
KUYUMCULUK ALANIN MEVCUT DURUMU VE GELECEĞİ Günümüzde altın; kolay işlenebilirliliği, aşınmaması, elektriği ve ısıyı kolay iletmesi gibi üstün özellikleriyle elektronik, iletişim, havacılık ve ilaç sanayilerinde çokça kullanılmaktadır. Ayrıca, alerji yapmadığı için tıp alanında da altından yoğun bir biçimde yararlanılmaktadır. 1970’li yıllardan itibaren dünya altın madenciliği hızla büyümüş ve dünya altın üretimi son 25 yılda yaklaşık olarak ikiye katlanmıştır. Bu gelişmeler sonucunda, bilinen altın cevherlerinin işletilmesi devam ederken, yeni altın yataklarının bulunması için de dünyada yoğun bir arama ve yatırım dönemi başlamıştır. Dünyada toplam işletilebilir altın rezervi 42 500 tondur ve bunun %65’i dünya altın üretiminde ilk sıraları paylaşan ABD, Kanada, Avustralya ve Güney Afrika’da bulunmaktadır. Dünya altın üretiminin %53’ü bu dört ülkede yapılmaktadır. 1980 yılına göre üretim artışı, ABD’de 13 kat, Avustralya’da 18 kat ve Kanada’da 3,5 kat olarak gerçekleşmiştir. Dünya altın talebinde Hindistan, ABD, Suudi Arabistan ve Çin ile birlikte Türkiye ilk sıraları paylaşmaktadır. Dünyanın tüm kıtalarında 24 ülkede, 2002 yılında 2530 ton altın üretilmiştir. Dünyanın en büyük altın takı üreticisi ve ihracatçısı İtalya’nın kullandığı saf altın miktarı 450 tondur. Türlü nedenlerden dolayı, tarihin ilk çağlarından günümüze kadar insanlar takıya büyük önem vermişlerdir. Bu anlamda ülkemizde de kuyumculuğun köklü bir yeri vardır. Türkiye’de altın, çok uzun bir süre para yerine kullanılmıştır. Halkımız altını geleceğinin garantisi, güvenilir bir tasarruf ve yatırım aracı olarak görmüştür. Ayrıca ülkemizde halkımızın altına takı ve ziynet eşyası olarak gösterdiği geleneksel ilginin de eklenmesiyle canlı bir altın piyasası oluşmuştur. Ülkemizin muhtelif yörelerinde geleneksel el işçiliğine dayalı kuyumculuk bugün de varlığını sürdürmektedir. Kars-Erzurum-Trabzon-Sivas-Van-Mardin-Diyarbakır-Mersin-İstanbul gibi illerimiz kuyumculukta önde gelen merkezlerdir. Bu merkezlerin ürettiği burma-hasır-telkari bilezikleri, inci-kehribar gerdanlıkları, örme ve parçalı oyma kemerleri, murassa akarsu gerdanlıkları, tektaş-kazayağı, divanhane çivisi yüzükleri hâlâ revaçtadır. İstanbul-Kapalıçarşı kuyumculuk alanının merkezi olarak yüzyıllardan beri ününü sürdürmektedir. Boncukçuluk- tespihçilik- mühürcülük- hattatçılık- saatçilik- kalaycılık- sayacılık-kunduracılık-marangozluk-taş ve tahta oymacılığı-dokumacılık-halıcılık-demircilik-bakırcılık gibi kaybolmuş veya kaybolmaya yüz tutmuş Türk el sanatları arasında kuyumculuk alanı, endüstrileşerek sanayideki yerini almış, ilkel çalışma metotları terkedilmiş, modern teknolojiden yararlanılarak üretimini arttırmış, tüm dünya ülkelerine ihraç ettiği kaliteli takı ve mücevherleri dünya pazarlarında aranılan ürünler arasına sokarak Türk ekonomisine hatırı sayılır boyutta döviz girdisi sağlanmıştır. Son 10 yılda Türkiye, kuyumculuk alanında sadece iç piyasada değil dış piyasalarda da oldukça aktif bir konuma gelmiştir. Türkiye bugün 6500 ton altın ve 100.000 ton üzerindeki gümüş potansiyeli ile dünyanın sayılı altın ve gümüş üreticileri arasında yer alabilecek bir kapasiteye sahip bulunmaktadır. Türkiye’nin yıllık ihracatı 110-120 ton has altın civarındadır. Bunu takıya çevirdiğimizde yılda 190 ton civarında takı ihracatı yapılmaktadır. Bu ihracat rakamları Türkiye’yi İtalya’nın arkasından dünyada ikinci sıraya yerleştirmektedir. Dünya kuyumculuk sektöründe ikinci sırada olan ülkemiz bu alandaki hızlı gelişimiyle dünya lideri olmaya adaydır. Türkiye’de son 10 yıl içerisinde en hızlı gelişen sektör kuyumculuk alanıdır. Bu süre içerisinde sektör istihdamını dörde katlamıştır. Türkiye genelinde kuyumculuk, imalat ve satış yapan yaklaşık 5000 iş yerinde 70 bin kişi çalışırken şimdi bu sayı 250 binlere ulaşmıştır. Genel bir ortalama yapıldığında kuyumculuk alanının son 10 yıl içerisinde %50 teknoloji kullanarak kaliye personelden istifade edip istihdam kapasitesini %300 arttırdığını söyleyebiliriz. Günümüzde çağdaş teknikler ve elektronik aletler vasıtasıyla gayet karmaşık, ince ve hassas çözümlere ulaşan kuyumculuk mesleği, gelişmişliğine rağmen geleneksel yöntemlere bağlı kalarak bir el işlemeciliği ile yüksek bir işçilik yeteneğine de ihtiyaç göstermektedir. Örneğin; bir sadekarın yaratıcı ve yapıcı becerisi henüz hiçbir makine veya elektronik bilgisayarla yapılamamaktadır. Bu nedenle de modern fabrikalarda üretimin arttırılabilmesi yine kaliteli, nitelikli ve kabiliyetli insan gücüne dayanmaktadır. MEGEP...