Altının Tabiatta Bulunuşu Ve Özellikleri
Altın ilk işlenen metal olup, en eski uygarlıklarda güç, zenginlik simgesi olarak
değerli sayılmıştır.Tarihte bilinen kayıtlara göre Mısır hükümdarları zamanında M.Ö. 3200
yıllarında, altın darphanelerde eşit boyda çubuklar halinde çekilerek para olarak kullanıldı.
Au Latince Aurum kelimesinden gelmektedir Tabiatta saf halinde bulunan doğal altın,
İ.Ö.3000 yılından önce süs eşyası yapımında kullanılmıştır. Altın doğada çok nadiren saf
olarak bulunur. Daima gümüş ve bazen de diğer metalleri ihtiva eder. Dünyadaki altının
büyük bir çoğunluğu, toprakta bulunan sarı metalik minarelden elde edilmektedir. Gümüş
oranı yüksek olduğu takdirde mineral “Elektrum”diye adlandırılır. Bu mineral sarı veya
beyaz renktedir. Çok ender sahalarda, altın cıva ile birlikte tabii amalgam halinde bulunur.
Tabiatta mevcut bulunan ikinci önemli bileşiği “KALAVERİT”(AuAg)Te2 altın tellür olup
bu bileşik %43 altın ihtiva eder.Daha az önemli bileşiği SİLVANİT ve PETZİT’dır.Altın
genellikle tabiatta alüvyonlu yataklarda kumla karışmış parçacıklar ve kuvars kayalar
içerisinde dağılmış ince damarlar arasında rastlanır.
Altının Özellikleri
Simgesi...................................: Au
Atom ağırlığı...........................:197,2 g/mol
Atom numarası........................:79
Yoğunluğu...............................:19,3 g/cm³
Kütle özelliği..........................:20oC de 19,32 gr/cm3
Elektrik akımını iletmesi.........:%65,46
Isıyı iletmesi...........................:%53,2
Ergime derecesi.....................:1064.18 oC
Kaynama noktası...................:2856oC
Spesifik ısısı..........................:131 j/kg.k.
Tavlama ısısı.........................:300oC
Döküm sıcaklığı....................:1100-1300oC tır.
Altın bütün metotlarla şekillendirmeye müsait, akım ve ısıyı en iyi ileten metal olması,
korozyona karşı yüksek direnç ile mekanik özellikleri sebebiyle KIRMIZI-SARI-YEŞİLBEYAZ altın alaşımları halinde kuyumculukta ve saatçilik endüstrisinde kullanılır.
Oksitlenme ve sülfürlenmeye karşı yüksek dirençlidir.
Dünya Altın Üretiminin Başlıca Üretici Ülkeler Arasındaki Yüzdeleri:
Güney Afrika Birliği...............%75
Kanada....................................%3.7
A.B.D.....................................%3.4
Japonya...................................%2.7
Gana.................................... ..%1.6
Avustralya............................. %1.3
Filipinler................................ %1.
Bilinen önemli altın mineralleri şunlardır:
1. Nabit altın Au (± diğer metaller)
2. Elektrum Au - Ag alaşımı,
3. Kustelit Ag (± Au),
4. Auroküprit Au2 Cu3
5. Aurostibit Au Sb2
6. Rodit Au ( Pt, Rh, Fr, Pd)
7. Kalaverit Au (Ag) Te2
8. Silvanit (Au Ag) Te4
9. Tetsit (Au, Ag)Te
10. Nagyazit Pbn Aun (±Te, Sb, S)
11. Kennerit (Au, Ag) Te2
12. Petzit Ag3 Au Te2
Altın oluşumu bulunan sahalar şunlardır:
A. Kuvars altın damarları
1. İzmir - Karşıyaka – Arapdağı
2. Çanakkale - Kirazlı – Kartaldağ
3. Elazığ - Baskil – Nazaruşağı
4. İzmir - Ödemiş – Küre
5. Hatay – Kisecikköy
MEGEP
altın altın cevherleşmeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
altın altın cevherleşmeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
14 Haziran 2013 Cuma
5 Haziran 2013 Çarşamba
Altin Rezervi'nin Degerlendirilmesi
Altın Rezervi'nin Değerlendirilmesi
Türkiye’de şu anda işletilen bir altın yatağı olmamasına karşın, altın oluşumuna uygun
jeolojisi nedeni ile ortaya koyulmuş olan işletilebilir altın rezervinin çok üstünde rezerv
beklenmektedir. Yapılan arama çalışmaları ile bilinen rezervlere sürekli yenileri
eklenmektedir. Arama çalışmalarının teşvik edilerek hızlandırılması, beklenen büyük
rezervlerin daha çabuk ortaya çıkarılmasını sağlayacaktır.
