2014 mücevher trendleri
2014 mücevher etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2014 mücevher etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
24 Aralık 2013 Salı
19 Aralık 2013 Perşembe
Tarihten izler tasiyan ama modern ve minimal tasarimli takilar
TARİF KOKAN TASARIMLAR
Tarihten izler taşıyan ama modern ve minimal tasarımlarıyla farklılaşan Urart, merceğimize son takılanlardan. Urart’ın felsefesi kısaca şöyle: Tarihi mirasımızı takılar aracılığıyla günümüz modasına uygun şekilde yansıtmak. Zaten tasarımları incelediğinizde ve hikayesini dinlediğinizde Hititlerin görkem ve soyluluk simgelerini, İslam sanatının desenlerini, Selçuklu çinilerini ince detaylarda hissediyorsunuz.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri başta olmak üzere pek çok kurumla işbirliği yapan, film festivallerinin de dahil olduğu sayısız projeye destek veren Urart, sanata ve kültüre verdiği değeri somut şekilde gösteren markalardan.
Tabii 'tarihten izler taşıyor' tanımı sizi yanıltmasın! Zira takıların günümüze uyarlanmış son derece modern bir çizgisi var. Favorilerimizden biri olan fotoğraftaki ‘Ajurlu Lav’ da, markanın bu çizgisini görebiliyoruz. Diğer parçaları da görmek ve yılbaşı ‘wish list’inize bir yenisini eklemek isterseniz markanın web sitesini ziyaret edebilirsiniz. www.urart.com tr
Koleksiyon adı: Ajurlu lav.
Kolye: 9 ayar altın, pırlanta ve morganit, kolyedeki küçük taş pembe turmalin.
Yüzük: 9 ayar altın, morganit, pırlanta.
Küpe: 9 ayar altın, turmalin , pırlanta.
Elle Türkiye
Tarihten izler taşıyan ama modern ve minimal tasarımlarıyla farklılaşan Urart, merceğimize son takılanlardan. Urart’ın felsefesi kısaca şöyle: Tarihi mirasımızı takılar aracılığıyla günümüz modasına uygun şekilde yansıtmak. Zaten tasarımları incelediğinizde ve hikayesini dinlediğinizde Hititlerin görkem ve soyluluk simgelerini, İslam sanatının desenlerini, Selçuklu çinilerini ince detaylarda hissediyorsunuz.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri başta olmak üzere pek çok kurumla işbirliği yapan, film festivallerinin de dahil olduğu sayısız projeye destek veren Urart, sanata ve kültüre verdiği değeri somut şekilde gösteren markalardan.
Tabii 'tarihten izler taşıyor' tanımı sizi yanıltmasın! Zira takıların günümüze uyarlanmış son derece modern bir çizgisi var. Favorilerimizden biri olan fotoğraftaki ‘Ajurlu Lav’ da, markanın bu çizgisini görebiliyoruz. Diğer parçaları da görmek ve yılbaşı ‘wish list’inize bir yenisini eklemek isterseniz markanın web sitesini ziyaret edebilirsiniz. www.urart.com tr
Koleksiyon adı: Ajurlu lav.
Kolye: 9 ayar altın, pırlanta ve morganit, kolyedeki küçük taş pembe turmalin.
Yüzük: 9 ayar altın, morganit, pırlanta.
Küpe: 9 ayar altın, turmalin , pırlanta.
Elle Türkiye
TARİF KOKAN TASARIMLAR Tarihten izler taşıyan ama modern ve minimal tasarımlarıyla farklılaşan Urart, merceğimize son takılanlardan....
16 Aralık 2013 Pazartesi
Pirlanta mi, Inci mi ?
Pırlanta mı, inci mi?
Diamond da aynı sözcükten geliyor, ama Latince üzerinden dolaşarak batı dillerine girmiş. Daha eskiye doğru sözcüğün izini sürdüğümüzde ise “işlenemeyen, terbiye edilemeyen” anlamı çıkıyor karşımıza.
Belki sen “Altın mı, gümüş mü?” diye sormayı tercih edersin sevgili okur, ben de bu soruya duraksamadan “gümüş!” yanıtını veririm. Ama “elmasın parlayan özel bir kesimi” olan pırlanta sözcüğü günümüzde o kadar gündemde ki, şu sıralarda kafamdaki soru şu:
“Pırlanta mı, inci mi?”
İşe sözcüklerin kökenini araştırmakla başladım. Beni ilk şaşırtan, elmas sözcüğü ile bu sözcüğün Batı dillerindeki karşılığı olan diamond arasındaki akrabalık oldu. Arapça ve Farsça’daki elmas sözcüğünün atası eski Yunanca’de “sert, yenilmez” anlamına gelen adamant imiş. Diamond da aynı sözcükten geliyor, ama Latince üzerinden dolaşarak batı dillerine girmiş. Daha eskiye doğru sözcüğün izini sürdüğümüzde ise “işlenemeyen, terbiye edilemeyen” anlamı çıkıyor karşımıza.
Eninde sonunda karbon, yani kömür moleküllerinin özel ve güzel bir dizilişinden başka bir şey olmayan elması doğadan çıkarıyoruz, ustalara veriyoruz, onlar elması belli şekillerde keserek ışıl ışıl görünen bir taş haline getiriyorlar, böylece pırlanta ortaya çıkıyor, sonra da o taşı takılarda kullanıyoruz. Ustalar elması pırlanta haline getirirken öyle bir kesiyorlar ki, taşı oynattıkça içinden pırıl pırıl ışıklar çıkıyormuş gibi görünüyor. Ha, zaten Türkçedeki pırıl ve pırlanta sözcükleri kardeş sayılır, her ikisinin atası da (briyantin’e de kaynak olmuş olan) İtalyanca “brillant” sözcüğü. Berilyum elementinin adının da bu aileden olduğunu, geçerken söyleyelim. Eh, yukardaki açıklamalardan anlıyoruz ki, elmasın temel niteliği sert olması, zor işlenmesi, pırlantanın en önemli özelliği ise parlaması imiş.
Şimdi gelelim ‘inci’ye… Doğanın bu harikasıyla, henüz küçük bir çocukken, John Steinbeck‘in ‘İnci’ adlı romanını okuduğumda tanışmış ve dışardan bakınca beyaz bir taşa benziyor olsa da, incinin aslında organik kökenli olduğunu öğrenmiştim. İstiridye, kendini korumak için yabancı bir nesnenin çevresini kat kat sedefle örtüyor, o sevimli minik beyaz top, yıllar alan bu sürecin sonunda ortaya çıkıyordu. Gerçi sonradan, incinin yapısının hemen hemen bütünüyle kalsiyum karbonat, yani kireç, yani tebeşir olduğunu okuduğumda düş kırıklığına uğramadım diyemem, ama bu bilgiden de düzenlemenin, biçimlendirmenin bir nesnenin değerini ne kadar artırabildiği gerçeğini çıkarmıştım.
Çü, yünçü, inci
Aranızda Türkçedeki inci sözcüğünün kökenini soranların da olacağını varsayarak, Çince’de inci anlamındaki “çü” hecesinin, 8. yüzyıl Orta Asya Türkçesinde “yünçü” haline geldiğini, Anadolu Türkçesinde de bunun “inci”ye dönüştüğünü yazalım. Orta Asya Türklerinin, bu sözcüğü denizle içiçe olan komşularından almış olmaları hiç şaşırtıcı değil, kuşkusuz. Tabii ben incinin batı dillerindeki karşılığının (İngilizce’de pearl, Fransızca ve Almanca’da perla) kökenini de merak ettim. Bilenler, Sicilya’da eskiden deniz kabuğuna verilen ad olan perna sözcüğünü olası kaynak olarak gösteriyorlar.
Şimdiye kadar gördüğüm incilerin çoğu beyazın farklı tonlarındaydı, ara sıra ‘pembe inci’ye de raslıyordum, ama yakın zamana kadar siyah bir inci görmemiştim. Sevgili okur, eğer siyah inci tamlamasının yalnızca bir benzetme olduğunu, Johnny Depp‘in sevimli bir korsanı oynadığı filmlerden ya da Anna Sewell‘in yazdığı ve bir atı anlattığı öyküden başka bir yerde bulunmadığını düşünüyorsan, yanıldığını söylememe izin ver. Çünkü seyrek de olsa incinin siyah olanına rastlanıyor, üstelik siyah inci, az bulunduğu için olsa gerek, beyaz ve pembe renkteki kardeşlerinden daha değerli oluyor! (Meraklısına bir ek: Sewell’in romanının özgün adı ‘Kara Güzellik’ anlamına geliyor, Türkçe çeviride ‘Siyah İnci’ olmuş, güzel de olmuş.)
Şimdi baştaki soruya dönebiliriz: “Pırlanta mı, inci mi?” Cansız bir taş olan ve doğada ilk elde edildiğinde değil, ustaların elinde işlendikten sonra parlamaya başlayan pırlantayla karşılaştırıldığında, inci canlı doğanın bir parçasıdır, yaşayan bir güzelliktir…
Pırlanta kullanıldıkça (çok uzun sürede de olsa) aşınır, eskir. Oysa inci bir kolye çekmecede durmayı sevmez, takıldıkça güzelleşir, çünkü insan tenine değdikçe terdeki tuz ile daha da parlak hale gelir. Ben, işte bu gerekçelerle, paragrafın başındaki soruya “İlle de inci, hem de siyah inci!” yanıtını veriyorum.
Caner Fidaner
(Radikal gazetesinin pazar eki olan Radikal İki’nin 18 Şubat 2007 tarihli sayısında yayımlanmıştır.)
About these ads
Pırlanta mı, inci mi? Diamond da aynı sözcükten geliyor, ama Latince üzerinden dolaşarak batı dillerine girmiş. Daha eskiye doğru sözcüğ...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
2014 mücevher etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2014 mücevher etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
24 Aralık 2013 Salı
19 Aralık 2013 Perşembe
Tarihten izler tasiyan ama modern ve minimal tasarimli takilar
TARİF KOKAN TASARIMLAR
Tarihten izler taşıyan ama modern ve minimal tasarımlarıyla farklılaşan Urart, merceğimize son takılanlardan. Urart’ın felsefesi kısaca şöyle: Tarihi mirasımızı takılar aracılığıyla günümüz modasına uygun şekilde yansıtmak. Zaten tasarımları incelediğinizde ve hikayesini dinlediğinizde Hititlerin görkem ve soyluluk simgelerini, İslam sanatının desenlerini, Selçuklu çinilerini ince detaylarda hissediyorsunuz.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri başta olmak üzere pek çok kurumla işbirliği yapan, film festivallerinin de dahil olduğu sayısız projeye destek veren Urart, sanata ve kültüre verdiği değeri somut şekilde gösteren markalardan.
Tabii 'tarihten izler taşıyor' tanımı sizi yanıltmasın! Zira takıların günümüze uyarlanmış son derece modern bir çizgisi var. Favorilerimizden biri olan fotoğraftaki ‘Ajurlu Lav’ da, markanın bu çizgisini görebiliyoruz. Diğer parçaları da görmek ve yılbaşı ‘wish list’inize bir yenisini eklemek isterseniz markanın web sitesini ziyaret edebilirsiniz. www.urart.com tr
Koleksiyon adı: Ajurlu lav.
Kolye: 9 ayar altın, pırlanta ve morganit, kolyedeki küçük taş pembe turmalin.
Yüzük: 9 ayar altın, morganit, pırlanta.
Küpe: 9 ayar altın, turmalin , pırlanta.
Elle Türkiye
Tarihten izler taşıyan ama modern ve minimal tasarımlarıyla farklılaşan Urart, merceğimize son takılanlardan. Urart’ın felsefesi kısaca şöyle: Tarihi mirasımızı takılar aracılığıyla günümüz modasına uygun şekilde yansıtmak. Zaten tasarımları incelediğinizde ve hikayesini dinlediğinizde Hititlerin görkem ve soyluluk simgelerini, İslam sanatının desenlerini, Selçuklu çinilerini ince detaylarda hissediyorsunuz.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri başta olmak üzere pek çok kurumla işbirliği yapan, film festivallerinin de dahil olduğu sayısız projeye destek veren Urart, sanata ve kültüre verdiği değeri somut şekilde gösteren markalardan.
Tabii 'tarihten izler taşıyor' tanımı sizi yanıltmasın! Zira takıların günümüze uyarlanmış son derece modern bir çizgisi var. Favorilerimizden biri olan fotoğraftaki ‘Ajurlu Lav’ da, markanın bu çizgisini görebiliyoruz. Diğer parçaları da görmek ve yılbaşı ‘wish list’inize bir yenisini eklemek isterseniz markanın web sitesini ziyaret edebilirsiniz. www.urart.com tr
Koleksiyon adı: Ajurlu lav.
Kolye: 9 ayar altın, pırlanta ve morganit, kolyedeki küçük taş pembe turmalin.
Yüzük: 9 ayar altın, morganit, pırlanta.
Küpe: 9 ayar altın, turmalin , pırlanta.
Elle Türkiye
16 Aralık 2013 Pazartesi
Pirlanta mi, Inci mi ?
Pırlanta mı, inci mi?
Diamond da aynı sözcükten geliyor, ama Latince üzerinden dolaşarak batı dillerine girmiş. Daha eskiye doğru sözcüğün izini sürdüğümüzde ise “işlenemeyen, terbiye edilemeyen” anlamı çıkıyor karşımıza.
Belki sen “Altın mı, gümüş mü?” diye sormayı tercih edersin sevgili okur, ben de bu soruya duraksamadan “gümüş!” yanıtını veririm. Ama “elmasın parlayan özel bir kesimi” olan pırlanta sözcüğü günümüzde o kadar gündemde ki, şu sıralarda kafamdaki soru şu:
“Pırlanta mı, inci mi?”
İşe sözcüklerin kökenini araştırmakla başladım. Beni ilk şaşırtan, elmas sözcüğü ile bu sözcüğün Batı dillerindeki karşılığı olan diamond arasındaki akrabalık oldu. Arapça ve Farsça’daki elmas sözcüğünün atası eski Yunanca’de “sert, yenilmez” anlamına gelen adamant imiş. Diamond da aynı sözcükten geliyor, ama Latince üzerinden dolaşarak batı dillerine girmiş. Daha eskiye doğru sözcüğün izini sürdüğümüzde ise “işlenemeyen, terbiye edilemeyen” anlamı çıkıyor karşımıza.
Eninde sonunda karbon, yani kömür moleküllerinin özel ve güzel bir dizilişinden başka bir şey olmayan elması doğadan çıkarıyoruz, ustalara veriyoruz, onlar elması belli şekillerde keserek ışıl ışıl görünen bir taş haline getiriyorlar, böylece pırlanta ortaya çıkıyor, sonra da o taşı takılarda kullanıyoruz. Ustalar elması pırlanta haline getirirken öyle bir kesiyorlar ki, taşı oynattıkça içinden pırıl pırıl ışıklar çıkıyormuş gibi görünüyor. Ha, zaten Türkçedeki pırıl ve pırlanta sözcükleri kardeş sayılır, her ikisinin atası da (briyantin’e de kaynak olmuş olan) İtalyanca “brillant” sözcüğü. Berilyum elementinin adının da bu aileden olduğunu, geçerken söyleyelim. Eh, yukardaki açıklamalardan anlıyoruz ki, elmasın temel niteliği sert olması, zor işlenmesi, pırlantanın en önemli özelliği ise parlaması imiş.
Şimdi gelelim ‘inci’ye… Doğanın bu harikasıyla, henüz küçük bir çocukken, John Steinbeck‘in ‘İnci’ adlı romanını okuduğumda tanışmış ve dışardan bakınca beyaz bir taşa benziyor olsa da, incinin aslında organik kökenli olduğunu öğrenmiştim. İstiridye, kendini korumak için yabancı bir nesnenin çevresini kat kat sedefle örtüyor, o sevimli minik beyaz top, yıllar alan bu sürecin sonunda ortaya çıkıyordu. Gerçi sonradan, incinin yapısının hemen hemen bütünüyle kalsiyum karbonat, yani kireç, yani tebeşir olduğunu okuduğumda düş kırıklığına uğramadım diyemem, ama bu bilgiden de düzenlemenin, biçimlendirmenin bir nesnenin değerini ne kadar artırabildiği gerçeğini çıkarmıştım.
Çü, yünçü, inci
Aranızda Türkçedeki inci sözcüğünün kökenini soranların da olacağını varsayarak, Çince’de inci anlamındaki “çü” hecesinin, 8. yüzyıl Orta Asya Türkçesinde “yünçü” haline geldiğini, Anadolu Türkçesinde de bunun “inci”ye dönüştüğünü yazalım. Orta Asya Türklerinin, bu sözcüğü denizle içiçe olan komşularından almış olmaları hiç şaşırtıcı değil, kuşkusuz. Tabii ben incinin batı dillerindeki karşılığının (İngilizce’de pearl, Fransızca ve Almanca’da perla) kökenini de merak ettim. Bilenler, Sicilya’da eskiden deniz kabuğuna verilen ad olan perna sözcüğünü olası kaynak olarak gösteriyorlar.
Şimdiye kadar gördüğüm incilerin çoğu beyazın farklı tonlarındaydı, ara sıra ‘pembe inci’ye de raslıyordum, ama yakın zamana kadar siyah bir inci görmemiştim. Sevgili okur, eğer siyah inci tamlamasının yalnızca bir benzetme olduğunu, Johnny Depp‘in sevimli bir korsanı oynadığı filmlerden ya da Anna Sewell‘in yazdığı ve bir atı anlattığı öyküden başka bir yerde bulunmadığını düşünüyorsan, yanıldığını söylememe izin ver. Çünkü seyrek de olsa incinin siyah olanına rastlanıyor, üstelik siyah inci, az bulunduğu için olsa gerek, beyaz ve pembe renkteki kardeşlerinden daha değerli oluyor! (Meraklısına bir ek: Sewell’in romanının özgün adı ‘Kara Güzellik’ anlamına geliyor, Türkçe çeviride ‘Siyah İnci’ olmuş, güzel de olmuş.)
Şimdi baştaki soruya dönebiliriz: “Pırlanta mı, inci mi?” Cansız bir taş olan ve doğada ilk elde edildiğinde değil, ustaların elinde işlendikten sonra parlamaya başlayan pırlantayla karşılaştırıldığında, inci canlı doğanın bir parçasıdır, yaşayan bir güzelliktir…
Pırlanta kullanıldıkça (çok uzun sürede de olsa) aşınır, eskir. Oysa inci bir kolye çekmecede durmayı sevmez, takıldıkça güzelleşir, çünkü insan tenine değdikçe terdeki tuz ile daha da parlak hale gelir. Ben, işte bu gerekçelerle, paragrafın başındaki soruya “İlle de inci, hem de siyah inci!” yanıtını veriyorum.
Caner Fidaner
(Radikal gazetesinin pazar eki olan Radikal İki’nin 18 Şubat 2007 tarihli sayısında yayımlanmıştır.)
About these ads
Etiketler:
2014 inci,
2014 mücevher,
Altın mı,
black pearl,
gümüş mü,
inci mi,
pearl,
pırlanta 2014,
pırlanta mı,
rıza sarraf,
sarraf,
sarrafiye,
siyah inci,
yünçü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.
Top Ad 728x90
Video
Visitors
Bu Blogda Ara
Vertical2
Pırlanta Hakkında Herşey
script type="text/javascript">
//form tags to omit in NS6+:
var omitformtags=["input", "textarea", "select"]
omitformtags=omitformtags.join("|")
function disableselect(e){
if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1)
return false
}
function reEnable(){
return true
}
if (typeof document.onselectstart!="undefined")
document.onselectstart=new Function ("return false")
else{
document.onmousedown=disableselect
document.onmouseup=reEnable
}
Pages - Menu
Popüler Yayınlar
-
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Titanik Filminde adı geçen “Okyanus’un Kalbi: Mavi Elmas” II Abdülhamit hana aitti. Yıllarca sa...
-
Türk mücevherciler taş için ne diyor? SABAH- METE BOYBEYİ (Boybeyi Mücevherleri Yön. Kur. Bşk.) KALİTELİSİ NADİRDİR Siyah pırlant...
-
Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantaya eşdeğermidir? 1. Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantayı temsil mi eder? Ce...
-
En Saf Altin Nedir ? Ayar ve Milyem Hesabi AYAR VE MİLYEM Ayar ve Milyem Hesapları Kuyumculukta kıymetli metaller saf hâlde ...