Bu Blogda Ara

Şifalı Taşların Temizliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şifalı Taşların Temizliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Kasım 2013 Cumartesi

Taslarin gizemli gucleri...

Taşların gizemli güçleri



 
İSMMMO -Yaşam- İnsanlık taşların enerji, güç ve şifa veren özelliklerini adeta yeniden keşfediyor. Türkiye’de
elmas, zümrüt, yakut gibi taşlar çıkartılmıyor ama dünyadaki saptanan 250 değerli taştan
36’sı Anadolu topraklarında bulunuyor. Türkiye, kuvars ailesi taşlar açısından da zengin bir
ülke… Bu aileye mensup ametist ile enerjinizi dengeleyebilir, pembe kuvars ile radyoaktif
ışınlardan korunabilirsiniz… Bağışıklık sistemini güçlendireni de var; sinirsel gerilimleri yok
edeni de… Buyurun taşların gizemli dünyasına…




 GÜL Ş E N K A N D E M İ R
 
“Sarhoşluk tanrısı Diyonisos, bir ölümlünün
kendisine hakaret etmesine sinirlenir ve yoluna çıkan
ilk ölümlüden intikam alacağına dair yemin eder.
Dileğini gerçekleştirmek için vahşi kaplanlar
yaratır. Genç ve güzel bir kız olan Ametist, tanrıça
Diana’ya adak adamaya giderken,
kaplanlar ile karşılaşır. Diana kaplanların acımasız
pençelerinden korunması için Ametist’i
saf kristal kuvarstan bir heykele dönüştürür.
Diyonisos bu harikulade heykeli gördüğünde, yaptığından
pişman olur. Öylesine bir vicdan azabı duyar ki,
şarap gözyaşları döker. Tanrı’nın gözyaşları bu saf
kristal kuvarsı, mora dönüştürür.”
Yunan mitolojisinde, ametist taşının
yaratılış efsanesi böyle anlatılıyor. Ametist,
kuvars ailesine mensup bir süs taşı…
Öylesine güzel ki, krallar, kraliçeler taçlarında
bu taşı bolca kullanmış. Asya ve Mısır'da ametist
mühür değer kazanmış. İnsanoğlu yüzyıllar önce
bile yalnızca rengi, güzelliği nedeniyle seçmemiş bu
taşı… Ametistin negatif enerjiyi aldığı, hatta kullanan
kişiye güç verdiğine inanılıyor.



 

TAŞLARLA GELEN ŞİFA
İnsanoğlunun enerjisinden, gücünden
yararlandığı tek taş elbette ametist değil…
Doğada değerli taş yani süs taşı olarak
adlandırılan 250’ye yakın taş çeşidi var.
Elmas, yakut, safir, zümrüt, topaz dünyada en
bilinen değerli taşlar… Ancak doğa o kadar cömert
ki… Agat, obsidyen, opal, mavi kalsedon gibi Türkiye’de
bolca bulunan taşlar da değerli taş sınıfına giriyor.
Bu taşları aslında insanoğlu yüzyıllar önce baş tacı yapmış… Ancak
günümüzde doğal taşlar yeniden keşfediliyor. Bu keşfin nedeni yalnızca
güzel görünümleri ve değerleri değil elbette… Modern yaşamın
getirdiği ruhsal ve bedensel sıkıntılara çözüm arayan insanlık, doğal taşların
enerji, güç, şifa veren özelliklerinden yeniden medet umuyor.
Uzakdoğu, Amerika ve Brezilya bu taşların hem yeniden keşfi, hem
de ekonomiye kazandırılması anlamında dünyaya öncülük ediyor. Uzakdoğu’da
bu iş hem üretim hem de ticaret anlamında öylesine ilerlemiş
ki, özellikle Tayland’a taş işlemeciliğiyle ilgili özel turlar bile düzenleniyor.
Türkiye’de de doğal taşlara ilgi günden güne artıyor.
Her geçen gün vitrinlerde taşlarla
süslenmiş takıları daha çok görüyoruz.
Taşlardan yapılan takıları satan mağazalar
artarken; kadın, erkek
birçok insanın enerjisinden yararlanmak
için taşları üstlerinde taşımaya
başladı. Ekranlara çıkan alternatif
tıp uzmanları taşların yararlarını
anlata anlata bitiremiyor. Ünlü insanların
da bu taşları kullanması son yıllarda toplumda bu konuda
bilinçlenmeye neden oluyor.
Türkiye’nin lokman hekimi olarak tanınan Prof.
Dr. Ahmet Maranki, kozmik bilim yoluyla insanlara
sağlıklı ve kaliteli yaşamın ipuçlarını veriyor.
Kitapları 1 milyondan fazla satan
Maranki’nin kozmik biliminde taşların önemi
büyük. Kozmik bilimin beş ana dalından
birinin taşlar olduğunu söyleyen
Maranki, taşların insan bedenindeki
enerji noktalarını etkileme özelliğine sahip
olduğunu söylüyor. Maranki’ye göre; örneğin vücutta enerji merkezlerinen
biri olan ve 4. şakra denilen kalp şakrasını yeşil
zümrüt ve kuvars grubu taşlar etkiliyor. 5. şakra
olarak da bilinen boğaz şakrasına ise turkuaz,
akua ve main taşları iyi geliyor.
Prof. Dr. Maranki, insanların burçlarına
göre taş kullanmalarını tavsiye ediyor. Boğa
burcu olan bir insanın zümrüt kullanmasını tavsiye
eden Maranki, kova burcu içinse akik taşını öneriyor.
Taşların gümüşlerle kullanılması gerektiğini de
belirten Maranki, hastalarının kullanabilecekleri taşlı takıları
da kendisi ürettiriyor. Maranki bu konuda şu bilgileri veriyor:
“Türkiye’de herkesin şakrasına, enerji merkezine, salgı bezlerine göre
enerji dengeleyici taşları, erkekler ve kadınlar için ürettik. Biz taşa önem
veriyoruz ve gümüş kullanıyoruz. Ancak hangi yaşta hangi taşı takacağınızı
da iyi bilmeniz lazım. Belli bir yaşta bir taş takarsınız, cinsel içgüdüleriniz
yok olur. Belli yaşta bir kadın kulağına bir taş küpe takabilir; tansiyonu
artar, migreni olabilir. Fayda göreceğim derken zarar görebilir.”


İSMMMO -Yaşam


26 Nisan 2013 Cuma

Şifalı Taşların Temizliği

 

Şifalı Taşların Temizliği

Şifalı Taşların Temizliği Yapılırken Ne Kadar Bekletilmelidir?
Taşlar, ayda bir gün 24  saat suda veya toprakta bekletilirse yeterlidir.

Şifalı Taşların Temizliği nasıl olmalıdır?
Şifalı taşlar, doğal sıcaklığındaki suyla veya ılık suyla yıkanmalıdır. Tıpkı insanlar gibi… Şifalı taşlar kesinlikle sıcak suyla yıkanmamalı veya sıcak suda bekletilmemelidir. Zira sıcak su, opal, türkuaz, oltu (Jet), kiyanit gibi taşların yapısını bozabilir.

Şifalı Taşların Temizliği Yapılırken Sabun Kullanılabilir Mi?
Türkuaz taşı hariç tutulursa, taşların suyla temizlenmesinde sabun kullanılabilir. Zira sabun, genel olarak kimyasal madde içermemektedir. Türkuaz taşı gözenekli olduğundan sabunla temas ettiğinde renklerinde değişim oluşabilir. Renk değişimini önemli görmeyenler türkuaz taşını da sabunlu suyla temizleyebilir.

Şifalı Taşların Temizliği Banyo Yaparken Şampuan Kullanılırsa Taşlar Zarar Görür mü?
Doğal bitki özleriyle imal edilmiş şampuanlar şifalı taşlara zarar vermez. Türkuaz taşı  için bir önceki maddede söylenenler burada da geçerlidir. Ancak içerisine kimyasal maddeler katılmış şampuanlar yalnızca şifalı taşlara değil saçlarınıza ve teninize de zarar verecektir.

