ramatçılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ramatçılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 Mayıs 2013 Perşembe
Kuyumculuk sektorunde geleneksel deger zinciri
Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri açısından bir değerlendirme yapıldığında
ise zincirin kıymetli metallerden bir montür tasarlayıp uygulamaya geçiren sadekarların
etrafında oluştuğunu gözlüyoruz (Şekil 3). Sadekarlar, taşlı ya da taşsız mücevherlerin
değerli madenlerden yapılmış olan kısımlarını üreten, dolayısıyla ileri düzeyde form ve
malzeme bilgisi olan, küçük el aletleriyle tamamen sanat ve yaratıcılığa dayalı olarak
(yüzük, küpe ve bilezik gibi) geniş bir yelpazede ürünler imal edebilecek kapasiteye sahip
kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bu niteliğe sahip ustalar, henüz taşları takılmamış ve
cilalanmamış ürünlerin “sade”sini hazırlayıp, gerekli durumlarda çok sayıda farklı alanda
uzmanlaşmış atölye ile birlikte çalışabilen, dolayısıyla geleneksel kuyumculuk değer
zincirini büyük oranda yönetme becerisine sahip sanatkarlar olarak sektörde
farklılaşmaktadırlar.
Değer zincirinin ilk halkalarından birini oluşturan ocakçılar, başta altın olmak üzere
kıymetli madenleri kuyum ve mücevher üretiminde kullanılmak üzere hazırlarlar. Bu
ustalar eritme ocaklarında ısıl işlem uygulayarak altını eritip, çubuk ve levha formunda
döktükten sonra, haddelerden geçirerek tel formuna getirirler. Ayar evleri altının ayarını
ölçmek amacıyla işlem yapan atölyelerdir 6 . Bu aşamalardan sonra sadekarlar, yapacakları
montürün gerektirdiği ölçüde çeşitli atölyelerle ısmarlama işler yaptırmak üzere ilişki
kurmaktadır. Bu aşamadaki ustalar arasında yer alan mıhlayıcılar, kıymetli veya yarı
6 Geleneksel değer zincirinde ocakçılar gerekli durumlarda sadekarlar için astar üretme görevini de
üstlenmekteydi. Ancak 1970’li yıllar ile birlikte döküm tekniğindeki gelişmelere paralel olarak, dökümcü adı
altında ve parafinden yapılmış ürünlerin alçı kalıplarının çıkartılması ve değerli madenin bu kalıplara
dökülerek şekil verilmesi işi ile uğraşan yeni bir uzmanlaşma alanı ortaya çıkmış, dolayısıyla ocakçıların bu
rolü azalmıştır. kıymetli taşları, ürünün metal kısmı üzerine tırnak veya güverse teknikleri kullanarak
yerleştiren ustalardır. Kakmacılar ise altın veya gümüş levhaları ısıtarak kaplama veya
kabartma yapıp şekil veren kimselerdir. Kalemkarlar çelik kalemler kullanarak değerli
madenler üzerinde desen ve şekiller oyan veya yazı yazan ustalardır. Mineciler maden
oksidi ve toz cam karışımı ile meydana gelen mineyi önceden hazırlanan takının üzerine,
yuvalar ve oyuklar açarak veya tel hücreler yaparak içerisine dolduran ustalardır (Akın,
2008: 4-7).
Şekil 3. Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri
Kaynak: yazar tarafından oluşturulmuştur.
Değer zincirinin son halkalarında yer alan cilacılar ise ürünlerin üzerindeki zımpara izlerini
kaldırıp madene parlaklığını verek ustalardır. Sözü edilen bu geleneksel meslek dallarının
yanında, bitmiş ürünü tamamlayan (küpe arkası, klips gibi) yarı mamüllerin veya üretim
aşamasında kullanılan kimyasalların tedariğini yapan çok sayıda işletme de geleneksel
değer zinciri içerisinde yer almaktadır. Zincire en son eklenen ramatçılar altın ve gümüş
işleyen atölyelerden çıkan çöp ve artıkların yakma ya da elektroliz yoluyla geri
kazanılması işi ile uğraşan kişilere denmektedir. İfrazcı ramatçılardan, kuyum
atölyelerinden veya piyasadan elde ettikleri külçe ve hurda altını 24 ayar saf altın haline
getirenlere denmekte, gerek ramatçı, gerekse de ifrazcı bu özellikleri ile bir bakıma “çöpü”
bile kıymetli olan kuyumculuk sektöründe geri kazanım anlamında önemli roller
üstlenmektedir.
Ne var ki, İstanbul’da kuyumculuk sektörünün tarihsel gelişim süreci içerisinde yerleşik
hale gelen ve karşılıklı güven ilişkilerine dayalı oluşmuş olan geleneksel üretim zinciri son
yıllarda önemli ölçüde değişmiş ve geleneksel el sanatları olarak değerlendirilen pekçok
meslek alanı kaybolmaya yüz tutmuştur
Kaynak Yazar:
İstanbul’da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri:
MÜCEVHER TASARIMI VE
KUYUMCULUK
Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri
Sektörel Araştırma Raporu
Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN
Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
ramatçılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ramatçılar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
9 Mayıs 2013 Perşembe
Kuyumculuk sektorunde geleneksel deger zinciri
Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri açısından bir değerlendirme yapıldığında
ise zincirin kıymetli metallerden bir montür tasarlayıp uygulamaya geçiren sadekarların
etrafında oluştuğunu gözlüyoruz (Şekil 3). Sadekarlar, taşlı ya da taşsız mücevherlerin
değerli madenlerden yapılmış olan kısımlarını üreten, dolayısıyla ileri düzeyde form ve
malzeme bilgisi olan, küçük el aletleriyle tamamen sanat ve yaratıcılığa dayalı olarak
(yüzük, küpe ve bilezik gibi) geniş bir yelpazede ürünler imal edebilecek kapasiteye sahip
kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bu niteliğe sahip ustalar, henüz taşları takılmamış ve
cilalanmamış ürünlerin “sade”sini hazırlayıp, gerekli durumlarda çok sayıda farklı alanda
uzmanlaşmış atölye ile birlikte çalışabilen, dolayısıyla geleneksel kuyumculuk değer
zincirini büyük oranda yönetme becerisine sahip sanatkarlar olarak sektörde
farklılaşmaktadırlar.
Değer zincirinin ilk halkalarından birini oluşturan ocakçılar, başta altın olmak üzere
kıymetli madenleri kuyum ve mücevher üretiminde kullanılmak üzere hazırlarlar. Bu
ustalar eritme ocaklarında ısıl işlem uygulayarak altını eritip, çubuk ve levha formunda
döktükten sonra, haddelerden geçirerek tel formuna getirirler. Ayar evleri altının ayarını
ölçmek amacıyla işlem yapan atölyelerdir 6 . Bu aşamalardan sonra sadekarlar, yapacakları
montürün gerektirdiği ölçüde çeşitli atölyelerle ısmarlama işler yaptırmak üzere ilişki
kurmaktadır. Bu aşamadaki ustalar arasında yer alan mıhlayıcılar, kıymetli veya yarı
6 Geleneksel değer zincirinde ocakçılar gerekli durumlarda sadekarlar için astar üretme görevini de
üstlenmekteydi. Ancak 1970’li yıllar ile birlikte döküm tekniğindeki gelişmelere paralel olarak, dökümcü adı
altında ve parafinden yapılmış ürünlerin alçı kalıplarının çıkartılması ve değerli madenin bu kalıplara
dökülerek şekil verilmesi işi ile uğraşan yeni bir uzmanlaşma alanı ortaya çıkmış, dolayısıyla ocakçıların bu
rolü azalmıştır. kıymetli taşları, ürünün metal kısmı üzerine tırnak veya güverse teknikleri kullanarak
yerleştiren ustalardır. Kakmacılar ise altın veya gümüş levhaları ısıtarak kaplama veya
kabartma yapıp şekil veren kimselerdir. Kalemkarlar çelik kalemler kullanarak değerli
madenler üzerinde desen ve şekiller oyan veya yazı yazan ustalardır. Mineciler maden
oksidi ve toz cam karışımı ile meydana gelen mineyi önceden hazırlanan takının üzerine,
yuvalar ve oyuklar açarak veya tel hücreler yaparak içerisine dolduran ustalardır (Akın,
2008: 4-7).
Şekil 3. Kuyumculuk sektöründe geleneksel değer zinciri
Kaynak: yazar tarafından oluşturulmuştur.
Değer zincirinin son halkalarında yer alan cilacılar ise ürünlerin üzerindeki zımpara izlerini
kaldırıp madene parlaklığını verek ustalardır. Sözü edilen bu geleneksel meslek dallarının
yanında, bitmiş ürünü tamamlayan (küpe arkası, klips gibi) yarı mamüllerin veya üretim
aşamasında kullanılan kimyasalların tedariğini yapan çok sayıda işletme de geleneksel
değer zinciri içerisinde yer almaktadır. Zincire en son eklenen ramatçılar altın ve gümüş
işleyen atölyelerden çıkan çöp ve artıkların yakma ya da elektroliz yoluyla geri
kazanılması işi ile uğraşan kişilere denmektedir. İfrazcı ramatçılardan, kuyum
atölyelerinden veya piyasadan elde ettikleri külçe ve hurda altını 24 ayar saf altın haline
getirenlere denmekte, gerek ramatçı, gerekse de ifrazcı bu özellikleri ile bir bakıma “çöpü”
bile kıymetli olan kuyumculuk sektöründe geri kazanım anlamında önemli roller
üstlenmektedir.
Ne var ki, İstanbul’da kuyumculuk sektörünün tarihsel gelişim süreci içerisinde yerleşik
hale gelen ve karşılıklı güven ilişkilerine dayalı oluşmuş olan geleneksel üretim zinciri son
yıllarda önemli ölçüde değişmiş ve geleneksel el sanatları olarak değerlendirilen pekçok
meslek alanı kaybolmaya yüz tutmuştur
Kaynak Yazar:
İstanbul’da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri:
MÜCEVHER TASARIMI VE
KUYUMCULUK
Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri
Sektörel Araştırma Raporu
Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN
Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.
Top Ad 728x90
Video
Visitors
Bu Blogda Ara
Vertical2
Pırlanta Hakkında Herşey
script type="text/javascript">
//form tags to omit in NS6+:
var omitformtags=["input", "textarea", "select"]
omitformtags=omitformtags.join("|")
function disableselect(e){
if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1)
return false
}
function reEnable(){
return true
}
if (typeof document.onselectstart!="undefined")
document.onselectstart=new Function ("return false")
else{
document.onmousedown=disableselect
document.onmouseup=reEnable
}
Pages - Menu
Popüler Yayınlar
-
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Titanik Filminde adı geçen “Okyanus’un Kalbi: Mavi Elmas” II Abdülhamit hana aitti. Yıllarca sa...
-
Türk mücevherciler taş için ne diyor? SABAH- METE BOYBEYİ (Boybeyi Mücevherleri Yön. Kur. Bşk.) KALİTELİSİ NADİRDİR Siyah pırlant...
-
Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantaya eşdeğermidir? 1. Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantayı temsil mi eder? Ce...
-
En Saf Altin Nedir ? Ayar ve Milyem Hesabi AYAR VE MİLYEM Ayar ve Milyem Hesapları Kuyumculukta kıymetli metaller saf hâlde ...