Dünya altın madenciliği istatistikleri incelendiğinde, bulunan bütün rezervlerin hızla üretime
alındığı görülmektedir. Türkiye ise, günümüzde, işletilebilir önemli miktarda altın rezervine
sahip olduğu halde bunlardan yararlanmayan dünyadaki tek ülke konumundadır.
Ülkemizde, altın cevherleşmelerine yönelik modern maden yatağı modellemelerine
dayandırılmış aramalar son on yıldır sürdürülmektedir. Bilgi birikimimizin genişletilebilmesi
ve daha geçerli ve sağlıklı arama ilkelerinin belirlenebilmesi, bilinen yatakların işletilmesiyle
elde edilecek veriler yardımıyla varsayımların doğrulanmasına bağlıdır. Ancak, henüz hiç bir
altın yatağının işletilmeye başlamadığını ve Anadolu’nun jeolojik ve metalojenik
potansiyelini dikkate alırsak, ileride yapılacak aramalar ve yatak geliştirme çalışmaları
sonucunda altın rezervlerinin kolayca yükselebileceğini öne sürebiliriz. İşletmeye hazır
yataklardaki altın rezervinin yıllara göre artışına bir göz attığımızda bu yaklaşımımızın ne
kadar doğru olduğu anlaşılmaktadır.
Çizelge 6. İşletmeye hazır altın yataklarındaki
rezervin yıllara göre artışı
Yıl İşletmeye hazır altın rezervi (ton)
1994 45,8
1995 76,5
1997 100
1999 240
Bilinen işletilebilir altın rezervi 4-5 yıl kadar önce , 60 ton civarında iken, bugün bu rezervin
yaklaşık 4 misli artarak 240 ton metal altının üzerine çıkmış olması, VIII. BYKP Dönemi
sonunda Türkiye’nin işletilebilir altın rezervinin 1000 ton metal altın rezervinin üzerine
çıkacağının bir göstergesi olarak kabul edilebilir
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Madencilik ÖİK Raporu Metal Madenler Alt Komisyonu Değerli Metaller Çalışma Grubu Raporu
http://ekutup.dpt.gov.tr/madencil/metalmad/oik634.pdf
Türkiye’de şu anda işletilen bir altın yatağı olmamasına karşın, altın oluşumuna uygun
jeolojisi nedeni ile ortaya koyulmuş olan işletilebilir altın rezervinin çok üstünde rezerv
beklenmektedir. Yapılan arama çalışmaları ile bilinen rezervlere sürekli yenileri
eklenmektedir. Arama çalışmalarının teşvik edilerek hızlandırılması, beklenen büyük
rezervlerin daha çabuk ortaya çıkarılmasını sağlayacaktır.
Dünya altın madenciliği istatistikleri incelendiğinde, bulunan bütün rezervlerin hızla üretime
alındığı görülmektedir. Türkiye ise, günümüzde, işletilebilir önemli miktarda altın rezervine
sahip olduğu halde bunlardan yararlanmayan dünyadaki tek ülke konumundadır.
Ülkemizde, altın cevherleşmelerine yönelik modern maden yatağı modellemelerine
dayandırılmış aramalar son on yıldır sürdürülmektedir. Bilgi birikimimizin genişletilebilmesi
ve daha geçerli ve sağlıklı arama ilkelerinin belirlenebilmesi, bilinen yatakların işletilmesiyle
elde edilecek veriler yardımıyla varsayımların doğrulanmasına bağlıdır. Ancak, henüz hiç bir
altın yatağının işletilmeye başlamadığını ve Anadolu’nun jeolojik ve metalojenik
potansiyelini dikkate alırsak, ileride yapılacak aramalar ve yatak geliştirme çalışmaları
sonucunda altın rezervlerinin kolayca yükselebileceğini öne sürebiliriz. İşletmeye hazır
yataklardaki altın rezervinin yıllara göre artışına bir göz attığımızda bu yaklaşımımızın ne
kadar doğru olduğu anlaşılmaktadır.
Çizelge 6. İşletmeye hazır altın yataklarındaki
rezervin yıllara göre artışı
Yıl İşletmeye hazır altın rezervi (ton)
1994 45,8
1995 76,5
1997 100
1999 240
Bilinen işletilebilir altın rezervi 4-5 yıl kadar önce , 60 ton civarında iken, bugün bu rezervin
yaklaşık 4 misli artarak 240 ton metal altının üzerine çıkmış olması, VIII. BYKP Dönemi
sonunda Türkiye’nin işletilebilir altın rezervinin 1000 ton metal altın rezervinin üzerine
çıkacağının bir göstergesi olarak kabul edilebilir
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Madencilik ÖİK Raporu Metal Madenler Alt Komisyonu Değerli Metaller Çalışma Grubu Raporu
http://ekutup.dpt.gov.tr/madencil/metalmad/oik634.pdf
Altın Rezervi'nin Değerlendirilmesi Türkiye’de şu anda işletilen bir altın yatağı olmamasına karşın, altın oluşumuna uygun jeolo...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
altın altın cevherleşmeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
altın altın cevherleşmeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
14 Haziran 2013 Cuma
Altinin Tabiatta Bulunusu Ve Ozellikleri
Altının Tabiatta Bulunuşu Ve Özellikleri
Altın ilk işlenen metal olup, en eski uygarlıklarda güç, zenginlik simgesi olarak
değerli sayılmıştır.Tarihte bilinen kayıtlara göre Mısır hükümdarları zamanında M.Ö. 3200
yıllarında, altın darphanelerde eşit boyda çubuklar halinde çekilerek para olarak kullanıldı.
Au Latince Aurum kelimesinden gelmektedir Tabiatta saf halinde bulunan doğal altın,
İ.Ö.3000 yılından önce süs eşyası yapımında kullanılmıştır. Altın doğada çok nadiren saf
olarak bulunur. Daima gümüş ve bazen de diğer metalleri ihtiva eder. Dünyadaki altının
büyük bir çoğunluğu, toprakta bulunan sarı metalik minarelden elde edilmektedir. Gümüş
oranı yüksek olduğu takdirde mineral “Elektrum”diye adlandırılır. Bu mineral sarı veya
beyaz renktedir. Çok ender sahalarda, altın cıva ile birlikte tabii amalgam halinde bulunur.
Tabiatta mevcut bulunan ikinci önemli bileşiği “KALAVERİT”(AuAg)Te2 altın tellür olup
bu bileşik %43 altın ihtiva eder.Daha az önemli bileşiği SİLVANİT ve PETZİT’dır.Altın
genellikle tabiatta alüvyonlu yataklarda kumla karışmış parçacıklar ve kuvars kayalar
içerisinde dağılmış ince damarlar arasında rastlanır.
Altının Özellikleri
Simgesi...................................: Au
Atom ağırlığı...........................:197,2 g/mol
Atom numarası........................:79
Yoğunluğu...............................:19,3 g/cm³
Kütle özelliği..........................:20oC de 19,32 gr/cm3
Elektrik akımını iletmesi.........:%65,46
Isıyı iletmesi...........................:%53,2
Ergime derecesi.....................:1064.18 oC
Kaynama noktası...................:2856oC
Spesifik ısısı..........................:131 j/kg.k.
Tavlama ısısı.........................:300oC
Döküm sıcaklığı....................:1100-1300oC tır.
Altın bütün metotlarla şekillendirmeye müsait, akım ve ısıyı en iyi ileten metal olması,
korozyona karşı yüksek direnç ile mekanik özellikleri sebebiyle KIRMIZI-SARI-YEŞİLBEYAZ altın alaşımları halinde kuyumculukta ve saatçilik endüstrisinde kullanılır.
Oksitlenme ve sülfürlenmeye karşı yüksek dirençlidir.
Dünya Altın Üretiminin Başlıca Üretici Ülkeler Arasındaki Yüzdeleri:
Güney Afrika Birliği...............%75
Kanada....................................%3.7
A.B.D.....................................%3.4
Japonya...................................%2.7
Gana.................................... ..%1.6
Avustralya............................. %1.3
Filipinler................................ %1.
Bilinen önemli altın mineralleri şunlardır:
1. Nabit altın Au (± diğer metaller)
2. Elektrum Au - Ag alaşımı,
3. Kustelit Ag (± Au),
4. Auroküprit Au2 Cu3
5. Aurostibit Au Sb2
6. Rodit Au ( Pt, Rh, Fr, Pd)
7. Kalaverit Au (Ag) Te2
8. Silvanit (Au Ag) Te4
9. Tetsit (Au, Ag)Te
10. Nagyazit Pbn Aun (±Te, Sb, S)
11. Kennerit (Au, Ag) Te2
12. Petzit Ag3 Au Te2
Altın oluşumu bulunan sahalar şunlardır:
A. Kuvars altın damarları
1. İzmir - Karşıyaka – Arapdağı
2. Çanakkale - Kirazlı – Kartaldağ
3. Elazığ - Baskil – Nazaruşağı
4. İzmir - Ödemiş – Küre
5. Hatay – Kisecikköy
MEGEP
Altın ilk işlenen metal olup, en eski uygarlıklarda güç, zenginlik simgesi olarak
değerli sayılmıştır.Tarihte bilinen kayıtlara göre Mısır hükümdarları zamanında M.Ö. 3200
yıllarında, altın darphanelerde eşit boyda çubuklar halinde çekilerek para olarak kullanıldı.
Au Latince Aurum kelimesinden gelmektedir Tabiatta saf halinde bulunan doğal altın,
İ.Ö.3000 yılından önce süs eşyası yapımında kullanılmıştır. Altın doğada çok nadiren saf
olarak bulunur. Daima gümüş ve bazen de diğer metalleri ihtiva eder. Dünyadaki altının
büyük bir çoğunluğu, toprakta bulunan sarı metalik minarelden elde edilmektedir. Gümüş
oranı yüksek olduğu takdirde mineral “Elektrum”diye adlandırılır. Bu mineral sarı veya
beyaz renktedir. Çok ender sahalarda, altın cıva ile birlikte tabii amalgam halinde bulunur.
Tabiatta mevcut bulunan ikinci önemli bileşiği “KALAVERİT”(AuAg)Te2 altın tellür olup
bu bileşik %43 altın ihtiva eder.Daha az önemli bileşiği SİLVANİT ve PETZİT’dır.Altın
genellikle tabiatta alüvyonlu yataklarda kumla karışmış parçacıklar ve kuvars kayalar
içerisinde dağılmış ince damarlar arasında rastlanır.
Altının Özellikleri
Simgesi...................................: Au
Atom ağırlığı...........................:197,2 g/mol
Atom numarası........................:79
Yoğunluğu...............................:19,3 g/cm³
Kütle özelliği..........................:20oC de 19,32 gr/cm3
Elektrik akımını iletmesi.........:%65,46
Isıyı iletmesi...........................:%53,2
Ergime derecesi.....................:1064.18 oC
Kaynama noktası...................:2856oC
Spesifik ısısı..........................:131 j/kg.k.
Tavlama ısısı.........................:300oC
Döküm sıcaklığı....................:1100-1300oC tır.
Altın bütün metotlarla şekillendirmeye müsait, akım ve ısıyı en iyi ileten metal olması,
korozyona karşı yüksek direnç ile mekanik özellikleri sebebiyle KIRMIZI-SARI-YEŞİLBEYAZ altın alaşımları halinde kuyumculukta ve saatçilik endüstrisinde kullanılır.
Oksitlenme ve sülfürlenmeye karşı yüksek dirençlidir.
Dünya Altın Üretiminin Başlıca Üretici Ülkeler Arasındaki Yüzdeleri:
Güney Afrika Birliği...............%75
Kanada....................................%3.7
A.B.D.....................................%3.4
Japonya...................................%2.7
Gana.................................... ..%1.6
Avustralya............................. %1.3
Filipinler................................ %1.
Bilinen önemli altın mineralleri şunlardır:
1. Nabit altın Au (± diğer metaller)
2. Elektrum Au - Ag alaşımı,
3. Kustelit Ag (± Au),
4. Auroküprit Au2 Cu3
5. Aurostibit Au Sb2
6. Rodit Au ( Pt, Rh, Fr, Pd)
7. Kalaverit Au (Ag) Te2
8. Silvanit (Au Ag) Te4
9. Tetsit (Au, Ag)Te
10. Nagyazit Pbn Aun (±Te, Sb, S)
11. Kennerit (Au, Ag) Te2
12. Petzit Ag3 Au Te2
Altın oluşumu bulunan sahalar şunlardır:
A. Kuvars altın damarları
1. İzmir - Karşıyaka – Arapdağı
2. Çanakkale - Kirazlı – Kartaldağ
3. Elazığ - Baskil – Nazaruşağı
4. İzmir - Ödemiş – Küre
5. Hatay – Kisecikköy
MEGEP
5 Haziran 2013 Çarşamba
Altin Rezervi'nin Degerlendirilmesi
Altın Rezervi'nin Değerlendirilmesi
Türkiye’de şu anda işletilen bir altın yatağı olmamasına karşın, altın oluşumuna uygun
jeolojisi nedeni ile ortaya koyulmuş olan işletilebilir altın rezervinin çok üstünde rezerv
beklenmektedir. Yapılan arama çalışmaları ile bilinen rezervlere sürekli yenileri
eklenmektedir. Arama çalışmalarının teşvik edilerek hızlandırılması, beklenen büyük
rezervlerin daha çabuk ortaya çıkarılmasını sağlayacaktır.
Dünya altın madenciliği istatistikleri incelendiğinde, bulunan bütün rezervlerin hızla üretime
alındığı görülmektedir. Türkiye ise, günümüzde, işletilebilir önemli miktarda altın rezervine
sahip olduğu halde bunlardan yararlanmayan dünyadaki tek ülke konumundadır.
Ülkemizde, altın cevherleşmelerine yönelik modern maden yatağı modellemelerine
dayandırılmış aramalar son on yıldır sürdürülmektedir. Bilgi birikimimizin genişletilebilmesi
ve daha geçerli ve sağlıklı arama ilkelerinin belirlenebilmesi, bilinen yatakların işletilmesiyle
elde edilecek veriler yardımıyla varsayımların doğrulanmasına bağlıdır. Ancak, henüz hiç bir
altın yatağının işletilmeye başlamadığını ve Anadolu’nun jeolojik ve metalojenik
potansiyelini dikkate alırsak, ileride yapılacak aramalar ve yatak geliştirme çalışmaları
sonucunda altın rezervlerinin kolayca yükselebileceğini öne sürebiliriz. İşletmeye hazır
yataklardaki altın rezervinin yıllara göre artışına bir göz attığımızda bu yaklaşımımızın ne
kadar doğru olduğu anlaşılmaktadır.
Çizelge 6. İşletmeye hazır altın yataklarındaki
rezervin yıllara göre artışı
Yıl İşletmeye hazır altın rezervi (ton)
1994 45,8
1995 76,5
1997 100
1999 240
Bilinen işletilebilir altın rezervi 4-5 yıl kadar önce , 60 ton civarında iken, bugün bu rezervin
yaklaşık 4 misli artarak 240 ton metal altının üzerine çıkmış olması, VIII. BYKP Dönemi
sonunda Türkiye’nin işletilebilir altın rezervinin 1000 ton metal altın rezervinin üzerine
çıkacağının bir göstergesi olarak kabul edilebilir
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Madencilik ÖİK Raporu Metal Madenler Alt Komisyonu Değerli Metaller Çalışma Grubu Raporu
http://ekutup.dpt.gov.tr/madencil/metalmad/oik634.pdf
Türkiye’de şu anda işletilen bir altın yatağı olmamasına karşın, altın oluşumuna uygun
jeolojisi nedeni ile ortaya koyulmuş olan işletilebilir altın rezervinin çok üstünde rezerv
beklenmektedir. Yapılan arama çalışmaları ile bilinen rezervlere sürekli yenileri
eklenmektedir. Arama çalışmalarının teşvik edilerek hızlandırılması, beklenen büyük
rezervlerin daha çabuk ortaya çıkarılmasını sağlayacaktır.
Dünya altın madenciliği istatistikleri incelendiğinde, bulunan bütün rezervlerin hızla üretime
alındığı görülmektedir. Türkiye ise, günümüzde, işletilebilir önemli miktarda altın rezervine
sahip olduğu halde bunlardan yararlanmayan dünyadaki tek ülke konumundadır.
Ülkemizde, altın cevherleşmelerine yönelik modern maden yatağı modellemelerine
dayandırılmış aramalar son on yıldır sürdürülmektedir. Bilgi birikimimizin genişletilebilmesi
ve daha geçerli ve sağlıklı arama ilkelerinin belirlenebilmesi, bilinen yatakların işletilmesiyle
elde edilecek veriler yardımıyla varsayımların doğrulanmasına bağlıdır. Ancak, henüz hiç bir
altın yatağının işletilmeye başlamadığını ve Anadolu’nun jeolojik ve metalojenik
potansiyelini dikkate alırsak, ileride yapılacak aramalar ve yatak geliştirme çalışmaları
sonucunda altın rezervlerinin kolayca yükselebileceğini öne sürebiliriz. İşletmeye hazır
yataklardaki altın rezervinin yıllara göre artışına bir göz attığımızda bu yaklaşımımızın ne
kadar doğru olduğu anlaşılmaktadır.
Çizelge 6. İşletmeye hazır altın yataklarındaki
rezervin yıllara göre artışı
Yıl İşletmeye hazır altın rezervi (ton)
1994 45,8
1995 76,5
1997 100
1999 240
Bilinen işletilebilir altın rezervi 4-5 yıl kadar önce , 60 ton civarında iken, bugün bu rezervin
yaklaşık 4 misli artarak 240 ton metal altının üzerine çıkmış olması, VIII. BYKP Dönemi
sonunda Türkiye’nin işletilebilir altın rezervinin 1000 ton metal altın rezervinin üzerine
çıkacağının bir göstergesi olarak kabul edilebilir
Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Madencilik ÖİK Raporu Metal Madenler Alt Komisyonu Değerli Metaller Çalışma Grubu Raporu
http://ekutup.dpt.gov.tr/madencil/metalmad/oik634.pdf
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.
Top Ad 728x90
Video
Visitors
Bu Blogda Ara
Vertical2
Pırlanta Hakkında Herşey
script type="text/javascript">
//form tags to omit in NS6+:
var omitformtags=["input", "textarea", "select"]
omitformtags=omitformtags.join("|")
function disableselect(e){
if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1)
return false
}
function reEnable(){
return true
}
if (typeof document.onselectstart!="undefined")
document.onselectstart=new Function ("return false")
else{
document.onmousedown=disableselect
document.onmouseup=reEnable
}
Pages - Menu
Popüler Yayınlar
-
Pırlanta Sarrafı- Pırlanta Hakkında Herşey-Titanik Filminde adı geçen “Okyanus’un Kalbi: Mavi Elmas” II Abdülhamit hana aitti. Yıllarca sa...
-
Türk mücevherciler taş için ne diyor? SABAH- METE BOYBEYİ (Boybeyi Mücevherleri Yön. Kur. Bşk.) KALİTELİSİ NADİRDİR Siyah pırlant...
-
Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantaya eşdeğermidir? 1. Mozanit pırlanta taklidi midir yoksa pırlantayı temsil mi eder? Ce...
-
En Saf Altin Nedir ? Ayar ve Milyem Hesabi AYAR VE MİLYEM Ayar ve Milyem Hesapları Kuyumculukta kıymetli metaller saf hâlde ...