Şifalı Taşlar tuzlu suda bekletilerek temizlenir mi?
Tuz, bakteriler bakımından antiseptik özellik taşır, bakterileri öldürmeye yardımcı olur. Aynı zamanda tuz bedenimiz için de yararlı bir mineraldir. Ancak unutmamak gerekir ki bedene alınan fazla tuz, vücut sistemlerinin ve yapıtaşlarının bozunumuna sebep olur.

Tuzlu suda 5 – 10 dakikadan fazla bekletilen birçok taşın da yapısının bozulacağı doğal bir sonuçtur. Kanaatimce denizlerde oluşmuş mercan, sedef gibi organik taşlarla yanardağ ifrazatının okyanuslarla karşılaşması sonucu oluşan lav taşları dışındaki taşlar tuzlu suda bekletilirse zarar görebilir.

İçerisinde şifalı taşların bekletildiği su içilebilir mi?
Kesinlikle hayır. Zira bu şekilde hareket etmek, taşları toz halinde yemekle aynı şeydir. Taşların büyük çoğunluğunda ise Bakır, Alüminyum, Kurşun, Çinko gibi sindirim sistemine girdiğinde zararlı etkisi olan mineraller bulunmaktadır. Tenle temasında bedendeki mineral dengesini sağlayan bu mineraller, doğrudan sindirim sistemine girdiğinde toksin etkisi gösterecektir.

Şifalı taşları temizleyen şifalı taşlar var mıdır?
Mümkündür. Zira taşların birbirine dokunması aralarında aynı elementler bakımından alışverişe sebep olur. Dolayısıyla örneğin Ametist, Sitrin, Kuvars gibi kristal cevherlerin üzerine bırakılan işlenmiş bir taş, eksilen minerallerini tamamlayabilecektir.

Yine örneğin Kiyanit taşı kendi kendisini ve çevresindeki taşları temizleyen bir taştır.

www.otantiktas.com
Hasan Okumuş

...
Şifalı Taşların Temizliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şifalı Taşların Temizliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Kasım 2013 Cumartesi

Taslarin gizemli gucleri...

Taşların gizemli güçleri



 
İSMMMO -Yaşam- İnsanlık taşların enerji, güç ve şifa veren özelliklerini adeta yeniden keşfediyor. Türkiye’de
elmas, zümrüt, yakut gibi taşlar çıkartılmıyor ama dünyadaki saptanan 250 değerli taştan
36’sı Anadolu topraklarında bulunuyor. Türkiye, kuvars ailesi taşlar açısından da zengin bir
ülke… Bu aileye mensup ametist ile enerjinizi dengeleyebilir, pembe kuvars ile radyoaktif
ışınlardan korunabilirsiniz… Bağışıklık sistemini güçlendireni de var; sinirsel gerilimleri yok
edeni de… Buyurun taşların gizemli dünyasına…




 GÜL Ş E N K A N D E M İ R
 
“Sarhoşluk tanrısı Diyonisos, bir ölümlünün
kendisine hakaret etmesine sinirlenir ve yoluna çıkan
ilk ölümlüden intikam alacağına dair yemin eder.
Dileğini gerçekleştirmek için vahşi kaplanlar
yaratır. Genç ve güzel bir kız olan Ametist, tanrıça
Diana’ya adak adamaya giderken,
kaplanlar ile karşılaşır. Diana kaplanların acımasız
pençelerinden korunması için Ametist’i
saf kristal kuvarstan bir heykele dönüştürür.
Diyonisos bu harikulade heykeli gördüğünde, yaptığından
pişman olur. Öylesine bir vicdan azabı duyar ki,
şarap gözyaşları döker. Tanrı’nın gözyaşları bu saf
kristal kuvarsı, mora dönüştürür.”
Yunan mitolojisinde, ametist taşının
yaratılış efsanesi böyle anlatılıyor. Ametist,
kuvars ailesine mensup bir süs taşı…
Öylesine güzel ki, krallar, kraliçeler taçlarında
bu taşı bolca kullanmış. Asya ve Mısır'da ametist
mühür değer kazanmış. İnsanoğlu yüzyıllar önce
bile yalnızca rengi, güzelliği nedeniyle seçmemiş bu
taşı… Ametistin negatif enerjiyi aldığı, hatta kullanan
kişiye güç verdiğine inanılıyor.



 

TAŞLARLA GELEN ŞİFA
İnsanoğlunun enerjisinden, gücünden
yararlandığı tek taş elbette ametist değil…
Doğada değerli taş yani süs taşı olarak
adlandırılan 250’ye yakın taş çeşidi var.
Elmas, yakut, safir, zümrüt, topaz dünyada en
bilinen değerli taşlar… Ancak doğa o kadar cömert
ki… Agat, obsidyen, opal, mavi kalsedon gibi Türkiye’de
bolca bulunan taşlar da değerli taş sınıfına giriyor.
Bu taşları aslında insanoğlu yüzyıllar önce baş tacı yapmış… Ancak
günümüzde doğal taşlar yeniden keşfediliyor. Bu keşfin nedeni yalnızca
güzel görünümleri ve değerleri değil elbette… Modern yaşamın
getirdiği ruhsal ve bedensel sıkıntılara çözüm arayan insanlık, doğal taşların
enerji, güç, şifa veren özelliklerinden yeniden medet umuyor.
Uzakdoğu, Amerika ve Brezilya bu taşların hem yeniden keşfi, hem
de ekonomiye kazandırılması anlamında dünyaya öncülük ediyor. Uzakdoğu’da
bu iş hem üretim hem de ticaret anlamında öylesine ilerlemiş
ki, özellikle Tayland’a taş işlemeciliğiyle ilgili özel turlar bile düzenleniyor.
Türkiye’de de doğal taşlara ilgi günden güne artıyor.
Her geçen gün vitrinlerde taşlarla
süslenmiş takıları daha çok görüyoruz.
Taşlardan yapılan takıları satan mağazalar
artarken; kadın, erkek
birçok insanın enerjisinden yararlanmak
için taşları üstlerinde taşımaya
başladı. Ekranlara çıkan alternatif
tıp uzmanları taşların yararlarını
anlata anlata bitiremiyor. Ünlü insanların
da bu taşları kullanması son yıllarda toplumda bu konuda
bilinçlenmeye neden oluyor.
Türkiye’nin lokman hekimi olarak tanınan Prof.
Dr. Ahmet Maranki, kozmik bilim yoluyla insanlara
sağlıklı ve kaliteli yaşamın ipuçlarını veriyor.
Kitapları 1 milyondan fazla satan
Maranki’nin kozmik biliminde taşların önemi
büyük. Kozmik bilimin beş ana dalından
birinin taşlar olduğunu söyleyen
Maranki, taşların insan bedenindeki
enerji noktalarını etkileme özelliğine sahip
olduğunu söylüyor. Maranki’ye göre; örneğin vücutta enerji merkezlerinen
biri olan ve 4. şakra denilen kalp şakrasını yeşil
zümrüt ve kuvars grubu taşlar etkiliyor. 5. şakra
olarak da bilinen boğaz şakrasına ise turkuaz,
akua ve main taşları iyi geliyor.
Prof. Dr. Maranki, insanların burçlarına
göre taş kullanmalarını tavsiye ediyor. Boğa
burcu olan bir insanın zümrüt kullanmasını tavsiye
eden Maranki, kova burcu içinse akik taşını öneriyor.
Taşların gümüşlerle kullanılması gerektiğini de
belirten Maranki, hastalarının kullanabilecekleri taşlı takıları
da kendisi ürettiriyor. Maranki bu konuda şu bilgileri veriyor:
“Türkiye’de herkesin şakrasına, enerji merkezine, salgı bezlerine göre
enerji dengeleyici taşları, erkekler ve kadınlar için ürettik. Biz taşa önem
veriyoruz ve gümüş kullanıyoruz. Ancak hangi yaşta hangi taşı takacağınızı
da iyi bilmeniz lazım. Belli bir yaşta bir taş takarsınız, cinsel içgüdüleriniz
yok olur. Belli yaşta bir kadın kulağına bir taş küpe takabilir; tansiyonu
artar, migreni olabilir. Fayda göreceğim derken zarar görebilir.”


İSMMMO -Yaşam


26 Nisan 2013 Cuma

Şifalı Taşların Temizliği

 

Şifalı Taşların Temizliği

Şifalı Taşların Temizliği Yapılırken Ne Kadar Bekletilmelidir?
Taşlar, ayda bir gün 24  saat suda veya toprakta bekletilirse yeterlidir.

Şifalı Taşların Temizliği nasıl olmalıdır?
Şifalı taşlar, doğal sıcaklığındaki suyla veya ılık suyla yıkanmalıdır. Tıpkı insanlar gibi… Şifalı taşlar kesinlikle sıcak suyla yıkanmamalı veya sıcak suda bekletilmemelidir. Zira sıcak su, opal, türkuaz, oltu (Jet), kiyanit gibi taşların yapısını bozabilir.

Şifalı Taşların Temizliği Yapılırken Sabun Kullanılabilir Mi?
Türkuaz taşı hariç tutulursa, taşların suyla temizlenmesinde sabun kullanılabilir. Zira sabun, genel olarak kimyasal madde içermemektedir. Türkuaz taşı gözenekli olduğundan sabunla temas ettiğinde renklerinde değişim oluşabilir. Renk değişimini önemli görmeyenler türkuaz taşını da sabunlu suyla temizleyebilir.

Şifalı Taşların Temizliği Banyo Yaparken Şampuan Kullanılırsa Taşlar Zarar Görür mü?
Doğal bitki özleriyle imal edilmiş şampuanlar şifalı taşlara zarar vermez. Türkuaz taşı  için bir önceki maddede söylenenler burada da geçerlidir. Ancak içerisine kimyasal maddeler katılmış şampuanlar yalnızca şifalı taşlara değil saçlarınıza ve teninize de zarar verecektir.

Şifalı Taşlar tuzlu suda bekletilerek temizlenir mi?
Tuz, bakteriler bakımından antiseptik özellik taşır, bakterileri öldürmeye yardımcı olur. Aynı zamanda tuz bedenimiz için de yararlı bir mineraldir. Ancak unutmamak gerekir ki bedene alınan fazla tuz, vücut sistemlerinin ve yapıtaşlarının bozunumuna sebep olur.

Tuzlu suda 5 – 10 dakikadan fazla bekletilen birçok taşın da yapısının bozulacağı doğal bir sonuçtur. Kanaatimce denizlerde oluşmuş mercan, sedef gibi organik taşlarla yanardağ ifrazatının okyanuslarla karşılaşması sonucu oluşan lav taşları dışındaki taşlar tuzlu suda bekletilirse zarar görebilir.

İçerisinde şifalı taşların bekletildiği su içilebilir mi?
Kesinlikle hayır. Zira bu şekilde hareket etmek, taşları toz halinde yemekle aynı şeydir. Taşların büyük çoğunluğunda ise Bakır, Alüminyum, Kurşun, Çinko gibi sindirim sistemine girdiğinde zararlı etkisi olan mineraller bulunmaktadır. Tenle temasında bedendeki mineral dengesini sağlayan bu mineraller, doğrudan sindirim sistemine girdiğinde toksin etkisi gösterecektir.

Şifalı taşları temizleyen şifalı taşlar var mıdır?
Mümkündür. Zira taşların birbirine dokunması aralarında aynı elementler bakımından alışverişe sebep olur. Dolayısıyla örneğin Ametist, Sitrin, Kuvars gibi kristal cevherlerin üzerine bırakılan işlenmiş bir taş, eksilen minerallerini tamamlayabilecektir.

Yine örneğin Kiyanit taşı kendi kendisini ve çevresindeki taşları temizleyen bir taştır.

www.otantiktas.com
Hasan Okumuş

...

News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler