Bu Blogda Ara

mücevher 2015 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mücevher 2015 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Aralık 2014 Salı

2015’in luks mucevher trendleri-Sebnem Balkan

2015 MÜCEVHER TRENDLERi



23.12.2014
Bihter Ayyıldız tbkrxm@yahoo.fr
MİLLİYET YAZISI 

 2015’in lüks mücevher trendlerini Türkiye’nin ilk pırlantalı mücevher ve lüks marka danışmanı Şebnem  Balkan’dan dinledik...
De Beers’in Türkiye lansmanı kapsamında Türk halkına pırlantayı sevdirmek ve pırlanta pazarını büyütmek amacıyla, 14 yıl boyunca halka ve sektöre çok ciddi eğitimler veren ve iletişim çalışmaları sürdüren bir isim o... Şebnem Balkan, 2005 yılından bu yana pırlantalı mücevher sektörünün yüzde 200 büyüdüğünü söylüyor.

TASARIM ÖN PLANDA
“2005-2010 yılları arasında mücevherde tasarım olgusu ortaya çıktı ama şu anda 2015 ve gelen yıllarda artık tasarım öne geçecek. En güzel taşları en güzel tasarımlarla birleştirmek önem kazanacak.Bütün dünyada markaların göründüğü tasarımlardan bir kaçış söz konusu. Bunu sessiz lüks olarak da değerlendirebiliriz. Bunun yanı sıra kişinin bireysel tarzını ön plana çıkaran mücevher tasarımları tercih edilecek.”




ÇAĞDAŞ SANAT AKIMI
Mücevher bir zanaat olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir sanat. Yeni nesil tasarımcılar, sanatçı mücevherciler olarak karşımıza çıkıyor.
Londra merkezli çalışan Shaun Leane’in mücevherlerinde geometrik tasarımları görüyoruz. Mücevher ve sanatın mükemmel birlikteliğinin bir başka örneği de Bulgari’nin Via Condotti’deki butiğini ziyaret eden Andy Warhol... “Burası en mükemmel çağdaş sanat galerisidir” sözü bu akımın temellerinin yıllar öncesine dayandığının bir kanıtı.
Soyut tasarımlar da öne çıkıyor. Soyut mücevher tasarımının Türkiye’deki öncülerinden olan Ayda Berksan’ı örnek verebiliriz.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK     KAVRAMI ÖN PLANDA
Mücevher de çağdaş sanat gibi güncel gelişmelerden etkilenmeye başladı.
Özellikle lüks markalarda bir misyon var. Bu misyon da sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak. Artık lüks markalar şımarık bir tavır değil, duyarlı bir duruş sergiliyorlar.  Boucheron Perles d’eclat koleksiyonu ile dünyada görülen her türlü zulme karşı, duruluk ve iyiliğe, ruhu arındırmaya duyulan isteği yansıtıyor. Mücevherlerde de bu duruluğu görüyoruz.
Sosyal sorumluluk bilinci çok arttı. Şu an dünyada arıların neslinin tükenmesi lüks mücevher sektörünün çok duyarlı olduğu bir konu. Bu sebeple arıyı tasarımlarda çok fazla göreceğiz.
Napoleon’un mücevhercisi Chaumet bu konuda ciddi sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor.

PIRLANTA ÇAĞI
2015 ve sonrasında pırlanta tahtını korumaya devam edecek ama fancy diye adlandırdığımız, fantezi taş grubundan mavi, pembe ve sarı pırlanta gibi çok nadir bulunan taşlara bir eğilim göreceğiz. Bu taşları bulmak çok kolay olamadığından, bu taşlara ulaşmanın en garanti yolu olan Sotheby’s, Christie’s gibi müzayede evlerinin özel mücevher müzayedelerine bir yönelim olacak. Müzayede harici bu tarz pırlantaların bulunabileceği markalar arasında Graff, Harry Winston var.
RENKLi TAŞLAR BÜYÜYECEK
Safir, yakut ve zümrüt...Tasarım dünyası bu taşlara önem veriyor. Çok iyi bir burma yakutu, Kolombiya zümrütü tasarımla birleştiğinde çok değerli parçalar ortaya çıkıyor. Morganite, künzit gibi yarı değerli renkli taşlar da yükselişte. Mor ve pembeye doğru bir eğilim var. Louis Vuitton, renkli ve yarı değerli taşları kullanan markaların başında geliyor. Chaumet, Van Cleef and Arpels ve Boucheron’un tasarımlarında görmeye alışkın olduğumuz ametistler, kalsedonlar ve turmalinleri de çok daha fazla göreceğiz.
DOĞAYA DÖNÜŞ
Doğa tüketildiği için insanlarda büyük bir doğaya dönüş özlemi var. Herkes şehir hayatından kaçıp, doğada yaşama hayalleri kuruyor.
Dolayısıyla motifler ilhamını hep doğadan alacak. Bu renkli taşların kullanımı da doğal trendin bir tamamlayıcısı olacak. Yeşil, pembe renkli taşlar doğadaki çiçeklere  gönderme yaptıkları için çok tercih edilecek.
LÜKS MARKALAR DNA’SINI MÜCEVHERE TAŞIYOR
Lüks markalar trendleri belirledikleri için bu trendler paralelinde mücevherler tasar-layarak, markanın DNA’sını mücevhere taşıyorlar. Louis Vuitton, Dior, Chanel’in başlattığı bu akımı diğer markalar da izleyecek.
Milliyet

21 Haziran 2013 Cuma

Doganin en degerli madenlerinden olan pirlanta


Doğanın en değerli madenlerinden olan pırlantadır Elmas ile pırlanta halk arasında farklı taşlar olarak bilinir ama aynı taşlardır Madenden ham olarak çıkan elmas işinin ehli uzman kişiler tarafından kesilerek pırlanta’nın 58 fasetli haline dönüşür Elmas kesildikten sonra cila işlemi uygulanır
Şu anda elmas kesildi, pırlantaya döndü ve satışa hazır hale geldi Artık sizlerin yani tüketicinin bilmesi gereken konular geldi
Her zaman duyduğumuz, anlatılan pırlantanın 4c özelliğini anlatmaya çalışalım Pırlantanın 4c’si kesim, renk, berraklık ve karattır



Renk Adı üstünde pırlantanın rengini ifade ediyor Pırlantanın renkleri vardır Pırlanta koyu sarıdan parlak, canlı beyaza doğru ilerler Türkiye’de satılan standart pırlanta renkleri son 2 yıldır J’den I ve H rengine yükseliş olmuştur Bu yükselişte tüketicinin bilinçlenmesi de etkili olmuştur Batı’nın markalarına baktığımız zaman ise mesela bir Bulgari yada Tiffany G renk taşlar kullanmaktadır Yani I ve H’ın bir üstüdür Aşağıdaki tabloda da gözüktüğü üzere en iyi renk nadir bulunan D’dir ve doğada az bulunan bir pırlantadır Bir süt paragrafta bahsettiğimiz I ve H ise Nadir beyaz kategorisine girmektedir Standart olarak bu tablo kullanılsa da bizim fikrimiz J rengi bu kategoriye girmez Tabi bu bu bizim fikrimiz

renk Pırlanta Hakkında herşey





Berraklık Berraklık deyimini doğanın parmak izleri olarak adlandırabiliriz Bir elmas yerin çok altında milyonlarca yılda büyük bir basınçla oluşur Bugünkü haline geldiği zaman ise içinde minik bazen çıplak gözle görülebilen bezen sadece özel büyütüçle görülebilen lekeler vardır Bunlar karbon kristalleridir






Türkiye’de berraklık standardı SI1 dir Çokmu önemli derseniz bu bütçe ile alakalı bir konudur Bir pırlanta rengi ne kadar iyi olursa, berraklığı da ne kadar temiz olursa o kadar değerli yani nadir bulunan taş kategorisine girer Ama bir taşın rengi I yada H berraklığı SI1 ise gayet rahat içiniz ferah kullanabileceğiniz taş kategorisine girer


Aşağıda tablo da gözüktüğü üzere SI1 de küçük pırlantaya baktığınız zaman çıplak gözle gözükmeyecek lekeler vardır yani karbon Birde şunu düşünün sizler burayı okuyorsanız artık pırlantadan az buçuk anlıyorsunuz demektir D renginde, F temizliğinde 3 karatlık bir taş kaç paradır sizce ? Krallar ülkelerinden kaçarken önce elmaslarını yanına alırlar
berraklik Pırlanta Hakkında herşey
Kesim Kesim taş büyüdüğü zaman yani 0,80′den sonra kesim artık önemli bir hal alıyor Genelde Türkiye’deki kuyumcuların az bir bölümü kesimden anlasa da önemli bir konudur Çünkü kesim ne kadar iyi olursa pırlanta ışığı o kadar iyi verecektir Kesim kötü olursa hem ışığı iyi yansıtmaz hem de pırlantaya bakıp 0,50 Ct lık taşı 0,70 gibi gösterir yada tam tersi
Eğer HID’den ,EGL’den yada bunun benzeri bir kurumdan sertifika aldıysanız buradaki özellikleri bizle paylaşarak bunun cevabını net olarak öğrenebilirsiniz Bize hiç çekinmeden ulaşın
Karat Karat ise pırlantanın ağırlığını simgeler Pırlantar karat cinsinden ölçen özel çok hassas teraziler vardır Karat gramın 5′te biridir


Elmasları aşk ve duyguyla ilişkilendirmek uzun süre De Beers’ın ana pazarlama stratejisi olmuştur Kampanyanın temel ise ünlü “Elmaslar sonsuzdur” sloganıydı Edebi bağlılığı ve edebi değeri kapsıyordu De Beers reklamları bazen ürünün flört oyunundaki rolünü DAHADA AÇIK DİLE GETİREBİLİYORDU 2000 YILININ Noelinden önce tam sayfa bir ilanda “Elbette yatırımın karşılığı var deniliyordu Ama burada bunu yayımlayamayız”
Bir yüzyıldan kısa bir süre içinde Amerikalı, Avrupalı, Japon ve artan sayısıyla Çinli kadınların pırlanta nişan yüzüğünü bir hak olarak görüp “geleneksel bir armağan” bekler hale gelmesinin sorumluluğunu De Beers taşıyor diyebilirmiyiz acaba
Ancak pırlantanın aşk ve sadakatle ilişkilendirilen söylenceler pazarlama kampanyalarının çok öncesine gidiyor.


mücevher 2015 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mücevher 2015 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Aralık 2014 Salı

2015’in luks mucevher trendleri-Sebnem Balkan

2015 MÜCEVHER TRENDLERi



23.12.2014
Bihter Ayyıldız tbkrxm@yahoo.fr
MİLLİYET YAZISI 

 2015’in lüks mücevher trendlerini Türkiye’nin ilk pırlantalı mücevher ve lüks marka danışmanı Şebnem  Balkan’dan dinledik...
De Beers’in Türkiye lansmanı kapsamında Türk halkına pırlantayı sevdirmek ve pırlanta pazarını büyütmek amacıyla, 14 yıl boyunca halka ve sektöre çok ciddi eğitimler veren ve iletişim çalışmaları sürdüren bir isim o... Şebnem Balkan, 2005 yılından bu yana pırlantalı mücevher sektörünün yüzde 200 büyüdüğünü söylüyor.

TASARIM ÖN PLANDA
“2005-2010 yılları arasında mücevherde tasarım olgusu ortaya çıktı ama şu anda 2015 ve gelen yıllarda artık tasarım öne geçecek. En güzel taşları en güzel tasarımlarla birleştirmek önem kazanacak.Bütün dünyada markaların göründüğü tasarımlardan bir kaçış söz konusu. Bunu sessiz lüks olarak da değerlendirebiliriz. Bunun yanı sıra kişinin bireysel tarzını ön plana çıkaran mücevher tasarımları tercih edilecek.”




ÇAĞDAŞ SANAT AKIMI
Mücevher bir zanaat olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir sanat. Yeni nesil tasarımcılar, sanatçı mücevherciler olarak karşımıza çıkıyor.
Londra merkezli çalışan Shaun Leane’in mücevherlerinde geometrik tasarımları görüyoruz. Mücevher ve sanatın mükemmel birlikteliğinin bir başka örneği de Bulgari’nin Via Condotti’deki butiğini ziyaret eden Andy Warhol... “Burası en mükemmel çağdaş sanat galerisidir” sözü bu akımın temellerinin yıllar öncesine dayandığının bir kanıtı.
Soyut tasarımlar da öne çıkıyor. Soyut mücevher tasarımının Türkiye’deki öncülerinden olan Ayda Berksan’ı örnek verebiliriz.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK     KAVRAMI ÖN PLANDA
Mücevher de çağdaş sanat gibi güncel gelişmelerden etkilenmeye başladı.
Özellikle lüks markalarda bir misyon var. Bu misyon da sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak. Artık lüks markalar şımarık bir tavır değil, duyarlı bir duruş sergiliyorlar.  Boucheron Perles d’eclat koleksiyonu ile dünyada görülen her türlü zulme karşı, duruluk ve iyiliğe, ruhu arındırmaya duyulan isteği yansıtıyor. Mücevherlerde de bu duruluğu görüyoruz.
Sosyal sorumluluk bilinci çok arttı. Şu an dünyada arıların neslinin tükenmesi lüks mücevher sektörünün çok duyarlı olduğu bir konu. Bu sebeple arıyı tasarımlarda çok fazla göreceğiz.
Napoleon’un mücevhercisi Chaumet bu konuda ciddi sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor.

PIRLANTA ÇAĞI
2015 ve sonrasında pırlanta tahtını korumaya devam edecek ama fancy diye adlandırdığımız, fantezi taş grubundan mavi, pembe ve sarı pırlanta gibi çok nadir bulunan taşlara bir eğilim göreceğiz. Bu taşları bulmak çok kolay olamadığından, bu taşlara ulaşmanın en garanti yolu olan Sotheby’s, Christie’s gibi müzayede evlerinin özel mücevher müzayedelerine bir yönelim olacak. Müzayede harici bu tarz pırlantaların bulunabileceği markalar arasında Graff, Harry Winston var.
RENKLi TAŞLAR BÜYÜYECEK
Safir, yakut ve zümrüt...Tasarım dünyası bu taşlara önem veriyor. Çok iyi bir burma yakutu, Kolombiya zümrütü tasarımla birleştiğinde çok değerli parçalar ortaya çıkıyor. Morganite, künzit gibi yarı değerli renkli taşlar da yükselişte. Mor ve pembeye doğru bir eğilim var. Louis Vuitton, renkli ve yarı değerli taşları kullanan markaların başında geliyor. Chaumet, Van Cleef and Arpels ve Boucheron’un tasarımlarında görmeye alışkın olduğumuz ametistler, kalsedonlar ve turmalinleri de çok daha fazla göreceğiz.
DOĞAYA DÖNÜŞ
Doğa tüketildiği için insanlarda büyük bir doğaya dönüş özlemi var. Herkes şehir hayatından kaçıp, doğada yaşama hayalleri kuruyor.
Dolayısıyla motifler ilhamını hep doğadan alacak. Bu renkli taşların kullanımı da doğal trendin bir tamamlayıcısı olacak. Yeşil, pembe renkli taşlar doğadaki çiçeklere  gönderme yaptıkları için çok tercih edilecek.
LÜKS MARKALAR DNA’SINI MÜCEVHERE TAŞIYOR
Lüks markalar trendleri belirledikleri için bu trendler paralelinde mücevherler tasar-layarak, markanın DNA’sını mücevhere taşıyorlar. Louis Vuitton, Dior, Chanel’in başlattığı bu akımı diğer markalar da izleyecek.
Milliyet

21 Haziran 2013 Cuma

Doganin en degerli madenlerinden olan pirlanta


Doğanın en değerli madenlerinden olan pırlantadır Elmas ile pırlanta halk arasında farklı taşlar olarak bilinir ama aynı taşlardır Madenden ham olarak çıkan elmas işinin ehli uzman kişiler tarafından kesilerek pırlanta’nın 58 fasetli haline dönüşür Elmas kesildikten sonra cila işlemi uygulanır
Şu anda elmas kesildi, pırlantaya döndü ve satışa hazır hale geldi Artık sizlerin yani tüketicinin bilmesi gereken konular geldi
Her zaman duyduğumuz, anlatılan pırlantanın 4c özelliğini anlatmaya çalışalım Pırlantanın 4c’si kesim, renk, berraklık ve karattır



Renk Adı üstünde pırlantanın rengini ifade ediyor Pırlantanın renkleri vardır Pırlanta koyu sarıdan parlak, canlı beyaza doğru ilerler Türkiye’de satılan standart pırlanta renkleri son 2 yıldır J’den I ve H rengine yükseliş olmuştur Bu yükselişte tüketicinin bilinçlenmesi de etkili olmuştur Batı’nın markalarına baktığımız zaman ise mesela bir Bulgari yada Tiffany G renk taşlar kullanmaktadır Yani I ve H’ın bir üstüdür Aşağıdaki tabloda da gözüktüğü üzere en iyi renk nadir bulunan D’dir ve doğada az bulunan bir pırlantadır Bir süt paragrafta bahsettiğimiz I ve H ise Nadir beyaz kategorisine girmektedir Standart olarak bu tablo kullanılsa da bizim fikrimiz J rengi bu kategoriye girmez Tabi bu bu bizim fikrimiz

renk Pırlanta Hakkında herşey





Berraklık Berraklık deyimini doğanın parmak izleri olarak adlandırabiliriz Bir elmas yerin çok altında milyonlarca yılda büyük bir basınçla oluşur Bugünkü haline geldiği zaman ise içinde minik bazen çıplak gözle görülebilen bezen sadece özel büyütüçle görülebilen lekeler vardır Bunlar karbon kristalleridir






Türkiye’de berraklık standardı SI1 dir Çokmu önemli derseniz bu bütçe ile alakalı bir konudur Bir pırlanta rengi ne kadar iyi olursa, berraklığı da ne kadar temiz olursa o kadar değerli yani nadir bulunan taş kategorisine girer Ama bir taşın rengi I yada H berraklığı SI1 ise gayet rahat içiniz ferah kullanabileceğiniz taş kategorisine girer


Aşağıda tablo da gözüktüğü üzere SI1 de küçük pırlantaya baktığınız zaman çıplak gözle gözükmeyecek lekeler vardır yani karbon Birde şunu düşünün sizler burayı okuyorsanız artık pırlantadan az buçuk anlıyorsunuz demektir D renginde, F temizliğinde 3 karatlık bir taş kaç paradır sizce ? Krallar ülkelerinden kaçarken önce elmaslarını yanına alırlar
berraklik Pırlanta Hakkında herşey
Kesim Kesim taş büyüdüğü zaman yani 0,80′den sonra kesim artık önemli bir hal alıyor Genelde Türkiye’deki kuyumcuların az bir bölümü kesimden anlasa da önemli bir konudur Çünkü kesim ne kadar iyi olursa pırlanta ışığı o kadar iyi verecektir Kesim kötü olursa hem ışığı iyi yansıtmaz hem de pırlantaya bakıp 0,50 Ct lık taşı 0,70 gibi gösterir yada tam tersi
Eğer HID’den ,EGL’den yada bunun benzeri bir kurumdan sertifika aldıysanız buradaki özellikleri bizle paylaşarak bunun cevabını net olarak öğrenebilirsiniz Bize hiç çekinmeden ulaşın
Karat Karat ise pırlantanın ağırlığını simgeler Pırlantar karat cinsinden ölçen özel çok hassas teraziler vardır Karat gramın 5′te biridir


Elmasları aşk ve duyguyla ilişkilendirmek uzun süre De Beers’ın ana pazarlama stratejisi olmuştur Kampanyanın temel ise ünlü “Elmaslar sonsuzdur” sloganıydı Edebi bağlılığı ve edebi değeri kapsıyordu De Beers reklamları bazen ürünün flört oyunundaki rolünü DAHADA AÇIK DİLE GETİREBİLİYORDU 2000 YILININ Noelinden önce tam sayfa bir ilanda “Elbette yatırımın karşılığı var deniliyordu Ama burada bunu yayımlayamayız”
Bir yüzyıldan kısa bir süre içinde Amerikalı, Avrupalı, Japon ve artan sayısıyla Çinli kadınların pırlanta nişan yüzüğünü bir hak olarak görüp “geleneksel bir armağan” bekler hale gelmesinin sorumluluğunu De Beers taşıyor diyebilirmiyiz acaba
Ancak pırlantanın aşk ve sadakatle ilişkilendirilen söylenceler pazarlama kampanyalarının çok öncesine gidiyor.


News

Latest News
Pırlanta Sarrafı Mücevherat Grubu. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Top Ad 728x90

Video

Visitors

Bu Blogda Ara

Vertical2

Pırlanta Hakkında Herşey

script type="text/javascript"> //form tags to omit in NS6+: var omitformtags=["input", "textarea", "select"] omitformtags=omitformtags.join("|") function disableselect(e){ if (omitformtags.indexOf(e.target.tagName.toLowerCase())==-1) return false } function reEnable(){ return true } if (typeof document.onselectstart!="undefined") document.onselectstart=new Function ("return false") else{ document.onmousedown=disableselect document.onmouseup=reEnable }

Slider

Recent Post

Games

Popüler Yayınlar

Tweetler