşı koruduğu bilinir. “Hayal Kuran” ve ” Merhamet Taşı” olarak da bilinir. Cinsel enerjiyi ve duyarlılığı artırdığı, cinsel dengesizliğe karşı koruma taşı olarak bilindiğinden bazı yerlerde “Tutkuların Taşı” olarak da bilinir. Latince adı Garanatum‘ dan gelen Lal taşıGarnet olarak da adlandırılır.
Zirkon : Mücevher olarak kullanılan taşların en ünlüsü olan Zirkon, tamamen renksiz olabildiği gibi, kahverengi, yeşil, kırmızı ve sarı da olur.Zirkon aynı zamanda Zirkonyum elementinin de başlıca kaynağıdır. Mücevher olarak kullanılacak olan Zirkonların en değer göreni renksiz olanlarıdır. Elmasa benzetilmesine rağmen sertlik derecesi elmastan 2,5 Mohs daha azdır. Zihni kuvvetlendirici bir taş olan Zirkon, ince ve kalın bağırsak hareketlerine faydalı ve uyumayı kolaylaştırıcı özelliğe de sahiptir. Bunun yanında duygusal denge unsuru olarak da bilinmektedir.
Elmas : En sert ve kıymetli taş olan Elmas için “rüyaların taşı” da denilmektedir. Beyin fonksiyonlarını ve kişilikteki blokajı ortadan kaldırıcı özelliklere sahiptir ve aynı zamanda temel bir tedavi edici niteliktedir. Bedeni temizleyerek negatif kuvvetleri yok etmesinin yanı sıra zihin/ruh/beden üçlüsünü birleştirici ve bütünleştirici gücü de bulunur. Bolluk, saflık, masumluk ve sadakat simgesidir. Mücevher olarak dayüzükten tutun, kolye ve küpeye kadar bir çok çeşitte kullanılmakta olup kıymeti son derece yüksektir.
Zümrüt : Dünyanın en kıymetli taşlarından biri olan Zümrütler mitlerin ve efsanelerin taşıdır. Geçmişte Şeytanın Cennet’ den kovulurken alnından düşen taşın ve Kutsal Kadeh’ deki taşın da Zümrüt olduğu söylenir. Renginin yeşil olması nedeniyle bu taşın yağmur yağdırdığına inanılırdı. Bağışıklık sistemi, sinir sistemi, kalp, ciğer ve böbreği kuvvetlendirdiği bilinir. Beden-ruh-zihin için tonik vazifesi görür ve kuvvetli bir duygusal dengeleyicidir. Bolluk, sevgi, iyilik, sakinlik, denge ve sabır unsurlarını içerir. Zümrüt’ e kimi yerlerde “Koşulsuz Aşk Taşı” da denmektedir. Sevgililerin birbirlerine verebilecekleri en iyi armağan olarak görülür. Bazı İslam ülkelerinde Zümrüt’ ün var olan koruyucu tılsım gücünü bazı ayetler okunarak daha da güçlendirildiğine de rastlanmıştır.
Safir : Dünyanın en pahalı ve değerli taşları arasında bulunan safirler, sert ısılara dayanıklı ve muhteşem mavi renkte ve beyaz damarlı olurlar. Dünya yüzünde en değerli ve ünlü Safirler Hindistan’ dan çıkmışlardır. Mohs ölçeğine göre Safir Elmastan sonra gelen sertlik derecesine sahiptir. Safirler saf iken renksiz bir mineral olan Korondumun bir çeşididir. Çok değerli bir mücevher olması onları aranılır bir hale getirmiştir. Bugün bilinen en büyük Safir, 563 kıratlık Hindistan Yıldızı’ dır ve New York Doğal Tarih Müzesinde teşhir edilmektedir. 330 kıratlık olan bir diğer Safir ise Asyanın Yıldızı adlı taştır ve Washington DC’ de sergilenmektedir. Kalp ve böbrekleri kuvvetlendirir ve tüm salgı bezlerini harekete geçirici özelliği vardır. Psişik yetenekleri arttırır ve sezgi gücünü güçlendirir. Bundan dolayı yaratıcı ifadenin gelişmesinde büyük rol oynar
Mercan : Kireç karbonatı, magnezyum, silis karbonatı, magnezyum florüt ve kalsiyumdan oluşmaktadır. Pek çok kişi Mercanın, kalbi ve dalağı güçlendirdiğini söyler. Ayrıca Mercan, nazara iyi geldiği gibi, konsantrasyon eksikliğini de giderici özelliğe sahiptir. Başta sedef hastalığı olmak üzere, bir çok cilt hastalığının da iyileştirilmesinde kullanılabilir.
www.gemoloji.org - Sitesinden Alınmıştır

Dünyanın En Unlu Elmas Ustasi



Dünyanın En Ünlü Elmas Ustası
Gerçek elmas su gibi olur
Dünyanın en ünlü elmas ustası Gabi Tolkowsky, bu taşın inceliklerini anlattı.
Gabi Tolkowsky, dünyanın en değerli elması kabul edilen Centenary‘nin de ustası. Tolkowsky 6 kuşaktır bu mesleği yapan bir aileden geliyor.
Elmasa elleriyle hayat veriyor
Gabi Tolkowsky altı kuşaktır elmas kesim ustalığı yapan bir aileden geliyor. İşine aşık olan Tolkowskyelmaslarla konuştuğunu söylüyor.
Yunanlılar elmasın tanrıların gözyaşları olduğuna inanırmış… Nadide ve güzel olmasının yanı sıra, birçok kişi de yıllarca elmasın sihirli olduğunu sanmış. Çünkü hiçbir alet onu kesememiş, en kızgın ateşler bile üzerinde bir iz bırakamamış. Taa ki sanatkarlar kesme ve cilama tekniklerini keşfedinceye kadar… Polonya asıllı, Belçikalı Gabi Tolkowsky de dünyanın en önde gelen elmas kesim ustalarından biri.Pırlanta Merkezi De Beers‘in davetlisi olarak İstanbul’a gelen Tolkowsky, bugüne dek pekçok kıymetli elmasa şekil vermiş. Bunlardan ikisi ise mücevher tarihinde büyük önem taşıyor. İlki dünyanın en temiz ve en pahalı elması kabul edilen Centenary, diğeri de dünyanın en büyük sarı elması olan Golden JubileeCentenary elmasına şekil vermek için tam üç yıl uğraşan Tolkowsky, kesimin neden bu kadar uzun sürdüğünü sorduğumuzda, “Çünkü bir elmasa şekil vermeden önce, onunla konuşmanız gerekir. Siz sabah sorarsınız, o ertesi akşam cevap verir… Her elmasın bir karakteri, kişiliği vardır. Ona bakmadan, onu dinlemeden elmasa istediğiniz şekli veremezsiniz. Eğer konuşursanız o da sizinle iletişim kurmaya başlar ve ışığını daha çok saçar” diyor.
Baba Mesleği
Altı kuşaktır elmas kesim ustası olan Tolkowsky ailesinin son ustası, 16 yaşından beri bu mesleğin içinde. Amcası Marcel Tolkowskydünyada en çok ilgi gören ve ışığı en mükemmel şekilde yansıtan, yuvarlak pırlanta kesimin yaratıcısı. 15 kişilik bir ekiple çalışan Belçikalı kesim ustası, bu işin tek başına yapılamayacağını söylüyor. “Elması kesebilen tek şey yine elmastır” diyen Tolkowsky, taşa şekil vermek için elmas tozlarını kullanıyor. Hazır onu yakalamışken, gerçek pırlanta ile sahtesini birbirinden nasıl ayıracağımızı soruyoruz. Tolkowsky, “Bunun için uzman olmanız gerek. Ama iyi pırlanta su gibi berrak, derinine baktıkça tıpkı kristal gibi renkli ışık hareleri olandır” diyor ve ekliyor “Ama mutlaka bildiğiniz veya tavsiye edilen bir mücevherciye gidin. Tanınmış, mücevherleriyle ünlü hiçbir mücevher mağazası size sahte bir taş vererek adını lekelemeye kalkmaz.”
Aşkı Temsil Ediyor
Pırlantanın bir kadın için çok şey ifade ettiğini söyleyen ünlü kesim ustası, mücevherlerin kadının varlığının bir parçası olduğu görüşünde. “Örneğin Elizabeth Taylor… O kadar güzel bir kadının güzel görünmek için pırlantalara mı ihtiyacı vardı? Elbette hayır… Ama pırlantayı başkalarına güzel görünmek için takmaz kadınlar. Kendilerini mutlu ve güvenli hissetmek için takarlar. O yüzden her kadın mutlaka birpırlantası olsun ister!” Mutsuz pırlanta olmadığını, pırlantanın aşkı ve coşkuyu simgelediğini söyleyen Gabi Tolkowskypırlanta yüzüğünneden evlilik teklifi anlamına geldiğini ise söyle açıklıyor: “1477 yılında Avusturya arşidükü Maximillian, sevgilisi Mary’ye tarihteki ilk pırlantalı nişan yüzüğünü hediye etmiş. Bir evlilik teklifi üzerine armağan ettiği bu pırlanta yüzük herkesin büyük beğenisini toplamış. O günden bugüne de bu bir gelenek halini almış.
19.yüzyılda ise Napoleon oğullarının doğumunda karısına pırlanta yüzük hediye edince, pırlanta evlilik ve doğum kutlamalarının klasikleşen hediyesi olmuş.”
www.sabah.com.tr - Sitesinden Alınmıştır.

Paha bicilmez dunya'nin en essiz zumrut mucevherleri


 Paha biçilmez dünya'nın en eşsiz zümrüt mücevherleri



Tüm dünya müzelerinde büyük zümrüt kristaller bulunabilir. Britanya müzesinde 1384 karat DEVONSHİRE zümrüt kristali sergileniyor.




Washington Smithsonian müzesi 858 karat GACHALA zümrüt kristaline sahip.New York Amerika doğa tarihi müzesinde 632 karat PATRİCİA zümrüt kristali bulunuyor.




Dünyanın en ünlü zümrüt MOGUL (Moğol) zümrütüdur. 10 santim boyunda, 217 karat ağrılığında bu taşın bir tarafında dua yazılı, diğer tarafında ise muhteşem çiçek motifleri var. Bu efsanevi zümrüt 28 Eylül 2001 yılında 2,2 milyon dolar fiyatı ile bilinmeyen bir alıcıya Londra Christie müzayedesinde satıldı.






Dünyanın en büyük işlenmiş zümrüt koleksiyonu İran sarayında mücevherler arasında bulunuyor. Bu muhteşem koleksiyondan uzun zamandan beri haber alınamıyor ve Tahran Merkez Bankasında saklandığını tahmin ediliyor.




Brezilyada bulunan ve Hindistan’da kesilen 57.000 karatlık zümrüt kristali, dünyanın en büyük kesilmiş zümrüt olarak kabul ediliyor. 11,5 kilogram ağrılında ve bir karpuz büyüklüğünde bu taşa TEODORA “tanrının hediyesi” ismi verildi.

Birbirinden Guzel Unlu İnci ve İncili Mucevherler

Birbirinden Güzel Ünlü İnci ve İncili Mücevherler

 

Chrysanthemum Brooch (Krizantem Broş)

Paulding Farnham Tiffany & Co. firması adına 1904 senesinde tasarlanmış resimdeki broş, platin, pırlanta ve Missisipi tatlı su incileri ile oluşturulmuştur. Doğal tatlı su incilerinin asimetrik olmaya yatkın özellikleri bu broş üzerinde farklı bir tasarımın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ünlü Amerikalı opera sanatçısı Lillian Russell bu broşun sahibi olmuştur ve broş Amerikan Doğal Tarih Müzesi'nde sergilenmektedir.


Afroditin İğnesi (Aphrodite Pin)

                                                   


          
Kıbrıs'ta Kouklia olarak bilinen bölge yakınlarındaki Afrodit Tapınağı'nda bulundu. Bulunduğu lahitte açıkca şu yazar; "Aratas'ın eşi Paphoslu Afrodit Eubola tarafından takılmıştır". En eski inci örneklerinden biri olan bu iğne, eski çağlardaki Kıbrıs ve ortadoğu'nun en önemli din merkezlerinden Paphos'un M.Ö. 294 yıllıarında Mısır'ın kontrolüne geçmesiyle Afrodit Tapınağı'na adandı. Şimdilerde ise birçok tarihi eser gibi "The British Museum"'da sergilenmektedir.

Abernathy İncisi (Abernathy Pearl)


26.6 gram ağırlığındaki doğal tatlı su incisi, İskoçya nehirlerinde bulunmuş en kusursuz incidir. Abernathy incisi boy olarakta kalite olarakta bulunması en nadir ve zor  incilerden biridir.
Abernathy İncisi 1967 senesinde profosyonel inci dalıcısı olan Bill Abernathy tarafından İskoçya'daki Kay nehrinde tuhaf şekilli bir istiridye içerisinde keşfedilmiştir.
Abernathy incisinin meşhurlupu bütün ülkeye yayılmış fakat sanayi devriminin tatlı sulara verdiği ağır zararlar istiridye neslini ortadan kaldırmış ve bir efsaneye dönüşen bu inci türünün bir eşi daha bulunamamıştır.
1992 yılına dek Cairncross ilinde bir mücevher mağazasında muhafaza edilen bu inci sonraları ismini beyan etmek istemeyen bir müşteriye satılmıştır.


Arco Vadisi İncisi (Arco Valley Pearl)




Marko Polo'nun bir rivayetine dayanarak; 1495 gramlık bu dev inci, Çin imparatoru tarafından ünlü Moğol hükümdarı Kubilay Kağan'a hediye verilmiştir.
Barok şekilindeki bu inci son olarak Abu Dabi'de bir açık arttırmada 8,000,000 USD karşılığında ismini açıklamak istemeyen bir Fransız kolleksiyonerine satılmıştır.


'Allah' İncisi (Pearl of Allah)

Doğal incilerin içinde en büyüğü olarak da anılan "Allah İncisi" 'nin hikayesi 2500 yıl öncelerine kadar dayanmaktadır. 6350 gram ağırlığında olan bu inci ilk olarak Taoizm'in kurucusu Lao Tzu tarafından barış ve uyumun sembolu şeklinde adlandırılmış fakat daha sonra kaybolmuş ve sonunda 1934 yılında Filipinler'de Etem isminde bir inci dalıcısı bulmuş ve "Allah İncisi" adını vermiştir. 40,000,000 USD değerindeki bu inciye Usame Bin Ladin'de sahip olmaya çalışmış fakat VictorBarbish adındaki koleksiyoner incinin gerçek sahibi olmuştur.




 
Umut İncisi (Hope Pearl)

Tuzlu su istridyeleri tatlı su incilerine oranla daha büyük olduklarından genelde incileri de o oranda büyük olurlar. Fakat çok ender de olsa tatlı su incilerinin de oldukça iri boyutlara ulaşabilmeleri mümkündür. Bunun en güzel örneği ise resimdeki umut incisidir. 1170 gram ağırlığındaki bu inci genelde saf ve beyaz ışık verse de, yeşilimsi bir bronz renginde sahibidir.
19.yüzyılların ünlü bankacılarından Henry Hope tarafından satın alınmış bu inci şimdilerde Londra Doğal Tarih Müzesi'nde (Natural History Museum) sergilenmektedir.
Seyyah İncisi (La Peregrina Pearl)




Gümüş renkli ,eşsiz, 131 gram ağırlığında ve kusursuz damla formunda La Peregrina tarih boyunca gözden hiçbir zaman düşmemiştir.
Aslı Güney Amerika'ya dayanan La Peregrina 16. yüzyıllarda İspanyol denizciler tarafından Kral II.Phillip'e verilmiş ve İngiliz kraliçesi Mary'a düğün hediyesi edilmiştir.
Yüzyıllarca İspanyol kraliyet ailesince gizlenmiş daha sonra ise Fransız saraylarını uzun süre süslemiştir.
1969 yılında İngiliz aktör Richard Burton tarafından 37,000 USD karşılığında satın alınarak eşi Elizabeth Taylor'a sevgililer günü armağanı olarak verilmiştir. Pırlanta ve kırmızı yakutlarla bezenmiş bu mücevher Elizabeth Taylor' ün vefatına kadar  son sahibinin boynunu süslemiştir.

Ada İnci

Kurkler diger giyeceklerden daha pahalidir. Bunun nedeni:

Kürkler diğer giyeceklerden daha pahalıdır. Bunun nedeni



Tüyleri  üzerinde  kalmak  üzere,  işlenmiş  tabii  ve  çeşitli  renklere  boyanmış  postlara
kürk denir.

Üzerinden elde edildiği hayvanın tabii tüylerini, kıllarını, yünlerini olduğu gibi taşıyan
ve  sadece  basit  kurutma  işlemi  uygulanmış  hayvan  derilerine  post  denir.  Memleketimizde
kürkçülük  eskiden  bir  sanat  halindeyken,  zamanla  gelişme  sahası  bulamadığından,  eski
önemini kaybetmiştir. Cumhuriyet ilanından beri yurdumuzda  kürkçülüğe önem verilmeye
başlandı.  Şimdi  Tarım  Bakanlığının  üretim  çiftliklerinde,  kürkü  için  ada  tavşanı
yetiştirilmektedir.  Halen  yurdumuzda  tavşan,  sansar,    tilki,  sincap,  zerdeva  türleri
bulunmaktadır. Çeşitli kostüm ve aksesuarların yapımında kullanılır.

Kürkünden  faydalandığımız  hayvanlar  sayılamayacak  kadar  çoktur.  Bunların  değeri
tüylerinin yumuşaklığına, parlaklığına, sıklığına ve inceliğine göre değişir.






Kürkler diğer giyeceklerden daha pahalıdır. Bunun nedeni:

  Daha dayanıklı oluşu,
  Vücudu diğer giyeceklerden daha iyi koruyuşu,
  Elde ediliş zorluğu,
  Diğer giyeceklerden daha gösterişli oluşundandır.

En iyi kürkler, çok soğuk memleketlerde yaşayan hayvanlara aittir. İklim etkisiyle bu
tüyler  daha sık,  uzun  ve  incedir.  Renkleri  parlaktır.  Sıcak  bölgenin  kürkleri  yağlı  ve  kirli
olur.



Kürklerin Kullanıldığı Yerler ve Korunması 

Kürklerin  kullanım  alanı  oldukça  geniştir.  Zevklere  ve  ihtiyaca  göre  kürkler  manto
ceket, kap, etol, şapka, çanta, yaka, düğme  ve garnitür olarak kullanılır.

Güve ve böceklere karşı koruyucu olarak kürkler dövülmeli, naftalin vs. hatta karbon
sülfür, madenî esanslar, formol ve iki klorlu benzole batırılmış pamukla tamponlanmalıdır.

MEGEP - Giyim ve Aksesuar

Sicak ve Soguk Renkler

 Sıcak ve Soğuk Renkler 


Renk yelpazesi üzerindeki kırmızı, sarı ve portakal rengi grubuna sıcak renkler denir.
Bunlar güneş ve ateş renkleri olup neşeli ve canlıdır. Fakat çok parlak oldukları zaman tahrik
edici olabilir. Ayrıca sıcak renkler eşyayı olduklarından büyük ve yakın gösterir.


Mavi,  yeşil  ve  mor  renklerin  meydana  getirdiği  grup  ise  soğuk  renklerdir.  Bunlar
gökyüzü, su  ve  buz  renkleri  olup  sanki  serinliğin  bir  yankısı  gibidirler.  Huzur ve  rahatlık
hissi veren bu renkler eşyaları olduklarından küçük ve uzak gösterir. Fakat koyu oldukları
zaman can sıkıcı olabilirler.

Siyah  ve  beyaz  renkler  ise  nötr  renklerdir.  Bunlardan  siyah  uzaklık  hissi  verirken
beyaz ise aksi duyguyu uyandırır.

MEGEP

Giyim ve Aksesuarda Renklerin Bireyler Uzerindeki Etkileri



 Giyim ve Aksesuarda Renklerin Bireyler Üzerindeki Etkileri 

Giyim ve aksesuarda renk önemli bir etkendir. Çünkü ilk dikkati çeken nokta renktir.
Çeşitli  renkleri  bir  arada  kullanmak,  bir  model  seçmek,  modelin  özelliklerine  uygun
aksesuarlarını  belirlemek  gerçek  bir  beceri  ister.  Renklere  karşı  tepkimiz  fizyolojik  ve
psikolojiktir.  Bu,  renklerin  özelliklerinden  kaynaklanmaktadır.  Bazı  renkler  cisimleri
olduklarından büyük, bazı renkler ise küçük görmemize sebep olur. Bunun yanında ruhsal
yaşantımıza da tesir eder. Hiç farkında olmaksızın onlar bizi sessiz, neşeli, canlı, sakin veya
melankolik  hâle  getiriverir.  Bu  bakımdan  renklerin  özelliklerini  bilmek  onları  yerinde  ve
zamanında kullanmak gereklidir.

Renklerin yarattıkları etkilerin bazılarına değinmiş bulunuyoruz. Renklerin bireylerin
kişiliklerini  ortaya  koyan  ve  belirli  intibalar  yaratan  özellikleri  de  vardır.  Sarı  neşe  ve
canlılık, kırmızı tehlike işareti ve hayalperestlik ifadesi olup yeşil ve mavi suyun serinliğini
ve  gökyüzünün  derinliğini  vurgular.  Mor  zenginlik  ve  saltanatın,  beyaz  ise  saflığın  ve 
temizliğin ifadesidir denilmektedir


Resim : Renklerin etkisi 

Renklerin  birbirlerine  de  tesirleri  bulunmaktadır.  Kontrast  renkler  birbirlerinin
şiddetini artırırken, buna karşı portakal rengi yanındaki yeşilin daha sarı görünmesine sebep 
olur aynen mavinin yanındaki yeşilin daha sarı görünmesi gibi.  


Renkler aydınlık ve beyaz yüzeyler üzerinde daha koyu, koyu yüzeyler üzerinde daha
açık  görünür.  Siyah  ve  koyu  renkler  eşyaları  olduklarından  küçük,  beyaz  ve  açık  renkler
büyük gösterir.

MEGEP-Giyim ve Aksesuarlar

30 Mayıs 2013 Perşembe

Giyimde Aksesuarin Yeri, Onemi

 Giyimde Aksesuarın Yeri, Önemi 


Süslenme, süs ve takı kullanma, ilk çağlarda bir inanca dayalı olarak veya süslenme
gereksinimi nedeniyle ortaya çıkmış ve gelenekselleşerek günümüze kadar gelmiştir.

Küçük  topluluklar  halinde  yaşayan  kabilelerin  kendi  örf,  adet  ve  görenekleri
doğrultusunda  yaşadıkları  coğrafi  çevreden  temin  edebildikleri  doğal  malzemelerle
tasarladıkları  takılar  geleneklerle  de  bütünleşip  sembolik  anlamlar  yüklenerek  günümüze
ulaşmışlardır.

Geçmişte, özellikle düğün törenleri sırasında gözlemlenen takı kullanma ve süslenme
geleneği bu törenler sırasında kişilerin önem sırasına ve törenin önemine göre değişmektedir.
Günümüzde  ise  güzel  görünme  amaçlı  ve  nazar  inancına  bağlı  olarak  süs  yapılmaktadır.
Süslenme  ve  takı  kullanma  geleneği  kadınların  yanı  sıra  çocuk  ve  yetişkin  erkeklerde  de
yaygın olarak görülen bir olgudur.

Günümüzde  unutulan  ve  unutulmaya  yüz  tutmuş  geleneklerimize  rağmen  takı
kullanma,  süslenme  son  günlerde ilgi  gören  otantik  moda  kavramıyla  bütünleşerek  devam
etmektedir.

Giysileri tamamlayan unsurlar aksesuarlardır. Şıklığın ayrıntıda gizli olması, gösterişli
bir  çanta,  giysiye  uygun  takılar  ya  da  çarpıcı  bir  ayakkabı,  tüm  gözlerin  üzerinizde
toplanmasını sağlar ve sıradan bir elbisenin içinde bile çok şık olabilirsiniz. Birbirinden şık
kıyafetleri  zengin  detaylarla,  hoş  aksesuarlarla  tamamlamak  iyi  giyinmenin  püf
noktalarındandır.

Sezonun  çarpıcı  aksesuarlarını  giysilerimizde  uygun  şekilde  kullanmak  hem
giysilerimizi  farklı  gösterir  hem  de  çarpıcı  olmasını  sağlar.  Aksesuarlar  içinde  belki  de
kadınların en fazla ilgi  duydukları  aksesuarlardan  olan  ayakkabılar  da  giysiyi tamamlayan
önemli unsurlardandır.

MEGEP

Vucut Oranlarina Gore Renk, Kumas Model ve Aksesuar Secimi


 Vücut Oranlarına Göre Renk, Kumaş Model ve Aksesuar Seçimi 


Dünyada  insan  sayısı  kadar  değişik  vücut  yapısı  vardır.  Ancak  yaklaşık  ölçüdeki
vücutları  gruplayarak  belirli  vücut  tipleri  belirlemek  ve  bu  özelliklere  göre  vücutları
tanımak giyim seçiminde kolaylık sağlamaktadır.

Vücut oranlarını dört ana grupta incelenebilir.

  Kısa Boylu Zayıflar 
  Hafif tüylü parlak renkli kumaşları,
  İnce, uzun çizgili açık renk, küçük desenli kumaşları,
  Yuvarlak kupları,
  Düşük bel çizgisini,
  Kapalı küçük, yuvarlak yakaları seçmelidir.

  Kısa Boylu Şişmanlar 
  Tüysüz ve ince dokunuşlu kumaşları,
  Mat görünüşlü koyu renkli kumaşları
  Boyuna çizgili ve küçük desenleri,
  Boydan kuplu (kesikli) dar, uzun kollu modelleri,
  V tipi yakaları, kısa ceketleri,
   İnce, koyu renk kemerleri, orta topuklu ayakkabıları seçmelidir.

 Uzun Boylu Zayıflar 
  Ağır, kalın tüylü kumaşları,
  Enine çizgili, büyük desenli, kareli, açık renkli parlak kumaşları,
  Geniş etekleri, büzgülü, pilli, drapeli modelleri,
  Bolerolu giysileri,
  Bol kolları,
  Tunik tipi giysileri,
  Kısa topuklu ayakkabıları seçmelidir.

 Uzun Boylu Şişmanlar 
  İnce dokunuşlu, az tüylü, mat görünüşlü kumaşları,
  Düz koyu renkli kumaşları,
  Boyuna, ince çizgili kumaşları,
  Bel kemerini giysi kumaşından seçmelidir.

MEGEP- Giyim ve Aksesuarlar

Elmas ile Pirlanta Arasindaki Fark Nedir?

Elmas ile Pırlanta Arasındaki Fark Nedir?


Çoğumuz elmas ile pırlanta'nın ya tamamen aynı ya da farklı iki değerli taş olduğunu düşünürüz. Esasen ikisi de aynı taştır ve sadece kesim şekilleri farklıdır. Kalite standartları açısından tamamen aynı özelliklere sahip olan pırlanta ve elmastan; pırlanta, elmasa göre daha değerli ve pahalıdır.
Pırlanta ile elmas arasındaki farklar nedir derseniz önce pırlantayı anlamakta fayda vardır. Pırlanta, bir kesim şeklidir ve günümüzde sıkça kullanılmakta olan bu kesim şeklinin tasarımcısı Marcel Tolkowsky’dir. Pırlanta kesimde ışık taşın içinde kırılarak muhteşem bir ateş ve parlaklık verdikten sonra geri yansır. Yaygın bir biçimde kullanılan ve tüm dünyada tercih edilen kesim türü; 57 yüzeyli (faset) yuvarlak kesim (round diamond)’dir. Pırlantanın yanı sıra renkli taşların kesiminde sıkça başvurulan ve fancy kesim adı verilen diğer kesim şekilleri ise; prenses, baget, damla, kalp, oktagon, oval ve markiz’dir.
Bu kesim şekillerinin dışında farklı bir kesim türü daha bulunmaktadır. Türkiye’de elmas kesim olarak bilinen bu kesim şekli, dünyada gül kesim adıyla bilinir. Türkiye’de yaygın olarak kullanılan elmas kesim yöntemi, nesilden nesile aktarılmıştır. Antika mücevherler, elmas kesimin yoğun şekilde kullanıldığı ürünlerdir. Bu kesim şeklinde taşın altı düzdür ve taşlar 12 ile 37 arasında değişen fasetlere sahiptir. Işık sadece elmasın yüzeyinden yansıdığı için, pırlantadaki kadar parlaklık ve ateş oluşmaz. Elmaslar genellikle 8 ayar altın üzerine işlenerek, eski ve tarihi bir görüntü verilerek takı haline getirilmektedir.
Sonuç olarak pırlantanın ham maddesi yani kesilmemiş hali elmastır. Bunun yanında elmas kesim adı verilen bir kesim de mevcuttur. Dünyada gül kesim (rose cut) adı ile bilinir. Elmas ve pırlantanın madeni aynı taş olmakla birlikte kesim şekilleriyle ayrıldığını söyleyebiliriz.

Pirlantanın Bakimi ve Temizligi Nasıl Yapilir?


Pırlantanın Bakımı ve Temizliği Nasıl Yapılır?


Pırlanta Temizlik Pırlanta takılarımızın ilk günkü gibi, ışıldamasını ve parlaklığını korumasını istiyorsanız belirli aralıklarla temizliğine özen göstermek gerekmektedir. Pırlanta temizliğinin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin birkaç öneri size bu konuda yardımcı olabilir:
Profesyonellerce Yapılan Bakım ve Temizlik
Pırlanta temizliğinde tavsiye edilen en sağlıklı yöntem bu işlemi profesyonel bir kişiye yaptırmaktır bu sayede pırlantalarınız yeni alınmış gibi pırıl pırıl olacaktır. Ayrıca bu esnada üründeki taşları kavrayan tırnakların (diş) kontrolü de yapılacağından olası taş düşmelerinin önüne geçilmiş olacaktır.
Yumuşak Sıvı Deterjanlarla Temizlik
Küçük bir kap dolusu ılık suya herhangi bir yumuşak sıvı deterjanı ekleyerek köpürün ve pırlantanızı suyun içine daldırın. Sonra yumuşak bir diş fırçası yardımıyla pırlantalarınızı köpük içerisinde hafif bir şekilde fırçalayın. Bu işlemin ardından pırlantanızı bir süzgeç üzerinde ılık su ile durulayın. Son olarak yumuşak bir bez ya da kağıt havlu ile kurulayın.
Mücevher Temizleme Sıvısı ile Temizlemek
Satın alacağınız herhangi bir mücevher temizleme sıvısını kullanarak da mücevherinizin eski parlaklığını ve canlılığını geri kazanmasını sağlayabilirsiniz. Bunun için tek yapmanız gereken temizleme sıvısı üzerinde yazan talimatları okumak ve uygulamaktır.
Ev Temizliğinde Kullanılan Amonyakla Temizlik
Soğuk su ve amonyakla yarı yarıya dolduracağınız küçük bir kaba temizlemek istediğiniz takılarınızı bırakın. 30 dakika kadar bu şekilde bekledikten sonra çıkartın ardından montürün (mücevherin metal kısmı) etrafını küçük ve yumuşak bir fırça yardımıyla hafifçe temizleyip durulayın. Kağıt havlu veya yumuşak bir bez ile kurulayın.
LAVISA BLOG

31 Mayıs 2013 Cuma

85.Oscar Torenlerindeki Kiyafetler ve Pirlantalar

85.Oscar Ödül Töreni ile başlamak isteriz...


OndaGördüm-İlk olarak kırmızı halıya ilk ayak basan Kristin Chenoweth‘un elbisesine bakalım. Kendisini ‘Pushing Daisies’ dizisinden hatırlayabilirsiniz. Dün gece, kırmızı halıda sunuculuk da yaptığı için daha törende kimsecikler yokken geldi sanırım : ) Elbisesi Tony Ward 2013 İlknahar/Yaz Haute Couture Koleksiyonu‘ndan. Prenses-vari eteği ve ışıtılarıyla klasik bir seçimdi, ama kötü değildi.
ondagordum_oscars2013_Kristin_Chenoweth_Tony_Ward1
ondagordum_oscars2013_Kristin_Chenoweth_Tony_Ward2
Hemen ardından kırmızı halıda gördüğümüz diğer isimlerden biriyse Kelly Osbourne‘du. Ne tesadüftür ki Osbourne’un seçimi de aynı Tony Ward 2013 İlknahar/Yaz Haute Couture Koleksiyonu‘ndandı. AMA (kocaman bir ama geliyor) seçimi ne saçıyla, ne de tarzıyla uyuşuyordu. Son dönemde ara ara iyi seçimler yapan Kelly’den daha farklı bir elbise beklerdim.
ondagordum_oscars2013_Kelly_Osbourne_Tony_Ward2
zİlk gördüğümde kalçası normalden çok daha büyük gözüken Reese Witherspoon‘un yakın zamanda doğum yaptığını hatırladım. Witherspoon şaşırtmayarak benzer tarzında, straplez, balık kesim bir elbise giymişti. Saks mavisi elbise Louis Vuitton‘dan. Mücevherleri de klasik LV detaylarını görebileceğiniz pırlantalar.
ondagordum_oscars2013_reese_witherspoon_louis_vuitton1
ondagordum_oscars2013_reese_witherspoon_louis_vuitton2
Gecenin herhalde ne giyeceği en çok merak edilen ismi Jennifer Lawrance‘dı. En İyi Kadın Oyuncu adayı Lawrance şaşırtmayarak yine Dior Couture giydi. Altın Küre ve BAFTA  tercihlerine göre daha ihtişamlı, Oscar’a yakışan bir elbise giymişti ve ortak karar bu kıza sadeliğin yakışmasıydı. Ben elbiseye aşırı bayılmasam da beğenmediğim diğer tercihlerine göre iyiydi ve ters taktığı pırlanta kolyesini ise çok beğendim.
ondagordum_oscars2013_Jennifer_Lawrance_Dior1
ondagordum_oscars2013_Jennifer_Lawrance_Dior2
En İyi Kadın Oyuncu dalında diğer adaylardan, Altın Küre ve BAFTA kıyafetini de incelediğimiz Jessica Chastain saçlarının renginde, bakır tonlarda kendisine özel hazırlanan bir Armani Prive giymişti. Tören sırasında izleyicilerden #BestDressed hashtag’iyle gönderilmesi istenen tweetlerde de Chastain ilk 3′teydi. Bana göre de Chastain’in havası eski Hollywood yıldızlarını anımsatıyordu. Hatta L.A. Confidential’daki Kim Besinger gözümde canlandı, fakat hala kendisinde bir star ışığı olduğunu düşünmüyorum. Sevemedim gitti seni Jessica.
ondagordum_oscars2013_Jessica_Chastain_armani_prive1
ondagordum_oscars2013_Jessica_Chastain_armani_prive2
ondagordum_oscars2013_Jessica_Chastain_armani_prive3
Madem ödül kategorilerine göre yazımı devam ettiriyorum, hemen gecenin ‘ender’ favori isimlerimden biri Naomi Watts ile devam etmek istiyorum. Watts’ın da seçimi Armani Prive. Rengi, metalik görünümü ve göğüs kısmındaki detayıyla bana göre ufak da olsa futuristik bir havası olan elbiseyi çok beğendim. Oscar’da böylesi cesur seçimleri daima sevmişimdir.
ondagordum_oscars2013_naomi_watts_armani_prive1

ondagordum_oscars2013_naomi_watts_armani_prive2
ondagordum_oscars2013_naomi_watts_armani_prive3
Gecenin iki çarpıcı kırmızısı ise Jennifer Aniston ve Lincoln’le ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ adayı olan Sally Field‘dan geldi. İkisinin de tercihi kırmızı deyince akla gelen isimValentino‘ydu. Jennifer Aniston’un elbisesi 2013 Spring Couture Koleksiyonu‘ndan.
ondagordum_oscars2013_Jennifer_Aniston_Valentino1
Uzun yıllardır Oscar’a katılmayan ve aday olmayan Sally Feild‘ın tercihi ise yaşına uygun bir elbiseydi. Onunkisi ise 2012 Fall Couture Koleksiyonu‘ndandı. Bu iki kıpkırmızı elbiseyi görünce bu senenin kırmızı halısının fuşyaya kaçan bir pembe olduğu açıkça görülüyor :)
ondagordum_oscars2013_Sally_Field_Valentino1
ondagordum_oscars2013_Sally_Field_Valentino2
Yardımcı Kadın Oyuncu adayı demişken, hemen Les Misérables ile aday olan Anne Hathaway‘e bakalım. Hathaway maalesef kırmızı halıda tam bir felaketti. Prada elbisesi, elbisesinin göğüsleri, kolyesi maalesef ekran başındaki kimseyi tatmin etmedi. Bunun yanında bir de Hollywood Kırmızı Halı dedikodusu Twitter’da dolaştı durdu…Hathaway’in önce bir Valentino giyeceği marka tarafından onaylanmasına rağmen törene 3 saat kala aldığı bir Prada’yla salınması akıllarda soru işareti oluşturdu. Dedikodu her ne olursa olsun, sonuç maalesef kötü. Bu arada notumu hemen eklemek isterim, bu yazıya devam ettiğim an itibariyle Anne Hathaway ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ Oscar’ını kazandı.
ondagordum_oscars2013_Anne_hathaway_prada1
Sefiller’deki rol arkadaşı Amanda Seyfried ise Alexander McQueen‘den beğenilen bir elbise giydi. Göğüs kupunda oturmayan bir detay dikkat çekse de, genel itibariyle zarifti. Elbiseye hakim renk gibi duran lilaya uygun göz mor/lila renk farıysa biraz demode geldi.
ondagordum_oscars2013_Amanda_Seyfried_Alexander_McQueen2
ondagordum_oscars2013_Amanda_Seyfried_Alexander_McQueen1
Gecenin en ilginç detaylarından biriyse The Sessions ile aday Helen Hunt‘un H&M‘denlacivert bir elbiseyle katılmasıydı. Evet yanlış duymadınız H&M :)
ondagordum_oscars2013_helen_hunt_H&M1
007 James Bond – Skyfall filminin aynı isimli orijinal şarkısı ‘Skyfall‘ ile Oscar kazanan Adeleise klasik siyah elbise seçiminden vazgeçmiyor. Bu sefer şaşırtarak Burberry yerine Jenny Peckham‘dan siyah bir elbise seçmiş. Ödül törenlerinde genelde aynı gözükse de, bu kadının makyajına ve eyeliner sürüşüne hayranım :)
ondagordum_oscars2013_Adele_jenny_peckham1
Sunuculardan biri olan Sandra Bullock ise geceye Elie Saab‘ın 2013 Spring Koleksiyonu‘ndan şık bir elbiseyle katıldı. Genele oranla sade bir şıklık içindeydi ama çantasını hiç beğenmedim. Forces of Nature‘daki rol arkadaşı ve En İyi Yönetmen adayı Ben Affleck‘le olan 2. fotoğrafı ise çok beğendiğim için sizlerle paylaşmak istedim :) Bu arada En İyi Yönetmen ödülünü Life of Pi ile Ang Lee kazandı.
ondagordum_oscars2013_sandra_bullock_elie_saab1
ondagordum_oscars2013_sandra_bullock_elie_saab2
Ben Affleck demişken son sırayı ise Jennifer Garner‘a bırakıyorum. Garner da bu gece en beğendiklerimden oldu. Altın Küre’deki kıyafetini beğenmemiştim, bir aday eşine yakışır giyinmeli demiştim. Sanki beni duymuşcasına fuşya rengi Gucci‘si ve 2.5 milyon dolar değerindeki Neil Jane kolyesiyle oldukça şıktı. Ben Affleck de yine Gucci olan smokiniyle törene katılmıştı. Şu dakikada (saat 06:56) yazımı şöyle noktalıyorum; boş yere Ben Affleck’in eşiyle kapanışı yapmamışım çünkü en iyi film: ARGO seçildi;)
ondagordum_oscars2013_Jennifer_garner_gucci1
ondagordum_oscars2013_Jennifer_garner_gucci2

"OndaGordum" Sitesinden alınmıştır.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Oscar törenlerinde o büyülü heykelcikler kadar, starların seksi tuvaletlerini süsleyen pırlantalarıda göz kamaştırır. 1996 yılında Oscar törenin sunucusu olan Salma Hayek‘ in sözleri bunu çok iyi yansıtır. Bu yıl ressam Frida Kahlo’ nun hayatını canlandırdığı ‘Frida’ filmiyle Oscar’ a aday olan Salma Hayek, başında pırlanta taçla gelmişti ve ‘Tacımı, Oscar‘ lara gelirken takmayayım da ne zaman takayım ki’ diyordu.

Oscar törenleri ışıltılı bir geçit töreni olarak ün kazandıkça, yıldızlar da kendilerini takılarla süsleyen ünlü kuyumcuların ellerine bıraktılar. Hangi yıldızın hangi pırlantayı taktığı konuşulur durur. Ödünç pırlantasıyla havuzun serin sularına atlayan Angelina Jolie‘ nin; pırlantalarınıkaybeden Liz Hurley‘ nin öyküleri magazin basınını günlerce meşgul eder. Starların Oscar törenine ödünç aldıkları pırlantalarla geldiğini biliyor muydunuz? ‘
Star Style At Academy Awards dergisine göre, Hollywood‘ lu starların ödünç pırlantayla törene gelmesi çok eski bir gelenek.
Bu gelenek 1944 yılında başlamış. Oscar adayı Jennifer Jones ünlü 5. Cadde’ nin kuyumcusu Harry Winston‘ dan ödünç aldığı pırlanta kolye ve küpe setiyle törene gelmiş; böylece ilk kez ünlü bir kuyumcu bir film yıldızına önemli bir gece için pırlanta takıyı ödünç vermiş ve bu gelenek yıllardır sürüyor. Ancak Oscar’ a kendi pırlantalarıyla da gelen yıldızlar da var. Joan Crawford düzenli olarak ödül törenine kendipırlantalarını takarak gelen ilk starlardan biri. Crawford 1940′ lı yıllarda takmış olduğu pırlantalarını, 1962 Akademi Ödülleri töreninde de taktı. Bu göz alıcı kolyenin sökülüp takılabilen bir broşu vardı ve yıldız bunu yıllar önce bir restoranda kaybetmişti. Bu kadar büyük bir takının gerçek olamayacağını düşünen bir komi tarafından çöpe atılmıştı. Daha sonra broş bulundu ve komi işten çıkartıldı.
Aynı şekilde Elizabeth Taylor‘ ın da şaşırtıcı bir pırlanta mücevher koleksiyonu vardı. Liz Taylor, eşi Richard Burton’ un hediyesi 69 karatlık armut şeklindeki Taylor-Burton pırlantasını, 1970 Oscar töreninde bir gerdanlığın ucunda takınca olay olmuştu. Edith Head’ın tasarladığı tuvaleti ise, bu mücevherini tamamlamak için hazırlanmıştı. Oprah Winfrey 1996′ da, göz kamaştırıcı bir riviera pırlanta gerdanlıkla Oscar törenine geldiğinde, ‘Ben sadece kendi pırlantalarımı takarım’ diyordu. Bu arada Hollywood‘ lu starların ödünç aldığıpırlantaları satın aldıkları da oldu. 2001 Oscar‘ ında En İyi Aktris Ödülü’ nü kazanan Julia Roberts, Van Cleef & Arpels‘ dan göz kamaştırıcı bir ödünç pırlanta bilezikle ilgi uyandırmıştı. Bu bilezik Latin şarkıcı Luis Miguel’ in o kadar ilgisini çekti ki daha sonra satın alıp o zamanki sevgilisi Mariah Carey‘ e hediye etti.
1999 yılında Gwyneth Paltrow, ‘Aşık Shakespeare’ filmiyle En İyi Aktrist Oscar’ ını kazandığı zaman aynı zamanda babası ve yapımcısı olan Bruce Paltrow, ona ödül törenlerinde takmış olduğu 160 bin dolar değerindeki 40 karatlık Harry Winston pırlanta gerdanlığı satın aldı. Nicolas Cage, 1996′ da ‘Las Vegas’a Veda’ filmindeki rolüyle, En İyi Aktör Oscar’ ı için aday olduğu zaman, karısı Patricia Arquette’ e o gece kazandığı takdirde takmış olduğu ödünç pırlanta küpeleri hediye olarak satın alacağına söz vermişti. O akşam Cage eve Oscar heykelciğiyle döndü ve Patricia da pırlantalara kavuştu. Siyahi komedyen Whoopi Goldberg ise, tüm zamanların en fazla pırlanta takan yıldızıydı. 1999 Oscar töreninde Whoopi Goldberg, Oscar’ ın ev sahibesi rolünü üstlendiğinde bu rekoru kırdı. Sahnede yıldızın üzerinde tahminen 71 milyon Dolar değerinde pırlanta vardı. Bunların arasına Harry Winston tarafından verilen 10 milyon Dolar’ lık bir pırlanta yüzük de dahildi.
Oscar törenlerinde yaşanan kayıp pırlantaların öyküleri de vardır. 2001 yılı Oscar töreni sonrasında Vanity Fair Dergisi’ nin düzenlediği partide Elizabeh Hurley bileğindeki 750.000 Dolar değerindeki Harry Winston pırlanta bileziğin yok olduğunu görünce, epeyce kargaşa yaratmıştı. Ancak Liz şanslıydı; neyse ki New York Observer muhabiri Frank DiGiacomo bileziği yerde bulmuş ve partide çalışan elemanlardan birine teslim etmiş; Liz de bileziğine kavuşmuştu. 1998′ de Altın Küre Ödülü kazanan Angelina Jolie, En İyi Aktrist Ödülü’ nü (Gia filmiyle) kazandığı için o kadar sevinçliydi ki üzerine Van Cleef & Arpels imzalı 130.000 Dolar değerindeki pırlanta mücevherleBeverly Hilton Oteli’ nin havuzuna atladı. Angelina geçen yıl da Akademi Ödülleri’ nden En İyi Yardımcı Aktrist Oscar’ ını kazandı; ama ona ödünç mücevher takımını veren kuyumcu Asprey & Garrard şanslıydı; çünkü yakında bir yüzme havuzu yoktu.
Ünlü Beverly Hills kuyumcusu Martin Katz, 1996′ da En İyi Aktris Oscar’ ını kazanan Emma Thompson’ a ödünç olarak 4 karatlık pırlanta küpeleri vermişti. Martin Katz Emma’ ya, ‘Pırlanta küpelerle heykelciği değiş tokuş edelim mi’ diye sorunca, tam bir star gibi konuşan Emma bunu reddetmişti. Kuyumcular için, pırlantalarının, ünlülerin üzerinde görülmesi çok şey ifade ediyor. ‘Binlerce bazen milyonlarca dolarlık reklama eş değer olabilir’ diyorlar.
1997 Oscar törenine Celine Dion’ un takmış olduğu 490.000 Dolar değerindeki pırlanta kolyeye gelince, Celine sahneye çıktıktan hemen sonra Chanel bu kolyenin satıldığını açıkladı. Fransız modaevi Chanel, Celin Dion’ un bu kolyeyle görülmesinin, 9 milyon dolarlık reklama bedel olduğunu belirtti. Hollywood’ un pırlantalarıyla ünlü starlarının başını, Elizabeth Taylor çeker. Liz’ in büyük bir pırlanta koleksiyonu vardır.
Bunların içinde en göze çarpanı 33.19 karatlık Krupp pırlantası ve 69.42 karatlık armut şeklindeki Taylor-Burton pırlantası idi. Liz, yüzük için aşırı büyük olduğunu görünce bu taşı pırlantalı bir kolyeye monte ettirmişti. Richard Burton ona, 1621 yılında Şah Cihan’ ın, eşi Mümtaz Mahal’ a armağan ettiği kalp şeklindeki sarı pırlantayı da vermişti. Sophia Loren 1957 Oscar töreninde pırıltılı bir taçla geldiğinde asaletini kanıtlamıştı; aynı görüntüyü Salma Hayek, 1996 töreninde sergiledi. Sophia Loren yıllarca Avrupalı şık görünüşünü Valentino, Armani gibi İtalyan modacılara olan sadakati ve pırlantalı aksesuarlarla tamamlayarak korumuştur. Sharon Stone 1998 Oscar töreninde kendine özgü tarzını unutulmaz bir şekilde ilan etti. Törene üzerinde beyaz bir erkek gömleği ile gelen Sharon, 37 karatlık pırlanta imparator sineği broşu (Fred Leighton) eteğine takmıştı; sektördeki bazı uzmanlar, Stone’ un bu kıyafetiyle, günlük giyimde devrim yaratacak bir yorum getirdiğini söylediler.
Bir sonraki yıl Cameron Diaz, Stone’ un bu ’sade şıklık’ kavramını tekrarlayarak, basit bir siyah elbisenin üzerindeki, muhteşem pırlanta bilezik ve küpeleriyle sergiledi. Jennifer Lopez 2001 Oscar’ ında herkesin dilinde dolaşan kıyafetinde, adeta pırlantaları toplamıştı. Jennifer Lopez’ in, Chanel dikimli elbisesinin her noktası pırlantalarla süslenmişti. Bunların arasında 1950′ lerin tarzında avize tipi küpelerEdward stili saç tokaları, petek şeklinde pırlanta bilezik, antika bir Art Deco pırlanta broş (elbisenin arka tarafında) ve her iki elinde pırlanta yüzük göze çarpıyordu ve tüm bu takılar Fred Leighton imzalıydı. Whoopi Goldberg hem beyaz perdede hem de dışında kesinlikle bir pırlanta divası oldu. Oscar töreninlerinde tarih boyunca en fazla pırlanta takma rekorunu (1999 yılında) elinde tutuyor. Goldberg ayrıca Disney’ in ‘Sindirella’ filminde Kraliçe Konstantin rolüyle sahnede 11 milyon değerinde pırlanta mücevher takmıştı.
Bunların arasında Harry Winston imzalı 70 karatlık bir pırlanta yüzük de vardı. Pırlantayı beyaz perdede de seviyor. Bu büyüyü Maura Spiegel şöyle anlatıyor: ‘Kamera, sanki pırlantalara bayılıyor; özellikle siyah beyaz filmlerde büyüyü artırmak için pırıltılar ve ışık parıltıları aranıyor. Bu ışıklandırma ortamında sıcak ve ışık saçan pırlantalar sihirli, neredeyse canlı bir görünüme sahipti. Pırlantalarla bezenmiş bir yıldızın yakın planda odaklanmasında, zaman neredeyse dururdu; sanki kamera bu parıltıyı içine almaktaydı…’Liz Taylor Pırlanta
‘Great Gatsby’ (Muhteşem Gatsby) filminde Mia Farrow, takmış oyduğu pırlantayla unutulmazlar arasına girdi. Onun karakteri, takmış olduğu gerdanlıkla anında tanımlanmıştı.
Pırlantadan bir anıt. Pırlanta filmelere de konu oldu. Elmas sanayiinin gizemli dünyasını konu alan ‘Place Vendome’ (Vendome Meydanı) filminin yıldızı Catherine Deneuve bu filminde, gizli kalmış bir nadide pırlanta koleksiyonu keşfedince yaşama hırsıyla yeniden ateşlenen bir alkolik ruhu canlandırıyordu. Filmlerde takılan bazı pırlantalar hemen moda oluyordu. Mia Farrrow’ un ‘Muhteşem Gatsby’ filminde Daisy Buchanan rolünde oynarken taktığı, markiz kesimli pırlanta, nişan yüzüğüne hayran kalan bir kadın, Cartier mağazasına giderek, ‘Ben Daisy’ nin yüzüğünüistiyorum’ demiş ve yüzüğü satın almıştı. Dönem filmleri Oscar törenlerinde her zaman eski tarz ve romantik pırlanta mücevherlerin ortaya çıkmasında esinlendirici bir rol oynamıştır.
Kate Winslet, ‘Sense And Sensibility’ filmindeki rolü için Oscar’ a aday olunca Edward stilidantelli bir gerdanlık takmıştı. İki yıl sonra Gloria Stuart, ‘Titanic’ filminden esinlenen bir kolye taktı. Bu filmdeki rolü için aday gösterilmesinin şerefine, bu takı özellikle üretilerek okyanus mavisi pırlantalarla bezenmişti. Audrey Hepburn ünlü ‘Tiffany’ de Kahvaltı’ filminde Tiffany marka pırlantalı mücevherleriyle unutulmaz olmuştu. Audrey, ‘Roma Tatili’ ve ‘My Fair Lady’ filmlerinde pırlantalı mücevherleriyle göz kamaştırdı. 2003 yılı Oscar töreninde yıldızları süsleyen pırlanta evleri Bvlgari, Cartier, Harry Winston, Tifany ve Van Cleef & Arpels başı çekiyordu.
www.galerigold.com - Sitesinden Alınmıştır

Altinlarinizin temiz ve parlak gorunmesini istiyorsaniz...

Tarih, insanların altına olan isteklerinin yol açtığı savaşların ve serüvenlerin öyküleri ile doludur. Altın zenginliğin, bolluğun bir simgesi olmuş zenginlik ise çoğu kez kişileri ve ulusları güçlü kılmıştır.





Büyük uygarlıkların yükseliş ve düşüşleri, sahip olduklarıaltın, miktarının artma veya azalması ile doğru orantılı olmuştur Ortaçağda kimyacılar başka metallerden altın elde etmek için yöntemler bulmağa çalışmışlar, fakat bu uğraşıları sonuçsuz kalmıştır, insanlar kendilerini zengin edecek altını bulabilmek umudu ile yeryüzünü dolaşmışlar, büyük güçlüklere göğüs germişlerdir, insanların uğrunda hayatlarını tehlikeye atmaktan kaçınmadıkları ve kendisine sahip olanları zengin eden bu madde nedir?
ALTIN BAKIMI
Altınlarınızın temiz ve parlak görünmesini istiyorsanız, önerilerimizi okuyun.

Altın Bakım İster

Altın, oldukça gösterişli bir aksesuardır. Ama bir o kadar da özen ve bakım gerektirir Madem ki takmayı bu kadar çok seviyoruz, o zaman bakımına da özen göstereceğiz.
Kadınların altın tutkusu, neredeyse dünyayla eşit. Altın, insanlar değerli taşın varlığını anladıkları andan bu yana en görkemli hediye, en pahalı aksesuar ve en ulaşılmaz istek oldu. Ulaşılmaz, çünkü bir tane alınca hep yeni bir tane istedik. O da yetmedi. Hep daha fazlasını arzuladık. Bu durumdan şikayeti olanlar ise erkekler oldu. Sevinenler ise kadınlar.
Seviyorsak, Koruyacağız da…
Bir de şu var ki, insan doğası gereği birşeye sahip olunca değerini yitirir gözünde, işte bu durum altın takılar böyle. Hep en pahalısını almak isteriz. Alınca da 2-3 gün kullandıktan sonra sıkılıp bir kenara atarız. Çünkü gözümüze mutlaka yeni bir tane kestirmişizdir. Ama bu durum, ne kadınları altın takı istemekten alıkoyar. Ne de erkekleri onları satın almaktan. Kadınların güzelliğini ve kıyafetini tamamlama aracı olarak görülen takılar, hiçbir zaman değerini yitirmez. Madem bu kadar revaçta, kuyumcu vitrinlerindeki takıların bir an önce boynumuzu, kulağımızı ve elimizi süslemesini istiyoruz, o zaman bakımına ve korunmasına da büyük bir özen göstermek gerekiyor.
Nelere dikkat etmeli?
Takılarınızı, evde rutubetsiz bir yerde özenle muhafaza edin.
Yüzerken takılarınızı çıkartın. Çünkü kaybolma riskinin yanında, klor ve tuz etkisiyle parlaklığı da etkilenir.
Ellerinizi kullanarak yemek ve pasta türü yiyecekler yaparken de takılarınızı takmayın. Çünkü sürtünme ve diğer temaslar, görüntüsüne zarar verebilir.
Günlük ev işlerinizi yaparken de altın takılarınızı çıkartmalısınız. Çünkü deterjan ve leke çıkartıcı maddeler, takıların parlaklığını etkiler.
Altın takıları, çıkarttıktan sonra mutlaka mücevher kutularında koruyun.
Altın takıların temizliği nasıl yapılır?
Bir litre suya 15 gr. sabun rendesi ve 100 gr. amonyak ilave edin. Temizlemek istediğiniz altın eşyalarınızı bu karışımın içinde yarım saat kadar bırakın. Sonra, soğuk suyla çalkalayın ve bir deri parçasıyla temizleyin.
Takılarınızı evde sabunlu ve sıcak suda 15-20 dakika bekletin. Sonra yumuşak, tüylü bir diş fırçası ile takının içini dışını dikkatle fırçalayın. Bu aşamada suya herhangi bir madde ilave etmeyin. Daha sonra takıyı, temiz su ile çok iyi durulayın ki, sabun artığı kalmasın. Durulama işleminden sonra temiz bir bezle kurulayıp, kullanabilirsiniz.
www.takvim.com.tr - Sitesinden Alınmıştır

Sustaslari Bilimi- Gemoloji Nedir?


Yerkürenin oluşumu 4,5 milyar yıl olarak tahmin edilmektedir. Bu zaman dilimin de çok yüksek ısı ve basınç altında oluşan minerallerin(taşların) doğada araştırılarak bulunması, incelenmesi, tanımlanması ve sınıflandırılması, konusun da çalışan bilim dalına gemoloji denir
Süstaşları bilimi olarak basitçe tanımlanabilen gemolojisüstaşı özelliği taşıyan her türlü malzemenin, yeryuvarında oluşumundan, tüketicinin beğeni ve kullanımına kadar geçen süreçteki her yöntem işlemi konu alan bir bilimsel ve ticari uğraşıdır.
Gemologsüstaşları üzerinde uzmanlaşmış kişidir ve temel görevi süstaşlarını tanımlamak, sentetik ve taklitlerini gerçeğinden ayırmak ve gerekirse taşın temel özelliklerine göre işlenmesini yönlendirmektir. Gemoloji, iyi bir mineraloji ve kristalografi temeli gerektirse de herkesin belli bir disiplinli çalışma ve tecrübe ile yapabileceği bir iştir.
Bazı Taşların Özellikleri ve Etkileri
Kuvars : Yüzyıllardır tedavi ve sihir alanlarında kullanılan Kuvars Kristali, dünya kabuğunun yüzde on ikiden fazlasını oluşturmaktadır. Oksijen ve silikonun bileşiminden oluşan Kuvars, bugün tedavi edici nitelikleri en fazla olan taşların başındadır. Duygusal dengeleyicidir. Beyin fonksiyonlarını uyarır. Kişinin çevresinde oluşan negatif enerjiyi yok ettiği gibi pozitif enerji toplar, aktive eder, biriktirir, geçirir ve kuvvetlendirir.
Akik : Bedensel ve zihinsel kuvvetlendirici bir taş olan Akik taşıyanı tehlikeden korur, uyumsuzluklarına son verir. Akik taşının bunların yanı sıra uykusuzluğa, korkaklığa, karabasana, nazara ve hatta metabolizmanın düzgün çalışmasına faydası olduğu da bilinen şeyler arasındadır.Akik taşına kimileri de Ateş Taşı ya da Gezgin Taşı derler.
Ametist : Ametist, kuvars ailesinden mor ya da mavi-mor renkli bir taştır. Asırlar boyunca değişik uygarlıklarda sevgi ve beğeniyle kullanılmış, Asya ve Mısır’ da mühür olarak değer kazanmıştır. Eski çağlarda “sarhoşluğu yok eden taş” olarak bilinirdi. O zamanlarda bir kısım kadeh, çanak, kap gibi şeylerin birçoğu ametistten yapılmaktaydı. Ametist, endoktrin ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, kanı temizler ve enerji verir.
Sitrin : Sarıdan açık kahveye doğru giden bir renk yelpazesi oluşturan sitrin, birçok hastalığın iyileştirilmesinde kullanılmaktadır. Böbrek, kolon, ciğerler, hazım organları ve kalp için yararlıdır. Tedavi edici enerjinin meydana çıkmasını sağlar. Kendine güveni güçlendirir, insanın kendine zarar verici eğilimlerini yok eder.
Lapis Lazuli :  Doğadaki taşların arasında saf olmayan taşlardan biri olan Lapis Lazuli, lazurit ve diğer mavi minerallerin bileşimidir. Bütün buna rağmen o dünyanın en değerli taşlarından biri olma özelliklerinden bir şey kaybetmez. Çok eski medeniyetlerce de bilinen Lapis Lazuli, bir zamanlar Mısır Kralı Tutankamon’ un mezarını süslerdi. Bu taş her zaman mavidir, ancak rengin yoğunluğu çıkarıldıkları bölgelere göre farklılıklar gösterir. Gece Taşı ya da Gerçek Taşı olarak da adlandırılan Lapis Lazuli, renginden dolayı göklerin sembolü olarak kabul edilir
Yeşim Taşı : Binlerce yıl öncesinde bu yana Çinliler Yeşim taşını en değerli taşlardan biri yapmışlardır. Efsaneye göre büyük Çin Ejderinin yeryüzüne boşalttığı tohumların donmuş hali Yeşim taşını oluşturmuştur. Günümüzde bile Çinli işadamları ellerinde Yeşimden tılsımlar taşırlar, bir işe başlamadan önce onu tutar, okşar ve ondan güç alırlar.
Hematit : Hematit, demirin başlıca kaynaklarından biridir. Narin bir kristal çeşididir ve işlenirken Mohs’ a göre 6,5 sertlikte olmasından dolayı çok titiz bir çalışma ister. Kan dolaşımı üzerinde pozitif etkisi vardır. Dalağın doğru çalışmasını sağlar. Enerji ve canlılık verir, stresi azaltıcı etkisi vardır.
Yakut : Güzelliği ve sertliği nedeniyle en değerli taşlardan biri olarak kabul edilir. Ona, Hindistan’ da “Değerli Taşların Efendisi” adını yakıştırmışlardır. Amerika, Avrupa’ da çıkarılmasına rağmen Hindistan ve Güneydoğu Asya Yakut’ un anavatanıdır. Elmas’ tan sonra en sertdeğerli taştır. Kan dolaşımına pozitif canlandırıcı etkisi vardır. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
Aquamarine : Gök Zümrüt de denilen Aquamarine, soluk mavi-yeşil renkli bir taş olmasından dolayı, Sakin Taş olarak da bilinir. Her ne kadar Sakin Taş denilse de, Cesaret taşı olarak adlandırılır ve onu taşıyana ya da takana özellikle ölüm karşısında cesaret verdiği söylenir. Bu taşı renginden dolayı, özellikle denizciler tılsım diye kullanırlar. Renginden dolayı kahinler tarafından geleceği görmek için de kullanıldığından Kahin Taşı olarak da anılır.
Obsidyen : Renginden dolayı kimileri ona Kara Kadife de derler. Obsidyen’ in en tutulan cinsi üzerinde beyaz lekeler olan Kar Taneli Obsidyendir. Bu tür aynı zamanda Saflık Taşı olarak da bilinir. Karın ve bağırsakları etkileyerek iyileştirir, zihin ve duyguyu birleştirir.
Aytaşı : Ay’ ın parıltısını yansıttığı söylentilerinden dolayı bu ismi alan Aytaşı, lenfotik sistemdeki bozuklukları ortadan kaldırır. Duygusal dengeleyici vasıflara sahiptir. Tutumlarda esneklik yaratır. Bu taş hakkında en çok rivayeti ortaya çıkartan yerlerden biri de Hindistan’ dır. Hindistan da kutsal bir taş olarak kabul gören Aytaşı’ nın sevgilileri daha ihtiraslı yaptığı da söylenir.
Turkuvaz : Bilinen taşların ve de tılsım olarak kullanılan taşların en popüleridir, çok sayıda da koruyucu özelliği bulunur. Bütün bedeni kuvvetlendirir, hücreleri yeniler, kan dolaşımı, ciğerler ve solunum sistemini canlandırır. Sakinlik verir ve yaratıcı ifadeye güç kazandırır. Duygusal denge, iletişim, sadakat ve dostluğu sembolize eder. Turkuvaz eski çağlarda hayvanları kötü etkilerden korumak için At Tılsımıolarak da kullanılırdı.
Topaz (Sarı Yakut) : Eski zamanların en kudretli taşlarından biri olan Topaz’ ın, göz hastalıklarını ve veba gibi salgın hastalıkları ortadan kaldırdığı söylenir. Bir adı da “Aşk Taşı” olan Topaz’ ın pek çok rengi mevcuttur. Bu taşın sağlıksız insanları sağlığına kavuşturduğu, onları korkaklıktan ve ahlaksızlıklardan koruduğu bilinir.
Lal : Dairesel veya oval biçimli bir taştırLal‘ in erkek türü koyu kırmızı, dişi türü ise açık kırmızıdır. Üzerinde taşıyanı, bedensel zayıflığa ve acımasızlıklara karşı koruduğu bilinir. “Hayal Kuran” ve ” Merhamet Taşı” olarak da bilinir. Cinsel enerjiyi ve duyarlılığı artırdığı, cinsel dengesizliğe karşı koruma taşı olarak bilindiğinden bazı yerlerde “Tutkuların Taşı” olarak da bilinir. Latince adı Garanatum‘ dan gelen Lal taşıGarnet olarak da adlandırılır.
Zirkon : Mücevher olarak kullanılan taşların en ünlüsü olan Zirkon, tamamen renksiz olabildiği gibi, kahverengi, yeşil, kırmızı ve sarı da olur.Zirkon aynı zamanda Zirkonyum elementinin de başlıca kaynağıdır. Mücevher olarak kullanılacak olan Zirkonların en değer göreni renksiz olanlarıdır. Elmasa benzetilmesine rağmen sertlik derecesi elmastan 2,5 Mohs daha azdır. Zihni kuvvetlendirici bir taş olan Zirkon, ince ve kalın bağırsak hareketlerine faydalı ve uyumayı kolaylaştırıcı özelliğe de sahiptir. Bunun yanında duygusal denge unsuru olarak da bilinmektedir.
Elmas : En sert ve kıymetli taş olan Elmas için “rüyaların taşı” da denilmektedir. Beyin fonksiyonlarını ve kişilikteki blokajı ortadan kaldırıcı özelliklere sahiptir ve aynı zamanda temel bir tedavi edici niteliktedir. Bedeni temizleyerek negatif kuvvetleri yok etmesinin yanı sıra zihin/ruh/beden üçlüsünü birleştirici ve bütünleştirici gücü de bulunur. Bolluk, saflık, masumluk ve sadakat simgesidir. Mücevher olarak dayüzükten tutun, kolye ve küpeye kadar bir çok çeşitte kullanılmakta olup kıymeti son derece yüksektir.
Zümrüt : Dünyanın en kıymetli taşlarından biri olan Zümrütler mitlerin ve efsanelerin taşıdır. Geçmişte Şeytanın Cennet’ den kovulurken alnından düşen taşın ve Kutsal Kadeh’ deki taşın da Zümrüt olduğu söylenir. Renginin yeşil olması nedeniyle bu taşın yağmur yağdırdığına inanılırdı. Bağışıklık sistemi, sinir sistemi, kalp, ciğer ve böbreği kuvvetlendirdiği bilinir. Beden-ruh-zihin için tonik vazifesi görür ve kuvvetli bir duygusal dengeleyicidir. Bolluk, sevgi, iyilik, sakinlik, denge ve sabır unsurlarını içerir. Zümrüt’ e kimi yerlerde “Koşulsuz Aşk Taşı” da denmektedir. Sevgililerin birbirlerine verebilecekleri en iyi armağan olarak görülür. Bazı İslam ülkelerinde Zümrüt’ ün var olan koruyucu tılsım gücünü bazı ayetler okunarak daha da güçlendirildiğine de rastlanmıştır.
Safir : Dünyanın en pahalı ve değerli taşları arasında bulunan safirler, sert ısılara dayanıklı ve muhteşem mavi renkte ve beyaz damarlı olurlar. Dünya yüzünde en değerli ve ünlü Safirler Hindistan’ dan çıkmışlardır. Mohs ölçeğine göre Safir Elmastan sonra gelen sertlik derecesine sahiptir. Safirler saf iken renksiz bir mineral olan Korondumun bir çeşididir. Çok değerli bir mücevher olması onları aranılır bir hale getirmiştir. Bugün bilinen en büyük Safir, 563 kıratlık Hindistan Yıldızı’ dır ve New York Doğal Tarih Müzesinde teşhir edilmektedir. 330 kıratlık olan bir diğer Safir ise Asyanın Yıldızı adlı taştır ve Washington DC’ de sergilenmektedir. Kalp ve böbrekleri kuvvetlendirir ve tüm salgı bezlerini harekete geçirici özelliği vardır. Psişik yetenekleri arttırır ve sezgi gücünü güçlendirir. Bundan dolayı yaratıcı ifadenin gelişmesinde büyük rol oynar
Mercan : Kireç karbonatı, magnezyum, silis karbonatı, magnezyum florüt ve kalsiyumdan oluşmaktadır. Pek çok kişi Mercanın, kalbi ve dalağı güçlendirdiğini söyler. Ayrıca Mercan, nazara iyi geldiği gibi, konsantrasyon eksikliğini de giderici özelliğe sahiptir. Başta sedef hastalığı olmak üzere, bir çok cilt hastalığının da iyileştirilmesinde kullanılabilir.
www.gemoloji.org - Sitesinden Alınmıştır

Dünyanın En Unlu Elmas Ustasi



Dünyanın En Ünlü Elmas Ustası
Gerçek elmas su gibi olur
Dünyanın en ünlü elmas ustası Gabi Tolkowsky, bu taşın inceliklerini anlattı.
Gabi Tolkowsky, dünyanın en değerli elması kabul edilen Centenary‘nin de ustası. Tolkowsky 6 kuşaktır bu mesleği yapan bir aileden geliyor.
Elmasa elleriyle hayat veriyor
Gabi Tolkowsky altı kuşaktır elmas kesim ustalığı yapan bir aileden geliyor. İşine aşık olan Tolkowskyelmaslarla konuştuğunu söylüyor.
Yunanlılar elmasın tanrıların gözyaşları olduğuna inanırmış… Nadide ve güzel olmasının yanı sıra, birçok kişi de yıllarca elmasın sihirli olduğunu sanmış. Çünkü hiçbir alet onu kesememiş, en kızgın ateşler bile üzerinde bir iz bırakamamış. Taa ki sanatkarlar kesme ve cilama tekniklerini keşfedinceye kadar… Polonya asıllı, Belçikalı Gabi Tolkowsky de dünyanın en önde gelen elmas kesim ustalarından biri.Pırlanta Merkezi De Beers‘in davetlisi olarak İstanbul’a gelen Tolkowsky, bugüne dek pekçok kıymetli elmasa şekil vermiş. Bunlardan ikisi ise mücevher tarihinde büyük önem taşıyor. İlki dünyanın en temiz ve en pahalı elması kabul edilen Centenary, diğeri de dünyanın en büyük sarı elması olan Golden JubileeCentenary elmasına şekil vermek için tam üç yıl uğraşan Tolkowsky, kesimin neden bu kadar uzun sürdüğünü sorduğumuzda, “Çünkü bir elmasa şekil vermeden önce, onunla konuşmanız gerekir. Siz sabah sorarsınız, o ertesi akşam cevap verir… Her elmasın bir karakteri, kişiliği vardır. Ona bakmadan, onu dinlemeden elmasa istediğiniz şekli veremezsiniz. Eğer konuşursanız o da sizinle iletişim kurmaya başlar ve ışığını daha çok saçar” diyor.
Baba Mesleği
Altı kuşaktır elmas kesim ustası olan Tolkowsky ailesinin son ustası, 16 yaşından beri bu mesleğin içinde. Amcası Marcel Tolkowskydünyada en çok ilgi gören ve ışığı en mükemmel şekilde yansıtan, yuvarlak pırlanta kesimin yaratıcısı. 15 kişilik bir ekiple çalışan Belçikalı kesim ustası, bu işin tek başına yapılamayacağını söylüyor. “Elması kesebilen tek şey yine elmastır” diyen Tolkowsky, taşa şekil vermek için elmas tozlarını kullanıyor. Hazır onu yakalamışken, gerçek pırlanta ile sahtesini birbirinden nasıl ayıracağımızı soruyoruz. Tolkowsky, “Bunun için uzman olmanız gerek. Ama iyi pırlanta su gibi berrak, derinine baktıkça tıpkı kristal gibi renkli ışık hareleri olandır” diyor ve ekliyor “Ama mutlaka bildiğiniz veya tavsiye edilen bir mücevherciye gidin. Tanınmış, mücevherleriyle ünlü hiçbir mücevher mağazası size sahte bir taş vererek adını lekelemeye kalkmaz.”
Aşkı Temsil Ediyor
Pırlantanın bir kadın için çok şey ifade ettiğini söyleyen ünlü kesim ustası, mücevherlerin kadının varlığının bir parçası olduğu görüşünde. “Örneğin Elizabeth Taylor… O kadar güzel bir kadının güzel görünmek için pırlantalara mı ihtiyacı vardı? Elbette hayır… Ama pırlantayı başkalarına güzel görünmek için takmaz kadınlar. Kendilerini mutlu ve güvenli hissetmek için takarlar. O yüzden her kadın mutlaka birpırlantası olsun ister!” Mutsuz pırlanta olmadığını, pırlantanın aşkı ve coşkuyu simgelediğini söyleyen Gabi Tolkowskypırlanta yüzüğünneden evlilik teklifi anlamına geldiğini ise söyle açıklıyor: “1477 yılında Avusturya arşidükü Maximillian, sevgilisi Mary’ye tarihteki ilk pırlantalı nişan yüzüğünü hediye etmiş. Bir evlilik teklifi üzerine armağan ettiği bu pırlanta yüzük herkesin büyük beğenisini toplamış. O günden bugüne de bu bir gelenek halini almış.
19.yüzyılda ise Napoleon oğullarının doğumunda karısına pırlanta yüzük hediye edince, pırlanta evlilik ve doğum kutlamalarının klasikleşen hediyesi olmuş.”
www.sabah.com.tr - Sitesinden Alınmıştır.

Paha bicilmez dunya'nin en essiz zumrut mucevherleri


 Paha biçilmez dünya'nın en eşsiz zümrüt mücevherleri



Tüm dünya müzelerinde büyük zümrüt kristaller bulunabilir. Britanya müzesinde 1384 karat DEVONSHİRE zümrüt kristali sergileniyor.




Washington Smithsonian müzesi 858 karat GACHALA zümrüt kristaline sahip.New York Amerika doğa tarihi müzesinde 632 karat PATRİCİA zümrüt kristali bulunuyor.




Dünyanın en ünlü zümrüt MOGUL (Moğol) zümrütüdur. 10 santim boyunda, 217 karat ağrılığında bu taşın bir tarafında dua yazılı, diğer tarafında ise muhteşem çiçek motifleri var. Bu efsanevi zümrüt 28 Eylül 2001 yılında 2,2 milyon dolar fiyatı ile bilinmeyen bir alıcıya Londra Christie müzayedesinde satıldı.






Dünyanın en büyük işlenmiş zümrüt koleksiyonu İran sarayında mücevherler arasında bulunuyor. Bu muhteşem koleksiyondan uzun zamandan beri haber alınamıyor ve Tahran Merkez Bankasında saklandığını tahmin ediliyor.




Brezilyada bulunan ve Hindistan’da kesilen 57.000 karatlık zümrüt kristali, dünyanın en büyük kesilmiş zümrüt olarak kabul ediliyor. 11,5 kilogram ağrılında ve bir karpuz büyüklüğünde bu taşa TEODORA “tanrının hediyesi” ismi verildi.

Birbirinden Guzel Unlu İnci ve İncili Mucevherler

Birbirinden Güzel Ünlü İnci ve İncili Mücevherler

 

Chrysanthemum Brooch (Krizantem Broş)

Paulding Farnham Tiffany & Co. firması adına 1904 senesinde tasarlanmış resimdeki broş, platin, pırlanta ve Missisipi tatlı su incileri ile oluşturulmuştur. Doğal tatlı su incilerinin asimetrik olmaya yatkın özellikleri bu broş üzerinde farklı bir tasarımın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ünlü Amerikalı opera sanatçısı Lillian Russell bu broşun sahibi olmuştur ve broş Amerikan Doğal Tarih Müzesi'nde sergilenmektedir.


Afroditin İğnesi (Aphrodite Pin)

                                                   


          
Kıbrıs'ta Kouklia olarak bilinen bölge yakınlarındaki Afrodit Tapınağı'nda bulundu. Bulunduğu lahitte açıkca şu yazar; "Aratas'ın eşi Paphoslu Afrodit Eubola tarafından takılmıştır". En eski inci örneklerinden biri olan bu iğne, eski çağlardaki Kıbrıs ve ortadoğu'nun en önemli din merkezlerinden Paphos'un M.Ö. 294 yıllıarında Mısır'ın kontrolüne geçmesiyle Afrodit Tapınağı'na adandı. Şimdilerde ise birçok tarihi eser gibi "The British Museum"'da sergilenmektedir.

Abernathy İncisi (Abernathy Pearl)


26.6 gram ağırlığındaki doğal tatlı su incisi, İskoçya nehirlerinde bulunmuş en kusursuz incidir. Abernathy incisi boy olarakta kalite olarakta bulunması en nadir ve zor  incilerden biridir.
Abernathy İncisi 1967 senesinde profosyonel inci dalıcısı olan Bill Abernathy tarafından İskoçya'daki Kay nehrinde tuhaf şekilli bir istiridye içerisinde keşfedilmiştir.
Abernathy incisinin meşhurlupu bütün ülkeye yayılmış fakat sanayi devriminin tatlı sulara verdiği ağır zararlar istiridye neslini ortadan kaldırmış ve bir efsaneye dönüşen bu inci türünün bir eşi daha bulunamamıştır.
1992 yılına dek Cairncross ilinde bir mücevher mağazasında muhafaza edilen bu inci sonraları ismini beyan etmek istemeyen bir müşteriye satılmıştır.


Arco Vadisi İncisi (Arco Valley Pearl)




Marko Polo'nun bir rivayetine dayanarak; 1495 gramlık bu dev inci, Çin imparatoru tarafından ünlü Moğol hükümdarı Kubilay Kağan'a hediye verilmiştir.
Barok şekilindeki bu inci son olarak Abu Dabi'de bir açık arttırmada 8,000,000 USD karşılığında ismini açıklamak istemeyen bir Fransız kolleksiyonerine satılmıştır.


'Allah' İncisi (Pearl of Allah)

Doğal incilerin içinde en büyüğü olarak da anılan "Allah İncisi" 'nin hikayesi 2500 yıl öncelerine kadar dayanmaktadır. 6350 gram ağırlığında olan bu inci ilk olarak Taoizm'in kurucusu Lao Tzu tarafından barış ve uyumun sembolu şeklinde adlandırılmış fakat daha sonra kaybolmuş ve sonunda 1934 yılında Filipinler'de Etem isminde bir inci dalıcısı bulmuş ve "Allah İncisi" adını vermiştir. 40,000,000 USD değerindeki bu inciye Usame Bin Ladin'de sahip olmaya çalışmış fakat VictorBarbish adındaki koleksiyoner incinin gerçek sahibi olmuştur.




 
Umut İncisi (Hope Pearl)

Tuzlu su istridyeleri tatlı su incilerine oranla daha büyük olduklarından genelde incileri de o oranda büyük olurlar. Fakat çok ender de olsa tatlı su incilerinin de oldukça iri boyutlara ulaşabilmeleri mümkündür. Bunun en güzel örneği ise resimdeki umut incisidir. 1170 gram ağırlığındaki bu inci genelde saf ve beyaz ışık verse de, yeşilimsi bir bronz renginde sahibidir.
19.yüzyılların ünlü bankacılarından Henry Hope tarafından satın alınmış bu inci şimdilerde Londra Doğal Tarih Müzesi'nde (Natural History Museum) sergilenmektedir.
Seyyah İncisi (La Peregrina Pearl)




Gümüş renkli ,eşsiz, 131 gram ağırlığında ve kusursuz damla formunda La Peregrina tarih boyunca gözden hiçbir zaman düşmemiştir.
Aslı Güney Amerika'ya dayanan La Peregrina 16. yüzyıllarda İspanyol denizciler tarafından Kral II.Phillip'e verilmiş ve İngiliz kraliçesi Mary'a düğün hediyesi edilmiştir.
Yüzyıllarca İspanyol kraliyet ailesince gizlenmiş daha sonra ise Fransız saraylarını uzun süre süslemiştir.
1969 yılında İngiliz aktör Richard Burton tarafından 37,000 USD karşılığında satın alınarak eşi Elizabeth Taylor'a sevgililer günü armağanı olarak verilmiştir. Pırlanta ve kırmızı yakutlarla bezenmiş bu mücevher Elizabeth Taylor' ün vefatına kadar  son sahibinin boynunu süslemiştir.

Ada İnci

Kurkler diger giyeceklerden daha pahalidir. Bunun nedeni:

Kürkler diğer giyeceklerden daha pahalıdır. Bunun nedeni



Tüyleri  üzerinde  kalmak  üzere,  işlenmiş  tabii  ve  çeşitli  renklere  boyanmış  postlara
kürk denir.

Üzerinden elde edildiği hayvanın tabii tüylerini, kıllarını, yünlerini olduğu gibi taşıyan
ve  sadece  basit  kurutma  işlemi  uygulanmış  hayvan  derilerine  post  denir.  Memleketimizde
kürkçülük  eskiden  bir  sanat  halindeyken,  zamanla  gelişme  sahası  bulamadığından,  eski
önemini kaybetmiştir. Cumhuriyet ilanından beri yurdumuzda  kürkçülüğe önem verilmeye
başlandı.  Şimdi  Tarım  Bakanlığının  üretim  çiftliklerinde,  kürkü  için  ada  tavşanı
yetiştirilmektedir.  Halen  yurdumuzda  tavşan,  sansar,    tilki,  sincap,  zerdeva  türleri
bulunmaktadır. Çeşitli kostüm ve aksesuarların yapımında kullanılır.

Kürkünden  faydalandığımız  hayvanlar  sayılamayacak  kadar  çoktur.  Bunların  değeri
tüylerinin yumuşaklığına, parlaklığına, sıklığına ve inceliğine göre değişir.






Kürkler diğer giyeceklerden daha pahalıdır. Bunun nedeni:

  Daha dayanıklı oluşu,
  Vücudu diğer giyeceklerden daha iyi koruyuşu,
  Elde ediliş zorluğu,
  Diğer giyeceklerden daha gösterişli oluşundandır.

En iyi kürkler, çok soğuk memleketlerde yaşayan hayvanlara aittir. İklim etkisiyle bu
tüyler  daha sık,  uzun  ve  incedir.  Renkleri  parlaktır.  Sıcak  bölgenin  kürkleri  yağlı  ve  kirli
olur.



Kürklerin Kullanıldığı Yerler ve Korunması 

Kürklerin  kullanım  alanı  oldukça  geniştir.  Zevklere  ve  ihtiyaca  göre  kürkler  manto
ceket, kap, etol, şapka, çanta, yaka, düğme  ve garnitür olarak kullanılır.

Güve ve böceklere karşı koruyucu olarak kürkler dövülmeli, naftalin vs. hatta karbon
sülfür, madenî esanslar, formol ve iki klorlu benzole batırılmış pamukla tamponlanmalıdır.

MEGEP - Giyim ve Aksesuar

Sicak ve Soguk Renkler

 Sıcak ve Soğuk Renkler 


Renk yelpazesi üzerindeki kırmızı, sarı ve portakal rengi grubuna sıcak renkler denir.
Bunlar güneş ve ateş renkleri olup neşeli ve canlıdır. Fakat çok parlak oldukları zaman tahrik
edici olabilir. Ayrıca sıcak renkler eşyayı olduklarından büyük ve yakın gösterir.


Mavi,  yeşil  ve  mor  renklerin  meydana  getirdiği  grup  ise  soğuk  renklerdir.  Bunlar
gökyüzü, su  ve  buz  renkleri  olup  sanki  serinliğin  bir  yankısı  gibidirler.  Huzur ve  rahatlık
hissi veren bu renkler eşyaları olduklarından küçük ve uzak gösterir. Fakat koyu oldukları
zaman can sıkıcı olabilirler.

Siyah  ve  beyaz  renkler  ise  nötr  renklerdir.  Bunlardan  siyah  uzaklık  hissi  verirken
beyaz ise aksi duyguyu uyandırır.

MEGEP

Giyim ve Aksesuarda Renklerin Bireyler Uzerindeki Etkileri



 Giyim ve Aksesuarda Renklerin Bireyler Üzerindeki Etkileri 

Giyim ve aksesuarda renk önemli bir etkendir. Çünkü ilk dikkati çeken nokta renktir.
Çeşitli  renkleri  bir  arada  kullanmak,  bir  model  seçmek,  modelin  özelliklerine  uygun
aksesuarlarını  belirlemek  gerçek  bir  beceri  ister.  Renklere  karşı  tepkimiz  fizyolojik  ve
psikolojiktir.  Bu,  renklerin  özelliklerinden  kaynaklanmaktadır.  Bazı  renkler  cisimleri
olduklarından büyük, bazı renkler ise küçük görmemize sebep olur. Bunun yanında ruhsal
yaşantımıza da tesir eder. Hiç farkında olmaksızın onlar bizi sessiz, neşeli, canlı, sakin veya
melankolik  hâle  getiriverir.  Bu  bakımdan  renklerin  özelliklerini  bilmek  onları  yerinde  ve
zamanında kullanmak gereklidir.

Renklerin yarattıkları etkilerin bazılarına değinmiş bulunuyoruz. Renklerin bireylerin
kişiliklerini  ortaya  koyan  ve  belirli  intibalar  yaratan  özellikleri  de  vardır.  Sarı  neşe  ve
canlılık, kırmızı tehlike işareti ve hayalperestlik ifadesi olup yeşil ve mavi suyun serinliğini
ve  gökyüzünün  derinliğini  vurgular.  Mor  zenginlik  ve  saltanatın,  beyaz  ise  saflığın  ve 
temizliğin ifadesidir denilmektedir


Resim : Renklerin etkisi 

Renklerin  birbirlerine  de  tesirleri  bulunmaktadır.  Kontrast  renkler  birbirlerinin
şiddetini artırırken, buna karşı portakal rengi yanındaki yeşilin daha sarı görünmesine sebep 
olur aynen mavinin yanındaki yeşilin daha sarı görünmesi gibi.  


Renkler aydınlık ve beyaz yüzeyler üzerinde daha koyu, koyu yüzeyler üzerinde daha
açık  görünür.  Siyah  ve  koyu  renkler  eşyaları  olduklarından  küçük,  beyaz  ve  açık  renkler
büyük gösterir.

MEGEP-Giyim ve Aksesuarlar

30 Mayıs 2013 Perşembe

Giyimde Aksesuarin Yeri, Onemi

 Giyimde Aksesuarın Yeri, Önemi 


Süslenme, süs ve takı kullanma, ilk çağlarda bir inanca dayalı olarak veya süslenme
gereksinimi nedeniyle ortaya çıkmış ve gelenekselleşerek günümüze kadar gelmiştir.

Küçük  topluluklar  halinde  yaşayan  kabilelerin  kendi  örf,  adet  ve  görenekleri
doğrultusunda  yaşadıkları  coğrafi  çevreden  temin  edebildikleri  doğal  malzemelerle
tasarladıkları  takılar  geleneklerle  de  bütünleşip  sembolik  anlamlar  yüklenerek  günümüze
ulaşmışlardır.

Geçmişte, özellikle düğün törenleri sırasında gözlemlenen takı kullanma ve süslenme
geleneği bu törenler sırasında kişilerin önem sırasına ve törenin önemine göre değişmektedir.
Günümüzde  ise  güzel  görünme  amaçlı  ve  nazar  inancına  bağlı  olarak  süs  yapılmaktadır.
Süslenme  ve  takı  kullanma  geleneği  kadınların  yanı  sıra  çocuk  ve  yetişkin  erkeklerde  de
yaygın olarak görülen bir olgudur.

Günümüzde  unutulan  ve  unutulmaya  yüz  tutmuş  geleneklerimize  rağmen  takı
kullanma,  süslenme  son  günlerde ilgi  gören  otantik  moda  kavramıyla  bütünleşerek  devam
etmektedir.

Giysileri tamamlayan unsurlar aksesuarlardır. Şıklığın ayrıntıda gizli olması, gösterişli
bir  çanta,  giysiye  uygun  takılar  ya  da  çarpıcı  bir  ayakkabı,  tüm  gözlerin  üzerinizde
toplanmasını sağlar ve sıradan bir elbisenin içinde bile çok şık olabilirsiniz. Birbirinden şık
kıyafetleri  zengin  detaylarla,  hoş  aksesuarlarla  tamamlamak  iyi  giyinmenin  püf
noktalarındandır.

Sezonun  çarpıcı  aksesuarlarını  giysilerimizde  uygun  şekilde  kullanmak  hem
giysilerimizi  farklı  gösterir  hem  de  çarpıcı  olmasını  sağlar.  Aksesuarlar  içinde  belki  de
kadınların en fazla ilgi  duydukları  aksesuarlardan  olan  ayakkabılar  da  giysiyi tamamlayan
önemli unsurlardandır.

MEGEP

Vucut Oranlarina Gore Renk, Kumas Model ve Aksesuar Secimi


 Vücut Oranlarına Göre Renk, Kumaş Model ve Aksesuar Seçimi 


Dünyada  insan  sayısı  kadar  değişik  vücut  yapısı  vardır.  Ancak  yaklaşık  ölçüdeki
vücutları  gruplayarak  belirli  vücut  tipleri  belirlemek  ve  bu  özelliklere  göre  vücutları
tanımak giyim seçiminde kolaylık sağlamaktadır.

Vücut oranlarını dört ana grupta incelenebilir.

  Kısa Boylu Zayıflar 
  Hafif tüylü parlak renkli kumaşları,
  İnce, uzun çizgili açık renk, küçük desenli kumaşları,
  Yuvarlak kupları,
  Düşük bel çizgisini,
  Kapalı küçük, yuvarlak yakaları seçmelidir.

  Kısa Boylu Şişmanlar 
  Tüysüz ve ince dokunuşlu kumaşları,
  Mat görünüşlü koyu renkli kumaşları
  Boyuna çizgili ve küçük desenleri,
  Boydan kuplu (kesikli) dar, uzun kollu modelleri,
  V tipi yakaları, kısa ceketleri,
   İnce, koyu renk kemerleri, orta topuklu ayakkabıları seçmelidir.

 Uzun Boylu Zayıflar 
  Ağır, kalın tüylü kumaşları,
  Enine çizgili, büyük desenli, kareli, açık renkli parlak kumaşları,
  Geniş etekleri, büzgülü, pilli, drapeli modelleri,
  Bolerolu giysileri,
  Bol kolları,
  Tunik tipi giysileri,
  Kısa topuklu ayakkabıları seçmelidir.

 Uzun Boylu Şişmanlar 
  İnce dokunuşlu, az tüylü, mat görünüşlü kumaşları,
  Düz koyu renkli kumaşları,
  Boyuna, ince çizgili kumaşları,
  Bel kemerini giysi kumaşından seçmelidir.

MEGEP- Giyim ve Aksesuarlar

Elmas ile Pirlanta Arasindaki Fark Nedir?

Elmas ile Pırlanta Arasındaki Fark Nedir?


Çoğumuz elmas ile pırlanta'nın ya tamamen aynı ya da farklı iki değerli taş olduğunu düşünürüz. Esasen ikisi de aynı taştır ve sadece kesim şekilleri farklıdır. Kalite standartları açısından tamamen aynı özelliklere sahip olan pırlanta ve elmastan; pırlanta, elmasa göre daha değerli ve pahalıdır.
Pırlanta ile elmas arasındaki farklar nedir derseniz önce pırlantayı anlamakta fayda vardır. Pırlanta, bir kesim şeklidir ve günümüzde sıkça kullanılmakta olan bu kesim şeklinin tasarımcısı Marcel Tolkowsky’dir. Pırlanta kesimde ışık taşın içinde kırılarak muhteşem bir ateş ve parlaklık verdikten sonra geri yansır. Yaygın bir biçimde kullanılan ve tüm dünyada tercih edilen kesim türü; 57 yüzeyli (faset) yuvarlak kesim (round diamond)’dir. Pırlantanın yanı sıra renkli taşların kesiminde sıkça başvurulan ve fancy kesim adı verilen diğer kesim şekilleri ise; prenses, baget, damla, kalp, oktagon, oval ve markiz’dir.
Bu kesim şekillerinin dışında farklı bir kesim türü daha bulunmaktadır. Türkiye’de elmas kesim olarak bilinen bu kesim şekli, dünyada gül kesim adıyla bilinir. Türkiye’de yaygın olarak kullanılan elmas kesim yöntemi, nesilden nesile aktarılmıştır. Antika mücevherler, elmas kesimin yoğun şekilde kullanıldığı ürünlerdir. Bu kesim şeklinde taşın altı düzdür ve taşlar 12 ile 37 arasında değişen fasetlere sahiptir. Işık sadece elmasın yüzeyinden yansıdığı için, pırlantadaki kadar parlaklık ve ateş oluşmaz. Elmaslar genellikle 8 ayar altın üzerine işlenerek, eski ve tarihi bir görüntü verilerek takı haline getirilmektedir.
Sonuç olarak pırlantanın ham maddesi yani kesilmemiş hali elmastır. Bunun yanında elmas kesim adı verilen bir kesim de mevcuttur. Dünyada gül kesim (rose cut) adı ile bilinir. Elmas ve pırlantanın madeni aynı taş olmakla birlikte kesim şekilleriyle ayrıldığını söyleyebiliriz.

Pirlantanın Bakimi ve Temizligi Nasıl Yapilir?


Pırlantanın Bakımı ve Temizliği Nasıl Yapılır?


Pırlanta Temizlik Pırlanta takılarımızın ilk günkü gibi, ışıldamasını ve parlaklığını korumasını istiyorsanız belirli aralıklarla temizliğine özen göstermek gerekmektedir. Pırlanta temizliğinin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin birkaç öneri size bu konuda yardımcı olabilir:
Profesyonellerce Yapılan Bakım ve Temizlik
Pırlanta temizliğinde tavsiye edilen en sağlıklı yöntem bu işlemi profesyonel bir kişiye yaptırmaktır bu sayede pırlantalarınız yeni alınmış gibi pırıl pırıl olacaktır. Ayrıca bu esnada üründeki taşları kavrayan tırnakların (diş) kontrolü de yapılacağından olası taş düşmelerinin önüne geçilmiş olacaktır.
Yumuşak Sıvı Deterjanlarla Temizlik
Küçük bir kap dolusu ılık suya herhangi bir yumuşak sıvı deterjanı ekleyerek köpürün ve pırlantanızı suyun içine daldırın. Sonra yumuşak bir diş fırçası yardımıyla pırlantalarınızı köpük içerisinde hafif bir şekilde fırçalayın. Bu işlemin ardından pırlantanızı bir süzgeç üzerinde ılık su ile durulayın. Son olarak yumuşak bir bez ya da kağıt havlu ile kurulayın.
Mücevher Temizleme Sıvısı ile Temizlemek
Satın alacağınız herhangi bir mücevher temizleme sıvısını kullanarak da mücevherinizin eski parlaklığını ve canlılığını geri kazanmasını sağlayabilirsiniz. Bunun için tek yapmanız gereken temizleme sıvısı üzerinde yazan talimatları okumak ve uygulamaktır.
Ev Temizliğinde Kullanılan Amonyakla Temizlik
Soğuk su ve amonyakla yarı yarıya dolduracağınız küçük bir kaba temizlemek istediğiniz takılarınızı bırakın. 30 dakika kadar bu şekilde bekledikten sonra çıkartın ardından montürün (mücevherin metal kısmı) etrafını küçük ve yumuşak bir fırça yardımıyla hafifçe temizleyip durulayın. Kağıt havlu veya yumuşak bir bez ile kurulayın.
LAVISA BLOG

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler