.jpg)
Yaratıcı Kapasite ve Yeni Tasarımcı Profili Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN -Mücevher tasarımı, her ne kadar geniş bir hayal gücü ve yaratıcılık gerektirse de, fikir ürüne dönüştüğünde ticari bir niteliğe bürünerek piyasada satılan bir meta haline gelmektedir. Mücevher tasarlayan kişi, Meltem Kurtulan’ın deyişi ile, “…bir ürünün doğmasına aracılık eden, ekonomik değer, ergonomi ve satılabilirlik ölçütlerini doğru birleştiren, bunun yanında özgünlüğü elden bırakmayan kişidir; bu nedenle sanatçı kadar özgür değildir. Kendi istediğinden çok, alıcının istemesi olası ürünü yaratmak durumunda olan kişidir…” (Kurtulan, 2010: 92). Dolayısıyla kuyumculuk bir sanat değil, zenaattir. Bu çerçeveden ele alındığında, kuyumculuk sektöründe üretim ölçeği, tasarımcının kendisi ile tasarladığı ürün arasındaki ilişkinin düzeyini ve yaratıcılığının sınırlarını belirleyen en temel faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Şekil 5 bu araştırma kapsamında üretici firmalar ile yapılan yüzyüze görüşmelerden yola çıkılarak İstanbul’da üretim ölçeğine ve yaratılan tasarımın marka gücüne bağlı olarak oluşturulmuş bir tasarım tipolojisini göstermektedir. Bu tipolojide üretim ölçeğine ilişkin yelpazenin bir ucunda “butik” olarak da adlandırılan, tek ve özgün ürünler yer alırken, yelpazenin diğer ucunda seri üretime uygun tasarımlar bulunmaktadır. Bu iki kategorinin arasında kalan tasarımları ise sınırlı sayıda veya siparişler doğrultusunda hazırlanan tasarımlar olarak adlandırabiliriz. Bu üç grup tasarımın marka gücüne göre bir değerlendirme yapıldığında ise marka gücü yüksek ve düşük olmak üzere iki alt kategorinin olduğunu, dolayısıyla İstanbul kuyumculuk sektöründe, kabaca altı farklı tasarım sürecinin bulunduğunu söyleyebiliriz. Buna göre butik tasarım, genellikle tasarımcının ürünü tasarlamakla kalmayıp aynı zamanda onu ürettiği, deyim yerindeyse yarattığı tasarım ile “bütünleştiği” bir sürece işaret etmektedir. Butik tasarımlar seri üretime yönelik tasarımlar ile karşılaştırılamayacak kadar uzun bir ürün ömrüne sahiptir; modası kolay kolay geçmez, tersine yıllar geçtikçe klasiklaşir. Emek yoğun bir üretim sürecinin sonunda ortaya çıkan butik mücevherlerin, kullanılan malzemenin ve el işçiliğinin doğası gereği, aynısının bir kez daha yapılması ve çoğaltılması mümkün değildir. Bu yönüyle tasarımcısının elinden çıkan butik tasarımın piyasa değeri, kullanılan madenin veya taşın değerinin çok üzerine çıkmakta, dolayısıyla 14 bu sürecin sonunda ürün başına yüksek bir katma değer elde edilmektedir. Ancak her butik tasarımın aynı ölçüde piyasa ile buluşabildiğini söylemek mümkün değildir. Zaten sınırlı bir alıcı kitlesi bulunan butik mücevher, tasarımcısının marka gücü oranında kendi içinde ikiye ayrılmaktadır. Marka gücü düşük (veya henüz yeterince güçlenmemiş) olan tasarımlar genellikle bağımsız çalışan mücevher tasarımcıları tarafından geliştirilirken, marka gücü yüksek butik mücevherlerin sektörde ün yapmış az sayıda kuyumcu elinden çıktığını ve bu kuyumcuların pek çoğunun kendi firmalarına sahip olduklarını görmekteyiz İstanbul Kültür Mirası ve Kültür Ekonomisi Envanteri 2010 İstanbul’da Kültür Ekonomisini Döndüren Çarklardan biri: MÜCEVHER TASARIMI VE KUYUMCULUK Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri Sektörel Araştırma Raporu Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Seri üretime yönelik “konfeksiyon tasarım” süreci ise, butik üretimin aksine, genellikle büyük ölçekli fabrikalarda üretilen ürünleri içermektedir. Burada temel amaç, farklı gelir düzeylerinden oluşan geniş bir yelpazenin taleplerine, alım güçlerine ve beyenilerine yönelik çeşitli alt kategorilerde ürünler üretmek ve kuyumu geniş kitleler tarafından satın alınabilir bir meta haline getirmektir. Konfeksiyon mücevherler, büyük firmalar için çalışan tasarımcılar ve tasarım ekipleri tarafından hazırlanmakta, ortaya çıkan iki boyutlu çizimler bilgisayar yardımı ile kalıbı çıkartılarak kitle üretimine hazır hale getirilmektedir. Üretim tamamen makineler ile gerçekleştirilebileceği gibi, tasarımın özelliğine göre el emeğinin kullanıldığı bir üretim bandı ile de yapılabilmektedir. Pres ve döküm olmak üzere iki temel tekniğin kullanıldığı kitlesel mücevher üretiminde tasarımların ömrü kalıp maliyetine göre altı ay ile iki yıl arasında değişmektedir12. Bu süreçte önemli olan, tasarımcının ürün ile olan ilişkisidir; konfeksiyon üretimde tasarımcının rolü, çoğunlukla çizimleri oluşturmanın ötesine geçememekte, bir başka anlatımla ürün tasarımcının “elinden çıkmamaktadır”. Diğer taraftan, tasarımcılar firma yönetimi tarafından belirlenen fiyat aralıklarına ve piyasa eğilimlerine uymak durumundadırlar. Mücevher tasarımcısından kısa süre içerisinde çok sayıda ürün tasarlaması beklenmekte, dolayısıyla Döküm ürünlerin kalıp maliyeti yaklaşık 500 dolarken, pres ürünlerin kalıp mailyeti 3000 dolara kadar çıkabilmektedir. tasarımcının hareket alanı oldukça kısıtlanmaktadır. Sonuç olarak ortaya, geniş bir piyasaya hitap eden ve çoğunlukla düşük gramajlı takılar çıkmaktadır. Sektörde bir başka tasarım süreci ise, çok sayıda küçük ve orta ölçekli atölye tarafından gerçekleştirilen sipariş esaslı kitle üretimine yöneliktir. Taklit tasarım olarak adlandırabileceğimiz bu üretim biçimi, alınan siparişin büyüklüğüne göre bir üründen çok sayıda kopya üretmeye temellenmektedir. Bu grupta yer alan firmalar, piyasada “tutulan” tasarımların çok benzerlerini üretip çeşitli toptan ve perakendecilere satabildikleri gibi, büyük ölçekli firmaların siparişleri doğrultusunda düşük katma değerli ara mamül (montür) veya nihai ürün de üretebilmektedirler. Çoğunlukla varoş kökenli ailelerden yetişen ve mesleki donanımlarını genç yaşta içine girdikleri sektörde usta-çırak ilişkisi yolu ile elde etmiş “alaylı” ustalara ait bu atölyeler kendi özgün tasarımlarını oluşturacak yaratıcı kapasiteden yoksundurlar. Buna karşılık mevcut bir tasarımı büyük bir ustalıkla taklit edebilecek beceriye, dinamizme ve girişimci ruha sahiptirler. Bu yönüyle bu grupta yer alan atölyeler piyasada bir marka olarak değil, ancak fiyat, güvenilirlik, teslimat süresi ve kalite açısından rekabet edebilmektedir. İşporta tasarım, konfeksiyon ile taklit mücevher üretimine dışarıdan destek olan (çoğunlukla okullu) tasarımcıları kapsamaktadır. Bu tasarımcılar herhangi bir nihai ürün veya prototip üretmeksizin, genellikle sadece hazırladıkları çizimleri üreticilerin beyenisine sunarlar. Bu grupta yer alan tasarımcılar, çoğunlukla herhangi bir markaya sahip olmayan ve genellikle evden çalışan, bağımsız kişilerden oluşabileceği gibi, kendilerine ait bir firma üzerinden düzenli olarak firmalara tasarım da çizebilmektedirler. İşporta tasarımcılar, çeşitli açılardan bir ölçüde bağımsız butik tasarımcılara benzese de, yapılan tasarımın niteliği bu grubu butik tasarımcıdan ayırır; yapılan iş çoğunlukla kitlesel üretime yöneliktir. Son kategoride ise butik tasarımcılar kadar yaratıcı kapasitesiye ve geniş bir rekabetçi vizyona sahip olan “ayrıcalıklı tasarımcılar” gelmektedir. Bu grup, genellikle sipariş esaslı kitle üretimine yönelik çalışan, ancak taklit tasarımcılardan farklı olarak, kendi özgün tasarımlarını yaratabilen ve bu tasarımları bünyelerinde barındırdıkları nitelikli sadekarlar ile kusursuz bir biçimde ürüne dönüştürebilen orta ölçekli atölyelerden oluşmaktadır. Burada kritik olan nokta tasarımcının en az butik tasarımda olduğu kadar işin mutfak kısmını da çok iyi bilmesi, diğer bir deyişle üretim ile tasarım arasındaki mesafeyi kısaltabilmesidir. Alaylı, okullu ve/veya bu sektöre sonradan ilgi duyarak kendi kendilerini yetiştirmiş tasarımcıları bünyesinde barındıran bu firmalar, kendi markalarıyla ihracat yapabilme becerisine ulaşmış ve markalarının gücünü korumak için niş pazarlara yönelik sınırlı sayıda ürünler üretmeyi temel strateji olarak benimsemişlerdir. Meslekiçi eğitimin öneminin bilincinde olan bu atölyeler (az sayıdaki kurumsallaşmış butik tasarımcı ile birlikte) kuyumculuk mesleğinde giderek kaybolmaya başlayan usta-çırak ilişkisinin devamlılığı yönünde önemli bir boşluğu doldurmaktadırlar. Hiç şüphe yok ki İstanbul kuyumculuk sektöründe bu altı farklı tipin dışında, hatta birden fazla kategorinin özelliklerini barındıran tasarım süreçlerine ve tasarımcı profillerine rastlayabilmek olasıdır. Bağımsız bir butik mücevher tasarımcısı, yeri geldiğinde seri 13 İstisnai durumlarla karşılaşılmakla birlikte bu grupta genellikle üniversite ve yüksek okulların tasarım ile ilgili bölümlerinden mezun olarak meslek yaşamlarını bu yönde devam ettiren “okullu” tasarımcılar istihdam edilmektedir. Bu grupta yer alan tasarımcılar, takı tasarım ve endüstri ürünleri tasarımı gibi doğrudan sektör ile ilgili bölümlerden veya mimarlık, seramik, heykel gibi kuyumculuk sektörüne “yakın” bölümlerden mezun kişilerden oluşmaktadır. 16 üretim yapan bir firmanın tasarım danışmanlığını üstlenebilmekte veya taklit tasarım yapan bir üretici portföyüne ayrıcalıklı bir tasarım ürününü ekleyebilmektedir. Dolayısıyla, yukarıda sunulan tipolojiyi, mücevher tasarımının karmaşık yapısını daha kolay anlamamıza ve sektör için başarı şansı yüksek bir politika çerçevesi geliştirmemize yardımcı olabilecek bir şablon olarak değerlendirmek mümkündür. Bu tipoloji ışığında ele alındığında, İstanbul’da kuyumculuk sektörünün marka gücü yüksek üç kategori olan “kurumsallaşmış butik tasarım”, “ayrıcalıklı tasarım” ve “konfeksiyon tasarım” kulvarlarında kayda değer bir başarı yakaladığını ve uluslar arası işlenmiş altın piyasasında kendini kabul ettirecek ölçüde bir rekabet gücüne erişmiş olduğunu görmekteyiz14. Ancak sektörün firma sayısı bakımından büyük bir kesiminin taklit tasarım yapan atölyelerden oluştuğu ve marka gücü düşük diğer iki kategoride (bağımsız butik tasarım ve işporta tasarım) hazırlanan ürün/tasarımların piyasa ile buluşma kanallarının yetersiz olduğu göz önüne alındığında, İstanbul kuyumculuk endüstrisinin genel anlamda, düşük katma değerli taklit tasarımlar yapan ve ne yazık ki ara malı (veya montür) üreten bir sektör görüntüsü çizdiğini görmekteyiz. http://www.istanbulkulturenvanteri.gov.tr/files/yayinlar MÜCEVHER TASARIMI VE KUYUMCULUK Temel Yapısal Özellikler, Fırsat ve Tehditler, Politika Önerileri Sektörel Araştırma Raporu Yrd.Doç.Dr. Yiğit EVREN Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi ...